Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Aşk Dediğin...

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #31
    Ynt: Aşk Dediğin...

    Maşaallah Kerbela ve Beyza kardeş.. Çok güzel sözleri hepsini birarada görmek nasip oldu hamdolsun. Benide aşık ettiniz sonunda kimemi? Evet benide yaratana aşık ettiniz ve onun mübarek hedef va gayeleri bunun neticesinde yarattığı bu ihtişam ve güzellikler aklıma geldi ben mest oldum. Bu güzel dizeler için size teşekkürler...

    Yorum


      #32
      Ynt: Aşk Dediğin...

      [quote author=yozgatli yigit link=topic=9302.msg60983#msg60983 date=1257807764]
      Maşaallah Kerbela ve Beyza kardeş.. Çok güzel sözleri hepsini birarada görmek nasip oldu hamdolsun. Benide aşık ettiniz sonunda kimemi? Evet benide yaratana aşık ettiniz ve onun mübarek hedef va gayeleri bunun neticesinde yarattığı bu ihtişam ve güzellikler aklıma geldi ben mest oldum. Bu güzel dizeler için size teşekkürler...
      [/quote]

      ALLAH SENDEN RAZI OLSUN YİĞİT KARDEŞİM..

      AŞK'A ERENLERE SELAM OLSUN..



      Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
      Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

      Yorum


        #33
        KERBELA ÇİÇEĞİ







        Bir özlemin buruğundaydı kerbela çiçeği;

        Bir filiz, daha yeni açılmış bir gonca,

        Bir haykırıştır zamanının Kerbela'sında,

        İffetinde bir melek,

        Cesaretinde ise bir aslan misali.




        Âdem, Havva'yla tamamlandı,

        Ali, Fatıma'yla baş koydu yola,

        Süleyman, Selma ile

        Malik'se Meryem'le can verdi;



        Bende, seninle beraber can buldum,

        Seninle, koyuldum yola,

        Seninle, bildim hayatın unutulmaz anlamını,

        Bir sözcümüz vardı yolda;

        İsmi ŞEHADET.

        Ve bir gözcümüz vardı yolda;

        Her yanı RAHMET.



        Sen oldun şafağın müjdecisi,

        Bense o şafağı özleyen bir garip,

        Sen oldun gönüllerin Hüseyin'i,

        Zeynep oldu Hüseyin'lerin yareni,

        Kuyularda Yusuf'tun her zaman,

        Ve sen yalnızlığın müfessirisin,

        HİRA'nın yankısı,

        KERBELA'nın haykırışı,

        NECEF'in elemi,

        REBEZE'nin yalnızlığı oldun sen!



        Filizlenmekte senin için KERBELA çiçekleri,

        Kokuları Şehadet saçar her tarafa,

        Özlemleri, özgürlüğe endeksli,

        Sevdaları, özgürlüğün müjdeleyicisi,



        Bu özlem sancısının iklimi,

        Baharın devrim gülleridir.

        Bu rahmet yağmurlarıdır yağan.

        Filizlenen çiçekler,

        Masumluğunu andırır

        Ve sen oldun âlemin kokusu,

        Cihat hececiği,

        Ey KERBELA çiçeği.!

        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

        Yorum


          #34
          Ynt: Aşk Dediğin...

          Bende Mecnun'dan füzun âşıklık istidadı var,
          Âşık-ı sâdık benim, Mecnun'un ancak adı var...
          "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
          "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

          Yorum


            #35
            Ynt: Aşk Dediğin...


            Senin Yüzünden

            Aklım fikrim ermez oldu
            Senin yüzünden
            Gözüm güzel görmez oldu
            Senin yüzünden,yüzünden


            Terk eyledim yüceleri
            Nağmeleri heceleri
            Uyku tutmaz geceleri
            Senin yüzünden, yüzünden

            [color=maroon]
            Her bir günü asır ettim
            Bilmem nerde kusur ettim
            Aşkı cana esir ettim
            Senin yüzünden, yüzünden


            Bestami


            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

            Yorum


              #36
              Ynt: Aşk Dediğin...


