Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

İşte buna derler gerçek Alevi

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #16
    Ynt: İşte buna derler gerçek Alevi

    faramirofgondor'un çirkin üslubunu kınıyor alevican'ın inadına hoş üslubunu takdir ediyorum.

    Yorum


      #17
      Ynt: İşte buna derler gerçek Alevi

      ...EDİT...

      Yorum


        #18
        Ynt: İşte buna derler gerçek Alevi

        ...EDİT...

        Yorum


          #19
          Ynt: İşte buna derler gerçek Alevi

          Yanılıyorsun faramirofgondor şiiler senin sevdiğin halifeleri sevmezler ama alevileri severler. ben de yeni şii olduğum zamanlar sünnilerin etksiyle yetişmiş biri olarak alevileri sevmezdim. aynen senin gibi eleştirirdim. örneğin facebookta bir alevi bayan açıktı ben ona Kur'an'dan örtü ayetini yazarak yumuşak da bir uslupla dedim en çok aleviler Kur'an'a bağlıdır ve en çok onların örtü konusunda hassas olmaları doğaldır. yani kibarca Kur'an örtün diyor sen de örtün dedim.

          orada bulunan ve benim de dışardan tanıdığım bir Ehlibeyt Alimi, (gerekirse adını da verebilirim) beni şiddetle uyardı. Onlar Ehlibeyt aşığıdır. Ehlibeyt dendiğinde gözleri nasıl parlıyor görmüyor musun yüzlerindeki imanı, onlara Ehlibeyt sevgisinden söz etmelisin ortak noktamız budur dedi.

          yine Bahreyn'de yeni yeni ayaklanmaların başladığı zamanlardaydı, biz kevser Ehlibeyt gençliği olarak Bahreyn zulmüne dikkat çekip kamuoyu oluşturma amacıyla Bahreyn zulmünü konu edinmiş resim sergisi açıyorduk. çevredekileri de davete gidip haber veriyorduk. Pir Sultan Abdal Derneğine gittik. Alevicanlara Bahreynden söz ediyorum, Ehlibeyt dedikçe gözleri parlıyor, dedim Bahreyn'de İmam Hüseyn adına ne varsa yıkıyorlar, Ehlibeyt aşıklarına olmadık zulümleri yapıyorlar benimle birlikte ilgiyle dinleyenlerin yüzleri, camiler yıkılıyor dediğimde bana katılmıyorlar Hüseyniyeler yıkılıyor dediğimde yine benimle aynı düşündüklerini iletiyorlardı.

          Ehlibeyt ortak paydamızdır. bu sayede onlarla Emperyalizm ve siyonizme karşı birlik olduk, Suriye konusunda da dğer konularda da aynı dertle dertlendik. neden sünniler teröristlerle oldu suriyede de aleviler bizimle oldu hiç düşünmedin mi?

          Yorum


            #20
            Ynt: İşte buna derler gerçek Alevi

            Kural İhlalinden Dolayı faramirofgondor adlı üyemiz 2 Nolu uyarıyı almıştır.

            Yorum


              #21
              Ynt: İşte buna derler gerçek Alevi

              ...EDİT...

              FARAMİROFGONDOR ADLI ÜYEMİZ AHLAKSIZ ÜSLUBUNDAN DOLAYI FORUMA SÜRESİZ OLARAK YASAKLANMIŞTIR...

              Yorum


                #22
                Ynt: İşte buna derler gerçek Alevi

                @AleviCan, bir kaç gündür sitede ısrarla aynı şeyleri yazıp durduğunu görüyorum; sürekli olarak "bu alevi düşmanlığınız neden" diye soruyorsun, sanki Alevilere "bakın bunlar size düşmandır" mesajı vermek istiyorsun; fakat ben bunca "düşman" sözcüğünü kullanmana karşın hiçbir düşmanlık görmüş değilim. Nitekim de et tırnağa düşmanlık eder mi?

                Buradaki insanların (soru sormaya veya öğrenmeye gelmiş sünni kardeşler hariç) hepsi alevi zaten. Yani ben, sen ve diğerleri zaten Aleviyiz. Öyleyse ben kendim Alevi olduğum halde nasıl "Alevi düşmanlığı" yapıyor olabilirim? Bazı ahmaklar vardır ki onlar Ali'den gayrı bir Alevilik icat etmişler; onlar zaten inandıkları kelimenin manasını dahi bilmeyen cahil ve hatta önemli bir kısmı kâfir kimseler. Hatta ve hatta bir kısmı da Allah düşmanı olan kimseler. Sözde Alevi derneklerinden birinin bir başkanı "Alevilik tanrı ile savaşma fikridir" demişti. Ben de bir Alevi olarak bu alçağa tabii ki itiraz ediyorum. Ona Alevilere düşmanlık ettiğim için, tam tersine benim gibi Alevilere hakaret ettiği ve zulmettiği için itiraz ediyorum. Çünkü o ve onun gibiler benim gibi Alevilerin adını kullanarak "biz Aleviler şöyle böyle inanırız" diyerek ortalıkta İslam'dan gayrı iddialar atıyorlar ortaya.

                Senin adın nedir? Örneğin Ahmet olsun. Birisi çıkıp derse ki biz Ahmetle beraber Allah'ın var olmadığına karar verdik. Sen buna itiraz etmez misin? Ne oluyor da benim adıma böyle bir şey söylersin demez misin? İşte birçok sözde Aleviler, senin ve benim gibilerin adını kullanarak böyle Ali'den uzak bir Alevilik uydurdukları için ben itiraz ediyorum. Bunu, Alevilere düşman olduğum için değil, tam tersine Aleviliği korumak için söylüyorum; ben Aleviyim dediğim halde kendi inanmakta olduğum şeye nasıl düşmanlık edebilirim?

                Gelelim eğer birisi Alevilik saz çalmak şarkı söylemektir derse, ona da itiraz ederim. Çünkü Alevilik Ali ile mescide gitmektir, Alevilik Ali'nin emaneti olan Ehl-i Beyt'e tabi olmaktır. Alevilik, Ali ile beraber peygamberi yavru bir devenin annesini takip ettiği gibi takip etmektir. Ali onlarca düşmanın arasında peygamberle beraber Kâbe'de sadece üç kişi olarak namaza dururken, onların arkasında namaza koşmak yerine onların hiçbir zaman yapmadığı bir iş olan sazlı sözlü bir işe girişmek, nasıl bir Alevilik olabilir? Oysa bu, Ali'yi terk etmektir, Ali'yi düşmanları arasında yalnız bırakmak demektir. Bir kimse Ali'nin hiç yapmadığı bir şeye nasıl Alevilik diyebilir? Ali'nin yaptıklarını yapmayan, Ali'nin yaşadığı gibi yaşamayan, Ali'nin inandığı gibi inanmayan birisi kendine Alevi diyorsa, o yalancıdır.

