Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Karl Marks'ın itiraz ettiği dine Kuran'da itiraz etmiyor mu?

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Karl Marks'ın itiraz ettiği dine Kuran'da itiraz etmiyor mu?


    Tarihi Materyalizm’e göre din, ahlak, hukuk, sanat örf ve gelenekleri insanlar özgür düşünceleriyle seçmezler. Toplumun bu değerleri geçmişteki sınıf çatışmalarından yani toplum içerisindeki diyalektikten doğmuştur. Bu durumda eğer bugün bir toplum bir dini yaşıyorsa bu din geçmişte yaşayan toplumların çatışmasından doğmuş ve babadan oğla geçerek o topluma gelmiştir. Ahlakta aynı şekildedir, sanat da…

    Şeriati der ki: “Her birey tarihin gerektirdiği biçimde oluşmuştur. İran –İslam tarihinin sonucunda duracak yerde, Büyük Fransız ihtilali, Rönesans, Ortaçağ veya bugünkü Batı dünyasında yer alsa idim, başka bir dilim, başka düşünce ve duygularım, başka ahlak ve gidişim olacak idi. Şu halde “bu ben” ile “o ben” iki ayrı tarihe sahip oldukları için iki ayrı insan olmuşlardır. Şu halde yine benim özelliklerim, Tarihin temel belirleyici görüşü yolu ile benim elimden çıkmış ve Tarihin iradesine teslim edilmiş oluyor. Şu halde nasıl seçebilirim kendi istediğim gibi mi? Hayır, Tarihin benim için seçtiği gibi.. Şeriati’nin sözünü burada bitiriyorum.





    O halde İslam dinini peygamberimiz için tarih seçti. Eğer peygamber efendimize bu din tarihten gelmişse ki öyle olması gerekiyor, eğer Tarihi Materyalizm bir yasaysa bu yasa bütün insanlar için geçerli olması gerekir, arada istisna olamaz, bu durumda peygamber efendimizde savunduğu dini babalarından öğrenmesi gerekir. Peygamber efendimizde o dönemde yaşayan diğer insanlar gibi bu dini babalarından öğrenmesi, kendi babasından öğrendiği dine karşı gelmeyeceği gibi kendi kavminde yaşayan insanların, kendi babalarından öğrendikleri dine de karşı gelmemesi gerekir. Çünkü peygamber efendimiz ve kavmi toplu bir şekilde bu yasaya göre bu dini babalarından öğrendiler.





    Bu yasaya göre tarihi kitleler yapar, bireysel olarak bir kişi kalkıp tarih yapmaz, yapamaz. Zira bu tarihi Materyalizme aykırıdır.





    Eğer bunun aksi Kuran’da ispatlanırsa ne olur? Yani birileri çıkıp da babalarının dinlerine karşı gelirse , tarihin oluşturduğu dine karşı gelirse o zaman ne olacak?

    (Musa’ya) Dediler ki; Sen bizi babalarımızın takip ettiği yoldan çevirmek …için mi geldin. Yunus 78

    Ayet gayet açık.


    Hayır, onlar “Biz babalarımızı bir gelenek üzere bulduk, biz de onların izlerinde ilerlemedeyiz” dediler. Zuhruf 22

    Aynı şekilde senden önce hangi memlekete bir uyarıcı gönderdiysek mutlaka oranın müreffihleri “biz babalarımızı bir gelenek üzere bulduk, bizde onların izlerine uymaktayız” dediler. Zuhruf 23

    (o uyarıcı) dedi ki; Babalarınızı üzerinde bulduğunuz gelenekten daha doğrusunu size getirsem yine de mi (eski geleneğinizi sürdüreceksiniz) Zuhruf 24

    Yukarıdaki ayetlerde biz babalarımızı bir gelenek üzere bulduk, bizde onların izlerine uymaktayız geçen sözler Tarihi materyalizm’i doğrulamıyor mu?

    (İbrahim) Hani o babasına ve kavmine “sürekli karşısında ibadet için dikildiğiniz bu heykeller nedir” demişti. Enbiya 52

    Onlar “biz babalarımızı bunlara tapar bulduk” dediler. Enbiya 53

    Gerçekten siz de, babalarınız da açık bir sapıklık içindesiniz” dedi. Enbiya 54

    Hani İbrahim, babasına ve kavmine demişti ki: “ben sizin taptıklarınızdan uzağım”. Zuhruf 26

    Kötü bir iş yaptıklarında “Babalarımızı bu davranış üzere bulduk, Allah’da bize bunu emretti derler. De ki Allah kötü işi emretmez. Araf 28

    Ey Rabbimiz! Biz beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de, onlar bizi yoldan saptırdılar” derler. Ahzap 67

    Burada Kuran bir yasayı yıkmış olmuyor mu? Daha doğrusu bir yasayı daha yıkmış olmuyor mu? Çünkü dini zenginler kurar yasasını da Kuran yıkmıştı, din toplumdan insana geçer yasasını da Kuran yıkmıştı. Bunları açıklamıştık.

