Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


    Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

    Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

    Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

    İmam Hüseyin (a.s.): 692

    Hz. Resulullah'tan (s.a.v.) Gelen Hadisler

    On İki İmamların İsimleriyle Tanıtmaktadır: 4

    İlk etapta getirdiğimiz 12 İmamlar hakkındaki belgelerimiz yeterli sanırım. Çünkü konumuzu dağitmak istemiyoruz. 12.İmam'ızın hayatın elle aldığımız zaman detaylığıyla tekrar bu konuları elle alacağız.

    Yeterki Ehli sünnet bizim belge ve kaynaklarımıza cevap verebilsinler haklı bir davanın savuncuları olduklarını ispatlaya bilsinler. Tüm değerli Müslüman kardeşlerime sesleniyorum bugüne kadar siz değerli kardeşlerime yanliş bir İslamı entejere ettiklerini itiraf etsinler. Belki o zaman Hz. Peygamber (s.a.v.) 'in şefâatına nâil olurlar. Çünkü Hz. Peygamber; şöyle buyurur.

    ‘’Ben ilmin şehrih'yim: İmam Ali (a.s.)'de kapısıdır. Kim bana gelmek isterse Ali b. Ebu Talib'e gelsin.’’

    Buraya kadar zikrettiğimiz şeylere göz yumsak bile Hz. Resulullah (s.a.a.) hüccetin tamamlanması için kendisinden sonraki halifelerin teker teker isim ve künyeleriyle tanıtmiştır. On iki halifeyi isimleriyle tanıtan hadisler çoktur. Burada onlardan bazılarını Ehl-i Sünnet kitaplarından zikrediyoruz:

    Hz. Peygamber (s.a.v.) bir hadisinde şöyle buyurur : "Ya Ali sen urvet-ul vuska" (sağlam kulp), sen bütün mü'minlerin imamı ve benden sonra sen bütün mü'minlerin imamı ve velisisin.

    Ben kimin mevlası isem sen de onun mevlasısın . (Menakıb hatip Haremî, s. 35, Musned-i Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 356) Seni yalnız temiz rahimden doğan sever ve seni yalnız zinadan doğanlar sevmez. Allah'u Teala'nın "Ey Muhammed! Ali'ye benden selam söyle" demediği hiç bir miracım olmamıştır... (Yenabi'ul-Meveddet, Kunduzî hanîfi, s. 133)

    Ve yine başka bir rivayette de "Ya Ali! Sen Allah'a doğru giden yolsun, sen en büyük nimetsin, sen dosdoğru yolsun ve sen en büyük numunesin ve sen Müslümanların Mü'minlerin vasisi ve doğru kuşananların efendisisin.’’ (Yenabi'ul-Meveddet i Kunduzî Hanifi, s. 395). Yazan. imam Dikmen


    Yorum


      Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


      Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

      Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

      Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

      İmam Hüseyin (a.s.): 693

      Hz. Resulullah'tan (s.a.v.) Gelen Hadisler

      On İki İmamların İsimleriyle Tanıtmaktadır: 5

      Tebliğ ayeti: "Ey Peygamber! Sen, sana Rabb'inden inen vahiyleri tebliğ et. Eğer yapmazsan, Rabbi'nin elçiliğini ulaştırmış olamazsın. (Sen hiçbir şeyden korkma) Allah seni insanlara karşı koruyacaktır . Şüphesiz Allah, kafir olan o toplumu doğru yola iletemeyecektir.’’ (Maide Süresi : 67).

      Biz bu ayetin tahlilini defalarca konu ettik, bunun üzerinde çalışmalar yaptık bu ayetinin nüzul sebebinin ne anlamda kullandığını açıkladık. Ne yazıktırki müslümanların bu ayete itaat etmediklerinin gerçeğini vurguladık.

      Bu ayetin beyan üslubundan , Hz. Muhammed (s.a.v.)'ın insanlara ulaştırmak üzere önemli bir mesaj olduğu, ancak onu açıklamaktan çekindiği anlaşılmaktadır.

      Bu ayette Allah'u Teala, kendi Resulü'ne ihtar edercesine kendine verilen mesajı halka iletmesini emretmekle birlikte, Peygamberin karşı karşıya kalacağı tehlikeleri bizzat kendisinin savaşacağı ve sadece kendisinin koruyacağını da emperyalist faşit düşüncesine bir gözdağı verircesine bildirmiştir.

      Peki bu aşamada; Peygamber'in ulaştırması gerektiği ve insanlara iletmekten çekindiği mesaj da ne olabilir sizce? Öyle ki ; Allah'u Teala, kendisine ilet dediği mesajı iletmemesi halinde risaleti ve çektiği tüm zahmetler heba olabilecekti.

      Peygamber'in hayatının son dönemlerine ve Kur'an'ın son bulmasına rastlayan bu önemli mesaj, kuşkusuz Müslümanların geleceğini yakından ilgilendirdiği bir gerçektir.

      Ehl-i Sünnet alimlerinn de bu ayeti tasdik ettiği üzere bu ayet, Hz. Resulullah (s.a.v.)'ın Kâbe'yi son ziyaret olarak bilinen Veda Haccı'nı yerine getirdiği sırada Gadi-i Hum denilen yerde nazil olmuş ve hazret bu ayet nazil olduktan sonra da meşhur Veda Hutbesi'ni okuyarak, Hz. İmam Ali (a.s.)'ı kendi yerine mü'minlerin velisi tayın etmiştir.

      Ehl-i Sünnet alimlelerinin de bunu kabul ettiği gibi bu ayet, Hz. Resulullah (s.a.v.)'ın Veda haccı'nın yerine getirdiği sırada Gadir-i Hum denilen yerde nazil olmuştur . Hz. İmam Ali (k.v.)'yi kendi yerine mü'minlerin velisi ve imam-i olarak tayın etmişletdir.

