Selam olsun Allah’ın mahlukları arasında halis ve saf olan Adem’e. Selam olsun Allah’ın velisi ve seçtiği Şeys’e. Selam olsun Allah’ın huccetiyle Allah için kaim olan İdris’e. Selam olsun çağrısına cevap verilen Nuh’a. Selam olsun Allah’ın yardımıyla desteklenmiş Hud’a. Selam olsun Allah’ın kerametiyle teveccüh ettiği Salih’e. Selam olsun Allah’ın dost ettiği İbrahim’e. Selam olsun kurban edilişi Allah’ın cennetinden getirilen büyük kurbanla değiştirilmiş İsmail’e. Selam olsun Allah’ın nubuvveti zürriyetine verdiği İshak’a. Selam olsun Allah’ın rahmetiyle gözlerine şifa bağışladığı Yakub’a. Selam olsun Allah’ın azametiyle kuyudan kurtardığı Yusuf’a. Selam olsun Allah’ın kudretiyle denizi onun için yardığı Musa’ya. Selam olsun Allah’ın nubuvvetini has kıldığı Harun’a. Selam olsun ümmetine karşı Allah’ın yardım ettiği Şueyb’e. Selam olsun Allah tarafından hatası affedilmiş Davud’a. Selam olsun Allah’ın izzetiyle cinlerin zelil olduğu Süleyman’a. Selam olsun Allah tarafından hastalığına şifa verilen Eyyüb’e. Selam olsun Allah’ın hakkında verdiği vaadi yerine getirip tamamlayan Yunus’a. Selam olsun ölümünden sonra Allah’ın dirilttiği Uzeyr’e. Selam olsun bela ve musibetine sabreden Zekeriya’ya. Selam olsun Allah’ın şehadetiyle yakınlaştırdığı Yahya’ya. Selam olsun Allah’ın ruhu ve kelimesi olan İsa’ya.
Selam olsun Allah’ın habibi, saf ve temizi Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’e. Selam olsun Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in kardeşliğine has kılınan Emir-el Muminin Ali ibni ebi Talib Aleyhisselam’a. Selam olsun Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in kızı Fatimet-uz Zehra Selamullahaleyha’ya. Selam olsun onun halifesi ve babasının razı olduğu Ebi Muhammed-il Hasan Aleyhisselam’ a. Selam olsun nefsini ve hayatını karşılıksız bağışlayan İmam Huseyn Aleyhisselam’a. Selam olsun gizlide ve açıkta Allah’a itaat eden kimseye. Selam olsun Allah’ın şifayı toprağında karar kıldığı kimseye. Selam olsun kubbesi altında duaların kabul edildiği kişiye. Selam olsun soyundan imamların geldiği kişiye. Selam olsun Hatem-il Enbiya Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in oğluna. Selam olsun vasilerin seyyidi ve ağasının oğluna. Selam olsun Fatimet-uz Zehra Selamullahaleyha’nın oğluna. Selam olsun Haticet-ul Kubra Selamullahaleyha’nın oğluna. Selam olsun Sidret-ul Munteha’nın oğluna. Selam olsun Cennet-ul Meva’nın oğluna. Selam olsun Zemzem ve Sefa’nın oğluna. Selam olsun kanına bürünmüşe. Selam olsun çadırlarına saygısızlık yapılmış kişiye. Selam olsun Kisa Ashabı’nın beşincisine.
Selam olsun tanınmamışlardan olana. Selam olsun şehitlerin şehidine. Selam olsun piçler tarafından katledilmiş olana. Selam olsun Kerbela’da sakin olana. Selam olsun gökteki meleklerin ağladığı kişiye. Selam olsun zurriyeti saf ve temiz kişiye. Selam olsun dinin sahibi ve koruyucusuna. Selam olsun burhan ve delillerin menziline. Selam olsun hâkim ve sahip olan imamlara. Selam olsun kana bulanmış sinelere. Selam olsun kuruyup da solmuş dudaklara. Selam olsun kökünden sökülmüş canlara. Selam olsun kaparcasına alınmış ruhlara. Selam olsun arınmış ve kurtulmuş cesetlere. Selam olsun solmuş cisimlere. Selam olsun dökülüp de akan kanlara. Selam olsun kesilip ayrılmış uzuvlara. Selam olsun konuşan başlara. Selam olsun mücadele eden meşhur kadınlara. Selam olsun müminlerin Rabbi’nin huccetine. Selam olsun sana ve tahir olan babalarına ve şehit evlatlarına. Selam olsun sana, yardım ve nusret sahibi olan soyuna. Selam olsun sana ve senin için feryat edip ağlayan meleklere. Selam olsun zulme uğrayarak katledilmişe. Selam olsun kardeşi (İmam Hasan Aleyhisselam) zehirlenmiş olana. Selam olsun Ali Ekber’e. Selam olsun süt emen Esğere.