                Yorum


                  #23
                  Ynt: İşte buna derler gerçek Alevi

                  "garipturab" kardeşim,

                  Merak ettiğim bazı konularda, bireysel olarak Şiilerin değil de, Şia'nın-Mektebin görüşünü öğrenmeye çalışıyorum son zamanlarda. Çünkü, Şia'nın-Mektebin görüşü tüm Şiileri bağlayacaktır ve hiçbir Şii de ona itiraz edemez, karşı da gelemez artık.

                  Ben senin de mesajında bahsettiğin "Cem, Cemevi, Semah, Saz" ehli ve bu yoluna sonsuz derecede de sadık ve aşık olan Alevilerdenim. 14 masum bizim başımızın tacıdır ki bu yolumuzun onların yolu olduğuna da İMANımız-inancımız tamdır inan; bu nedenle de asla ve asla onların bu güzelim, aydınlık ve pak yolundan dönecek değiliz, Allah yazdıysa bozsun inşallah kendi adıma.

                  Bu kısacık ön bilgiden sonra şimdi sen de aşağıdaki 2 hususta Şia'nın-Mektebinizin görüşünü paylaşabilirsen-yazabilirsen-bulabilirsen çok ama çok sevinirim:
                  1. Şia, "Cem, Cemevi, Semah, Saz" ehli biz sadık (bu yollarından asla dönmeyecek, asla Sünni/Şii ya da başka birşey olmayacak!) Alevilere DOST mudur, DÜŞMAN mıdır?
                  2. Şia, "Cem, Cemevi, Semah, Saz" ehli biz sadık Alevileri İSLAM-Müslüman-Mümin olarak mı kabul etmektedir yoksa KAFİR olarak mı kabul etmektedir?

                  Saygılarımla...
                  Kızılbaş diyormuş bize imansız,
                  Kızılbaş ne demek bilir misin sen?
                  Ali'den geliyor bizim soyumuz,
                  Kızılbaş ne demek bilir misin sen?
                  Alevi ne demek bilir misin sen?
                  Kızılbaş, Alevi aynıdır.
                  Aşık Gülabi

                  Yorum


                    #24
                    Ynt: İşte buna derler gerçek Alevi

                    AleviCan kardeşim, gördüğüm kadarıyla ırkçılıktan çok eziyet çektiğiniz halde kendiniz de ırkçılığa meylediyorsunuz. Benimle aynı meşrebe sahip birçok aleviden duyduğum odur ki, "Alevi olunmaz Alevi doğulur" öğretisi hakimdir ve sizde de bunun etkilerini sezinliyorum. Dışarıdan örneğin sünni birisi sizin ceminize katılmak ve sizin düşüncenizi benimsemek isterse ona pek sıcak bakacağınıza ihtimal vermedim tavrınızdan. Elbette bu konuda biraz farklı görüş beyan edebilirsiniz, fakat madem ki kişisel görüşlerden konuşmayacağız, bu noktada Alevilerin bir kısmının temel aldığı görüşleri nazara almanızı önereceğim. Kendim de bir Alevi olduğum ve Alevi bir çevrede büyüğüdüm ve bu öğretileri aldığım için daha rahat konuşuyorum.

                    Sorulara gelirsek;

                    1- Şialar hiçbir zaman Alevilere düşman olmamıştır, çünkü kendileri Alevidir. Tam tersine bütün bir Alevi toplumu olarak hep beraber tarih boyunca eziyet görmüşlerdir ve şiilerle aleviler bu konuda dert ortağı olmuşlardır. Hz. Ali'nin "Beni bir dağ sevse musibete uğrar" sözü hepimiz için geçerlidir. Bize (bugünkü hükümet gibi) düşman olan ve bizi yer yüzünden Ali ile beraber silmek isteyen çoktur zaten; bunlar dururken bir de birbirimize mi düşmanlık edelim?

                    2- Şiilerin ve Alevilerin kader ortağı olduğunu söyledikten sonra herhalde tutup da bir Aleviye "kafir" diyebilemeyiz değil mi?

                    Bununla beraber, izah içeren sorularıma da cevap vermemişsiniz. Semah ve saz Ali'nin yaptığı işler midir? Eğer öyle değilse, buna nasıl Alevilik diyebiliriz? Yukarıda da acizane söylemiştim, Ali gibi yaşamayan kendine Alevi dememelidir, Alevi bir ailede doğmuş olmak, kişiyi otomatik olarak Alevi yapmaz. Kişinin Alevi olabilmesi, Ali'nin yaşayışı gibi yaşayabilmesi ile orantılıdır. Siz saz ve semahınıza geleneksel olarak bağlısınız, bunun din ile (ve Ali ile) bir alakası yoktur; zira Ali'nin saz çalmadığını biliyoruz, saz meclislerinde bulunmadığını da biliyoruz, semah dönmediğini de biliyoruz; bunlara mukabil onun mescitte şehit edildiğini, hutbelerini mescitte irad ettiğini, evinin kapısının mescide baktığını biliyoruz. Öyleyse şimdi karar verelim; Ali'nin gitmediği saz meclisleri düzenleyen mi Alevidir? Yoksa Ali ile beraber mescide giden mi Alevidir?

                    Yorum


                      #25
                      Ynt: İşte buna derler gerçek Alevi

                      faramirofgondor kardeşin banlanmasına neden olan münazaranızı ilgiyle ve sessizce takip ediyorum

                      بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ

                      Kim Allah’ı, O‘nun peygamberini ve inananları dost edinirse, bilsin ki şüphesiz Hizbullah galiplerin ta kendileridir.

                      Selam Olsun Korkmadan Ben De Varım Diyebilenlere!!

                      Yorum


                        #26
                        Ynt: İşte buna derler gerçek Alevi

                        “garipturab” kardeşim,

                        "Alevi olunmaz Alevi doğulur" uygulamasının ana hedefi “Hak, Muhammed, Ali”nin hem kutlu-nurlu SOYunun hem de kutlu-nurlu YOLunun aynen kendileri gibi tertemiz, masum ve PAK olarak kalmasını sağlamaya çalışmak-yardımcı olmaktır. İBADETlerimiz gösteriş için değildir ama yine de son zamanlarda CEM’lerimiz bilgilendirme amaçlı olarak TV’den bile yayınlanmaktadır (mesela, CEM Tv’de her "Perşembe akşamı" saat 19:30-20:00 gibi izlenebilir; bu ibadetimiz Kuran’daki “Cuma salatı”na, sizlerin anlayacağınız dilden ise “Cuma namazı”nıza karşılık gelmektedir!), İnternet’te de videoları bulunmaktadır! Dileyenler, merak edenler izleyebilirler, bir göz atabilirler bunlara mesela. eğer isterlerse.

