Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #31
    Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

    Bir Şey İçin Üzüldüğünde Okuduğu Dua


    Allah’ım, ey güçsüz kişiye yeten, korkunç şeyden koruyan! Günahlar beni yalnızlığa itmiş, artık benimle birlikte olacak biri yok; gazabına uğrayarak güçsüz düşmüşüm, artık bana güç ve destek verecek biri yok; seninle karşılaşma korkusu içindeyim, korkumu dindirecek biri yok! Sen beni korkuttuktan sonra kim bana güvence verebilir ki? Sen beni yalnızlığa ittikten sonra kim bana yardım edebilir ki? Sen beni güçsüz kıldıktan sonra kim beni güçlendirebilir ki? Ey mâbudum, kula rabbinden başkası; yenilgiye uğrayana galip olandan başkası güven verebilir mi? Aranana, arayandan başkası yardım edebilir mi?

    Ey Tanrım, bütün bu sebepler senin elindedir ve kaçış sana doğrudur. O halde, Muhammed ve âline salat eyle ve kaçışıma güven ver, dileğimi kabul buyur.

    Allah’ım, eğer kerim yüzünü benden çevirir, veya büyük fazlını benden esirger, veya beni rızkından mahrum eder, veya (rahmetinin) sebebini keser isen, hiç kuşkusuz, arzularımdan hiçbirine ulaşamam, katındakini elde edemem. İlla ki sen olacaksın, sen yardım edeceksin! Çünkü ben senin kulunum, senin yed-i kudretindeyim, perçemim senin elindedir.

    Senin fermanının karşısında benim bir emrim olamaz; hükmün hakkımda geçerlidir; hakkımdaki kaza ve kaderin adalete dayalıdır; saltanatından çıkmaya gücüm yetmez; kudretinden dışarı çıkamam. Sevgini cezbetmek, rızanı kazanmak ve katındakine ulaşmak ancak sana itaatle ve bol rahmetinin sayesinde mümkündür.

    İlahi! Zelil bir kulun olarak sabahlayıp akşamlamaktayım. Senin yardımın olmadan kendim için ne bir yarara, ne bir zarara malik değilim. Kendim hakkında buna tanığım; güçsüzlüğümü, çaresizliğimi itiraf etmekteyim. O halde, bana vaad ettiğini yerine getir; verdiğini tamamla. Çünkü ben, senin miskin, mütevazı, güçsüz, zarara uğramış, hakir, fakir, alçak, korkak, himayene muhtaç kulunum.

    Allah’ım, Muhammed ve âline salat eyle ve beni, nimete boğduğun zaman seni anmayı unutanlardan, imtihan ettiğin zaman ihsanından gaflet edenlerden kılma. Refahta veya sıkıntıda, zorlukta veya kolaylıkta, afiyette veya belada, nimette veya mihnette, bollukta veya kıtlıkta, yoksullukta veya zenginlikte, hangi durumda olursam olayım, geciktiği için duasına icabet etmenden ümidini kesenlerden etme beni.

    Allah’ım, Muhammed ve âline salat eyle ve bütün hallerimde senamı, övgümü ve hamdimi sana mahsus kıl ki, dünyadan bana verdiğinle sevinmeyeyim; dünyada benden esirgediğinden dolayı üzülmeyeyim. Kalbimi takva ile tanıştır; bedenimi benden kabul edeceğin işlerde çalıştır; nefsimi sana itaat etmekle meşgul ederek diğer şeylerden alıkoy. Öyle olayım ki, senin gazabına sebep olacak bir şeyi sevmeyeyim; hoşnutluğuna sebep olan bir şeyden de nefret etmeyeyim.

    Allah’ım, Muhammed ve âline salat eyle ve kalbimi sevgin için boşalt; zikrinle meşgul et; korkun ve haşyetinle ona hayat ver; özleminle ona güç ver; onu sana itaat etmeye istekli kıl; yolların sana göre en sevimlisinde yürüt onu ve hayatım boyunca katındakini arzu etmekle ona boyun eğdir.

    Takvayı, (ahiret yolculuğu için) dünyadan edinecek azığım kıl; yolculuğumu rahmetine doğru gerçekleştir; hoşnutluğuna girmeyi nasip et bana; yerimi cennetinde kıl; bana bir güç ver ki, hoşnutluğunun tümünü kaldırabileyim; kaçışımı sana doğru kıl; katındakini sevdir bana; kalbimi kötü insanlardan ürküt; seninle, dostlarınla ve sana itaat edenlerle ünsiyeti ihsan et bana. Facir ve kâfirin minneti altında bırakma beni; onların bana bir ihsanı olsun isteme; beni onlara muhtaç etme. Gönlümün rahatlığını, yalnızlığımın giderilmesini, zenginliğimi ve ihtiyaçlarımın karşılanmasını seninle ve iyi kullarının vasıtasıyla kıl.

    Allah’ım, Muhammed ve âline salat eyle ve onlarla birlikteliği bana nasip et; beni onların yardımcısı kıl; sana müştak olma ve sevdiğin, beğendiğin işi senin için yapma nimetini bana ihsan eyle. Hiç şüphesiz, sen her şeye kadirsin ve bunlar sana pek kolaydır.
    [center]

    [center][center]

    Yorum


      #32
      Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

      Zorluklarda Okuduğu Dua

      Sıkıntılı, Meşakkatli ve İşlerin Zorlaştığı Zamanlarda Okuduğu Dua Allah'ım! Kendimle ilgili, daha çok senin elinde olan bir iş (nefsimi ıslah) ile beni yükümlü kılmışsın. Oysa ona da, bana da benden çok senin gücün yeter. O hâlde, kendimle ilgili, seni benden hoşnut edecek şeyi ver bana; ve hoşnutluğuna sebep olacak şeyi sıhhat ve selâmet içinde kendin için al benden. Allah'ım! Zorluğa katlanacak takatim, belâya sabredecek gücüm, yoksulluğa dayanacak kudretim yok. O hâlde, rızkımı esirgeme benden; kullarına terk etme beni; hacetimi sen gider; işlerimi sen üstlen; rahmet gözüyle bana bak ve tüm işlerimde, acıyarak yardım et bana.

      Çünkü eğer beni kendi hâlime terk etsen, tüm işlerde âciz kalırım; yararıma olan hiçbir işi yapamam. Kullarına terk etsen, asık suratlarıyla karşılaşırım. Yakınlarıma bıraksan, bir şey vermezler bana. Verseler de, az ve faydasız şeyler verirler; uzun süre de başıma kakarlar, çokça kınarlar beni. O hâlde, ey Allah'ım, fazlınla beni zengin et; büyüklüğünle beni yücelt; bol bağışınla elimi açık kıl ve katındakiyle yet bana. Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve beni hasetten kurtar; günahlardan koru; haramlardan geri durdur; sana karşı gelmeye cür'etlendirme.

      Tutkum sen olasın; senden gelen her şeye rıza göstereyim. Rızk, ihsan ve nimet olarak bana verdiğin şeyleri bereketli ve kutlu kıl. Tüm hâllerimde beni her türlü kötülükten koru. Ayıplarımı kimseye açma. Beni kendi korumana al, kimse bana zarar veremesin. Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve bedenimin gücü yetmese de, kuvvetim yetersiz kalsa da, gücümü aşsa da, malım ve sermayem çıkışmasa da, hatırımda olan veya unuttuğum, itaatin yönünde kendin için veya yaratıklarından biri için bana gerekli ve farz kıldığın her şeyi benden taraf öde.

      Ey Rabbim! Nefsime uyarak ihmal ettiğim, ancak senin, aleyhimde ihsa ettiğin farzları bol bağışınla ve geniş rahmetinle benden taraf öde (onlardan dolayı beni sorgulama). Çünkü sen, ihsanı ve rahmetiyle her şeyi kuşatan cömertsin. (Onları benden taraf öde ki,) Sana kavuşacağım gün iyiliklerimle takas edeceğin veya kötülüklerimi artıracağın bir farz üzerimde kalmış olmasın, ey Rabbim! Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve sana kulluk vazifesini yerine getirmekle ahiretim için çalışma isteği ver bana.