Selam olsun soyulup da talan edilmiş bedenlere. Selam olsun gurbet itretine.(Tanınmamış aileye). Selam olsun çöllere düşürülmüş bedenlere. Selam olsun vatanlarından uzaklaşmış olanlara. Selam olsun kefensiz defn olanlara. Selam olsun bedenlerinden ayrılmış başlara. Selam olsun sabrı kendisine vacib eden kişiye. Selam olsun yardımcısı olmayan mazluma. Selam olsun saf ve temizleyici toprağın sakinine. Selam olsun yüce kubbenin sahibine. Selam olsun Celil’in (Allahın ismi) temiz ve tahir kıldığı kişiye. Selam olsun Cebrail’in şereflenip de öğündüğü kişiye. Selam olsun beşikteyken Mikail’in konuştuğu kişiye. Selam olsun zimmeti ve korunmuşluğu küstahlığa uğratılıp kırılan kişiye. Selam olsun hürmet ve saygınlığına edepsizlik yapılmış kişiye. Selam olsun zulümle kanı akıtılmış kişiye. Selam olsun yaralarının kanıyla gusul verilmiş kişiye. Selam olsun mızrak kâselerinin kanını yudumladığı kişiye. Selam olsun zulme uğrayışı mubah ve caiz sayılan kişiye. Selam olsun emrine itaatin kesildiği kişiye. Selam olsun halk tarafından faziletinin inkar edilip de defnedildiği kişiye. Selam olsun kalbinin ana damarı parçalanmış kişiye. Selam olsun yardımcısı olmaksızın himaye edene. Selam olsun saçlarına kına yakılmış olana (Kanla boyanmış). Selam olsun yüzünde toprağın şereflendiği kişiye. Selam olsun hürmeti kırılmış bedene. Selam olsun kılıcın dudaklarına dokunduğu kişiye. Selam olsun yükseltilmiş başa.
Selam olsun çöllerde yerlere düşürülmüş, elbiseleri parçalanmış, kurt sıfatlıların düşmanca saldırışına ve ısırışlarına uğramışlara, zararlı, yırtıcı ve vahşi hayvan sıfatlıların üzerlerinde gidip geldiği cisimlere selam olsun. Selam olsun sana ey benim Mevlam! Selam olsun kubbenin etrafında kanat çırpan meleklere. Selam olsun toprağının sınırlarında duran meleklere. Selam olsun bu mübarek yerde hizmet eden meleklere. Selam olsun ziyaretin için bu mekâna giren meleklere. Selam olsun sana, ben gerçekten de sana doğru gelmeyi kastettim ve senin yanında kurtuluşu umut ettim. Senin hürmet ve saygınlığını tanıyan, vilayetine karşı halis ve muhlis olan, senin muhabbetinle ve düşmanlarından beraat etmekle Allah’a yakınlaşan, senin musibetinle kalbi yaralanmış, senin zikrin olunduğun da gözyaşları dökülmüş, acı çekip de kederlenmiş, hüzünlenmiş, üzüntüden çılgına dönmüş, zelil ve biçare olmuş kişinin selamıyla selam olsun sana.
Eğer Taif’de (Kerbela’da) senin yanında olsaydı keskin kılıçlara karşı canıyla sana siper olurdu. Senin uğruna ölümün son nefeslerini verirdi. Senin huzurunda cihad eder, başkaldıranlara karşı sana yardım ederdi. Ruhunu, cesedini, malını ve evladını sana feda ederdi. Ruhu senin ruhuna fedadır. Ehli senin ehline koruyucudur. İşte o kişinin selamıyla selam olsun sana. Oysa dehr beni geriye attı. Senin takdir edilmiş yardımına koşmama engel oldu. (Allahu Teala zuhur ve ricatta İmam Huseyn Aleyhisselam’ın intikamını alma ve O'na yardım etme fırsatını bütün müminlere vermeyi taktir etmiştir.) Bu yüzden seninle harb edenlerle savaşamadım. Huzurunda düşmanca dikilenlerin karşısına dikilemedim. Sana gelen musibetlerden ötürü kederlenip gam ve hüzne bürünmüşüm. Üzüntü ve özlemimden ötürü sabah akşam senin için yas tutup ağlarım. Gözlerimden yaşlar yerine kan akar. Öyle ki bu musibetin yakıcı ateşi ve bu üzüntünün boğazımda düğümlenişi beni ölüme götürür.
Şehadet veriyorum sen namazı ikame ettin, zekâtı verdin. Marufu (bütün iyilikler) emredip münkeri (bütün kötülükler) ve düşmanlığı nehyettin. Allah’a iaat edip asla isyan etmedin. Allah’a ve O’nun ipine sarılıp O’nu razı ettin. O’ndan çekinip, hayâ edip O’nu gözettin. Kanunları koyup fitneyi söndürdün. İrşada davet edip doğruluk ve sağlamlık yollarını açıkladın. Allah yolunda hakkına layık cihad ettin. Allah’a itaat edip ceddin Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’e tabi oldun. Babanın sözünü işitip tuttun. Kardeşinin vasiyetine koşup onu yerine getirdin. Dinin direklerini sağlamlaştırıp, tuğyan ve isyanın önünü aldın. Tağutlara (Allah’ın emrine isyan edip uymayan herkes) büyük bir darbe vurdun. Ümmete nasihat ettin. Ölüm anında Allah’ı tenzih etin. Fasıklarla mücadele edip savaştın. Allah’ın huccetlerini kaim edip ayağa diktin. İslam ve Müslümanlar’a merhametliydin. Hakkın yardımcısıydın. Belalar anında sabırlıydın. Dini koruyup gözetirdin. Dinin memleketinden düşmanları kovup atardın. Hidayeti korur yardım ederdin. Adaleti açıp neşredip yayardın. Dine yardım eder, onu açıklayıp izhar ederdin. Kötü, boş ve saçma olan her şeye engel olur ve defederdin. Horlanıp da aşağılanmışın hakkını şereflenip de üste çıkandan alırdın. Hükümlerinde güçlü ve zayıf olana eşit davranırdın. Yetimlerin baharı ve halkın sığınağıydın.