              KASİDE-İ FATIMA

              Ey Hacerân!.. Es-selâm!.. Bir hikâyet edeyim
              Sırr-ı "Nefsin Vahide", pür vikâyet edeyim

              Dediler Âdem'dir bu, topraktan yaratılmış
              İlm-i ledun babında, ism ile donatılmış

              Sormazmısın ya Havva, hangi cevher nurudur?!
              Âb-ı Kevser havzında, Fâtıma zuhurudur

              Ne topraktan, ne etten, hilkati Vahidetten
              Haberini sudan sor, söyler kadr-ü kıymetten

              Görmez misin ey nalan, fuzulide zâre su
              Fatıma'dır çün sebeb, cümle derde çâre su

              Nasıl ki Muhammed'e mukaddem Nebî Âdem
              Havva'ya da öylece Fâtıma şibh-i Hâtem

              Öyle yıldızlar vardır, görünmez her sahrada
              Saklıdır sırr-ı nisâ, Fâtıma-tüz Zehra'da

              Şol Nil'in bucağında uyuyan Musa'ya sor
              Meryem'in kucağında büyüyen İsa'ya sor

              Nice büyüler bozan, yürüyen asâ'ya sor
              Müzzemmil Mustafa'yı, Hatice Kübra'ya sor

              Üveysiler nezdinde rûberû görmeyen var
              Bu sırrın beyanını, Pây-ı Pâk Mâhzâ'ya sor

              Cennet ayağa düşmüş, hürmetin kimler bilir?
              Anneler kıymetini, Fâtımâ Feyzâ'ya sor

              Hallac-ı Mansur dahî çekemedi bu yükü
              Marifet servetini, erbab-ı Rıza'ya sor

              Kalb ile salât kılan Seccad-ı Zeynel var ki
              Makâmat hayretini Fâtımî A'za'ya sor

              Vecdini vücud eyler, taki Divan'a gire
              Betül'ün mürvetini Cevad-ı Feza'ya sor
              C
              ümbüş-i beşer ile dâvâ bitmez kul naçâr!..
              Fatıma gayretini, kavga vû nizâya sor

              Arıdan bal umarlar, iğnesin unuturlar
              Sâ'y-i Zehrâ zahmetin, Câfer-î Sezâ'ya sor

              Bengîsu toprak içre, aşk ile nüfuz eder
              Zemzemin hakikatin, ol Yed-i Beyza'ya sor

              İbrahim'de nerde su? Kuruyan Sara'ye sor
              Arafat Muhaciri, sessiz bîçâreye sor

              Yakub ağlar Yusuf'a; İbrahim İsmail'e
              Duvaz evlât acısın, kanayan yâre'ye sor

              Kırmızı gül, yeşil gül, kan ile zehr içerler
              Âb-ı hayat hasretin, dü ciğer pâre'ye sor

              Bostan u Gülistan'dır, Sadî söyler kim dinler?
              Lâlezâr'ın ahını, Tûrâb-î zâre'ye sor

              Kuyuya feryâd niçin? Sahib-i Zaman'a sor
              "Külli Arzın Kerbelâ!.." o kâmil insana sor

              Nemrud'un ateşini söndüren su kandedir?
              Necm-i Zehra tahtında, Fârîsî Selman'a sor

              Zerdüşt'ün mabedinde, âteşkede çün ağlar
              Fâtımâ dergâhında, Müctebâ Hasan'a sor

              "Minel mâ küllî şey hayy" Kevser-i Fâtımâ'dır
              Cûş u hayret seyrinde, Yunus'u Ummân'a sor

              Eyyub'dan sabrı öğren; Yakub'dan ağlamayı
              Yağmurun sırrı nedir? Yusuf-i zindana sor

              Yetimlere süt veren, bilmez mi cânânını
              Hilm ile hâlim bilen, Halime Handân'a sor

              Kandiller çerağ yanar, çehar sütûn sıtkında
              Süreyya ışığını, Mirâc-ı Şamdana sor

              Sümeyye'ye es-selâm, cehdine kurban olam
              Ehl-i Beyt evlâdını, Ammar-ı candâna sor

              Ehl-i Beyt hicranından, hıçkırır hep gönüller
              Muhammed rıhletini, firkat-i suzâna sor

              Muntazır bekler imiş, muttasıl kanar güller
              Fâtıma tebessümün, bâhâr-ı hâzâna sor

              Daim tekbir sesinden, çınlar çini kubbeler
              "Şıkşıkiyye" nutkunu beş vakit ezâna sor

              Tabatabâi Hüseyn, Muhammed'den ne söyler?
              Kur'ân'ın sırlarını, Tefsir-i Mizân'a sor

              Her eseri taharet verir, Mutahharî'nin
              Taharetin sırrını, şehit Murtaza'na sor

              Kevir'in sahibine gönül dolusu Selâm
              Şeriat-ı Zehra'yı Ali'ce yazana sor

