Deniz trafiği bakımından dünyanın en kalabalık boğazlarından biri olan ve dünyanın enerji ihtiyacının cereyan ettiği hayati önemi haiz güzergahlardan biri sayılan Hürmüz Boğazı ve etrafında İran İslam Cumhuriyeti tarafından başlatılan ve devam etmekte olan askeri tatbikat, İran ile Batı arasında çıkması muhtemel bir savaş durumunda Hürmüz Boğazının İran tarafından kapatılma riskine ve ihtimaline ciddiyet kazandırmış durumdadır.
Dünya enerji nakliyatının yüzde 40 ile yüzde 67'sinin geçtiği bu güzergaha kim hakim olursa veya bu güzergahın kilidi kimin elinde olursa, Ortadoğu enerjisinin akış kontrolü de onun elinde olur.
İran ve Amerika arasında istihbarat savaşının tırmandığı, Amerika tarafından savaş tehditlerinin dillendirildiği, İran merkez bankasına ambargo kararının alındığı ve Suriye üzerinden hesaplaşmaların sürdüğü bir dönemde İran'ın Fars körfezi, Hürmüz Boğazı ve Hint Okyanusu açıklarında uzun boylu bir askeri tatbikat başlatması, bir yandan muhtemel bir savaşı önleme amacını taşırken öte yandan da olası bir savaş durumunda nelerin yaşanabileceğini gösterme hedefine matuftur. Psikolojik savaş ve karşılıklı boy gösterileri arasında Körfez suları da iyiden iyiye ısınmaya başlıyor bu arada
İran bu tatbikatta karadan denize füzeler ile Tarık ve Kadir gibi yeni denizaltı gemilerini de a deneyecek.
İran'ın Fars körfezi ve Hint Okyanusu'na 2000 km sahili var.
Fars Körfezinin ortalama derinliği 45-50 metredir. En derin yeri 94 metre olup Ebu Musa ve Tond adaları arasında yer alıyor. Fars Körfezi ve Hürmüz Boğazı, deniz gerillaları için oldukça uygun sayılır. Irak savaşı zamanında Batının bütün desteğine rağmen Irak, körfezde İran'ın 330 gemi ve tankerini vurabilirken, İran 455 gemi vurmuştu. Hem de en sade ve en düşük maliyetle.
İran, Körfezde gerilla savaşı deneyimine sahip bir ülkedir ve bu konudaki tecrübesini yeni teknolojilerle takviye etmiş bulunmaktadır.
Hürmüz Boğazının derinliği 50 metredir. Büyük petrol tankerlerinin yüksekliği ise 55 metre. Boğazda bir tanker batırıldığı zaman, batan tanker, boğazı kapatmış olur. Çünkü yere oturan tankerin bir kısmı su yüzeyinde kalır. Dolayısıyla boğazın geçişi engellenmiş olur. Batan bir petrol tankerini çıkartmak ise, beş ay zaman alır. Dolayısıyla Hürmüz Boğazını kapatmak İran için çok kolay bir operasyondur.
Elbetteki, Hürmüz Boğazının kapatılması, İran ekonomisine de ağır darbe vurur. Ama karşı darbe için bu yola başvurmaktan çekinmez.
İran'ın temel söylemi şudur: "İran için güvenlik yoksa, başkaları için de olmayacak."
İran'a bir saldırı olursa, İran da mezkur stratejisine binaen körfezin sularıyla Ortadoğu topraklarını Batı için ısındıracak. İran, Fars Körfezindeki tatbikatıyla, muhtemel bir saldırı durumunda yaşanabilecekleri hatırlatmak istiyor. Düşmanın çıkarlarını bekleyen tehlikeleri somut bir adımla yeniden anımsatıyor. Verdiği mesaj da yerini buluyor gibi.
Stratfor Stratejik Araştırma Merkezi analistleri, Hürmüz boğazının Amerika ordusu ve bu ülkenin ekonomik çıkarları açısından tanımlanamayacak kadar önemli olduğunu ifade ediyorlar.
