Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

"Yeni Çağcı(New Age) Tarikat Reiki"den: Bir Hanımın İtirafları!

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    "Yeni Çağcı(New Age) Tarikat Reiki"den: Bir Hanımın İtirafları!

    O sene, çok yalnızdım. Gökdelendeki işimde kendimi bir fare gibi hissediyordum. Havasız, güneşsiz, labirent binada, ay sonundaki peynir maaş için bir oraya, bir buraya koşan bir fare� Hayatım bu labirent, uyku ve evde geçirilen kısa bir zamandan ibaretti. Eve gidip ağlıyordum.

    Böyle bir haleti ruhiye içindeyken, birkaç senedir görmediğim bir arkadaşımla karşılaştım. Annesiyle beraber bir vakıfta Reiki yaptıklarını, çok mutlu olduklarını, hayatla ne kadar da barışık olduklarını anlattı. Vakfın seminerlerine beni de çağırdı.

    Beyoğlu'nda bir binanın üst katlarında kocaman bir salonda en az 100-150 kişilik bir grup toplanmış, bir beyin anlattıklarını dinliyordu. Gelenler bakımlı, şık, kendine güvenli görünüyordu. Herkes bolca gülümsüyordu etrafına.


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    #2
    Ynt: "Yeni Çağcı(New Age) Tarikat Reiki"den: Bir Hanımın İtirafları!

    "BAMBAŞKA BİR AHİRET HAYATI TASVİR EDİYORLARDI"

    İlk başta seminerde duyduklarım çok saçma geldi. O ana kadar hiçbir yerde işitmediğim, bambaşka bir ahiret hayatı tasvir ediliyordu. Semineri veren kişi, kendinden ve söylediklerinin doğru olduğundan son derece emin konuşuyordu, ama gerçekten çok saçmaydı. Etraftaki insanlara baktım. Bu söylenenlere en az konuşan kadar inanmış; ona sorular soruyor, kafalarını sallıyor, saçma bilgilerini biraz daha pekiştiriyorlardı.

    Beni eve bırakırlarken Reikinin ne olduğunu sordum. Verilen cevaptan hiçbir şey anlamadım. Sistem, teknik, iyilik, şifa kelimelerinin geçtiği bir cevaptı. Anladığım şuydu; arkadaşımın annesi, uzun yıllardır Reiki yapıyordu ve halinden memnundu.

    Dediğim gibi aklıma yatmadı ama her nasılsa düzenli olarak vakfa gider oldum. Seminerlerde anlatılanları onaylayan 100 kişiyle birlikte, ben de kafamı sallamaya başladım. Reiki kurslarına katıldım. Anlamını tam olarak kavrayamasam da şifa, teknik, insanlar için iyilik kelimeleri, benim de dilime oturdu. Etraftan midesi ağrıyanın midesine; ayağı titreyenin ayağına ellerimi tutuyordum. İyi geldi diyorlardı. Arkadaşlarımı, akrabalarımı seminerlere davet ediyordum ben de artık.


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    Yorum


      #3
      Ynt: "Yeni Çağcı(New Age) Tarikat Reiki"den: Bir Hanımın İtirafları!

      "TOPLU MEDİTASYONLAR VE BÜYÜK ENERJİLERLE İLİŞKİ"

      Devamlı tütsü yakılan seminerlerde, farklı ahiret tasvirlerinden başka anlatılan konular da vardı. Et yemenin kötü olduğu anlatılıyordu. Değişik semboller öğretiliyor; bunları kimse görmeden evde saklamamız, kimse görmeden havada çizmemiz öğütleniyordu. Toplu meditasyonlar yapılıyordu. Meditasyonla aramıza "büyük enerjilerin geldiği"; "çeşitli renklerde bir şeyler göründüğü" söyleniyordu. Devamlı enerjilerden, auralardan, kristal çocuklardan bahsediliyordu. "Gözleri kapalı" olduğu halde, kapıdan içeri giren birini "görenler" vardı. Kimden, nereden geldiğini bilmediğimiz "tebliğler", vakfın çekirdek kadrosundan bir kişiye geliyor; o da seminerlere katılanlara bildiriyordu. Bunlar dışında tebliğler ve seminerlerde anlatılanlar, küçük dergiler gibi kağıda basılıyor; sindire sindire okuyabilmemiz için bizlere veriliyordu. E-posta kutumuza mesaj olarak da geliyordu.


      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

      Yorum


        #4
        Ynt: "Yeni Çağcı(New Age) Tarikat Reiki"den: Bir Hanımın İtirafları!

