Ynt: Seçim Öncesi Ortaya Karışık
velayete bağlılık sizin bağlı olduklarınıza bağlılık anlamında değildir. sorduğunuz soruya sorunun soruluş biçimine göre gelen cevap sizi bağlar bizi değil.
bizim bağlı olduklarımıza bağlanmak zorunda değilsiniz biz kimse için ölçü değiliz. bu yüzden de gelen fetvayı kendi şahsımıza ve bizi adil /güvenilir bilip verdiğimiz habere güvenen dostlarımıza iletiyorduk. ve bir çok kez siz istemenize rağmen fetvayı size göndermedik. ancak sizin ısrarlı talebiniz ve bunu uygulayacağınıza dair bizim için yakin oluşunca fetvayı size göndermeyi bir sorumluluk bildik ve gönderdik. Ancak bu sizde hiç bir işe yaramadı tersine bir kez bile bu fetvayla amel etmediğiniz gibi şimdi de bunun bahanelerini sıralıyorsunuz..
madem soruyu soruş biçimini düşünüyor ve bize güvenmiyordunuz niye istediniz. istediniz niye uygulamıyorsunuz? sorunun soruluş biçimi ortada bununla ilgili o zaman neden bir itirazda bulunmadınız da şimdi itiraz çıkıyor? eğer böyle bir itirazınız bize açık olsaydı biz bunu size iletir miydik?
Burda konu Velayeti Fakih Rehberimiz İmam Hamenei'nin gönderdiği fetvanın geçersiz nedenlerle oyuncak haline getirilip onu sevdiğini söyleyen birince uygulanmaması ve ona kayıtsız kalınmasıdır.. böyle olduğunda bizim aklımıza fetva istediğiniz doğrultuda gelmiş olmadığından gibi nedenden başka bir şey gelmiyor.. Fetvayı duymasanız size bir hüccet ifade etmezdi ama istediniz ve buna uymuyorsunuz bu sizin için vebaldir..
eğer soruyu soruş tarzımızı beğenmediyseniz siz bu soru ve cevabı alır böyle demişsiniz ama benim şöyle bir sorum var diye yeniden görüş sorarsınız bunu yapmanız gerekmez mi? uygulamıyorsunuz, daha iyisini sormuyorsunuz, bu, sizin velayeti fakihten gelen bir fetvaya karşı isyanınız ve itaatsizliğiniz anlamına gelmez mi? biz fetvayı isteyen herkese; Rehberi mi taklit ediyorsunuz bunu uygulayacak mısınız diye sormuyor muyduk?
"biz velayete siz daha onu tanımazken, bağlı olduklarınız ortalarda yokken bağlı idik zaten ve aynı bağla da bağlı kalmaya devam ediyoruz. en alim olanlar öncelikle sistemi tanımakla yükümlüler."
eğer sizn gerçekten bağlı olduğunuzu, siz Velayeti Fakih'ten ispatlasanız bu işte çelişki olacaktır. Yani Velayeti Fakih iki farklı yola yönteme sahip kişileri bize önerdi anlamına gelecektir. biz bu durumda işin açıklama ve aslını yeniden oraya sorarız. Ancak sizden sadece zan görüyoruz. Ordan merkezden bir onay yok. Siz bizim alimlerimiz böyle böyle yaşantıya sahip dolayısıyla Rehber bunu onaylar diyorsunuz. Bununsa bizim elimizdeki belgenin yanında geçerliliğinin hiç de meşru olmayacağı ortadadır.
" sisteme karşı ne yapacağını bilmeyen, hedefi bu sistem olmayan, halkı hedefine almış olan(sizin yazdıklarınızdan hareketle söylüyorum), sünnilerle birarada olmaktansa bu süfyani rejimin tercih edilebileceğini söyleten (yine sizin yazdıklarınızdan hareketle söylüyorum), kendilerine cami açma izni verilince nerdeyse sisteme minnettarlık duyan ve "özgür ortam"dan dolayı sisteme daha bir sıcak hisler besleyenler önce kendilerine çeki düzen vermeli, bu konularda netleşmeliler, sonra bizi kendilerine bağlılığa çağırmalılar. yoksa sırf fıkhi endişelerimizden dolayı siyasi yönümüzü kaybetme pahasına, sistemin "takvalı" dostları olmaktan uzak duracağız. bu zamana kadar durduğumuz gibi."
Şianın yöntemi akıl ve adetler değildir. kuru kuruya karşı çıkış hele toptancılık hiç değildir. İmam Sadık a.s.'ın sistem kendini rahatsız etmezken sistemle uğraştığı görülmemiştir. İlim dağıtmış ve Mektebin temel usul ve furuu bilgilerini yaymıştır.. bizim yöntemimiz bu merkezdedir. ve bu yönteme sahip alimlerimizin bu fiillerinin Rehberimizce onayını bildirir yazılı belge vardır elimizde.. sizin gibi zan değil..
