Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Aşk Dediğin...

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: Aşk Dediğin...


    Biz Aşk'ı arayan gözle bakarsak, Aşk'ı buluruz.
    Aşk bizi bulmuşa, işte o kaderdir.

    alıntı...


    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

    Yorum


      Ynt: Aşk Dediğin...


      Ey Gönül.... Hiçlikte, hepi bulmaktır AŞK..

      alıntı...


      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

      Yorum


        Ynt: Aşk Dediğin...


        Ey AŞK!!! Saklanma gayrı perdeler ardına,
        mahbubların çeşit çeşit zuhuruna...


        Saklanma sözcüklere, cümlelere, mısralara..
        Anladım; ne bende seni anlatacak bir dil var,
        ne de dinleyenlerde seni anlayabilecek bir istidât!!!



        alıntı...

        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

        Yorum


          Ynt: Aşk Dediğin...

          Aklın gücü, cennetteki sırlarla ulu:
          Aşktan deliren, akıllıdır, sağduyulu.
          Sevdaya kapılmış yüreğin zorlu yolu,
          Görkemli yabancılıkla, özlemle dolu

          HZ MEVLANA

          Yorum


            Ynt: Aşk Dediğin...


            Ey Can ...! Deseler ki AŞK nasıl bir şeydir?

            Varlığındaki yokluğa ulaşmak,
            benliğindeki hiçliği anlamak;

            Aklındaki ikiliği bırakmak,
            gönlündeki tekliğe kucak açmak;

            Gülü dikenleriyle avuçlamak,
            hesabınıysa gülden sormamaktır...

            alıntı..


            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

            Yorum


              Ynt: Aşk Dediğin...


              Bu bendeki bir dert ki, anlatamam kimseye
              Kulak verip de beni dinler misin kardelen
              Sardı tüm benliğimi, mecalim yok gülmeye
              Sende benimle ağlayıp, inler misin kardelen


              Mis gibi sıla kokan eş, dost mektuplarında
              Taze güller yeşerir eski anılarında
              Hatıralarla dolu gurbet akşamlarında
              Hasret denen türküyü söyler misin kardelen


              Bütün duyguları bir deftere yazmanın
              Dertlerini duymayan duvara anlatmanın
              İçinde ne var ise hep içine atmanın
              Ne demek olduğunu bilir misin kardelen


              Dostu oldum kaç defa sabahsız gecelerin
              Defterimde yeri yok, anlamsız hecelerin
              Çözemedim bir türlü bu zor bilmecelerin
              Cevabını sen bana çözer misin kardelen


              Ne kadar tatırsa da ayrılık acısını
              Unutamazsın yine onun hatırasını
              Bir kenara bırakıp acısı, tatlısını
              Hepsini bir kalemde siler misin kardelen


              Anlat sende içini, dök dışına ne varsa
              Hiç düşünme kalbimi, bırak yansın yanarsa
              Bu derdi sen benimle paylaşır mısın, yoksa
              Bakıp bakıp halime güler misin kardelen

              Bilirim ben yerini, sormam sana nerdesin
              Senin yurdun dağlarda, sen hep yükseklerdesin
              Nasıl gelsem yanına, sen hep yükseklerdesin
              Eğilip de elimden tutar mısın kardelen


              Ah gurbet, sen içimde dinmeyen bir sancısın
              Bazen iyisin amma çoğu zaman acısın
              Ey kardelen! Sen bana neden çok yabancısın
              Çaldım işte kapını, açar mısın kardelen


              Senin de gözlerin yaşlı, ağlamışsın besbelli
              Yoksa sen de benim gibi naçar mısın kardelen
              Bu topraktan çıkıp da karları delmişsin ya
              Mevsimin gelmeyince açar mısın kardelen


              Derdimi de dinledin, sana ağır gelirse
              Yine toprak altına kaçar mısın kardelen
              Ya ölüm günü gelip de alırlarsa ruhumu
              Benimle gökyüzüne uçar mısın kardelen'im ....


              alıntı..

              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

              Yorum


                Ynt: Aşk Dediğin...isterdim...


                Ebediyete kadar susmak isterdim
                Bir daha hiç konuşmayacak şekilde


                Uzaklara gitmek isterdim YaLNıZ
                Bir daha hiç dönmeyeck şekilde


                Kaybolmak isterdim
                Bir daha hiç gözükmeyecek şekilde


                Yağmur olmak isterdim
                Hiç durmadan ağlayabilmek için


                Aşık olmak isterdim,
                Bir daha ondan gayrısını sevmeyecek şekilde...


                alıntı...

                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                Yorum


                  Ynt: Aşk Dediğin...


                  Nesimi'ye sormuşlar:

                  Yarin ile hoş musun?

                  Hoş olayım olmayayım o yar benim kime ne?...

                  alıntı...


                  Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                  Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                  Yorum


                    Ynt: Aşk Dediğin...


                    Aşk hiçbir afetten öğüt almaz.
                    Aşk öyle bir saltanattır ki zevali yoktur.


                    Aşk ucu bucağı belli olmayan engin bir denizdir.
                    Aşk ülkesi herkesin kendi bildiğincedir.


                    Âşıkların milleti de devleti de yoktur.
                    Aşkı aşktan başka hiçbir şey söndüremez.


                    Aşkın beni sarmış nasihatler boşuna, İçtim o zehri ben bu şeker boşuna...
                    Aşkın yedi şehrini geçtikten sonra hâlâ ilk caddenin ilk sokağındaydık...

                    Aşkımızı hep ilk anki gibi saf ve taze bıraktık...

                    alıntı...


                    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                    Yorum


                      Ynt: Aşk Dediğin...


                      Hicran ki aşığa cehennem ödünç bir azap...
                      Ve yanmak da aşığa cennetler muştulayan bir sevap...


