Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

    Allah’a Hamd ve Sena İle İlgili Duası

    İmam (a.s), duaya Allah’a hamd ve sena ile başlar ve şöyle buyururdu:

    Hamd Allah’a ki ilkdir, O’ndan önce bir ilk yoktur; sondur, O’ndan sonra bir son yoktur. Gözler O’nu görmekten, tahayyüller (vehimler) O’nu vasfetmekten âcizdir.

    Kudretiyle dilediği gibi yepyeni bir yaratık meydana getirdi. Sonra onları irade ettiği yola koydu, sevgisi yolunda ilerleyebilmelerini sağladı. Öne geçirdiğini ertelemeye, ertelediğini önce geçirmeye güçleri yetmez. Onlardan her bir ruh için paylaştırılmış belli bir rızk tayin etti. O, birine çok rızk verdi mi kimse onu azaltamaz; birine de az verdi mi kimse onu çoğaltamaz.

    Sonra onların her biri için vakitlendirilmiş bir ecel, sınırlandırılmış bir süre belirledi. Her geçen gün adım adım ona doğru ilerlemekte, her geçen yıl ona daha bir yakınlaşmaktadır. Süresi dolunca da vaad ettiği bol sevapla ödüllendirmek ya da sakındırdığı azapla cezalandırmak üzere ruhunu kabzeder. “Böylece kötüler en kötü işlerinin karşılığını görürler; iyiler de iyi amellerinin ödülünü en güzel şekliyle alırlar.” (Necm /31) Çünkü adaleti bunu gerektirmektedir. İsimleri kutsal, nimetleri açıktır. “O, yaptığından dolayı sorgulanmaz, bilakis onlar sorgulanırlar.” (Enbiya /23)

    Hamd Allah’a ki, eğer kullarına, ardı arkası kesilmeyen minnetler ve açık seçik bol nimetler karşısında hamd etmeyi öğretmemiş olsaydı, nimetlerinde tasarruf ederler, ama O’na hamd etmezlerdi; rızkından bol bol yararlanırlar, ama şükretmezlerdi. Böyle olunca da insanlık sınırlarından çıkar, hayvanlık seviyesine düşerlerdi. O zaman da yüce Allah’ın Kur’an’da nitelendirdiği kimselerden olurlardı: “Onlar hayvanlar gibidirler; hatta yolca daha şaşkındırlar.” (Furkan/44)

    Hamd Allah’a ki, kendisini bize tanıttı; şükrünü bize ilham etti; rablığı gereği ilim kapılarını yüzümüze açtı, kendisini ihlas ile birlememize kılavuzluk etti; ilhaddan (Allah’ı inkâr) ve emrinde kuşkuya kapılmaktan bizi uzak tuttu. Öyle bir hamd ki, onunla kendisine hamd eden kullarının arasında yer alalım ve rıza ve affını kazanma yarışında herkesten öne geçelim. Öyle bir hamd ki, Berzah karanlıklarını bize aydınlatsın; kabirden çıkarılmayı bize kolaylaştırsın; “her nefsin kazandığıyla cezalandırılacağı, kimsenin zulme uğramayacağı” (Casiye/23), “hiçbir dostun dostuna bir şey kazandıramayacağı ve hiçbir yerden yardım göremeyecekleri” gün (Duhan/41) tanıkların durduğu yerlerde mekânlarımızı şereflendirsin.

    Öyle bir hamd ki, bizden en yüce İlliyyun’a, “Allah’a yakın olanların gördüğü ve amellerin sayılıp yazıldığı kitaba” (Mutaffifîn/20-21) yükselsin. Öyle bir hamd ki, gözler faltaşı gibi açıldığında onunla gözlerimiz aydın olsun; çehreler siyahlaşınca onunla yüzlerimiz ak olsun. Öyle bir hamd ki, onun sayesinde Allah’ın acıklı ateşinden salıverilip Allah’ın ikram dolu komşuluğunu kazanalım. Öyle bir hamd ki, onunla mukarreb meleklerle boy ölçüşelim ve zevali olmayan keramet yurdunda mürsel peygamberlerle birlikte olalım.

    Hamd Allah’a ki, yaratılışın güzelliklerini bizim için seçti; temiz rızkları bizim için çıkardı, verdiği güçle bizi bütün yaratıklarından üstün kıldı. Böylece, kudretiyle bütün yaratıkları bize boyun eğmekte; izzetiyle bize itaat etmekteler. Ve hamd Allah’a ki, kendisinden başka kimseye bizi muhtaç kılmadı. O halde nasıl O’na hamd etmeye güç yetirebilir, ya da ne zaman şükrünü yerine getirebiliriz? Hayır, kesinlikle hiçbir zaman!

    Ve hamd Allah’a ki, bizde açılma ve kasılma araçları bıraktı; bizi hayat esintileriyle faydalandırdı; bizde çalışma uzuvları meydana getirdi; temiz rızklarla beslenmemizi sağladı; fazlıyla bizi zengin etti; nimetiyle bizi sermaye sahibi kıldı. Sonra itaatimizi ölçmek için bize birtakım emirler yöneltti; şükrümüzü sınamak için bizi birtakım şeylerden sakındırdı. Ama biz O’nun emrettiği yoldan çıktık, sakındırdığı şeylerin içine daldık. Ancak O, bundan dolayı bizi hemencecik cezalandırmadı; acele bizden intikam almaya kalkmadı. Aksine, rahmetiyle bir lütuf olarak, bize mühlet verdi; şefkatiyle sabır ve hazımla (tövbe edip) dönmemizi bekledi.

    Ve hamd Allah’a ki, bize tövbe yolunu gösterdi; O’nun lütuf ve fazlı olmasaydı kesinlikle ona hak kazanamazdık. Şimdi eğer O’nun fazlından bir tek bu tövbeyi sayacak olsak, hakkımızdaki sınavının fevkalade güzel, bize yönelik ihsanının çok büyük, üzerimizdeki lütfunun çok yoğun olduğunu görürüz. Oysa bizden öncekiler (örneğin İsrail oğulları) hakkında tövbe hususunda böyle bir sünneti (kuralı) yoktu. Bakınız, gücümüzü aşan yükümlülükleri omuzlarımızdan kaldırmış; yalnızca güç yetirebildiğimiz şeylerle bizi yükümlü kılmış; bizden, kolay olandan başka bir şey istememiş; böylece hiçbir kimseye herhangi bir bahane ve mazeret bırakmamıştır. Dolayısıyla içimizden helak olan, (bu kadar kolaylıklara rağmen) O’na muhalefet edendir; saadete eren ise, O’na rağbet edendir.

    Meleklerinden O’na en yakın olanı, yaratıklarından katında en değerli olanı ve kendisine hamd edenlerin, indinde en beğenileni O’na neyle (nasıl) hamd ettiyse, onunla Allah’a hamd olsun. Öyle bir hamd (ve övgü) ki; Rabbimizin bütün yaratıklarına olan üstünlüğü gibi, diğer bütün hamdlerden üstün olsun. Sonra, bize ve geçmiş-gelecek bütün kullarına olan her bir nimetinin yerine, ilminin kuşattığı bütün şeylerin sayısıca ve o nimetlerin her birinin yerine kat kat fazlasıyla, kıyamet gününe kadar ardı arkası kesilmeksizin ebedi olarak O’na hamd olsun.

