Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Aşk Dediğin...

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: Aşk Dediğin...


    Sensizliğin feryadı kumlarına gömülü kerbelanın,
    Sensizliğin acısı kesilen kolların ahında...

    Sensizliğin susuzluğu Fırat nehrinin kan ağlayan damlasında,
    Toprağına secde ederek bekliyorum;


    Gelişinle intikamının alınacağı günde kerbelanın,
    ... umut ediyorum umut güneşinin doğacağı bu şehirde, yanında saf tutana dek
    Ve, o günün umuduyla bela çölünde seni anacağım....


    i. akbulak



    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

    Yorum


      Ynt: Aşk Dediğin...


      Gel..
      gel ey hasretiyle gönülleri acıtan sevgili...
      gel ey hasretiyle gözleri yaşartan sevgili..
      ey bahar kokulu yar...
      ey kokusuyla gülleri kıskandıran yar...
      gel de baharın ılık meltemi essin yüreklerimizde...
      gel de huzurun sıcaklığı duyulsun kalplerimizde...
      ey bahar kokulu yar....
      kokunda cennetin izleri var...


      Sev ey sevgili..
      sevgin kışları bahara döndürür
      baharlar senin sevginle buram buram gül kokar...
      sevgi senin kalbinde dinlenir..
      senden alır ilhamını buram buram aşk kokar...


      Konuş ey yar...
      sözlerinde vahyin izleri var...
      ruhum sesinde dinlenir
      aşkının ışığında hakikatin nuru var...


      Sen yaralı kalpleri saran şifalı bir el...
      suları susuz kılan rahmet pınarı...
      sen kabul olunmuş duaların sebebi...
      azaptan koruyan bir nursun sen...
      ey çöllenmiş kalplere yağan rahmet yağmuru...
      göklerden gelen bir çağrısın sen...


      Sen geleceksin diye beklenilen yıllar güzel..
      vuslat varsa sonunda çekilen hasret güzel..
      ey zikri güzel olan...ey fikri güzel olan...
      güzeller sende güzel , güzeller senle güzel...


      Sen zorlukların ardındaki kolaylık....
      sen zor soruların cevabı...
      ey karanlığın ardındaki aydınlık...
      sen yüreğimdeki iman , cennetin anahtarı...
      gel ey karanlıkları yırtan bahar sabahı...
      gel ey karanlıkları yırtan bahar sabahı...
      hiç kimse istenmedi senin kadar derinden..
      ey bahar kokulu yar...
      kokunda cennetin izleri var...
      göklerin vahyi duyulur sözlerinde...
      ruhum sesinde dinlenir..
      aşkının ışığında hakikatin nuru var....


      alıntı


      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

      Yorum


        Ynt: Aşk Dediğin...


        Davran gönül,zaman sefer zamanı..!
        Mutlak geçilecek hayat ummanı.
        Bu son liman idi,sıla limanı. ...
        Demir al..! Yelkenler fora,bismillah.
        Bismillah ey gönül..! VİRA BİSMİLLAH.

        Artık üzülmenin hiç gereği yok.
        Son yaklaştı,suyun bir çeyreği yok.
        Dik dur,dalgakıran mendireği yok.
        Yürü,suyu yara yara bismillah..!
        Bismillah ey gönül..! VİRA BİSMİLLAH.



        alıntı.

        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

        Yorum


          Ynt: Aşk Dediğin...


          Yıldızsız geceler misali
          Karanlığa gömüldüm...
          Vurdum yüreğimi
          Dönüşsüz yollara...


          Yalnızlığımın omuzlarında ağladım ...
          Sitemim zamansız yıllara...
          Üşüdüm o yılların yollarında hep
          Sarıldım,
          Buzdan yorganlara...


          Bir el aradım ötelerde
          Üzerimi örten,
          Başımı okşayan,
          Gözyaşımı silen,
          Bir el...



          alıntı.