      Ehl-i Sünnet'in büyük müfessir ve tarihçilerinden olan Hafiz Ebu Cafer Muhammed bin Ceriri'nin bu ayet hakkındaki yorumu şöyledir: "Bu ayet Gadir-i Hum'da indikten sonra Peygamber-i Ekrem (s.a.v.) ashabına yönelerek şöyle buyurdular:
      ‘’Bana şu anda Cebrail nazil oldu.

      O, burada durmamı ve bütün hacılara Ebu Talib oğlu Ali benim kardeşim, vasim , halifen ve benden sonra tayın edilen imam olduğunu duyurmam için Allah tarafından gönderilen mesajı sizlere iletmemi istedi." (el-Gadir Hum, c. 1, s. 214, Velayet kitabından naklen).

      Bu olay kısaca şöyle gelişmiştir : İslam Peygamberi hicretin onuncu yılında Hac farizesini yapmak gayesiyle Mekke'ye doğru yola çıkar. Bu hac, aziz Peygamber'in ömrünün son yılında yapıldığından , dolayı ona Hacett'ül-Veda " yani (Veda Haccı) denilmekteydi.

      Hazret ile birlikte olan hacıların sayısı, tarih kaynaklarda 120 bin olarak rivayet olunmuştur. Hac merasimi bittikten sonra, Medine'ye dönenler, "Zilhicce" ayının on sekizinci günü, ‘’Gadir-i Hum" denilen yerde konu edilen,

      "Ey Peygamber! Rabb'inden indirileni tebliğ et, bunu yapmazsan, onun elçiliğini yapmamış olursun, Allah seni insanların zararından koruyacaktır." (Maide Süresi: 67) . ayet-i kerime nazil oldu. Yazan. imam Dikmen

      Yorum


        Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


        Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

        Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

        Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

        İmam Hüseyin (a.s.): 694

        Hz. Resulullah'tan (s.a.v.) Gelen Hadisler

        On İki İmamların İsimleriyle Tanıtmaktadır: 6

        Bu ayetin inmesiyle Alah tarafından gelen bu önemli emri herkes merak etmeye başlar. Bu sırada Hz. Peygamber-i Ekrem (s.a.v.) hacıların durmasını ve uzaklaşanların dönmesini emreder.

        Öğlen vakti gelip çattığı için , Hazret hacılara, o susuz ve yakıcı sahrada öğle namazını kılar ve develerin eğerleriyle ve yükleriyle topluluğun göreceği yükseklikte minber yapılır.

        Peygamber (s.a.v.) hazırlanan o yüksek yere çıkar. Halk, Allah tarafından gelen bu önemli mesajın ne olduğunu sabırsızlıkla beklerken, Allah Resulü söze başlar, Allah'ı meht-ü sena ettikten sonra şöyle buyurur :

        "Ey insanlar! Sizin içinizden ayrılmam ve Rabb'ime kavuşmam yaklaşmıştır. Bunu bana her şeyden haberdar olan Cenab-ı Hak bildirmiştir. Ben de sorumluyum siz de sorumlusunuz. Ne diyorsunuz?"

        Ashap: "Biz senin tebliğ ettiğne ve bu yolda ne kadar çok çalıştığına şahidiz. Allah mükafatların en iyisini sana versin."
        Hazret: "Allah'ın birliğine ve kulu Muhammed'in Peygamberliğine, cennet ve cehennemin, ölüm ve kıyametin, ölümden sonraki hayatın hak olduğuna şahitlik ediyorsunuz?"

        "Ashap: Hep bir ağızdan Şahadet ediyoruz."

        Hazret: Ey Allah'ım! Şahit ol" dedikten sonra konumasına şöyle devam eder. Bu konuşma metni tüm tarih kitablarında ve ayrıca Ehl-i Sünnet'in tüm kaynak kitablarında mevcuttur ki, Ehl-i Sünnet alimleri bunu bile bile inkar edip müslüman halk kitlerlelerini kandırmaktan da geri kalmazlar.

        "Ey İnsanlar! Kevser'in yanında birbirimizi göreceğiz. Benden sonraki iki değerli cevhere karşı nasıl davranacağınıza dikkat edin."

        Ashap: " Ey Allah'ın Resulü ' Nedir O iki cevher?"

        Hazret-i Muhammed (s.a.v.): "Allah'ın kitabı ve benim Ehl-i Beyt'im. Allah bana haber vermiştir ki, bu ikisi Kevser'in yanında bana varıncaya kadar birbirlerinden asla ayrılmayacaklar. Onlardan öne geçmeyin, çünkü helake uğrarsınız. Onlardan geri de kalmayın ki hüsrana uğrarsınız." Yazan. imam Dikmen

        Yorum


          Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


          Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

          Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

          Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

          İmam Hüseyin (a.s.): 695

          Hz. Resulullah'tan (s.a.v.) Gelen Hadisler

          On İki İmamların İsimleriyle Tanıtmaktadır: 7

          Sonra herkesin görüp tanık olacakları şekilde Hz. İmam Ali (a.s.)'nin elini kaldırarak, olduğu yerde kendi halifesi olduğunu hakkında inen semavi haberi iletir: "Ey insanlar! Mü'minlere kendilerinden daha üstün ve onlara velayet ve nezareti olan kimdir?"

          Ashap: "Allah ve Peygamber'i daha iyi bilir. "dediler.

          Hazret: "Allah'ın bana ve benim de Mü'minlere velayetim var. Ben Mü'minlere kendilerinden daha evlayım. O halde: "Ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır.

          Allah'ım! O'nu sevenleri sev, düşmanlarıyla düşman ol. O'na yardımcı olana yardım et ve onunla savaşanı kahret. Hakkı onunla sağlamlaştır. Burada hazır bulunanlar, olmayanlara bunu iletsin."

