Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Receb, Şaban VE Ramazan Aylarının Fazilet Ve Amelleri

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #61
    Ynt: Receb, Şaban VE Ramazan Aylarının Fazilet Ve Amelleri

    12- Resulullah'ın (s.a.a) bu gecede yaptığı secdeleri yapmak ve secdede okuduğu duaları okumak.
    Merhum Şeyh Tusî'nin nakline göre Hammâd İbn İsa, İmam Sadık-'tan (a.s) şöyle rivayet etmiştir:

    "Bir şaban ayının on beşinci gecesi, Hz. Resulullah (s.a.a) zevcesi Âişe'nin yanındaydı. Gece yarısı olduğunda Resulullah (s.a.a) ibadet için yataktan kalktı. Eşi Âişe, uyandığında Resulullah'ı yatağında göremeyince, efendimizi diğer hanımlarının yanında zannederek kıskançlık duygusu kabardı ve yatağından kalkıp diğer hanımların odasına başvurarak, Resulullah'ı aramaya koyuldu. Bir miktar aradık-tan sonra, Resulullah'ı yere yapışmış bir elbise gibi secde hâlinde buldu. Resul-i Ekrem'e (s.a.a) yaklaştığında secdede şu duayı okudu-ğunu duydu:

    سَجَدَ لَكَ سَوَادي وَخَيَالي، وَآمَنَ بِكَ فُؤَادي، هذِهِ يَدَايَ وَمَا جَنَيْتُهُ عَلي نَفْسي، يَا عَظيمُ تُرْجي لِكُلِّ عَظيمٍ، اِغْفِرْ لِيَ الْعَظيمَ فَاِنَّهُ لاَيَغْفِرُ الذَّنْبَ الْعَظيمَ اِلاَّ الرَّبُّ الْعَظيمُ.

    "(ALLAH'ım!) Bütün vücudum ve hayalim sana secde eder ve gönlüm sana inanır. İşte ellerim ve işte nefsime karşı işlediğim cinayetler. Ey büyük işlerde kendisine ümit bağlanan büyük, benim büyük günahlarımı bağışla; çünkü büyük günahı ancak büyük Rab bağışlar."

    Sonra başını secdeden kaldırıp tekrar secdeye gitti; bu sefer şu duayı okuduğunu duydu:

    اَعُوذُ بُنُورِ وَجْهِكَ الَّذي اَضاءَتْ لَهُ السَّماواتُ وَالاَْرَضُونَ، وانْكَشَفَتْ لَهُ الظُّلُماتُ، وَصَلَحَ عَلْيْهِ اَمرُ الاَْوَّلينَ وَالاْخِرينَ، مِنْ فُجْأَةِ نِقْمَتِكَ، وَمِنْ تَحْويلِ عافِيَتِكَ، وَمِنْ زَوالِ نِعْمَتِكَ، اَللّـهُمَّ ارْزُقْني قَلْباً تَقِيّاً نَقِيّاً، وَمِنَ الشِّرْكِ بَرياً لا كافِراً وَلا شَقِياً.

    "(ALLAH'ım!) Gökleri ve yerleri aydınlatan, karanlıkları yok eden, baştaki ve sondakilerin işini ıslâh edip onları ani azabından, (verdiğin) afiyet ve selametin değişmesinden ve nimetin yok olmasından koruyan Vech'inin nuruna sığınıyorum. ALLAH'ım! Bana takvalı, temiz, şirkten uzak olan, kâfir ve bedbaht olmayan bir kalp nasip eyle."

    Sonra da yüzünün sağ ve sol taraflarını toprağa koyarak şöyle söyledi:

    عَفَّرْتُ وَجْهي فِي التُرابِ وَحُقَّ لي اَنْ اَسْجُدَ لَكَ،

    "Yüzümü (secde) toprağına sürdüm; zaten bana yakışan da sana secde etmekti."