                        Sorularıma verdiğin cevapların hiçbir bağlayıcılığı yok farkındasındır umarım. Bağlayıcılığı olması için kanıtlı-kaynaklı RİVAYETlerinizi ya da yine kanıtlı-kaynaklı olarak Humeyni ya da Hameney’den sözler-fetvalar getirmelisin ki tüm Şiileri bağlasın-bağlayıcı olsun! Oysa, ben Şiilerle ilgili yazışmalarımın linklerini verdim! Gir oku da bizlere olan muamelelerini bizzat gör lütfen (özellikle de “ehlibeytforum”u!)! Ayrıca, senin sorduğun, merak ettiğin pek çok konu ve daha fazlası da o linklerde konusuldu diye hatırlıyorum! Ama burada sana da cevap yazmaya çalışacağım elbette, hiç mesele değil, merakın olmasın.

                        Belli ki Hz. Ali, vd. hakkında bir şeyler öğrenmişsin, biliyorsun! Ama burada sorun şudur ki sen bu bilgileri kimlerden, kimlerin kaynaklarından edindin acaba? Görülen o ki sen bu bilgileri Sünni/Şii’lerden ve Sünni/Şii’lerin kitaplarından edinmişsin!

                        Lütfen sonra gelip de bu Sünni/Şii bilgilerinle biz Aleviliği ya da biz Alevileri yargılama, sorgulama, eleştirme, kınama! Aynı şekilde, bizlerden ve kaynaklarımızdan aldığın bilgilerle de sonra gidip Sünni/Şiiliği ya da Sünni/Şiileri yargılama, eleştirme, vs.!

                        Sünni/Şiilerin ya da Sünni/Şii MEZHEPleri USULü TARAFlı kitaplarının bizler için hiçbir önemi-değeri-bağlayıcılığı-vs. yoktur! Nasıl ki onlar için de biz Alevi-Bektaşilerin ya da Alevi-Bektaşi kaynaklarımızın hiçbir değeri-önemi-bağlayıcılığı-vs. yoksa!

                        Kusura bakma mesajların da Alevi olduğunu söylüyorsun ama “saz ve semahınıza” gibi ifadelerin senin bunları sahiplenmediğini yani senin aslında “Cemevi, Semah” ehli bir Alevi değil de aslında “camii, namaz” ehli bir Şii olduğun ihtimalini çok kuvvetlendiriyor!

                        Alevilik ve değerleri (Allah, İslam, peygamber, Hz. Ali, Ehl-i Beyt, mescid, semah, saz, vd.) hakkında merakların varsa eğer müracaat edeceğin tek ve en ahlaki-doğru-dürüst-adil yer Aleviler ve Alevi kaynaklarıdır.

                        Ama İLLA bizi anlamak istiyorsan eğer öncelikle kafandaki o sizleri adeta esir etmiş Sünni/Şii bilgileri-prangaları-zincirleri de kırarak özgürleşmelisin! Ama bizi anlamak istiyorsan EĞER tabii!

                        Sizler (gerçekten de Alevi isen-idiysen eğer tabii!) gözünüzde Sünni/Şiiliği ve öğretilerini-geleneklerini çok büyütmüş, kendinizi onlara çok kaptırmışsınız! Sizleri bu hallerde görünce üzülüyorum inan.

                        Sorularına da cevap olsun madem: Bize göre “Semah ve saz Ali'nin yaptığı işler”dir, evet. Bizler aynen “Hak, Muhammed, Ali” gibi yaşıyoruz ve bakıyoruz dine ve dünyaya hiç merakın olmasın senin!

                        “şarkı söylemek, bunun din ile (ve Ali ile) bir alakası yoktur, … biliyoruz, … biliyoruz” gibi ÇİRKİN-büyük-vs. ifadelerin olmuş! Birazcık da HADDini ve EDEBini bilirsen eğer bu senin için çok çok daha hayırlı olacaktır inan!

                        Bizim ONURumuz, NAMUSumuz olan değerlerimizden-MUKADDESATımızdan-vs. bahsederken biraz daha edepli olursan bizleri de çok sevindirmiş olursun! Bilgisizliğin-cahilliğin-daha iyi araştırmamış olman, vs. senin sorunun!

                        “Allah, İslam, peygamber, Hz. Ali, Ehl-i Beyt, 14 Masum”un senin Sünni/Şii kitaplarında yazanlardan İBARET olmadığını biraz düşünmeni tavsiye ederim! Onları kendi kitaplarınla SINIRLI tutarsan eğer kitaplarını onlara ŞİRK-ortak koşmuş olursun zaten!

                        Senin kafandaki Sünni/Şii bilgilerinin bizler için hiçbir önemi ve değeri yoktur, yazdım hep! Bunları tamamen unutur, önyargısız, şartlanmamış, peşin hükümsüz olarak gelirsen eğer çok daha GÜZEL bir diyalog olabilir (bizi anlamak istiyorsan eğer!).

                        “saz çalmak şarkı söylemektir, sazlı sözlü bir iş, saz meclisleri” gibi ifadelerin ne kadar SÖZDE bir Alevi olduğunun göstergeleridir! Lütfen kızma, sen bile böyle dedikten sonra CAHİL Sünni/Şiilere, Emevi/Osmanlı’ya, vs. boşa kızıyoruz-küsüyoruz demek ki!

                        Senin Cem ibadetimiz, Cem ibadetimiz içindeki hizmetler, mesela “ZAKİR”lik hizmetimiz konusunda, vs. epey bir bilgilenmen lazım. Keşke Sünni/Şiiliğe harcadığın zamanını biraz da kendi inancın olan Alevilik için ve öğretileri için harcasan-harcasaydın!

                        Allah’ın izniyle bir bakalım hele, bu “zakir” kimmiş ve elindeki “SAZ”la ne işler yaparmış acaba, vs. görmeye çalışalım! Pirlerimizden-önderlerimizden-ulularımızdan birer dörtlük yazacağım, ama sen de bu deyişlerin tamamını bul ve oku lütfen:

                        Erler himmet eylen, niyaz eyleyim,
                        ZAKİR oldum zikrederim Ali'yi.
                        Fürkan’ın okurum, medhin eylerim,
                        Zakir oldum zikrederim Ali’yi.

                        Pir Sultan

                        Zakirin zikri SAZ ile,
                        Kuran okur avaz ile,
                        Mümin Müslim niyaz ile,
                        Zakirlere haber olsun.

                        Şah Hatayi

                        Gördün inşallah, “Zakir = Ali’yi zikreden, Furkan’ı okuyan, mehdini eyleyen, Kuran = Furkan okur”larmış demek ki (Ve bizler de aynen bunları yapmaktayız zaten.). Bilal-i Habeşi Hz.lerini temsilen hizmet eder, görev yapar kendisi. Var mı bir sorunun halen?

                        Hz. İmam Ali’yi ZİKRetmenin İBADET olduğunu senin kendi Şii kaynakların bile yazarlar. Ve bizler Cem’lerimizde ya da kendi halimizde iken “Hak, Muhammed, Ali, Kuran, 14 Masum” ve bildiğimiz diğer “Allah dostları”nı sazlı-sazsız hep anarız! Eğer bunlar sana şarkı gibi geliyorsa bu senin sorunun, bizler senin için yapmıyoruz zaten bunları!