    Şimdi başka bir konuya gelelim.

    Eğer bir insanın ahlakı, dini, karakteri v.s. kendi eseri değil de tarihin ona yüklemiş olduğu olgularsa o zaman Tarihi Materyalizm’e göre bu insanın ne sorumluluğu olabilir? Eğer sömürmek onun karakterinin bir özelliğiyse bu onun burjuva bir aileden gelmesinden kaynaklanıyor. O zaman bu kişinin suçu ne? Tarih ona bu karakteri ve ahlakı yüklemiş.

    Tarihi Materyalizm’e göre O kişiye itiraz etmekle, o kişiye neden senin iki gözün var, iki ayağın var itirazında bulunmak aynı şeydir. Zira nasıl ki kişiye iki göze sahip olması genetiksel olarak anne ve babadan geçiyorsa aynı şekilde kişinin ahlaki ve dini özellikleri de babadan oğla geçer. Tarihi materyalizm’e göre bundan kaçamaz ki. Bu insanı tarihsel bir kadere teslim etmek değil midir? Tarihin zincirlerini kim kıracak?

    Burjuva kültüründe yetişmiş bir insana, eğer sen sömürüyorsan, zulmediyorsan, işçinin hakkını çalıyorsan, para için şerefini satıyorsan bu senin bu kültürde yetişmenden dolayıdır, senin hiçbir suçun yok mu diyeceğiz?



    Kuran diyor ki; Hani İbrahim, babasına ve kavmine demişti ki: “ben sizin taptıklarınızdan uzağım”. Zuhruf 26



    İşte Kuran insandan bunu istiyor. Babasına ve kavmine “ben sizin taptıklarınızadan uzağımdemesini istiyor. Kuran Tarihin insan üzerindeki zincirlerini kırmasını istiyor.

    Yine Kuran insanın; Gerçekten siz de, babalarınız da açık bir sapıklık içindesiniz” dedi. Enbiya 54 demesini istiyor.

    Kuran; Hayır, onlar “Biz babalarımızı bir gelenek üzere bulduk, biz de onların izlerinde ilerlemedeyiz” dediler. Zuhruf 22



    Aynı şekilde senden önce hangi memlekete bir uyarıcı gönderdiysek mutlaka oranın müreffihleri “biz babalarımızı bir gelenek üzere bulduk, bizde onların izlerine uymaktayız” dediler. Zuhruf 23

    diyerek insanların Tarihten aldıkları bir geleneğe sahip olduklarını ve o geleneği takip ettiklerini ret etmiyor. Aynen bugün Tarihi Materyalizm’i kabul eden bir çok insan gibi insanların sahip geleneklerin babaları aracılığıyla kendilerine intikal ettiğini ve onların izlerinden gittiğini belirtiyor. Ancak Kuran (o uyarıcı) dedi ki; Babalarınızı üzerinde bulduğunuz gelenekten daha doğrusunu size getirsem yine de mi (eski geleneğinizi sürdüreceksiniz) Zuhruf 24 diyerek insanlara bu yolu terk etmeleri gerektiğini söylüyor.

    Siz bir topluma gittiniz. Orada bir yanlışı gördünüz. Baktınız ki insanlara haksızlık yapılıyor. Kuran böyle bir durumda kişiye itiraz etmesini emreder. Örneğin

    Yoksulluk korkusundan çocuklarınızı öldürmeyin. Biz onlara da size de rızk veririz. Onları öldürmek büyük günahtır. İsra 31



    Peygamber efendimizin yaşadığı dönemde, içerisinde bulunduğu toplum çocuklarını yoksulluk kalma korkusundan dolayı öldürürlerdi. İslam bu duruma itiraz etmekte ve bu geleneğe karşı gelmektedir.








    Evet Kuran (o uyarıcı) dedi ki; Babalarınızı üzerinde bulduğunuz gelenekten daha doğrusunu size getirsem yine de mi diyerek onları düşünmeye çağırır. Bütün insanların fıtratında iyiyi kötüye tercih etme duygusu vardır.

