Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

sosyalizm-kapitalizm ve beşeri akımların özellikleri ve tehvid akımı

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    sosyalizm-kapitalizm ve beşeri akımların özellikleri ve tehvid akımı

    şimdi konu olarak baktığımızda beşeri ideolojiler ve tevhid ideolojisini ele almak isterim ama ilk olarak idolojini temel yapıtaşlarına bakmalıyız yani bir tez ile ideoloji arasında ki fark nedir ideoloji dediğimiz şeyin toplumsal meseleleri çözmek ve insana en iyi ortamı oluşturmatır.peki ideolojini en bariz özellikleri nedir? ideoloji 3 konuda insana yardım etmek ister zaten bu konulardan biri eksik olursa ideoloji olmaz 1.siyasal alan 2.ekonomik alan 3.alan ise inançsal alan şimdi beşer ideolojisinin tarihteki oluşumuna bakalım misal avrupada ortaçağda bir ki olay şu idi burjuva sınıfı insanları soyup soğana çevirir kralda burjuvanın soygunundan kendi payını vergi adında fazlasıyla alır daha sonra kral güçünün kaynağı olan kiliseye aldığı verğiden bi miktar bağışta bulunur ve ezilen masum halka ise papaz gelir merak etme yavrucum tanrı seninle dayan işte beşeri ideolojini sistemetik özellikleri budur fakat bu ideoloji 18.yüzyılda ise ideolojik anlamda bir değişime uğradı beşeri ideolojinin inançsal bölümünde bir anda dini çıkarıp bilimi koyuyorlar artık yapacakları sömürüyü din adına değil ilericilik ,bilimsellik adına yapmaya başladılar ama bu kısa zamanda o kadar sömürücü oldu ki artık ona karşı bir ideolojik hareketin olmaması söz konusu olamazdı bir anda marx denen biri çıkıyor zaten var olan sosyalizmi tezden ideolojiye ulaştıryor aslında marx'ın yaptığı ideoloji insanlığı kurtarmak için diyebiliriz aynı kapitalizmden tutun diğer idolojilerde olduğu gibi insanlığı bir takım sorunlardan kurtarmak ama ne çare bu yeni yaptığı ideoloji diğer kapitalizmden bile daha tehlikeli idi çünkü bu ideolojinin bölümleri 3'ten 2 'ye düştü yani bir anda
    ekonomik alan ile siyasal alan birleşip tek güç olurken bir yandanda kapitalizmin 18.yüzyılda yaptığı değişiklikten yararlanıp inançsal boyuta ise bilimi kullanarak sömürüyü öylesine zirveye çıkarttı mesela 20 yüzyılda yapılan bolşevik devrimi üzerinden daha 70 yıl geçmeden sistem çöktü aslında beşer ideolojileri temel olarak alırsak çoğulculuğa dayananan ideolojilerdir zaten bakarsak bu ideolojilerin kurucuları genelde sosyologlar olur bu çoğulculuğa ideolojiye karşı insan yeni ideolojiler koymuşsada başarısız olup insanı daha çok ucuruma yaklaştırmıştır bunun nedeni insanlar idelojiyi yaparken hep beşeri sistemden bir şeyler katmaları yani sisteme karşı yapılan ideolojiler sistemin kendi içinden oluyordu.Tevhid ideolojisi ise kafirun süresinde ortaya konmuş bir örnektir yani bir ideoloji toplumun değil insanın sorununu çözmeli zaten (bakarsak kuran genelde toplumu ele almaktan daha çok insanı ele alır mesela kıssalar ki bunlar topluma olanlardan daha çok inananların yani bir grup kendini kurtarmış insandan olmamızı ister)çünkü zaten insanının sorunu çözülürse toplumunda sorunu çözülmeye başlar işte buda tevhid ideolojisini görüşüdür yani beşeri ideolojiler toplumu baz alarak kurtuluş olacağını söylmelerine karşı başarıya ulaşmayı bırakta daha çok insanın sona götürmüşken tevhid ideolojisi ali ile hüseyin ile ebuzer ile imam rıza ile sürekli insanın kurtuluşunu çare olarak görüp insanlığı ileriye götüren olmuşlardır...

    #2
    Ynt: sosyalizm-kapitalizm ve beşeri akımların özellikleri ve tehvid akımı

    teşekkür ederim değerli kardeşim. Aynı mantıkla şunu da sorabiliriz. Bir kapitalist patronun sahip olduğu özelliklere işçilerde sahiptir.

    Çünkü zaten eşitsizliği yaratan bu halktır. Milletvekili, polis, hakim, savcı, patron v.s. hepsi bu halkın içinden çıkıyor. Acaba halktan aileden sömürmeme, ezmeme, hak yememe kültürünü, terbiyesini alan bir milletvekili halkın malını çalabilir mi? Bu milletvekilleri içerisinde işçi çocukları yok mu, çiftçi çocukları yok mu v.s.


    Sosyalizm ahlaki açıdan olgunlaşmamış, malını devrim olmadan diğer bir işçi kardeşiyle paylaşmayan, cüzdanını ortaya koyup “haydi arkadaşlar istediğiniz kadar alın” demeyen, malının fazlasını dağıtmayan insanlara nasıl toplumu teslim edecektir.


    İslam dini ideolojilerden farklı olarak insanı hem dışarıdaki düşmanlara karşı savaştırır, hem de insanı kendi nefsi ve arzularıyla savaştırır. Peygamber savaştan dönen ashabına, “küçük savaştan döndünüz, şimdi sizi büyük savaş bekliyor” der. Ama İslam’ın dışında hiçbir ideolojinin böyle bir savaşı veya programı yoktur.