          Bunun üzerine , halk henüz dağılmadan Kur'an'ın şu son ayet-i iner:

          "Bugün dininizi (yani İslam devletini) kâmil ettim, size nimetimi (hukuksal olarak olan kanunlarımı) ve din olarak sizin için İslam'ı seçtim." (Maide Suresi: 3. ayet meali). İslam tarihinde veya dünya açısındaki yazılan tarihlerde ve ayrıca Kur'an tefsirlerinde bu maide suresinin üçüncü ayeti Kur'an'ın son ayeti olduğuna inanıp delil getirmişlerdir.

          Daha sonra Peygamber: "Allah'ın dini (yani devletini) kâmil oldu. Allah benim peygamberliğime ve benden sonra Ali'nin imametine razı oldu." buyurur .

          Hazretin bu konuşmasından sonra herkes mü'minlerin emiri Hz. İmam Ali (a.s.)'ı tebrik etmeye başlarlar. Kutlayıcılar arasında Ebu Bekir ve Ömer de bulunmaktadır.

          Ve hatta onlar herkesten önce Hz. İmam Ali (a.s.)'ı kutlayıp şöyle derler. "Ne mutlu sana, ey Ali! Bizim ve her mü'minin erkek ve kadının mevlası oldun. (el Gadir, c.1, s. 9 - 14; Dürr'ül- Mensur, c. 2 , s. 259; Tarih'ül-Hülefa, s. 114; tarih-i Hatip el-Bağdadi, c. 8, s. 290).

          Ehl-i Sünnet'in gerek hadis , gerek tarih yazarları ve gerekse müfessirleri " Gadir-i Hum " olayını bir çok nakille kendi kitaplarında kaydetmişlerdir.

          Onlardan üçyüz elli kişi " el- Gadir" kitabında zikredilmiştir. " Gadir-i Hum " hadisinin senedinde en küçük bir şüphe veya kuşku yoktur. Ehl- i Beyt Mektebi'nde Temel inançlar , sayfa . 359 - 362 İstanbul ) .

          İnsan Süresi : Kur'an-ı Kerimin insan süresine baktığımızda, Ehl-i Beyt'in fakir, yetim ve esire kendi nefisleri çektiği halde yiyeceklerini muhtaçlara verdiklerine dair de ayetler de nazil olmuşlardır.

          Bu aşamada :

          "Yoksula, yetime ve esire seve seve yemek yedirirler " (İnsan Dehr Süresi. 8). Bu ayetin nüzuş şanı hakkında müfessirlerin ve tarih araştırmacıların üzerinde muhakkiklerin değişik şekilliğiyle vardıkları sonuç bildirileri hemen hemen aynıdır. Yazan. imam Dikmen


          Yorum


            Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


            Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

            Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

            Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

            İmam Hüseyin (a.s.): 696

            Hz. Resulullah'tan (s.a.v.) Gelen Hadisler

            On İki İmamların İsimleriyle Tanıtmaktadır: 8

            İmam Hasan ve İmam Hüseyin (a.s.)'lar hastalanmışlardır. Hz. Peygamber (s.a.v.) ve bazı sahabeler onların ziyaretine gelmişler ve babalarına şöyle demişlerdi:

            "Ey Ebul Hasan! Ey Ali! Evlatlarının şifa bulması için nezir yani (adak) etmen nede iyi olurdu. Bunun İmam Ali (a.s.)'a Fatıma (a.s.) ve hizmetkârları olan Fizze, İmam Hasan ve İmam Hüseyin (a.s.)’ların iyileşip şifa bulmaları için üç gün oruç tutmayı nezir etmişlerdi (diğer rivayetlerde Hz. İmam Hasan ve Hz. İmam Hüseyin'in de bu nezri ettikleri nakledilmiştir.)

            Ehl-i Beyt'in evinde yiyecek olmayan bir zamanda İmam Hasan ve Hüseyin (a.s.)’lar şifa bulup iyileşmişlerdi. Bunun üzerine nezirlerini yerine getirmek için Ali ( k.v. ) üç ölçek buğday borç aldı. Hz. Fatıma (a.s.) onun üçte biri kısmını buğday (un) yapıp, ekmek pişirdi.

            Onlar üç gün nezir ettikleri orucu tutmaya kararlıydılar. Onların iftiharlarını açacakları bir vakitte kapılarını çalan miskin yani (fakir) gelip kendilerine şöyle dedi: "Selam olsun Ey Muhammed (s.a.v.)'in Ehl-i Beyt'i! Ben Müslüman fakirlerinin en fakiriyim. Sizden bana bir parça yemek vermenizi istiyorum.

            Alah sizlere merhamet etsin ve cennet nimetlerini nasip etsin. Kapılarına gelen miskinin (fakir) bu isteğini kendi nefislerinden önde tutmaları dolayısıyla; herkes kendi payına düşeni miskine vermiş ve o akşam yalnız su ile iftar etmişlerdir.

            İkinci gün aynı şekilde nezir oruçlarını tutmuşlar ve iftar vaktinde hazırladıkları yiyeceği yemeğe hazırlanırken kapılarına bu seferde yetim gelerek kendilesine yardım etmelerini istemişti.

            Ehl-i Beyt o günde büyük bir fedakârlık göstererek iftar yemeklerini bu yetime vermişlerdi. Üçüncü gün yine oruç tutmuşlar ve iftar vaktinde bu kez de bir esir gelmişti. Esir kendisini doyurmalarını istemişti.

            Ehl-i Beyt , şanlarına yakışanı ve kâfir olsa bile en zor günlerinde esiri eli boş göndermeyerek , o günün iftar yemeklerini vermişledir.