    Sosyalistlerin diliyle konuşayım. Siz Ekonomiden daha iyi anladığınız için böyle bir örneği tercih edeyim. Örneğin pazara gittiniz ve portakal alıyorsunuz. Siz babadan kalma gelenekle hep aynı tezgahtan mal alıyorsunuz. Birisi geliyor ve diyor ki bak kardeşim bu adam yıllardır sizi aldatıyor, 10 metre ilerde ki tezgahta senin aldığın portakaldan daha lezzetli ve daha ucuz portakal var. Niye oradan almıyorsun?

    Herhalde burada kişi “ben babamı bu gelenek üzere buldum”diyemez. Çünkü artık ona yaptığı işin daha güzelini getiren bir kişi nasihat etmiştir. İkisi arasındaki kıyaslamayı yapmıştır. Ve insan tabiatı gereği daha kaliteli ve ucuz mala yönelecektir. Bütün dünya insanları için bu geçerlidir. Zira bir insanın gelenekleri vardır ki bu insana toplumdan ve tarihten geçmiştir. Birde her insanın fıtratında Allah’ın yaratmış olduğu olgular vardır. Dünyada yaşayan her insan kendisi için en iyisini ister. Hasta olur en iyi doktoru arar, çocuğunu okutmak için en iyi okulu arar v.s. O insana yaptığından daha iyi bir tercihi sunarsanız fıtratı gereği ona yönelecektir.

    İşte Kuran (o uyarıcı) dedi ki; Babalarınızı üzerinde bulduğunuz gelenekten daha doğrusunu size getirsem yine de mi diyor.

    Yine Kuran insanın toplumsal ve tarihi kadere mahkum olmasını istemiyor ve insanları tarihten ve toplumdan kendisine geçen geleneklerden, dinden, ahlaktan v.s. kurtarmak istiyor ve bunun için mücadele ediyor.

    (Musa’ya) Dediler ki; Sen bizi babalarımızın takip ettiği yoldan çevirmek …için mi geldin. Yunus 78

    İşte Karl Marks’ın itiraz ettiği dine Hz. Musa’da, Hz. Muhammed’de (s.a.a.) itiraz ediyor.






















    İLERİ GELENLER, HAKİM SINIF





    Marks Alman ideolojisi hakkında der ki; Hakim tabakanın düşünce tarzı anlayışı her zaman o çağın düşünce tarzı sayılmıştır. Çünkü her devrenin maddi gücüne hükmeden sömüren tabaka o toplumun manevi gücüne de hükmeder. Üretim araçlarını elinde tutan bir tabaka elbette o devrenin düşüncesine da hakim olur. Çünkü hakim tabakanın düşünce tarzı o çağın düşünürlerinin genel düşünce tarzıdır. Düşünce onlar tarafından üretilir ve yayılır. Marks Alman ideolojisi, Farsça çeviri s.61

    Marks’a göre bir topluma hakim olan yani toplumun ileri gelenleri, o toplumun manevi gücüne yani inancına da hakim olur. Yani toplumun neye inanması gerektiğini, neyi düşünmesi gerektiğini hakim sınıf yani toplumun ileri gelenleri belirler.

    Sosyalistler dini toplum oluşturdu dedi, biz dinlerin genelinin böyle olduğunu kabul ettik, dinleri zenginler oluşturmuştur dediler, biz dinlerin genelinin böyle olduğunu kabul ettik, din tarihten insanlara geçmiştir dediler, biz dinlerin genelinin böyle olduğunu kabul ediyoruz. Şimdi de Marks’ın hakim tabakanın insanların dinine hükmettiğini ve toplumun dininin hakim tabaka, toplumun ileri gelenleri tarafından topluma geçtiğini birçok din için kabul ediyoruz. Böyle bir dinin varlığını Kuran-ı Kerim Marks’dan 1200 yıl önce kabul ediyor ve Kuran bu dine de savaş açıyor.