    Yani İslam’a göre insanın şu hayatta iki savaşı olmalıdır. Birincisi dışarıdaki zalimlere, haksızlıklara, adaletsizliklere karşı olan savaş, ikincisi ise kendi nefsine karşı, nefsinin para, kadın, makam v.s. gibi arzu ettiği ama aslında insanı onursuzluğa, alçaklığa, adiliğe, iki yüzlülüğe, kalleşliğe, rüşvete, yalana, namussuzluğa meyleden nefsine karşı savaştırır.


    Elbette İslam çalmamayı, sömürmemeyi halkın dilek ve temennilerine bırakmamıştır. Bu hususta gerekli tedbirleri almıştır. Sınıfsal imtiyazlı ve itibarlı bir kabile olan Mahzumoğullarından bir kadının hırsızlık yaptığı kesinleşip cezalandırılması gerekince kadının cezalandırılmaması için Peygamberin sevdiği Usame b. Zeyd’i peygambere gönderdiler. Peygamber efendimiz buyurdu ki;

    Sizden evvelkilerin mahvolmalarının sebebi sıradan biri şuç işlediğinde onu cezalandırmaları, itibarlı ve nüfuzlu biri suç işlediğinde onu cezalandırmamalarıdır. Vallahi bu suçu kızım Fatıma işlemiş olsa hiç bakmam onu da cezalandırırdım demiş ve bu konudaki aracılığı kınamıştır. (Buhari Hudut, Müslim Hudut)


    O halde sorunumuz şu. Ahlaki açıdan olgunlaşmayan ve bu yönde bir programı olmayan bir topluluk halka eşitlik getirebilir mi? Kendi menfaatlerini arka planda tutarak halkın, toplumun çıkarları için çalışabilir mi? Veya sosyalizmden sonra devletin başındaki kişi koltuğunu bırakıp, haydi komünizme geçiyoruz, devlet artık olmayacak diyebilecek mi? Eğer diyecekse bunun bilimsel, ispatlanmış bir cevabı olabilir mi? Bu garantiyi hangi bilimsel analiz bize verecektir? Bugüne kadar kardeşlerini bile koltuk için katleden insanlar nasıl olacak da o koltukları terk edecekler? Bunun bilimsel olabilmesi için, bilimsel bir cevabının olması gerekir.


    Peygamber (s.a.a.) kendi toplumunda bu vefayı görmedi.
    Hani savaş meydanından kaçarak uzaklaşıyordunuz ve dönüp kimseye bakmıyordunuz, Peygamber de arkanızdan sizi çağırıyordu. Bunun üzerine Allah elinizden çıkana ve uğradığınız yenilgiye üzülmeyesiniz diye üzüntünüze üzüntü katarak karşılık verdi. Ali İmran 153

    Peygamber (s.a.a.) savaşın ortasında savaştan kaçan sahabeyi çağırıyor ve Kuran’ın ifadesiyle sahabe arkasına bakmadan kaçıyor. Zira Kuran “dönüp kimseye bakmıyordunuz” diye buyuruyor. Tarihi kaynaklara göre bu savaşta kaçmayanlar 4 kişidir. Kaçmayanlardan biri peygamber, diğeri ise İmam Ali’dir.


    Bir ticaret veya eğlence gördüklerinde ona yönelirler ve seni ayakta bırakırlar. Cuma 11

    Şam’dan bir kafile gelir ve sahabe ucuz mal alabilmek için Peygamber efendimizi ayakta bırakarak mescidi terk ederler. Kaynaklara göre Mescitte kalanların sayısı sadece 12’dir.

    Sonuç olarak derim ki, insani açıdan olgunlaşmayan hiçbir kimseye toplumun kaderi teslim edilemez.

    İmam Zeynul Abidin (a.s.) sahifeyi seccadiye de "Allah'ım sen beni kendi başıma bırakırsan, ben nefsimin arzu ettiği şeyi seçerim" mealinde bir duası vardır. Ne güzel bir dua. Evet insan kendi tercihine bırakılırsa nefsinin arzu ettiği şeyi tercih eder. Bu patronda da böyledir, işçide de.
    Namazı hafife alana biz Ehl-i Beyt'in şefaatı ulaşmayacak. İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

    "Şiilerimiz halvetlerde/yalnız kaldıklarında Allah'ı çok zikredenlerdir." İmam Cafer-i Sadık (a.s.)

    Yorum


      #3
      Ynt: sosyalizm-kapitalizm ve beşeri akımların özellikleri ve tehvid akımı

      Bismillah

      Kardeşim islam ideolojisinin inancsal ve siyasal alanlari ile ilgili aciklamani tebrik ederim siyasal idelojisi haksizligi karsi durmak aslinda
      bakarsak islam ideoloji birbiryle ayrilmaz muhtesem bir sistem bu sistemi acikca ayakta tutan taraf ise cok sukur ali sialari cunku islamin
      siyasal ideolojisindeki zulme boyun egme islamin hep inancsal hemde siyasal politikasi aslinda ama bide islamin ekonomik alanini incelersek gercekten islamin hak oldugunu anlariz imam ali peygamber(s.a.a)'in fakirler ile ticaret yapmadigi soylemis bi hadiste bunun yani sira islam ekonomisi sudur insanlarin zekat ve humus vermesi ile imam veya mucteid bu parayi yoksula verir ve yoksul o para ile is kurar ve canli bir uretim ortaya cikar iste islam ekonomisi budur temel olarak bu model ne kapitalmde var nede sosyalizm de var ...

      Yorum

      YUKARI ÇIK
      Çalışıyor...
      X