        ESKİ MISIR : "İMRENİLECEK BİR UYGARLIKMIŞ"

        Eski Mısır, çok imrenilecek bir uygarlık olarak tanıtılıyordu. Yok olan muhteşem eski uygarlıklarda, insanların çok daha bilgili oldukları, kendileri için bugün mucize veya büyü diyebileceğimiz şeyler yapabildikleri anlatılıyordu. Salon dışındaki, bu ayrıcalıklı bilgilerden habersiz insan "sokaktaki insan"dı. Biz sokaktaki insanla bir değildik.

        Bu tür gruplarda, çeşitli semboller öğretiliyor. Büyücülük yapmış Eski Mısır gibi kavimlerin veya Mu, Atlantis'in büyü sembolleri midir? Bir şeyleri çağırma sembolleri midir? Defalarca tekrarlatılan, anlamını bilmediğimiz mantralar ne anlama geliyor? Bilmeden ne tekrar edilip duruyor?

        "KURSLAR HİYERARŞİK VE BİLGİLER GİZLİ"

        Vakıftaki bütün seminerler, meditasyonlar, kurslar, hassas bir saatin işleyişi gibi tıkır tıkır organize ediliyordu. Vakfın çekirdek kadrosu her zaman gülümseyen, her zaman yardıma hazır, her konuda bilgili, sivri yüksek topuklu, sivri tırnakları ojeli, her zaman fönlü ve makyajlı kadınlardı.

        Reiki dışında bir sürü konuda kurslar vardı. Taşlar, renkler gibi konularda. Herkes her kursa katılamıyordu. Oradaki derecenize bağlıydı katılmanız. Anlatılanları da gizli bir bilgi olarak herkesten saklayacaktınız. Reikinin üç kursuna da katıldıysanız şu kursa; ona da katıldıysanız bu kursa girebiliyordunuz. Tabii bunların hepsi ufak bir meblağ karşılığında.

        Ben ise halimden çok memnundum. Labirentteki fare görevimden vakfa gittiğimde burada tanıştığım arkadaşlarım bana sarılıyorlardı. Büyük bir grubun parçası olmuştum, beni seviyorlardı. Kursta öğrendiğim sembolleri, mide ağrıları dışında bolluk bereket için, türlü sebepler için tavanlara duvarlara da çiziyordum. Kimseye göstermeden, gizli gizli, bize tembih edildiği gibi.


        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

        Yorum


          #5
          Ynt: "Yeni Çağcı(New Age) Tarikat Reiki"den: Bir Hanımın İtirafları!

          YENİ ÇAĞCILAR: "ÜÇ SARMALLI DNA'YA SAHİP OLACAK!"

          Haftada bir gün gittiğim vakıfta, defalarca duyduğum "et yemeyin" telkinlerinden sonra et yemez oldum.. Son gittiğim kursta "om�" diye başlayan bir mantrayı ezberlemem istenmişti. Sabah, güneş doğmadan kalkıyor; mantrayı belli sayıda tekrar ediyor, çeşitli sembolleri havaya çiziyordum. DNA'mı çift sarmaldan üçlü sarmala çıkarmaya yönelik idi bu sembol ve mantralar. Yeni Çağ'da(New Age), yeni insanın, üç sarmallı DNA'sı olacağı ve buna bir an önce uyum sağlamamız gerektiği söylenmişti.

          KABUSTAN : "KUR'AN'LA UYANDIM"

          Sonra, ben bu kâbustan uyandım. Hayatımda ilk kez okuduğum Kur'an-ı Kerim, benim o vakıfta nasıl bir uçuruma doğru sürüklendiğimi gösterdi.

          Hamd(övgü), alemlerin Rabbi olan Allah içindir.

          (O), Rahman ve Rahim'dir.

          Din Günü'nün sahibidir.

          Ancak Sana köle olur, ancak Sen'den yardım isteriz.

          Bizi doğru yola ilet.

          O, nimet verdiğin kimselerin yoluna, "gazab"a uğramışların ve "dalalet"te olanların yoluna değil.

          [FATİHA(1)/1-6]

          Muhakkak O'nun(Şeytan'ın), iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde bir gücü yoktur.

          O'nun(Şeytan'ın) gücü, O'nu veli(dost) edinenler üzerinedir. (Böyle)olanlar, O'na (Allah'a) şirk koşanlardır.

          [NAHL(16)/99-100]

          De ki: "Onun(Allah'ın) dışında, (ilâh) sandığınız kimseleri çağırın. Onlar, sizden ne bir zararı giderebilirler, ne de değiştirebilirler."

