Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


    Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

    Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

    Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

    İmam Hüseyin (a.s.): 884

    Kısım. 4. Konumu:

    Hz. İmam Mehdi (a.f.)’nin gaybet-i hakkında araştırmalarımızın temel amacını oluşumundaki genel anlam İmam Hüseyin (a.s.)’in dilinden Sahib-i Zaman İmam Muhammed Mehdi (a.f.)’ı kavramak ve İslam siyasi ve kültürel felsefi sentezisinin var oluşmasındaki değerini kavramakla başlar.

    Onun içinde İslam devrimi harekatının temel yapı ahenk taşlarındaki en büyük rolu İmam Hüseyin (a.s.)’ın kanlı Kerbela olayının objektif simasının var olması metodu anlayışıyla sabitleşmiş olacaktır.

    22- Hz. İmam Hüseyin (a.s.)’den şöyle rivayet edilir ki: ‘’Bu işin (kıyamı) sahibinin iki gaybeti olacaktır. Onların biri çok uzun sürecek, hatta bazıları o ölmüştür, bazıları o öldürülmüştür, bazıları da yok olup gitmiştir. Onların işinin gerçeğini, emrine muta olan hizmetçisinden gayri hiç bir kimse bilemez.’’ (İkmal-üd Din cild. 1i sayfa. 304; Bihar-ül-Evar cild. 5, sayfa. 110.)

    Kur’an ve Ehl-i Beyt araştırmaları olarak İmam Hüseyin (a.s.)’in kerbela devrinin anlaşılması ve tekrar Hz. Muhammed (s.a.v.)’in kurmuş oldukları İslam devletinin kurulmasında rolunun gündem konusu meseleleri haliyle bir İslam-i devletin kurulmasında aktifleşmesinin etkenliklerin gerçek yönünün öğretisinin akaid oluşumun varlığına varılması İslam devletinin Ömer b. Hattab tarafından bir darbe ile yok oluşunun kaynakları ile belgelenecektir.

    Hz. Peygamber (s..a.v.)’in emrini dinlemeyen Ömer b. Hattab kişiliğini öğrenelim konumu: ‘’Ey insanlar.’’

    Önceden de ortaya atılmış olan fikirlerin, sonrasında Kur’ân A’yet ilkelerinin denk düştüğü kendisine uluhiyyetlikler isnad edilen Ömer b. Hattab’ın, önceden verilen kesin emire rağmen Allah Resulullah (s.a.v.)’ne karşı isyanlar olmasının gerçeğini hiç düşündünüz mü?

    Sayın tarihçi ve tarrihçilerin kelime oyunları yaparak sadece Ömer b. Hattab’ı Allah’ı azabından kurtarmaya özen gösteren tarih kalpazanlarına biz, bir başka gerçeği hatırlatmaya çalışacağız.

    ‘’Evet Allah Resulullah (s.a.v.), Bedir’de bozgun başaladığı zaman Ashabına kesin emirler veriyor’’ diyor ki:
    ‘’Sizlerden her kim, Haşimoğullarından her hangi birisine rastlarsa sakın onları öldürmesin.’’ Bu bir emir’in olduğunu biliyoruz...

    ‘’Çünkü onlar, Bedir’e gönülsüz olarak zorla getirilmişlerdir. diye ashabına buyuruyor.’’ Yazan. imam Dikmen


    Yorum


      Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


      Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

      Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

      Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

      İmam Hüseyin (a.s.): 885

      Gerçek tarih kaynakları: 1

      1- İbn-i Sa’d. Tabakat cild. 4, sayfa. 10.

      2- Ahmed b. Hanbel. Müsned. 676.nci hadis.

      3- İbn-i İshak, İbn-i Hişam, cild. 1-2, sayfa. 629.

      4- M. Asım Köksal. İslam tarihi, cild. 2i sayfa. 122’de açıkça yazıyorlar. Her ne hikmetse kendisinin yazmış olduğu gerçekleri görmemezlikten gelerek yalanlara baş vuruyor...

      Şimdi biz, mevzuyu M. Asım Köksal’ın tarihinden takip etmeye çalışacağız inşallah...

      ‘’Hz. Peygamber (s.a.v.) bunun üzerine bizzat Ömer b. Hattab’a hitab eder der ki:’’
      Ey Hafsın babası.

      ‘’Resulullah’ın amcasının yüzüne kılıçla vurulur mu?’’

      ‘’Ömer b. Hattab bu hitap üzerine (ya Resulullah. Bırak beni. Onun boynuna klıçla vurayım. Çünkü o, vallahi münafıklık etti) der...

      Bu gerçeği, sayın M. Asım Köksal efendi sarahaten yazıyor...

      Sizlere tavsiyemiz lütfen bu ‘’İslam tarihi İrfan yayınevi, Cild. 2, sayfa. 122.

      Şimdi beraberce bir tahlil yapmaya çalişalım...

      ‘’Hz. Peygamber (s.a.v.)’in bu emri, müşriklerin bozulmaya başlaması sırasımda veriliyor.’’

      ‘’Bir sahabe, bu emri itiraz edince, Ömer b. Hattab, o, Sahabenin hareketini (Münafıklıkla) vasf edip hemen boynunun vurulmasını istiyor.’’

      ‘’Derken aradan birkaç saat geçipte müşrikler yenilip, bazılarıda edir alınınca, Ömer b. Hattab hemen azrail kesilip, Hz. Peygamber (s.a.v.)’e.’’


      Vallahi ben, Ebubekir’in fikrini uygun görmüyorum.

      ‘’Benim kanaatime göre, Ömer’in akrabası olan filan’ın boynunu vurmam için bana müsaade etmendir.’’

      Hz. Hamza (a.s.)’da kardeşi filan için yani (Hz. Abbas ‘’a.s.’’ için) müsaade et. O’nun boynunu vursunki, Müşriklere
      karşı kalblerimizde bir zaaf ve yumuşaklık Bulunmadığını bilinsin...’’

      ‘’Akil için İmam Ali (a.s.)’e müsaade et, onun boynunu vursun...’’

      Şimdi burada birazda olsa durmaya çalışıp doğru bir analız yapmaya çalışalım...