            Diğer iki gün olduğu gibi Ehl-i Beyt, yalnız su ile iftar etmişlerdi. Sabah olduğunda Allah'a verdikleri ahitlerini yerine getirmenin sevinci ve derinden hissedilen bir hal ile Hz. İmam Ali (k.v.), oğulları İmam Hasan ve İmam Hüseyin'in elinden tutup Peygamber (s.a.v.)'in huzuruna çıkarlar. Peygamber Ehl-i Beyt'inin açlıktan titrediklerini ve renklerinin değiştiğini görür. Peygamber onların bu hallerini gördükten sonra "Siz benin için çok değerlisiniz" demiştir. Yazan. imam Dikmen


            Yorum


              Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


              Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

              Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

              Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

              İmam Hüseyin (a.s.): 697

              Hz. Resulullah'tan (s.a.v.) Gelen Hadisler

              On İki İmamların İsimleriyle Tanıtmaktadır: 9

              Sonra onları da yanına alarak , kızı Fatıma'yı görmeye gider. Peygamber Hz. Fatıma'nın evine girdiğinde, onun ibadetle meşgul olduğunu görür. Kızının açlıktan halinin ve renginin değişmesinden rahatsız olan Hz. Peygamber (s.a.v.)'e Cebrail (a.s.) nazil olmuştur ve kendisine şöyle demişlerdir.

              "Ey Muhammed Bu (insan) sûreyi al Şüphesiz ki , Allah senin Ehl-i Beyt'inden iftihar etmekte ve onları kutlamaktadır. Daha sonra Cebrail Peygamber'e "İnsan suresini" okumuştur. (yeryüzü Efendileri, s. 293).

              Ehl-i Sünnetinde naklettiği bazı rivayetlerde Cebrail (a.s.) Ehl-i Beyt'i kasteden "Şüphesiz ki iyi insanlar, katığı kafur olan kadehten meşrubatı içeceklerdir..." ayetiyle birlikte on sekiz ayeti birden nazil olmuştur demişlerdir.

              Evet Ehl-i Beyt hayatları boyunca Allah'ın rızasını kazanmak için büyük fedakârlıklar yaparak onun rızasına nail olmuşlardır. Allah'u Teala da onların bu örnek amellerinin kendi katında olan fazilet ve azametlerini gece ve gündüz okunan Kur'an'da kaydetmiştir.

              "Vahidi, Esbab-ı Nüzul, s. 331; Ebsar Şeblenci, s. 102; Mecma'ul-Beyan, tabersi, Suyuti Dürr'ül-Mensur ve diğerleri."

              İbn-i Abbas'tan nakledilen bir rivayet Kur'an-ı Kerim'de Ehl- i Beyt'ine denli ön plana çıkardığını göstermeye yeter sanırım: İmam Ali (a.s.) hakkında üç ayet nazil olmuştur. Ve ayrıcada İbn-i Abbas'tan nakledilen bu hadis, tüm hadis alimleri arasında çok meşhur olmuştur.

              Evet söyleyebilirmisinz Allah'u Teala'nın bunlardan başkalarına bu kadar büyük bir değer verdiğini veya hutta bunlar kadar bir insan, Allah'ın kullarına sadık kaldıklarını. Kim onlar kadar böyle dost olabilir?

              Allah'u Teâla Adem (a.s.)'ı yaratmadan 1200 yıl Hz. Muhammed (s.a.v.)'i ve O'nun Ehl-i Beyt'ini aynı nurdan yarattığını. (Harezmi, Menakıp adlı kitabının 87.ci sayfasın Kunduzi Hanifi, Yensbi'ul-Meveddet adlı kitabının'da 10 sayfasında bu şekil nakl ediyor.)

              Kim onlar kadar sadık olabilir ki? Allah'u Teala, Onları yaradılış sebebi, mahlukatın efendileri ve önderleri olarakta karar kılmıştır. Bu aşamaya ait sayısız ayet ve hadislerinin olmadığını kimler yalanlıyabilir acaba?

              Ve tekrar kim onlar kadar olabilir ki,? Allah'u Teala cennet-i Ehl-i Beyt'in zatı için yaratmış ve onların nurları ile aydınlatmıştır, ve ziynet varlığıylada süslemişlerdir. Yazan. imam Dikmen


              Yorum


                Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

                Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                İmam Hüseyin (a.s.): 698

                Hz. Resulullah'tan (s.a.v.) Gelen Hadisler

                On İki İmamların İsimleriyle Tanıtmaktadır: 10

                Siz varın düşünün ve tarihe bir bakın! Kim onlar gibi olabilir ki?... Allah'u Teala benim velayetim dediği Ehl-i Beyt'in velayetine girmeyi ve benim sevgim dediği göstermeyi biz inanlara farz kılmıştır.

                Sizlerin Allah'ın hakimiyetini hafife veya alayamı alıyorsunuz? İdareci olmak veya bir devleti idare etmek velayet sahibi olmak öyle kolay olmaması gerekir. Ve her kesin istinasız olarak onlara itaat etmesi, onların emirlerini yaşantımıza geçirerek ibadetlerin doğru kabul olunmasında tek vesile olarak hüküm ve karar kılmıştır.

                Kim onlar gibi olabilir ki? Allah'u Teala, Ehl-i Beyt'i kendisine ulaşmak için vesile olarak tanıtmış, Onları en güzel vasıflarla; şefaat edenler, kurtuluş gemileri, hidayet çırakları, "urvetu-ul vuska" (sağlam kulp), dünya ehli üzerindeki hüccetleri ve sadıkları gibi tanımlarla tanıtmıştır.

                Değerli araştırmacı ve tarihçi kardeşlerim; biz burada şöyle bir soru soruyoruz: Niçin Allah'u Teala Ehl-i Beyt'i kendisine ulaşmak için vesile ve şefaatçılardan karar kılmıştır.

