
AYETULLAH MİSBAH YEZDİ CEVAPLIYOR...
Velayet-i Fakih’in En Sade Ve En Açık Akli Delili Nedir? Eğer veliyi fakih masum değilse hiçbir neden ve niçin olmaksızın ona itaat edilmesi nasıl yorumlanabilir? Veliyi fakih İmam-ı Zaman (a.f)’ın yeryüzündeki temsilcisi ve dünya Müslümanlarının tamamının emir sahibi ise niçin Anayasa veliyi fakihin, Hubregan (Uzmanlar) Meclisi ve diğerlerinin İranlı olması gerekir şeklinde düzenlenmiştir? Niçin İran İslam Cumhuriyeti Rehberi’ni “Veliyi Müslim’in” olarak isimlendiriyoruz? İran’da hak hükümetle birlikte eş zamanda bir ya da birkaç hak hükümet daha olsaydı veya gelecekte oluşsaydı, o zaman nasıl bir plan önerilirdi?
Akla dayalı bir aslı dikkate alarak Velayet-i Fakih’i şöyle açıklayabiliriz: Bir iş, akıl sahiplerince (Ukalâ) istenirlik içerir, ama bir takım sebeplerden dolayı o işin gerçekleşmesi zor ya da imkânsız olursa, külli (Tümel) bir şekilde o işten el çekmezler bilakis, o işin en aşağı mertebesini uygularlar. Başka bir ifadeyle; ehemden (çok önemli) el çekerek mühim (önemli) üzerinde dururlar. Akıl sahipleri, mühim işlerde de bu sınıflandırmayı dikkate alarak asıl itibariyle bir işin ehemmiyetinin derecelendirilmesinden, bir takım koşullar sebebiyle ilk aşamada imkânsız ya da zor olan bir işi, ikinci aşamasının yerine koymayı ve değiştirmeyi hedeflerler. İslam’ın da kabul ettiği bu akla dayalı asıl ve temeli “Tedrici düşüş ve alçalma” olarak isimlendiriyoruz. Fıkıhta bu ilkeye dayalı pek çok konular icra edilmiştir. Konunun açıklanması için iki örnekle yetineceğiz.
1. Namaz kılmayı kastettiğinizi düşününüz. Namazın ayakta kılınması idealdir ama bir kimse hastalık sebebiyle namazı ayakta kılmaya kadir değilse, namaz kılmamalı mıdır? Fakihlerin tamamı şöyle der: Namazı ayakta kılabildiği miktarda ayakta kılmalı ve ayakta kılma gücü olmadığı yerlerde oturmalıdır. Namazını ayakta kılamayan kimse için fıkhi emrin bir sonraki aşaması namazın oturarak kılınması buda yapılamıyorsa yatarak kılınmasıdır.
2. Eğer bir kimse, bir şeyi özel bir doğrultuda örneğin bir bağın gelirini, Masum İmam (a.s)’ın Mübarek Hareminin aydınlatılması için mum alınmasına vakfetmişse ve hali hazırda mum yoksa vakfedilen bu malı bırakmamız mı gerekir? Kesinlikle böyle değildir ve vakfedilen bu malın gelirinin, aydınlatmaya en yakın şey neyse, o doğrultuda harcanması gerekir. Örneğin bu bağın geliri, elektrik masrafı için kullanılabilir, zira muma en yakın olanı elektriktir. Istılahta “el Ehem fe’l mühim (önemli olanın, daha önemli olana tercih edilmesi” olarak isimlendirilen bu ilkeye “Tedrici düşüş ve alçalma” adı verilir.
Yorum