      Onun (kulluğumun) içtenliğine kalbim tanık olsun; bana galip olan durum dünyaya meyilsizlik olsun; iyi işleri şevkle yapayım; cezalarının korkusuyla kötü işlere yaklaşmayayım. Ve bana bir nur ver ki, insanlar arasında onunla yürüyeyim; karanlıklarda onunla yolumu bulayım; hak ile batıl birbirine karıştığında, şüpheye düştüğümde onunla aydınlanayım. Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve kendisine ulaşmak için sana yalvardığım şeyin (cennetin) tadını ve kendisinden korunmak için sana sığındığım şeyin (cehennemin) tasasını duyuyormuşçasına, ödüllendirilme sevincinin özlemini ve cezalandırılma üzüntüsünün korkusunu ver bana.

      Allah'ım! Hiç kuşkusuz, sen, dünyam için de, ahiretim için de yararlı olanı biliyorsun. O hâlde, ihtiyaçlarım hususunda lütufkâr ol bana. Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve kolaylık ve zorlukta, sağlık ve hastalıkta bana verdiğin nimetler karşısında sana şükürde kusur ettiğim zaman; korku, emniyet, hoşnutluk, gazap, zarar ve kâr hâllerinde meydana gelen hadiselerle ilgili olarak senin için farz olan şeye razı olmanın sevinç ve huzurunu yaşayabilmek için gerçeği ver bana. Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve göğsümü hasetten temizle ki, insanlardan hiçbirini kendisine verdiğin bir nimetten ötürü kıskanmayayım; onlardan herhangi birinde din, dünya, sağlık, takva, zenginlik ve refahla ilgili bir nimet gördüğüm zaman (onu kıskanacağıma) ondan daha iyisini yalnız seninle ve yalnız senden –ki ortağın yoktur– kendim için isteyeyim.


      Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve bana dünya ve ahirette, hoşnutluk ve gazap hâlinde hatalardan korunmayı, sürçmelerden uzak durmayı nasip et. Öyle olayım ki, hoşnutluk ve gazap hâli benim için bir olsun; her iki hâlde de senin itaatinle amel edeyim, dostların ve düşmanların hakkında sana itaati ve senin hoşnutluğunu diğer her şeye tercih edeyim. Düşmanım, zulmümden ve cevrimden güvende olsun; dostum, kendisine meyletmemden ve tutkumun alçalmasından ümidini kessin. (Allah'ım!) Beni genişlikte de, zor durumda kalıp ihlâs ile sana yalvaranların yalvardığı gibi yalvaranlardan kıl. Hiç kuşkusuz, sen pek yücesin, övgüye lâyıksın.
      Derdin kendindedir bilmiyorsun, derman yine sendedir görmüyorsun, içine koca bir alem yerleştirilmiş; sen hala kendini küçük bir şey zannediyorsun. / Hz. Ali (as)

      Yorum


        #33
        Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

        Afiyet İstemiyle İlgili Duası


        Allah'tan Afiyet ve Şükrünü İstediği Zaman Okuduğu Dua Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve katından olan afiyet elbisesini giydir bana; afiyetine bürü beni; afiyetinle koru beni; afiyetinle ikram et bana; afiyetinle zengin et beni; afiyetinle bağışta bulun bana; afiyetini ver bana; afiyetini döşe benim için; afiyetini hakkımda yararlı kıl; dünya ve ahirette afiyetini ayırma benden. Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve yeterli, şifa bahşedici, yükselip gelişen bir afiyet ver bana; bedenimde sıhhat üretecek bir afiyet, dünya ve ahiret afiyeti.

        Dinim ve bedenimde sıhhat, emniyet ve selâmet; kalbimde basiret, işlerimde ilerleme, senin için haşyet, senden korkma, bana emrettiğin itaatleri yerine getirme, nehyettiğin günahlardan sakınma nimetleriyle lütufta bulun bana. Allah'ım! Bu yıl ve ömrüm boyunca her yıl haccı, umreyi ve salâvatın, rahmetin ve bereketlerin ona ve Âline olsun, Resulünün ve Ehl-i Beytinin kabirlerinin ziyaretini bana nasip eyle.

        Bunları katında kabul buyrulmuş, karşılığı verilmiş, övgüyle anılmış ve indinde (ahiretim için) biriktirilmiş amellerimden kıl. Dilimi hamdın, şükrün, zikrin ve güzel övgünle konuştur; kalbimi dininin doğruları için aç. Beni ve soyumu kovulmuş Şeytan'dan, öldürücü olan veya olmayan zehirli hayvanın ve tüm canlıların kötülüğünden, nazardan, her azgın şeytanın şerrinden, her zalim sultanın şerrinden, her isteği yerine getirilen nimet azgınlarının şerrinden, her güçsüz ve güçlünün şerrinden, her şansız şerefsiz ve şanlı şereflinin şerrinden, her küçük ve büyüğün şerrinden, her yakın ve uzağın şerrinden, cinler ve insanlardan Resulün ve Ehl-i Beytine karşı bayrak açanların şerrinden ve perçemi senin elinde olan her hayvanın şerrinden koru.

        Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve bana kötü bir niyetle yaklaşanın kötülüğünü benden geri çevir; hilesini benden uzaklaştır; şerrini benden defet; tuzağına kendisini düşür; gözü beni görmesin; kulağı beni duymasın; kalbi beni anmasın; dili benden söz etmesin; başını ezesin; izzetini zillete dönüştüresin; kudretini kırasın; büyüklüğünü bozup kendisini alçaltasın; beni onun her türlü zararından, şerrinden, alayından, hasedinden, düşmanlığından, hilesinden, tuzağından, piyade veya süvari güçlerinden koruyasın. Hiç şüphesiz, sen izzet ve kudret sahibisin.
        Derdin kendindedir bilmiyorsun, derman yine sendedir görmüyorsun, içine koca bir alem yerleştirilmiş; sen hala kendini küçük bir şey zannediyorsun. / Hz. Ali (as)

        Yorum


          #34
          Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

          Anne ve Babası Hakkındaki Duası

          Anne ve Babası Hakkındaki Duası Allah'ım! Kulun ve resulün olan Muhammed'e ve onun tertemiz Ehl-i Beytine salât eyle; salâtlarının, rahmetinin, bereketlerinin ve selâmının en üstünüyle onları seçkin kıl. Allah'ım! Ey merhametlilerin en merhametlisi! Anne ve babamı katındaki saygınlık ve özel salâtın ile mümtaz kıl. Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve anne ve babam için bana farz olan şeylerin bilgisini ilham yoluyla bana bildir.

          Bu bilginin tamamını bana ver ve beni, bildiklerimi eksiksiz olarak pratiğe dökmeye, onları uygulamaya geçirmekte tembellik etmemeye muvaffak et. Allah'ım! Muhammed ile bizi onurlandırdığın gibi, ona ve Âline salât eyle. Muhammed sebebiyle bizim için insanlar üzerinde bazı haklar farz ettiğin gibi, ona ve Âline salât eyle. Allah'ım! Öyle et ki, zalim sultandan korkar gibi onlardan (anne ve babadan) korkayım; şefkatli anne gibi onlara iyilik edeyim.

          Anne ve babama itaatimi ve onlara iyi davranmamı, uyku düşkünü kimsenin uykusundan daha göz aydınlatıcı ve çok susamış kimsenin içtiği sudan daha yürek serinletici kıl; onların isteğini kendi isteğime tercih edeyim; onların hoşnutluğunu kendi hoşnutluğumdan önde tutayım; az da olsa onların bana yaptığı iyiliği çok, çok da olsa benim onlara yaptığım iyiliği az göreyim. Allah'ım! Onlara karşı sesimi kıs; sözümü güzelleştir; huyumu yumuşak, kalbimi şefkatli kıl; onlara karşı rıfk ile davranmaya, onlara sevgiyle yaklaşmaya muvaffak et beni.