          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

          Yorum


            Ynt: Aşk Dediğin...


            Her gönülden bakan bir çift göz vardır
            Susarak da söylenecek söz vardır..


            Küllense de alevlenir an gelir
            Yürek varsa, bir yerinde köz vardır..


            Sevda ikliminin yalnızlığında
            Sıcakların üşüttüğü yaz vardır..


            Ağrısız başların mutluluğunca
            çokların da imrendiği az vardır..


            Kendinin farkına varır yandıkça
            Bilir misin öz içinde öz vardır..


            Tebessüm doldurur acılarına
            iç yüzünü gizler nice yüz vardır..


            Vardır elbet vardır.. kendi boyunca
            Bu çizgide eğri vardır, düz vardır..


            çile çiçekleri tahammül açar
            Gecelere doğan bir gündüz vardır..


            Her gönülden bakan bir çift göz vardır
            Susarak da söylenecek söz vardır..


            alıntı..


            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

            Yorum


              Ynt: Aşk Dediğin...


              GÖZYAŞLARIM BU GECE BİTER Mİ,
              HÜZÜN DOLU GECEME NUR OLUP GİRER Mİ,
              KALBİME GÜN DOĞAR MI BU SABAH BİLMEM Kİ,,


              YOKSA,BÖYLE GELMİŞ YİNE BÖYLE GİDER Mİ,
              DUYAR MISIN GÖZYAŞLARIMIN SESİNİ,
              NOLUR YOLLA HAYAT VEREN NEFESİNİ...


              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

              Yorum


                Ynt: Aşk Dediğin...


                Yandım ebedi hüsnüne meftun olarak
                Kar etti dilim ruhuma efsun olarak


                Sor hâl-i perişanımı saysın geceler
                Geldim kapına kaç kere meftun olarak


                Yandım yandım hüsnüne meftun olarak
                Yandım yandım hüsnüne meftun olarak


                Kahreyleme sevgili şâd eyle beni
                Görsem ne çıkar bir kere memnun olarak


                Etmek mi muradın beni ser mest-i haram
                Ta haşre kadar böylece mecnun olarak...


                alıntı..

                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                Yorum


                  Ynt: Aşk Dediğin... AŞK Belki...


                  Her baktığımda, ilk defa görüyormuşum gibi...
                  Ama; kendimden bile önce tanıdığım...
                  Her saniye yeniden doğmak gibi...
                  Ama, asırlardır süren...
                  Kışa dönmeyen sonbahar; derin, duygulu...
                  Yaza dönmeyen ilkbahar; serin, coşkulu...


                  Ilık avuçlarında, kar taneleri...
                  Güneş sıcağı, gözleri...
                  Ve sözleri...
                  Ve sesi...


                  Böyle olmalı aşkın tarifi...
                  Ki, tarif edilememeli...


                  "Resmini çiz!" deseler...
                  Bacası tüten bir ev belki...
                  Belki gece yarısı terkedilmiş bir şiir...
                  Veya kaldırımların kanına giren...
                  Aşkın ayak sesleri...


                  "Resmini çiz!" deseler...
                  Her köşe başı ıhlamur kokar...
                  Yağmur kokar...
                  "Resmini çiz!" deseler...
                  Kerbela nın dudaklarındaki tebessüm...


                  Veya...

                  Gecenin koynuna bırakılan gözyaşları...
                  Gizli ve mahcup...


                  Aşk, istemektir belki...
                  Belki bir ticaret; pazarlıksız...
                  Bedeli kalbinizdir... Bedeli herşeydir...
                  Sonrası bir uzun yolculuk...
                  Sonrası; nasip!


                  Tarifini sorsalar....
                  Her baktığımda, ilk defa görüyormuşum gibi...
                  Az kalsın ölüyormuşum gibi...

                  alıntı..




                  Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                  Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                  Yorum


                    Ynt: Aşk Dediğin...