                        Seni rahatsız eden şeylerin bir kısmının aslında neler olduğunu şimdi çok daha iyi görmüşsündür inşallah. Hz. İmam Ali’ye nispet edilen “İnsan bilmediğinin düşmanıdır.” sözüne göre de artık bunlara bir düşmanlığın, vs. de kalmamıştır umarım.

                        Aleviler tarafından yazılmış ve yayınlanmış bir Hz. Pir Sultan Abdal ve/veya Hz. Şah Hatayi divanını al eline ve çok dikkatle oku lütfen, istiyorsan ve imkanın da var ise eğer tabii.

                        Çok dikkat et bak: “Aleviler tarafından yazılmış ve yayınlanmış” diyorum. Sünni/Şiiler ya da daha başkaları tarafından değil!

                        Saygılarımla…
                        Kızılbaş diyormuş bize imansız,
                        Kızılbaş ne demek bilir misin sen?
                        Ali'den geliyor bizim soyumuz,
                        Kızılbaş ne demek bilir misin sen?
                        Alevi ne demek bilir misin sen?
                        Kızılbaş, Alevi aynıdır.
                        Aşık Gülabi

                        Yorum


                          #27
                          Ynt: İşte buna derler gerçek Alevi

                          Benim alevican adlı üyeye bir kaç sorum olucak cevaplamasını temenni ediyorum :

                          -Alevi kaynakları nedir ? Yazılı bir kaynak var mıdır bunu artık neye göre bağlantı kurarsın bilmiyorum ravi zincirileri veya silsile imamlara dayanıyor mu ?

                          -Alevi inancında İmam Ali a.s saz çaldığını ve semah döndüğü söyledin buna delilin nedir ?

                          -Alevi inancında müçtehit kavramı var mı varsa nasıl içtihat eder ?

                          -Alevi inancında kelam,fıkh ve tefsir var mı varsa arapça dilini tam olarak nasıl kullanıyorlar ?

                          -Yukarıdaki soruyla aynı olucak ama tekrar başka anlamda soruyım imamların ölümünden sonra onu takip eden yüzyılda alevilik akımını yayan kişi kimdi ?
                          Haktır Allahım Muhammed mahım
                          Ali'dir şahım efendim Allah eyvallah

                          Yorum


                            #28
                            Ynt: İşte buna derler gerçek Alevi

                            "Alevi olunmaz Alevi doğulur" uygulamasının ana hedefi “Hak, Muhammed, Ali”nin hem kutlu-nurlu SOYunun hem de kutlu-nurlu YOLunun aynen kendileri gibi tertemiz, masum ve PAK olarak kalmasını sağlamaya çalışmak-yardımcı olmaktır.
                            bu ne bozuk bir zihniyettir arkadaş. Hak-Muhammed-Ali'nin yolu soyu sertacımızdır. ama bu cümleden şu anlamlar çıkar:

                            -Bu yolda olduklarını iddaa eden alevi-bektaşi kardeşlerin hepsi tıpkı Hak-Muhammed-Ali gibi tertemiz,masum ve paktır.

                            -Diğer herkes kirlidir.

                            -temizlenmek isteyen başka bir kapıya gitmeli. çünkü tertemiz,masum,pak bu kavramlara sahip olabilmek için Alevi doğulmalı, çünkü Alevi olunmaz.

                            -sizin bakış açınıza göre; siz Alevisiniz, paçayı kurtarmışsınız. alevi olunmaz alevi doğulur hükmüne göre siz kurtuldunuz, biz b*ku yedik. istesek de kurtulamıyoruz.

                            -Yahudilik ve siyonistlik meselesini bilen herkes şunu da bilir: yahudi ana-babadan doğmayan biri asla yahudi olamaz. en fazla "mason" olabilir. "ari" ırka mensup olmayanlar asla yahudi olamaz. sizin inancınız da aynı. siz de bu ümmetin siyonistleri misiniz yoksa?

                            -Allah'ın adaletinden şüphesi olan yoktur. o zaman; doğacağım aileyi ben belirlemedim. onların dinlerini, mezheplerini Vallahi ben belirlemedim. "Alevi olunmaz Alevi doğulur" ise Allah bana adil davranmamış o zaman(haşa!).

                            daha bunları uzatır giderim ama gören göz için güneş orada. isteyen istediği kadar gözünü kapatsın.

                            "Onlar (ağızlarıyla) Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa Allah nurunu tamamlayıcıdır, kafirler hoş görmese bile. Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen O'dur, Öyle ki O'nu(hak din olan İslamı) bütün dinlere üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile."

                            Vesselam..

                            بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ

                            Kim Allah’ı, O‘nun peygamberini ve inananları dost edinirse, bilsin ki şüphesiz Hizbullah galiplerin ta kendileridir.

                            Selam Olsun Korkmadan Ben De Varım Diyebilenlere!!

                            Yorum


                              #29
                              Ynt: İşte buna derler gerçek Alevi

                              Selamlar.

                              AleviCan kardeşim, gördüğüm kadarıyla bunca kaynak arayışınıza rağmen, kendinizin kaynak olarak ileri sürebildiğiniz tek şey sadece (bizim de zaten baş tacı ettiğimiz) şiirler. Fakat tarihi, hadisi, Kur'anı şiirle öğrenemezsiniz. Şiir, duyguların paylaşımıdır, gerçeklerin beyanatı değildir. Hele ki tarih hiç değildir.

                              Gelelim "düşmanlık" konusuna. Bu konuda kaynak aramanız çok şaşırtıcıdır, zira hiç bir kaynakta olmayan bir şey arıyorsunuz. Evet, düşmanlıktan bahsediyorum, hiçbir kaynakta yok, çünkü öyle bir düşmanlık yok. Olmayan bir şeyin kaynaklara girmesi de çok anlamsız olacaktır. Tarihten habersiz yaşıyorsunuz, fakat büyükleriniz hala yaşıyorlar, onlara hiç sordunuz mu, alevilerle şiiler ne zaman düşman olmuşlar diye? Kardeş ve kader ortağıyken sizin gözünüzde nasıl birden bire düşman oluvermiş; ve tam da nedense şu anki Türk hükümetinin bu şii düşmanlığını sürekli gündemde tutmaya çalıştığı bir döneme denk geliyor. Hayret doğrusu.