                      Aşık ki sermest-i YAR...
                      Olmaz dahi olmamalı aşığın pazarında,
                      ne dünyevi ne de uhrevi bir hesap,


                      AŞIK, hesapsız olan...
                      ...AŞIK, kitapsız olan...


                      alıntı...

                      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                      Yorum


                        Ynt: Aşk Dediğin...ALİ MUNZUR...


                        Açıldı ömrümün haritası
                        Bir omzu düşük ağır delikanlı
                        Ey Ali Munzur, ey dağların kartalı
                        Sağ yanım bıçak yarası sol yanım hicran
                        Ve emanet kalmıştır bir köylü kızında ( Yaban Gülü) kalbimin yarası
                        Ey Ali Munzur, ey dağların kartalı


                        Benim ömrümde, yarı çıplak popil delikanlısı ortalığın
                        yağmurların sevdalısı ve parlayan yusuftutan kuşları
                        Benim ömrümde, mor menekşe
                        Yediveren gülleri ve böğürtlen

                        Birde sen!
                        İçime işleyen ah sen!
                        Ondokuz yaşımın
                        Ve ırmağımın
                        Ve toprağımın hakkına birde sen! ..
                        Bulutlarıma kına yaktığım sebebin
                        Namerd olayım sevmedim hiç kimseyi böyle bu kadar! ..

                        Ya da sevemedim
                        Ey Ali Munzur, ey dağların kartalı
                        Sağ yanım bıçak yarası sol yanım hicran
                        Ve emanet kalmıştır bir köylü kızında kalbimin yarası


                        Bu da bir gurbettir yıkar adamı içine
                        Bu da bir rivayettir, on iki yıl bilmem kaç bin gece
                        Bir türkü sesinde..
                        Dumanlı dağları duman kaplamış
                        Yine mi gurbetten kara haber var?
                        Seher vakti bu yerlerde kimler ağlamış?
                        Çimenler üstünde gözyaşları var..
                        Benim ömrümde..


                        Bu sol yandaki hicran yarası öyle çok ki..
                        Benim ömrümde çiçeğin bozamadığı
                        Karanlığın düşemediği yüzüm
                        Bana mahsus kor ayazda üşüdüğüm
                        Hercanın yeşili, Cemilin üzüm gözlü güzeli
                        Ve hüzün yaprağını dökende dut ağacın
                        Kalbime bir gül dikeni, fikrime sevda batanda.
                        Kemahın istasyonuna doğu expresi demir atanda
                        Murat suyu Fırata karışır üç gün üç gece kan akanda
                        Ben belki bin gece sayanda gurbet akşamlarında yıldızları
                        Emanetime iyi bakasın köylü kızı ( Yaban Gülü)
                        O elinde tuttuğun kanayan şey Ali Munzurun kalbinin yarası...


                        Benim ömrümde, yarı çıplak popil delikanlısı ortalığın
                        Yağmurların sevdalısı
                        Ve parlayan yusuftutan kuşları
                        Benim ömrümde, mor menekşe
                        Yediveren gülleri ve böğürtlen
                        Birde sen!
                        İçime işleyen ah sen!
                        Ondokuz yaşımın ve ırmağımın ve toprağımın hakkına
                        Birde sen!
                        Bulutlarıma kına yaktığım sebebin
                        Namerd olayım sevmedim, hiç kimseyi böyle bu kadar

                        Ya da sevemedim.
                        Ey Ali Munzur, ey dağların kartalı
                        Sağ yanım bıçak yarası sol yanım hicran
                        Ve emanet kalmıştır bir köylü kızında ( Yaban Gülü) kalbimin yarası
                        Açıldı ömrümün haritası..


                        İbrahim Sadri..


                        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                        Yorum


                          Ynt: Aşk Dediğin...


                          Çöl benim içimde, acı benim içimde. Mecnun’un,
                          geceler ve gündüzler boyu Leyli iniltilerini bir ney gibi dinleyen kum taneleri,
                          ayaklarımın altında ateş ateş çoğalırken, geceyi özlüyorum.
                          Gecelerde dolunaylar gibi doğasın diye ufkumda YAR !!!...

                          alıntı...


                          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                          Yorum


                            Ynt: Aşk Dediğin...


                            AŞK;

                            Bazen parıltılı bir efsane, bazen şiir-ane...
                            Bazen de, gönül kalemiyle çizilen ve anlatılan avare...


                            Aşk dedik ya Yabangülüm, çaresizlik değil,
                            çare üretmektir çaresizliğin gölgesinde …


                            Ah yüreği nakışlım ...Düşmüşüm yollarına…
                            Belki gözyaşıma dokunursun diye, bir yağmur tanesinde...


                            alıntı...


                            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                            Yorum


                              Ynt: Aşk Dediğin...


                              Aşkın refakati kulu köprüden geçirmek ve geçirmek kendinden...
                              Sorarlarsa seni sana bilememek. Dilsizlik aşkın lehçesi...


                              Suyun kaynağı hasret. Uykulardan uyanmak gecenin hür gezintisinde...
                              Mumları bitirip bitirip yakmak. Yıldızlardan ve dolunaydan masallaşmak...


                              Gerçeğin çarptıkça sarsan gömülüşüne bir gülüş bırakmak YAR...

                              alıntı...

                              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                              Yorum


                                Ynt: Aşk Dediğin...


                                Aşk değil de, ya nedir.?

                                "İçinizden kim içimdeki benliği bana ve ruhumu ruhuma açıklayabilir?
                                Aşk adına söyleyin, yüreğimde yanan,
                                gücümü tüketen ve isteklerimi yok eden bu ateş nedir?"

                                Aşk değil de, ya nedir.?

                                alıntı...

                                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X