      ‘’Hz. Resulullah (s.a.v.) gerek amcasının ve gerekse Şair Haşimoğullarının İslam’a olan meyillerini bildiği ve harp strajisi olarak müşriklerin arasında bulunanların durumlarını ashabına haber veriyor.’’

      İçlerinden bir sahabe, buna itiraz edince, o itiraz eden (münafıklıkla) itham eden ve boynunun vurulmasını isteyen aynı kelimenin içinde olarak Hz. Resulullah (s.a.v.)’ın amcasının öldürülmesini, bizzat Resulullah’a karşı söylüyor.

      ‘’Halbu ki, iki saat önce, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in amcasını öldürmeye kalkışan Ebu Huzeyfe b. Utbe’yi (münafıklıkla) itham eden Ömer b. Hattab, henüz aradan az bir zaman geçmeden aynı fi’li kendisi işlemeye kalkışıyor.’’

      Yani açıkçası, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in kısa bir müddet önce verdiği emri silindir gibi çiğneyerek çırpınıyor.

      Açıkçası, devamlı fikir değiştiren birisinin uluhiyyetliği üzerinde ahkam kesmekle Ehl-i Beyt emanetini gizlemeye çırpınnanlar, elbetteki asıl emaneti bir gün kainatta hatırlayacaklardır ki Yüce Allah’ın Kur’ân’ı buyruğunada bir kılıf bulacaklardır. Yazan. imam Dikmen

      Yorum


        Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


        Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

        Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

        Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

        İmam Hüseyin (a.s.): 886

        Gerçek tarih kaynakları: 2

        ‘’Ama, kılıf hazırlamakla meselenin hallolmayacağını öyleleri çok iyi bilmelidirler.’’

        Ömer b. Hattab eğer Hz. Peygamber (s.a.v.)’in kendisine ‘’Ey hafsın babası. Hiç Resulullah’ın amcasının boynu vurulur mu?’’ diye sorduğu zaman ‘’Ya Resulullah.

        Benim elimde olsa bütün müşriklerin boyunlarını vurdururdum.’’ deseydi, sonra da Allah’ın A’yet ilkeleri bu karar üzerinde tecelli etseydi, Ömer b. Hattab’ın Allah azabından kurtulacağına dair yapılan yaygaralara inanmak mümkün olurdu.

        Ama esirler hakkında henüz bir karar verileceğı sırada, üstelik Hz. Peygamber (s.a.v.)’in daha önceki fikrini çok iyi bilen bir Ömer b. Hattab, Münafıklıkla itham ettiği şahsın yapmaya kalkıştığı çirkin ameli, bu defada bizzat kendisi Hz. Peygamber efendimize teklif ediyor.

        Halbuki Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafında ister Hz. Abbas (a.s.) olsun ve ister diğer Haşimoğulları olsun bizzat kendilerine görev verilmiş faşist Kureyşlilerin nasıl ve ne gibi bir girişim projelerini olduğunu bildirmeleri için görev vermişlerdir.

        Ne yazık ki Kureyş’ınde o şekilde Ömer b. Hattab ve diğer bir kaç arkadaşlarını görevler vermiş, İslam ordusunun hal ve harekatlerini bildirmeleri için görev almışlardı.

        Bunun delillerini araştırmalarımızın akışında göreceksiniz...

        Yani, Allah hükmü henüz nazil olmadan önce, daha önceki durumuları unutan veya nasıl işine gelirse fikirler öne süren Ömer b. Hattab, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in gerek amcası ve gerkse diğerleri hakkında fikrini çok iyi bilmesine, o fikri itiraz edeni de (Münafıklıkla) itham etmesine rağmen, bu defa bizzat kendisi aynı suç ithamının fi’li tavsiye ediyor.

        ‘’Biz Allah Resulullah (s.a.v.)’in bizzat Ömer b. Hattab’a (Ya Eba Hafs) hiç Resulullah (s.a.v.)’ın amcasının boynua kılıç vurulur mu? diye sormasını, sanki kemdimize sorulmuş gibi kabul edelim ve hemen cevaplarımızı verelim.’’

        Vallahi Resulullah (s.a.v.)’in amcasının boyuna kılıçla vurulmaz.

        Hz. Peygamber (s.a.v.)’nin bu isteğini çok iyi bilen birisi, yani amcasının ölüdürülmesini istemeyen Peygamberimizin bu istediğine rağmen yine de Hz. Peygamber (s.a.v.)’in amcasını öldürmekte direnen bir Ömer b. Hattab’ın amelleriden Allah’u Teala’ya sığınırız!...

        ‘’Allah hükmü’nün tecelli olmasından sonraki hüküm ise artık üzerinde tartışma yapılmayacak kadar açık ve nettir.’’
        Ömer b. Hattab, henüz Allah emri nazil olmadan önce ki kararlarda Hz. Peygamber (s.a.v.)’in istediğine uymayanı münafıklıkla itham edip onun boynunun vurulmasını istiyor.

        Evet kısa bir zaman geçmeden ve henüz Allah hükmü nazil olmadan fikrini değiştiren Ömer b. Hattab, Münafıklıkla itham ettiğini kimsenin kararını tatbik ettirmeye çırpınıyor.

        İşte, Bedir savaşı’nın sırasında Ömer b. Hattab’ın durumu bu kadar değildir. Kuran ve Ehl-i Beyt araştırmalarımızın akışları içerisinde daha detaylı belge ve kaynaklarla karşılaşacaksınız.

        Kuran ve Ehl-i Beyt araştırmaları olarak şimdi siz değerli okuyucu ve araştırmacı ehl-ine duymak istemediğiniz bir belge ve kaynak sunacağım. Yazan. imam Dikmen


        Yorum


          Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


          Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

          Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

          Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

          İmam Hüseyin (a.s.): 887

          Ömer b. Hattab, Amr b. As’ın Emrin’de konumu: 1

          Sizlere sormak istediğimiz ‘’Ey ilim erbabları’’

          Kendi elinizdeki tarih kaynaklarına bir bakın...

          ‘’Göreceksiniz ki, Hz. Peygamber (s.a.v.), Amr b. As’ı Zatüsselasile gönderiyor...’’

          ‘’Amr b. As, Hz. Peygamber (s.a.v.)’den takviye kuvveti göndermesini istiyor.’’

          Hz. Peygamber (s.a.v.), Ebu Ubeyde b. Cerrah komutasında olarak Ebubekir b. Kuhafe, Ömer b. Hattan’da aralarında olmak üzerine bir müfreze gönderiyor.’’