    Firavun kavminin ileri gelenleri “ Musa ve kavmini bu ülkede bozgunculuk çıkarmaları ve seni ve ilahlarını yalnız bırakması için serbest mi bırakacaksın Araf 127

    Yukarıdaki ayette dikkat edilirse Firavun kavminin ileri gelenleri Firavun’a akıl veriyorlar. Burada Marks’ın Çünkü hakim tabakanın düşünce tarzı o çağın düşünürlerinin genel düşünce tarzıdır. Düşünce onlar tarafından üretilir ve yayılır” sözüyle yukarıdaki ayetin verdiği mesaj aynı değil midir? Devam edelim;

    (Salih’in) Kavminin büyüklük taslayan ileri gelenleri, iman edenlerden zayıf düşürülmüş kimselere, “siz Salih’in Rabbi tarafından gönderildiğini biliyor musunuz?” dediler. Onlar “biz onunla gönderilene iman etmekteyiz” dediler. Araf 75

    (Şuayib’in) Kavminden üstünlük taslayan ileri gelenleri, “Ey Şuayb! Ya mutlaka bizim dinimize dönersiniz, ya da kesinlikle seni ve seninle birlikte iman edenleri beldemizden çıkarırız” dediler. Araf 88

    Yukaridaki ayette de Şuayib peygamber (a.s.) kavminin ileri gelenlerinin dinine itiraz ediyor. Kuran diyor ki; ileri gelenleri, “Ey Şuayb! Ya mutlaka bizim dinimize dönersiniz, ya da kesinlikle seni ve seninle birlikte iman edenleri beldemizden çıkarırız” dediler. Evet ayette açıkça Şuayib peygamberin kavminin ileri gelenleri “ya dinimize dönersiniz ya da seni ve sana tabi olanları beldemizden çıkarırız” diyorlar.

    Ey Şuayib biz senin kavminin ileri gelenleriyiz. Bizimle beraber yaşamak istiyorsan bizim istediğimiz dini yaşamalısın. Aksi taktirde burayı terk et. Çünkü burada biz neye inanıyorsak bu halk da buna inanmalı. Peki Şuayib peygamberin cevabı ne oluyor;

    Allah bizi sizin dininizden kurtardıktan sonra ona dönersek, kuşkusuz Allah’a yalan isnat etmiş oluruz. Araf 89

    Kavminin küfre sapan ileri gelenleri “Kuşkusuz Şuayb’e uysanız o zaman siz zarara uğrayanlardan olursunuz” dediler. Araf 90

    Zarara uğrayanlardan olursunuz öylemi? Devam edelim;

    (Nuh’un) Kavminin ileri gelenleri “biz senin ancak bizim gibi bir beşer olduğunu görüyoruz ve sana basit görüşlü ayak takımlarımızın dışında kimsenin uyduğunu görmüyoruz…Hud/27

    Sonra onların arkasından Musa ve Harun’u, Firavun’a ve yanındaki seçkinlere apaçık delillerle gönderdik. Ancak onlar büyüklük tasladılar. Onlar suç işleyen bir topluluk idiler. Yunus 75

    Firavun ve adamları kendilerine işkence etmesinden korktukları için Musa’ya kendi kavminden olan (genç) bir kuşaktan başka kimse inanmadı. Yunus 83

    Musa şöyle dedi; Ey Rabbimiz! Sen Firavun’a ve kavminin ileri gelenlerine dünya hayatında ziynet ve mallar verdin…Ey Rabbimiz! Onların mallarını yok et…Yunus 88

    Kendilerinden olan bir uyarıcı onlara geldiği için şaşırdılar. Kafir olanlar “bu bir büyücü ve yalancıdır” dediler. İlahları tek bir ilah mı yaptı? Gerçekten bu pek şaşılacak şey! İçlerinden ileri gelenleri harekete geçtiler “yürüyün de ilahlarınız için direnin. Kuşkusuz bu istenen bir şeydir. Sad 4,5,6

    Eğer Marks Hakim tabakanın düşünce tarzı anlayışı her zaman o çağın düşünce tarzı sayılmıştır. Çünkü her devrenin maddi gücüne hükmeden sömüren tabaka o toplumun manevi gücüne de hükmeder





    Diyorsa, biz de diyoruz ki Kuran hakim tabakanın toplumun maneviyatına hükmetmesine de karşı geliyor.




    Nuh’un) Kavminin ileri gelenleri “biz senin ancak bizim gibi bir beşer olduğunu görüyoruz ve sana basit görüşlü ayak takımlarımızın dışında kimsenin uyduğunu görmüyoruz…Hud/27

    Evet ileri gelenler diyorlar ki; sana… ayak takımlarımızın dışında kimsenin uyduğunu görmüyoruz…

    Bu ayet ne kadar açık ve net değil mi?


    Bu din tarihin ve toplumun ileri gelenlerinin oluşturduğu din değil, tarihin ve toplumun hakim sınıfının savunduğu dinle savaşan bir dindir.
    Namazı hafife alana biz Ehl-i Beyt'in şefaatı ulaşmayacak. İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

    "Şiilerimiz halvetlerde/yalnız kaldıklarında Allah'ı çok zikredenlerdir." İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

    #2
    Ynt: Karl Marks'ın itiraz ettiği dine Kuran'da itiraz etmiyor mu?

