Sabahattin Önkibar 6 Haziran 2012 Diyalogculardan Hazreti Muhammed’siz Ezan!
Yer: Belçika!
Belçika-Türk Dostluk ve Diyalog Derneği, Brüksel’in en büyük Kilisesi olan Sean Jean Baptiska’da bir gece düzenliyor.
Gece de Süleyman Erkişi isimli biri Ezan okuyor.
Aman Allah’ım, o da ne?
Ezandan Şanlı Peygamberimiz çıkarılıyor!
Nasıl mı?
Ezanda bulunan “Eşhedü Enne Muhammeden Resulullah - Şehadet ederim ki Muhammed Allah’ın Resulüdür) bölümü okunmuyor ve Ezan O’nsuz tamamlanıyor!
Peki, bu rezilliğin ardında kim mi var?
Organizasyonda Diyalog Derneği yani Dinlerarası Diyalogcular var ki onları F Tipinin temsil ettiğini bilmeyen yok!
Şanlı Peygamberimiz Hazreti Muhammed’siz Ezanın kilisede okunması yani orada toplanılması keza altı çizilmesi gereken bir başka garabettir!
Tam bu noktada bir parantez açalım ve Fethullah Gülen’in “Fasıldan Fasıla” isimli kitabından bir paragraf sunalım: “Herkes Kelime-i Tevhidi esas alarak çevresine bakışını yeniden gözden geçirmeli ve ıslah etmelidir. Hatta Kelime-i Tevhidin ikinci bölümünü yani Muhammed Allahın Resulüdür kısmını söylemeksizin sadece ilk kısmını ikrar eden kimselere rahmet ve merhamet bakışı ile bakmalıdır.”
Görüyorsunuz Fethullah Gülen’ın satırları net!
Eh fikir ne ise zikir de aynı oluyor ve Ezandan Muhammed Aleyhisselamı çıkarmaya Brüksel’den başlıyor!
Soruyorum Kelime-i Tevhidi inkâr eden birine Müslüman ve Mümin denilebilir mi?
Ve siz Fethullah Gülen’in ardına takılanlar, mahşer gününde bunun hesabını nasıl vereceksiniz!
Deniz Feneri’nden Kanal 7 Zirvesi’ne!
Adam Almanya’ya gidemiyor!
Niçin mi?
Deniz Feneri hırsızlığından tutuklanırım endişesi ile!
Dahası Türkiye’de de bu dava kapsamında yargıdadır ki Almanya’daki arkadaşları mahkum oldu! Böyle biri yani Zahit Akman Kanal 7’nin Genel Yayın Müdürü yapıldı!
Düşünün zekât hırsızlığı iddiası ile soruşturulan biri aklanmadan televizyon gibi milyonları etkileyecek bir iletişim kurumunun başına oturtuldu! Soruyorum Zahit Akman’ın hazırlatacağı haberlere ve programlara nasıl itimat edilebilir ya da kuşku olmaksızın izlenilebilir?
Zerre kuşkum yok bu atama Başbakan’a rağmen olamaz tersine ona sorulmuş ve izin alınmıştır! Tablo bu ise artık söylenecek söz kalmamıştır!
F Tipi Cemaat Türkçülüğün neresinde?
Vatan kavramına inanmıyorlar!
Tersine vatan seccademizi serdiğimiz yer diyorlar!
Peki, bunu diyenlerin Türkçülüğü olabilir mi?
Türklüğü kabul etmeyenin Türk dili diye bir derdi olabilir mi?
Neymiş efendim Türkçe olimpiyatları imiş!
Geçeceksiniz onu!
F Tipinin uluslararası okullarında eğitim dili Türkçe değil, İngilizcedir. Eğitim diliniz ne olursa o dil doğrultusunda yoğrulur ve düşünürsünüz. Dolayısı ile F Tipi yüz küsur ülkeye aslında ABD-İngiliz kültürünü ihraç ediyor.
Öyle olmasa CIA’den destek görmez, ABD’den maddi katkılar alamazdı!
Türkçe ders olayı ise ekstra yani seçmelidir ve bu dersi isteyen alıyor. Ülkemize getirilenler de kamuoyumuzu manipüle etmek içindir.
Dürüst olalım F Tipi okullar Türk bayraklı Amerikan okullarıdır!
Hem anlamıyorum, bu ülkede hala Türkçe bilmeyen Kürt kardeşlerimiz ve okulsuz köylerimiz varken F tipi neden okulu olmayan yerlere okul açmak ve Türkçe bilmeyenlere Türkçe öğretmek yerine ABD ile kol kola girip kıtalar arası dolaşıyor?
Kürtaj ve cinayet!
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Dönmez’i takdir ediyoruz ki, özellikle “Dinlerarası diyalog olmaz” beyanı alkışlanacak bir tavırdır ancak!
Prof. Dönmez’i sevmemiz onun her tutumunu onaylayacağımız anlamına gelmiyor!
Mesela Diyanet İşler Başkanı’nın kürtaj tartışmasına katılması kabul edilebilir değil çünkü bu siyasi bir tartışmadır ve Prof. Görmez’in buna dâhil olması kurumu siyasallaştırır yani Diyanet İşleri Başkanlığı AKP ile özdeşleştirilir!
Öyle ya AKP zinaya izin verir yani serbest bırakırken susacaksın, kürtaja set çekerken destek olacaksın bu kabul edilemez!
Soruyorum inancımıza göre kürtaj haram da zina helal mi? Değilse zina olayında neden suskun kalındı?
Diyanet İşler Başkanlığı gibi bir kurum çifte standarda gidemez ve iktidara yarayacak fetva ve açıklamaların içinde olamaz!