          ‘’Bazı tartışmalar sonunda Ebu Ebeyde ve yanındakiler Amr b. As’ın komutasına giriyor.’’

          ‘’Seferde geçen günlerde, Amr . As’ın icraatlarına Ömer b. Hattab’ın itirazları ve bu hususta Ebubekir b. Kuhafe’nin Ömer’i sakinleştirmesinin belgeleri tarihlerin sayfalarında sarahaten yer almaktadırlar.’’

          ‘’Mesela, Sayın Diyanet görevlisi olan M. Asım Köksal’ın tarihinin İrfan yayınevince neşr edilmiş bulunan 8.nci cildinin 107.nci sayfasında bu hususları şöyle dile getiriyor.’’

          Amr b. As (Sen, beni dinlemek ve bana itaat etmekle emr olundun değil mi?) diye sordu.
          ‘’Ebubekir (Evet) dedi

          ‘’Amr b. As (Öyle ise emr olunduğunu işle) dedi.’’

          ‘’Ömer b. Hattab, bunu işitince çok kızdı. Ve hemen yanına varıp ona çatmak istedi. Fakat Ebubekir buna engel oldu.’’
          Bırak onu kendi haline...

          ‘’Çünkü, Hz. Resulullah (s.a.v.), O’nu, ancak savaştaki üstün bilgisi yüzünden başımıza kumandan dikti!...’’ dedi.

          Ömer sustu...

          Evet.

          Sayın M. Asım Köksal, bu senin beyanının aynısı:

          1- Zürkanî, Mevahibülledünniye Şerhi, cild. 2, sayfa. 279.

          2- Vakıdî. Megazi, cild. 2, sayfa. 770.

          3- Halebi. İnsanül Uyun, cild. 3, sayfa. 200.

          4- Zehebî. Siyerü Alamünnübela, cild. 3, sayfa. 44.

          Bu kitapları belge olarak göstermişsiniz!...

          Sonra ki Gelişmelere bakıyoruz ki, yalanlar devam ediyor...

          ‘’Birlikte, Medine’ye dönünce, Amr b. As’tan şikâyetlenenler Hz. Peygamber (s.a.v.)’e durumu alatıyorlar.’’ Yazan. imam Dikmen


          Yorum


            Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


            Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

            Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

            Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

            İmam Hüseyin (a.s.): 888

            Ömer b. Hattab, Amr b. As’ın Emrin’de konumu: 2

            ‘’Hz. Peygamber (s.a.v.), Amr b. As’ı dinledikten sonra Amr b. As’a hak veriyor,’’

            Bu tartışmalar tarihi belgeler için, sayın M. Asım Köksal, daha önce dört belgesindedir:

            5- Kasani. Bedayissanayi, cild. 1, sayfa. 48.

            6- Ahmed b. Hanbel. Müsned, cild. 4, sayfa. 203-204.

            7- Ebu Davud. Sünen, cild. 1, sayafa. 92.

            8- İbn-i Kayyım. Zadülmaad, cild. 2, sayfa. 175.

            9- Ebülfida. Sire, cild. 3, sayfa. 518, kitaplarında belge veriyor.

            Ancak, bu mesele husustaki gerçekleri kamufle etmek, Ebubekir b. Kuhafe ve Ömer b. Hattab’ın Amr b. As’ın emrine verilmesinin zül addedileceğini düşünenlar, bazı kelime oyunları yaparak insanların üstünlüğü hususunda oyunlar sergilemektedirler.

            Güya, Amr b. As, kendisinin kumandanlık hususundaki görevini sevince içinde, Hz. Peygamber (s.a.v.)’e ‘’Ya Resulullah, halkın sana en sevgilisi hangisidir?’’ diye sormuş, Peygamber (s.a.v.)’de hâşâ, hâşâ (Aişe’dir) buyurumuşlardır. Sonra (Aişenin babasıdır) demiş.

            Sonra (Ömer b. Hattab’dir) demiş. Sonra da bazı isimleri sıralamıştır. Ancak, Amr b. As, kendisinin en sona bırakılacağı korkusu içinde sormaktan vazgeçmiştir.

            Sayın M. Asım Köksal Allan’ın laneti yalancılara olsun mu? Sizlerin kelime oyunları yaptığınız sizin kendi belgelerinde mevcudiyetleri vardı.

            Evet elbette ki Hz. Resulullah (s.a.v.), Amr. B. As’a öyle cevap verecektir.

            Peki sizce ne diyecekti...

            ‘’Kalkışıpta Amr b. As’a (sen onların en üstünüsün. Onlardan daha sevgilisin bana) mı diyecekti?’’

            ‘’Amr b. As’ın emrine verilen bu iki zat söz konusu olduğu için Hz. Peygamber (s.a.v.)’in en güzelini yapmıştır.’’

            ‘’Çünkü, soranın durumu nazara alınırsa öyle cevap vermek iktiza eder.’’

            ‘’Ancak, bir savaş üstünlüğü söz konusu olacaksa, bunun cevabı bizzat Ebubekir b. Kuhafe’nin kendisince verilmiştir.’’

            Ne diye Ömer b. Hattab’a?

            ‘’Hz. Resulullah (s.a.v.), onu, savaştaki üstün bilgisi sebebiyle başımıza kumandan dikti) diyor.’’

            Savaşma ve yönetme yeteneklerinden marum olan biri veya birilerini, üstünlük vasıflarından birisinden mahrum demektir.

            ‘’Tam ve müketâmil, üstelik, insanların, Peygamberlerden İmamlardan sonra en üstün olunduğu iddia edilen bu iki zat, görülmektedir ki, hiçbir savaş bilgisine ve yönetmenlik bilgilerine sahib değillerdir.’’

            ‘’Noksan meziyetli kimsenin de (İnsanların en üstünlerinden) sayıldığını iddia etmek, sadece yalancılık olur.’’

            Çünkü, insanların, Peygamberlerden ve imamlardan sonra en üstün olabilmenin ölçüsü içinde, Cihad yani (Savaşmak) etmek, (düşmana döne döne saldırmak, cihad meydanlarından firar edip kaçmamak, düşmana sırt çevirmemek) vardır ki bu üstünlük mertebelerine layık gördüğünüz zatlarda görülmüş değildir.