                              Ey kardeşim, sen gerçekten de tarihi bilmiyorsun. Yahut da belki biliyor olmana rağmen kasten farklı lanse ediyorsun-ki öyle olmadığını ümit ediyorum. Dediğim gibi, eğer tarihi bilmiyorsan, henüz canlı tarih olan babalarımız ve dedelerimiz bize zaten kendi yaşadıklarını hala anlatıyorlar.. Ben hiçbir yerde görmedim, hiçbir yerde duymadım alevilerle şiilerin düşman olduğunu, hiçbir zaman da alevi büyüklerim böyle bir şey anlatmadılar. Birden bire böyle bir düşmanlık uyduruldu. Hem de kim tarafından? Alevileri katleden ve de Alevileri katlatmekle meşhur olan Yavuz'un adıyla gurur duyanlar tarafından. Adamlar hem bizi öldürdüler, hem de şimdi bizi birbirimize düşman etmeye çalışıyorlar. Bunu da göstere göstere yapıyorlar; Fethullah Gülen'in cami-cem evi projesi gibi. Bunlar değil miydi sizleri ve bizleri kesip doğrayıp bununla gurur duyan? Bunlar değil mi bizim kafir olduğumuzu iddia eden? Bunlar değil mi şu anda Suriye'de Alevileri katleden? Bir ellerinde silahlarının ucunda damlayan Alevi kanı, diğer ellerinde Ankara'da cem evi. Şimdi onların bu düşmanlık zırvalarını buraya taşımanız çok ama çok acıklıdır ve yaralayıcıdır.

                              Benden delil istiyorsun. Bunları Humeyni veya Hamaney'in fetvalarından getir diyorsun. Sana karşı delilim budur ki; sen evindeki kardeşine düşman olmadığına dair noterden tasdikli kağıt getirir misin? Kulağına ne kadar saçma geldi değil mi? Böyle bir şey yapmazsın; kardeşine durduk yerde düşman olmadığını beyan etmene gerek var mı? Öyleyse durduk yerde benim sana düşman değilim dememi gerektirecek ne var gerçekten de? İki kardeşin birbirine düşman olmadığını beyan etmesine ne zamandır ihtiyaç var?

                              Öyleyse bulamayacağın bir şeyi arama. Çünkü olmayan bir düşmanlıkla alakalı yazılar da yoktur doğal olarak.

                              Gel gelelim, "kişisel görüşün beni bağlamaz, bana kaynak göster" dediğin halde, bu "düşman"lığa kaynak olarak kendin gösterebildiğin tek şey, bir forumdaki senin benim gibi insanların yazıları. Halbuki böyle bir düşmanlığın olduğunu iddia eden sensin, öyleyse ıspat külfeti de sana aittir. Madem ki iddia ediyorsun, bu düşmanlığı kaynaklardan ıspat etmek zorundasın. Forum linkleri veremezsin, çünkü sen kişisel görüşleri kabul etmeyen birisin, öyleyse kişisel görüşleri de delil ve kaynak olarak öne süremezsin.

                              Ayrıca; ısrar ediyorum ki ben bu konuda hiç bir düşmanlık görmediğim halde, hiç kimseden böyle bir iddia işitmediğim halde, hatta ve hatta sana kendim "biz kardeşiz" dediğim halde senden düşmanlık görüyorum. Neden?

                              Güzel kardeşim, beni saz ve semahı sahiplenmemekle suçluyorsun. Eğer bana Resulullah'ın saz çaldığını, Ali'nin semah döndüğünü ıspat edebilirsen, ben de bunlara sahip çıkarım. Bunu kişisel bir mesele gibi algılıyorsun ve bu algılayışının tek sebebi; geleneklerdir. Yoksa ben ne yapayım kimin nasıl inandığını ve düşündüğünü? Beni Allah'ın dini ilgilendiriyor, kişilerin ve toplumların gelenekleri ve adetleri değil. Dolayısıyla Allah benden saz çalmamı isteseydi tez elden saz çalmaya başlardım. Öyleyse bu meseleyi kişisel olarak algılamayınız.

                              Bununla beraber, siz Aleviliği bir ırk zannediyorsunuz. Halbuki Alevi, Ali'ye uyabilen kişiye denir. Ben ise iki anlamda da Aleviyim diyorum. Aleviyim, çünkü sizin ırk zannettiğiniz Alevi bir ailede doğdum ve büyüdüm, doğal olarak hala da öyleyim. İkinci olarak da Aleviyim çünkü Ali benim liderimdir, Ali'ye uymak benim ilkemdir. Bu durumda senin de bütün Aleviler adına konuşman doğru değildir. Eğer Ali'nin sözüyle hak getiriyorsan, başımızın üstünde yeri var; fakat maalesef ki "biz Aleviler saz ve semah ehliyiz" diyerek benim adıma konuşma yetkin yoktur. O yüzden ikinci defa söylüyorum, bu mesele kişisel değildir; eğer ben de kendi kişisel fikrimi sana bir inanç olarak dayatmaya çalışırsam, sen de bana bunu söyleme hakkına sahip olursun; oysa ben İslam'a inanıyorum, Aleviliğin İslam'ın özü olduğuna inanıyorum ve o Aleviliği de Ali'den öğreniyorum, Kur'andan öğreniyorum, Ali'nin evladından öğreniyorum, şiirlerden değil.

                              Alevilik zaten bir ırk olmadığı gibi, "Alevi olunmaz Alevi doğulur" düşüncesi de Allah'ın Kur'anda tel'in ettiği bir düşüncedir. Çünkü Allah herkesi dinine davet ediyor. Alevilik de İslam'ın özü olduğuna göre, herkes Aleviliği seçebilir. Madem ki size göre doğru yola giremezler, çünkü Alevi doğmamışlar, öyleyse neden insanlara anlatma ihtiyacı hissediyorsunuz? Ne de olsa size göre asla Alevi olamayacaklar.. Öyleyse Allah neden bu kitabı indirmiş, insanları neden giremeyecekleri bir dine davet etmiş? Yahut da Hz. Muhammed neden insanları katılamayacakları bir dine davet etmiş? Ve madem ki Alevi bir ailede doğmayan Alevi olamaz, nasıl oldu da Resulullah'ın peygamberliğini putperestlerin çocukları kabul ettiler? Ve nasıl oldu da Arap olan Ali'nin evladı bugün Türk oluverdi? Ey kardeşim, bil ki, İslam'ın özü olan Aleviliğin ilk reddettiği şey, ırkçılıktır ve Allah bunu Kur'anda lanetlemiştir. Eğer peygamberimiz ırkçı olsaydı, Ali ırkçı olsaydı, bu dinden kimseye bir şey vermezlerdi. Tam tersine onlar ırkçılık yapanlara her zaman karşı durdular.

                              Bu noktada, Ali ne senindir, ne de benimdir, hatta ve hatta ne de Fatıma'nındır. O hepimizin Ali'sidir. O bütün insanlığın güneşidir. Kendi ailem ve çevrem ve başka hiçbir Alevinin de Ali ve Resulullah'ın saz çaldığına, saz meclisleri düzenlediğine ve semah döndüğüne ilişkin bir sözünü duymadım. Kur'an da dahil hiçbir kitapta böyle bir şey de okumadım. Diyebilirsin ki "sen okumadıysan senin sorunun"; ben de derim ki öyleyse bunu ıspatlamak senin boynunun borcudur, buyur bana delil göster.


