FERYAD EDER AĞLARIM
Kerbela’yı anarken, her damla gözyaşımla
Kan gözümden akarken, mazlumlara yanarım
Matemine yanarken, başa vurup hışımla
Kervan yola çıkarken, feryad eder ağlarım
Hüseyin maşukuna adarken, pak canını
Sahrayı Kerbela’ya akan masum kanını
Gayretim anlamaya, o irfan’î yanını
Çadırlara bakarken, feryad eder ağlarım
Susuz can veren erler, Fırat’ın kenarında
Şimdi suya kandınız, siz Kevser pınarında
Gıpta ederken size, ben bu hasret narında
Ciğerimi yakarken, feryad eder ağlarım
Abbas’ın kollarını kesmişler kesmesine
Birçok mızrak saplanmış, Ekber’in sinesine
Duyduğum benziyorsa Rukeyye’nin sesine
Yürekten ah çekerken, feryad eder ağlarım
Neler oldu ah neler, Kerbubela çölünde
Âşıklar bir arada, Aşura mahfilinde
Bakan tarihi görür çadırların külünde
Çöller yanık kokarken, feryad eder ağlarım
Zeyneb’in yiğitliği, her safhada görüldü
Zannettiler korkaklar, Ali tekrar dirildi
Yetmiş iki aziz can, özgürlüğe verildi
Zincirleri takarken, feryad eder ağlarım
Ellerinde zincir var, Ümm-ü Külsüm, Sakine
Ali Esğer kundakta can vermişti bu dine
Zehra, Ali aşkıyla yansın diye bu sine
Hasretini çekerken, feryad eder ağlarım
“Hep güzellik gördük biz” dedi Zeyneb-i Kubra
Dünya perest olanlar, bunu anlamaz asla
Biz ne kadar geride, onlar ne kadar vâlâ
Bu halime bakarken, feryad eder ağlarım
Yine görmüştü o gün, babasını düşünde
Şirin dilli Rukayye, babasının başında
Acılar toplanmıştı, Zeyneb’in gözyaşında
Rukeyye’yi yıkarken, feryad eder ağlarım
Gölge etme Cebrail, perde olma araya
Kanadını bir çekte, bakayım şu saraya
Âşık Mehmet bir umut ile geldi buraya
Oraya göz dikerken, feryad eder ağlarım
Mehmet DEMİRER
(30.Muharrem.1431)
Kerbela’yı anarken, her damla gözyaşımla
Kan gözümden akarken, mazlumlara yanarım
Matemine yanarken, başa vurup hışımla
Kervan yola çıkarken, feryad eder ağlarım
Hüseyin maşukuna adarken, pak canını
Sahrayı Kerbela’ya akan masum kanını
Gayretim anlamaya, o irfan’î yanını
Çadırlara bakarken, feryad eder ağlarım
Susuz can veren erler, Fırat’ın kenarında
Şimdi suya kandınız, siz Kevser pınarında
Gıpta ederken size, ben bu hasret narında
Ciğerimi yakarken, feryad eder ağlarım
Abbas’ın kollarını kesmişler kesmesine
Birçok mızrak saplanmış, Ekber’in sinesine
Duyduğum benziyorsa Rukeyye’nin sesine
Yürekten ah çekerken, feryad eder ağlarım
Neler oldu ah neler, Kerbubela çölünde
Âşıklar bir arada, Aşura mahfilinde
Bakan tarihi görür çadırların külünde
Çöller yanık kokarken, feryad eder ağlarım
Zeyneb’in yiğitliği, her safhada görüldü
Zannettiler korkaklar, Ali tekrar dirildi
Yetmiş iki aziz can, özgürlüğe verildi
Zincirleri takarken, feryad eder ağlarım
Ellerinde zincir var, Ümm-ü Külsüm, Sakine
Ali Esğer kundakta can vermişti bu dine
Zehra, Ali aşkıyla yansın diye bu sine
Hasretini çekerken, feryad eder ağlarım
“Hep güzellik gördük biz” dedi Zeyneb-i Kubra
Dünya perest olanlar, bunu anlamaz asla
Biz ne kadar geride, onlar ne kadar vâlâ
Bu halime bakarken, feryad eder ağlarım
Yine görmüştü o gün, babasını düşünde
Şirin dilli Rukayye, babasının başında
Acılar toplanmıştı, Zeyneb’in gözyaşında
Rukeyye’yi yıkarken, feryad eder ağlarım
Gölge etme Cebrail, perde olma araya
Kanadını bir çekte, bakayım şu saraya
Âşık Mehmet bir umut ile geldi buraya
Oraya göz dikerken, feryad eder ağlarım
Mehmet DEMİRER
(30.Muharrem.1431)