              Pirimizi yâd eyle, tamam olsun kaside
              Fâtıma mizânını, şahları bozana sor

              Hicaz bilir, Şam bilir, Acem ili tam bilir
              Fâtıma muhabbetin, ister tâ Fizân'a sor

              Dört mevsim dile gelir, bahar ile yaz ile
              Hararet-i Betül'ü, kar ile tozana sor

              Mürekkep hüzün döker, kalemler vezin döker
              Şiirin annesini, Nesimî Ozan'a sor

              Teberriden ne haber?... Tevellâ ver muteber
              Meâd u Kıyametı, Beyât-i izân'a sor

              Gez dolaş cümle alem, söylesinler yek âvâz
              Fâtımâ'nın mürvetin, Zeyneb-î Zî Şân'a sor

              Cibril vermiş mihrini, Ali şâdumân olsun
              Sadaka-yı Ruku'u, sarp yokuş aşana sor

              Dağılmış Kirmanşahlar, hani nerde mihmanlar?
              Resulün etrafında, cehd ile koşana sor

              Evlâd-ı Muhabetî, Fâtıma'yla remz eder
              Hasân u Hüseyin'le, her daim coşana sor

              Râviyân-ı ahbarân, onca yıldır nakleder
              Methine vezin yetmez, nesir u nâzıma sor

              Kâl ile nizam verir, nazmı bilmez nizamdar
              Tazammun-u dil nedir, Musâ-yı Kâzım'a sor

              Dâvâ-yı Fedek sanma, dinlemeden usanma
              Figan-ı Bîlâl nedir?.. Pir Sultan sâzıma sor

              Zülfîkâr Hünkar eli, kandedir Kanber Velî
              Seyrânı düldül nedir?... Üç hâlden âzâma sor

              Mevlevi Semâzenler niçin döner sanırsın?..
              Âşık-ı pervâney-i, Âlem-i Nizama sor

              Pes bu sevda elinden, âşıkların dilinden
              Serserî divâneyi, kışıma, yazıma sor

              Gör Veysel ne yoldadır, bir perişan haldedir
              Bilâlî terâneyi, Fâtıma kızıma sor

              Herkes bilmez yâreyi, âşık-ı biçâreyi
              Tarik-i merhaleyi, lüzum-u lâzıma sor

              Gel bu sözü dinle sen, yeme içme gülme sen
              Serâzâd beklemeyi, tadıma tuzuma sor

              Tâliptir aşka mahpes, bırakmaz yârânını
              İlim hikmet ne imiş, İmâm-ı Merdân'a sor

              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
              Sahra-yı Kerbelâ'da, Hüseynî Fermân'a sor

              Sakin durur hep diller, müstağni Mervaniler
              Müstaz'af feryadını, Ebuzer dermâna sor

              Şehnâme şerhin yaza, İkbal gelsin avâza
              Firdevs'in a'lâsını, Hüseynî İrfân'a sor

              Dört kitâbın mânâsın, çözememiş kurrâlar
              Âl-i İmrân mahlâsın, Azim-i Kur'ân'a sor

              İbrâhim'in rüyasın, akıl çekmez yârenler
              Duvaz İmam dâvâsın, İsmâil Kurbân'a sor

              Elif gibi dosdoğru, numune-i nişâne
              Saçlarımız ağardan, Emr-i Hükümrâna sor

              Anadolu ilinde, nice Fâtımâ vardır
              Taptuk Emre önünde, Elif'çe durana sor

              Hangi kapıyı çalsan, neçe kamu konuşsan
              Cümlesi der berâber, rûzîgâr bârâna sor

              Anaya ramdır başı, hele kimin kardaşı
              Eşikteki göz yaşı, Veysel-i Kârân'a sor

              Acem ilden ses gelir; münkire nekes gelir
              Nefes kesen sâdâyı, Yârân-ı Selman'a sor

              Ne Bağdat'tan, ne Şam'dan, ne Kâhire, Amman'dan
              Nidây-ı Ehl-i Beyt'i, mülk-i Horâsân'a sor

              Pir-i Aşk'ın yolunda, Beyt-uz Zehrâ uğrunda
              Cezbe-i aşka gelip, sîneler vurana sor

              Cümle müstaz'aflara, nefes veren ses nedir?
              Feryâd-ı Fâtıma'yı, Pir-i Cemarân'a sor

              Attığı her adımda, Fâtıma'dan nişân var
              Gör Fâtıma ne imiş, O Rûh-i Rahmân'a sor

              Âsiye geçti candan, ciğerpâre cânândan
              Valde-i imâmânı, dört direk erkâna sor

              Veysel Hocam gayrı pes, mehel yoktur yavaş es
              Malûmu ilâm nedir?.. Zamana, mekâna sor

              Gönül susmak istemez, cûşa geldi pes demez
              Fâtıma!.. Ya Fâtıma!... Aşkımız her câna sor

              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

              Yorum


                #37
                Ynt: Aşk Dediğin...