Yer: Belçika!
Belçika-Türk Dostluk ve Diyalog Derneği, Brüksel’in en büyük Kilisesi olan Sean Jean Baptiska’da bir gece düzenliyor.
Gece de Süleyman Erkişi isimli biri Ezan okuyor.
Aman Allah’ım, o da ne?
Ezandan Şanlı Peygamberimiz çıkarılıyor!
Nasıl mı?
Ezanda bulunan “Eşhedü Enne Muhammeden Resulullah - Şehadet ederim ki Muhammed Allah’ın Resulüdür) bölümü okunmuyor ve Ezan O’nsuz tamamlanıyor!
Peki, bu rezilliğin ardında kim mi var?
Organizasyonda Diyalog Derneği yani Dinlerarası Diyalogcular var ki onları F Tipinin temsil ettiğini bilmeyen yok!
Şanlı Peygamberimiz Hazreti Muhammed’siz Ezanın kilisede okunması yani orada toplanılması keza altı çizilmesi gereken bir başka garabettir!
Tam bu noktada bir parantez açalım ve Fethullah Gülen’in “Fasıldan Fasıla” isimli kitabından bir paragraf sunalım: “Herkes Kelime-i Tevhidi esas alarak çevresine bakışını yeniden gözden geçirmeli ve ıslah etmelidir. Hatta Kelime-i Tevhidin ikinci bölümünü yani Muhammed Allahın Resulüdür kısmını söylemeksizin sadece ilk kısmını ikrar eden kimselere rahmet ve merhamet bakışı ile bakmalıdır.”
Görüyorsunuz Fethullah Gülen’ın satırları net!
Eh fikir ne ise zikir de aynı oluyor ve Ezandan Muhammed Aleyhisselamı çıkarmaya Brüksel’den başlıyor!
Soruyorum Kelime-i Tevhidi inkâr eden birine Müslüman ve Mümin denilebilir mi?
Ve siz Fethullah Gülen’in ardına takılanlar, mahşer gününde bunun hesabını nasıl vereceksiniz!
Deniz Feneri’nden Kanal 7 Zirvesi’ne!
Adam Almanya’ya gidemiyor!
Niçin mi?
Deniz Feneri hırsızlığından tutuklanırım endişesi ile!
Dahası Türkiye’de de bu dava kapsamında yargıdadır ki Almanya’daki arkadaşları mahkum oldu! Böyle biri yani Zahit Akman Kanal 7’nin Genel Yayın Müdürü yapıldı!
Düşünün zekât hırsızlığı iddiası ile soruşturulan biri aklanmadan televizyon gibi milyonları etkileyecek bir iletişim kurumunun başına oturtuldu! Soruyorum Zahit Akman’ın hazırlatacağı haberlere ve programlara nasıl itimat edilebilir ya da kuşku olmaksızın izlenilebilir?
Zerre kuşkum yok bu atama Başbakan’a rağmen olamaz tersine ona sorulmuş ve izin alınmıştır! Tablo bu ise artık söylenecek söz kalmamıştır!
F Tipi Cemaat Türkçülüğün neresinde?
Vatan kavramına inanmıyorlar!
Tersine vatan seccademizi serdiğimiz yer diyorlar!
Peki, bunu diyenlerin Türkçülüğü olabilir mi?
Türklüğü kabul etmeyenin Türk dili diye bir derdi olabilir mi?
Neymiş efendim Türkçe olimpiyatları imiş!
Geçeceksiniz onu!
F Tipinin uluslararası okullarında eğitim dili Türkçe değil, İngilizcedir. Eğitim diliniz ne olursa o dil doğrultusunda yoğrulur ve düşünürsünüz. Dolayısı ile F Tipi yüz küsur ülkeye aslında ABD-İngiliz kültürünü ihraç ediyor.
Öyle olmasa CIA’den destek görmez, ABD’den maddi katkılar alamazdı!
Türkçe ders olayı ise ekstra yani seçmelidir ve bu dersi isteyen alıyor. Ülkemize getirilenler de kamuoyumuzu manipüle etmek içindir.
Dürüst olalım F Tipi okullar Türk bayraklı Amerikan okullarıdır!
Hem anlamıyorum, bu ülkede hala Türkçe bilmeyen Kürt kardeşlerimiz ve okulsuz köylerimiz varken F tipi neden okulu olmayan yerlere okul açmak ve Türkçe bilmeyenlere Türkçe öğretmek yerine ABD ile kol kola girip kıtalar arası dolaşıyor?
Kürtaj ve cinayet!
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Dönmez’i takdir ediyoruz ki, özellikle “Dinlerarası diyalog olmaz” beyanı alkışlanacak bir tavırdır ancak!
Prof. Dönmez’i sevmemiz onun her tutumunu onaylayacağımız anlamına gelmiyor!
Mesela Diyanet İşler Başkanı’nın kürtaj tartışmasına katılması kabul edilebilir değil çünkü bu siyasi bir tartışmadır ve Prof. Görmez’in buna dâhil olması kurumu siyasallaştırır yani Diyanet İşleri Başkanlığı AKP ile özdeşleştirilir!
Öyle ya AKP zinaya izin verir yani serbest bırakırken susacaksın, kürtaja set çekerken destek olacaksın bu kabul edilemez!
Soruyorum inancımıza göre kürtaj haram da zina helal mi? Değilse zina olayında neden suskun kalındı?
Diyanet İşler Başkanlığı gibi bir kurum çifte standarda gidemez ve iktidara yarayacak fetva ve açıklamaların içinde olamaz!