    Öyle bir hamd ki, erişilecek sınırı, sayılacak adedi, ulaşılacak sonu ve bitecek süresi olmasın! Öyle bir hamd ki, bizi O’nun itaati ve affına kavuştursun; rızasını kazanmamıza vesile olsun; mağfiretini elde etmemize yarasın; bizi cennetine götürsün; azabından, gazabından korusun; O’na itaat etmemize destek, isyan etmemize engel olsun; hakkını eda edip belirlediği vazifeleri yerine getirmemize yardımcı olsun.

    Öyle bir hamd ki, sayesinde saadetli dostlarının arasında saadete erelim ve düşmanlarının kılıçlarıyla şehit düşenlerin arasında yer alalım. Hiç şüphesiz, O, nimetlerin velisidir, hamdin (övgünün) yegane sahibidir.


    #2
    Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

    Hamd ve Senadan Sonra Resulullah’a Salat ve Selam İle İlgili Duası

    Ve hamd Allah’a ki, ne kadar büyük olursa olsun hiçbir şey karşısında âciz kalmayan ve ne kadar ince ve zarif olursa olsun hiçbir şeyi gözden kaçırmayan kudretiyle, peygamberi Muhammed -Allah’ın salatı ona ve soyuna olsun- ile eski ümmetlere ve geçmiş asırlara değil, bize minnet koydu; böylece bizi ümmetlerin sonuncusu kıldı; inkârcılara karşı bizi tanıklar yaptı ve nimetiyle, az olanlar karşısında sayımızı çoğalttı.

    Allah’ım, o halde vahyinin emini, yaratıklarının seçkini, kullarının arasından seçip beğendiğin, rahmet imamı, hayır önderi ve bereket anahtarı olan Muhammed’e salat eyle (derecesini yücelt); nasıl ki o kendini senin işin için adadı; bedenini senin uğruna eziyetlere maruz bıraktı; (insanları) sana doğru çağırırken yakınlarıyla açıkça çelişti; senin rızan uğruna kabilesiyle savaştı; dinini ihya etmek için akrabalarıyla ilişkisini kesti; inkâr ettikleri için yakın olanları uzaklaştırdı; sana icabet ettikleri için uzak olanları yakınlaştırdı; senin yolunda en uzak kimseleri dost edindi; en yakın kimselere düşman kesildi; elçiliğini iletmek için kendini yordu; (insanları) dinine davet etmekle kendini nice zahmetlere soktu; uğraşı, davetine muhatap olanları öğütlemek oldu; dinini aziz kılmak, güçlendirmek ve sana karşı küfre sapanlara galebe çalmak amacıyla gurbet diyarlarına; doğup büyüdüğü, yakınlarının bulunduğu, taşını, toprağını tanıdığı vatanından uzak yerlere göç etti (Medine’ye hicret); ve nihayet, düşmanlara karşı elde etmek istediği başarıyı, dostların için öngördüğü sonucu tastamam elde etti. Senden medet umarak, güçsüz olduğu halde senin yardımınla güç kazanarak düşmanlarının üzerine yürüdü; evlerinin içinde onlarla savaştı; karargâhlarının tam ortasında onlara saldırdı. Derken, müşriklerin istememesine rağmen senin dinin aşikâr oldu, kelimen yüceldi.

    Allah’ım, senin yolunda çekmiş olduğu zahmetler karşısında O’nu cennetinin en yüce derecesine yükselt. Öyle ki, derece bakımından kimse onunla eşit olmasın; makam bakımından kimse ona denk olmasın; katında hiçbir mukarreb melek ve hiçbir mürsel peygamber onunla boy ölçüşemesin. Ve onu, tertemiz Ehl-i Beyti ve mü’min ümmeti hakkında kendisine vaad ettiğin güzel (kabul edilen) şefaatin en yüce mertebesiyle tanıştır. Ey vaadi geçerli olan, sözüne vefa eden; ey kötülükleri kat kat fazlasıyla iyiliklere dönüştüren (yüce Allah)! Hiç kuşkusuz, sen büyük lütuf sahibisin.


    Yorum


      #3
      Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

      Allah razı olsun Mufazzal , devamını bekleriz inşAllah
      En son Qom_u_ask tarafından düzenlendi; 02.08.2020, 23:56.
      Allah, geçimsiz efendileri olan bir adamla, yalnız bir kişiye bağlı olan bir adamı misal olarak verir. Bu ikisi eşit midir? Övülmek Allah içindir, fakat çoğu bilmezler. (Zümer 27)

      Yorum


        #4
        Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

        [quote author=mirzehan link=topic=38.msg252#msg252 date=1231622229]
        Allah razı olsun Mufazzal , devamını bekleriz inşAllah
        [/quote]
        En son Qom_u_ask tarafından düzenlendi; 02.08.2020, 23:56.

        Yorum


          #5
          Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

          Arşı Taşıyan ve Tüm Mukarreb Meleklere Salat İle İlgili Duası

          Allah’ım, seni tesbih etmekten bıkmayan, seni kutsamaktan usanmayan, sana ibadet etmekten yorulmayan, emrini imtisalde ciddiyetle çalışıp ihmalkârlık etmeyen, sana olan iştiyaklarından asla gaflete düşmeyen, Arşının taşıyıcılarına; kirpik kırpmadan izninin ve emrinin gelmesini bekleyen, (emrin gelince de) Sur’a üfleyerek kabir rehinleri olan baygınları ayıltacak Sur sahibi İsrafil’e; indinde şan-şeref sahibi olan, sana itaat ederek yüksek bir yere ulaşan Mikail’e; vahyinin emini, gökler ehlinin yanında kendisine itaat edilen, nezdinde saygın olan, katında mukarreb (yakınlaştırılmış) olan Cebrail’e; perdeler meleklerine müvekkel olan Ruh’a (bir melek) ve senin emrinden olan Ruh’a (bir başka melek) salat eyle.

          Onlardan alttaki, göklerinin sakinleri, elçiliğin hususunda güvenilir olan, çalışmaktan bıkkınlık duymayan; zor işlerden yorulup yılmayan, nefsani istekleri kendilerini seni tesbih etmekten alıkoymayan, gafletler unutkanlığıyla seni ululamaktan geri kalmayan, yere bakan gözleriyle sana doğru bakmaya kasdetmeyen, çenelerini aşağı indirmiş, katındakine büyük rağbet duyan, nimetlerini anmaya aşırı derecede düşkün olan, azametinin, büyüklüğünün yüceliği karşısında alçalan; günah ehline karşı cehennemin uğultusunu görünce: “Her türlü eksiklikten münezzehsin sen, sana hakkıyla ibadet etmedik” söyleyen meleklerine de (salat eyle, Allah’ım).