İslam’ın izzeti, hükümlerin madenisin. Nimetin sebebisin. Ceddin ve babanın yolunu takip ettirensin. Vasiyet etmede aynı kardeşine benziyorsun. Ahdine vefa eden, mizacından razı olunan, lutfu ve keremi zahir olan, karanlıkları sabah eden, yolların hak ve doğru olanı, yaratıklara kerim olan, öncesi de sonrası da azamet sahibi, şerefli ve yüce soydan gelen (hem baba hem de anne tarafı), yüksek dereceler, sayısız faziletler, hamd edilip de övülmüş bir kişilik, çok ve karşılıksız ihsan sahibisin. Halimsin (sabrın en üst derecesi), reşitsin (hidayet sahibi), temsil edensin (Allah’ın temsilcisi), lutuf sahibi ve bağışlayansın, ilim ve kudret sahibisin. İmamsın ve şehitsin, Allah’ı çokça anıyorsun. Naibsin, habibsin ve heybetin sahibisin. Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in evladısın. Kuran’ın kaynağı ve dayanağısın. Ümmetin yardımcısı ve desteğisin. İtaat hususunda cihat ediyorsun. Misak ve ahidlerin koruyucususun. Fasıkların yolundan uzaksın. Bütün gücünle yardım ve lütufta bulunansın. Uzun rükûlar ve secdelerin sahibisin. Dünya’dan el etek çekip, göçüp giden zahidsin. Dünya’dan vahşet edenlerin gözüyle ona bakarsın. Dünya ile ilgili umut ve arzularını yasaklayıp alıkoymuşsun. Gönlünü Dünya ve ziynetlerinden ayırmışsın. Dünya’nın güzellik ve sevincine göz kapatmışsın. Ahirete olan rağbetin Maruf ve Meşhurdu.
Sonunda adaletsizlik ve sitem bütün gücünü ortaya serdi. Zulüm bütün silahlarıyla savaşa durdu. Sapıklar bütün tabilerini, dostlarını ve yardımcılarını çağırdı. Sense ceddinin hareminde oturmaktaydın. Zalimlere karşıydın. Evin ve mihrabın sakiniydin. Şehvet ve lezzetlerden uzaktın. Güç ve imkan dahilinde, kalbin ve dilinde bütün münkerleri (kötü ve çirkin işler) inkar edip karşı gelirdin. İlim onları inkâr etmeni gerektirdi. Ve facirlerle (pislik ve günahkârlar) cihat etmek zorunlu hale geldi. Evlatların, yakınların, şiaların ve seni sevenlerle birlikte yola koyuldun. Hakkı ve gerçekleri beyyine ve delillerle bütün çıplaklığıyla ortaya koydun. Hikmet ve güzel vaizle Allah’a davet ettin. Mabud’a itaat edilmesini, ceza hükümlerinin uygulanmasını emrettin. Çirkin ve pis işlerden, tuğyan ve isyandan nehyettin. Onlarsa zulüm ve düşmanlıkla karşına çıktılar. Nasihat edip huccet ve delilleri onlara tamamladıktan sonra onlarla cihad ettin. Onlar sana verdikleri ahdi ve ettikleri biati kırıp döndüler. Rabbin’i ve ceddini gazaba getirdiler. Ve seninle harbe tutuştular. Sense bütün saldırılar ve darbelere sarsılmadan karşı durdun. Facirlerin ordusunu ezip una çevirdin. Orduyu öylesine yarıp geçtin ki onları toza toprağa boğdun. Kuşandığın Zülfikar’la savaşıyordun sanki ihtiyar sahibi Aliydin Aleyhisselam (İmam Ali Aleyhisselam) .Onlar senin metanet, soğukkanlı ve korkusuzca savaştığını, asla dönüp kaçmayacağını görünce hile ve kurnazlıkla sana suikast tuzakları hazırladılar. Sonunda kurdukları entrika ve oyunlarla ve şirret düşüncelerle seni katlettiler. Lanetli, ordusuna suyu kesmelerini ve suyun gelişini engellemeyi emretti.
Ve seninle savaşa tutuştular. Seni atından indirmek için çok aceleciydiler, sana doğru oklar ve mızraklar attılar. Ellerini senin emrini kökten kurutmak için açtılar. Asla senin hakkına riayet etmediler. Senin hakkında, seni sevenleri katletme (ve sana ait olan şeyleri yağmalamada) hususunda düştükleri hiçbir günahı önemsemediler. Toz ve dumanlar arasında sen en öndeydin, bütün eziyetlere tahammül ediyordun. Göklerin melekleri senin sabrın hususunda hayrete düşmüşlerdi. Her taraftan seni kuşatmışlardı. Seni yaralayıp yorgun ve bitkin düşürmek istiyorlardı. Seninle çadırlar arasında engel olmuşlardı. Artık bir yardımcın kalmamıştı. Allah’ın rızasıyla sabredendin. Kadınlarını ve evlatlarını koruyordun. Sonunda seni atından düşürdüler ve sen yaralıydın. Yere inerken atlar etrafında dörtnala sağa sola koşmaktaydılar. Tağutlar keskin kılıçlarıyla sana saldırıyorlardı. Alnın ölümün süzülen teriyle ıslanmıştı. Sana yaklaşmaktan ürkercesine sağına ve soluna toplanıp sonra dağılmaktaydılar. Sense bakışlarını konakladığın yere ve orda bulunan ehlibeytine çevirmiştin. Evlatlarını ve ehlibeytini düşünmekle meşguldün. Atın ürkerek ve hızlıca çadırlara koşup gelmişti. Sessizce feryat edip ağlıyordu. Kadınlar, atını utanırcasına boynunu bükmüş ve üzerindeki eğeri yana düşmüş görünce, yüzleri sararıp da açılmış olarak, başlarına döverek, yanaklarını, yüzlerini yırtarak çadırlardan dışarıya çıkmışlardı. Yüksek sesle bağırıp feryat etmekteydiler. İzzetli yaşayıştan sonra eziyete düşmüşlerdi. Ve senin durduğun yere doğru koşmaktaydılar.
