Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Aşk Dediğin...

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: Aşk Dediğin...


    Aşk,

    Parmakta bir halka değil,

    kalpte tokmak olmalı…Çevirdiğin zaman tokmağı, cenneti aşmalı…

    Kapattığın zaman, nur cemali seyretmeli insan…


    alıntı..


    Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
    Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

    Yorum


      Ynt: Aşk Dediğin...


      AŞK,

      Aşk, bin yıl seni seviyorum naraları ile inletirken,
      bir gecenin yalnızlık elbisesi giydiği...


      Buz gibi bir havanın nefesleri kestiği,
      imkanların kesip imkansızlıkların aşıldığı...


      Bir noktada sevgilinin elini tutup soğuğa inat bir sıcaklıkla,
      sessiz bir feryatla, “ İYİKİ VARSIN YAR” deyip muhabbetle,
      gözlerinin içine hasretle bakmaktır…


      alıntı...

      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

      Yorum


        Ynt: Aşk Dediğin...


        Aşk,
        Aşk Kays’a değil Mecnun’a göredir!
        Kays, Leyla’dan yüz bulamazsa vazgeçer…
        Mecnun’a ise fark etmez… O Leyla’dır ya mesele bitti…
        Mecnun bir ters bakışa kızıp vazgeçebilir mi?
        Öyle sadık olmak Mecnun’un işi…
        Unutmalı her şeyi, herkesi
        Öyle deli öyle kara sevmeli…


        Mecnun’un çölü, Ferhat’ın dağları gibi…
        Öyle yürek vermeli…
        Öylece dalmalı Aşkının gözlerine,

        Öylece yanıvermeli Sevgilinin’nin gülüşüne,
        Öylesine bir zamanda öylesine bir yerde çarpılıp düşmeli…
        Aşk o olmalı, gayrısı olmadan sadece O olmalı…


        alıntı..


        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

        Yorum


          Ynt: Aşk Dediğin...


          Ben sana Gülüm derim,
          Gül sana benzediği için ölümsüz...


          Yazdığım bütün şiirler,
          Sana başlayan bir kitap için önsöz ...


          alıntı...


          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

          Yorum


            Ynt: Aşk Dediğin...


            Tut elimden kaldır beni,
            Aşkın ile yandır beni,


            Haber gönder alayım seni,
            Nerede ferman ey SEVGİLİ...


            alıntı..


            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

            Yorum


              Ynt: Aşk Dediğin...


              Aslolan AŞK-ı ruhidir.

              Böylesi aşklar ruha benzer; görülmez, tutulmaz ama asla, ölmez asla unutulmaz!
              İnsanların ruhu titremeli, sarsılmalı, yanmalı...


              Ruh ise arar esmer delikanlıyı, ela gözlü Leyla’yı…
              Ruh gözleri görmez, gülüşleri duymaz, elleri hissetmez...


              Ruh, ruha gönül verir...
              Ruh mükemmeli arar...ve bulunca AŞK olur...


              Alıntı...




              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

              Yorum


                Ynt: Aşk Dediğin...


                Aşk;

                Sarp kayaların dehlizinde saklı, tılsımlı define gibidir.
                Ele geçirilmesi bir hayli zordur.
                Sabır ve meşakkat ister.
                Ele geçen definenin muhafazası ise
                ...O defineyi bulmaktan daha zordur
                Sadakat ve istikamet ister…


                Maşuk;

                Kaf dağının ardındaki Zümrüd-ü Anka kuşu gibidir.
                Pek nazlıdır, hiç ihmale gelmez.
                Teslimiyet ve muhabbet ister…

                Aşık,

                Aşığın durumu ise çok farklıdır.
                Ne cehennem ister ne cennet.
                Ne saltanat ister ne servet.
                Sevildiğini bilmek yeter ona.Buna da diyet ister
                En mühimi de koca bir sevgi/yürek ister…


                alıntı...


                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                Yorum


                  Ynt: Aşk Dediğin...



                  Eğer aşk olmasaydı, cihan cansız olurdu...

                  Gökler,unsurlar ve topyekün doğup gelişen canlı varlıklar,
                  Onsuz, varlıklarını kaybedip mahvolur giderdi...


                  Aşk büyük bir nehir ki, bu dönme dolaptan ibaret hayatı döndürür.
                  Aşk, insanın kalbinde vefalı bir dosttur...


                  alıntı...



                  Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                  Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                  Yorum


                    Ynt: Aşk Dediğin...

                    Peşimdekiler!

                    İşkenceciler peşimde…

                    Yapayalnız bir çöle düşmüş,

                    Binlerce endişe ve kırık umutlarla ilerliyorum

                    Gecenin bağrında.