          Bütün bunlara salat ettiğin gibi; rahmet meleklerine; katında yakınlık sahibi olanlara; gaybı peygamberlerine taşıyanlara; vahyinin eminleri olanlara; kendin için ayırdığın, kutsamanla kendilerini yiyip içmekten müstağni kıldığın ve gök tabakalarına yerleştirdiğin melekler kabilelerine; göklerin uçlarında vaadinin sona ermesiyle emrinin (kıyametin) gerçekleşmesini bekleyenlere; yağmur hazinelerinin bekçilerine; bulutları sevkedenlere, sevketmesiyle yıldırım seslerinin duyulup şimşeklerin çakmasına vesile olanlara; kar ve doluyu uğurlayanlara; yağmur damlalarıyla birlikte inenlere; rüzgarların hazineleriyle ilgilenenlere; yerinden oynamasın diye dağları tutmakla görevli olanlara; suların ölçüleri, şiddetli ve sağanak yağmurların ölçeğiyle tanıştırdıklarına; istenmeyen belalarla veya sevilen bollukla yeryüzüne gönderdiğin meleklerine; çok kıymetli, iyilik sever elçilerine; çok değerli, (amelleri) yazan koruyuculara; ölüm meleği ve yardımcılarına; (kabir sorgulayıcıları) Münker ve Ne-kir’e; kabir ehlini sınava tabi tutan Ruman’a; Beyt-i Ma’mur etrafında tavaf edenlere; Malik’e ve (cehennem) bekçilerine; Rızvan’a ve cennetlerin hizmetçilerine; “kendilerine emir verildiği konuda Allah’a isyan etmeyen ve emredildikleri şeyi yapan” (Tahrim/6) meleklere; (cennet ehline “Selam size, sabrettiğiniz için; (dünya) yurdun(un) sonu ne güzel!” (Ra’d/24) diyenlere; kendilerine: “Tutun onu, derhal bağlayın onu; sonra cehenneme atın onu.” (Hâkka/30-31) dendiği zaman bekletmeden hemen emri yerine getiren zebanilere; anmadığımız, katındaki yerini, ne işle memur kıldığını bilmediğimiz diğerlerine; havadakilere, yerdekilere, sudakilere ve yaratıklar üzerindeki denetleyicilere, bütün bunlara her nefsin bir sürücü (melek) ve bir tanık (melek) eşliğinde geleceği gün salat eyle.

          Şereflerine şeref katacak, temizliklerini artıracak bir salatla onlara salat eyle. Allah’ım, meleklerine ve elçilerine salat ettiğin, bizim salatımızı da onlara ilettiğin zaman, senden gelen başarıyla onları güzellikle anmamızdan dolayı bize de salat eyle. Hiç kuşkusuz, sen çok cömertsin, üstün kerem sahibisin.


          Yorum


            #6
            Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

            Bağışlanma İstemiyle İlgili Duası

            اللهم صل علي محمد و اله ، و صيرنا الي محبوبك من التوبة ، و ازلنا عن مكروهك من الاصرار .اللهم و متي وقفنا بين نقصين في دين أو دنيا ، فاوقع النقص باسرعمها فناء ، و اجعل التوبة في اطولهما بقاء .و إذا هممنا بهمين يرضيك احدهما عنا ، و يسخطك الاخر علينا ، فمل بنا الي ما يرضيك عنا ، و اوهن قوتنا عما يسخطك علينا .و لا تخل في ذلك بين نفوسنا و اختيارها ، فانها مختارة للباطل إلا ما وفقت ، امارة بالسوء إلا ما رحمت .اللهم و إنك من الضعف خلقتنا ، و علي الوهن بنيتنا ، و من ماء مهين ابتدأتنا ، فلا حول لنا إلا بقوتك ، و لا قوة لنا إلا بعونك .فايدنا بتوفيقك ، و سددنا بتسديدك ، و اعم ابصار قلوبنا عما خالف محبتك ، و لا تجعل لشي ء من جوارحنا نفوذا في معصيتك .اللهم فصل علي محمد و اله ، و اجعل همسات قلوبنا ، و حركات اعضائنا ، و لمحات اعيننا ، و لهجات السنتنا في موجبات ثوابك حتي لا تفوتنا حسنة نستحق بها جزاءك ، و لا تبقي لنا سيئة نستوجب بها عقابك .

            Yüce Allah'tan Bağışlanma Dilemeye Müştak Olma Hakkındaki Duası Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve bizi sevdiğin tövbeye muvaffak et; sevmediğin günah alışkanlığından kurtar. Allah'ım! Din veya dünya ile ilgili iki eksiklikle karşılaştığımız zaman eksikliği, fani oluşu çok hızlı olan (dünya) ile ilgili kıl; bekası çok uzun olan (din) hususunda ise tövbeyi bize nasip et. (Allah'ım!) Biri seni bizden razı edecek, diğeri de seni bize karşı gazaba getirecek iki işe azmettiğimiz zaman bizi, seni bizden razı edecek işe yönelt ve seni bize karşı gazaba getirecek fiilde gücümüzü gevşet. Böyle durumlarda bizi, kendi nefsimizin seçimiyle baş başa bırakma.

            Çünkü o, senin başarıya ulaştırdığın hariç, batılı seçer; senin esirgediğin müstesna, kötülüğü emreder. Allah'ım! Hiç kuşku yok, sen bizi zaaftan yarattın; güçsüzlük temeli üzerine inşa ettin ve yaratılışımızı hakir bir sudan başlattın. Senin gücünden kaynaklanandan başka bizim bir gücümüz yok; senin yardımına dayanandan başka bizim bir kuvvetimiz yok. O hâlde, kendi başarınla bize yardım et; kendi ıslahınla bizi ıslah et; kalp gözümüzü sevginle bağdaşmayan şeye kapa ve uzuvlarımızdan hiçbirini günahlara daldırma.

            Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve kalplerimizin gizli niyetlerini, uzuvlarımızın hareketlerini, gözlerimizin işaretlerini ve dillerimizin konuştuğu sözleri, sevabını gerektiren şeylerle ilgili kıl ki, mükâfatını hak edecek bir iyiliği kaçırmayalım; cezalandırmanı gerektirecek bir kötülüğü de işlemeyelim.
            Derdin kendindedir bilmiyorsun, derman yine sendedir görmüyorsun, içine koca bir alem yerleştirilmiş; sen hala kendini küçük bir şey zannediyorsun. / Hz. Ali (as)