          Allah'ım! Onlara, beni eğitmelerinin karşılığını ver; beni ağırladıklarından dolayı onları ödüllendir; küçüklüğümde benden korudukları şeyleri onlar için koru. Allah'ım! Benden taraf onlara dokunan eziyeti, benden onlara ulaşan kötülüğü veya onların benim yanımda zayi olan hakkını; günahlarının bağışlanmasına, derecelerinin yükselmesine, iyiliklerinin fazlalaşmasına vesile kıl; ey kötülükleri kat kat fazlasıyla iyiliklere çeviren (yüce Allah)!

          Allah'ım! Onların bana karşı kötü sözlerini, haksız davranışlarını, zayi ettikleri haklarımı, hakkımda kusur ettikleri vazifelerini onlara bağışladım, ihsan ettim ve vebalinin onlardan kaldırılmasını istiyorum senden. Çünkü ben; onları bana karşı kötü niyetlilikle itham etmemekte, bana iyilik etmekte ihmalkârlıkla suçlamamakta ve hakkımda yaptıklarından şikâyetçi olmamaktayım, ey Rabbim! Onların, üzerimdeki hakkı pek büyüktür; iyilikleri çok eski günlere dayanmaktadır. Onlara karşı minnettarlığım, onları adalet ölçüsüyle kısas etmemden veya onlara yaptıklarının misliyle karşılık vermemden çok daha büyüktür! (Onları kısas etmeye veya onlara yaptıklarının misliyle karşılık vermeye kalkışırsam,) O zaman, ey Tanrım, uzun süre beni yetiştirmekle uğraşmaları ne olur?!

          Beni korumak için çektikleri zahmetler nereye gider?! Benim rahatlığım için katlandıkları zorluklar nerede kalır?! Hayır! Kesinlikle onların hakkını ödeyemem; onlar için bana farz olanı yerine getiremem ve onlara hizmet etme vazifesini hakkıyla ifa edemem. O hâlde, (ey Rabbim,) Muhammed ve Âline salât eyle ve (bu hususta) bana yardım et; ey kendisinden yardım istenilenlerin en iyisi! (Onlara karşı vazifemi yerine getirmekte) Bana başarı ver; ey kendisinden medet umulanların en doğrusu! Ve beni, "herkesin zulme uğramadan kazandığıyla cezalandırılacağı gün" (Casiye, 23) anne ve babalarına kötü davranıp onları incitenler zümresine katma.

          Allah'ım! Muhammed'e, Âline ve zürriyetine salât eyle ve özellikle mümin kullarının babaları ve annelerine verdiğini benim anne ve babama ver; ey merhametlilerin en merhametlisi! Allah'ım! Namazlarımın ardında, gecelerimin bir bölümünde ve gündüzlerimin her saatinde onları anmayı bana unutturma. Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve beni onlara dua etmem sebebiyle bağışla; onları da bana yaptıkları iyilikler sebebiyle kat'î bir mağfiretle bağışla; benim aracılığımla kesin bir hoşnutlukla onlardan razı ol ve onları ağırlayarak (cennetteki) selâmet yerlerine ulaştır.

          Allah'ım! Eğer onları benden önce bağışlayacak olursan, onları bana şefaatçi kıl ve eğer beni onlardan önce bağışlayacak olursan, beni onlara şefaatçi kıl. Şefkatinle, mağfiret ve rahmetinin mahalli olan saygınlık evinde (cennette) bizleri bir araya getir. Hiç kuşkusuz, sen, büyük fazl ve ezelî nimet sahibisin ve sen, rahmedenlerin en merhametlisisin.
          Derdin kendindedir bilmiyorsun, derman yine sendedir görmüyorsun, içine koca bir alem yerleştirilmiş; sen hala kendini küçük bir şey zannediyorsun. / Hz. Ali (as)

          Yorum


            #35
            Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

            Çocukları Hakkındaki Duası


            Çocukları Hakkındaki Duası Allah'ım! Çocuklarımın kalmasıyla, onları benim için ıslah etmekle ve benim onlardan yararlanmamla bana lütufta bulun. Allah'ım! Benim için onların ömrünü uzat. (Dünyadaki) Sürelerini çoğalt. Küçüklerini yetiştir. Güçsüzlerini güçlendir. Bedenlerini, dinlerini ve huylarını sahih ve salim kıl. Canlarında, vücutlarında ve benim için önemli olan her şeylerinde onlara sağlık ver ve benim elimle rızklarını bol et.

            Onları iyiler, takvalılar, görenler, işitenler, sana itaat edenler, dostlarını sevenler, onların iyiliğini isteyenler, tüm düşmanlarına karşı çıkan ve onlara buğzedenler kıl. Âmin. Allah'ım! Onlarla pazımı güçlendir; eğriliğimi düzelt; sayımı çoğalt; meclisimi süsle; anımı dirilt. Gıyabımda onlarla bana yet. Hacetime ulaşmakta onlarla bana yardım et. Onları beni sevenler, bana acıyanlar, bana yönelip benden yüz çevirmeyenler, bana karşı doğrular, sözüme bakanlar, sözümden çıkmayanlar, beni incitmeyenler, bana muhalefet etmeyenler ve bana karşı suç işlemeyenler kıl.

            Onları eğitip yetiştirmekte ve onlara iyi davranmakta bana yardım et. Kendi katından onlarla (mevcut olanlarla) birlikte bana erkek çocuklar da ver ve bunu hakkımda hayırlı kıl. Senden istediklerime ulaşmakta onları bana yardımcı kıl. Beni ve soyumu kovulmuş Şeytan'dan koru. Çünkü sen bizi yarattın; (iyilikleri) bize emrettin; (kötülüklerden) bizi sakındırdın; bizi emrettiklerinin sevabını kazanmaya özendirdin; emrine muhalefetin cezasından korkuttun; bize hile yapan bir düşman (Şeytan) yarattın; bizi ona musallat etmediğin yönlerden onu bize musallat ettin; onu göğüslerimize yerleştirdin; kanımızla birlikte damarlarımızda akıttın; biz gaflet etsek de o etmemekte; biz unutsak da o unutmamakta; senin cezalandırmandan bize güven vermekte; senden başkasından bizi korkutmakta; çirkin bir işe niyetlendiğimiz zaman bizi onu işlemeye cür'etlendirmekte; iyi bir işe niyetlendiğimiz zaman bizi ondan alıkoymakta; nefsanî tutkularla bize dokunmakta; şüpheleri gözlerimizin önüne dikmekte; vaatte bulunduğu zaman yalan söylemekte; bizi arzularla oyaladığı zaman sözünde durmamakta.

            Eğer sen, onun hilesini bizden geri çevirmezsen, bizi saptırır ve eğer bozgunculuğundan bizi korumazsan, bizi (doğruluktan) kaydırır. Allah'ım! Bizi kendi sultana alarak Şeytan'ın sultasından kurtar ve sana yalvarışımızın çokluğuyla onu bizden alıkoy; böylece onun hilesine karşı senin koruman altında olalım. Allah'ım! Tüm isteklerimi bana ver.

            Hacetlerimi reva et. İcabeti benim için garantilediğin hâlde onu benden esirgeme. Dua etmemi emrettiğin hâlde duamı geri çevirme. Dünya ve ahirette bana yarayacak, hatırımda olan veya unuttuğum, dile getirdiğim veya sakladığım, açıkladığım veya gizlediğim her şeyi bana ihsan et. Bütün bunlarda, senden yardım isteyerek kendini düzeltenlerden; senin katında arayarak başarıyı bulanlardan; sana güvenerek muradına erenlerden; sana sığınarak korunanlardan; seninle alış veriş yaparak kazananlardan; izzetinle güven bulanlardan; fazlından kendilerine bol helâl rızk verilenlerden; bağışın ve kereminle zengin olanlardan; seninle zilletten izzete kavuşanlardan; adaletinle zulme uğramayacaklarından emin olanlardan; rahmetinle belâlara karşı bağışıklık kazananlardan; zenginliğinle fakirlikten zenginliğe erişenlerden; korumanla günahlardan, kaymalardan ve hatalardan korunmuş olanlardan; sana itaat ederek hayra, rüşde ve doğruya muvaffak olanlardan; kudretinle günahlarla aralarına perde çekilenlerden; sana karşı gelmenin her türlüsünü bırakanlardan ve senin komşuluğunda yer alanlardan kıl beni.

