Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.
Her gün aşura! Her yer Kerbela.
Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.
Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi
İmam Hüseyin (a.s.): 261
İkinci Etken:
Kûfe Halkının Daveti Üzerinde Biat: 15
İmam Hüseyin (a.s.) ’’Bir millet kendi nefsindekini değiştirmedikçe Allah onları değiştirecek değildir.’’ Ayet ilkesinin gerçek anlamıyla yaşamak istiyordu ve yasadı.
Olması gerekeni de uygulayıp bir değişiklikle kendi durumunda tıpkı Hz. Peygamber-i Ekrem (s.a.v.)’in yaptığı şekilde bunu göstermek istiyordu. Buna sözlerinde şöyle ifade ile dile getiriyordu:’’Basit ve normal işler birçok insanlar için basit ve normaldır.
Fakat İslam hep bu tür işlerle devam bulmuyor.’’ Bazı konu ve meselelerde iş öyle bir noktaya geliyor ki ancak İmam Hüseyin b. Ali (a.s.) gibi hareket etmek ve sarsıtıcı bir tavır takınmak gerekir. Bu hareket İslam toplumunun tümünü sarsmalı, bunun etkisi asırlar boyu değişik şekillerde devam etmeli, yüzlerce ve hatta binlerce yıl sonra bile bu hareketlerin ilham kaynağı olmalıdır.
’’Nefislerdekini değiştirmek’’ buna denir. Bizde çocuklarımıza seviyoruz deyişimiz İmam Hüseyin (a.s.) çocuklarını sevmiyor muydu? Hiç bir şüphe bulunmamaktadırki O bizlerden daha çok çocuklarını seviyordu. Çünkü O, bizden daha insalcıl ve şefkat duyguları bizden daha fazlaydı:
Hz. İbrahim Halil (a.s.)’a böyle değil miydi? Çocuğunu bizden daha mı az seviyordu? Tam aksine çocuğunu bizden daha fazla seviyordu. Çünkü daha insancıldı. Fakat bununla birlikte Allah’ı daha çok ve her şeyden daha fazla seviyordu. Allah karşısında hiç kimse ve hiçbir şey, hesaba katmıyordu... Bundan dolayıdır ki İmam Hüseyin (a.s.)’ın kıyamının değeri bütün kıyamlardan daha üstündür.
Bu harekete bu üstünlüğü veren; onun her zaman tarih sahnesinde parlak olarak durmasına, diri kalmasına beşeriyet için ebedi bir ders olmasına ve benzeri olmayan bir hareket olarak tanınmasına sebep olan işte bu yöndür.
Aynı şekilde Hz. Peygamber (s.a.v.) İmam Hüseyin (a.s.)’ı sevmiyor muydu? da ona kerbela’da şehid olacak haberini veriyordu. O’nun bu kutsal İslam devriminin korunması için tekbir almasını öneriyordu. Burda düşünülmesi gereken konu ve meselede budur. Bu sebeptendir ki, ma’rufu emr ve münkerden nehyi İslamî değerler açısından ele alıp tanımalıyız. Bu nasıl bir esas olabilirnir ki, bu kadar büyük bir asalet ve kudrete sahiptir, İslam nazarında bu kadar önemlidir, İmam Hüseyin b. Ali (a.s.) gibi bir insanın bu yolda canını verecek, kendi kanını ve değer verdiği ailesinin ve dostlarının kanın bu mücadelede akıtacak ve dünyada eşi benzeri olmayan bir faciaya koşacak hale getirmiştir.
Şimdi bizlerinde bindörtyüz yıl sonra da İmam Hüseyin (a.s.)’ın karşısında durup şuna şahitlik etmemizin tam zamanıdır:’’Şehadet ederiz ki sen namazı kıldın, zekâtı verdin, ma’rufu emredip münkerden nehyettin, Allah kanunların hukuksal anayasası için hakkıyla cihad ettin.’’ Yazan. imam Dikmen
Her gün aşura! Her yer Kerbela.
Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.
Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi
İmam Hüseyin (a.s.): 261
İkinci Etken:
Kûfe Halkının Daveti Üzerinde Biat: 15
İmam Hüseyin (a.s.) ’’Bir millet kendi nefsindekini değiştirmedikçe Allah onları değiştirecek değildir.’’ Ayet ilkesinin gerçek anlamıyla yaşamak istiyordu ve yasadı.
Olması gerekeni de uygulayıp bir değişiklikle kendi durumunda tıpkı Hz. Peygamber-i Ekrem (s.a.v.)’in yaptığı şekilde bunu göstermek istiyordu. Buna sözlerinde şöyle ifade ile dile getiriyordu:’’Basit ve normal işler birçok insanlar için basit ve normaldır.
Fakat İslam hep bu tür işlerle devam bulmuyor.’’ Bazı konu ve meselelerde iş öyle bir noktaya geliyor ki ancak İmam Hüseyin b. Ali (a.s.) gibi hareket etmek ve sarsıtıcı bir tavır takınmak gerekir. Bu hareket İslam toplumunun tümünü sarsmalı, bunun etkisi asırlar boyu değişik şekillerde devam etmeli, yüzlerce ve hatta binlerce yıl sonra bile bu hareketlerin ilham kaynağı olmalıdır.
’’Nefislerdekini değiştirmek’’ buna denir. Bizde çocuklarımıza seviyoruz deyişimiz İmam Hüseyin (a.s.) çocuklarını sevmiyor muydu? Hiç bir şüphe bulunmamaktadırki O bizlerden daha çok çocuklarını seviyordu. Çünkü O, bizden daha insalcıl ve şefkat duyguları bizden daha fazlaydı:
Hz. İbrahim Halil (a.s.)’a böyle değil miydi? Çocuğunu bizden daha mı az seviyordu? Tam aksine çocuğunu bizden daha fazla seviyordu. Çünkü daha insancıldı. Fakat bununla birlikte Allah’ı daha çok ve her şeyden daha fazla seviyordu. Allah karşısında hiç kimse ve hiçbir şey, hesaba katmıyordu... Bundan dolayıdır ki İmam Hüseyin (a.s.)’ın kıyamının değeri bütün kıyamlardan daha üstündür.
Bu harekete bu üstünlüğü veren; onun her zaman tarih sahnesinde parlak olarak durmasına, diri kalmasına beşeriyet için ebedi bir ders olmasına ve benzeri olmayan bir hareket olarak tanınmasına sebep olan işte bu yöndür.
Aynı şekilde Hz. Peygamber (s.a.v.) İmam Hüseyin (a.s.)’ı sevmiyor muydu? da ona kerbela’da şehid olacak haberini veriyordu. O’nun bu kutsal İslam devriminin korunması için tekbir almasını öneriyordu. Burda düşünülmesi gereken konu ve meselede budur. Bu sebeptendir ki, ma’rufu emr ve münkerden nehyi İslamî değerler açısından ele alıp tanımalıyız. Bu nasıl bir esas olabilirnir ki, bu kadar büyük bir asalet ve kudrete sahiptir, İslam nazarında bu kadar önemlidir, İmam Hüseyin b. Ali (a.s.) gibi bir insanın bu yolda canını verecek, kendi kanını ve değer verdiği ailesinin ve dostlarının kanın bu mücadelede akıtacak ve dünyada eşi benzeri olmayan bir faciaya koşacak hale getirmiştir.
Şimdi bizlerinde bindörtyüz yıl sonra da İmam Hüseyin (a.s.)’ın karşısında durup şuna şahitlik etmemizin tam zamanıdır:’’Şehadet ederiz ki sen namazı kıldın, zekâtı verdin, ma’rufu emredip münkerden nehyettin, Allah kanunların hukuksal anayasası için hakkıyla cihad ettin.’’ Yazan. imam Dikmen
Yorum