    Yukarıda tespit ettiğim bazı yanlışlar var. Düzeltme imkanına sahip olamadığım için düzelttiğimi aşşağıda yayınlıyorum.

    Tarihi Materyalizm’e göre din, ahlak, hukuk, sanat örf ve gelenekleri insanlar özgür düşünceleriyle seçmezler. Toplumun bu değerleri geçmişteki sınıf çatışmalarından yani toplum içerisindeki diyalektikten doğmuştur. Bu durumda eğer bugün bir toplum bir dini yaşıyorsa bu din geçmişte yaşayan toplumların çatışmasından doğmuş ve babadan oğla geçerek o topluma gelmiştir. Ahlakta aynı şekildedir, sanat da…

    Şeriati der ki: “Her birey tarihin gerektirdiği biçimde oluşmuştur. İran –İslam tarihinin sonucunda duracak yerde, Büyük Fransız ihtilali, Rönesans, Ortaçağ veya bugünkü Batı dünyasında yer alsa idim, başka bir dilim, başka düşünce ve duygularım, başka ahlak ve gidişim olacak idi. Şu halde “bu ben” ile “o ben” iki ayrı tarihe sahip oldukları için iki ayrı insan olmuşlardır. Şu halde yine benim özelliklerim, Tarihin temel belirleyici görüşü yolu ile benim elimden çıkmış ve Tarihin iradesine teslim edilmiş oluyor. Şu halde nasıl seçebilirim kendi istediğim gibi mi? Hayır, Tarihin benim için seçtiği gibi.. Şeriati’nin sözünü burada bitiriyorum.





    O halde İslam dinini peygamberimiz için tarih seçti. Eğer peygamber efendimize bu din tarihten gelmişse ki öyle olması gerekiyor, eğer Tarihi Materyalizm bir yasaysa bu yasa bütün insanlar için geçerli olması gerekir, arada istisna olamaz, bu durumda peygamber efendimizde savunduğu dini babalarından öğrenmesi gerekir. Peygamber efendimizde o dönemde yaşayan diğer insanlar gibi bu dini babalarından öğrenmesi, kendi babasından öğrendiği dine karşı gelmeyeceği gibi kendi kavminde yaşayan insanların, kendi babalarından öğrendikleri dine de karşı gelmemesi gerekir. Çünkü peygamber efendimiz ve kavmi toplu bir şekilde bu yasaya göre bu dini babalarından öğrendiler.





    Bu yasaya göre tarihi kitleler yapar, bireysel olarak bir kişi kalkıp tarih yapmaz, yapamaz. Zira bu tarihi Materyalizme aykırıdır.





    Eğer bunun aksi Kuran’da ispatlanırsa ne olur? Yani birileri çıkıp da babalarının dinlerine karşı gelirse , tarihin oluşturduğu dine karşı gelirse o zaman ne olacak?

    (Musa’ya) Dediler ki; Sen bizi babalarımızın takip ettiği yoldan çevirmek …için mi geldin. Yunus 78

    Ayet gayet açık.


    Hayır, onlar “Biz babalarımızı bir gelenek üzere bulduk, biz de onların izlerinde ilerlemedeyiz” dediler. Zuhruf 22

    Aynı şekilde senden önce hangi memlekete bir uyarıcı gönderdiysek mutlaka oranın müreffihleri “biz babalarımızı bir gelenek üzere bulduk, bizde onların izlerine uymaktayız” dediler. Zuhruf 23

    (o uyarıcı) dedi ki; Babalarınızı üzerinde bulduğunuz gelenekten daha doğrusunu size getirsem yine de mi (eski geleneğinizi sürdüreceksiniz) Zuhruf 24

    Yukarıdaki ayetlerde biz babalarımızı bir gelenek üzere bulduk, bizde onların izlerine uymaktayız geçen sözler Tarihi materyalizm’i doğrulamıyor mu?