            Yorum


              #7
              Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

              Allah’tan Korkma Hakkındaki Duası

              اللم إنك خلقتني سويا ، و ربيتني صغيرا ، و رزقتني مكفيا .اللهم إني وجدت فيما انزلت من كتابك ، و بشرت به عبادك أن قلت : يا عبادي الذين اسرفوا علي انفسهم لا تقنطوا من رحمة الله ، إن الله يغفر الذنوب جميعا ، و قد تقدم مني ما قد علمت و ما أنت اعلم به مني ، فيا سوأتا مما احصاه علي كتابك .فلولا المواقف التي أوءمل من عفوك الذي شمل كل شي ء لالقيت بيدي ، و لو أن احدا استطاع الهرب من ربه لكنت أنا أحق بالهرب منك ، و أنت لا تخفي عليك خافية في الارض و لا في السماء إلا أتيت بها ، و كفي بك جازيا ، و كفي بك حسيبا .اللهم إنك طالبي إن أنا هربت و مدركي إن أنا فررت ، فها أنا ذا بين يديك خاضع ذليل راغم ، إن تعذبني فإني لذلك اهل ، و هو - يا رب - منك عدل ، و إن تعف عني فقديما شملني عفوك ، و البستني عافيتك .فأسالك - اللهم - بالمخزون من أسمائك ، و بما وارته الحجب من بهائك ، إلا رحمت هذه النفس الجزوعة ، و هذه الرمة الهلوعة ، التي لا تستطيع حر شمسك ، فكيف تستطيع حر نارك ؟ ! و التي لا تستطيع صوت رعدك ، و كيف تستطيع صوت غضبك ؟!فارحمني - اللهم - فإني امرؤ حقير ، و خطري يسير ، و ليس عذابي مما يزيد في ملكك مثقال ذرة ، و لو أن عذابي مما يزيد في ملكك لسألتك الصبر عليه ، و احببت أن يكون ذلك لك ، و لكن سلطانك - اللهم - اعظم ، و ملكك أدوم من أن تزيد فيه طاعة المطيعين ، أو تنقص منه معصية المذنبين .فارحمني يا ارحم الراحمين ، و تجاوز عني يا ذا الجلال و الاكرام و تب علي ، إنك أنت التواب الرحيم .

              Allah'tan Korkma Hakkındaki Duası Allah'ım! Sen beni eksiksiz özürsüz yarattın; çocuktum, büyüttün ve yeterli miktarda rızk verdin bana. Allah'ım! Ben, indirdiğin ve kendisiyle kullarını müjdelediğin Kitabında şöyle buyurduğunu gördüm: "Ey kendi aleyhlerinde haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin; Allah bütün günahları bağışlar." (Zümer, 53) (Allah'ım!) Geçmişte benden vuku bulan kötülükleri biliyorsun, hem de benden daha iyi. Amel defterimde aleyhimde sıralanan suçlardan dolayı yazıklar olsun bana!

              Eğer her şeyi kapsayan affının hâlime şamil olacağını umduğum yerler olmasaydı, (ümitsizlikten) kendimi bırakır, helâk olup giderdim. Eğer kulun, Rabbinden kaçması mümkün olsaydı, senden kaçmaya en lâyık olan benim. Yeryüzünde ve gökte hiçbir şey sana gizli değildir ve sen (kıyamet günü) onları açığa çıkaracaksın. Karşılık verici olarak sen yeterlisin; hesap görücü olarak sen kâfisin. Allah'ım! Kaçarsam, beni bulursun; firar edersem, beni yakalarsın.

              İşte önünde durmaktayım; mütevazı, zelil ve hakir biri olarak. Cezalandıracak olursan, bunu hak etmişimdir ve adaletin bunu gerektirmektedir, ey Rabbim! Affedecek olursan, (buna da şaşmam; çünkü) eskiden beri affın hâlime şamil olmuş, afiyetin beni bürümüştür. Allah'ım! O hâlde, saklı isimlerin ve perdelerin örttüğü güzelliğin hürmetine senden, bu tahammülsüz cana ve bu güçsüz bedene acımanı istiyorum. Güneş sıcağına dayanamayan bu zayıf beden, cehennem ateşine nasıl dayanabilir?! Yıldırım sesine dayanamayan bu güçsüz beden, gazabının sesine nasıl dayanabilir?!

              Allah'ım! O hâlde bana acı. Çünkü ben, hakir bir adamım ve değerim pek azdır. Benim azaba çarptırılmam, zerre kadar saltanatını artıracak değil. Şayet bana azap edilmekle saltanatın artacak olsaydı, azaba karşı senden sabır dilerdim ve böyle bir şey senin olsun isterdim. Fakat saltanat ve mülkün, itaat edenlerin itaatiyle artacak, günahkârların günahıyla azalacak olmaktan çok daha büyük, çok daha kalıcıdır, Allah'ım! O hâlde, ey merhametlilerin en merhametlisi, bana merhamet eyle; ey celâl ve ikram sahibi, günahlarımdan geç ve affınla bana dön (tövbemi kabul buyur). Hiç kuşku yok, sen, tövbeyi kabul edensin, rahîmsin.
              Derdin kendindedir bilmiyorsun, derman yine sendedir görmüyorsun, içine koca bir alem yerleştirilmiş; sen hala kendini küçük bir şey zannediyorsun. / Hz. Ali (as)

              Yorum


                #8
                Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

                Ukab kardeşim Allah razı olsun. Unuttuğum bir başlığı sen devam ettirmişsin. Teşekkürler.

                Yorum


                  #9
                  Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

                  [quote author=Mufazzal link=topic=38.msg2464#msg2464 date=1233122171]
                  Ukab kardeşim Allah razı olsun. Unuttuğum bir başlığı sen devam ettirmişsin. Teşekkürler.
                  [/quote]
                  cümlemizden inşallah
                  sizin için sorun degilse ben yine devam ederim daha çok var çünkü
                  En son Qom_u_ask tarafından düzenlendi; 02.08.2020, 23:57.
                  Derdin kendindedir bilmiyorsun, derman yine sendedir görmüyorsun, içine koca bir alem yerleştirilmiş; sen hala kendini küçük bir şey zannediyorsun. / Hz. Ali (as)

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

                    [quote author=UKAB link=topic=38.msg2597#msg2597 date=1233164870]
                    [quote author=Mufazzal link=topic=38.msg2464#msg2464 date=1233122171]
                    Ukab kardeşim Allah razı olsun. Unuttuğum bir başlığı sen devam ettirmişsin. Teşekkürler.
                    [/quote]
                    cümlemizden inşallah
                    sizin için sorun degilse ben yine devam ederim daha çok var çünkü
                    [/quote]

                    Estafirullah kardeş. Siz aynen devam edin. Memnun olurum.
                    En son Qom_u_ask tarafından düzenlendi; 02.08.2020, 23:56.