                Şahsen bu bizim kişiliğimize dayalı bir uydurmadan ibarette değildir? Zamanı ve talihli geldiği zaman biriminde delillerle ispatlanacaktır.

                Allah; Ehl-i Beyt'i masum ve tertemiz kılmıştır... Onlar Allah'u Teala'ya karşı hiçbir hünah işlememiş ve O'nun zatı emirlerine hiçbir zaman karşı çıkmamışlardır. Onlar Allah katında yüce bir makam ve nura sahiptirler.

                Şüphesiz; Peygamberlerden başka haliyle birçok insanlar günah işlemişlerdir. İnsan yaptığı her günahla birlikte, Allah katında olan "halifetullah" makamından bir basamak daha aşağı inmiştir.

                Bu basamağın en uca yerini "halifetullah" (Allah'ın halifesi) olarak ele alırsak aşağı yeri de "Esfel-ulah'ın " (dört ayaklı hayvanların konumu)'dur.

                Dolayısıyla insan kendisine keramet kredilerini harcadığında; Yüce yaratıcının cezasına layık olduğunu görür. Haliyle; sahip olduğu makam ve kredilerin kadrini bilmeyen insan ; gök alemine seslendiğinde işitmez, dualarına cevap verilmez bilincine varmış olur.

                Yarattığı mahlukunun yaptıkları isyanlar ve asilikler, kendisine ulaşmaya engel olduğuna işaret eden merhamet ve şefkat sahibi Allah; bizden aracı olarak koyulduğunda duaları geri çevrilmeyecek ve kendisine ulaşma metotlarını öğretecek kimseleri lütfüyle koşullandırmıştır.

                Bundan dolayıda Allah bizlere kendisine direk ulaşabilme ilkesi yerine kendisinin beyan buyurduğu vesilelere sarılmamızı emretmiştir. Bu açıdan da Kur'an-ı Kerim'de şu tetikleyici yasayı kavram olarak öne sürmüştür.

                "Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve O'nun rahmetine yaklaşmaya vesile arayın ..."

                Evliyalara tevvesül etmek ve onlardan şefaat istemek İslam inancında bidat ve garip bir amel değildir. Aksine İslam dini şefaat ret etmemiştir. Tam aksine tavsiye etmiştir. Buna delil olarakta Kur'an'da ki şu ayeti kerimeyi delil olarak gösterebilir sanırım. Yazan. imam Dikmen


                Yorum


                  Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                  Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

                  Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                  Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                  İmam Hüseyin (a.s.): 699

                  Hz. Resulullah'tan (s.a.v.) Gelen Hadisler

                  On İki İmamların İsimleriyle Tanıtmaktadır: 11

                  "Eğer onlar kendilerine zulmettiklerinde, sana gelip Allah'tan mağfiret dileseydiler ve Peygamber de onlar için bağışlanmak dileseydi, Allah'ı çok iyi tövbe kabul eden olarak bulacaklardı." (Nisa Suresi: 64).

                  Ve Allah'u Teâla, Yakup Peygamber'in evlatlarının kısasında onlara nazaren yaptıkları hattalarına karşılık şu itapnameyi kullanmaktadır:

                  "Onlar: Ey babamız! Bizim için günahlarımızın bağışlanmasını dile. Çünkü biz, çok yanlış bir iş yaptık." (dediler): "İlerde Rabb'imden bağışlanmanızı dileyeceğim. Şüphesiz Rabb'im olan Allah, çok bağışlayan ve çok acıyandır" dedi . ( Yusuf Suresi: 97 - 98 .nci ayetlerin meali).

                  Kuşkusuz; Allah'u Teâla, dilek ve isteklerin talebinde bulunanların Muhammed ve Al-i Muhammed'e (s.a.v.) salavat ile başlayan kullarını sever ve aynı zaman biriminden de bağışlar.

                  Bu aşamada da Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmaktadırlar: "Öyle bir dua yoktur ki, onunla sema arasında hicaplar olmasın, Muhammed ve Âl-i Muhammed'e salavat göndermenizle birlikte hicaplar da yırtılarak isteklerin tümü kabul olur. (Bihar'ul-Envar, c. 194, sayfa. 64).

                  Cabir İbn-i Abdullah Ensari; "Ali, Fatıma, Hasan, Hüseyin'in" faziletleri hakkında birzat Hz. Peygamber (s.a.v.)'e sorulduğu sualinde şöyle cevap alırlardı:

                  Ey Cabir, Allah-u Teâla'nın senin isteklerine ve duanın kabul olunmasını istiyorsan, Onların isimleri ile dua ev hacetlerini talep et. Gerçekten de, Ehl-i Beyt'in isimleri Allah'ın en çok sevdiği isimlerdir."(Bihar'ul- Envar, c. 84, sayfa. 21).

                  Aziz araştırmacı arkadaşlarım eğer dikkat edecek olursak bu hadisler bütün insanlığa, hatta peygamberlere ve evliyalara şamil olan hadiselerdir. Peygamber kendi duasında şöyle buyuruyorlardı:

                  "Ey Allah'ım yüzümü Muhammed ve Âl-i Muhammed'in hürmetine sana yöneltim. Onları sana vasıta ederek sana yakınlaştım ve kendi isteklerimi onların vasıtasıyla sana takdim ediyorum duamı kabul buyur." (Bihar'ul-Envar, c. 94, sayfa. 22). Yazan. imam Dikmen


                  Yorum


                    Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                    Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

                    Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                    Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                    İmam Hüseyin (a.s.): 700

                    Hz. İmam Mehdi (a.c.) Ehl-i Beyt İmamlarının ON İKİNCİSİ Konumu: 1

                    Bu mesele Hakkında sayısız kitaplarda belirtilmiş ve sayısız kaynak ve belgelerlede teyid edilmiştir ki Hz. Muhammed (s.a.v.)’in dilinden defalarca 12 imamların kimlerin olduklarına dair konuşmalar yapmışlardır. O’nun için bu mesele hakkında devamlı olarak durmamız ve gündem konusu haline getirmemiz gerekecektir.

