Ynt: Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.
Her gün aşura! Her yer kerbela.
Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.
Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi
İmam Hüseyin (a.s.): 117
Şevzeb İmam Hüseyin (a.s.)’ın huzuruna giderek izin aldıktan sonra meydana gitti ve şehid oluncaya kadar savaştı. Burda bir noktanın altını çizmekte yarar görüyorum. İnsanoğlunun iman takvasında değeri insanın cesaretinden doğar kanısındayım. Araştırmalarımız temel amacı İmam Hüseyin (a.s.)’ın devrimcilik niteliğinde vermiş olduğu kararlığı O’nun şehid olmasıyla noktalanması O’nun o kutsal İslam devletinin ayakta durabilmesi icabı ile yola çıkması olmuştur.
Fakat söylediğimiz gibi en başka Medine şehrinde olmak şartıyla kendisiyle takriben 30 bin kişinin refakat ettiği gerçeğini dile getirmiştik. İmam Hüseyin (a.s.) İslam hukuksal anayasası kanunlar kararı gereğince (Hacc) mevsimininden evvel hacc’a intikal etmeleri ve onunla beraber bulunan toplumunda hep onunla beraber bu İslam devletinin devrimcilik kararları ile yanında olmaları nedeniyle kendileri ile iştirak etmelerinin sonuncunda ölüm bile olsa yanından ayrılmıyacaklarının biâtı (yani yeminleri) konusunda hep aynı fikir olduklarının devamlı olarak israr etmeleri gereğince yanında olacaklarını söylemeleri olmuştur.
Ama ne yazıktır ki, İmam Hüseyin (a.s.)’ın kanlı Kerbela’ya varışlarından sonra karşılarına çıkacak zalim ve şehvet perest kapitalist faşist düşüncesinde idareyi ellerinden bırakmayacak küfür ordularının karşısında şüpheye düşmeleri neticeleri sonunda zalimlerle savaşamayacaklarını anlayan İmam Hüseyin (a.s.)’ın safında bulunan toplumun kaçış yollarını aramaya başladığını gören kahraman hak lideri olan ve imamet makamında bulunan İmam Hüseyin (a.s.) onlardan biâtlarını geri çekmek mecburiyetinde kalmıştır. Ama zalim ve işkenceci emperyalist faşist düşüncesinin uşakları olan benlik ve kişiliğinden marum olan kişilerin içinde cesur ve kahraman olan çok az sayıda da olsa hakkı anlayan kişilerin İmam Hüseyin (a.s.)’ın taraflarını geçmeyi biât takvalarını ön sayta olduğu imanları icabı ile kanlı Kerbela’da İmam Hüseyin (a.s.)’la şehid olmuşlardır. Bu çok büyük bir hak ve batıl arasındaki farklılığın genel anlamlı belgesidir.
Daha sonra Abis kendisi savaşa gitti. Abis’in savaşı hedef uğruna yapılan en büyük yiğitliğin bir örneğidir. Kerbela şehidleri savaşa gitmek sitediklerinde İmam Hüseyin (a.s.)’ın huzuruna giderek izin istiyor, vedalaşıyor, iman ve yiğitlikten bahsediyorlardı. Abis de diğer Kerbela şehidleri gibi İmam Hüseyin (a.s.)’ın huzuruna giderek şöyle dedi: ‘’Ya Eba Abdullah! Benim yanımda yeryüzünde hiç kimse sizin kadar aziz ve sevgili değildir. Canımdan daha aziz bir şeyim olsaydı onunla sizi bu zulüm ve ölümden kurtarbilseydim onu feda etmekten çekinmezdim. Şahid ol ki, ben senin ve babanın devleti mucadelesi üzere ölüyorum.’’
Daha sonra Abis (r.a.) meydana gitti ve lanetlik Yezid ordusunda olan Rabi b. Temim diyor ki: ‘’Abis’i görür görmez tanıdım. Onu öncelerden tanıyordum. Savaşlarda onun yiğitliğini görmüştüm. Ondan daha cevsur birini tanımıyordum. Dolayısıyla bağırarak dedim ki Bu arslanlar arslanı Abis b. Şebib-i Şakiri’dir. O’nun karşısına çıkan herkes öldürülür.’’ Yazan. imam Dikmen
Her gün aşura! Her yer kerbela.