            Evet cihad meydanından kaçan,Düşmana sırtını çeviren, can korkusu sebebiyle ER meydanından firar edenlerin, artık üstünlük vasıfları yüzdelik hesapla, Cüz-i bir miktara iner...

            Ebebekir, Ömer b. Hattab ve Osman b. Affan Üsame b. Zeyd’ın Emr’indedirler!...

            Evet, Sayın M. Asım Köksal bunu unutmamanız gerekir ki, Tarih asla ve asla yalan söylemez. Siz ne kadar kelime oyunları yaparsanız, yapın asla başarıya ulaşamıyacaksınız!...

            Ve yine verilen, tarihlere baktığımızda, Ömer b. Hattab’ın, Üsâme b. Zeyd emrindenki, orduya verildiği bir er olarak görmekteyiz... Yazan. imam Dikmen

            Yorum


              Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


              Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

              Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

              Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

              İmam Hüseyin (a.s.): 889

              Bu belge ve kaynakların gerçeklikleri: 1

              1- Bedir yayınevince neşr edilen Kısas-ı Enbiya, cild. 1, sayfa. 235.

              2- Konya can kitap evince yayınlanan Taberî’nin cild. 3, sayfa. 183.

              3- İbn-i Sad. ‘’Tabakat’’ cild. 2, sayfa. 190.

              4- Vakıdi Megazi, cild. 3, sayfa. 1118.

              5- İbn-i İshak; İbn-i Hişam. Sire cild. 4, sayfa. 291’den naklen.

              6- M. Asım Köksal. İslam Tarihi, cild. 11, sayfa. 8-9. vs.

              7- Hadislerle Müslümanlık. Kandehlevi, cild. 1, sayfa. 429.

              8- Mesnevî çeviren Prof. A. Gölpınarlı cild. 4, sayfa. 310.

              Yalancıların mumu yaksıya kadar yaner atasözüyle vs. vs. gibileri bugün en mutebir kabul edilen kendi kitap kaynaklarınızda görmekteyiz...

              Biz, Ebubekir b. Kuhafe’nin, Üsâme emrine veriliş mevzusunu sarahaten verdik. İsteyen araştırmacılar orda verilen kaynaklara müracaat edebilirler.

              ‘’Aynı araştırmalar içinde yine Ömer b. Hattab içinde geçerlidir.’’

              ‘’Tarihleri didik didik aradığımızda, (kuru iddiaların dışında) hiçbir meziyyetlerine rastlayadığımız Ömer b. Hattab’ın bir kölenin oğlunun, hemde henüz bıyıkları bile yeni bitmiş birisin emrine verilmesini şöyle bir tahayyül ediyoruz’da o kuru iddialarından artık sadece Hak emaneti hasıraltı etmek için çırpınanlarca uydurulduğuna kanii oluyoruz.’’

              ‘’Bir İslâm ordusu ki, daha önceki cihad meydanlarında firar edenlerin emrine değilde, bir kölenin oğlunun emrine veriliyor.’’

              ‘’Hiç olmazsa bundan ibret almayan o kelime oyuncuları, zerre hicap duymadan mü’minleri kandırmaya çırpınıyor.’’
              Bunun, bir askeri misâl ile verelim...

              Bu gün, Ömer b. Hattab’ı insanların Peygamberlerden sonra en üztünü olanların ikincisi gibi süslü kelimelerle verenlerin bu iddialarını bir an için de kabul edelim.’’

              ‘’Hz. Resulullah (s.a.v.)’in (Askeri tabirle) Mâreşâl yerine koyalım...’’

              ‘’Ömer b. Hattab’ı da devamlı uluhiyyetleştirilmesine binâen, Orgenaral kabul edelim.’’

              Ne yapıyor Mâreşâl olan Allah Resulü?...

              ‘’Orgenaeral mertebesindeki birisini, Askeri sıralamada belkide henüz onbaşı rütbesine olmayan birisinin emrine veriyor.’’ Yazan. imam Dikmen



              Yorum


                Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

                Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                İmam Hüseyin (a.s.): 890

                Bu belge ve kaynakların gerçeklikleri: 2

                Bir ordu ki, Orgeneral rütbesindeki bir rütbelinin, onbaşı rütbesindeki birisinin emrine verilmesi, askeri kâideyi silindir gibi çiğnemek olur. (açıkçası bu bir Emevi askeri darbe saltanatlığa geçiş olur.)

                ‘’Allah Resul-ü, en mübarek bir ocağı, yani Askerlik ocağnı elbetteki dejernere etmiş değildir.’’

                Ordu kumandanlığı gibi bir makama, Cihad meydanlarından devamlı olarak (firar) eden Ebubekir b. Kuhafe ve de Ömer b. Hattab gibilerini değil, (Hiç olmazsa firar etme suçundan yargılanması gerekenleri değilde)

                Üsâme b. Zeyd getirilmiş, insanların, Peygamberlerden sonra en üstünü olanların ikincisi olan Ömer b. Hattab, bir kölenin oğlunun emrine verilmiştir...

                Ve artık kabul edin ki, ölçü burada son noktasına gelmiştir...

                ‘’İşte, Peygamber sevgisini, Peygamber saygısının gerek Ebubekir b. Kuhafe ve gerekse Ömer b. Hattab tarafından ortadan kaldırıldığının son halkası, Üsâme emrindeki ordunun hareket ettilmemesi ile tamamlanmıştır.’’

                Biz bu mevzuya kesinlik getirmeden Ömer b. Hattab’ın, o güne kadar yaptığı saygısızlığın Peygamber emanetin de nasıl meydana çıktığına bakalım...

                Yine, Ömer b. Hattab’ın takvası ile ilgili hakkında söylenenler de çoktur. Hatta diyorlar ki: ‘’Eğer Irak’ta bir katırın ayağı kaysaydı Ömer b. Hattab onun yolunu düzeltmediğinden dolayı, Allah’tan korkardı.’’

                Ama doğru tarih yazarları, Ömer b. Hattab’ın çok sert ve asi olduğunu ve haramdan kendisini muhafaza etmekle titizlik göstermediğini kaytetmektedirler. Mesela Kur’ân ayet ilkesi hakkında soru soran birini suzsuz yere kanına bulayıncaya kadar dövdüğünü nakletmişlerdir.