    (İbrahim) Hani o babasına ve kavmine “sürekli karşısında ibadet için dikildiğiniz bu heykeller nedir” demişti. Enbiya 52

    Onlar “biz babalarımızı bunlara tapar bulduk” dediler. Enbiya 53

    Gerçekten siz de, babalarınız da açık bir sapıklık içindesiniz” dedi. Enbiya 54

    Hani İbrahim, babasına ve kavmine demişti ki: “ben sizin taptıklarınızdan uzağım”. Zuhruf 26

    Kötü bir iş yaptıklarında “Babalarımızı bu davranış üzere bulduk, Allah’da bize bunu emretti derler. De ki Allah kötü işi emretmez. Araf 28

    Ey Rabbimiz! Biz beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de, onlar bizi yoldan saptırdılar” derler. Ahzap 67

    Burada Kuran bir yasayı yıkmış olmuyor mu? Daha doğrusu bir yasayı daha yıkmış olmuyor mu? Çünkü dini zenginler kurar yasasını da Kuran yıkmıştı, din toplumdan insana geçer yasasını da Kuran yıkmıştı. Bunları açıklamıştık.

    Şimdi başka bir konuya gelelim.

    Eğer bir insanın ahlakı, dini, karakteri v.s. kendi eseri değil de tarihin ona yüklemiş olduğu olgularsa o zaman Tarihi Materyalizm’e göre bu insanın ne sorumluluğu olabilir? Eğer sömürmek onun karakterinin bir özelliğiyse bu onun burjuva bir aileden gelmesinden kaynaklanıyor. O zaman bu kişinin suçu ne? Tarih ona bu karakteri ve ahlakı yüklemiş.

    Tarihi Materyalizm’e göre O kişiye itiraz etmekle, o kişiye neden senin iki gözün var, iki ayağın var itirazında bulunmak aynı şeydir. Zira nasıl ki kişiye iki göze sahip olması genetiksel olarak anne ve babadan geçiyorsa aynı şekilde kişinin ahlaki ve dini özellikleri de babadan oğla geçer. Tarihi materyalizm’e göre bundan kaçamaz ki. Bu insanı tarihsel bir kadere teslim etmek değil midir? Tarihin zincirlerini kim kıracak?

    Burjuva kültüründe yetişmiş bir insana, eğer sen sömürüyorsan, zulmediyorsan, işçinin hakkını çalıyorsan, para için şerefini satıyorsan bu senin bu kültürde yetişmenden dolayıdır, senin hiçbir suçun yok mu diyeceğiz?



    Kuran diyor ki; Hani İbrahim, babasına ve kavmine demişti ki: “ben sizin taptıklarınızdan uzağım”. Zuhruf 26



    İşte Kuran insandan bunu istiyor. Babasına ve kavmine “ben sizin taptıklarınızadan uzağımdemesini istiyor. Kuran Tarihin insan üzerindeki zincirlerini kırmasını istiyor.

    Yine Kuran insanın; Gerçekten siz de, babalarınız da açık bir sapıklık içindesiniz” dedi. Enbiya 54 demesini istiyor.

    Kuran; Hayır, onlar “Biz babalarımızı bir gelenek üzere bulduk, biz de onların izlerinde ilerlemedeyiz” dediler. Zuhruf 22



    Aynı şekilde senden önce hangi memlekete bir uyarıcı gönderdiysek mutlaka oranın müreffihleri “biz babalarımızı bir gelenek üzere bulduk, bizde onların izlerine uymaktayız” dediler. Zuhruf 23

    diyerek insanların Tarihten aldıkları bir geleneğe sahip olduklarını ve o geleneği takip ettiklerini ret etmiyor. Aynen bugün Tarihi Materyalizm’i kabul eden bir çok insan gibi insanların sahip geleneklerin babaları aracılığıyla kendilerine intikal ettiğini ve onların izlerinden gittiğini belirtiyor. Ancak Kuran (o uyarıcı) dedi ki; Babalarınızı üzerinde bulduğunuz gelenekten daha doğrusunu size getirsem yine de mi (eski geleneğinizi sürdüreceksiniz) Zuhruf 24 diyerek insanlara bu yolu terk etmeleri gerektiğini söylüyor.

    Siz bir topluma gittiniz. Orada bir yanlışı gördünüz. Baktınız ki insanlara haksızlık yapılıyor. Kuran böyle bir durumda kişiye itiraz etmesini emreder. Örneğin

    Yoksulluk korkusundan çocuklarınızı öldürmeyin. Biz onlara da size de rızk veririz. Onları öldürmek büyük günahtır. İsra 31



    Peygamber efendimizin yaşadığı dönemde, içerisinde bulunduğu toplum çocuklarını yoksulluk kalma korkusundan dolayı öldürürlerdi. İslam bu duruma itiraz etmekte ve bu geleneğe karşı gelmektedir.








    Evet Kuran (o uyarıcı) dedi ki; Babalarınızı üzerinde bulduğunuz gelenekten daha doğrusunu size getirsem yine de mi diyerek onları düşünmeye çağırır. Bütün insanların fıtratında iyiyi kötüye tercih etme duygusu vardır.

