Salavata verilen sevabın hesabı ...
--------------------------------------------------------------------------------
Şeyh Ebu’l-Futuh-i Razi, Resulallah’tan (ona ve Ehlibeyti’ne Allah’ın rahmeti olsun) şöyle nakleder:
“Mirac gecesi göğe ulaşınca, bin eli ve her elinde bin parmak bulunan bir melek gördüm; parmaklarıyla bir şeyler hesaplıyordu, Cebrail’e onun kim olduğunu ve neyi hesapladığını sordum.Cebrail şöyle dedi:”Bu melek yağmur tanelerine müvekkel kılınmış bir melektir, gökten yere inen yağmur tanelerini saymaktadır.” Dedi.”
“O meleğe;”Allah’ın dünyayı yarattığı günden bugüne kadar gökten yere kaç damla yağmurun yağdığını biliyor musun?” diye sordum, şöyle dedi:
“Seni hak üzere kullarına gönderen Allah’a andolsun ki, gökten yere kaç damla yağmur yağdığını bildiğim gibi, kaç damlanın denize, kaç damlanın çöllere, kaç damlanın şehirlere, kaç damlanın bağlara, kaç damlanın tuzlak beldelere,kaç damlanın ise mezarlığa indiğini de biliyorum.”
“Böylece bu meleğin hesabındaki inceliğe şaşırıp kaldım.Daha sonra o melek;”Ya Resulallah (s.a.a) bu hafıza, ilim, el ve parmaklara rağmen bir şeyi hiç sayamıyorum dedi.Kendisine; sayamadığın şey nedir? diye sorunca, senin ümmetin biryerde toplanıp adın anıldığında sana salavat getirince ben onların sevaplarını sayamıyorum dedi.”
Tefsir-i Ebu’l-Futuh-i Razi, c.4, s.443
__________________
--------------------------------------------------------------------------------
Şeyh Ebu’l-Futuh-i Razi, Resulallah’tan (ona ve Ehlibeyti’ne Allah’ın rahmeti olsun) şöyle nakleder:
“Mirac gecesi göğe ulaşınca, bin eli ve her elinde bin parmak bulunan bir melek gördüm; parmaklarıyla bir şeyler hesaplıyordu, Cebrail’e onun kim olduğunu ve neyi hesapladığını sordum.Cebrail şöyle dedi:”Bu melek yağmur tanelerine müvekkel kılınmış bir melektir, gökten yere inen yağmur tanelerini saymaktadır.” Dedi.”
“O meleğe;”Allah’ın dünyayı yarattığı günden bugüne kadar gökten yere kaç damla yağmurun yağdığını biliyor musun?” diye sordum, şöyle dedi:
“Seni hak üzere kullarına gönderen Allah’a andolsun ki, gökten yere kaç damla yağmur yağdığını bildiğim gibi, kaç damlanın denize, kaç damlanın çöllere, kaç damlanın şehirlere, kaç damlanın bağlara, kaç damlanın tuzlak beldelere,kaç damlanın ise mezarlığa indiğini de biliyorum.”
“Böylece bu meleğin hesabındaki inceliğe şaşırıp kaldım.Daha sonra o melek;”Ya Resulallah (s.a.a) bu hafıza, ilim, el ve parmaklara rağmen bir şeyi hiç sayamıyorum dedi.Kendisine; sayamadığın şey nedir? diye sorunca, senin ümmetin biryerde toplanıp adın anıldığında sana salavat getirince ben onların sevaplarını sayamıyorum dedi.”
Tefsir-i Ebu’l-Futuh-i Razi, c.4, s.443
__________________
Yorum