Şimr melunu etrafında dönmekte ve kılıcını sana yöneltmişti. O melun seninle sevenlerinin arasındaki bağı kesti. Hislerin sükunete, nefesinse gayba çekilmişti. Başın mızraktaydı. Ehlin köleler gibi esir edilmişti. Demirlere zincirlerle bağlanmıştı. Kambur ve eğersiz binekler üstündeydiler. Havanın kızgın sıcağı yüzlerini yalamaktaydı. Sahralarda ve çöllerde sürüklenmekteydiler. Elleri boyunlarına bağlanmıştı. Sokaklarda dolaştırılmaktaydılar. İsyancı fasıkların vay haline. Seni katletmekle İslam’ı katlettiler. Namazı ve orucu iptal edip hükmünü kaldırdılar. Sünnetleri ve ahkâmları bozup harap ettiler. İman esaslarını tahrip ettiler. Kuran’ın ayetlerini tahrif ettiler. Düşmanlık ve küstahlıkta hadlerini aştılar. Ve bu duyguyla dine hücum ettiler. Böylece sana edilen zulümle, Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem zulme uğramış oldu. Ve senin intikamını almak için bekleyişe koyuldu. Allah’ın kitabı terkedilmiş oldu. Sana kahrettiklerinde hakka ihanet ettiler de karşısına karanlığı diktiler. Senin gidişinle Allahu Ekber, La İlahe İllallah, helal ve haram emirleri, nazil edilen kuran tevil ve manasıyla birlikte yok olup gitti. Senden sonra gayrileştirme ve değiştirmeler, ilhat ve dinden çıkıp ta sapmalar, din emirlerinin iptal edilişi, heva ve heveslere uyma, sapıklıklar, fitneler ve batıllar zahir olup ortaya çıktı. Senin şehadetinin habercisi ceddin Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in mubarek kabrinin yanına gelip durdu. Sağanak bir halde akan gözyaşlarıyla senin şehadetini O’na Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’e arz edip bildirdi. Şöyle arz ediyordu:
Ey Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem! Oğlun ve yiğidin şehit edildi. Ehlin ve yakınlarının kanı döküldü. Zulüm ve hakareti onlara reva görüp mubah saydılar. Senden sonra zurriyetini ve soyunu esir ettiler. İtretin ve yakınların belalara düçar oldular. Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem ızdıraba düştü. Hüzünle dolmuş kalbi ağladı. Melekler ve peygamberler sana taziyede bulundular. Annen Zehra Selamullahaleyha senin için acı çekip kederlendi. Mukarreb melekler ordusu durmaksızın gidip gelmekte Baban Emir-el Muminin Aleyhisselam’a taziyede bulunuyorlardı. E’la İlliyyinde (yüce cennette) senin için matem tutuyordular. Huruleyn (cennetteki en üstün huriler) senin için feryat edip başlarına vuruyorlar ve yüzlerini yırtıyorlardı. Gökler ve onda sakin olanlar, cennetler ve içindekiler, bütün dağlar, tepeler ve etrafları, denizler ve içindeki hayvanlar, Mekke ve binası (Kabe) cennetler ve gençleri, Beyt ve Makam, Meşer ve Haram, İhram ve Hill (ihramdan çıkış) senin için ağladılar.
Ey Allah’ım! Bu yüce mekânın hürmeti hakkı için Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem ve Ali Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’e salat gönder. Beni Onlar’ın zümresinde ve yanında meşhur et ve Onlar’ın şefaatiyle beni cennetine dâhil et. Ey Allah’ım! Ey hesaba çekenlerin en hızlısı! Ey kerimlerin en kerimi! Ey hâkimlerin hâkimi, bütün âlemlerin resulu ve nebilerin hatemi Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’e, kardeşi ve amcasının oğlu Enze-ul Betin (ilim ve kudretin kaynağı) Alim-ul Mekin (ilmin kökü) Emir-ul Muminin Ali Aleyhisselam’a, alemlerin kadınlarının seyyidesi Fatime Selamullahaleyha’ya, Muttakilerin sığınağı tertemiz İmam Hasan Aleyhisselam’a, şehitlerin en kerimi İmam Eba Ebdillahil Huseyn Aleyhisselam’a, O’nun katledilmiş evlatlarına, zulme uğramış itretine, İmam Huseyn Aleyhisselam’ın oğlu İmam Ali Zeynelabidin Aleyhisselam’a, evvellerin kıblesi İmam Ali Aleyhisselam oğlu İmam Muhammed Aleyhisselam’a, sadıkların en sadığı İmam Muhammed Aleyhisselam oğlu İmam Cafer Aleyhisselam’a, bütün buhran ve delilleri zahir eden İmam Cafer Aleyhisselam oğlu İmam Musa Aleyhisselam’a, İmam Musa Aleyhisselam oğlu İmam Ali Aleyhisselam’a, İmam Ali Aleyhisselam oğlu İmam Muhammed Aleyhisselam’a, zahidlerin en zahidi İmam Muhammed Aleyhisselam oğlu İmam Ali Aleyhisselam’a, halifelerin varisi ve bütün yaratıkların hucceti İmam Ali Aleyhisselam oğlu İmam Hasan Aleyhisselam’a tevessül ediyorum ve onların hakkı için, Yasin ve Taha Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem ehli, sadıklar, ihsan ve iyiliğin sahipleri Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem ve Ehlibeyt Aleyhimusselam’a salat gönder. Kıyamet günü beni emniyette olanlardan, sukunete erenlerden, kurtulanlardan, ferahlığa kavuşup mutlu olanlardan ve müjde verilmişlerden karar kıl.