                    Her şeyini kaybetmiş bir kaçak,

                    Leyla'sını yitirmiş bir Mecnun,

                    Aslı'sını gömmüş bir Kerem'in

                    Acısı var kalbimde

                    Yakalanacak mıyım?

                    Yine gözlerimi kapatacaklar mı?

                    Yine başıma Çuval geçirecekler mi?

                    Lanet olası vatan caddesi,

                    Merter kavşağı

                    Beşiktaş Sahilleri…

                    Üçgün yatmadan, uzanmadan,

                    Yemeden beklemek!

                    Hücreler…

                    İnsanlara kapalı Allah'a açık hücreler.

                    Yüzünü şeytan göresi soruşturmacılar…

                    Allah'ım ne kadar büyük imtihan bu!

                    Köpek sesleri geliyor.

                    Gittikçe yaklaşıyorlar.

                    Nefesim kesilmek üzere.

                    Hacer, neredesin Hacer!

                    Ey Musa gelsene,

                    Daha dönmedin mi Sina'dan…

                    Bazen hayatta en zor şey oluyor ölmek!

                    "Kabe'nin Rabbine andolsun kurtuldum"

                    Diye haykırmak

                    En büyük arzusu oluyor insanın.

                    Silahım da yok.

                    Hayatta hiç sevmedim silahı ben!

                    Kaleme sarıldım,

                    Kalemimden korktu korkaklar.

                    Allah'ım ne yapayım,

                    Nereye gideyim?

                    Beni de İsa gibi alsana yanına…

                    Havarilerim ihanet etti bana,

                    Buzağı'ya taptı dostlarım.

                    Çöl, ey merhametli dost,

                    Sarsana beni kollarınla,

                    Kapatsa ya kumların düşmanın gözleri.

                    Geçip gitseler yanımdan görmeden benim

                    Biliyorum Peygamber gideli çok oldu.

                    Yapayalnız, o yol sevdalısına döndü halim.

                    Çölde yıldızlar bir tuhaf geliyor insana.

                    Ali'nin sesi geliyor çek uzaklardan.

                    Belki de sekine ağlıyor

                    Kerbela uzak değil buraya.

                    Annem olsaydı

                    Yanımda kucağına alır, saçlarımı okşardı.

                    Düşmana teslim etmezdi beni.

                    Belki de İbrahim gibi bir mağarada

                    Saklardı yavrusunu.

                    Ama hep ağlardı.

                    Neden doğurduğunu sorgulardı.

                    Babam ne yapardı bilmem?

                    Ama o da ağlardı hüngür hüngür.

                    Nedense beni hep ağlayanlar anlıyor.

                    Hep acılar tanıyor.

                    Geliyorlar. Yine başa dönecek hikayem.

                    Tırnağımı koparacak,

                    Coplayacak sopalarla dövecekler.

                    Ne istiyorlar benden?

                    Musa'nın levhalarını! İsa'nın izini!

                    Muhammed'in emanetini!

                    Ali'nin feryadını!

                    Hüseyin'in kesik başını!

                    Bir ben miyim Allah'ım sadece bunları bilen?

                    Bana mı kaldı o mukaddes emanetler?

                    Delisi bir ben mi kaldım Allah yolunun?

                    Hücreler, ey dost hücreler!

                    Siz mi adımı verdiniz benim?

                    Gardiyanların işkencesine

                    Sizler de mi tahammül edemediniz?

                    Ama düşünmediniz mi

                    Ben nasıl dayanırım?

                    Siz beton ve demirlerin

                    Dayanamadığı işkencelere,

                    Ben et ve kemik nasıl sabrederim?

                    Ey sevgili, sil ne olur, sil gözyaşlarını!

                    Göz yaşların bana

                    Her şeyden daha acı geliyor…

                    Artık takatim kalmadı,

                    Ama geri dönmek yok!

                    Teslim olmak mı asla!

                    Varsın ağlasın eşim,

                    Varsın babasız kalsın çocuklarım!

                    Varsın gitsin her şeyim!

                    Ama ben gideceğim!

                    Nefesim yettiği kadar koşacağım,

                    Gücüm olduğu müddetçe

                    Sürünerek de olsa gideceğim,

                    Hep gideceğim…

                    İşte geliyorlar,

                    Köpek sesleri yaklaşıyor,

                    Geceler ağlıyor halime.

                    Yıldızlar beni saklamak için sönmüş gibi.

                    Ay nurunu gizlemiş!

                    Adeta belki de göremezler beni.