                    On ik imamın tayini hakkında dediğimiz şeylerden Mehdi (a.c.)’nin Ehl-i Beyt imamlarının on ikincisi olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Gerçek Hz. Mehdi (a.c.), Hüccet b. Hasan b. Ali b. Muhammed b. Ali b. Musa b. Cafer b. Muhammed b. Ali b. Hüseyin b Ali b. Ebi Talib (a.s.)’dır.

                    Alimler ve Tarih siyer kitapları Hz. İmam Hasan Askeri (a.s.)’nın Hz. Resulullah (s.a.v.)’le aynı isimde olan bir oğlu olduğuna tanıklık etmektedirler. Diğer taraftan o mevludun (Hz. İmam Mehdi) vefatını bildiren hiçbir tarihi kaynak ve delil de bulunmamaktadır.

                    Şimdi ise Hz. İmam Mehdi (a.c.)’nin dünyaya geldiğini tanıklık eden bazı alimlerin sözlerine değinmeye çalışacağız inşallah...

                    1- Şeyh Abdullah b. Muhammed b. Amir-i Sebravi Şafii ‘’El- İthaf Bi Hubb-il Esraf’’ adlı kitabında (sayfa. 68, Mısır baskısı.) şöyle anlatıyor:

                    ‘’İmam Hasan (a.s.)’ın oğlu İmam Muhammed el-Hüccet, Hicri 255 yılının Şaban ayının 15’inde Samerra’dünyaya geldi...’’ Ve böylece bu Haşimi silsilesinin nuru parladı...

                    Onlar yüksek makamlara sahip olan on iki imamdırlar ve şöyle sıralanmaktadırlar: Muhammed el-Hüccet b. Hasan el- Halis b. Ali el- Hadi b. Muhammed b. Cavad b. Ali er-Rıza b. Musa el-Kazım b. Cafer es-Sadık b. Muhammed el- Bâkır b. Ali Zeyn-ül Abidin b. Hüseyin b. Ali ve kardeşi İmam Hasan b. Ali. Bunlar Allah’ın galip arslanı İmam Ali b. Ebi Talib’in oğullarıdır. (Raziyyallahu anhum ecmain.)’’ Yazan. imam Dikmen

                    Yorum


                      Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                      Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

                      Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                      Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                      İmam Hüseyin (a.s.): 701

                      Hz. İmam Mehdi (a.c.) Ehl-i Beyt İmamlarının ON İKİNCİSİ Konumu: 2

                      2- İbn-i Hallikan ‘’Veeyat-ül A’yan’’ adlı kitabında (cild. 1, sayfa. 571 Mısır Bulak baskısı) Muhammed b. Hasan el- Mehdi hakkında şöyle diyorlar:

                      ‘’O (Hz. Mehdi a.c.) Hicri 255 yılında Şaban ayının 15’inde doğmuştur.’’

                      3- Sibt b. Cevzi ‘’Tezkiret-ül Havas’’ adlı kitabının (sayfa. 204 Tahran Baskısı) şöyle naklediliyor:

                      ‘’Künyesi Ebu Abdillah ve Ebu-l Kasım olan Muhammed b. Hasan b. Ali b. Muhammed b. Ali b. Musa b. Cafer b. Muhammed b. Ali b. Hüseyin . Ali b. Ebi Talib, Allah’ın son hücceti zamanın imamlarının sonucusudur.’’

                      4- İbn-ül Heysemi ‘’es-Savaikul Muhrika’’ adlı kitabının (sayfa. 124 Mısır baskısı)’ında şöyle rivayet edilmektedirler:

                      ‘’Hz. Hasan Askeri (a.s.)’ın Ebu-l Kasım Muhammed el- Hüccet’ten’’ başka oğlu yoktu. Babası vefat edince o beş yaşındaydı.

                      Ancak Allah’u Teala o yaşta ona hikmet verdi ve ona ‘’el-Kaim el-Muntazar’’ denir. Bu adlandırmanın sebebi onun Medine’de gaybete çekilişi ve nereye gittiğini kimsenin bilmeyişidir.’’

                      5- Genci-i Şafii, ‘’Kifayet-üt Talib’’ adlı kitabının (sayfa. 458)’de şöyle kaydedilmektedirler:

                      ‘’Ebu Muhammed Hasan el- Askeri, Ali Hadi’nin oğlu olup Medine’de dünyaya gelmiştir... O Samerra’da kendi evinde babasının yanında defnedilmiştir. Ondan geriye kalan oğlu İmam-ı Muntazar yani (beklenilen imam)’dir. Allah’ın selamı onun üzerine olsun.’’

                      6- İbn-i Sabbağ el- Mısri (Maliki) el-Fusul-ül Mühimme’de (sayfa. 274) şöyle rivayet etmektedirler:

                      ‘’Ebu-l Kasım Muhammed Hüccet b. Hasan el-Halis, Hicri 255 yılında Şaban ayının ortasında Samırra’da dünyaya gelmiştir. Soyu şöyledir: Ebu-l Kasım Muhammed el Hüccet b. Hasan el- Hadis b. Ali el- Hadi b. Muhammed el- Cevad b. Ali er-Rıza b. Musa el-Kazım b. Cafer es- Sadık b. Muhammed el-Bâkır b. Zeyn-ül Abidin b. Hüseyin b. Ali b. Ebi Talib. (Allah’ın selamı onların üzerine olsun.’’