Ey Allah’ım! Beni Müslümanlar sayfasına yaz ve beni salihlere kavuştur. Ahirlerde (sonrakilerde) benim için sadık lisan karar kıl. Zalimlere karşı bana yardım et. Hasetçilerin tuzaklarından beni koru. Hilecilerin hilelerini benden uzaklaştır. Zalimlerin ellerini üzerimden çek. E’la İlliyyinde bereket ve meymenet sahipleriyle birlikte et. Nimet verdiğin nebilerle, sıddıklarla, şehitlerle, salihlerle beraber et. Rahmetinin hürmetine. Ey Erhemerrahimin! Ey Allah’ım! Seni masum olan peygamberine yemin verdiriyorum.
Selam olsun Allah’ın habibi, saf ve temizi Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’e. Selam olsun Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in kardeşliğine has kılınan Emir-el Muminin Ali ibni ebi Talib Aleyhisselam’a. Selam olsun Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in kızı Fatimet-uz Zehra Selamullahaleyha’ya. Selam olsun onun halifesi ve babasının razı olduğu Ebi Muhammed-il Hasan Aleyhisselam’ a. Selam olsun nefsini ve hayatını karşılıksız bağışlayan İmam Huseyn Aleyhisselam’a. Selam olsun gizlide ve açıkta Allah’a itaat eden kimseye. Selam olsun Allah’ın şifayı toprağında karar kıldığı kimseye. Selam olsun kubbesi altında duaların kabul edildiği kişiye. Selam olsun soyundan imamların geldiği kişiye. Selam olsun Hatem-il Enbiya Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in oğluna. Selam olsun vasilerin seyyidi ve ağasının oğluna. Selam olsun Fatimet-uz Zehra Selamullahaleyha’nın oğluna. Selam olsun Haticet-ul Kubra Selamullahaleyha’nın oğluna. Selam olsun Sidret-ul Munteha’nın oğluna. Selam olsun Cennet-ul Meva’nın oğluna. Selam olsun Zemzem ve Sefa’nın oğluna. Selam olsun kanına bürünmüşe. Selam olsun çadırlarına saygısızlık yapılmış kişiye. Selam olsun Kisa Ashabı’nın beşincisine.
Selam olsun tanınmamışlardan olana. Selam olsun şehitlerin şehidine. Selam olsun piçler tarafından katledilmiş olana. Selam olsun Kerbela’da sakin olana. Selam olsun gökteki meleklerin ağladığı kişiye. Selam olsun zurriyeti saf ve temiz kişiye. Selam olsun dinin sahibi ve koruyucusuna. Selam olsun burhan ve delillerin menziline. Selam olsun hâkim ve sahip olan imamlara. Selam olsun kana bulanmış sinelere. Selam olsun kuruyup da solmuş dudaklara. Selam olsun kökünden sökülmüş canlara. Selam olsun kaparcasına alınmış ruhlara. Selam olsun arınmış ve kurtulmuş cesetlere. Selam olsun solmuş cisimlere. Selam olsun dökülüp de akan kanlara. Selam olsun kesilip ayrılmış uzuvlara. Selam olsun konuşan başlara. Selam olsun mücadele eden meşhur kadınlara. Selam olsun müminlerin Rabbi’nin huccetine. Selam olsun sana ve tahir olan babalarına ve şehit evlatlarına. Selam olsun sana, yardım ve nusret sahibi olan soyuna. Selam olsun sana ve senin için feryat edip ağlayan meleklere. Selam olsun zulme uğrayarak katledilmişe. Selam olsun kardeşi (İmam Hasan Aleyhisselam) zehirlenmiş olana. Selam olsun Ali Ekber’e. Selam olsun süt emen Esğere.
Selam olsun soyulup da talan edilmiş bedenlere. Selam olsun gurbet itretine.(Tanınmamış aileye). Selam olsun çöllere düşürülmüş bedenlere. Selam olsun vatanlarından uzaklaşmış olanlara. Selam olsun kefensiz defn olanlara. Selam olsun bedenlerinden ayrılmış başlara. Selam olsun sabrı kendisine vacib eden kişiye. Selam olsun yardımcısı olmayan mazluma. Selam olsun saf ve temizleyici toprağın sakinine. Selam olsun yüce kubbenin sahibine. Selam olsun Celil’in (Allahın ismi) temiz ve tahir kıldığı kişiye. Selam olsun Cebrail’in şereflenip de öğündüğü kişiye. Selam olsun beşikteyken Mikail’in konuştuğu kişiye. Selam olsun zimmeti ve korunmuşluğu küstahlığa uğratılıp kırılan kişiye. Selam olsun hürmet ve saygınlığına edepsizlik yapılmış kişiye. Selam olsun zulümle kanı akıtılmış kişiye. Selam olsun yaralarının kanıyla gusul verilmiş kişiye. Selam olsun mızrak kâselerinin kanını yudumladığı kişiye. Selam olsun zulme uğrayışı mubah ve caiz sayılan kişiye. Selam olsun emrine itaatin kesildiği kişiye. Selam olsun halk tarafından faziletinin inkar edilip de defnedildiği kişiye. Selam olsun kalbinin ana damarı parçalanmış kişiye. Selam olsun yardımcısı olmaksızın himaye edene. Selam olsun saçlarına kına yakılmış olana (Kanla boyanmış). Selam olsun yüzünde toprağın şereflendiği kişiye. Selam olsun hürmeti kırılmış bedene. Selam olsun kılıcın dudaklarına dokunduğu kişiye. Selam olsun yükseltilmiş başa.