    Sosyalistlerin diliyle konuşayım. Siz Ekonomiden daha iyi anladığınız için böyle bir örneği tercih edeyim. Örneğin pazara gittiniz ve portakal alıyorsunuz. Siz babadan kalma gelenekle hep aynı tezgahtan mal alıyorsunuz. Birisi geliyor ve diyor ki bak kardeşim bu adam yıllardır sizi aldatıyor, 10 metre ilerde ki tezgahta senin aldığın portakaldan daha lezzetli ve daha ucuz portakal var. Niye oradan almıyorsun?

    Herhalde burada kişi “ben babamı bu gelenek üzere buldum”diyemez. Çünkü artık ona yaptığı işin daha güzelini getiren bir kişi nasihat etmiştir. İkisi arasındaki kıyaslamayı yapmıştır. Ve insan tabiatı gereği daha kaliteli ve ucuz mala yönelecektir. Bütün dünya insanları için bu geçerlidir. Zira bir insanın gelenekleri vardır ki bu insana toplumdan ve tarihten geçmiştir. Birde her insanın fıtratında Allah’ın yaratmış olduğu olgular vardır. Dünyada yaşayan her insan kendisi için en iyisini ister. Hasta olur en iyi doktoru arar, çocuğunu okutmak için en iyi okulu arar v.s. O insana yaptığından daha iyi bir tercihi sunarsanız fıtratı gereği ona yönelecektir.

    İşte Kuran (o uyarıcı) dedi ki; Babalarınızı üzerinde bulduğunuz gelenekten daha doğrusunu size getirsem yine de mi diyor.

    Yine Kuran insanın toplumsal ve tarihi kadere mahkum olmasını istemiyor ve insanları tarihten ve toplumdan kendisine geçen geleneklerden, dinden, ahlaktan v.s. kurtarmak istiyor ve bunun için mücadele ediyor.

    (Musa’ya) Dediler ki; Sen bizi babalarımızın takip ettiği yoldan çevirmek …için mi geldin. Yunus 78

    İşte Karl Marks’ın itiraz ettiği dine Hz. Musa’da, Hz. Muhammed’de (s.a.a.) itiraz ediyor.






















    İLERİ GELENLER, HAKİM SINIF





    Marks Alman ideolojisi hakkında der ki; Hakim tabakanın düşünce tarzı anlayışı her zaman o çağın düşünce tarzı sayılmıştır. Çünkü her devrenin maddi gücüne hükmeden sömüren tabaka o toplumun manevi gücüne de hükmeder. Üretim araçlarını elinde tutan bir tabaka elbette o devrenin düşüncesine da hakim olur. Çünkü hakim tabakanın düşünce tarzı o çağın düşünürlerinin genel düşünce tarzıdır. Düşünce onlar tarafından üretilir ve yayılır. Marks Alman ideolojisi, Farsça çeviri s.61

    Marks’a göre bir topluma hakim olan yani toplumun ileri gelenleri, o toplumun manevi gücüne yani inancına da hakim olur. Yani toplumun neye inanması gerektiğini, neyi düşünmesi gerektiğini hakim sınıf yani toplumun ileri gelenleri belirler.

    Sosyalistler dini toplum oluşturdu dedi, biz dinlerin genelinin böyle olduğunu kabul ettik, dinleri zenginler oluşturmuştur dediler, biz dinlerin genelinin böyle olduğunu kabul ettik, din tarihten insanlara geçmiştir dediler, biz dinlerin genelinin böyle olduğunu kabul ediyoruz. Şimdi de Marks’ın hakim tabakanın insanların dinine hükmettiğini ve toplumun dininin hakim tabaka, toplumun ileri gelenleri tarafından topluma geçtiğini birçok din için kabul ediyoruz. Böyle bir dinin varlığını Kuran-ı Kerim Marks’dan 1200 yıl önce kabul ediyor ve Kuran bu dine de savaş açıyor.