                    Ağaçlar dallarıyla sarıyor,

                    Örümcekler ağını örüyor dört bir yanıma

                    İşkenceciler geliyor, gittikçe yaklaşıyorlar.

                    Bu da ne Allah'ım!

                    Bir ışık! Musa'nın gördüğü yakamoz mu bu?

                    Gidip ben de mi alsam o ateşten?

                    Ama ateş de beni ele verirse!

                    En azından işkenceciler uzaktan farkeder,

                    Gelirler, biliyorum.

                    Ne yapsam tanrım?

                    Ateşe gitsem bulurlar mı?

                    Aman Allah'ım acı bir ses geliyor!

                    Kuyuların dibinden yankılanıp gelen

                    Tanıdık bir feryat bu!

                    Evet Ali'nin sesi bu!

                    Namahrem duymasın diye

                    Ellerini ağzına dayayıp

                    Kuyulara haykırdığı figan bu!

                    "Kaç" diyor, "ateşe doğru kaç!

                    O ateş yakmaz seni.

                    O ateş sana her şeyi aydınlatan,

                    Ama seni her şeyden gizleyen bir ateş!

                    Koş, durma, dayan az kaldı, koş, kooooş!…

                    Koşuyorum, durmadan koşuyorum…

                    Oh tanrım! Nihayet vardım.

                    Nirvana'ya ulaştım,

                    Artık özgürüm her şeyden azade!

                    Beni gizleyen

                    Bana her şeyi gösteren

                    Ateş kurtardı beni!

                    Artık geri dönmeyeceği,

                    O cehennemi bir daha yaşamak istemiyorum.

                    Ali'nin feryadıyla gösterdiği ateşte yanacağım!

                    Nirvana'da kalacağım!

                    Gardiyanını seven bir mahkum gibi…


                    Kadri Çelik


                    Yorum


                      Ynt: Aşk Dediğin...


                      Çok uzaklardan geçen bir hayal gibi...
                      Haydi ben bensiz geleyim, haydi sen sensiz gel.
                      Tenden azade ne varsa şu ırmağın içinde,
                      Soyunalım iki can, dalalım şu ırmağa, hadi.


                      Bu kupkuru yerde yakınmadan gayri ne gördük,
                      ...Bu kupkuru yerde zulümden gayri ne gördük.


                      Bu ırmakta ne ölmek var bize,
                      Ne gam var,
                      Ne dert, ne keder...
                      Bu ırmak alabildiğine yaşamaktan,
                      İyilikten, cömertlikten, sevgiden ibaret...
                      Durma, çabuk ol, gelemem deme...


                      Senin şanına sade gelmek yaraşır, Aşkım..
                      Senin şanına, sade gelmek yaraşır!!


                      alıntı...


                      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                      Yorum


                        Ynt: Aşk Dediğin...


                        Ma'şuka hitap...

                        Benim için seni görmek suya benzer,
                        Seninle yasamak ise nefes almaya,
                        Susuz üç gün yaşarım ama, nefes almadan asla...


                        Sana ne demeliyim bilmiyorum,
                        Güneşim desem güneş batıyor,
                        Hayatım desem hayat kısa,
                        Gülüm desem oda soluyor,
                        Sana canım demeliyim.
                        Çünkü bu can seninle yaşıyor...

                        Cana can olan, Can...

                        alıntı...


                        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                        Yorum


                          Ynt: Aşk Dediğin...


                          ey âşıkân ey âşıkân
                          hâl ile gevher bulmuşam
                          ey sâdıkân ey sâdıkân
                          can içre dilber bulmuşam...


                          ...ey tâlib-i esrâr-ı hû
                          ey âşık-ı dîdar-ı hû
                          ey cân ü dilden yâri hû
                          gördün ne server bulmuşam...




                          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                          Yorum


                            Ynt: Aşk Dediğin...


                            Ey adıma ateş olanım, adını alnıma ateşle yazanım,

                            Ey benim kâl’im, halimde ahvalim,


                            Beni benden söküp kendisi kılanım, ey! Aşk'...

                            alıntı...



                            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                            Yorum


                              Ynt: Aşk Dediğin...


                              Aşka verdiğim değer,
                              benim anlayışımın,idrakimin değeridir.


                              Aşkın değeri bu değildir.
                              Güzelim, incinin değerini ancak inci biçen bilir.

                              Mevlânâ



                              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                              Yorum


                                Aşk Dediğin...


                                Saygıda asalet...Sevgide şefkat vardır...

                                Hoşgörüde hürmet...Susmakta hikmet vardır...

                                Dostlukta minnet...Aşkta sadakat vardır...

                                alıntı...


                                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X