: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.
Her gün aşura! Her Yer Kerbela.
Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.
Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi
İmam Hüseyin (a.s.): 782
Deliller Konumu: 4
Sadece bu delillerle değil size daha sayısız delillerdende örnekler verebiliriz, dolayısıyladır ki, bizler, Ehl-i Sünnet’in yani Ahmed b. Hanbel zamanına kadar Hz. İmam Ali (a.s.)’a ve hilafetine pek sıcak bakmadıklarını biraz da olsa dile getirdik...
İlk olarak Ahmed b. Hanbel, Hz. İmam Ali (a.s.)’ı halife olarak tanırken hadis ehl-i bunu kabul etmedi.
Çünkü onlar Abdullah b. Ömer’e tâbî idiler. Ahmed b. Hanbel’in verdiği bu kararın insanlar tarafından kabul görmesi uzun bir zaman aldı. Hanbelîler, Ahmed b. Hanbel’in bu kararından dolayı kendilerini Ehl-i Beyt dostu olarak gösterebiliyordu.
Bu yüzden de Malikî, Şafîî ve Hanefî mezheplerine göre daha çok taraftar toplamayı başarmışlardı.
Sonuç olarak bu düşünceyi kabul etmeleri gerekiyordu. Zamanla Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat, Ahmed b. Hanbel’in bu sözünde birleşti ve Peygamber (s.a.v.)’in halifelerinin sayısı dört olarak kabul gördü.
Artık Hz. İmam Ali (a.s.) onlar için dördüncü halife konumunu almış oldu. Her ne nimetse yavaş yavaş azda olsa saygı görmeye başlandı.
Evet bu tip deliller, o dönemlerde Ehl-i Sünnet’in İmam Ali (a.s.)’ı kötülediği ve küçük düşürmeye çalıştığının açık göstergeleri değil de acaba nedir sizce? Buna rağmen, ‘’Böyle bir şey nasıl olur?
Hâlbuki bugün Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat Hz. İmam Ali (a.s.)’ı seviyor ve onun adını andıklarında hakkında Allah ondan razı olsun diyor!’’ denilebilir mi?
Bu taktik ve düşüncelere karşıda cevabımız şudur ki: Aradan uzun bir zaman geçti ve Ehl-i Beyt imamları artık hayatta değillerdir. Bu durumda yöneticilerin durumunu tehlikeye düşürecek herhangi bir tehdik de söz konusu değil. Diğer taraftan da, zaten İslam devleti ve hükümeti diye bir şey yani (İslam) hükümet de ortada yok.
Vaktiyle İslam ülkeleri Moğolların, Tatarların ve daha birçok ülkenin hâkimiyeti altına girmişti. Şimdilerde ise din yani (İslam devleti) kavrmaı Müslümanların gözünde zayıfladı. Müslümanların çoğu, zamanın boş sanatları ve eğlenceleriyle meşgul durumdalar.
Bir grup Müslüman içki, kumar, kadın vs. Eğlencekerke gününü gün ederken, bir grup Müslüman da namazı hiçe sayarak heva ve heveslerine kapıldılar. Kötüler iyi oldu, iyiler de kötü. Her yeri fesat sardı.
Hal böyle olunca içinde kıpırdama hisseden Müslümanlar geçmişlerine bakıp, ağlayıp sızlanmaya başladışlar. Müslümanların görkemli zamanını yâd ederek o dönemleri ‘’altın dönemler’’ olarak zihinlerine kazıdılar. Yazan. imam Dikmen
Her gün aşura! Her Yer Kerbela.
Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.
Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi
İmam Hüseyin (a.s.): 782
Deliller Konumu: 4
Sadece bu delillerle değil size daha sayısız delillerdende örnekler verebiliriz, dolayısıyladır ki, bizler, Ehl-i Sünnet’in yani Ahmed b. Hanbel zamanına kadar Hz. İmam Ali (a.s.)’a ve hilafetine pek sıcak bakmadıklarını biraz da olsa dile getirdik...
İlk olarak Ahmed b. Hanbel, Hz. İmam Ali (a.s.)’ı halife olarak tanırken hadis ehl-i bunu kabul etmedi.
Çünkü onlar Abdullah b. Ömer’e tâbî idiler. Ahmed b. Hanbel’in verdiği bu kararın insanlar tarafından kabul görmesi uzun bir zaman aldı. Hanbelîler, Ahmed b. Hanbel’in bu kararından dolayı kendilerini Ehl-i Beyt dostu olarak gösterebiliyordu.
Bu yüzden de Malikî, Şafîî ve Hanefî mezheplerine göre daha çok taraftar toplamayı başarmışlardı.
Sonuç olarak bu düşünceyi kabul etmeleri gerekiyordu. Zamanla Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat, Ahmed b. Hanbel’in bu sözünde birleşti ve Peygamber (s.a.v.)’in halifelerinin sayısı dört olarak kabul gördü.
Artık Hz. İmam Ali (a.s.) onlar için dördüncü halife konumunu almış oldu. Her ne nimetse yavaş yavaş azda olsa saygı görmeye başlandı.
Evet bu tip deliller, o dönemlerde Ehl-i Sünnet’in İmam Ali (a.s.)’ı kötülediği ve küçük düşürmeye çalıştığının açık göstergeleri değil de acaba nedir sizce? Buna rağmen, ‘’Böyle bir şey nasıl olur?
Hâlbuki bugün Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat Hz. İmam Ali (a.s.)’ı seviyor ve onun adını andıklarında hakkında Allah ondan razı olsun diyor!’’ denilebilir mi?
Bu taktik ve düşüncelere karşıda cevabımız şudur ki: Aradan uzun bir zaman geçti ve Ehl-i Beyt imamları artık hayatta değillerdir. Bu durumda yöneticilerin durumunu tehlikeye düşürecek herhangi bir tehdik de söz konusu değil. Diğer taraftan da, zaten İslam devleti ve hükümeti diye bir şey yani (İslam) hükümet de ortada yok.
Vaktiyle İslam ülkeleri Moğolların, Tatarların ve daha birçok ülkenin hâkimiyeti altına girmişti. Şimdilerde ise din yani (İslam devleti) kavrmaı Müslümanların gözünde zayıfladı. Müslümanların çoğu, zamanın boş sanatları ve eğlenceleriyle meşgul durumdalar.
Bir grup Müslüman içki, kumar, kadın vs. Eğlencekerke gününü gün ederken, bir grup Müslüman da namazı hiçe sayarak heva ve heveslerine kapıldılar. Kötüler iyi oldu, iyiler de kötü. Her yeri fesat sardı.
Hal böyle olunca içinde kıpırdama hisseden Müslümanlar geçmişlerine bakıp, ağlayıp sızlanmaya başladışlar. Müslümanların görkemli zamanını yâd ederek o dönemleri ‘’altın dönemler’’ olarak zihinlerine kazıdılar. Yazan. imam Dikmen
Yorum