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

                      Peygamberleri Tasdik Edenlere Salat



                      اللهم و اتباع الرسل و مصدقوهم من اهل الارض بالغيب عند معارضة المعاندين لهم بالتكذيب و الاشتياق الي المرسلين بحقائق الايمان .في كل دهر و زمان ارسلت فيه رسولا و اقمت لاهله دليلا من لدن ادم الي محمد - صلي الله عليه و اله - من أئمة الهدي ، و قادة اهل التقي ، علي جميعهم السلام ، فاذكرهم منك بمغفرة و رضوان .اللهم و اصحاب محمد خاصة الذين احسنوا الصحابة و الذين ابلوا البلاء الحسن في نصره ، و كانفوه ، و اسرعوا الي وفادته ، و سابقوا الي دعوته ، و استجابوا له حيث اسمعهم حجة رسالاته .و فارقوا الازواج و الاولاد في اظهار كلمته ، و قاتلوا الاباء و الابناء في تثبيت نبوته ، و انتصروا به .و من كانوا منطوين علي محبته يرجون تجارة لن تبور في مودته .و الذين هجرتهم العشائر اذ تعلقوا بعروته ، و انتفت منهم القرابات اذ سكنوا في ظل قرابته .فلا تنس لهم اللهم ما تركوا لك و فيك ، و ارضهم من رضوانك ، و بما حاشوا الخلق عليك ، و كانوا مع رسولك دعاة لك اليك .و اشكرهم علي هجرهم فيك ديار قومهم ، و خروجهم من سعة المعاش الي ضيقه ، و من كثرت في اعزاز دينك من مظلومهم .اللهم و اوصل الي التابعين لهم باحسان ، الذين يقولون : ربنا اغفر لنا و لاخواننا الذين سبقونا بالايمان خير جزائك .الذين قصدوا سمتهم ، و تحروا وجهتهم ، و مضوا علي شاكلتهم .لم يثنهم ريب في بصيرتهم ، و لم يختلجهم شك في قفو اثارهم ، و الايتمام بهداية منارهم .مكانفين و موازرين لهم ، يدينون بدينهم ، و يهتدون بهديهم ، يتفقون عليهم ، و لا يتهمونهم فيما ادوا اليهم .اللهم و صل علي التابعين من يومنا هذا الي يوم الدين و علي ازواجهم و علي ذرياتهم و علي من اطاعك منهم .صلوة تعصمهم بها من معصيتك ، و تفسح لهم في رياض جنتك ، و تمنعهم بها من كيد الشيطان ، و تعينهم بها علي ما استعانوك عليه من بر ، و تقيهم طوارق الليل و النهار إلا طارقا يطرق بخير .و تبعثهم بها علي اعتقاد حسن الرجاء لك ، و الطمع فيما عندك ، و ترك التهمة فيما تحويه ايدي العباد .لتردهم الي الرغبة اليك و الرهبة منك ، و تزهدهم في سعة العاجل ، و تحبب اليهم العمل للاجل ، و الاستعداد لما بعد الموت .و تهون عليهم كل كرب يحل بهم يوم خروج الانفس من ابدانها .و تعافيهم مما تقع به الفتنة من محذوراتها ، و كبة النار و طول الخلود فيها .و تصيرهم الي امن من مقيل المتقين .



                      Peygamberlere Tâbi Olan ve Onları Tasdik Edenlere Salâtını İçeren Duası Allah'ım! Yeryüzü ehlinden peygamberlere tâbi olanları; düşmanlar yalanlamalarıyla peygamberlere karşı çıktıkları zaman peygamberleri gıyaben (kalben) doğrulayanları; imanın hakikatleriyle onlara gönül verenleri; Adem'den Muhammed'e –Allah'ın salât ve selâmı ona ve soyuna olsun– kadar her asır ve zamanda o asrın insanları için delil olarak gönderdiğin hidayet imamlarına, takva ehlinin önderlerine –hepsine selâm olsun– uyanları kendinden bir mağfiret ve rızvanla an.

                      Allah'ım! Özellikle de Muhammed'in ashabının, sahabîliği bilip hakkını eda edenlerin, ona yardımda güzel bir imtihan verenlerin, onu destekleyip himaye edenlerin, koşarak elçiliğine inananların, davetini kabulde yarışıp öne geçenlerin, Rabbinin mesajlarını duyururken kendisine icabet edenlerin; dâvâsı uğruna eşleri ve çocuklarından ayrılanların, nübüvvetini sağlamlaştırmak için babaları ve oğullarıyla savaşıp onun bereketiyle zafere ulaşanların, gönüllerinde onun sevgisini besleyerek bu sevgiyle asla zarara uğramayacak bir ticaret umanların, onun kulpuna yapışınca kabilelerinden dışlananların, ona yakınlık gölgesinde yer alınca akrabalıklarından çıkarılanların, Allah'ım, bunların senin için ve senin yolunda kaybettiklerini unutma.

                      İnsanları senin (dininin) etrafında topladıkları, Resulünle birlikte sana davet ettikleri için hoşnutluğunla onları hoşnut et. Senin yolunda kavimlerinin memleketini terk ettikleri, geçim bolluğunu bırakıp geçim darlığına katlandıkları için onları ve dinini yüceltmek için sayılarını çoğalttığın mazlumları mükâfatlandır.

                      Allah'ım! Onları (ashabı) güzellikle izleyip; "Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi bağışla." (Haşr, 10) diyen; onların yolunda yürüyen, onların yöneldiği yöne yönelen; onların mizaç ve meşreplerine göre hareket eden, hiçbir şüphe kendilerini onların basiretlerinden (inançlarından) geri çeviremeyen; onların izinde yürümekte, hidayet meşalelerine uymakta kuşkuya düşmeyen; onlara yardım eden; dinlerini din edinen; hidayetleriyle hidayet bulan; onlarla ittifak içinde olan; onları (Peygamber'den) kendilerine ilettiklerinde itham etmeyen tâbiîne de en iyi ödülünü ver. Allah'ım! Günümüzden kıyamet gününe kadar gelip geçecek olan tâbiîne, onların eşlerine ve soylarına, içlerinden sana itaat edenlere salât eyle.


                      Öyle bir salât ki, onunla onları sana karşı gelmekten koruyasın; cennet bahçelerinde yerlerini genişletesin; Şeytan'ın tuzağına düşmelerine engel olasın; senden medet umdukları iyi işlerde kendilerine yardımcı olasın; onları, ansızın hayırlı bir haberle kapıyı çalan hadiselerin dışında, gece gündüz demeyip beklenmedik bir zamanda baskın yapan felâketlerden koruyasın; onları rahmetine ümitli olmaya, katındakini arzu etmeye, kulların elindeki şeyler hususunda kötü yargılı olmamaya sürükleyesin. Böylece de onları sana rağbet etmeye ve senden korkmaya yöneltesin; dünya hayatına aldırışsız kılasın; onlara ahiret için çalışmayı, ölümden sonrası için hazırlanmayı sevdiresin; canların bedenlerden çıkacağı gün karşılaşacakları her zorluğu onlara kolaylaştırasın; onları korkunç fitnelerin meydana getireceği durumlardan, cehennemin kavurucu ateşinden, orada sürekli kalmaktan kurtarasın; onları takva ehlinin güvenli dinlenme yerlerine (cennete) yerleştiresin
                      .
                      Derdin kendindedir bilmiyorsun, derman yine sendedir görmüyorsun, içine koca bir alem yerleştirilmiş; sen hala kendini küçük bir şey zannediyorsun. / Hz. Ali (as)