Selam olsun çöllerde yerlere düşürülmüş, elbiseleri parçalanmış, kurt sıfatlıların düşmanca saldırışına ve ısırışlarına uğramışlara, zararlı, yırtıcı ve vahşi hayvan sıfatlıların üzerlerinde gidip geldiği cisimlere selam olsun. Selam olsun sana ey benim Mevlam! Selam olsun kubbenin etrafında kanat çırpan meleklere. Selam olsun toprağının sınırlarında duran meleklere. Selam olsun bu mübarek yerde hizmet eden meleklere. Selam olsun ziyaretin için bu mekâna giren meleklere. Selam olsun sana, ben gerçekten de sana doğru gelmeyi kastettim ve senin yanında kurtuluşu umut ettim. Senin hürmet ve saygınlığını tanıyan, vilayetine karşı halis ve muhlis olan, senin muhabbetinle ve düşmanlarından beraat etmekle Allah’a yakınlaşan, senin musibetinle kalbi yaralanmış, senin zikrin olunduğun da gözyaşları dökülmüş, acı çekip de kederlenmiş, hüzünlenmiş, üzüntüden çılgına dönmüş, zelil ve biçare olmuş kişinin selamıyla selam olsun sana.
Eğer Taif’de (Kerbela’da) senin yanında olsaydı keskin kılıçlara karşı canıyla sana siper olurdu. Senin uğruna ölümün son nefeslerini verirdi. Senin huzurunda cihad eder, başkaldıranlara karşı sana yardım ederdi. Ruhunu, cesedini, malını ve evladını sana feda ederdi. Ruhu senin ruhuna fedadır. Ehli senin ehline koruyucudur. İşte o kişinin selamıyla selam olsun sana. Oysa dehr beni geriye attı. Senin takdir edilmiş yardımına koşmama engel oldu. (Allahu Teala zuhur ve ricatta İmam Huseyn Aleyhisselam’ın intikamını alma ve O'na yardım etme fırsatını bütün müminlere vermeyi taktir etmiştir.) Bu yüzden seninle harb edenlerle savaşamadım. Huzurunda düşmanca dikilenlerin karşısına dikilemedim. Sana gelen musibetlerden ötürü kederlenip gam ve hüzne bürünmüşüm. Üzüntü ve özlemimden ötürü sabah akşam senin için yas tutup ağlarım. Gözlerimden yaşlar yerine kan akar. Öyle ki bu musibetin yakıcı ateşi ve bu üzüntünün boğazımda düğümlenişi beni ölüme götürür.
Şehadet veriyorum sen namazı ikame ettin, zekâtı verdin. Marufu (bütün iyilikler) emredip münkeri (bütün kötülükler) ve düşmanlığı nehyettin. Allah’a iaat edip asla isyan etmedin. Allah’a ve O’nun ipine sarılıp O’nu razı ettin. O’ndan çekinip, hayâ edip O’nu gözettin. Kanunları koyup fitneyi söndürdün. İrşada davet edip doğruluk ve sağlamlık yollarını açıkladın. Allah yolunda hakkına layık cihad ettin. Allah’a itaat edip ceddin Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’e tabi oldun. Babanın sözünü işitip tuttun. Kardeşinin vasiyetine koşup onu yerine getirdin. Dinin direklerini sağlamlaştırıp, tuğyan ve isyanın önünü aldın. Tağutlara (Allah’ın emrine isyan edip uymayan herkes) büyük bir darbe vurdun. Ümmete nasihat ettin. Ölüm anında Allah’ı tenzih etin. Fasıklarla mücadele edip savaştın. Allah’ın huccetlerini kaim edip ayağa diktin. İslam ve Müslümanlar’a merhametliydin. Hakkın yardımcısıydın. Belalar anında sabırlıydın. Dini koruyup gözetirdin. Dinin memleketinden düşmanları kovup atardın. Hidayeti korur yardım ederdin. Adaleti açıp neşredip yayardın. Dine yardım eder, onu açıklayıp izhar ederdin. Kötü, boş ve saçma olan her şeye engel olur ve defederdin. Horlanıp da aşağılanmışın hakkını şereflenip de üste çıkandan alırdın. Hükümlerinde güçlü ve zayıf olana eşit davranırdın. Yetimlerin baharı ve halkın sığınağıydın.
İslam’ın izzeti, hükümlerin madenisin. Nimetin sebebisin. Ceddin ve babanın yolunu takip ettirensin. Vasiyet etmede aynı kardeşine benziyorsun. Ahdine vefa eden, mizacından razı olunan, lutfu ve keremi zahir olan, karanlıkları sabah eden, yolların hak ve doğru olanı, yaratıklara kerim olan, öncesi de sonrası da azamet sahibi, şerefli ve yüce soydan gelen (hem baba hem de anne tarafı), yüksek dereceler, sayısız faziletler, hamd edilip de övülmüş bir kişilik, çok ve karşılıksız ihsan sahibisin. Halimsin (sabrın en üst derecesi), reşitsin (hidayet sahibi), temsil edensin (Allah’ın temsilcisi), lutuf sahibi ve bağışlayansın, ilim ve kudret sahibisin. İmamsın ve şehitsin, Allah’ı çokça anıyorsun. Naibsin, habibsin ve heybetin sahibisin. Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in evladısın. Kuran’ın kaynağı ve dayanağısın. Ümmetin yardımcısı ve desteğisin. İtaat hususunda cihat ediyorsun. Misak ve ahidlerin koruyucususun. Fasıkların yolundan uzaksın. Bütün gücünle yardım ve lütufta bulunansın. Uzun rükûlar ve secdelerin sahibisin. Dünya’dan el etek çekip, göçüp giden zahidsin. Dünya’dan vahşet edenlerin gözüyle ona bakarsın. Dünya ile ilgili umut ve arzularını yasaklayıp alıkoymuşsun. Gönlünü Dünya ve ziynetlerinden ayırmışsın. Dünya’nın güzellik ve sevincine göz kapatmışsın. Ahirete olan rağbetin Maruf ve Meşhurdu.