                Aşk, belasız olmaz, Aşk, bedelsiz olmaz… Aşk hesap edilen değil, isabet edendir
                "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
                "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

                Yorum


                  #38
                  Aşk Emanettir ...


                  Allah herhangi başka bir şeyi yaratmadan evvel aşkı yarattı.
                  Yani Ehlibeytin Nurunu yarattı.
                  Aşk Ehlibeyttir,Ehlibeyt sevgisidir.


                  Allah daha sonra Ademi yarattı (Bakara 30-Hicr 29-Sad71),ona kendi ruhundan üfledi (hicr 29-secde 9),yani Ehlibeyt aşkını ademin kalbine koydu.

                  Ve Meleklere Ademe secde etmelerini söyledi.(Sad 72)
                  Adem Kible idi,secde edilen Aşk idi,Ehlibeyt sevgisi idi.

                  Iblis kibirlendi,iblis kendisini Ehlibeyt ile bir ayarda gördü ve secde etmedi.(araf 11)
                  Ehlibeyt sevgisine secde etmeyen iblis lanetlendi.(araf 13)


                  Sanar mısinız ki,Allahın Ruhuna-Ehlibeyt sevgisine secde etmeyen iblis lanetlendi de,Ehlibeyte zulüm edenler lanetlenmedi?
                  Allahın laneti Ehlibeyte zulüm edenlerin üstünedir.
                  Ehlibeyt adaleti emrediyordu.
                  Onlar adaleti emredenleri öldürerek elem dolu azabı hak ettiler (Ali Imran 21)


                  Ademin sulbunden zurriyetini çıkarıp ,onları kendilerine şahit tutarak,ahit almıştı (araf 172) Ehlibeyt aşkı hakkında.

                  Meleklerden sonra sıra Ademoğluna gelmişti.
                  Insanoğlu dağın,taşın yüklenmekten çekindiği emaneti yüklenmisti.(ahzap72)
                  Aşk Ademoğluna emanet edilmişti.


                  Elesti bezminde (kalu bela) ikrar vererek emaneti yüklenen insanlardan bir çoğu,bu dünyada ikrarlarindan habersizdirler.(yunus 92)

                  Ama öyle insanlar da vardır ki,onlara emanet bıraktığın şeyi sana eksiksiz iade ederler (ali Imran 75)
                  Kurtuluşa erenler de onlardır.(Bakara 5)

                  Ama emanete hıyanet edenler de yok değildir.Onlar emanetleri sahibine teslim etmezler.
                  İşte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridirler. (Bakara 27)


                  [color=maroon]Oysa Allahu Teala emanetin mutlaka ehline verilmesini emrediyor.(nisa 58)
                  Ey insanoğlu emanet aldığın AŞK ne alemde?



                  Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                  Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                  Yorum


                    #39
                    Ynt: Aşk Dediğin...

                    [b]Ölen beden imiş, AŞIKLAR ÖLMEZ[/b]
                    "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
                    "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

                    Yorum


                      #40
                      Ynt: Aşk Dediğin...

                      SORMA BANA HANGİ AŞK DİYE!

                      Aşk.
                      Namlusu kalbime doğrulmuş.

                      Tetikte bekler.

                      ***

                      Barut değil, gül kokusudur sızan.

                      ***

                      Ya Rabbim!.
                      Senin sevdiğindir sevgilim.
                      Düşmanın; düşmanım!
                      Bu, benim inancım.
                      Ve aşkım.

                      ***

                      "Yaratılanı sevmek; Yaratandan ötürü."
                      Sevebilmek.
                      Sevgiyi Yaratandan ötürü.

                      ***

                      Derviş; aşk adamı.
                      Dergah; aşkhane.
                      İbadet; sevgiliye muhabbet.

                      ***

                      Su nasıl kaynar gönül ateşiyle?.
                      Çiçeklerin zikri nasıldır ve kimler duyar?
                      Ve Ferhat'ın dağları erittiği ateş, Şirin'in aşkından ibaret midir?

                      ***

                      Sorma bana "Hangi aşk?" diye.
                      Ve aşktan korkma!