    Resulullah (s.a.a) geri dönmek istediği zaman, zevcesi Âişe, aceleyle yatağa döndü. Hz. Resulullah (s.a.a) yanına geldiğinde, Âişe'nin hızlı soluk alıp verdiğini görünce, şöyle buyurdu:

    "Nedir bu hızlı solumalar? Bu gecenin hangi gece olduğunu biliyor musun? Bu, şabanın on beşinci gecesidir. Bu gecede rızklar bölünür; eceller yazılır; hacca gidecekler kaydedilir. Hiç şüphesiz bu gecede ALLAH, Kelb kabilesindeki keçilerin kıllarının sayısı kadar yarattıklarını bağışlar ve meleklerini gökyüzünden, yeryüzünde bulunan Mekke'ye gönderir."
    "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

    Yorum


      #62
      Ynt: Receb, Şaban VE Ramazan Aylarının Fazilet Ve Amelleri

      14- Bu gecede Cafer-i Tayyar namazının kılınmasını, Merhum Şeyh Tusî, İmam Rıza'dan (a.s) rivayet etmiştir. Bu namazın kılınış şekli "Mefâtihü'l-Cinân" kitabının ilk bölümünde açıklanmıştır.

      15- Bu gece için rivayet edilen namazları kılmak. Ezcümle Ebu Yahya San'anî ve otuz güvenilir kişi İmam MUHAMMED Bâkır (a.s) ve İmam Cafer Sadık'tan (a.s) şöyle rivayet etmişlerdir: Şaban ayının on beşinci gecesi olduğunda, her rekâtta Fâtiha ve İhlâs Suresi'ni yüz defa okuma suretiyle dört rekât namaz kıl ve namaz bittikten sonra ise şu duayı oku:

      اَللّـهُمَّ اِنّي اِلَيْكَ فَقيرٌ، وَمِنْ عَذاِبكَ خائِفٌ مُسْتَجيرٌ، اَللّـهُمَّ لا تُبَدِّلِ اسمي، وَلا تُغَيِّرْ جِسْمي، وَلاتَجْهَدْ بَلائي، وَلاتُشْمِتْ بي اَعْدائي، اَعُوذُ بِعَفْوِكَ مِنْ عِقابِكَ، وَاَعُوذُ بِرَحْمَتِكَ مِنْ عَذابِكَ، وَاَعُوذُ بِرِضاكَ مِنْ سَخَطِكَ، وَاعُوذُ بِكَ مِنْكَ، جَلَّ ثَناؤُكَ، اَنْتَ كَما اَثْنَيْتَ عَلى نَفْسِكَ وَفَوْقَ مايَقُولُ الْقائِلُونَ.

      "ALLAH'ım! Ben sana muhtacım; azabından korkup (sana) sığını-yorum. ALLAH'ım! İsmimi değiştirme; cismimde değişiklik meydana getir-me; beni zor imtihan ve belâya tâbi tutma; düşmanlarımı bana karşı sevindirme.
      (ALLAH'ım!) vereceğin cezadan affına, azabından rahmetine, gazabın-dan hoşnutluğuna ve senden sana sığınıyorum. Senin (medh ü) senan yücedir; sen, kendini methettiğin gibisin ve bütün vasfedenlerin vasfından ötesin."

      Bu gecede yüz rekât namaz kılmak hakkında da hadis-i şerifte çok fazilet zikredilmiştir. Bu yüz rekât namaz, her rekâtta bir Fâtiha ve on İhlâs okunarak kılınır.
      Bu gece her rekâtta, Fâtiha, Yâsin, Tebâreke ve İhlâs sureleri okunarak kılınan bir de altı rekâtlık bir namaz vardır ki, kılınış şekli detaylı olarak, recep ayının amellerinin on üç, on dört ve on beşinci gecelerinin amelleri bölümünde zikredilmiştir.

      On Beşinci Gün

      Bugün Milâd (Doğum) bayramıdır. Bu gün mevlamız ve efendimiz, on ikinci imamımız, Hz. Mehdi Hüccet-İbn'il-Hasan, Sahibü'z-Zaman'ın mübarek doğum günüdür. (Ona ve babalarına ALLAH'ın salât ve selâmı olsun).
      Hiç şüphesiz ALLAH'ın emriyle bir gün zuhur ve kıyam edip bütün dünyayı adaletle dolduracaktır.
      Bu günde ve her zaman ve her mekânda o yüce İmam'ı ziyaret etmek ve zuhuru için dua etmek müstehaptır.
      "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

      Yorum


        #63
        Ynt: Receb, Şaban VE Ramazan Aylarının Fazilet Ve Amelleri

        Bu Ayın Diğer Günlerine Ait Ameller

        İmam Rıza'dan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir:
        "Kim şabanın son üç gününü oruç tutup, ramazan ayına birleşti-rirse, ALLAH-u Teâlâ onun için iki ay ardarda tutulan orucun sevabını yazar."