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

                        Kendisi ve Özel Dostları Hakkındaki Duası

                        و تصيرهم الي امن من مقيل المتقين .يا من لا تنقضي عجائب عظمته ، صل علي محمد و اله ، واحجبنا عن الالحاد في عظمتك .و يا من لا تنتهي مدة ملكه ، صل علي محمد و اله ، و اعتق رقابنا من نقمتك .و يا من لا تفني خزائن رحمته ، صل علي محمد و اله ، و اجعل لنا نصيبا في رحمتك .و يا من تنقطع دون رؤيته الابصار ، صل علي محمد و اله ، و ادننا الي قربك .و يا من تصغر عند خطره الاخطار ، صل علي محمد و اله ، و كرمنا عليك .و يا من تظهر عنده بواطن الاخبار ، صل علي محمد و اله ، و لا تفضحنا لديك .اللهم اغننا عن هبة الوهابين بهبتك ، و اكفنا وحشة القاطعين بصلتك حتي لا نرغب الي احد مع بذلك ، و لا نستوحش من احد مع فضلك .اللهم فصل علي محمد و اله ، و كد لنا و لا تكد علينا ، و امكر لنا و لا تمكر بنا ، و ادل لنا و لا تدل منا .اللهم صل علي محمد و اله ، و قنا منك ، و احفظنا بك ، و اهدنا اليك ، و لا تباعدنا عنك ، ان من تقه يسلم ، و من تهده يعلم ، و من تقربه اليك يغنم .اللهم صل علي محمد و اله ، و اكفنا حد نوائب الزمان ، و شر مصائد الشيطان ، و مرارة صولة السلطان .اللهم انما يكتفي المكتفون بفضل قوتك ، فصل علي محمد و اله ، و اكفنا ، و انما يعطي المعطون من فضل جدتك ، فصل علي محمد و اله ، و اعطنا ، و انما يهتدي المهتدون بنور وجهك ، فصل علي محمد و اله ، و اهدنا .اللهم انك من واليت لم يضرره خذلان الخاذلين ، و من اعطيت لم ينقصه منع المانعين ، و من هديت لم يغوه اضلال المضلين .فصل علي محمد و اله ، و امنعنا بعزك من عبادك ، و اغننا عن غيرك بارفادك ، و اسلك بنا سبيل الحق بارشادك .اللهم صل علي محمد و اله ، و اجعل سلامة قلوبنا في ذكر عظمتك ، و فراغ ابداننا في شكر نعمتك ، و انطلاق السنتنا في وصف منتك .اللهم صل علي محمد و اله ، و اجعلنا من دعاتك الداعين اليك ، و هداتك الدالين عليك ، و من خاصتك الخاصين لديك ، يا ارحم الراحمين .


                        Kendisi ve Velâyetine İnanan Dostları Hakkındaki Duası Ey azametinin şaşılacak harikaları bitmek bilmeyen (yüce Allah)! Muhammed ve Âline (Ehl-i Beytine) salât eyle ve bizi azametin hakkında eğriliğe sapmaktan koru. Ey saltanatının süresi sona ermeyen (yüce Allah)! Muhammed ve Âline salât eyle ve boyunlarımızı ceza ve ukubetinden azat et. Ey rahmetinin hazineleri tükenmeyen (yüce Allah)! Muhammed ve Âline salât eyle ve rahmetinden bizim için de bir pay ayır.

                        Ey gözlerin görmekten âciz olduğu (yüce Allah)! Muhammed ve Âline salât eyle ve bizi kurbuna (yakınlığına) yaklaştır. Ey mertebesi yanında diğer bütün mertebeler küçük kalan (yüce Allah)! Muhammed ve Âline salât eyle ve bizi katında değerli kıl. Ey haberlerin içyüzü indinde aşikâr olan (yüce Allah)! Muhammed ve Âline salât eyle ve bizi yanında rüsva etme. Allah'ım! Bağışınla bizi, bağışta bulunanların bağışlarından müstağni kıl; ilişkilerini keserek bizi yalnızlığa itenlere karşı ihsan ve ikramınla bize yet ki, senin bağışınla başka hiçbir kimseye rağbet etmeyelim ve senin lütuf ve fazlınla hiçbir kimsenin uzaklaşmasıyla yalnızlık hissetmeyelim.

                        Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve bizim aleyhimize değil, lehimize plân düzenle; zararımıza değil, yararımıza tuzak kur; bizi muzaffer kıl, bize karşı (kimseyi) zafere ulaştırma. Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve bizi kendinden koru; bizi kendinle koru; bizi kendine doğru hidayet et; bizi kendinden uzaklaştırma. Çünkü senin koruduğun, daima esenlik içinde olur; hidayet ettiğin, bilir; kendine yakınlaştırdığın, büyük bir kazanç elde eder. Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve bizi zamanın acımasız felâketlerine, Şeytan'ın kötü tuzaklarına, sultanın acı saldırısına karşı koru.

                        Allah'ım! Yetinenler, senin gücünün fazlıyla yetinirler. O hâlde, Muhammed ve Âline salât eyle ve bize yet. Bağışta bulunanlar, senin bağışının fazlasıyla bağışta bulunurlar. O hâlde, Muhammed ve Âline salât eyle ve bize bağışta bulun. Hidayet bulanlar, senin yüzünün nuruyla hidayet bulurlar. O hâlde, Muhammed ve Âline salât eyle ve bizi (doğru yoluna) hidayet et. Allah'ım! Sen kime yardım ettiysen, artık kimse onu zelil ve hor edemez. Kime verdiysen, artık kimse ondan bir şey eksiltemez. Kimi doğru yola hidayet ettiysen, artık kimse onu şaşırtamaz, saptıramaz. O hâlde, Muhammed ve Âline salât eyle ve izzetinle bizi kullarından (gelecek zararlardan) koru; yardımınla bizi senden başkasından müstağni kıl; yol göstermenle bizi hak yolda yürüt.

                        Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve kalplerimizin selâmetini azametini anmakta, bedenlerimizin rahatını nimetlerine şükretmekte karar kıl ve dillerimizi minnettar kaldığımız iyiliklerini anlatmak için aç. Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve bizi sana doğru çağıran davetçilerden, sana doğru kılavuzluk eden hidayetçilerden et; katında özel bir yeri olan kullarından kıl. Ey merhametlilerin en merhametlisi!
                        Derdin kendindedir bilmiyorsun, derman yine sendedir görmüyorsun, içine koca bir alem yerleştirilmiş; sen hala kendini küçük bir şey zannediyorsun. / Hz. Ali (as)