          [İSRA(17)/56]

          Onlar, Allah'tan başka, zarar da, fayda da veremeyecek şeyleri çağırırlar. İşte bu, uzak bir sapıklıktır.

          [HAC(22)/12]

          Yardım görürler umuduyla, Allah'tan başka ilahlar edindiler.

          Onların (ilah edindikleri), onlara yardım edemezler. Aksine kendileri, onların hazır askerleridir.

          [YASİN(36)/74-75]


          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

          Yorum


            #6
            Ynt: "Yeni Çağcı(New Age) Tarikat Reiki"den: Bir Hanımın İtirafları!

            ET YEMEDİKÇE: "TELKİNLERE VE KONTROLE AÇIK OLUYORSUNUZ"

            Yalnızlığına çare, hastalığına derman ararken veya türlü vesilelerle bu tür grupların içine düşen insanlar var. Kendi iyiliği, insanlığın iyiliği için bir şeyler yapıldığını sanıyorlar. Oysa, tam olarak ne olduğunu bilemedikleri bir şeyden medet umuyorlar. Bu şeyin, nasıl bir şey olduğu kendilerine hiçbir zaman söylenmiyor.

            Mesela bu vakıf gibi, sahte dinlerin pazarlandığı bütün yerlerde et yenilmemesi şiddetle tavsiye ediliyor. Oysa sadece et, karaciğer, yumurta gibi hayvansal proteinler, vücudumuzun demir ihtiyacını karşılayan en önemli kaynak. Binaları nasıl demir çubuklar ayakta tutuyorsa, insanları da demir zırhları ayakta tutuyor. Bu zırh zayıflarsa, insan maddi-manevi kuvvetten düşüyor. Bir şeylerin saldırısına, telkinlere, kandırılmaya, etki altına girmeye daha açık oluyor.

            "KENDİNİZİ ÜSTÜN SANIYORSUNUZ: KİBİR DOLUYOR HER YANINIZ"

            Seminerlerde anlatılan hayat tasvirleri, ahiret tasvirleri, gerçekle olan bağlarınızı bir bir koparıyor. Başta inanmasanız da bilgisayardan, dergilerden, seminerlerden, vakıftaki herkesten aynı şeyleri duya duya kendinizi kaptırıyorsunuz. Ne amaca hizmet ettiği bilinemeyen kişilerin telkinleriyle, sanal bir dünyada yaşamaya başlıyorsunuz. Kendinizi, diğer insanlardan ayrıcalıklı ve üstün zannediyorsunuz. Kibir doluyor her yanınız.


            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

            Yorum


              #7
              Ynt: "Yeni Çağcı(New Age) Tarikat Reiki"den: Bir Hanımın İtirafları!

              "İNSANLIKTAN ÇIKIYOR: ROBOTLAŞIYORSUNUZ"

              İnsanlığın iyiliği için Reiki ve meditasyon yaptığınızı zannederken, insanlıktan çıkıyorsunuz. Annenizin yüz ifadesinden neye ne kadar üzüldüğünü anlamaz oluyorsunuz. Gerçek acılara, hayattaki gerçeklere karşı duyarsızlaşıyorsunuz. Ne derlerse onu yapıyorsunuz. Ne anlama geldiğini bilmeden, daha da kötüsü, anlamını hiç merak etmeden gözü kapalı yapıyorsunuz söylenenleri. O kadar bağlanıyor basiretiniz. Bir şeyin, şeylerin, birkaç kişinin telkinlerine göre hareket eden robotlar oluyorsunuz. Bol bol gülücük atan robotlar�

              Paranız varsa son kuruşuna kadar vakfa bağışlıyorsunuz. Eşiniz varsa onunla zaman geçirmek yerine, vakıfta zaman geçiriyorsunuz. Eşiniz yalvarıyor, bana da biraz zaman ayır diye. Dinlemiyorsunuz. Sizin kendinizi kaptırdığınız gibi bu korkunç virüsü etrafınıza da yaymaya çalışıyorsunuz. Kandırıldığınızın kullanıldığınızın farkına varmadan, başka insanların gönüllü cellatlığına soyunuyorsunuz.

              Bu tuzaklara düşen herkes kurtulsun ve affedilenlerden olsun inşallah!..

              Güncelleme: 12/03/2009
              iyibilgi, Şükriye Abdullah, 10/03/2009


              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

              Yorum

              YUKARI ÇIK
              Çalışıyor...
              X