Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Aşk Dediğin...

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: Aşk Dediğin...


    Aşk, onun baskısı altında kalabilmek için sevgiliyi belirsiz, kimliksiz olarak ister. Aşk, kişinin bencilliği ile alım-satımsal, hayvansal ruhun bir çekiciliğidir. kendisi kendi kötülüğünün bilincinde olduğu için de onu bir başkasında görünce ondan nefret eder, ona kin besler. Oysa sevgi, sevileni sevgili, değerli olarak ister.Bütün gönüllerin de kendisinin sevdiği için beslediğini , beslemelerini diler.
    Sevgi, kişinin Tanrısal ruhu ve Ahurasal doğasının bir çekiciliğidir. Kendisi kendi doğaötesi kutsallığını görebildiği için onu bir başkasında görünce onu da sever. Kendisine tanış, yakın bulur.

    Aşkta, rakip sevilmez.
    Oysa sevgide, "Köyünün tutkunlarını kendi özleri gibi severler." Kıskançlık aşkın özelliğidir.

    Aşk, sevgiliyi kendi lokması olarak görür. Bir başkası onun elinden kapmasın diye hep acılar içinde kıvranır durur. Kapması durumunda ise ikisine de düşmanlık beslemeye başlar. Sevgiliden nefret edilir.
    Sevgi ise inançtır. İnanç ise salt bir ruhtur. sınırsız bir sonsuzluktur. Bu gezegenin türlerinden değildir.


    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

    Yorum


      Ynt: Aşk Dediğin...


      Aşk, doğanın kementidir. Doğadan almış olduklarını kendi elleriyle geri verip;
      ölümün aldıklarını aşkın oyunlarıyla ellerinden bıraksınlar diye başkaldıranları yakalar.

      oysa sevgi, kişinin doğanın gözlerinden uzak, kendi yarattığı, kendi ulaştığı, kendi "seçtiği", bir aştır.

      Aşk, içgüdünün tuzağında tutsak olmaktır.
      Oysa sevgi, isteklerin baskısından kurtulmaktır.

      Aşk, bedenin görevlisidir.
      Oysa sevgi, ruhun elçisidir.



      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

      Yorum


        Ynt: Aşk Dediğin...


        Aşk, kişinin yaşama dalıp güncel yaşamla oyalanmasına yönelik büyük, aşırı bir"bilinçsizlendirim"dir.

        Oysa sevgi, yabancılıktan dolayı yabansıllıktan doğma, kişinin bu pis, gereksiz yabancı pazar içerisindeki, korkunç özbilincidir.

        Aşk, tat aramaktır.

        Oysa sevgi, sığınak aramaktır.



        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

        Yorum


          Ynt: Aşk Dediğin...


          Aşk, aç bir düşkünün yemek yiyişidir.
          Oysa sevgi, "yabancı bir ülkede dildaş bulmak"tır.

          Aşkın yer değiştirdiği olur. soğuduğu olur. Yaktığı olur.
          oysa sevgi; yerinden, sevdiğinin yanından kalkmaz. Soğumaz, kızgın değil; yakmaz, yakıcı değil.

          Aşk, kendinden yanadır. bencildir, kendisi için ister. kıskançtır. Sevgiliye tapar, onu kendi için över.

          Oysa sevgi, sevilenden yanadır, sevilencildir. Sevgili için ister.
          Kendini sevdiği kişi için ister. Onu onun için sever. kendisi ortada değildir.


          (Kevir-Ali Şeriati)



          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

          Yorum


            Ynt: Aşk Dediğin...


            GÖZYAŞLARIM BU GECE BİTER Mİ?
            RUHUMDAKİ KİRLERİ YIKAMAYA YETER Mİ?
            KALBİME GÜN DOĞAR MI BU SABAH ACEP?
            YOKSA,BÖYLE GELMİŞ YİNE BÖYLE GİDER Mİ?

            DUYARSIN BİLİRİM GÖZYAŞLARIMIN SESİNİ, YA RAB?
            BU YAŞLAR GÜNAHLARIMIN DİYETİNİ ÖDER Mİ?



            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

            Yorum


              Ynt: Aşk Dediğin...




              Buradan Bir Yere Yol Yok

              yolcunun ayak izi bellidir

              -kimdir bu yolunu yitiren, bu bilinmeyen yol-

              ne kat ediyor?

              bu yolculukta, bu yolda ne arıyor o?

              bu çölden arzu kentine bir yol var mı?