Velayeti fakihe bağlı olmadan hakta olunmaz.. istediniz yerde durun hiç önemli değil..
velayete bağlılık sizin bağlı olduklarınıza bağlılık anlamında değildir. sorduğunuz soruya sorunun soruluş biçimine göre gelen cevap sizi bağlar bizi değil.
bizim bağlı olduklarımıza bağlanmak zorunda değilsiniz biz kimse için ölçü değiliz. bu yüzden de gelen fetvayı kendi şahsımıza ve bizi adil /güvenilir bilip verdiğimiz habere güvenen dostlarımıza iletiyorduk. ve bir çok kez siz istemenize rağmen fetvayı size göndermedik. ancak sizin ısrarlı talebiniz ve bunu uygulayacağınıza dair bizim için yakin oluşunca fetvayı size göndermeyi bir sorumluluk bildik ve gönderdik. Ancak bu sizde hiç bir işe yaramadı tersine bir kez bile bu fetvayla amel etmediğiniz gibi şimdi de bunun bahanelerini sıralıyorsunuz..
madem soruyu soruş biçimini düşünüyor ve bize güvenmiyordunuz niye istediniz. istediniz niye uygulamıyorsunuz? sorunun soruluş biçimi ortada bununla ilgili o zaman neden bir itirazda bulunmadınız da şimdi itiraz çıkıyor? eğer böyle bir itirazınız bize açık olsaydı biz bunu size iletir miydik?
Burda konu Velayeti Fakih Rehberimiz İmam Hamenei'nin gönderdiği fetvanın geçersiz nedenlerle oyuncak haline getirilip onu sevdiğini söyleyen birince uygulanmaması ve ona kayıtsız kalınmasıdır.. böyle olduğunda bizim aklımıza fetva istediğiniz doğrultuda gelmiş olmadığından gibi nedenden başka bir şey gelmiyor.. Fetvayı duymasanız size bir hüccet ifade etmezdi ama istediniz ve buna uymuyorsunuz bu sizin için vebaldir..
eğer soruyu soruş tarzımızı beğenmediyseniz siz bu soru ve cevabı alır böyle demişsiniz ama benim şöyle bir sorum var diye yeniden görüş sorarsınız bunu yapmanız gerekmez mi? uygulamıyorsunuz, daha iyisini sormuyorsunuz, bu, sizin velayeti fakihten gelen bir fetvaya karşı isyanınız ve itaatsizliğiniz anlamına gelmez mi? biz fetvayı isteyen herkese; Rehberi mi taklit ediyorsunuz bunu uygulayacak mısınız diye sormuyor muyduk?
"biz velayete siz daha onu tanımazken, bağlı olduklarınız ortalarda yokken bağlı idik zaten ve aynı bağla da bağlı kalmaya devam ediyoruz. en alim olanlar öncelikle sistemi tanımakla yükümlüler."
eğer sizn gerçekten bağlı olduğunuzu, siz Velayeti Fakih'ten ispatlasanız bu işte çelişki olacaktır. Yani Velayeti Fakih iki farklı yola yönteme sahip kişileri bize önerdi anlamına gelecektir. biz bu durumda işin açıklama ve aslını yeniden oraya sorarız. Ancak sizden sadece zan görüyoruz. Ordan merkezden bir onay yok. Siz bizim alimlerimiz böyle böyle yaşantıya sahip dolayısıyla Rehber bunu onaylar diyorsunuz. Bununsa bizim elimizdeki belgenin yanında geçerliliğinin hiç de meşru olmayacağı ortadadır.
" sisteme karşı ne yapacağını bilmeyen, hedefi bu sistem olmayan, halkı hedefine almış olan(sizin yazdıklarınızdan hareketle söylüyorum), sünnilerle birarada olmaktansa bu süfyani rejimin tercih edilebileceğini söyleten (yine sizin yazdıklarınızdan hareketle söylüyorum), kendilerine cami açma izni verilince nerdeyse sisteme minnettarlık duyan ve "özgür ortam"dan dolayı sisteme daha bir sıcak hisler besleyenler önce kendilerine çeki düzen vermeli, bu konularda netleşmeliler, sonra bizi kendilerine bağlılığa çağırmalılar. yoksa sırf fıkhi endişelerimizden dolayı siyasi yönümüzü kaybetme pahasına, sistemin "takvalı" dostları olmaktan uzak duracağız. bu zamana kadar durduğumuz gibi."
Şianın yöntemi akıl ve adetler değildir. kuru kuruya karşı çıkış hele toptancılık hiç değildir. İmam Sadık a.s.'ın sistem kendini rahatsız etmezken sistemle uğraştığı görülmemiştir. İlim dağıtmış ve Mektebin temel usul ve furuu bilgilerini yaymıştır.. bizim yöntemimiz bu merkezdedir. ve bu yönteme sahip alimlerimizin bu fiillerinin Rehberimizce onayını bildirir yazılı belge vardır elimizde.. sizin gibi zan değil..
Velayeti fakihe bağlı olmadan hakta olunmaz.. istediniz yerde durun hiç önemli değil..
Yorum