                      ‘O’nun (Hz. İmam Mehdi’nin) annesi cariyelerin en üstünü olan ve kendisine ‘’Ümmü veled’’ denilen Nergis’tir.’’

                      Künyesine gelince Hüccet, Mehdi, Halef-üs Salih, Kâim-ül Muntazar ve Sahib-uz Zaman’dır. En meşhur Künyesi ise Mehdi’dir. Yazan. imam Dikmen

                      Yorum


                        Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                        Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

                        Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                        Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                        İmam Hüseyin (a.s.): 702

                        Hz. Mehdi (a.c.) hakkında Hadisler İmam Hasan Askeri’nin (a.s.)

                        Oğluna İntibak Etmektedirler:

                        Hz. Mehdi (a.c.) hakkındaki sayısız hadislerden de geçen özellikle, yani Hz. Resulullah (s.a.v.)’ın Ehl-i Beyt’inden ve İmam Hüseyin (a.s.)’ın neslinden olup Hz. Resulullah (s.a.v.)’a ismini taşıması, Hz. İmam Hasan Askeri (a.s.)’nın tek oğluyla uyum sağlamaktadır.

                        Diğer iki özelliği (yeryüzünü adaletle doldurması ve Hz. İsa (a.s.)’a imamlık etmesi) ise onun zuhrundan sonra gerçekleşecektir. Yazan. imam Dikmen

                        Yorum


                          Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                          Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

                          Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                          Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                          İmam Hüseyin (a.s.): 703

                          Hz. İmam Mehdi (a.c.)’yi Ehl-i Beyt İmamlarından

                          On İkinici Olarak Gösteren Diğer Hadisler Konumu:

                          Bu mesele ve konular hakkında Hz. Resulullah (s.a.v.)’in birçok hadislerinden de belirtilmiş oldugu gibi İslam devletinin kurulmasındaki rolunun en mühkemmel olarak gösterilmesinin teme nedenlerinde adaletle kurumlaşmasının olgunluk devresinin hakim olmasıdır. Biz de daha önce bu hadislerden ikisini zikretmiştik. Şimdi ise bu ikisinin daha zikredeceğiz:

                          1- Feraid-üs Simtayn, cild. 2, sayfa. 313’de İbn-i Abbas’tan şöyle rivayet edilmektedir:

                          ‘’Hz. Resulullah (s.a.v.)’’ şöyle buyurduklarını kaydeder ki: ‘’Ben peygamberlerin efendisiyim, İmam Ali de vasilerin efendisidir. Benden sonraki varislerin sayısı on ikidir, onların birincisi İmam Ali b. Ebi Talib, sonuncusu is Mehdi (a.c.)’dir.’’

                          2- Yenabi-ül Mevedde, sayfa. 445’de Cabir’den de şöyle rivayet edilmiştir ki: ‘’Hz. Resulullah (s.a.v.)’den şöyle buyurduklarını duydum: ‘’Ben peygamberlerin, İmam Ali ise vasilerin efendisidir.

                          Ve benden sonraki vasilerin sayısı on ikidir. Onların birincisi İmam Ali, sonunsu ise Kâim-ül Mehdi’dir.’’ Yazan. imam Dikmen

                          Yorum


                            Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                            Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

                            Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                            Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                            İmam Hüseyin (a.s.): 704

                            Ehl-i Sünnet Alimlerinin Düşünce ve Dürüşler Konumu:

                            Kuran ve Ehl-i Beyt araştırmaların geleneksel düşünceleri açılarından edindiğimiz fikirlerin gelir kaynaklar konumu sadece Ehl-i Şia değil de bunun asıl kaynaklarının Ehl-i Sünnet alimlerinin düşünce açılarının gerçek yönünde olduğu sahih hadis kaynak ve belgelerinden de tehcil edilmesi konumudur.

                            Bu nedenlede bizde çalışma ve araştırmalarımızın yüzde doksan dokuz efsanesinde Ehl-i Sünnet mütebir belge ve kaynakları ile çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

                            Burada söylenenler Şia’ya ve Alevi Bektaşı hadisleri ile değil sadece Ehl-i Sünnet alimlerinden başlıca güvenirliği ile bilenen bazı gerçek şahıslarında bilgilerine müracaat ederek ister Ehl-i Beyt hak imamların var oldukları ve isterse Sahib-uz Zaman Muhammed Mehdi (a.c.)’nin hakkında hak olunan kaynaklarla irdelemeye çalışacağız.

                            Örnek olarak Ehl-i Sünnet alimlerinden olan Allame Behcet Efendi’nin bu konulardaki görüşlerini nakledeceğiz. Ancak daha önce şunu hatırlatalım ki, bu konuda Ehl-i Sünnet alerinin görüşlerine değinmek için daha geniş bir fırsatta ihtiyaç vardır.
                            Allame Behcet Efendi ‘’Âl-i Muhammed’in Tarihi’’ adlı kitabında şöyle nakletmektedirler:

                            ‘’Zamanının imamını tanımadan ölen kimse cahiliye ölümüyle ölmüştür.’’ Hadisine İslam alim ulemaları arasında ittifat edildiğinden Muntazar yani (beklenen) imam’ın varlığına inanmayan çok az müslümana rastlanır.

                            Biz şuna inanıyoruz ki, Sahib-uz Zaman Mehdi (a.c.) samırra şehrinde dünyaya gelmiş ve Hz. Resulullah (s.a.v.) vasilerinin sonuncusudur.

                            İlahi hikmet, imamet silsilesinin kıyamete kadar korunmasını gerektiriyor. Zira Hz. Resulullah (s.a.v.)’den sonra imamların sayısının on iki olduğu sahiptir ve bu ise Müslim ve Buhari’nin Sahih’lerinde gelen ‘’Benden sonraki halifelerin sayısı on ikidir, hepsi de Kureyş’tendir.’’ Şeklinde ki mutebir hadise dayanmaktadır.’’