Uluslar arası ve Stratejik araştırmalar Merkezi Ortadoğu uzmanı Anthony Cordesman, Körfezde muhtemel bir Amerika-İran karşılaşmasıyla ilgili şu tespitlerde bulunuyor:
"İran, Fars Körfezinde önemli bir deniz gücüne sahiptir. Yıpratıcı bir savaş ile gayri nizami harpten oluşan karma bir savaş stratejisini izleyebilir. Gemileri vurabilecek füzelerle donatılmış 200 kadar savaş botu var ve bu güçle petrol tankerlerini, gemileri ve savaş gemilerini hedef alabilir.
Hürmüz Boğazının sadece bir ay trafiğe kapatılması, petrolün varilini 300 ila 500 Dolara kadar yükseltebilir. Bu düzey, dünya ekonomisini istikrarsızlığa sürükleyebilir ve ABD ekonomisine de 75 milyar dolar zarar verebilir."
Amerika bu riskleri kolayca göze alamaz. Amerika'nın otuz yıldır gürleyip yağmamasının nedeni, İran'ın çetin ceviz olduğunu bilmesindendir. Obama'nın, İran ile ilgili kendisine yöneltilen eleştiriler karşısında, "İran meselesinin kolay olduğunu düşünenler, siyaseti bilmiyorlar" diye çıkışması da, muhtemel bir çatışmanın sonuçları hakkında iyi bilgi sahibi olduğuna işaret ediyordu.
Otuz yıldır tehdit altında olan İran da boş durmadı. O da sürekli savunma ve karşı saldırı imkanları üzerinde çalıştı. Nizami ve gayri nizami savaşların içinde uzun süre fiili olarak yer almış olan strateji uzmanı Dr. Abbasi, Amerika ve Batıya dair 1200 civarında zaaf noktası saptadıklarını ve savaş çıkması durumunda bu zaaf noktalara gayri nizami harp usulleriyle saldıracaklarını söylüyordu bir konferansında. Bu zaaf noktalarının bir kısmı da Fars körfezi ile ilgilidir. Önemli bir kesiti de Ortadoğu sathındadır. Amerika ve Avrupa'nın merkezine kadar uzanacak meseleler de vardır.
Amerika önderliğinde Batı ile İran arasında çıkabilecek bir savaş, kesinlikle mahdut bir bölge ile sınırlı kalmayacaktır. Bu durum, bir yandan muhtemel bir savaş için caydırıcı unsur işlevi görürken, öte yandan da geniş alana yayılabilecek bir çatışma riskini beslemekte ve büyütmektedir.
Körfezde ısınan suların caydırıcı olmasını umut ediyoruz.
Dünya enerji nakliyatının yüzde 40 ile yüzde 67'sinin geçtiği bu güzergaha kim hakim olursa veya bu güzergahın kilidi kimin elinde olursa, Ortadoğu enerjisinin akış kontrolü de onun elinde olur.
İran ve Amerika arasında istihbarat savaşının tırmandığı, Amerika tarafından savaş tehditlerinin dillendirildiği, İran merkez bankasına ambargo kararının alındığı ve Suriye üzerinden hesaplaşmaların sürdüğü bir dönemde İran'ın Fars körfezi, Hürmüz Boğazı ve Hint Okyanusu açıklarında uzun boylu bir askeri tatbikat başlatması, bir yandan muhtemel bir savaşı önleme amacını taşırken öte yandan da olası bir savaş durumunda nelerin yaşanabileceğini gösterme hedefine matuftur. Psikolojik savaş ve karşılıklı boy gösterileri arasında Körfez suları da iyiden iyiye ısınmaya başlıyor bu arada
İran bu tatbikatta karadan denize füzeler ile Tarık ve Kadir gibi yeni denizaltı gemilerini de a deneyecek.
İran'ın Fars körfezi ve Hint Okyanusu'na 2000 km sahili var.
Fars Körfezinin ortalama derinliği 45-50 metredir. En derin yeri 94 metre olup Ebu Musa ve Tond adaları arasında yer alıyor. Fars Körfezi ve Hürmüz Boğazı, deniz gerillaları için oldukça uygun sayılır. Irak savaşı zamanında Batının bütün desteğine rağmen Irak, körfezde İran'ın 330 gemi ve tankerini vurabilirken, İran 455 gemi vurmuştu. Hem de en sade ve en düşük maliyetle.
İran, Körfezde gerilla savaşı deneyimine sahip bir ülkedir ve bu konudaki tecrübesini yeni teknolojilerle takviye etmiş bulunmaktadır.
