Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Türkiye-İsrail Gerginliği, İki Müttefikin İç Kavgası mı?

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Türkiye-İsrail Gerginliği, İki Müttefikin İç Kavgası mı?


    Allah’ın adıyla....

    Haftalardır, Türkiye-İsrail ilişkileri gergin seyrediyor. Dostlar arasına şimdilik kara kedi girdi. İsrail –Türkiye krizi kardeşlerin arasındaki kavga gibidir. Kimse fazla tedirgin olmasın; çünkü en samimi dostlar, can ciğer olan kardeşler ve baba oğul arasında bile ara sıra kavga olabilir. “Kol kırılır yen içinde kalır”, en sadakatlı iki müttefik arasında da bu gibi kırgınlıkların olması normaldir.

    50 yıldır İsrail ile çok güzel ilişkilerimiz var; müttefikimizdir, Nato’da beraberiz, askeri, teknoloji, ekonomik alanda ciddi ticari anlaşmalarımız var, turistik ilişkilerimiz var, sularını biz veriyoruz, ziraat ve hayvancılık alanında ciddi anlaşmalarımız var.

    Daha önemlisi 500 yıllık bir kardeşlik bağımız var; şimdiki İsrail devletini yönetenlerin bazılarını ve dedelerini Avrupa’yı da kapsayan topraklarımızda barındırdık, ekonomik ve teşkilatlanma alanlarında güçlenmelerini sağladık

    Bunlardan daha önemlisi ise İsrail ile siyaset alanında hedef birliğimizin olmasıdır; İsrail’i resmiyete tanıyan ilk İslam ülkesi olma özelliğini taşıyoruz. Hedefe ulaşmak için farklı taktikler takip etsek de stratejimiz aynıdır.

    Tabi ki bazıları Osmanlının kucak açtığı İsrailoğullarının Yahudiler olduğunu, siyonistler olmadığını, söyleyip: “biz siyonistlere karşıyız, yahudilere değil”, diyebilirler. “Yahudi ile siyonistin arasına fark koymak gerekir, Yahudi yani hz. Musa’ya iman etmiş onun getirdiği şeriata uyan Samilerdir, dolayısıyla biz “ne anti semitist”, “ne de anti yahudi”yiz. Biz “anti siyonistiz”.

    Elbette bunlar denilebilir ama insana sormazlar mı, şu siyonist dediklerinizi bir tanımlar mısınız; İsrailliler, siyonist mi yoksa yahudi mi?

    İsraili kuran, destekleyen ve Filistinlileri topraklarından çıkarıp oraya yerleşenler yahudiler midir, yoksa siyonistler mi?

    Dünyanın dört bir yanına yerleşmiş ve İsrail’e yönelik her türlü faliyeti yasaklayan lobi görevi yapan “yahudi kuruluşları” siyonist midir, yoksa yahudi mi?

    Birleşmiş Milletler’de İsrail aleyhine alınan her türlü kararı veto eden ve İsrail’in yaptıklarını meşrulaştıranlar siyonistler midir, yoksa yahudiler mi?

    Bütün bu soruların cevabı, “bunların hepsi siyonist değil, yahudilerdir” olursa o zaman sorun çözülmüstür, demek ki İsrail ile aramızda hiç bir sorun yok, iki kardeşin kavgası gibidir lakin dozunu biraz kaçırmışlar!

    Böyle olunca da, ne İsrail basbakanı Netanyahu, ne de başkası bu dostluğumuzu bozamaz. Çünkü aramızdaki sorun, ne din ve inanc sorunudur, ne de Filistin’in işgali ve Gazze ablukasıdır. Sorun İsrail devleti değil, o topraklardaki fiili hükümettir. Hükümetin tutarsız siyaseti veya takip ettiği stratejidir. Hükümet değiştikten sonra siyaset ve taktik değişecek ve akabinden bir özür, bir de tazminat geldi mi problem halolacaktır.

    Lakin yine de sorumuza cevabı alabilmiş olmayız; “şu siyonistler kimlerdir açıklayın da biz de öğrenelim?”

    Kafalardaki soruların cevabı, “bunlar siyonisttir” ise o zaman sormazlar mı yıllarca siyonistlerle neden işbirliği içinde olup ittifak oluşturdunuz, anlaşmalar yaptınız?

    “Geçmişin günahı geçmiş hükümetlerin hesabına yazılır, biz onun hesabını vermeyiz” denilse de şimdi bu ittifakın devamı, antlaşmalar, diyaloglar vs. nasıl açıklanacak?

    Sahi antlaşmaları askıya aldık değil mi? “Uluslararası arenada İsrail aleyhine alınacak kararlara destek vereceğiz”, denildi değil mi?

    Birincisi, demek ki şimdiye kadar böyle bir düşüncede değildiniz, “one minute” ve devamı slogandı, şimdiye kadar İsrail aleyhine alınan kararlara destek veriyordunuz.

    İkincisi bu askıya almayla ve sert tavırla istediğimizi alacağımızı düsünüyorsanız yanılıyorsunuz; kim takar sert tavrı, asarım keserimi. Pkk gibi bir kozları var ellerinde kullandılar mı neler oluyor görüyor musunuz ; hergün kaç tane şehid, ağlayan anneler... v.s çok fazla askıya alırsanız, özerklik, muhtariyet ve ayrılma ciddiye biner.

    Üçüncüsü bakalım bu ilişkiler ve antlaşmalar ne kadar askıda kalacak. İçteki ve dışdaki lobilerin baskılarına ne kadar dayanabileceğiz?

    Aslında bu yazdıklarımın pek fazla önemi yok çünkü ben de sizin gibi düşünüyorum, bu ikisi kardeş ve müttefik ülkedir, büyütülecek fazla bir şey yok aslında.

    İsrail, Türkiye gibi samimi ve güçlü bir kardeşi kaybetmek ister mi hiç? Biz de kaybetmek istemeyiz, çünkü AB ülkeleriye işbirliği, liberal demokrasi yolundaki ilerleyişimiz, modern dünya ile barışık içinde yaşamamız için bu gereklidir.

    İki müttefik tatlı bir kavgaya tutuşmuş, İslam alemini ve dünyayı meşgul ederken, kaşla göz arasında füze kalkanının Türkiye’ye yerleştirilmesi düşündürücü değil mi?

    Abdullah Özgür
YUKARI ÇIK
Çalışıyor...
X