            Allah'ım! Tevfikin ve rahmetinle bütün bunları bize ver. Cehennem azabından bizi koru. Kendim ve çocuklarım için dünya ve ahirette istediğimin aynısını, erkeğiyle kadınıyla tüm Müslümanlara ve müminlere de ver. Hiç kuşkusuz, sen yakınsın, icabet edensin, işitensin, bilensin, affedensin, bağışlayansın, şefkatlisin, acıyansın. Ve bize dünyada iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş (cehennem) azabından koru.
            Derdin kendindedir bilmiyorsun, derman yine sendedir görmüyorsun, içine koca bir alem yerleştirilmiş; sen hala kendini küçük bir şey zannediyorsun. / Hz. Ali (as)

            Yorum


              #36
              Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

              Komşuları ve Dostları Hakkındaki Duası

              Komşuları ve Dostlarını Andığında Okuduğu Dua Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve hakkımızı bilip düşmanlarımıza muhalefet eden komşularım ve dostlarım hakkında en üstün yardımınla bana yardım et. Güçsüzlerine rıfk ile davranmakta, ihtiyaçlarını karşılamakta, hastalarını ziyaret etmekte, doğruyu arayanlarına yol göstermekte, danışanlarına öğüt vermekte, (konuk olarak) gelenlerini ağırlamakta, sırlarını gizlemekte, ayıplarını örtmekte, mazlumlarına yardım etmekte, (genellikle komşuların birbirinden ödünç alma ihtiyacını duydukları kazan, kepçe, merdiven, balta vb. gibi) ev eşyalarını onlardan esirgememekte, bol ihsanla hâl hatırlarını sormakta ve onlar istemeden önce gerekli olan şeyleri kendilerine vermekte onları (ve beni) senin sünnetini ayakta tutmaya ve güzel edebinle edeplenmeye muvaffak et.

              Allah'ım! Kötülük edenlerine iyilikle karşılık vermeye, zulmedenlerinden af ile vazgeçmeye, tümünün hakkında iyimser olmaya, hepsine iyilik etmeye, iffetin gereği olarak gözümü onlardan indirmeye, alçakgönüllülük olarak onlara yumuşak davranmaya, belâya duçar olanlarına acımaya, arkalarında da dostluğumu ve sevgimi açığa vurmaya, nimetlerinin kalıcı olmasını istemeye, kendi akrabalarım için gerekli bildiğimi onlar için de gerekli bilmeye ve yakınlarım için riayet ettiğim şeylere onlar için de riayet etmeye muvaffak et beni.

              Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve onların da bana böyle olmasını sağla. Onlardan en çok faydalananlardan kıl beni. Hakkımda gözlerini aç, beni daha iyi tanısınlar, faziletimi bilsinler; onlar benimle mutlu olsunlar, ben de onlarla mutlu olayım. Âmin, ya Rabb'el-âlemin.
              Derdin kendindedir bilmiyorsun, derman yine sendedir görmüyorsun, içine koca bir alem yerleştirilmiş; sen hala kendini küçük bir şey zannediyorsun. / Hz. Ali (as)

              Yorum


                #37
                Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

                Sınır Bekçileri Hakkındaki Duası

                Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve izzetinle Müslümanların sınırlarını sarp ve sağlam kıl; gücünle bekçilerini kuvvetlendir ve kereminden bağışlarını bol et. Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve onların sayısını çoğalt; silâhlarını keskinleştir; etraflarını koru; dört bir yanlarını kuşatarak düşmanın onlara ulaşmasına engel ol; topluluklarını birleştir; işlerini yönet; onları azıksız bırakma; yiyeceklerini sen üzerine al; nusretinle onları destekle; sabırla onlara yardım et ve düşmanların hilelerine karşı onların gözlerini aç.

                Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve onlara tanımadıklarını tanıt; bilmediklerini öğret ve görmediklerini göster. Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve düşmanla karşılaştıkları zaman aldatıcı, mağrur edici dünyayı anmayı unuttur onlara; saptırıcı mal düşüncesini kalplerinden çıkar; gözlerinin önüne cenneti dik; onlar için hazırladığın ebediyet yurtlarını, ağırlanacakları evleri, siyah gözlü, beyaz yüzlü güzel kadınları (hurileri), çeşit çeşit içeceklerle akan ırmakları, türlü türlü meyvelerle sarkan ağaçları gözlerinin önünde canlandır; hiçbir düşmana sırt çevirmeyi düşünmesin, kaçayım demesinler.

                Allah'ım! Böylece düşmanlarını hezimete uğrat; tırnaklarını bunlardan kes; silâhlarıyla aralarına ayrılık sal; yüreklerinin ipini kopar; azıklarını onlardan uzaklaştır; yollarını şaşırt; yönlerini saptır; yardımını onlardan kes; sayılarını azalt; kalplerini korkuyla doldur; ellerini kollarını bağla; dillerini konuşamaz kıl; onların hezimete uğramasıyla arkalarındakileri darmadağın et; onları arkalarındakilere ibret vesilesi kıl; onları rezil rüsva ederek onlardan sonrakilerin arzulara kapılmalarına engel ol.

                Allah'ım! Kadınlarının rahimlerini kısır kıl; erkeklerinin döllerini kurut; binitlerinin ve hayvanlarının neslini kes; göklerinin yağmasına, yerlerinin yeşertmesine izin verme. Allah'ım! Bununla İslâm ehlinin tedbirini güçlendir; yerleşim merkezlerini sağlamlaştır; mallarını artır; vakitlerini düşmanlarla savaşarak, onlarla uğraşarak geçireceklerine, sana ibadet ederek, seninle baş başa kalıp sana niyaz ederek geçirmelerini sağla. Böylece yerin dört bir yanında yalnızca sana ibadet edilsin; yalnızca sana boyun eğilsin, sana secde edilsin.

                Allah'ım! Her bölgenin Müslümanlarına, karşılarındaki müşriklere yetecek gücü ver; katından art arda göndereceğin meleklerle onlara yardım et; tüm yeryüzünde müşrikleri toprağın (karanın) bittiği yere kadar hezimete uğratarak öldürsün ve esir etsinler; veyahut da, "Sen Allah'sın, senden başka ilâh yok; teksin, ortağın yok." diye ikrar etsinler.

                Allah'ım! Dünyanın dört bir yanında (daha İslâm'ı kabul etmemiş olan ve bu yüzden de) senin düşmanların olan Hindular, Rumlar, Türkler, Hazarlar, Habeşler, Sudanlılar, Zenciler, Slavlar, Deylemliler ve isimleri ve nitelikleri meçhul olan, fakat bilginle saymış, kudretinle kuşatmış olduğun diğer şirk milletlerini de aynı duruma düşür. Allah'ım! Müşrikleri müşriklerle uğraştırarak Müslümanların sınırlarına saldırmalarına; sayılarını, güçlerini azaltarak Müslümanların zayıflamalarına ve tefrikaya düşürerek Müslümanlara yüklenmelerine engel ol. Allah'ım! Kalplerinden güveni, bedenlerinden gücü al götür. Dikkatlerini dağıtarak entrika üretmelerine, hile yapmalarına engel ol.

                Erlerimizle karşı karşıya gelme, kahramanlarımızla çarpışma cür'etini onlardan al. Bedir'de yaptığın gibi köklerini kazıyacak, kuvvet ve şiddetlerini biçecek, topluluklarını dağıtacak bir güçle meleklerinden oluşan bir ordu gönder onlara. Allah'ım! Sularını veba (salgın hastalık) ile, yiyeceklerini hastalıklarla karıştır. Şehirlerini yerin dibine geçir. Üzerlerine sürekli belâ indir. Kuraklık ve kıtlıkla onları döv. Azıklarını en verimsiz ve kendilerine en uzak topraklarda koy. Kalelerin kapılarını onlara kapat. Sürekli bir açlık ve acıklı bir hastalığa duçar et onları.