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

                          Sabah ve Akşam Vakitleri Okuduğu Dua


                          الحمد لله الذي خلق الليل و النهار بقوته .و ميز بينهما بقدرته .و جعل لكل واحد منهما حدا محدودا ، و امدا ممدودا .يولج كل واحد منهما في صاحبه ، و يولج صاحبه فيه بتقدير منه للعباد فيما يغذوهم به ، و ينشئهم عليه .فخلق لهم الليل ليسكنوا فيه من حركات التعب و نهضات النصب ، و جعله لباسا ليلبسوا من راحته و منامه ، فيكون ذلك لهم جماما و قوة ، و لينالوا به لذة و شهوة .و خلق لهم النهار مبصرا ليبتغوا فيه من فضله ، و ليتسببوا الي رزقه ، و يسرحوا في ارضه ، طلبا لما فيه نيل العاجل من دنياهم ، و درك الاجل في اخريهم .بكل ذلك يصلح شأنهم ، و يبلو اخبارهم ، و ينظر كيف هم في اوقات طاعته ، و منازل فروضه ، و مواقع احكامه ، ليجزي الذين اساؤا بما عملوا ، و يجزي الذين احسنوا بالحسني .اللهم فلك الحمد علي ما فلقت لنا من الاصباح ، و متعتنا به من ضوء النهار ، و بصرتنا من مطالب الاقوات ، و وقيتنا فيه من طوارق الافات .اصبحنا و اصبحت الاشياء كلها بجملتها لك : سماؤها و ارضها ، و ما بثثت في كل واحد منهما ، ساكنه و متحركه ، و مقيمه و شاخصه ، و ما علا في الهواء ، و ما كن تحت الثري .اصبحنا في قبضتك يحوينا ملكك و سلطانك ، و تضمنا مشيتك ، و نتصرف عن امرك ، و نتقلب في تدبيرك .ليس لنا من الامر الا ما قضيت ، و لا من الخير الا ما اعطيت .و هذا يوم حادث جديد ، و هو علينا شاهد عتيد ، ان احسنا ودعنا بحمد ، و ان اسانا فارقنا بذم .اللهم صل علي محمد و اله ، و ارزقنا حسن مصاحبته ، و اعصمنا من سوء مفارقته بارتكاب جريرة ، أو اقتراف صغيرة أو كبيرة .و اجزل لنا فيه من الحسنات ، و اخلنا فيه من السيئات ، و املأ لنا ما بين طرفيه حمدا و شكرا و اجرا و ذخرا و فضلا و احسانا .اللهم يسر علي الكرام الكاتبين مؤنتنا ، و املأ لنا من حسناتنا صحائفنا ، و لا تخزنا عندهم بسوء اعمالنا .اللهم اجعل لنا في كل ساعة من ساعاته حظا من عبادك ، و نصيبا من شكرك ، و شاهد صدق من ملائكتك .اللهم صل علي محمد و اله ، و احفظنا من بين ايدينا و من خلفنا و عن ايماننا و عن شمائلنا و من جميع نواحينا ، حفظا عاصما من معصيتك ، هاديا الي طاعتك ، مستعملا لمحبتك .اللهم صل علي محمد و اله ، و وفقنا في يومنا هذا و ليلتنا هذه و في جميع ايامنا لاستعمال الخير ، و هجران الشر ، و شكر النعم ، و اتباع السنن ، و مجانبة البدع ، و الامر بالمعروف ، و النهي عن المنكر ، و حياطة الاسلام ، و انتقاص الباطل و اذلاله ، و نصرة الحق و اعزازه ، و ارشاد الضال ، و معاونة الضعيف ، و ادراك اللهيف .اللهم صل علي محمد و اله ، و اجعله ايمن يوم عهدناه ، و افضل صاحب صحبناه ، و خير وقت ظللنا فيه .و اجعلنا من ارضي من مر عليه الليل و النهار من جملة خلقك ، اشكرهم لما اوليت من نعمك ، و اقومهم بما شرعت من شرائعك ، و اوقفهم عما حذرت من نهيك .اللهم اني اشهدك و كفي بك شهيدا ، و اشهد سماءك و ارضك و من اسكنتهما من ملائكتك و سائر خلقك في يومي هذا و ساعتي هذه و ليلتي هذه و مستقري هذا ، اني أشهد أنك أنت الله الذي لا إله إلا أنت ، قائم بالقسط ، عدل في الحكم ، رؤف بالعباد ، مالك الملك ، رحيم بالخلق .و أن محمدا عبدك و رسولك و خيرتك من خلقك ، حملته رسالتك فاداها ، و امرته بالنصح لامته فنصح لها .اللهم فصل علي محمد و اله ، اكثرما صليت علي احد من خلقك ، و اته عنا افضل ما اتيت احدا من عبادك ، و اجزه عنا افضل و اكرم ما جزيت احدا من انبيائك عن امته .إنك أنت المنان بالجسيم ، الغافر للعظيم ، و أنت ارحم من كل رحيم ، فصل علي محمد و اله الطيبين الطاهرين الاخيار الانجبين .

                          Sabah ve Akşam Vakitlerinde Okuduğu Dua Hamd Allah'a ki, gücüyle gece ve gündüzü yarattı; kudretiyle aralarında ayrıcalık koydu; her biri için belli bir sınır, belli bir süre tayin etti; geceyi gündüzün, gündüzü de gecenin içine sokar. Kullarının beslenme ve gelişmesini sağlamak için onun bir plânıdır bu. Bu plânı gereği, yorucu hareketler ve meşakkatli işlerin ardından dinlenmeleri için geceyi yarattı; uyuyup dinlenerek güç ve enerji biriktirmeleri, ayrıca lezzet ve şehvetlerine ulaşmaları için onu bir örtü kıldı.

                          Gündüzü de onlar için aydınlık kıldı ki, Allah'ın fazlından nasiplerini arasınlar; rızkını elde etmek için çalışıp çabalasınlar; dünya ihtiyaçlarına ulaşıp ahiret mutluluğunu kazanmak için arzında dolaşsınlar. Böylece Allah, onların durumlarını düzeltir; onları imtihan eder; itaat zamanlarında, farzlarının söz konusu olduğu yerlerde ve hükümlerinin uygulanması gerektiği durumlarda nasıl davrandıklarına bakarak, "Kötü işler yapanları yaptıklarıyla cezalandırır; iyi işler yapanları da en güzel mükâfatla ödüllendirir." (Necm, 31) Allah'ım! Sabahı bizim için yarıp çıkardığın, gündüzün ışığından bizi yararlandırdığın, rızkların aranacağı yerleri bize öğrettiğin, belâ ve afetlerden bizi koruduğun için sana hamdolsun.

                          Biz ve tüm şeyler; gök, yer ve onlarda bulunan canlı cansız, hareketli hareketsiz, havada yükselen, yer altında gizli bulunan her şey seniniz; senin yed-i kudretindeyiz. Mülkün ve saltanatın bizi kapsamakta, iraden bizi bir arada tutmaktadır. Senin emrin doğrultusunda bir şeyler yapabilmekte, tedbirin yönünde hareket etmekteyiz. Senin hükmettiğinden başka bir durum ve senin verdiğinden başka bir hayır, bizim için söz konusu değildir. (Allah'ım!) Bu (gün), yeni bir gündür; tanıklık etmeye hazır bir şahittir. Güzel işler yaparsak, övgüyle bizimle vedalaşır; kötü işler yaparsak, yergiyle bizden ayrılır.

                          Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve onunla (günle) iyi birlikteliği bize nasip et; bir suç işleyerek, küçük veya büyük bir günaha mürtekip olarak kötü bir şekilde ondan ayrılmaktan bizi koru. Bize bu günde bol bol iyilikler yaz; kötülüklerden arındır ve onun (günün) iki ucunun arasını hamd, şükür, mükâfat, birikim, lütuf ve ihsan ile doldur. Allah'ım! Pek değerli yazıcı meleklerine bizden yana çekecekleri zahmeti kolaylaştır; amel defterlerimizi iyiliklerimizle doldur; bizi onların yanında rüsva etme. Allah'ım! Bize bu günün saatlerinin her bir saatinde kullarından bir pay, şükründen bir nasip ve meleklerinden bir doğruluk tanığı ayır. Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve bizi önümüzden, arkamızdan, sağımızdan, solumuzdan ve bütün yönlerimizden koru. Bu koruman, bizi sana karşı günah işlemekten alıkoysun, sana itaat etmeye sevk etsin, sevgini celp etsin.