        Yine İmam Rıza'nın (a.s) ashabından olan Eba Salt-i Hirevî'den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: Şabanın son cumasında İmam Rıza'nın (a.s) yanına gittim; İmam (a.s) bana buyurdu ki:

        "Ey Eba Salt, şabanın çoğu bitti ve işte bu onun son cumasıdır. Şu geriye kalan günlerde geçmiş ihmalkârlıklarını telâfi etmeye çalış; seni ilgilendiren faydalı şeylerle meşgul olmaya koyul; çok dua ve istiğfar et; çok Kur'ân oku ve günahlarından tövbe et; öyle ki ramazan ayı geldiğinde artık ALLAH'a muhlis bir hâle gelesin (ve o hâl üzere ramazan ayına giresin). O hâlde, boynunda yerine ulaştırmadığın bir emanet kalmasın; kalbinde herhangi bir mümine karşı çıkarmadığın bir kin bulunmasın. Önceden yaptığın bütün günahlardan uzaklaşmalısın. Gizli ve aşikâr her şeyinde ALLAH'tan kork ve ona tevekkül et. "Kim ALLAH'a tevekkül ederse, O, ona yeter."

        Bu ayın geriye kalan zamanlarında şu duayı çok oku:

        اَللّـهُمَّ اِنْ لَمْ تَكُنْ غَفَرْتَ لَنا فيما مَضى مِنْ شَعْبانَ فَاغْفِرْ لَنا فيما بَقِيَ مِنْهُ"

        ALLAH'ım! Eğer şabanın geçmiş günlerinde bizi affetmemiş isen, geriye kalmış günlerinde bizi bağışla."
        "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

        Yorum


          #64
          Ynt: Receb, Şaban VE Ramazan Aylarının Fazilet Ve Amelleri

          Şaban Ayının Son Gecesinin Amelleri

          Merhum Şeyh Tusî Haris b. Muğiratü'n-Nasrî'-den şöyle rivayet etmiştir:

          İmam Sadık (a.s) şabanın son ve ramazanın ilk gecesinde şu duayı okurdu:

          اَللّـهُمَّ اِنَّ هذَا الشَّهْرَ الْمُبارَكَ الَّذي اُنْزِلَ فيهِ الْقُرآنُ وَجُعِلَ هُدىً لِلنّاسِ وَبَيِّناتِ مِنَ الْهُدى وَالْفُرْقانِ قَدْ حَضَرَ فَسَلِّمْنا فيهِ وَسَلَّمْهُ لَنا وَتَسَلِّمْهُ مِنّا في يُسْر مِنْكَ وعافِيَة، يا مَنْ اَخَذَ الْقَليلَ، وَشَكَرَ الْكَثيرَ، اِقْبَل مِنِّى الْيَسيرَ، اَللّـهُمَّ اِنّي اَساَلُكَ اَنْ تَجْعَلَ لي اِلى كُلِّ خَيْر سَبيلاً، وَمِنْ كُلِّ ما لا تُحِبُّ مانِعاً، يا اَرْحَمَ الرّاحِمينَ، يا مَنْ عَفا عَنّي وَعَمّا خَلَوْتُ بِهِ مِنَ السَّيِّئاتِ، يا مَنْ لَمْ يُؤاخِذْني بِارْتِكابِ الْمَعاصي، عَفْوَكَ عَفْوَكَ عَفْوَكَ ياكَريمُ، اِلـهي وَعَظتَني فَلَمْ اَتَّعِظْ، وَزَجَرْتَني عَنْ مَحارِمِكَ فلَمْ اَنْزَجِرْ، فَما عُذْري، فَاعْفُ عَنّي يا كَريمُ، عَفْوَكَ عَفْوَكَ، اَللّـهُمَّ اِنّي اَساَلُكَ الرّاحَةَ عًنْدَ الْمَوْتِ، وَالْعَفْوَ عِنْدَ الْحِسابِ، عَظُمَ الذَّنْبُ مِنْ عَبدِكَ فَلْيَحْسُنِ التَّجاوُزُ مِنْ عِنْدِكَ، يا اَهْلَ التَّقْوى وَيا اَهْلَ الْمَغْفِرَةِ، عَفْوَكَ عَفْوَكَ، اَللّـهُمَّ اِنّي عَبْدُكَ ابْنُ عَبْدِكَ وابنُ اَمَتِكَ، ضَعيْفٌ فَقيرٌ اِلى رَحْمَتِكَ وَاَنْتَ مُنْزِلُ الْغِنى والْبَرَكَةِ عَلَى الْعِبادِ قاهِرٌ مُقْتَدِرٌ اَحْصَيْتَ اَعمالَهُمْ، وَقَسَمْتَ اَرْزاقَهُمْ، وَجَعَلْتَهُمْ مُخْتَلِفَةً اَلْسِنَتُهُمْ وَاَلْوانُهُمْ خَلْقاً مِنْ بَعْدِ خَلْق، وَلايَعْلَمُ الْعِبادُ عِلْمَكَ، وَلا يَقْدِرُ الْعِبادُ قَدْرَكَ، وَكُلُّنا فَقيرٌ اِلى رَحْمَتِكَ، فَلا تَصْرِفْ عَنّي وَجْهَكَ، واجْعَلْني مِنْ صالِحِي خَلْقِكَ الْعَمَلِ وَالاْمَلِ وَالْقَضاءِ وَالْقَدَرِ، اَللّـهُمَّ اَبْقِني خَيْرَ الْبَقاءِ، وَاَفِنني خَيْرَ الْفَناءِ عَلى مُوالاةِ اَوْلِيائِكَ وَمُعادةِ اَعْدائِكَ، والرَّغْبَةِ اِلَيْكَ، والرَّهْبَةِ مِنْكَ وَالْخُشُوعِ وَالْوَفاء وَالتَّسْليمِ لَكَ وَالتَّصْديقِ بِكِتابِكَ وَاتّباعِ سُنَّةِ رَسُولِكَ، اَللّـهُمَّ ما كانَ في قَلْبي مِنْ شَكٍّ اَوْ رَيْبَة اَوْ جُحُود اَوْ قُنُوط اَوْ فَرَح اَوْ بَذَخ اَوْ بَطَر اَوْ خُيَلاءِ اَوْ رِياء اَوْ سُمْعَة اَوْ شِقاق اَوْ نِفاق اَوْ كُفْر اَوْ فُسُوق اَوْ عِصْيان اَوْ عَظَمَة اَوْ شَيء لا تُحِبُّ فَاَسْأَلُكَ يا رَبِّ أنْ تُبَدِّلَني مَكانَهُ ايماناً بِوَعْدِكَ، وَوَفاءً بِعَهْدِكَ، وَرِضاً بِقَضائِكَ، وَزُهْداً فِي الدُّنْيا، وَرَغْبَةً فيما عِنْدَكَ، وَاَثَرَةً وَطُمَأنينَةً وَتَوْبَةً نَصُوحاً اَساَلُكَ ذلِكَ يا رَبَّ الْعالَمينَ، اِلـهي اَنْتَ مِنْ حِلْمِكَ تُعْصى، وَمِنْ كَرَمِكَ وَجُودِكَ تُطاعُ، فَكَانَّكَ لَمْ تُعْصَ وَاَنَا وَمَنْ لَمْ يَعْصِكَ سُكّانُ اَرْضِكَ، فَكُنْ عَلَيْنابِالْفَضْلِ جَواداً، وَبِالْخَيْرِ عَوّاداً يا اَرْحَمَ الرّاحِمينَ، وَصَلَّى اللهُ عَلى مُحَمَّد وَآلِهِ صَلاةً دائِمَةً لا تُحْصى وَلا تُعَدُّ وَلا يَقْدِرُ قَدْرَها غَيْرُكَ يا اَرْحَمَ الرّاحِمينَ.