                Allah'ım! Dinin en üstün din, hizbin en güçlü hizip ve payın en kâmil pay olsun diye onlarla savaşan İslâm gazileri ve mücahitlerini kolaylıklarla karşılaştır; işlerini düzelt; kendilerine başarılar ver; onlar için (iyi) arkadaşlar seç; onları destekleyerek güçlendir; rızklarını bol et; kendilerine neşe ve hareketlilik ver; (sevdiklerine duydukları) özlemlerinin sıcaklığını söndür; yalnızlık sıkıntısını onlardan gider ve çoluk çocuklarını anmayı onlara unuttur.

                Onlara iyi niyet ver; (hastalıklara karşı) onlara bağışıklık kazandır; selâmeti onlardan ayırma; yüreklerinden korkuyu çıkar; onlara şiddet ve cür'et ver; yardımınla onları destekle; (Resulünün) siret ve sünnetleri(ni) onlara öğret; hüküm vermede doğruyu onlara ilham et; riya ve gösterişi onlardan uzaklaştır; duyulup ünlenmek için iş yapmaktan kurtar onları; zikirlerini, fikirlerini, seferlerini, konaklamalarını senin yolunda ve senin için kıl. Senin düşmanların ve kendi düşmanlarıyla karşı karşıya geldikleri zaman gözlerinde onları azalt; gönüllerinde onları küçült; bunları onlara galip kıl; onları bunlara üst etme. Şayet bazılarına mutlu bir son mukadder edip şehitliği yazmışsan, düşmanlarını öldürüp esir aldıktan, Müslümanların sınırları emniyete kavuştuktan ve düşmanların geri dönüp kaçtıktan sonra olsun bu.

                Allah'ım! Gaziler veya sınır bekçilerinin evlerinde onların yerini dolduran, onların geride bıraktıklarının bakımını üstlenen, malının bir kısmıyla onlara yardım eden, onlar için herhangi bir savaş malzemesi temin eden, onları cihada teşvik eden, onlara dua eden, arkalarında saygınlıklarına riayet eden Müslümanları da, onlara verdiğin ölçüde, onlara verdiğinin misliyle ödüllendir; ahirette kendileri için hazırladığın lütf u kereminden başka, bu dünyada da yaptıklarının faydasını görüp sevinmeleri için peşin bir karşılık ver onlara. Allah'ım! İslâm derdi olan, şirk ehlinin toparlanıp savaşmaya niyetlenmeleri kendilerini üzen, cihada azmedip de güçsüzlükten dolayı gidemeyen ya da bir ihtiyacını gidermek zorunda kalarak veya bir hadiseyle karşılaşarak geciken, iradesi dışında karşısına bir engel çıkan Müslümanların da adlarını sana ibadet edenlerin, kulluk sunanların arasında yaz; onlara da mücahitlerin sevabını ver; onlara da şehitler ve salihler zümresinde yer ver.

                Allah'ım! Kulun ve resulün Muhammed'e ve Muhammed'in Âline salât eyle; öyle bir salât ki, tüm salâtlardan yüce, tüm selâmlardan üstün olsun; geçmişte dostlarından herhangi birine ettiğin en mükemmel salât gibi, süresinin bitimi, sayısının sınırı olmasın. Hiç kuşkusuz, sen büyük nimetler sahibi, övgüye lâyık, başlatan, geri döndüren ve dilediğini yapansın.
                Derdin kendindedir bilmiyorsun, derman yine sendedir görmüyorsun, içine koca bir alem yerleştirilmiş; sen hala kendini küçük bir şey zannediyorsun. / Hz. Ali (as)

                Yorum


                  #38
                  Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

                  Allah’a Yönelme Hakkındaki Duası

                  Allah'ım! Tam bir içtenlikle senden gayrisinden kopmuş, tüm varlığımla sana yönelmişim. İhsanına muhtaç olanlardan yüz çevirmiş, fazlından müstağni olmayanlardan istekte bulunmayı bırakmışım. Çünkü muhtacın muhtaçtan istemesinin düşüncesizlik, akılsızlık olduğunu anlamış, buna inanmışım Allah'ım! İzzeti senden başkasının yanında arayıp da zelil olan; senden başkasından servet isteyip de fakirleşen, yücelik isteyip de alçalan nicelerini gördük.

                  Akıllı adamın bunları görüp de ibret almasından ve seni seçerek doğruyu bulmasından daha doğal ne olabilir ki?! O hâlde ey Mevlâ'm! İsteklerimi diğerlerinden değil, yalnızca senden istiyorum; ihtiyaçlarımı diğerlerinden değil, yalnızca senden talep ediyorum. Herkesten önce çağıracağım, yalnızca sensin. Ümidimde kimse sana ortak değil. Duamda seninle birlikte olan biri yok.

                  Çağrımda sana ortak koşacağım biri bulunmamakta. Sayı birliği, zevali olmayan eksiksiz kudret sıfatı, güç ve kuvvet üstünlüğü, yücelik ve yükseklik derecesi sana mahsustur, ey Tanrım! Senin dışındakiler ise, hayatlarında rahmet ve merhamete muhtaç, işlerinde başarısızlığa mahkûm, içinde bulundukları şartlara yenik, durumları değişken ve nitelikleri sabit olmayan zayıf varlıklardır.

                  O hâlde, benzerlerin ve zıtların olmaktan çok yücesin! Misillerin ve denklerin bulunmaktan çok büyüksün! Sen (her eksiklikten) münezzehsin! Senden başka ilâh yoktur.
                  Derdin kendindedir bilmiyorsun, derman yine sendedir görmüyorsun, içine koca bir alem yerleştirilmiş; sen hala kendini küçük bir şey zannediyorsun. / Hz. Ali (as)

                  Yorum


                    #39
                    Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

                    Geçim Sıkıntısı Çektiğinde Okuduğu Dua

                    Allah'ım! Sen rızklarımızda kötü zan, ömürlerimizde uzun arzu ile imtihan ettin bizi. Öyle ki, senin rızklarını, bizzat rızkına muhtaç olanların yanında aradık; arzularımıza kapılarak uzun ömürlülerin ömürlerine göz koyduk. O hâlde, Muhammed ve Âline salât eyle ve rızkı senden gayrisinin yanında arama cehaletine karşı bize yetecek doğru bir yakin; rızk uğruna kendimizi yorup bitirmemize engel olacak halis bir güven ver bize.

                    Vahyinde açıkça ifade edip Kitabında ant ile pekiştirdiğin vaadini, tüm yaşantımızı bizzat senin üstlendiğin, garanti ettiğin rızkı elde etmeye ayırmamıza engel kıl. Hani sen; "Sizin rızkınız ve size vaat edilenler, göktedir." (Zariyat, 22) buyurmuşsun ve senin sözün haktır, en doğrudur. Ve; "Andolsun gök ve yerin Rabbine, hiç kuşku yok, aynen sizin konuşmanız gibi bir gerçektir bu." (Zariyat, 23) buyurarak ant içmişsin ve senin andından daha doğru, daha bağlayıcı bir ant yoktur.
                    Derdin kendindedir bilmiyorsun, derman yine sendedir görmüyorsun, içine koca bir alem yerleştirilmiş; sen hala kendini küçük bir şey zannediyorsun. / Hz. Ali (as)

                    Yorum


                      #40
                      Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

                      Borcu Ödemekte Allah'tan Yardım İsteme Hakkındaki Duası


                      Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve yüzümü eskitecek, zihnimi karıştıracak, düşüncelerimi dağıtacak, uzun süre beni meşgul edecek borca düşürme beni. Rabbim! Borç tasası ve düşüncesinden, borç meşguliyeti ve uykusuzluğundan sana sığınırım. O hâlde, Muhammed ve Âline salât eyle ve beni böyle bir duruma düşürme. Rabbim! Borcun hayattaki zilletinden ve ölümden sonraki vebalinden sana sığınırım.