                Eğer Ömer b. Hattab’ın takvasıyla ilgili sözler doğru olsaydı, neden Hz. Muhammed (s.a.v.)’in vefat ettiğinde kılıcını çekerek Hz. Muhammed (s.a.v.)’in öldüğünü söyleyecek olan herkesi ölümle tehdit ediyor.

                Hz. Resulullah (s.a.v.)’in vefat etmediğine dair Allah’a yemin ediyordu, onun da Hz. Musa (a.s.) gibi Allah’a münacat etmeye gittiğini söylüyordu. (Tarih-î Taberî ve tarih-i İbn Esir.)

                Ömer b. Hattab Hz. Fatımat’u Zehra Semavat’ı Ve’l Arz (a.s.)’nın evini yakmaka teşebbüs ettiğinde neden Allah’tan korkmuyordu? (el-İmamet ve’s-Siyaset, İbn Kuteybe, sayfa. 19-20.)

                Ve hatta Ömer b. Hattab’a: ‘’Nasıl bu evi yakarsın, Hz. Fatımat’u Zehra Semavat’ı Ve’l Arz (a.s.) bu evdedir!’’ dediklerinde cevaben... Fatımat’u Zehra Semavat’ı Ve’l Arz (a.s.)'da olsa yine de yakarımcevabını vermiştir... Yazan. imam Dikmen


                Yorum


                  Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                  Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

                  Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                  Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                  İmam Hüseyin (a.s.): 891

                  Bu belge ve kaynakların gerçeklikleri: 3

                  Keza, Ömer b. Hattab’ın takvası hakkında söylenenler, onun kendi hilafeti dömeninde Kur’ân’ın ve Resulullah’ın sünnetine muhalif olan hükümler vermesiyle nasıl bağlayabiliriz.

                  (Bu konu ve meseleler hakkında Seyyid Şerefuddin’in yazmış olduğu ‘’En-Nas Ve’l İctihâd’’ adlı kıtabına bakın. Tüm kaynaklarını, ve İslâm fırkalarının kabul ettiği kaynaklarla karşılaşacaksınız.)

                  Ben bu büyük ve meşhur sahabeyi örnek olsun diye burada zikrederek onun hakkındaki bir kısmına değindim ve teferruata inmek istemediğimden sadece kısa işaretlerle yetimdim. Yoksa bu hususlarda uzun, Ansiklopedilerin yazılması gerekir...

                  Bu zikrettiklerimiz az da olsa yine de sahabenin hakiki durumuna ışık tutacağını ve Ehl-i Sünnet âlimlerinin gerçeklerle çelişen görüşlerinin tutarsız olduğunu göstermekle yeterlidir.

                  Ehl-i Sünnet âlimleri bir yandan halkı sahabenin hakkında her türlü şüphe ve terddütten men ediyor ve öte yandan da onlar hakkında şüpheye ve ayıplamaya sebep olan rivayetleri kendi kitap kaynaklarında naklediyorşar.

                  Keşke, Ehl-i Sünnet âlimleri sahabenin değerine gölde düşürecek ve onların adaletinin sorgulanmasına sebep olacak bu rivayetleri kendi kitap kaynaklarında yazmasaydılar da biz bu tereddütlerden kurtulsaydık.

                  Ustad Prof. Dr. Ticanî kendi başında geçen bir olayı canlı şekliyle bizlere naklederken konuşmalarına şöyle devam ediyor:
                  Hatırladığım kadarıyla Necef âlimlerinde ‘’İmam Cafer Sadık (a.s.) ve Dört mezhep’’ adlı önemli bir eserin yazarı sayın Esed Haydar ile görüştüğümde, o babasına ait şöyle bir olayı bana anlatmıştı. O diyor ki:

                  ‘’Babam elli yıl önce hacc’a gittiğinde Tunus’un Zeytuniye şehrinden olan bir âlimle Hz. İmam Ali (a.s.)’nın imameti hakkında tartışmış ve babam ona Hz. İmam Ali (a.s.)’ın imameti hakkında dört veya beş delil söylemiş.

                  Tunuslu âlim: ‘’Başka delilin var mı?’’ diye sormuş ve babam hayır demiş. Bunun üzerine Tunuslu âlim, babama: ‘’Resbihini çıkar ve Hz. İmam Ali (a.s.)’nın Hz. Resulullah (s.a.v.)’ın halifesi olduğuna dair benim delillerimi say!’’ demiş.

                  Sonra bu husustaki delillerini zikretmeye başlamış ve babamın bilmediği yüze yakın delil saymıi!... Yazan. imam Dikmen

                  Yorum


                    Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                    Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

                    Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                    Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                    İmam Hüseyin (a.s.): 892

                    Bu belge ve kaynakların gerçeklikleri: 4

                    Esed Haydar sözlerine şunu de ekleyerek diyor ki:

                    ‘’Eğer Ehl-i Sünnet, kendi kitaplarında yazılmış olanları bile gerçekten inceleyecek olsaydı, onlar da bizim sözlerin aynısını söylerdi ve uzun zamandan beri aramızdaki ihtilâflar sona ermiş olurdu.’’

                    Andolsun ki, bu zikrettiklerim haktır. Eğer insan, kör taassuplardan kurtularak tekebbürünü bir kenara bırakacak olursa apaçık delillerin önünde terslim olmaktan başka bir çaresi kalmaz...

                    Kur’ân ve Ehl-i Beyt araştırmaları olarak şimdi siz değerli araştırma konumda olan arkadaşlarıma bir mesele üzerinde düşünmelerini davet ediyorum.

                    Kur’ân’da asla ve asla bir tefrika söz konusu olmadığı gibi Kur’an’ın vahy yoluyla görevlendirmiş olduğu ‘’Nebi veya Resul-i’’de asla herhangi bir tefrika düşüncesine kapılmasınında imkanı yoktur.

                    Yani, açıkçası Hz. Resulullah (s.a.v.)’in söylemiş olduğu sözlerinde zerre kadar bir çelişkinin olduğu görülmemiştir, ve hatta görülmeye yol açmayacaktır.