              -sevginin ak kucağında

              rabbinin seher yağmuruyla el yüz yıkayan kente

              şu andan itibaren ezelin

              aşk mehtabının eteğinde

              rahat uyuyan şehre

              alemin efsanesinin güzel kötü bir şehrine

              hayal parmağı onun güzel çehresinden sildiği

              nerede? ey yolunu yitiren yolcu

              -gel dön

              bu çölde kimseye aşina değil bir şey ölümden başka,

              harmandan başka

              gel, dön artık, ey yol garibi!

              görmüyor musun orada

              -kuru tek ağacın sığınağında

              zırh garip kalmış, sessiz yolcu öldü

              ve soğuk gözlerinde

              -müphem ve hayran bakışında

              binlerce umut goncası saçıldı.

              Görmüyor musun hasretten

              “Behrami avının kemendi atıldı”

              ve ecelin elindeki bir elle

              -şu kuru tek ağaçta

              bu yolu kat eden herkesin yazgı sözü kazındı:

              “ben kat ettim bu çölü, ne Behram, ne Güreş.”

              Nerede ey yolunu yitiren yolcu

              Bu şiir “Garip Yolcu [Yola Batan]” adıyla da bilinir.


              Ali şeriatı

              Yorum


                Ynt: Aşk Dediğin...


                Der-in çemen gol-i bî-hâr kes ne-çîd, ârî!
                Çerağ-î Mustafavî ba şerâr-i Bû-Lehebî'st.

                Bu çimende, kimse dikensiz gül dermiş değildir, elbette!
                Mustafa kandili; Ebu Leheb kıvılcımı ile birliktedir...


                Der kârhane-i aşk ez küfr nâ-gozîr-est
                Ateş ke-râ be-sûzed ger Bu-Leheb ne-bâşed?

                Aşk âleminde, küfr kaçınılmaz bir şeydir.
                Ancak, Ebu Leheb olmayanı ateş yakar mı ki?


                hafız

                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                Yorum


                  Ynt: Aşk Dediğin...


                  Adem Oğlu

                  Miskin Adem oğlanı,nefse zebun olmuşdur
                  Hayvan canavar gibi,otlamağa kalmıştır


                  Hergiz ölümün sanmaz,ölesi günin anmaz
                  Bu dünyadan usanmaz,gaflet önin almışdur


                  Oğlanlar öğüt almaz,yiğitler tevbe kılmaz
                  Kocalar taat kılmaz,sarp rüzigar olmuştur

                  Beğler azdı yolundan,bilmez yoksul halinden
                  Çıktı rahmet gölünden,nefs gölüne dalmışdur


                  Yunus sözi alimden,zinhar olma zalimden
                  Korkadurın ölümden,cümle doğan ölmüşdür.


                  Yunus Emre



                  Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                  Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                  Yorum


                    Ynt: Aşk Dediğin...


                    Ah Nefis
                    Girdim Aşkın denizine bahrılayın yüzer oldum
                    Geştediben denizler Hızır'layın gezer oldum


                    Cemalini gördüm düşte çok aradım yazda kışta
                    Bulamadım dağda taşta denizleri süzer oldum


                    Sordum deniz malikine ırak değil salığına
                    Girdim gönül sınığına gönülleri düzer oldum

                    Viran gönlüm eyledim şar bunculayın şar nerde var
                    Haznesinden aldım gevher dükkan yüzün bozar oldum


                    Ben ol dükkan-dar kuluyum gevherler ile doluyum
                    Dost bağının bülbülüyüm budaktab gül üzer oldum


                    Ol budakta biter iman iman bitse gider güman
                    Dün gün isim budur heman nefsime bir tatar oldum

                    Canım bu tene gireli nazarım yoktur altına
                    Düştüm ayaklar altına topraklayın tozar oldum

                    Tenim toprak tozar yolca nefsim iltir beni önce
                    Gördüm nefsin burcu yüce kazma aldım kazar oldum

                    Kaza kaza indim yere gördüm nefsin yüzü kara
                    Hümeti yok resul'lere bentlerini bozar oldum

                    Bu nefs ile dünya fani bu dünyaya gelen hanı
                    Aldattın ey dünya beni işlerinden bezer oldum


                    Yunus sordu girdi yola kamu gurbetleri bile
                    Kendi ciğerim kanıyla vasf-ı halim yazar oldum



                    Yunus Emre



                    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                    Yorum


                      Ynt: Aşk Dediğin...