                      ***

                      Bir göz açıp kapayıncaya kadarsa ömür.
                      Aşk sonsuz olmalı.
                      "Aşk nasıl sonsuz olur?"
                      Bunu sormalı.

                      ***

                      Aşk.
                      Namlusu kalbime doğrulmuş.
                      Tetikte bekler.
                      Barut değil, gül kokusudur sızan.
                      Gül kokusu;
                      Bulur doğruyu.

                      ***

                      Namlu kalbime dayanmış.
                      Sorma bana "Hangi aşk?" diye.
                      Ve tetik;
                      Titrer durur "Allah" diye.


                      m.başaran
                      "İmam"ın hattı” belli bir mezhebe mensup olanların değil,
                      "Muhammedi İslam kimliğ"ini kuşanan bütün Müslümanların hattıdır."

                      Yorum


                        #41
                        Ynt: Aşk Dediğin...


                        Bana Mevlana’yı, Yunus’u verin
                        Mecnun’u, Leyla’yı size bıraktım
                        Kırk yıldır susuzum, bir tas su verin
                        Irmağı, deryayı size bıraktım


                        Talipli değilim şöhrete, şana,
                        Makamı, rütbeyi yük etmem cana
                        Dostluk, sevgi, şefkat yetişir bana,
                        Dövüşü, kavgayı size bıraktım.


                        Zaman yoktur ekip, biçip, sürmeme
                        Ham topraktan haram mahsul dermeme
                        Bir tek gönül kâfi gelir girmeme
                        Konağı, sarayı size bıraktım.


                        Çokta değil, hakta buldum huzuru,
                        İstediğim alınteri, göznuru
                        Benliği, kibiri, iğrenç gururu
                        Faizi, bankayı size bıraktım.


                        Hiç biriniz telaş etmesin boşa
                        Doyacak gözünüz toprağa, taşa..
                        Beni inancımla koyun başbaşa..
                        Topyekün dünyayı size bıraktım



                        Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                        Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                        Yorum


                          #42
                          Ynt: Aşk Dediğin...

                          ...EDİT...

                          Kardeş Foruma Uygun Şiirleri eklemeye devam ediniz.

                          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                          Yorum


                            #43
                            Ynt: Aşk Dediğin...

                            ...EDİT...

                            Kardeş Foruma Uygun Şiirleri eklemeye devam ediniz.

                            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                            Yorum


                              #44
                              TUT ELLERİMDEN

                              ...EDİT...

                              Kardeş Foruma Uygun Şiirleri eklemeye devam ediniz.

                              Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                              Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                              Yorum


                                #45
                                CANLARIN KABESİ


                                İlham olundu yine, aldım kalem elime

                                Güzel zikrin Ali can, döküldü şu dilime

                                Seni Kur"ân"a sordum; dedi Resul"ün nefsi

                                Bu cümlede toplanmış, faziletlerin hepsi


                                Dedim başka ne dersin? Dedi yetmez mi artık?

                                Ben Kur"ân-ı sâmitim, odur Kur"ân-ı nâtık

                                Resul"e sordum seni; dedi sonsuz bir derya

                                Ben kime mevlâ isem, Ali"dir ona mevlâ


                                Ben ve Ali ezelde, İlahi bir nur idik

                                "Elestu" sualine, ilk ikrarı biz verdik

                                Ben ilimler şehriyim, Ali onun kapısı

                                Ben hakikat mülküyüm, Ali onun tapusu

                                Dünya tufanlı derya, ben kurtuluş sahili

                                Sahile vardıracak gemi Ali"dir Ali


                                Bu ümmetin babası, bir ben, bir de Ali"dir

                                Mu"minlerin cem"ine benden sonra velidir

                                Emir-i alem benim, sancak Ali elinde

                                Taksim-i cennet ve nar, ancak Ali elinde


                                Düşmanlığı nifaktır, imandır muhabbeti

                                Söyle Ali düşmanı, beklemesin cenneti

                                Zehra"ya sordum seni; dedim Ali"yi anlat

                                Dedi bizde birleşti iki bahr-i hakikat


                                Bu iltikadan doğdu on bir dürr-i imâmet

                                Böylece tekmil oldu manzume-yi velâyet

                                Kabe"ye sordum seni; Ali oğlumdur dedi

                                Onun gözü aynullah, "yed"i Allah"ın "yed"i


                                Putlar yere serildi, yedullahi eliyle

                                Sırlar aşikar oldu, hak söyleyen diliyle


                                Musa Aydın

                                Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                                Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X