                      O hâlde, Muhammed ve Âline salât eyle ve artan bir zenginlikle ya da ardı kesilmeyen yetecek bir rızkla borçlanmaktan koru beni. Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle, israfa ve ihtiyaçtan fazla tüketime karşı beni koru; bağışta bulunmak ve ifrat ve tefritten sakınıp orta bir yol izlemekle beni düzelt; gideri gelire göre ayarlamayı bana öğret; lütfunla beni savurganlıktan koru; rızkımı helâl yollardan ver; harcamamı iyilik kapılarına yönelt; gurur ve kibir getirecek, zulme sürükleyecek, taşkınlığa sebep olacak malı benden al. Allah'ım! Yoksullarla birlikteliği bana sevdir; güzel sabırla onlarla birliktelikte bana yardım et. Fani dünya malından beni nasipsiz ettiğin şeyleri, kalıcı hazinelerinde benim için biriktir.

                      Dünyanın değersiz mal ve metaından bana bahşettiklerini komşuluğuna ulaşmak, yakınlığına kavuşmak ve cennete ağmak vesilesi kıl. Hiç kuşku yok, sen büyük lütuf sahibisin; sen cömertsin, kerem sahibisin.
                      Derdin kendindedir bilmiyorsun, derman yine sendedir görmüyorsun, içine koca bir alem yerleştirilmiş; sen hala kendini küçük bir şey zannediyorsun. / Hz. Ali (as)

                      Yorum


                        #41
                        Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

                        Tövbe ve Tövbe İstemiyle İlgili Duası

                        Allah'ım! Ey niteleyenlerin nitelemesi kendisini tarif etmeyen! Ey ümitlilerin ümidi kendisinden öteye geçmeyen! Ey iyilik yapanların mükâfatı katında zayi olmayan! Ey ibadet edenlerin korkusunun nihayeti! Ve ey takvalıların haşyetinin ereği!

                        Günahtan günaha sürüklenen, hatalardan bir türlü kurtulamayan, Şeytan'a yenik düşerek emirlerini yerine getirmekte kusur eden, tutkusuna aldanarak yasaklarından sakınmayan, kudretinden habersiz, bol ihsanını yadsıyan kimse gibi, ancak hidayet gözü açılıp körlük bulutları önünden dağıldıktan sonra kendine ettiği zulümlerin farkına varan, Rabbine muhalefeti hakkında düşünüp ona karşı gelmenin ne kadar büyük, ona muhalefetin ne kadar korkunç olduğunu anlayan, daha sonra utanarak ama umutla sana gelen, reddetmeyeceğinden emin olarak isteğini sana bildiren, içtenlikle korkudan sana yönelen, senden gayrisinden umudunu kesen, senden gayrisinin korkusunu kalbinden atan, yakarır hâlde karşına dikilen, önünde boynunu bükerek bakışını yere diken, izzetin karşısında alçalarak başını aşağı indiren, huzuunun işareti olarak senin daha iyi bildiğin sırlarını sana açan, huşuunun belirtisi olarak sayısını senin daha iyi bildiğin günahlarını sayıp döken; zevki geçici, vebali kalıcı olan bildiğin büyük günahlarından, katında kendisini rezil eden çirkin işlerinden sana sığınan, cezalandırdığın takdirde adaletinden şüphe etmeyen, büyük günahı kolayca bağışlayabilecek Kerim Rab olduğunun bilincinde olarak, acıyıp affettiğin takdirde de affının büyüklüğüne şaşırmayan biri olarak sana yalvarıyorum. Allah'ım! Sen; "Beni çağırın, size icabet edeyim." (Mü'min, 60) buyurarak dua etmemizi emretmiş, icabet vaadinde bulunmuşsun. İşte emrine itaat ederek sana yalvarıyor ve icabetini bekliyorum! Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve suçumu itiraf ederek seninle karşılaştığım gibi, mağfiretinle benimle karşılaş.

                        Senin için kendimi alçalttığım gibi, günahların yıktığı yerden beni kaldır, yücelt. Benden intikam almakta ağır davrandığın gibi, örtünle beni ört (rahmetinin kapsamına al). Allah'ım! Emirlerine itaatte niyetime sebat ver. Sana kullukta basiretimi sağlam kıl. Hatalar kirini yıkayıp götürecek işlere muvaffak et beni. Öldürdüğün zaman kendi dinin ve peygamberin Muhammed'in –selâm olsun ona– dini üzere öldür beni.

                        Allah'ım! Buradan sana yönelerek büyük ve küçük günahlarımdan, açık ve gizli kötülüklerimden, eski ve yeni sürçmelerimden; günah lâfı etmeyen, günaha dönmeyi düşünmeyen birinin tövbesiyle tövbe ediyorum. Tanrım! Sen, Kitabının muhkem ayetinde, kullarından tövbeyi kabul edeceğini, kötülükleri affedeceğini (Şûra, 25), tövbe edenleri sevdiğini (Bakara, 222) söylemişsin. O hâlde, vadettiğin gibi tövbemi kabul et; garanti ettiğin gibi kötülüklerimi affet; şart koştuğun gibi sevgini benim için gerekli kıl. Ey Rabbim! Ben de sana; hoşlanmadığın işe geri dönmeme, kınadığın şeyi yapmama ve bütün günahları terk etme sözü veriyorum.

                        Allah'ım! Sen, yaptıklarımı daha iyi biliyorsun. O hâlde, benden bildiklerini bağışla ve kudretinle beni sevdiğin işlere yönelt. Allah'ım! Hatırımda olan veya unuttuğum bir sürü kötülüğüm var. Hepsi de senin uyumayan gözünün önünde, unutmayan ilmindedir. Allah'ım! Kötülüklerimin yerine kötülük ettiğim kimselere iyilik ver; kötülüklerimin vebalini üzerimden kaldır; omuzlarımdaki ağırlığını hafiflet ve bir daha öyle işler yapmaktan beni koru. Allah'ım! Hiç kuşku yok, senin koruman olmazsa, tövbeme bağlı kalamam; senin gücün olmazsa, hatalardan sakınamam. O hâlde, yeterli bir güçle beni güçlendir ve engelleyici bir korunmuşlukla beni koruman altına al.

                        Allah'ım! Tövbe ettikleri hâlde daha sonra tövbelerini bozacaklarını, tekrar günaha dönüp şaşacaklarını bildiğin kullar gibi olmaktan sana sığınırım. Şu hâlde, bu tövbemi, ardından tövbeye ihtiyaç duymayacağım, geçmişteki günahların izlerini yok edecek, gelecekte de günahlara karşı bağışıklık kazandıracak bir tövbe kıl. Allah'ım! Cahilliğimden dolayı senden özür diliyorum. Kötü işlerimi bana bağışlamanı istiyorum. O hâlde, lütfunla rahmetinin kapsamına al beni; kereminle (günahlara karşı) bağışıklık örtüsüyle ört beni.

                        Allah'ım! Her uzvumu ayrı ayrı senin cezalandırmalarından koruyacak, zalimlerin korktukları acıklı azaplarına duçar olmaktan kurtaracak bir tövbeyle, iradene ters düşen, sevginin dışında kalan düşüncelerimden, bakışlarımdan, konuşmalarımdan tövbe edip sana yöneliyorum. Allah'ım! Önünde tek başıma duruşuma, korkundan kalbimin çırpınışına, heybetinden bedenimin titreyişine acı. Allah'ım! Günahlarım, katında o kadar rüsva etmiş ki beni; sussam, kimse avukatlığımı yapmaz; şefaatçi (aracı) ile kapına gelsem, şefaat edilecek gibi değilim. Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve hatalarım hususunda keremini bana şefaatçi (aracı) kıl. Kötülüklerime affınla yaklaş. Cezalandırmana tâbi tutarak hak ettiğim cezayla cezalandırma beni.

                        Bol ihsanını benden esirgeme. Aziz birinin, kendisine yalvarıp yakaran zelil birine acıyarak yaptığını veya zengin birinin, kendisinden bir şey isteyip de ihtiyacını giderdiği yoksul birine yaptığını bana yap. Allah'ım! Beni senden koruyacak biri yok. O hâlde, izzetin beni korusun, himayesine alsın. Katında bana şefaat edebilecek biri bulunmamakta. O hâlde, lütfun bana şefaatçi olsun. Günahlarım beni korkutmuş durumda. O hâlde, affın beni korkudan kurtarsın. Bu yalvarıp yakarmalarım, kesinlikle yaptıklarımın kötülüğünü bilmediğimden, kötü işlerimi unuttuğumdan değildir. Böyle yapıyorum ki, gökyüzü ve içindekiler, yeryüzü ve üzerindekiler pişmanlık itirafımı ve sana sığınıp tövbe edişimi duysunlar. Duyup da rahmetinle hâlime acısınlar; içinde bulunduğum kötü durumdan etkilenerek bana dua etsinler.

