Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura makalesi.
Her gün aşura! Her Yer Kerbela.
Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.
Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi
İmam Hüseyin (a.s.): 869
Hz. Peygamber (s.a.v.)’in Sahabesi ve Üsame’nin Ordusu Konumu: 11
Ve yine bir başka örnekle Mudar kabilesine üç yüz, Rabia kabilesine iki yüz vermiştir. Keza Evs kabilesini Hazrec kabilesinden üstün tutmuştur. (Tarih-i Yakubî, cild. 2, sayfa. 106.) Acaba bu tür davranışların adaletle ne alakası vardır?...
Ve yine Ömer İbn Hattab’ın ilmi hakkında hadsiz hesapsız övgüler işitmisizdir. Sahabenin en bilgini olduğu, birçok defa Hz. Resulullah (s.a.v.) ile Ömer arasında çıkan görüş farklılıklarından, Kur’ân ayet ilkelerinin Ömer’in görüşlerine mutabık olarak indiği ve Ömer’in görüşünü tasdik ederek geçerli kıldığını bile söylenir.
Oysa ki doğru tarih, Kur’ân ayet ilkeleri indikten sonra bile Ömer’in ayetlere muhalif görüş ortaya attığını açıklamaktadır.
Ömer’in hilâfeti döneminde sahabeden birisi ondan, cünüp olup ve gusül etmek için su bulamaz isem ne yapmalıyım diye sordu. Ömer: ‘’O zaman namaz kılmazsın.’’ diye cevap verdi.
Bunun ,üzerine Ammar İbn Yasir (a.s.) öyle bir şahsın teyemmüm etmesinin gerekli olduğunu hatırlatmak mecburiyetinde kaldıysa da, Ömer yine de kabul etmek istemeyerek Ammar’a: ‘’Bu sözlerin sorumluluğu knedine aittir.’’ dedi. (Sahih-i Buharî, cild. 1, sayfa. 2.)
Ömer Allah’ın indirdiği teyemmüm ayetinden nasıl habersiz idi ve Hz. Resulullah (s.a.v.)’in sünnetinden nasıl haberi yoktu? Oysa ki, Hz. Resulullah (s.a.v.) onlara abdesti öğrettiği gibi teyemmüm de öğretmişti.
Ve yine Ömer birçok yerde kendisinin bilgisizliğini itiraf etmiştir; hatta kadınların bile kendisinden bilgili olduğunu söylemiştir.
Yine defalarca: ‘’Eğer İmam Ali (a.s..) olmasaydı, Ömer helâk olurdu.’’ Dediği nakledilmiştir. Ömer ölünceye kadar ‘’Kelale’nin’’ hükmünü bilmedi. ‘’Kelale’’ hakkında birbiriyle çelişen bir takım hükümler Ömer’den nakledilmiştir. Bunlar, tarihin tesbit ettiği şeylerdir.
Ve yine Ömer’in şecaati hakkında da çok şeyler duymuşuzdur. Mesela Ömer’in Müslüman oluşuyla Müslümanların güç kazandığı, Kureyş’in korkuya kapıldığı ve Hz. Peygamber (s.a.v.)’in Ömer’in müslüman oluşunun ardından davetini aşikâr ettiğini söylenmektedir.
Ama İslâm’ın doğru tarihlerde, Ömer’in kahramanlık ve şecaatini tasdik etmemize yarayacak bir herhangi nişanesi mevcut değildir.
Örneğin: ‘’Ömer’in Bedir, Uhud, Hendek’’ ve diğer muahrebelerde bir tek meşhur kahramanı ve hatta normal birisini bile öldürmediğini devamları olarakta savaş meydanlarında firar etmişlerdir. Yazan. imam Dikmen
Her gün aşura! Her Yer Kerbela.
Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.
Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi
İmam Hüseyin (a.s.): 869
Hz. Peygamber (s.a.v.)’in Sahabesi ve Üsame’nin Ordusu Konumu: 11
Ve yine bir başka örnekle Mudar kabilesine üç yüz, Rabia kabilesine iki yüz vermiştir. Keza Evs kabilesini Hazrec kabilesinden üstün tutmuştur. (Tarih-i Yakubî, cild. 2, sayfa. 106.) Acaba bu tür davranışların adaletle ne alakası vardır?...
Ve yine Ömer İbn Hattab’ın ilmi hakkında hadsiz hesapsız övgüler işitmisizdir. Sahabenin en bilgini olduğu, birçok defa Hz. Resulullah (s.a.v.) ile Ömer arasında çıkan görüş farklılıklarından, Kur’ân ayet ilkelerinin Ömer’in görüşlerine mutabık olarak indiği ve Ömer’in görüşünü tasdik ederek geçerli kıldığını bile söylenir.
Oysa ki doğru tarih, Kur’ân ayet ilkeleri indikten sonra bile Ömer’in ayetlere muhalif görüş ortaya attığını açıklamaktadır.
Ömer’in hilâfeti döneminde sahabeden birisi ondan, cünüp olup ve gusül etmek için su bulamaz isem ne yapmalıyım diye sordu. Ömer: ‘’O zaman namaz kılmazsın.’’ diye cevap verdi.
Bunun ,üzerine Ammar İbn Yasir (a.s.) öyle bir şahsın teyemmüm etmesinin gerekli olduğunu hatırlatmak mecburiyetinde kaldıysa da, Ömer yine de kabul etmek istemeyerek Ammar’a: ‘’Bu sözlerin sorumluluğu knedine aittir.’’ dedi. (Sahih-i Buharî, cild. 1, sayfa. 2.)
Ömer Allah’ın indirdiği teyemmüm ayetinden nasıl habersiz idi ve Hz. Resulullah (s.a.v.)’in sünnetinden nasıl haberi yoktu? Oysa ki, Hz. Resulullah (s.a.v.) onlara abdesti öğrettiği gibi teyemmüm de öğretmişti.
Ve yine Ömer birçok yerde kendisinin bilgisizliğini itiraf etmiştir; hatta kadınların bile kendisinden bilgili olduğunu söylemiştir.
Yine defalarca: ‘’Eğer İmam Ali (a.s..) olmasaydı, Ömer helâk olurdu.’’ Dediği nakledilmiştir. Ömer ölünceye kadar ‘’Kelale’nin’’ hükmünü bilmedi. ‘’Kelale’’ hakkında birbiriyle çelişen bir takım hükümler Ömer’den nakledilmiştir. Bunlar, tarihin tesbit ettiği şeylerdir.
Ve yine Ömer’in şecaati hakkında da çok şeyler duymuşuzdur. Mesela Ömer’in Müslüman oluşuyla Müslümanların güç kazandığı, Kureyş’in korkuya kapıldığı ve Hz. Peygamber (s.a.v.)’in Ömer’in müslüman oluşunun ardından davetini aşikâr ettiğini söylenmektedir.
Ama İslâm’ın doğru tarihlerde, Ömer’in kahramanlık ve şecaatini tasdik etmemize yarayacak bir herhangi nişanesi mevcut değildir.
Örneğin: ‘’Ömer’in Bedir, Uhud, Hendek’’ ve diğer muahrebelerde bir tek meşhur kahramanı ve hatta normal birisini bile öldürmediğini devamları olarakta savaş meydanlarında firar etmişlerdir. Yazan. imam Dikmen
Yorum