                              Dikkatini çekiyorum, bunlarla alay etmiyorum; söylediğim tek şey, bunların birer gelenek olduğudur, bunlar dini değildir, çünkü ne bu dinin sahibi olan Allah bunları emretmiştir, ne de bu dinin liderleri Muhammed ve Ali bunları yapmıştır.

                              Bunlarla beraber; Ali'yi zikretmenin ibadet olduğunu bana anlatmana hiç gerek yok; zira ısrarla söylüyorum, sen ve ben zaten aynı dinin yolcularıyız ve aynı Ali'nin evlatlarıyız. Yani Ali'yi zikretmenin ibadet olduğunu ben zaten senden önce iddia ediyorum; yani bu noktada hem fikiriz. Bu yüzden de "seni rahatsız eden şeyler" sözün boşa düşmüştür, çünkü ben Ali'nin zikrinden rahatsız olmak şöyle dursun, Ali'nin zikri olmadan Allah'ın rızasını bile kazanmak mümkün değildir diyorum. Kendi inanmakta olduğum şeyden rahatsız olsaydım zaten ona inanmıyor olurdum. Belki ayrıştığımız nokta şudur ki; sen bunun tek ibadet olduğunu zannediyor olabilirsin. Onları anmak, onlar gibi yaşamakla olur; bir şiir okuyarak bütün kulluk vazifesini yerine getirmiş olamayız muhakkak. Eğer Ali gibi yaşamıyorsak, Pir Sultan'ın şiirlerini ezabere bilsek de bir fayda vermez. Bu aynı hiç bir iyiliği olmayıp da ben iyi insanım diyen insanların sözüne benzer.

                              Tekrar tekrar altını çiziyorum, tarih boyunca hiç var olmamış bir kardeşin kardeşine düşmanlığını bugünkü hükümet icat etti uydurdu, rica ediyorum sen ve benden ibaret olan bu iki kardeşi kesip doğrayan kişinin şimdi de aramıza sokmaya çalıştığı nifaktan haberdar ol. Bu aynı, Muaviye'nin yaptığı iştir, o Ali'nin dostlarını öldürüyor ve sonra da onları Ali öldürdü diyordu. Şimdi siz de bu oyuna alet oluyorsunuz, bizim gibi kardeşleri yüzlerce yıldır öldüren, bizlere eziyet eden alçaklar, bugün bizi birbirimize düşman etmeye çalışıyor, siz de kardeşinize değil de size tuzak kurup da yedi ceddinize kadar sizi öldürmüş olanlara itimat ediyorsunuz.

                              Yorum


                                #30
                                Ynt: İşte buna derler gerçek Alevi

                                "garipturab" kardeşim,

                                İslamiyet dini, sadece Sünni/Şiilik'ten ve kaynaklarından İBARET değildir. Aynı şekilde, sadece biz Alevi/Bektaşilik'ten de ibaret değildir elbette.

                                En başta kendi Alevi canlarıma, Sünni/Şiilere ve kaynaklarına kendilerini o kadar da fazla kaptırmamalarını, Sünni/Şiiliği ve kaynaklarını gözlerinde o kadar da çok büyütmemelerini-yüceltmemelerini, buna gerek olmadığını, vs. hatırlatmaya-ifade etmeye çalışıyorum burada!

                                Bunu yaparken kullandığım üslup Sünni/Şiiliği aşağılayıcı geliyorsa ve/veya Sünni/Şii kardeşleri kırıyor ise kusura bakmasınlar lütfen ki esas niyetim de bu değildir asla.

                                Benim Sünni/Şiilere bir düşmanlığım falan da yok aslında! Ben, son zamanlardaki, tüm bu çabalarımın sebebini şu şekilde açıklamıştım, herhalde gözünden kaçtı:

                                Hüseyin Kara’nın takıldığı ve şiirlerini aldığınız o site en azılı Alevi-Bektaşi düşmanlarının bir araya geldiği bir mekandır! Bu kişinin diğer sözde şiirlerini ve forum içeriğini incelerseniz eğer bunu sizler de çok rahatlıkla görebileceksiniz zaten! Sizlere düşman olan “örneğin, İran Analiz” sitesinin seviyesinde bir sitedir ve ne yazık ki bunlar da bizlerin başımıza musallat olmuşlardır! Bilmiyorum sizler bu kişilerin varlığından, bu durumlarından haberdar mısınız (en azından şimdi haberiniz olmuş oldu!) ve bu kişilerin bizlere karşı bu hal ve hareketlerini Şiiliğe uygun buluyor musunuz, doğru buluyor musunuz? Ben şahsen bu durumu, bunların varlığını, ahlaklarını, amellerini, bu hal ve hareketlerini kardeş, dost diye bildiğim(iz) siz Şiilere hiç mi hiç yakıştıramıyorum! Onların yaptıklarını, rahmetli büyüklerimin bana anlattığı Şiiliğe mal etmemeye çalışıyorum! Hatta belki senin ya da bu sitedeki kimilerinin yanlışlarını da bana anlatılan o dost-kardeş Şiiliğe mal etmemeye çalışıyorum! O nedenle, ta en tepedekilerinizin bizlere olan bakışına da ulaşmaya çalışıyorum elimden geldiğince! Eğer onlar da aynı zihniyetteler ise yapacak bir şey yok artık tabii! O Şiilik ölmüş demek ki! Dostumuzu, düşmanımızı bilip bizler de ona göre tavrımızı alırız artık inşallah! Araştırdığım, öğrenmeye çalıştığım konu budur özetle. Aşağıdaki linkte, senin “ehlibeytforum.com” sitesindekilerle yazışmalarıma dair bazı bilgiler-linkler var:
                                ...
                                (.. Dikkat ederseniz, sonuç sadece sizin kararınıza bağlı; çünkü Tevella inancımız gereği bizim size bir düşmanlığımız yok ve sizi olduğunuz gibi kabul ediyoruz!) ...

                                Link 1: http://www.velayet.com/Forum/iste_bu...0848#msg170848

                                ... Şunu da hemen belirtmeliyim ki sizler (Sünni/Şiiler) de “İslam, Müslüman” olduğunuzu söylemektesiniz ki bizler sizleri dediğiniz gibi kabul ediyoruz; inançlarınıza saygımız ve sizlere de sevgimiz vardır, sonsuzdur! Dinen ve yaratılıştan da kardeşlerimizsiniz dolayısıyla! Ama sizin yolunuz size, bizim yolumuz bize; siz yolunuza, biz yolumuza! ...
                                Link 2: http://www.velayet.com/Forum/iste_bu...0873#msg170873

                                ... Bizler hiç kimseye ve değerlerine de en ufak bir şey demiyoruz, saygımız-sevgimiz sonsuzdur. ...
                                Link 3: http://www.velayet.com/Forum/alevi_a...0954#msg170954

                                Görüldüğü gibi, sizlere ve sizin gibi Ehlibeyt'e dost olan tüm herkese (Cem ibadeti yapmanıza-yapmamanıza bakmaksızın, namaz kılmanıza-kılmamanıza bakmaksızın) dostluğumuzu dile getirmek için TEVELLA inancımızı DELİL getirdim!