Hürmüz Boğazının derinliği 50 metredir. Büyük petrol tankerlerinin yüksekliği ise 55 metre. Boğazda bir tanker batırıldığı zaman, batan tanker, boğazı kapatmış olur. Çünkü yere oturan tankerin bir kısmı su yüzeyinde kalır. Dolayısıyla boğazın geçişi engellenmiş olur. Batan bir petrol tankerini çıkartmak ise, beş ay zaman alır. Dolayısıyla Hürmüz Boğazını kapatmak İran için çok kolay bir operasyondur.
Elbetteki, Hürmüz Boğazının kapatılması, İran ekonomisine de ağır darbe vurur. Ama karşı darbe için bu yola başvurmaktan çekinmez.
İran'ın temel söylemi şudur: "İran için güvenlik yoksa, başkaları için de olmayacak."
İran'a bir saldırı olursa, İran da mezkur stratejisine binaen körfezin sularıyla Ortadoğu topraklarını Batı için ısındıracak. İran, Fars Körfezindeki tatbikatıyla, muhtemel bir saldırı durumunda yaşanabilecekleri hatırlatmak istiyor. Düşmanın çıkarlarını bekleyen tehlikeleri somut bir adımla yeniden anımsatıyor. Verdiği mesaj da yerini buluyor gibi.
Stratfor Stratejik Araştırma Merkezi analistleri, Hürmüz boğazının Amerika ordusu ve bu ülkenin ekonomik çıkarları açısından tanımlanamayacak kadar önemli olduğunu ifade ediyorlar.
Uluslar arası ve Stratejik araştırmalar Merkezi Ortadoğu uzmanı Anthony Cordesman, Körfezde muhtemel bir Amerika-İran karşılaşmasıyla ilgili şu tespitlerde bulunuyor:
"İran, Fars Körfezinde önemli bir deniz gücüne sahiptir. Yıpratıcı bir savaş ile gayri nizami harpten oluşan karma bir savaş stratejisini izleyebilir. Gemileri vurabilecek füzelerle donatılmış 200 kadar savaş botu var ve bu güçle petrol tankerlerini, gemileri ve savaş gemilerini hedef alabilir.
Hürmüz Boğazının sadece bir ay trafiğe kapatılması, petrolün varilini 300 ila 500 Dolara kadar yükseltebilir. Bu düzey, dünya ekonomisini istikrarsızlığa sürükleyebilir ve ABD ekonomisine de 75 milyar dolar zarar verebilir."
Amerika bu riskleri kolayca göze alamaz. Amerika'nın otuz yıldır gürleyip yağmamasının nedeni, İran'ın çetin ceviz olduğunu bilmesindendir. Obama'nın, İran ile ilgili kendisine yöneltilen eleştiriler karşısında, "İran meselesinin kolay olduğunu düşünenler, siyaseti bilmiyorlar" diye çıkışması da, muhtemel bir çatışmanın sonuçları hakkında iyi bilgi sahibi olduğuna işaret ediyordu.
Otuz yıldır tehdit altında olan İran da boş durmadı. O da sürekli savunma ve karşı saldırı imkanları üzerinde çalıştı. Nizami ve gayri nizami savaşların içinde uzun süre fiili olarak yer almış olan strateji uzmanı Dr. Abbasi, Amerika ve Batıya dair 1200 civarında zaaf noktası saptadıklarını ve savaş çıkması durumunda bu zaaf noktalara gayri nizami harp usulleriyle saldıracaklarını söylüyordu bir konferansında. Bu zaaf noktalarının bir kısmı da Fars körfezi ile ilgilidir. Önemli bir kesiti de Ortadoğu sathındadır. Amerika ve Avrupa'nın merkezine kadar uzanacak meseleler de vardır.
Amerika önderliğinde Batı ile İran arasında çıkabilecek bir savaş, kesinlikle mahdut bir bölge ile sınırlı kalmayacaktır. Bu durum, bir yandan muhtemel bir savaş için caydırıcı unsur işlevi görürken, öte yandan da geniş alana yayılabilecek bir çatışma riskini beslemekte ve büyütmektedir.
Körfezde ısınan suların caydırıcı olmasını umut ediyoruz.
Yorum