                      Ah ölüm

                      Yalancı dünyaya konup göçenler
                      Ne söylerler ne bir haber verirler
                      Üzerinde türlü otlar bitenler
                      Ne söylerler ne bir haber verirler


                      Kiminin başında biter ağaçlar
                      Kiminin başında sararır otlar
                      Kimi masum kimi güzel yiğitler
                      Ne söylerler ne bir haber verirler


                      Toprağa gark olmuş nazik tenleri
                      Söylemeden kalmış tatlı dilleri
                      Gelin duadan unutman bunları
                      Ne söylerler ne bir haber verirler


                      Yunus derki gör taktirin işleri
                      Dökülmüştür kirpikleri kaşları
                      Başları ucunda hece taşları
                      Ne söylerler ne bir haber verirler


                      Yunus Emre


                      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                      Yorum


                        Ynt: Aşk Dediğin...Aşık Kendi Kanını



                        Helal kıldı ma'şuka aşık kendi kanını
                        Ma'şuk nakşından okur aşk eri Kur'anını


                        Yardan ayrı olunca asılıp ölmek yeğdir
                        Aşık kendi bırakır boynuna urganını


                        Gitmez aşık gözünden hergiz ma'şuk hayali
                        Nitekim zilha verir Yusuf'un nişanını


                        Dirlik budur aşıka ma'şuk yolunda öle
                        Sorarlar ise aydam aşıkın burhanını


                        Belkıys ile Süleyman aşka düştü bir zaman
                        İsteyip bulmadılar bu derdin dermanını


                        Gökteki Harut Marut aşk için indi yere
                        Zühre yüzün görecek unuttu Rahman'ını


                        Güzaf görmen siz aşkı kime oğradı ise
                        Sultanı iltir baştan yitirir hanmanını


                        Ferhat bu aşk yolunda başın külünge tuttu
                        Hüsrev Şirin derdinden dosta verdi canını


                        Leyli'yle Mecnun işi acebdür ( ür ) bu halka
                        Abdürrezzak terk etti aşk için imanını


                        Zemane vefaları cefa gelir yunüs'a
                        Bir doğru yer bulucak fidi kılar canını



                        Yunus Emre

                        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                        Yorum


                          Ynt: Aşk Dediğin...Aşıkmı Diyem



                          Erenlerin gönlünde ol sultan dükkan açtı
                          Nice bizim gibiler anda konuban geçti


                          Cümle erenler uçtu dağlar yazılar geçti
                          Aşk kazanına düştü kaynayıbanı pişti


                          Bu dünyanın meseli benzer murdar gövdeye
                          İtler gövdeye düştü Hak dostu kodu geçti


                          Aşıkmı diyem ona can terkini urmadı
                          Aşık ona diyeler kim melamete düştü


                          Yine esridi Yunus Taptuk yüzün görelden
                          Meğer onun gölünden bir cur'a şerbet içti



                          Yunus Emre

                          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                          Yorum


                            Ynt: Aşk Dediğin...


                            Bana, tutsak oldun, zindana atıldın dediler.
                            Dedim ki hangi keskin kılıç vardır ki kın zindanına girmesin!

                            Görmez misin ki aslan heybetle köşesinde oturur,
                            ufak tefek yırtıcılar ise dolanır-durur.


                            Ateş, taşın bağrında gizlidir, sıçramaz, ancak demire çarpınca kıvılcım ortaya çıkar.
                            İnsan, gerçekten suçlu olarak zindana düşmedikçe, orası ne güzel yerdir!



                            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                            Yorum


                              Ynt: Aşk Dediğin...


                              Seç bir yoldaş kendine eylemlerinden
                              Kabirde insana yoldaştır işlediği ..


                              Kaçınılmazdır bu: Ölümden sonrasına
                              Bir yoldaş seçip edinme gereği..


                              Şu hâlde uğraşına dikkat et burada,
                              Uğraşınla uyuşsun Allah'ın dileği..


                              Ölümden sonra eylemidir kişiye yoldaş
                              Burada ancak eylemin var gerçeği..


                              İnsan, ailesine konuktur bir süre
                              Az sonra toparlanır, zorunlu göçmeği!..


                              Hisâl-i Sadûk, 3. Bab, N.93.


                              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                              Yorum


                                Ynt: Aşk Dediğin...


                                Şu hüküm Allah'ındır: O makbuldür bu değil
                                Rahmetten başlayanın dönüşü rahmettir, bil!


                                Halk rahmetten geldiler, yine ona giderler
                                Sevginin sırrı budur, buna şaşırır akıl


                                İnsanların tümü de Hakk'ı birler özünde,
                                Şirk sonradan gelmişse, ârızî olur zail


                                Akıl der ki: Hakikat sırrını ne açarsın?
                                Sevgi açar sırları, akıl olsa da fodul


                                Bütün olan-bitenin bir noktadır özeti
                                Bu nokta yükselir de, bakarsın eder nüzul


                                Rabbim ile emanet ahdim vardır, söylerim!
                                İster bana zalim de, istersen kara cahil!

                                Muhammed Rıza Kumşeî


                                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X