                                TEVELLA inancı Şiilerde de var diye biliyorum: Mesela, sizler de diyebilirDiniz ki "Namaz kılmasanız da TEVELLA inancımız gereği, Ehlibeyt'e olan dostluğunuzdan dolayı, siz Cemevi, Cem, Semah, Saz ehli Alevi-Bektaşiler bizim dostumuzsunuz, kardeşimizsiniz. Biz Şiiler size dostuz."

                                "hiçbir düşmanlık görmüş değilim, bu konuda hiç bir düşmanlık görmediği"ni, vs. belirtmişsin! Ama şunu da iyi bil ki benim bu sitede yazdığım tüm konular, bu konu da dahil, Alevilere ve mukaddesatına saldırıldığı konulardır! Kara cahilinin bu konudaki şiirinde geçen "saz, dede, vs." bize ait değerlerdir ki senin de bunu bilmen lazım. İnkar etmezsin herhalde!

                                Kara ve cemaati ibadetimize, zikirlerimize "sazla oynama, vs." diyor! Sen ise "şarkı söylemek, vs." diyorsun! Size "oyun, şarkı, vs." gibi gelen bu İBADETleri, ZİKİRleri bizler sadece ve sadece yüce Allah (AŞKı ve rızası) için yapıyoruz (sizler için değil yani!)! Ve yüce İmam Ali'yi zikretmenin bir ibadet olduğunu sen de kabul ettin zaten! Demek ki bunlar öyle GÖRÜLDÜĞÜ gibi hiç de "oyun, şarkı, vs." de değillermiş aslında (mesela, birileri de sizin namazınızı SPOR gibi görebilirler! Spor mu olur o zaman yani sizin namazınızda!)! Bizleri ve mukaddesatımızı bu kadar dilinize dolamayı, herbiri birer NAMUSumuz, ONURumuz olan bu değerlerimizle BİLİP BİLMEDEN bu kadar oynamayı, dalga geçmeyi, yakıştırmalar yapmayı, aşağılamayı, küfür, hakaretler, iftiralar, yalanlar, çamurlar atmayı, vs. bizlere DOSTluğunuzdan yapmıyorsunuzdur herhalde değil mi! CAHİLlikten kaynaklı bir DÜŞMANlıktan galiba!

                                Benim sana da bir düşmanlığım yok! Sen "camii-namaz ehli" bir Sünni/Şii olsan da, madem ki yüce Ehlibeyt'e dostsun o zaman otomatikman benim de DOSTumsun (ZALİM değilsen eğer!) zaten, TEVELLA inancımın bir gereği olarak! Teyit etmek için İLLA bana sormanıza falan da gerek yok; çünkü, inancım ortada! Aksi halde, inancıma uymamış olurum.

                                Ama gel gör ki sen de, BİLİP BİLMEDEN, iyice araştırmadan, sormadan, öğrenmeden, etmeden, vs. benim mukaddesatıma dil uzattın, yakıştırmalarda bulundun! Alevi olduğunu söylüyorsun ama Alevilik ve değerlerine saldırıyorsun, Sünni/Şiilik ve değerlerini ise savunuyorsun!

                                Bu kısa açıklamalardan sonra şimdi mesajlarınızdaki kafalarınıza takılan konulara da kısaca değinmeye çalışayım madem inşallah (mesela, bir Alevi'nin bunları sorun yapması da çok tuhaf!):

                                "ŞİİR" KONUSU:
                                "Didaktik şiir" diye adlandırılan bir şiir türü de vardır ki eğitmek, öğretmek, gerçekleri beyan etmek, vs. içindir. Dolayısıyla, bu tür şiirlerle tarih, hadis, Kur'an, vs. de anlatımı ve öğretimi de yapılabilir ve yapılmıştır da. Örneğin, bizim Alevi-Bektaşi deyiş-nefes-düvazimamlarımızın bu türden olduğunu söyleyebilirim! Mesela, sen benim paylaştığım beyitlerde, dörtlüklerde BEĞENMEDİĞİN nasıl bir gerçek dışılık, hakikat dışılık, duygu, vs. gördüysen onları bizlerle de paylaşabilirsen eğe bizler de bilgilenmiş oluruz.

                                "ALEVİ KAYNAKLARI" KONUSU:
                                1. Kur’an-ı Kerim: http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=121544
                                2. İmam Cafer-i Sadık Buyruğu: http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=20638
                                3. Geçmiş Alevi İnanç önderleri (ve eserleri): Evlad-ı Resul'lerdir.
                                4. Günümüz Alevi İnanç önderleri (ve eserleri): halen Evlad-ı Resul'lerdir ve kıyamete kadar da bu hep böyle olacaktır-olacağız inşallah.
                                5. Alevi toplumu: Ezelden beridir Evlad-ı Resul'lere tabii ve talip olmuş ve inşallah kıyamete kadar da hep olacak olan Bizler, canlı-yaşayan Tarih-kaynaklar-şahitler.

                                1. kaynak, Kuran'ın "Manzum (şiir şeklinde)" bir meali ve tefsir özetidir! Satın almak isteyen, ama şiire de düşman olanlar, varsa eğer bilgilendirmiş olayım peşinen! Benim elimde olanlar bunlar olduğu için (bir de Yaşar Nuri Öztürk meali var!) sizlerle de paylaşmış oldum.

                                Kaynaklarımız (sadece!) bunlardır işte. İçtihat kapısı da bizde açıktır. Müçtehitlerimizin de yine inanç önderlerimiz olan bu Evlad-ı Resul'ler olduğunu söylemek yanlış olmaz! Zamanın, mekanın, coğrafyanın, iklimin, şartların, Alevi İslam toplumun ihtiyaçlarının gerekleri doğrultusunda içtihatlar mutlaka bu Evlad-ı Resul'lerin önderliğinde yapılır ve nihai karara da bağlanır!

                                Bizler BİZZAT 14 Masum'un ve/veya onların NESLİnin elinden İslam olmuş olanlarız! Devlet baskısıyla, şiddetle, kılıçla, zorla, vs. değil; kendi isteğimizle-kendi gönül rızamızla kansız-kılıçsız İslam’ı seçtik ve bizzat 14 Masum'a ve/veya nesline, bir evladına-torununa biat ettik, İKRAR-söz verdik! Ve tek bir isim de yoktur, birçok isim vardır bu nedenle de!