                    İmam Hüseyin (a.s.)’ın hakkıda Hz. Resulullah (s.a.v.) söylemiş oldukları hadislerin içinde asla uygunsuz bir hadise nakletmek doğru değildir. Çünkü bizzat Hz. Muhammed (s.a.v.) tarafından ister İmam Hasan Mücteba (a.s.) olsun ve isterse İmam Hüseyin (a.s.)’lar hakkında vermiş oldukları mesajların tamamı onların en takvalı ve güzel alakları ile ilgili cennetle mükaafatlandığını işaretleri ile doludur.

                    Şimdi sizleri çok mu? Ama çok ömenli bir meseleye götürmek istiyor ve bu konular hakkında sahabe olarak tanıdığınız Ömer b. Hattab’ın nasıl ve ne gibi bir şekilde Hz. Muhammed (s.a..v)’nın peygamberliğini red edilişini öğrenmiş oluyorsunuz... Yazan. imam Dikmen

                    Yorum


                      Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                      Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

                      Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                      Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                      İmam Hüseyin (a.s.): 893

                      Ömer b. Hattab’ın Hz. Peygamber (s.a.v.)’in Elçiliğinin Red Edilişi Konumu: 1

                      Bu konu ve meseleler hakkında sormamız gereken mertebe ve makam şeklinde kuruluş olan kimselerin en üst sevyede olanların haberdar olmalarının gerçek yüzleri...

                      ‘’Ey Din ve Diyanet erbabları’’

                      Biz sizinde kendi mezhep ve düşünceleriniz açılarında kaleme almış olduğunuz tarihlere baktığımız zaman, insanların aklını durduracak bir beyanlarla karşılıyoruz.

                      Lütfen dikkat buyurun:

                      ‘’Bedir ve Hendek, Uhud, Hayber vs. vs. gibi İslam toplumun can kavliyle savaştığı savaşları olduğu sizinde mahlumunuzdur.’’

                      ‘’Hz. Resulullah (s.a.v.), müsaid bir vakitde (Umre Hacc) yapmak için Medine’den yola çıkar.’’

                      Yanında hemen hemen bütün Medineli ve Mekke’li Ashabları da vardır.

                      ‘’Mekke’ye yaklaşırlar.’’

                      Hz. Peygamber (s.a.v.), Büdeyl b. Verka r.a. Hazretlerini Mekke müşriklerine elçi olarak gönderir ve Harp yani (savaş) için değil, Umre yapmak için geldiklerini söyletir.

                      Sonra Mekke’den Urve b. Mes’ud, Peygamberimizin yanına gelir.

                      ‘’Mekke’lilerin kat’i kararlarını haber verir sonra tekrar geri göner.’’

                      ‘’Hz. Peygamber (s.a.v.) bu defa Hıraş b. Ümeyye-tül Huzâi’yi elçi olarak Mekke’ye gönderir. Mekkeli’ler, Hiraş Hazretlerine hakaret ederler ve hatta devesini keserler.

                      Kendisini öldürmekte isterler ama, kendi kabilesinin veya kabileden birisinin himayesi sayesinde canını kurtarır ve Hz. Peygamber (s.a.v.)’e geri göner.’’

                      Hz. Peygamber (s.a.v.) bu defa Mekke’ye Ömer b. Hattab’ı göndermek üzere kendisini çağırır.

                      ‘’Ömer b. Hattab, Allah resulünün kendisine yaptığı elçiliği memnuniyyetle kabul etmesi gerekirken, bütün tarihlerin ittifakla kabul ettikleri şu acaib cevabı verir.’’

                      Ömer, ‘’Ya Resulullah’’

                      ‘’Ben, hayatım hakkında Kureyş Müsriklerinden Korkarım.’’

                      ‘’Mekke’de, Adiy b. Ka’b oğullarından beni koruyabilecek hiçkimsem yoktur.’’

                      Kureyş Müşriklari ise, Benim, kendilerine ne kadar düşman olduğunu, ne kadar sert ve katı davrandığımı bilirler. Yazan. imam Dikmen


                      Yorum


                        Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                        Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

                        Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                        Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                        İmam Hüseyin (a.s.): 894

                        Ömer b. Hattab’ın Hz. Peygamber (s.a.v.)’in Elçiliğinin Red Edilişi Konumu: 2

                        ‘’Bununla beraber, Ya Resulullah, Muhakkat benim gitmemi istiyorsan, onların yanlarına gideyim. dedi.’’

                        Ömer b. Hattab’ın Hz. Peygamber (s.a.v.)’e verdiği bu acaib cevabın üzerinde elbetteki duracağız.

                        ‘’Şimdi, bu ve buna benzer verilen cevaplara kitaplarında aynen beyan eden kitapları gündeme getirelim.’’

                        1- İbn-i İsak, İbn-i Hişam, Sire, cild. 3, sayfa. 329.

                        2- Ahmed b. Hanbel; Müsned, cild. 4, sayfa. 324.

                        3- Vakdi. Megazi, cild. 2, sayfa. 600.

                        4- Taberî. Tarih, cild. 3, sayfa. 77.

                        5- Yukardaki tarihlerden kaynaklanan sayın M. Asım Köksal. İslâm Tarihi. İrfan yayınevi 1975 Baskısı cild. 6, sayfa.
                        168-169.

                        6- Sahih-i Buharî. Diyanet yayınları, cild. 8, sayfa. 182.

                        7- Hayati Ülkmü. İslâm tarihi. Çile-Türdav yayınları, sayfa. 175.

                        8- Trecüman gazetesinin yayıladığı Türk ve İslam tarihi, cild. 1, sayfa. 429-430.

                        9- A. Cevdet Paşa. Kısası Enbiya. Bedir yayınları cild. 1. sayfa. 168.

                        10- Dr. Mehmed Ali Derman. Hazreti Ali. cild. 2, sayfa. 148. sv. sv.

                        Lütfen kabul buyurun ki, en mutebir kabul edilen bu tarihler ve kitaplarda Ömer b. Hattab’ın, Hz. Peygamber (s.a.v.) elçiliği görevini resmen ve sırf can korkusu sebebi iler red ettiğini yazıyorlar...

                        Burada, sayın M. Asım Köksal’ın yaptığı kelime oyununa dikkatinizi çekmek isteriz.

                        ‘’Lütfen dikkat buyurun sayın Ehl-i Sünnet araştırma Ehl-i.’’