Kuran ve Ehl-i Beyt araşt. aşura özel makalesi.
Hz. Adem ( a.s. )'ın Varisi
İmam Hüseyin (a.s.): 117
Şevzeb İmam Hüseyin (a.s.)’ın huzuruna giderek izin aldıktan sonra meydana gitti ve şehid oluncaya kadar savaştı. Burda bir noktanın altını çizmekte yarar görüyorum. İnsanoğlunun iman takvasında değeri insanın cesaretinden doğar kanısındayım. Araştırmalarımız temel amacı İmam Hüseyin (a.s.)’ın devrimcilik niteliğinde vermiş olduğu kararlığı O’nun şehid olmasıyla noktalanması O’nun o kutsal İslam devletinin ayakta durabilmesi icabı ile yola çıkması olmuştur.
Fakat söylediğimiz gibi en başka Medine şehrinde olmak şartıyla kendisiyle takriben 30 bin kişinin refakat ettiği gerçeğini dile getirmiştik. İmam Hüseyin (a.s.) İslam hukuksal anayasası kanunlar kararı gereğince (Hacc) mevsimininden evvel hacc’a intikal etmeleri ve onunla beraber bulunan toplumunda hep onunla beraber bu İslam devletinin devrimcilik kararları ile yanında olmaları nedeniyle kendileri ile iştirak etmelerinin sonuncunda ölüm bile olsa yanından ayrılmıyacaklarının biâtı (yani yeminleri) konusunda hep aynı fikir olduklarının devamlı olarak israr etmeleri gereğince yanında olacaklarını söylemeleri olmuştur.
Ama ne yazıktır ki, İmam Hüseyin (a.s.)’ın kanlı Kerbela’ya varışlarından sonra karşılarına çıkacak zalim ve şehvet perest kapitalist faşist düşüncesinde idareyi ellerinden bırakmayacak küfür ordularının karşısında şüpheye düşmeleri neticeleri sonunda zalimlerle savaşamayacaklarını anlayan İmam Hüseyin (a.s.)’ın safında bulunan toplumun kaçış yollarını aramaya başladığını gören kahraman hak lideri olan ve imamet makamında bulunan İmam Hüseyin (a.s.) onlardan biâtlarını geri çekmek mecburiyetinde kalmıştır. Ama zalim ve işkenceci emperyalist faşist düşüncesinin uşakları olan benlik ve kişiliğinden marum olan kişilerin içinde cesur ve kahraman olan çok az sayıda da olsa hakkı anlayan kişilerin İmam Hüseyin (a.s.)’ın taraflarını geçmeyi biât takvalarını ön sayta olduğu imanları icabı ile kanlı Kerbela’da İmam Hüseyin (a.s.)’la şehid olmuşlardır. Bu çok büyük bir hak ve batıl arasındaki farklılığın genel anlamlı belgesidir.
Daha sonra Abis kendisi savaşa gitti. Abis’in savaşı hedef uğruna yapılan en büyük yiğitliğin bir örneğidir. Kerbela şehidleri savaşa gitmek sitediklerinde İmam Hüseyin (a.s.)’ın huzuruna giderek izin istiyor, vedalaşıyor, iman ve yiğitlikten bahsediyorlardı. Abis de diğer Kerbela şehidleri gibi İmam Hüseyin (a.s.)’ın huzuruna giderek şöyle dedi: ‘’Ya Eba Abdullah! Benim yanımda yeryüzünde hiç kimse sizin kadar aziz ve sevgili değildir. Canımdan daha aziz bir şeyim olsaydı onunla sizi bu zulüm ve ölümden kurtarbilseydim onu feda etmekten çekinmezdim. Şahid ol ki, ben senin ve babanın devleti mucadelesi üzere ölüyorum.’’
Daha sonra Abis (r.a.) meydana gitti ve lanetlik Yezid ordusunda olan Rabi b. Temim diyor ki: ‘’Abis’i görür görmez tanıdım. Onu öncelerden tanıyordum. Savaşlarda onun yiğitliğini görmüştüm. Ondan daha cevsur birini tanımıyordum. Dolayısıyla bağırarak dedim ki Bu arslanlar arslanı Abis b. Şebib-i Şakiri’dir. O’nun karşısına çıkan herkes öldürülür.’’ Yazan. imam Dikmen
Yorum