                        Bakarsın, onların duası, katında daha çabuk kabul olur; şefaatleriyle gazabından kurtulur, hoşnutluğunu elde etmiş olurum. Allah'ım! Eğer pişmanlık tövbeyse, ben pişman olanların en pişmanıyım. Eğer günahları terk etmek sana dönmekse, ben sana dönenlerin ilkiyim. Ve eğer mağfiret dilemek, günahların dökülmesine sebep oluyorsa, hiç kuşkusuz ben, senden mağfiret dileyenlerdenim. Allah'ım! Sen tövbeyi emretmiş ve kabul buyuracağını söylemişsin. Dua etmemizi istemiş ve icabet edeceğini vadetmişsin. O hâlde, Muhammed ve Âline salât eyle ve tövbemi kabul buyur; rahmetine olan ümidimi ye'se dönüştürme. Hiç kuşkusuz, sen günahkârların tövbesini kabul buyuransın; suç işleyip de sana dönenlere pek merhametlisin. Allah'ım! Bizi Muhammed ile hidayet ettiğin gibi, ona ve Âline salât eyle.

                        Bizi Muhammed ile kurtardığın gibi, ona ve Âline salât eyle. Kıyamet günü, sana muhtaç olduğumuz gün bize şefaatçi olacak bir salât ile Muhammed ve Âline salât eyle. Hiç kuşku yok, sen her şeye kadirsin ve bu, sana pek kolaydır.
                        Derdin kendindedir bilmiyorsun, derman yine sendedir görmüyorsun, içine koca bir alem yerleştirilmiş; sen hala kendini küçük bir şey zannediyorsun. / Hz. Ali (as)

                        Yorum


                          #42
                          Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

                          [color=red ]Gece Namazında Okuduğu Dua[/color]

                          Allah'ım! Ey hükümranlığı ebedî ve sürekli olan! Ey ordusuz ve yardımcısız güçlü ve yenilmez olan! Ey günlerin, ayların, yılların ve asırların geçmesine rağmen izzeti baki olan! Saltanatın o kadar güçlü ve sarsılmaz ki, ne başladığı bir evveli var, ne de biteceği bir sonu. Hükümranlığın o kadar yüce ki, kimse onun sonuna ulaşamaz ve niteleyenler, onun en aşağı mertebesini bile niteleyemezler.

                          Sıfatlar, sende kaybolmuştur. Nitelikler, yüceliğine dayanamayıp dağılmıştır. Çok ince düşünen akıllar dahi, büyüklüğünün karşısında hayran kalmıştır. Sen, ilkliğinde ilk olan Allah'sın. Bununla birlikte zevali olmayan daimî de sensin. Ben ise ameli az, emeli çok, güçsüz bir kulum. Rahmetinle koruduğun hariç, tüm bağlantı vesileleri elimden çıkmıştır. Affına olan ümidimin dışında, hiçbir ümidim kalmamıştır. Sana itaat olarak sayabileceğim amelim pek az, isyan olarak itiraf edeceğim şeyler ise pek çoktur. Ancak, ne kadar kötü de olsa, kulunu affetmek, sana güç değildir. O hâlde, beni affet. Allah'ım! İşlerin gizliliklerini ilminle kuşatmışsın. Bilginin yanında her gizli açıktır. En ince, en zarif işler; en gizli sırlar, sana gizli değildir. Ben, helâk edici küçük günahlardan ve yok edici büyük işlerden sana kaçmış, sana sığınmış iken, beni aldatmak için senden mühlet isteyip de mühlet verdiğin, beni saptırmak için kıyamete kadar bekletilmesini isteyip de beklettiğin düşmanın (Şeytan) bana musallat olmuş ve beni yere yıkmıştır.

                          Sana karşı gelip kötü çabamla gazabını hak ettikten sonra da aldatma perdesini kaldırıp beni ve işimi yadırgayarak bana sırt çevirmiş, benden kaçmış ve beni gazabının sahrasında yalnız bırakmış, intikamının avlusuna atmıştır. Ne katında bana şefaat edebilecek bir şefaatçi, ne sana karşı bana güvence verebilecek bir güç sahibi, ne beni senden koruyabilecek bir kale, ne de senden kaçarken sığınabileceğim bir sığınak var. Sana sığınıp suçunu itiraf edenin durumu, bu. O hâlde, fazlın beni kapsamalı; affın hâlime şamil olmalı; tövbe eden kullarının en nasipsizi, ümitle kapına gelenlerin en ümitsizi olmamalıyım. Beni bağışla.

                          Hiç kuşkusuz, sen, bağışlayanların en iyisisin. Allah'ım! Sen emrettin, ben terk ettim. Sen sakındırdın, ben işledim. Kötü düşünce, yanlışı bana süsledi; içine düştüm. Orucuma tanık tutabileceğim bir gündüz, teheccüt ile geçirdiğimden dolayı medet umabileceğim bir gece yok. Yerine getirmeyenin helâkine sebep olacak farzlarının dışında, ihya ettiğim için övülebileceğim bir sünnet bilmiyorum. Benim için fazilet sayılabilecek müstehap bir amelim bulunmamakla birlikte, farzlarının birçoğundan da gaflet etmişim; belirlediğin sınırlara riayet etmeyerek yasaklarının birçoğunu çiğnemiş, birtakım büyük günahları irtikâp etmişim. Ama bununla birlikte sen, lütfunla beni rüsva etmemiş, çirkinliklerimi örtmüşsün.

                          Benim durumum, kendinden yana senden utanan, kendine kızgın, senden hoşnut olan, tam bir teslimiyet ve tevazu ile sana gelen, günahların ağırlığından beli bükülen, sana ümidi olduğu hâlde senden korkan, ümit edilmeye en lâyık ve yasaklarından sakınılması en gerekli olan kimse olarak seni gören birinin durumudur. O hâlde, ey Tanrım, ümit ettiğimi bana ver; korktuğumu başıma getirme ve rahmetinin getirilerini bana ihsan eyle. Hiç kuşkusuz, sen, umulanların en cömerdisin. Allah'ım! Şu fena evinde, denklerimin huzurunda, affınla kötülüklerimi örttüğün, lütfunla beni rüsva etmediğin gibi, beka evinde de, mukarrep melekler, mükerrem resuller, şahitler/şehitler ve salihlerden oluşan tanıkların durdukları yerlerde, kötülüklerimi gizlemeye çalıştığım komşuların, gizlide yaptıklarımı bilmelerinden şiddetle kaçındığım akrabaların huzurunda beni rüsva etme. Tanrım! Onların kötülüklerimi örteceğine güvenmedim; fakat senin bağışlayacağına güvendim. Çünkü güvenilmeye en lâyık olan, kendisinden bir şey istenilenlerin en eli açık olanı, merhameti umulanların en şefkatlisi, sensin. O hâlde, bana merhamet eyle.

                          Allah'ım! Sen, beni hakir bir su olarak, kemikleri birbirine girmiş, yolları dar bir omurgadan, perdelerle kapladığın dar bir rahme indirdin. Orada beni hâlden hâle evirip çevirdin; benim için birtakım uzuvlar öngördün; nihayet son şeklimi aldım. Bu evreleri sen, Kitabında; nutfe, sonra kan pıhtısı, sonra et parçası, sonra kemik, sonra kemiğe et giydirme, sonra da dilediğin gibi bambaşka bir yaratık meydana getirme olarak nitelendirmişsin. (Mü'minun, 14) Rızkına muhtaç olup ihsanının imdada yetişmesine kesin gereksinim duyduğum zaman da, beni karnına yerleştirip rahmine koyduğun cariyenin yiyecek ve içeceğinin fazlasından benim için azık oluşturdun.