                                Alevilik'te OCAKlar vardır mesela, ve her ocak hangi Evlad-ı Resul'ün eliyle İslam'la şereflenmişse veya kime tabii olmuşsa o adla anılır: örneğin, İmam Zeynel Abidin Ocağı, İmam Cafer Ocağı, Seyyid Ali Sultan (Kızıl Deli) Ocağı, Seyyid Hacı Ali Turabi Ocağı, vd.

                                İçimizde çok iyi Arapça ve diğer dilleri de bilenler vardır. Ve bu dilleri gerektiği yerlerde mutlaka kullanacaklardır şüphesiz: Kuran ve diğer Arapça kaynakların meali, anlaşılması, vs. gibi! Ama merak ettiyseniz eğer bizim ibadet dilimiz de Türkçe’dir.

                                Kaynaklarımızı daha önceleri de yazmıştım, verdiğim linkler de incelenebilir eğer istenirse!
                                Link 4: http://www.velayet.com/Forum/semah_u...98868#msg98868
                                Link 5: http://www.ehlibeytforum.com/viewtop...p=22293#p22293

                                "Alevi olunmaz Alevi doğulur" KONUSU:
                                Bazı temel bilgilere sahip olunmamasından (!) kaynaklanan epey bir YANLIŞ anlama olmuş doğrusu bu konuda! Bu ifadedeki "Alevi" kelimesi, "Evlad-ı Resul = Hz. Muhammed'in soyu = H.z İmam Ali'nin soyu" anlamındadır. İsterseniz "Alevi" kelimesinin bu ilk ve asıl anlamını kendi Sünni/Şii ALİMlerinize de sorarak teyit edebilirsiniz-ettirebilirsiniz!

                                Bu konu içinde benim verdiğim Alevilik tanımları da pek dikkatinizi çekmemiş galiba, tekrar bir bakarsanız göreceksinizdir. Bu kısa açıklama-cevap yeterlidir inşallah.

                                "SEMAH" KONUSU:
                                Buyruk'ta, daha ilk sayfalarda, "KIRKLAR CEMİ" bölümünde Hz. Muhammed'in, Hz. İmam Ali'nin ve Kırklar'ın birlikte semah döndükleri yazar.

                                Buyruk'ta tüm diğer yol-erkan, inanç-ibadetlerimizle ilgili bilgiler de mevcuttur. İlgilenenler, öğrenmek isteyenler okuyabilirler.

                                "SAZ" KONUSU:
                                Buyruk'ta Hz. Muhammed'in ya da Hz. İmam Ali'nin BİZZAT kendilerinin saz çaldıklarına dair bir ifade YOK diye hatırlıyorum. Ama Buyruk'ta SAZ kelimelerinin geçtiğini de çok iyi hatırlıyorum ve bizim yol-erkanımız-inancımızda ibadetlerimize-zikirlerimize sazımızı da dahil etmemize herhangi bir engel yoktur!

                                Sizlerin şöyle çarpıtmalarınız var ne yazık ki: sanki bizler diyoruz ki İslam'ın asıl-esas-tek ibadeti saz çalmaktır! Ve işi gücü, herşeyi bırakın da kafanıza göre sadece saz çalın, vs., vs.! Hayır, yok böyle birşey! Saz veya saz çalmak sadece bir araçtır! Amaç, yüce Allah'a ibadet etmektir. Ve saz ve/veya diğer ekipmanlar (mesela, mikrofon, vd.) bu yolda birer araçtırlar sadece!

                                Örneğin, yüce Allah'ı anmak çok ama çok büyük bir ibadettir. Sen, Allah'ı hiçbir ekipmansız ve hatta sessizce anabilirsin! Ama, imamlarınız mesela, namazlarınız esnasında herkes duysun diye yüksek sesle anabilirler! Ve bizim inanç önderlerimiz olan Evlad-ı Resuller de ("dede" de deriz kendilerine!), Cem'lerimizde mesela, yine herkes duysun diye mikrofonla anarlar, şiirsel olarak ve saz eşliğinde de anarlar! Olay budur; saz, mikrofon, ilahiler, şiirsellik, vs. sadece ve sadece ekipmandırlar, araçlardır!

                                Sizlerin bu saz düşmanlığınıza bir anlam veremiyorum doğrusu! Sizce, Hz. Muhammed ve Hz. İmam Ali de mi saza ve/veya hatta tüm müziğe, müzik aletlerine de düşmandılar-düşman olurlardı acaba! Hz. Muhammed ve Hz. İmam Ali'nin Arap‘ın müzik aleti Tef'e de bir düşmanlığı, vs. var mıydı mesela! Sizce, neden Hz. Muhammed ve Hz. İmam Ali bunları asla çalmazlar-çaldırtmazlar(dı) ve semtinden de asla geçmezler-geçtirmezler(di)! Birisi güzelce bir açıklayabilirse eğer çok iyi olabilir aslında!

                                Dediğim gibi, bizim "Hak, Muhammed, Ali, 14 Masum" yolumuz-inancımız açısından ibadetlerimize-zikirlerimize biz Türkmenlerin Müzik aleti (ulusal-ana çalgımız) olan sazımızı da dahil etmemizin en ufak bir sakıncası yoktur! Hatta, içimizdeki, inanç önderlerimiz de olan, Evlad-ı Resul'lerimiz de BİZZAT saz çalmakta ve ilahiler-mersiyeler-düvazimamlar-nefesler-deyişler-zikirler söylemektedirler!

                                Diğer:
                                Sizlerin "Cemevi, Cem, Semah, Saz, vd." ehli biz Alevi-Bektaşilere ve bu KUTSALlarımıza bu kadar KATI, tahammülsüz, anlayışsız, saygısız, sevgisiz, vs. kötü davranmanız nedeniyle, bazı canlarımızın (belki iyi, belki de kötü niyetlerle! Allah bilir en doğrusunu!) Fethullah'a, vs. gitmek mecburiyetinde kalmasında, vs.de de kusuru biraz da kendinizde arayınız lütfen!

                                Ben de şahsen beni olduğum gibi, "Cemevi, Cem, Semah, Saz, vd." değerlerimle, kabul edene giderim-gitmek isterim (samimi ise eğer!). Yok, o şekilde gelemezsin deyip kapılarını yüzümüze kapatana-sıkıca kilitleyene istesem de gidemem-içeri giremem elbette!

                                Kaynaklarımızı da yazdık bir kere daha. Artık ilgilenenler Aleviliği BİZZAT Alevilerden ve kaynaklarından öğrenirler inşallah; düşmanlarından, vs. değil!

                                Saygılarımla...
                                Kızılbaş diyormuş bize imansız,
                                Kızılbaş ne demek bilir misin sen?
                                Ali'den geliyor bizim soyumuz,
                                Kızılbaş ne demek bilir misin sen?
                                Alevi ne demek bilir misin sen?
                                Kızılbaş, Alevi aynıdır.
                                Aşık Gülabi

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X