    Firavun kavminin ileri gelenleri “ Musa ve kavmini bu ülkede bozgunculuk çıkarmaları ve seni ve ilahlarını yalnız bırakması için serbest mi bırakacaksın Araf 127

    Yukarıdaki ayette dikkat edilirse Firavun kavminin ileri gelenleri Firavun’a akıl veriyorlar. Burada Marks’ın Çünkü hakim tabakanın düşünce tarzı o çağın düşünürlerinin genel düşünce tarzıdır. Düşünce onlar tarafından üretilir ve yayılır” sözüyle yukarıdaki ayetin verdiği mesaj aynı değil midir? Devam edelim;

    (Salih’in) Kavminin büyüklük taslayan ileri gelenleri, iman edenlerden zayıf düşürülmüş kimselere, “siz Salih’in Rabbi tarafından gönderildiğini biliyor musunuz?” dediler. Onlar “biz onunla gönderilene iman etmekteyiz” dediler. Araf 75

    (Şuayib’in) Kavminden üstünlük taslayan ileri gelenleri, “Ey Şuayb! Ya mutlaka bizim dinimize dönersiniz, ya da kesinlikle seni ve seninle birlikte iman edenleri beldemizden çıkarırız” dediler. Araf 88

    Yukaridaki ayette de Şuayib peygamber (a.s.) kavminin ileri gelenlerinin dinine itiraz ediyor. Kuran diyor ki; ileri gelenleri, “Ey Şuayb! Ya mutlaka bizim dinimize dönersiniz, ya da kesinlikle seni ve seninle birlikte iman edenleri beldemizden çıkarırız” dediler. Evet ayette açıkça Şuayib peygamberin kavminin ileri gelenleri “ya dinimize dönersiniz ya da seni ve sana tabi olanları beldemizden çıkarırız” diyorlar.

    Ey Şuayib biz senin kavminin ileri gelenleriyiz. Bizimle beraber yaşamak istiyorsan bizim istediğimiz dini yaşamalısın. Aksi taktirde burayı terk et. Çünkü burada biz neye inanıyorsak bu halk da buna inanmalı. Peki Şuayib peygamberin cevabı ne oluyor;

    Allah bizi sizin dininizden kurtardıktan sonra ona dönersek, kuşkusuz Allah’a yalan isnat etmiş oluruz. Araf 89

    Kavminin küfre sapan ileri gelenleri “Kuşkusuz Şuayb’e uysanız o zaman siz zarara uğrayanlardan olursunuz” dediler. Araf 90

    Zarara uğrayanlardan olursunuz öylemi? Devam edelim;

    (Nuh’un) Kavminin ileri gelenleri “biz senin ancak bizim gibi bir beşer olduğunu görüyoruz ve sana basit görüşlü ayak takımlarımızın dışında kimsenin uyduğunu görmüyoruz…Hud/27

    Sonra onların arkasından Musa ve Harun’u, Firavun’a ve yanındaki seçkinlere apaçık delillerle gönderdik. Ancak onlar büyüklük tasladılar. Onlar suç işleyen bir topluluk idiler. Yunus 75

    Firavun ve adamları kendilerine işkence etmesinden korktukları için Musa’ya kendi kavminden olan (genç) bir kuşaktan başka kimse inanmadı. Yunus 83

    Musa şöyle dedi; Ey Rabbimiz! Sen Firavun’a ve kavminin ileri gelenlerine dünya hayatında ziynet ve mallar verdin…Ey Rabbimiz! Onların mallarını yok et…Yunus 88

    Kendilerinden olan bir uyarıcı onlara geldiği için şaşırdılar. Kafir olanlar “bu bir büyücü ve yalancıdır” dediler. İlahları tek bir ilah mı yaptı? Gerçekten bu pek şaşılacak şey! İçlerinden ileri gelenleri harekete geçtiler “yürüyün de ilahlarınız için direnin. Kuşkusuz bu istenen bir şeydir. Sad 4,5,6

    Eğer Marks Hakim tabakanın düşünce tarzı anlayışı her zaman o çağın düşünce tarzı sayılmıştır. Çünkü her devrenin maddi gücüne hükmeden sömüren tabaka o toplumun manevi gücüne de hükmeder





    Diyorsa, biz de diyoruz ki Kuran hakim tabakanın toplumun maneviyatına hükmetmesine de karşı geliyor.




    Nuh’un) Kavminin ileri gelenleri “biz senin ancak bizim gibi bir beşer olduğunu görüyoruz ve sana basit görüşlü ayak takımlarımızın dışında kimsenin uyduğunu görmüyoruz…Hud/27

    Evet ileri gelenler diyorlar ki; sana… ayak takımlarımızın dışında kimsenin uyduğunu görmüyoruz…

    Bu ayet ne kadar açık ve net değil mi?
    Namazı hafife alana biz Ehl-i Beyt'in şefaatı ulaşmayacak. İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

    "Şiilerimiz halvetlerde/yalnız kaldıklarında Allah'ı çok zikredenlerdir." İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

    Yorum

    YUKARI ÇIK
    Çalışıyor...
    X