                          Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve bizi bu günümüzde, bu gecemizde ve bütün günlerimizde hayrı işlemeye, şerri terk etmeye, nimetlere şükretmeye, sünnetlere uymaya, bid'atlerden kaçınmaya, marufu (iyiliği) emretmeye, münkerden (kötülükten) sakındırmaya, İslâm'ın bekçiliğini yapmaya, batılı kınayıp horlamaya, hakkı destekleyip yüceltmeye, yolunu şaşırmışa doğruyu göstermeye, güçsüze yardımcı olmaya, mağdurun imdadına koşmaya muvaffak et. Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve bu günü yaşadığımız en kutlu gün, birlikte olduğumuz en faziletli arkadaş ve geçirdiğimiz en hayırlı vakit kıl. Bizi bütün yaratıklarının arasında üzerlerinden gece ve gündüz geçen en hoşnut, verdiğin nimetlere en çok şükreden, koyduğun yasalara uymakta en sebatlı ve sakındırdığın yasaklardan en çok kaçınan kullarından kıl.

                          Allah'ım! Ben bu günde, bu saatte, bu gecede ve bulunduğum bu yerde, seni tanık tutuyorum ve tanık olarak sen yetersin; göğü, yeri, onlarda yerleştirdiğin meleklerini ve diğer yaratıklarını da tanık tutuyorum ki ben, şuna şehadet etmekteyim: Sen Allah'sın; senden başka ilâh yoktur. Adaleti ayakta tutarsın; hükmünde adilsin; kullarına şefkatlisin; mülkün maliki ve sahibisin; yaratıklarına pek merhametlisin. (Yine şehadet etmekteyim ki Muhammed senin kulun, resulün ve yaratıkların içinde seçip beğendiğin kimsedir. Peygamberlik görevini ona yükledin, lâyıkıyla yerine getirdi; ümmetini öğütlemesini emrettin, öğütledi.

                          Allah'ım! Yaratıklarından herhangi birine ettiğin en çok salâtı Muhammed ve Âline eyle; kullarından herhangi birine verdiğin en iyi şeyi bizden taraf ona ver ve peygamberlerinden herhangi birine ümmetinden taraf verdiğin en iyi ve en değerli ödülü bizden taraf ona ver. Hiç şüphesiz, sen büyük nimetlerle ihsan edensin; büyük günahları bağışlayansın; sen her merhametliden daha merhametlisin. O hâlde, Muhammed ve onun tertemiz, seçkin ve asil Âline salât eyle.
                          Derdin kendindedir bilmiyorsun, derman yine sendedir görmüyorsun, içine koca bir alem yerleştirilmiş; sen hala kendini küçük bir şey zannediyorsun. / Hz. Ali (as)

                          Yorum


                            #14
                            Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

                            Önemli Durumlarda Okuduğu Dua

                            يا من تحل به عقد المكاره ، و يا من يفثأ به حد الشدائد ، و يا من يلتمس منه المخرج الي روح الفرج .ذلت لقدرتك الصعاب ، و تسببت بلطفك الاسباب ، و جري بقدرتك القضاء ، و مضت علي ارادتك الاشياء .فهي بمشيتك دون قولك مؤتمرة ، و بارادتك دون نهيك منزجرة .أنت المدعو للمهمات ، و أنت المفزع في الملمات ، لا يندفع منها إلا ما دفعت ، و لا ينكشف منها إلا ما كشفت .و قد نزل بي يا رب ما قد تكأدني ثقله ، و الم بي ما قد بهظني حمله .و بقدرتك اوردته علي ، و بسلطانك وجهته الي .فلا مصدر لما اوردت ، و لا صارف لما وجهت ، و لا فاتح لما اغلقت ، و لا مغلق لما فتحت ، و لا ميسر لما عسرت ، و لا ناصر لمن خذلت .فصل علي محمد و اله ، و افتح لي يا رب باب الفرج بطولك ، و اكسر عني سلطان الهم بحولك ، و انلني حسن النظر فيما شكوت ، و اذقني حلاوة الصنع فيما سألت ، و هب لي من لدنك رحمة و فرجا هنيئا ، و اجعل لي من عندك مخرجا وحيا .و لا تشغلني بالاهتمام عن تعاهد فروضك ، و استعمال سنتك .فقد ضقت لما نزل بي يا رب ذرعا ، و امتلأت بحمل ما حدث علي هما ، و أنت القادر علي كشف ما منيت به ، و دفع ما وقعت فيه ، فافعل بي ذلك و إن لم استوجبه منك ، يا ذاالعرش العظيم .

                            Önemli Bir İşle Karşılaştığında veya Başına Üzücü Bir Hadise Geldiğinde ve Kederli Zamanlarda Okuduğu Dua Ey mihnet düğümleri kendisiyle çözülen! Ey zorluklar sınırı kendisiyle aşılan! Ey kurtuluş ferahlığına kendisiyle kavuşulan (yüce Allah)! Kudretin karşısında güçlükler kolaylaşmış, lütfunla sebepler sebep oluvermiş, kudretinle kaza ve kaderin cari olmuş ve her şey iraden doğrultusunda gelip geçmiştir. Her şey, söylemene gerek kalmadan sırf dilemenle emir almakta; nehyine ihtiyaç duyulmadan sırf iradenle sakınmakta. Önemli işler için çağrılan sensin. Musibetlerde sığınılacak sensin.

                            Felâketleri defedecek olan sensin. Sıkıntıları giderecek olan sensin. Ey Rabbim! Ağırlığı altında ezildiğim felâketler üzerime çökmüş; tahammülü çok güç olan musibetler gelip bana çatmış. Bunları kudretinle sen bana getirmiş, saltanatınla sen bana yöneltmişsin. Senin getirdiğini kimse götüremez; senin yönelttiğini kimse geri çeviremez; senin kapattığını kimse açamaz; açtığını kimse kapatamaz; zorlaştırdığını kimse kolaylaştıramaz; hor ve zelil kıldığına kimse yardım edemez.

                            O hâlde ey Rabbim! Muhammed ve Âline salât eyle ve lütfunla kurtuluş kapısını yüzüme aç; gücünle üzüntü ve kederin üzerimdeki sultasını kır; şikâyetçi olduğum hususta bana bakışını güzelleştir; dilendiğim konuda ihsanının tatlılığını bana tattır; bana kendi katından bir rahmet ve afiyet dolu bir rahatlık ver; bana kendi indinden acil bir kurtuluş yolu belirle; beni gamlanıp kederlenmekle meşgul ederek farzlarını yerine getirmekten, sünnetini uygulamaktan alıkoyma.

                            Ey Rabbim! Artık inen belâlara dayanamaz oldum; gelip çatan musibetlere katlanmaktan üzüntüyle dolup taştım. Sen, duçar olduğum sıkıntıyı gidermeye, içine düştüğüm durumu ortadan kaldırmaya kadirsin. O hâlde, hak etmesem de bunu bana yap. Ey büyük Arş'ın sahibi!
                            Derdin kendindedir bilmiyorsun, derman yine sendedir görmüyorsun, içine koca bir alem yerleştirilmiş; sen hala kendini küçük bir şey zannediyorsun. / Hz. Ali (as)

                            Yorum


                              #15
                              Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

                              emegine saglık Kardeş ALLAH RAZI OLSUN
                              [move]๘۩¤ۣۜ๘۩ஜ๘ WwW.Welayet.CoM ๘۩¤ۣۜ๘۩ஜ๘ ๘۩¤ۣۜ๘۩ஜ๘ Gaziantepin Gülü ๘۩¤ۣۜ๘۩ஜ๘ [/move]

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...
                              X