
Dem ve dem yıkan masum hayalleri…
Veled-i zina umut tacirleri,
Soldurur yalnız kalmış sevgileri!
Kim kaçabilmiş ki, hangi serseri?
Yalnız ve sade veyahut sadece
Aşk yürekleri dağlayan bir hece
Hüzünle haykıran bir garip gece
Kim gelebilmiş ki, hangi serseri?
“Ve” ya da “veya”, “ya” ve “ya da”… ancak
Olmadan olmaz bu gökte şu sancak
Bir yer ararsın azaptan kaçacak
Kim bulabilmiş ki, hangi serseri?
Yeşil bizim rengimiz, bizim rengimiz kara
Biri bayrama, diğeri kapkara bir yasa…
Işığımız söndü, bu acıya yana yana.
Derdimiz sensin, senin gelişin, anlasana!
cuma günü
tüm kuralların sana uyguğu gün
emirlerin senden geldiği an
karıncaların yer altında,
kartalların gökyüzünde,
ve denizdeki kulların insan olmayan
bir hizada
senin karşında
dizildiği gün… anlasana
ışığımız geri gelecek
yüzlerimiz gülecek
yeşil bir bayram olacak bize
o kara günün intikamını alacak olan
gelsene
yemyeşil bayraklarla donatacağız dört bir yanı
ağaçlar, otlar ve çiçeklerin gövdeleri gibi
ve onlara özenen itaatkar hayvanlar gibi
yemyeşil bir cuma diyorum
necip bir soyun tüm yüreklere hükmettiği gün
ve hakimiyetin aşkta olduğu sevdaya verildiği cuma
kuralsız, ölçüsüz, kafiyesiz bir şiir gibi
her şeyin yürekten geldiği gibi yazıldığı
özgürce
imlasız bir hayat
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
cuma günü
yeşiller içinde
yeşile hasret gönüllere seslenerek
haykırdığın an fecrin gerçekleştiğini
işte o zaman bitecek umut tacirlerinin işi
Özcan CANPOLAT
http://www.ozcancanpolat.com/umut-tacirleri