          "ALLAH'ım! İşte halkı hidayet etmek, hidayet için açık delilleri açıklamak ve hakkı batıldan ayırmak için Kur'ân'ı indirdiğin mübarek ay gelip çattı. (ALLAH'ım!) Bu ayda bizi sağlık ve selamet içerisinde tut; bu ayı bizim için selamet eyle ve (sonunda) onu bizden rahatlık ve afiyet içinde teslim al. Ey az olanı kabul edip karşılığında çok mükâfat veren! (Şu) az amelimi benden kabul buyur. ALLAH'ım! Benim için her hayra doğru bir yol açmanı ve sevmediğin her şeyden beni alıkoyacak bir engel çıkarmanı diliyorum senden, ey merhametlilerin en merhametlisi! Ey beni ve gizlide yaptığım kötülükleri affeden, ey yaptığım günahlardan dolayı beni (he-men) cezalandırmayan! Affını diliyorum, affını diliyorum, affını diliyorum, ey Kerim (ALLAH)! Ey benim ilâhım! Sen bana öğüt verdin, (ama) ben öğüdünü tutmadım; haram kıldığın şeylerden beni sakındırdın, (ama) ben sakınmadım. Huzuruna sunacak bir mazeretim var mı artık?! Sen beni affet, ey Kerim; affını diliyorum, affını diliyorum.

          ALLAH'ım! Ben, ölüm anında rahatlık ve hesap sırasında affını diliyo-rum senden. Kulunun günahı büyüktür, senin affın iyi olsun, ey takva ve ey mağfiret ehli olan (Rabbim)! Affını diliyorum, affını diliyorum. ALLAH'ım! Ben senin kulun ve senin kulun olan bir (babanın) ve cariyen olan (bir annenin) oğluyum; zayıfım ve rahmetine muhtacım; sen ise zenginlik ve bereketi kullarına indirensin. Kahreden ve muktedir yine sensin. Kulla-rının amellerini saymış, rızklarını bölmüş, dillerini ve renklerini farklı kılmış ve onları ardı ardına yaratmışsın. (ALLAH'ım!) Kullar senin bildiğini bilemez, (yüce) kadrini ölçemezler. Hepimiz senin rahmetine muhtacız. (ALLAH'ım!) Yüzünü benden çevirme; beni, amel, arzu, kaza ve kader açısından yaratıklarının en iyilerinden kıl. ALLAH'ım! Beni en iyi hâlde yaşat ve en iyi hâlde öldür. Evet, dostlarına dost, düşmanlarına düşman olduğum, sana kavuşmaya müştak ve gazabından korktuğum bir hâlde, huşulu, ahdine sâdık kalmış, sana teslim olmuş, kitabını tasdik etmiş ve Peygam-ber'inin sünnetine uymuş bir şekilde (sana kavuşmamı sağla.)

          ALLAH'ım! Kalbimde şüphe, tereddüt, inkâr, yeis, (günah) sevinci, isyan, ayyaşlık, azgınlık, kibir, riya, götseriş, fitne, nifak, küfür, fısk, günah, böbürlenmek veya sevmediğin herhangi bir şey varsa, ey Rabbim, (onları kalbimden silip) yerine, vaadine iman, ahdine sadakat, kaza (ve kaderime) razı olmayı, dünyada züht ile yaşamayı, indinde olana rağbet göstermeyi, bilinç ve gönül rahatlığını, ihlâslı bir tövbeyi yerleştir; bütün bunları senden diliyorum ey Âlemlerin Rabbi! Ey mabudum! (Sen o kadar hilim ve tahammül sahibisin ki, kulların,) hilmine güvenerek sana karşı günah işliyorlar; senin kerem ve cömertliğine güvenerek sana itaat ediyorlar; ama sen onlara, hiç günah işlememişler gibi davranıyorsun. (ALLAH'ım!) Sana karşı günah işlemeyenlerle ben, yarattığın aynı yeryüzünde yaşamaktayız. O hâlde bize karşı kendi fazl u kereminle cömert davran ve sürekli bize hayır ve ihsanlar lütfeyle; ey merhametlilerin en merhametlisi! ALLAH'ın, daimî rahmeti MUHAMMED ve Ehlibeyt'inin üzerine olsun; öyle bir rahmet ki sayı ve miktarını senden başka kimse ölçemesin, ey merhametlilerin en merhametlisi!"
          "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

          Yorum

          YUKARI ÇIK
          Çalışıyor...
          X