                            Şurda şu noktayıda hatırlatmadan geçmiyelim ki Şi’a da muhtelif dallarda, özellikle akidevi konularda çok sayıda kitaplar yazılmış ve bu kitaplarda birçok sahih hadis nakledilmiştir.

                            İster Alevi ve isterse Şiiler, inanç ve amelleri Kur’an ve sahih hadisler esasına dayandırmaktadırlar. Dolayısıyla da Ehl-i Sünnet kitaplarından yararlanıp onların yoluyla gelen hadislere dayanmalarının sebebi, kendi kitaplarında hadis ve delilin olmayışı değil, araştırmacılara yardımcı olmaktır.

                            Hepimizin tanıdığı ve Türkiye Diyanet Vakfı başkanlığı yapmış Ehl-i Sünnet ulemalarından büyük bir değere sahip olan Sayın değerli ‘’Ethem Rûhi Fığlalı’nın’’ kaleme aldığı İmamiyye Şiası kitabının İkinci baskısı 181.nci sayfasını açıyoruz ve bu başlığın beraberce analizini yapmaya çalışacağız. Yazan. imam Dikmen


                            Yorum


                              Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                              Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

                              Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                              Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                              İmam Hüseyin (a.s.): 705

                              Başlık aynan şöyle:

                              2.nci Gaybet Dönemi:

                              Şi’i İmamiyye’ye göre, on birinci imam Hasan el- Askeri (a.s.)’ın on ikinci imamı, yani oğlu Muhammed’i, doğduğu zaman ve kendi vefatına kadar ki, zaman zarfında yakınlarından birçok kişiye göstermiş ve onun, kendisiden sonra ‘’Allah’ın hücceti ve ümmetin imamı’’ olacağını bildirmişlerdir.’’

                              (Bkz. bir önceki kısımda Muhammed el- Mehdi b. Hasan el- Askeri başlıklı bölümüne.) Ancak (el-Hasan Askeri (a.s.)’ın 260/ 873 yılında şehid oluşlarından sonra oğlu Muhammed de gizlenmiştir.

                              Halen sağ olduğuna inanılan bu On İkinci İmam’ın kaybından yani 260/873 yılından itibaren döneme Gaybet Dönemi denir. Bu dönem ikiye ayrılır. (a) Suğrâ; (b) Kübrâ.

                              a-) Gaybet-i Suğra veya Sefirler Dönemi Konumu:

                              260/873 yılında 15 Şaban 328/ 27 mayıs 940 tarihine kadar ki, devreye Gaybet-i Suğra yani (Küçük gizlilik) dönemi denir. (Mamafih bazılarına göre,, Gaybet-i Suğra, On İkinci İmam’ın doğum tariihi olan 255 veya 256/868 yılından itibaren başlar. Bkz. Gölpınarlı, 528; Donaldson, satfa. 257.)

                              Gaybet-i Suğra döneminde, insanların gözünden uzaklaştığına inanılan On İkinci İmamla, Şi’iler ve Alevi’ler arasında arka arkaya dört kişi onunla görüşerek irtibatı sağlamış, sefirlik hizmeti görmüşlerdir.

                              Kur’an ve Ehl-i Beyt araştırmaları olarakta biz bu şahısların isimlerini yukarda teferatıyla vermiştik. Ama yine de burda değerli araştırmacı ve yazar ustadın araştırmasındaki isimlerin tekrarlanmasında yarar görmekteyiz. Yazan. imam Dikmen


                              Yorum


                                Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.


                                Her gün aşura! Her Yer Kerbela.

                                Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.

                                Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi

                                İmam Hüseyin (a.s.): 706

                                Bunlara Suferâ-i Erba’a yani (dört Sefir) veya Nüvvâb-ı Erba’a (Dört Nâib) denir. Bunlar:

                                1- Ebû Amr Osman b. Saîd

                                Ebû Amr Osman b. Saîd, İmâmiyye’ye göre, Onuncu İmam Ali en- Nakî (a.s.) ile On birinci İmam el-Hasanu’l- Askerî (a.s.)’nın özel kâtibi ve vekili durumunda olan mu’temed bir kimse idi ve her ki imam da onu, son derece güvenilir biri olarak görmüşlerdir.

                                Bir keresinde İmam el- Hasanu’l- Askeri (a.s.) bu şahıs için, ‘’Benden sonra imamınız, size halifem budur; benden sonra dağılmayın... Osman ne derse kabul edin, onun emrine uyun, sözünü dinleyin. Artık o, İmamınızın halifesidir; emir ona râcidir’’ demişlerdir. Bundan dolayı da o, İmam el- Hasanu’l- Askeri (a.s.) vefat ettiğinde cenazesini yıkamış ve kabre kendisi koymuştur.

                                On ikinci İmam’ın kaybı zamanında da yine İmâmiyye’ye göre ‘’kendilerine gelen malları, yağ kaplarına korlar, gizlice İmam’a (a.c.)= Acelaallahu Ferecehu/ Allah onun zuhûrunu çabuklaştırsın) götürüp teslim ederlerdi. Gerekirse Şi’a’ya İmam’ın (a.c.) emirlerini (tevkıy’lerini) getirirlerdi; böylece Şi’a’nın müşkil işleri halledilirdi.’’ (Gölpınarlı, 530. Ayrıca bkz. eş-Şi’a ve’t-Teşeyyu’’ 273; Biharu’l-Envar’dan naklen Donaldson, 251-2.)

                                Ölüm tarihi bilinmeyen Osman b. Saîd, Bağdâd’da medfundur. Yazan. imam Dikmen

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X