                        ‘’Sayın tarihiçinin kıtabından aldığımız şu, yukardaki Ömer b. Hattab’ın beyanı, gerçeğin taa kendisidir ama, Sayın M. Asım Köksal beyefendi, gözle görülür bir kandırmayı şöyle yapıyor.’’

                        Yukardaki beyanı aynen verirken, her beyanın sonuna, o beyanı yapan kitabınları belge gösteriyorda, o beyanın sön bölümündeki (Bununla beraber, Ya Resulullah, Muhakat benim gitmemi istiyorsan, onların yanlarına giderim.) sözüne hiçbir beyan göstermiyor.

                        ‘’Bundan da anlaşılmaktadır ki, son beyan, bizzat tarihiçinin kaşlagöz arasında araya soktuğu kelime oyunudur.’’

                        Ömer b. Hattab’ın söylemediği bir beyanı öne sürerek gerçeği gözlerden kaçırmaya çırpınıyor, indillah ki, vebâli ise, bilenen bir şeydir.

                        ‘’Çünkü, Ömer b. Hattab, resmen ve alenen, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in elçiliğini ret etmiştir.’’

                        ‘’Hz. Peygamber (s.a.v.) elçiliği gibi şerefli ve yüce bir görev, sırf kendi can korkusu sebebi ile red etmiştir.’’ Yazan. imam Dikmen


                        Yorum


                          Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                          Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

                          Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                          Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                          İmam Hüseyin (a.s.): 895

                          Ömer b. Hattab’ın Hz. Peygamber (s.a.v.)’in Elçiliğinin Red Edilişi Konumu: 3

                          ‘’Hz. Peygamber (s.a.v.)’in elçiliği red eden birisinin ise insanların en üstünün ikincisi gibi safsata iddialarla takdim edilmesi, mutlaka Ehl-i Beyt düşmanlığı yapmanın açık belgesi olur.’’

                          ‘’Sayın M. Asım Köksal efendi, hemen devam eden beyanında Ömer b. Hattab’ın kendisi yerine Osman b. Affan’ı tavsiye ettiğini yazıyor ve bunada, yalancılığı tarihen sabit olan Vakıdi’nin Megazisini belge gösteriyor.’’

                          Hz. Peygamber (s.a.v.)’in elçiliği görevini (Can korkusu) sebebiyle ‘’Red’’ eden birisinin kalkıpta bir başkasını tavsiye etmesi, (Ben ölmeyeyim de başkası ölsün) demektir.

                          Sanki, Kureyş, müşrikleri Ömer B. Hattab’a kin besliyorlarmışta, Osman b. Affan’a muhabbet edeceklermiş gibi...
                          Osman b. Affan, nasıl ki, Kureyş için de son sözü konuşacak olan bir soydan geliyor, Ömer b. Hattab’da aynı şekilde, EbuCehil gibi bir hüküm sahibinin yeğeni olması hasebiyle kategoriye girer...

                          ‘’Osman b. Affan’ı hikaye edecek olan ve bir soy nasıl ki Kureyş için de mevcut ise EbuCehil gibi bir hüküm sahibi kimsenin yeğeni olduğuna göre, Ömer b. Hattab’da aynı şekilde himaye görmesi gerekir...’’

                          Ancak, Can vermenin söz konusu olduğu her yerde, Ömer b. Hattab asla ve asla mevcut değildir.

                          ‘’Hiçbir mutebir tarih ve hatta bu zatı uluhiyyetleştiren hiçbir kalem erbabı kalkıpta bunun aksini belgeleyen bir iddiada bulunamaz.’’

                          Çünkü İslam tarih kaynaklarında böyle bir şey yoktur...

                          ‘’Var olduğunu iddia eden varsa, Belge göstermek kaydı ile ve Din yani (devlet) ve imanlarını vebâl belgesi yaparak buyursunlar iddia etsinler...’’

                          Ve yine gerçek olmayan belge ve kaynaklara dikkatinizi çekmeye devam edlim... Yazan. imam Dikmen


                          Yorum


                            Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                            Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

                            Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                            Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                            İmam Hüseyin (a.s.): 896

                            Ömer b. Hattab’ın Hz. Peygamber (s.a.v)’e

                            Neden İtirazı Ve Kızgınlığının Dinmemesi Konumu: 1

                            Ve yine ey Din (Devlet) erbablarına sesleniyoruz...

                            Biz tüm Kur’ân ve Ehl-i Beyt araştırmalarımızda sizin kendi tarih kaynakları ile konuştuğumuzu apaçıktır ki:

                            ‘’Sizin tarihlerin dışında hiçbir beyanlarınız yoktur.’’

                            Ve ancak, tarih gerçeklerin ve beyanların üzerinde tahliller yapmaktayız...

                            Yine bakınız ve neler oluyor?...

                            Geçmiş kaynak kitapların en muteberlerinden kabul edilen Vakıdi’nin Megazi’sinden, Abdürezzak’ın Müsannef’inden, Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inden Buharî’nin Sahih-i’inden Müslim’in sahih’inden kaynaklanan sayın M. Asım Köksal beyefendi, bizzat kendi eli ile yazdığı İslâm Tarihi’nin İrfan yayınevince 1975 yılında neşr edilen 6.nci cildinin 201.nci sayfasından başlayıp devam ettirdiği bir mevzuuda şöyle yazmaktadırlar:

                            ‘’Olay, Hudeybiye anlaşması olarak tarihlerde yer alan bir mevzuuda geçmektedir.’’

                            Hz. Peygamber (s.a.v.)’in, Mekke müşrikleri ile bir anlaşmaya varmak istyor.

                            ‘’Müşriklerin ileri gelenlerinin öne sürdükleri teklifleri ise, ileri görüşlü herkesin kabul edeceği, ama, ilk nazarda ele alındığında insanı tereddütlere düşüren tekliflerdir.’’

                            Tarihlerde gördüğümüze göre, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in Müşriklerin ileri sürdükleri teklifler üzerinde anlaşmayı yapar.
                            Ancak, muteber kabul edilen tarihlerin ittifakla yazdıklarına göre, Ömer b. Hattab, bu şartlara şiddetle itiraz eder.