                          Tanrım! Eğer o hâllerde beni kendi gücümle baş başa bırakıp kendi kuvvetimle yetinmeye mecbur kılsaydın, güç benden ayrılır, kuvvet benden uzaklaşırdı. Lütfunla şefkatli, bilgili ve iyi bir besleyici olarak beni besledin ve bunu kereminle bugüne kadar hep yaptın. İhsanının kesildiği, lütfunun azaldığı bir dönem bilmiyorum. Bununla birlikte bir türlü güvenimi sağlamlaştırıp da kendimi, benim için katında daha hayırlı olan işe (ibadete) veremiyorum.

                          Çünkü Şeytan, dizginimi eline almış; (rızk konusunda) güvensizliğe, inançsızlığa sürüklemiştir beni. Onun, bana kötü komşuluğunu, nefsimin ona itaat edişini sana şikâyet ediyor, bana musallat olmasından sana sığınıyor ve hilesini benden geri çevirmeni niyaz ediyorum. Senden, rızkımı kolay bir yoldan vermeni istiyorum. Çünkü sen, ben istemeden önce, bana büyük nimetler vermiş, bunların karşısında şükretmeyi bana ilham etmiş, böylece tüm övgüleri kendine özgü kılmışsın. O hâlde Muhammed ve Âline salât eyle ve rızkımı elde etmeyi bana kolaylaştır. Beni, kendisine mukadder edilene yetinen, kendisine ayrılan paya razı olanlardan kıl. Cismimin ve ömrümün geçip giden bölümünü sana itaatte geçmiş kabul et.

                          Hiç kuşku yok, sen, rızk verenlerin en iyisisin. Allah'ım! Sana isyan edene karşı katılığının göstergesi olan ve hoşnutluğundan yüz çevireni kendisiyle tehdit ettiğin, aydınlığı karanlık, kolayı acıklı ve uzağı yakın olan ateşten sana sığınırım. (Allah'ım!) Bir kısmı bir kısmını yutan, bir kısmı bir kısmına saldıran ateşten; kemikleri çürüten, ehline kaynar su içiren, kendisine yalvarana acımayan, kendisinden şefkat dileyene merhamet etmeyen, kendisine boyun eğip teslim olana azabını hafifletmeye gücü yetmeyen, oturanlarını sahip olduğu acıklı ve şiddetli azabının en yakıcısıyla karşılayan ateşten sana sığınırım.

                          Onun, ağızları açık akreplerinden, azı dişleriyle sokmaya hazır yılanlarından, oturanlarının bağırsakları ve yüreklerini parçalayan, kalplerini kazıyan içeceğinden sana sığınırım. Senden, beni ondan uzaklaştıracak, ondan alıkoyacak olan şeye hidayet etmeni istiyorum. Allah'ım! Muhammed ve Âline salât eyle ve bol rahmetinle beni ondan koru; güzel affınla sürçmelerimi bağışla ve beni hor kılma; ey güven verenlerin en iyisi! Allah'ım! Hiç şüphe yok, sen, hoşlanılmayandan korur, hoşlanılanı verir ve dilediğini yaparsın.

                          Sen, her şeye kadirsin. Allah'ım! İyiler anıldığı zaman Muhammed ve Âline salât eyle. Gece gündüz birbirini kovaladığı sürece Muhammed ve Âline salât eyle; bir salât ki, ardı arkası kesilmesin, sayıya sığmasın; havayı, yeri, göğü doldursun. Razı olana kadar Allah ona salât etsin; razı olduktan sonra da Allah ona salât etsin; bir salât ki, sınırı ve bitimi olmasın. Ey merhamet edenlerin en merhametlisi!
                          Derdin kendindedir bilmiyorsun, derman yine sendedir görmüyorsun, içine koca bir alem yerleştirilmiş; sen hala kendini küçük bir şey zannediyorsun. / Hz. Ali (as)

                          Yorum


                            #43
                            Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

                            Allah’tan Hayır İsteme Hakkındaki Duası

                            Allah'ım! Bildiğin için, senden hayrı istiyorum. O hâlde, Muhammed ve Âline salât eyle ve benim için hayrı mukadder et. İyiyi seçebilme bilgisini bana ver. Bunu, bizim için mukadder ettiğin şeye hoşnutluk ve hakkımızda hükmettiğin şeye teslimiyet vesilesi kıl. Kuşkulanma kaygısını bizden uzaklaştır. İhlâslı kullarının yakiniyle bizi destekle.

                            Senin seçtiğini anlayamama aczine düşürme bizi. Yoksa, takdirini küçümser; hoşnutluğunun bulunduğu şeylerden hoşlanmaz; güzel sonucu olmayanı, selâmete aykırı olanı seçeriz. Hoşlanmadığımız yargını sevdir bize. Güç bulduğumuz hükmünü kolaylaştır bize. Hakkımızda geçerli olan iradene teslimiyeti bize ilham et.

                            Böylece öne aldığının gecikmesini, geciktirdiğinin öne alınmasını istemeyelim; sevdiğinden hoşlanalım; sevmediğini seçmeyelim. İşimizi sonuç olarak en övgün, dönüş olarak en saygın olan ile bitir. Hiç kuşku yok, sen, büyük ve değerli nimetler verir, dilediğini yaparsın; sen, her şeye kadirsin.
                            Derdin kendindedir bilmiyorsun, derman yine sendedir görmüyorsun, içine koca bir alem yerleştirilmiş; sen hala kendini küçük bir şey zannediyorsun. / Hz. Ali (as)

                            Yorum


                              #44
                              Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

                              Musibete Uğradığı Veya Günah Sebebiyle Kötü Duruma Düşen Birini Gördüğü Zaman

                              Allah'ım! Bilip de örtme ve haberi olup da cezalandırmama övgüsü sana özgüdür. Bizlerden her biri, birtakım ayıp işler yapmıştır, ama sen onu o işleriyle tanıtmamışsın; birtakım çirkin fiiller işlemiştir, ama sen onu rüsva etmemişsin; kötülüklere bürünmüştür, ama sen kimseyi onun bu hâline vâkıf kılmamışsın. Nice yasaklarını çiğnemiş, bize bildirdiğin nice emirlerini aşmış, nice kötülükleri kazanmış ve nice yanlışlıklara düşmüşüz ki, bakanlar/görenler değil, sen onları biliyordun ve onları açığa vurmaya herkesten çok kadirdin. Fakat sen, bize bahşettiğin selâmet hâliyle, insanların ayıplarımızı görmesine, rezaletlerimizi duymasına engel oldun.

                              O hâlde, ayıplarımızı örtmeni ve çirkin işlerimizi gizlemeni; bizler için kötü huydan ve çirkin işlerden engelleyici, günahları silen tövbeye ve övülen yola özendirici bir öğütçü kıl. Bunu en yakın zamanda gerçekleştir ve bizi senden gafil olmaya duçar etme. Çünkü artık sana yönelmiş ve günahlardan tövbe etmişiz. Allah'ım! Yaratıklarının içinden beğenip seçtiğin Muhammed'e ve onun, temiz kullarının seçkini olan soyuna salât eyle ve bizleri, emrettiğin gibi, onları dinleyenler, onlara itaat edenler kıl.
                              Derdin kendindedir bilmiyorsun, derman yine sendedir görmüyorsun, içine koca bir alem yerleştirilmiş; sen hala kendini küçük bir şey zannediyorsun. / Hz. Ali (as)

                              Yorum


                                #45
                                Ynt: Sahife-i Seccadiye Dua Pınarı

                                Allah razı olsun emeklerinizden dolayı
                                Yezid,bu yaptıklarınla ancak kendi derini yüzdün ve kendi etini parçaladın. Çok sürmeyecek;Peygamberin evlatlarının kanını akıtmak ve Ehl-i Beyt'ine saygısızlıkta bulunmakla yüklendiğin bu vebalin altında Peygamberin huzuruna çıkacaksın.Ogün Allah onları bir araya toplayacak ve haklarını alacaktır.

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X