Sonunda adaletsizlik ve sitem bütün gücünü ortaya serdi. Zulüm bütün silahlarıyla savaşa durdu. Sapıklar bütün tabilerini, dostlarını ve yardımcılarını çağırdı. Sense ceddinin hareminde oturmaktaydın. Zalimlere karşıydın. Evin ve mihrabın sakiniydin. Şehvet ve lezzetlerden uzaktın. Güç ve imkan dahilinde, kalbin ve dilinde bütün münkerleri (kötü ve çirkin işler) inkar edip karşı gelirdin. İlim onları inkâr etmeni gerektirdi. Ve facirlerle (pislik ve günahkârlar) cihat etmek zorunlu hale geldi. Evlatların, yakınların, şiaların ve seni sevenlerle birlikte yola koyuldun. Hakkı ve gerçekleri beyyine ve delillerle bütün çıplaklığıyla ortaya koydun. Hikmet ve güzel vaizle Allah’a davet ettin. Mabud’a itaat edilmesini, ceza hükümlerinin uygulanmasını emrettin. Çirkin ve pis işlerden, tuğyan ve isyandan nehyettin. Onlarsa zulüm ve düşmanlıkla karşına çıktılar. Nasihat edip huccet ve delilleri onlara tamamladıktan sonra onlarla cihad ettin. Onlar sana verdikleri ahdi ve ettikleri biati kırıp döndüler. Rabbin’i ve ceddini gazaba getirdiler. Ve seninle harbe tutuştular. Sense bütün saldırılar ve darbelere sarsılmadan karşı durdun. Facirlerin ordusunu ezip una çevirdin. Orduyu öylesine yarıp geçtin ki onları toza toprağa boğdun. Kuşandığın Zülfikar’la savaşıyordun sanki ihtiyar sahibi Aliydin Aleyhisselam (İmam Ali Aleyhisselam) .Onlar senin metanet, soğukkanlı ve korkusuzca savaştığını, asla dönüp kaçmayacağını görünce hile ve kurnazlıkla sana suikast tuzakları hazırladılar. Sonunda kurdukları entrika ve oyunlarla ve şirret düşüncelerle seni katlettiler. Lanetli, ordusuna suyu kesmelerini ve suyun gelişini engellemeyi emretti.
Ve seninle savaşa tutuştular. Seni atından indirmek için çok aceleciydiler, sana doğru oklar ve mızraklar attılar. Ellerini senin emrini kökten kurutmak için açtılar. Asla senin hakkına riayet etmediler. Senin hakkında, seni sevenleri katletme (ve sana ait olan şeyleri yağmalamada) hususunda düştükleri hiçbir günahı önemsemediler. Toz ve dumanlar arasında sen en öndeydin, bütün eziyetlere tahammül ediyordun. Göklerin melekleri senin sabrın hususunda hayrete düşmüşlerdi. Her taraftan seni kuşatmışlardı. Seni yaralayıp yorgun ve bitkin düşürmek istiyorlardı. Seninle çadırlar arasında engel olmuşlardı. Artık bir yardımcın kalmamıştı. Allah’ın rızasıyla sabredendin. Kadınlarını ve evlatlarını koruyordun. Sonunda seni atından düşürdüler ve sen yaralıydın. Yere inerken atlar etrafında dörtnala sağa sola koşmaktaydılar. Tağutlar keskin kılıçlarıyla sana saldırıyorlardı. Alnın ölümün süzülen teriyle ıslanmıştı. Sana yaklaşmaktan ürkercesine sağına ve soluna toplanıp sonra dağılmaktaydılar. Sense bakışlarını konakladığın yere ve orda bulunan ehlibeytine çevirmiştin. Evlatlarını ve ehlibeytini düşünmekle meşguldün. Atın ürkerek ve hızlıca çadırlara koşup gelmişti. Sessizce feryat edip ağlıyordu. Kadınlar, atını utanırcasına boynunu bükmüş ve üzerindeki eğeri yana düşmüş görünce, yüzleri sararıp da açılmış olarak, başlarına döverek, yanaklarını, yüzlerini yırtarak çadırlardan dışarıya çıkmışlardı. Yüksek sesle bağırıp feryat etmekteydiler. İzzetli yaşayıştan sonra eziyete düşmüşlerdi. Ve senin durduğun yere doğru koşmaktaydılar.