                    Dert bendendir benden, dermanım yardan
                    Kavuşma isteği benden, hicranım yardan,


                    Kasabım derimi yüzse, ayırsa tenden
                    Ayrılmaz bir lahza dahi, bu canım yardan...



                    alıntı

                    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                    Yorum


                      Ynt: Aşk Dediğin...


                      “Aşk mekansızlık âleminde kızgınlık madenidir.

                      Yedi cehennem onun kıvılcımından bir dumandır.
                      Ey temiz adam, bu yüzden cehennem; âşığın ateşinden zayıflar, söner.
                      Cehennem der ki; "Ey ulu er, çabuk geç. Yoksa ateşlerinden ateşim sönecek"

                      (Mevlana)



                      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                      Yorum


                        Ynt: Aşk Dediğin...


                        "Aşıklar her saat darağacına meyleder,
                        Çünkü Mansur'u darağacına çıkaran bu alev, aşkın alevidir.
                        Aşkın mertebesi dar ağacıdır”"


                        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                        Yorum


                          Ynt: Aşk Dediğin...


                          Sen ıslak yanaklı bir laleye sokuldunmu hiç;
                          usulca avuçlarına alıp ince belini,


                          içine çektin mi suskunluğunu;
                          onun güzelliği serin rüzgarlarla doldumu içine;


                          o güzellik karşısında bir damla yaş kirpiklerinden yol bulup onun yüreğinde durakladı mı?
                          Dudaklarının bir busesi var mı bir lalenin kadife yaprağına dokunmuş?


                          bağrına bastınmı bir lalenin ince kalbini sevgiye akan bakışlarını buldunmu onu izlerken...
                          Kaç gönül kaldı ki saksısında laleler büyüten? kaç gönül gözü kaldı ki onların gözlerinde kilitlenen?




                          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                          Yorum


                            Ynt: Aşk Dediğin...


                            “Aşk nedir?” diye sordular Mansur’a.
                            “Üç güne varmaz görürsünüz, sabredin bekleyin” dedi.


                            Önce kollarını ayaklarını kestiler.
                            Her bir uzvu aşk içinde inledi.


                            Bedenini astılar; o, yine “aşk” diye sızladı.
                            En sonunda yakıp küllerini nehre saçtılar.


                            Her bir zerresi “aşk” nidasıyla savruldu.



                            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                            Yorum


                              Ynt: Aşk Dediğin...


                              Canımı isterse canan, minnet Benim canıma,
                              Bir can nedir ki, feda etmeyeyim Canan'ıma.

                              FUZÛLİ




                              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                              Yorum


                                Ynt: Aşk Dediğin...

                                O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı
                                Sahile vurdu kalbim su yandı kum da yandı

                                Bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum
                                Ölüme başkaldıran dertli uykum da yandı

                                Yurdundan mahrum edip dolaştırdın Cem gibi
                                Ruhumla söndü alev sonra ruhum da yandı

                                Kül oldu bir yiğidin figanıyla her umut
                                Bülbülün küllerine konan ruhum da yandı

                                Böylesi bir yangın görmedi Nemrut bile
                                Kaktüsün gölgesinde nazlı ahım da yandı

                                Ahımdır zannederdim en belalı kıvılcım
                                Kirpiğine dokunan kanlı ahım da yandı

                                Bir damla su ver bana ey çöl, bari sen küsme
                                Kalmadı hiçbir şeyim bak, günahım da yandı

                                Yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme
                                Ülkem yıkıldı heyhat, ordugahım da yandı

                                Köleleri her akşam duman kıldı gözlerin
                                Başıma tac ettiğim padişahım da yandı

                                İlk defa böylesine tutuştu gökkuşağı
                                Renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı

                                Ondan başka ne varsa yandı, yandık sen ve ben
                                Onu göreyim diye kıblegahım da yandı

                                Nurullah GENÇ





                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X