                            ‘’En kaynak belgeli bir tarih yazan sayın M. Asım Köksal beyefendi, bu husutaki itirazcının Ömer b. Hattab olduğunu tarihinde sarahaten yazmakta, ancak, arada, (isim vermemesine rağmen) şair sahabeleride şaibeli duruma getiren bir iddia yazmaktadır.’’ Yazan. imam Dikmen

                            Yorum


                              Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                              Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

                              Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                              Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                              İmam Hüseyin (a.s.): 897

                              Ömer b. Hattab’ın Hz. Peygamber (s.a.v)’e

                              Neden İtirazı Ve Kızgınlığının Dinmemesi Konumu: 2

                              Yazdığına göre (sahabiler, Hz. Peygamberimizin görmüş ve haber vermiş olduğu rü’aya bakarak fetih ve zafer elde edecekelrinden hiç şüpheleri olmaksızın gelmişler.

                              Fakat, Beytullahı tavaf etmeden dönmek ve daha bir takım ağır şartlar yüklenmek suretiyle barış yapmak gibi hiç beklemedikleri bir işle karşılaşmaları, kendilerine çok ağır gelmiş ve az kalsın helak olacaklarmış.)

                              Tarih yazan bir kimse, en az beş sayfa tutarunda bir mevzuuyu yazıpta o itirazcıların içinde sadece Ömer b. Hattab’ı gösterir ve sonrada beyanının içine (sahabiler) kelimesinide katarsa, okuyanın aklına hemen bütün Sahabeler hakkında bir şüphe geleceğibi çok iyi düşünmesi gerekir.

                              ‘’Ömer b. Hattab’ın itirazını tam beş sayfa halinde yazan bir tarihçi, o itirazcııların arasına bir başka isim veremiyorsa da sonra kalemini (sahabiler) üzerinde kullanıyorsa, en büyük ayıbı işlemiş olur.’’

                              Biz, Ömer b. Hattab’ın yazdığı ve bizzat en yetkili olamsı gereken sayın M. Asım Köksal’ın tarihinde işaret ettiği gibi, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in en saygısızca itirazlar yapan Allah Resul-ü’nü adeta hesabe çekercesine şiddetli itirazlar yapan bir Ömer b. Hattab’ın Peygamberimize olan (sevgi ayrı bir şeydir de) hiç olmazsa (saygı) dozunu böylesine ortaya koymasını acaib görmekteyiz.

                              Sayın M. Asım Köksal, bizzat Müslim’in Sahih’inden getirdiği ve tarihinin 6.nci cildinin 202 sayfasında da itiraf ettiği gibi aynen şöyle beyan etmektedirler.

                              ‘’Ömer b. Hattab, sabr edemiyor, kızgınlığını hiç dindiremiyordu. Hemen Ebubekir’in yanına vardı......?’’

                              ‘’Peygamberimizin münasib gördüğü bir hususta Ömer b. Hattab şayet sabr edemiyor ve kızgınlığı da dinmiyorsa, en münkir insan dahi Peygamber emrine sabr etmeyen ve kzıgınlığı dinmeyen bir kimsenin Peygambere olan sevgi ve saygısından şüphe eder.’’

                              Evet Peygamberimizin emrine ve kabul ettiğine itiraz edipte kızgınlığı dinmeyen kimsenin ise, İnsanların en üstünlerindenmiş gibi takdim edilmesi, arada bir ard zihniyetin mevcudiyetine en büyük belge olur.... Yazan. imam Dikmen

                              Yorum


                                Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                                Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

                                Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                                Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                                İmam Hüseyin (a.s.): 898

                                Hz. Peygamber (s.a.v.)’in (Peygamberliğinden) Acaba!

                                Ömer b. Hattah’ın Şüphesi mi Var?...

                                Kuran ve Ehl-i Beyt araştırmalarımızın temel amaçlarından biride Ömer b. Hattab’ın Hz. Muhammed (s.a.v.)’in emirlerine karşı devamlı asi olması ve onun vermiş olduğu emirlerine itiatsızlıkta bulunmaları ve devamlı olarakta Hz. Resulullah (s.a.v.)’in hak peygamberliğinde şüphelere girmesidir.

                                O’nun için yine Ehl-i Sünnet ulema kardeşlerimizin vermiş oldukları kaynaklardan yararlanmaya çalışacağız.

                                Olay, Ensardan Cabir b. Abdullah hazretlerinin bir hurma borcunu ödemesinden Bereket mevzuusu olması.

                                ‘’Cabir Hazretleri, hurma borcunu öder ama görür ki, sanki hurmaları aynen durmaktadır.’’

                                ‘’Bunun üzerine Cabir hazretleri gelerek durumu Hz. Peygamber (s.a.v.)’e arz eder. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in duası bereketi ile bütün borçlarını ödedeikten sonra ödediği borç kadar da geriye hurmanın arttığını anlatır ve Allah’a Hamd ediyor.’’

                                Hz. Peygamber efendimiz bunu üzerine Cabir hazretlerine şöyle der:

                                ’’Sen Bunu Ömer b. Hattab’a da ver.’’

                                ’’Olayı, Buharî’nin Sahih-i’inde ve Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inden alarak tarihinin 4.ncü cildinin 71-73.ncü sayfalarında aynen yazan sayım M. Asım Köksal’ın bu beyanı gerçektende düşünrüdürcüdür…’’

                                Aynı tarihin 73.ncü sayfasındaki bir iddiaya göre Cabir hazretleri bu olayı Ömer b. Hattab’ın yanında Hz. Peygamber (s.a.v.)’e tekrar anlatınca Peygamberimiz Ömer b. Hattab’a dönerek (Ya Ömer bak ne diyor) diye soruyor.

                                Ömer b. Hattab’da (Biz zaten senin Resulullah olduğunu biliyoruz) diye. Acaba, Ömer b. Hattab’ın inancında Peygamberimizin bir şüphesini var ki, öyle bir sual sormuştur.?...

                                Kur’ân ve ehl-i Beyt araştırmasının sadece bu kadarıyla kalmayıp daha sonraki araştırmalarımızda Ömer b. Hattab hakkında ve onun ahlakı durumunu ve davranış şekillerinin ve Hz. Muhammed (s.a.v.)’in kurmuş oldukları İslam-i devletin ne şekildir bir Emevi darbesinin yaptığını yien Ehl-i Sünnet alim ve ulemalarının belge ve kaynakları ile getirmeye çalışacağız... Yazan. imam Dikmen



                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X