Şimr melunu etrafında dönmekte ve kılıcını sana yöneltmişti. O melun seninle sevenlerinin arasındaki bağı kesti. Hislerin sükunete, nefesinse gayba çekilmişti. Başın mızraktaydı. Ehlin köleler gibi esir edilmişti. Demirlere zincirlerle bağlanmıştı. Kambur ve eğersiz binekler üstündeydiler. Havanın kızgın sıcağı yüzlerini yalamaktaydı. Sahralarda ve çöllerde sürüklenmekteydiler. Elleri boyunlarına bağlanmıştı. Sokaklarda dolaştırılmaktaydılar. İsyancı fasıkların vay haline. Seni katletmekle İslam’ı katlettiler. Namazı ve orucu iptal edip hükmünü kaldırdılar. Sünnetleri ve ahkâmları bozup harap ettiler. İman esaslarını tahrip ettiler. Kuran’ın ayetlerini tahrif ettiler. Düşmanlık ve küstahlıkta hadlerini aştılar. Ve bu duyguyla dine hücum ettiler. Böylece sana edilen zulümle, Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem zulme uğramış oldu. Ve senin intikamını almak için bekleyişe koyuldu. Allah’ın kitabı terkedilmiş oldu. Sana kahrettiklerinde hakka ihanet ettiler de karşısına karanlığı diktiler. Senin gidişinle Allahu Ekber, La İlahe İllallah, helal ve haram emirleri, nazil edilen kuran tevil ve manasıyla birlikte yok olup gitti. Senden sonra gayrileştirme ve değiştirmeler, ilhat ve dinden çıkıp ta sapmalar, din emirlerinin iptal edilişi, heva ve heveslere uyma, sapıklıklar, fitneler ve batıllar zahir olup ortaya çıktı. Senin şehadetinin habercisi ceddin Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in mubarek kabrinin yanına gelip durdu. Sağanak bir halde akan gözyaşlarıyla senin şehadetini O’na Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’e arz edip bildirdi. Şöyle arz ediyordu:
Ey Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem! Oğlun ve yiğidin şehit edildi. Ehlin ve yakınlarının kanı döküldü. Zulüm ve hakareti onlara reva görüp mubah saydılar. Senden sonra zurriyetini ve soyunu esir ettiler. İtretin ve yakınların belalara düçar oldular. Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem ızdıraba düştü. Hüzünle dolmuş kalbi ağladı. Melekler ve peygamberler sana taziyede bulundular. Annen Zehra Selamullahaleyha senin için acı çekip kederlendi. Mukarreb melekler ordusu durmaksızın gidip gelmekte Baban Emir-el Muminin Aleyhisselam’a taziyede bulunuyorlardı. E’la İlliyyinde (yüce cennette) senin için matem tutuyordular. Huruleyn (cennetteki en üstün huriler) senin için feryat edip başlarına vuruyorlar ve yüzlerini yırtıyorlardı. Gökler ve onda sakin olanlar, cennetler ve içindekiler, bütün dağlar, tepeler ve etrafları, denizler ve içindeki hayvanlar, Mekke ve binası (Kabe) cennetler ve gençleri, Beyt ve Makam, Meşer ve Haram, İhram ve Hill (ihramdan çıkış) senin için ağladılar.
Ey Allah’ım! Bu yüce mekânın hürmeti hakkı için Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem ve Ali Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’e salat gönder. Beni Onlar’ın zümresinde ve yanında meşhur et ve Onlar’ın şefaatiyle beni cennetine dâhil et. Ey Allah’ım! Ey hesaba çekenlerin en hızlısı! Ey kerimlerin en kerimi! Ey hâkimlerin hâkimi, bütün âlemlerin resulu ve nebilerin hatemi Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’e, kardeşi ve amcasının oğlu Enze-ul Betin (ilim ve kudretin kaynağı) Alim-ul Mekin (ilmin kökü) Emir-ul Muminin Ali Aleyhisselam’a, alemlerin kadınlarının seyyidesi Fatime Selamullahaleyha’ya, Muttakilerin sığınağı tertemiz İmam Hasan Aleyhisselam’a, şehitlerin en kerimi İmam Eba Ebdillahil Huseyn Aleyhisselam’a, O’nun katledilmiş evlatlarına, zulme uğramış itretine, İmam Huseyn Aleyhisselam’ın oğlu İmam Ali Zeynelabidin Aleyhisselam’a, evvellerin kıblesi İmam Ali Aleyhisselam oğlu İmam Muhammed Aleyhisselam’a, sadıkların en sadığı İmam Muhammed Aleyhisselam oğlu İmam Cafer Aleyhisselam’a, bütün buhran ve delilleri zahir eden İmam Cafer Aleyhisselam oğlu İmam Musa Aleyhisselam’a, İmam Musa Aleyhisselam oğlu İmam Ali Aleyhisselam’a, İmam Ali Aleyhisselam oğlu İmam Muhammed Aleyhisselam’a, zahidlerin en zahidi İmam Muhammed Aleyhisselam oğlu İmam Ali Aleyhisselam’a, halifelerin varisi ve bütün yaratıkların hucceti İmam Ali Aleyhisselam oğlu İmam Hasan Aleyhisselam’a tevessül ediyorum ve onların hakkı için, Yasin ve Taha Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem ehli, sadıklar, ihsan ve iyiliğin sahipleri Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem ve Ehlibeyt Aleyhimusselam’a salat gönder. Kıyamet günü beni emniyette olanlardan, sukunete erenlerden, kurtulanlardan, ferahlığa kavuşup mutlu olanlardan ve müjde verilmişlerden karar kıl.
Ey Allah’ım! Beni Müslümanlar sayfasına yaz ve beni salihlere kavuştur. Ahirlerde (sonrakilerde) benim için sadık lisan karar kıl. Zalimlere karşı bana yardım et. Hasetçilerin tuzaklarından beni koru. Hilecilerin hilelerini benden uzaklaştır. Zalimlerin ellerini üzerimden çek. E’la İlliyyinde bereket ve meymenet sahipleriyle birlikte et. Nimet verdiğin nebilerle, sıddıklarla, şehitlerle, salihlerle beraber et. Rahmetinin hürmetine. Ey Erhemerrahimin! Ey Allah’ım! Seni masum olan peygamberine yemin verdiriyorum.