Bismihi Teala
Kelime, anlam ve amel olarak güzeldir. Allah tebareke ve teala ‘nın ve O’nun en son Resülü, Resulullah’ ın Ehli-Beyt’ i ve bu çizgiyi sürdüren her alimin isteği arzusu iblise şeytana ve onun orduları olan Allah düşmanlarına karşı birlik ( vahdet) oluşturmaktır. Bunun söylemi güzel tadı hoş kokusu miski amberdir. Ama ne yazık ki uygulamada bu böyle olmamıştır. Özellikle bugün halkı Müslüman olan coğrafyanın bu vahdete her zamandakinden daha çok ihtiyacı vardır. Müslüman halklar bu vahdete ihtiyaç duymaktadırlar. Ancak bazı nedenler bu vahdete engel teşkil etmektedirler. İstisnalar hariç İslam coğrafyasındaki iktidarlar (bağımsızlık yönünde) rüştünü ispatlamış değiller. Her bir coğrafyanın iktidar sahipleri ya ABD’nin ya AB ‘ in ya da Emperyalist bir ülkenin işbirlikçileri durumundadır. Böyle olunca emperyalist güçler ve onların yerli işbirlikçileri Müslümanların vahdetini elbette istemezler.
Müslümanların vahdetini engelliyen bir başka neden ehli sünnet coğrafyasında Mahmut Şeltut, Muhammed ebu Zehra ve Muhammed İkbal gibi İslami derinliklere vakıf olmayan, dar düşünen, geleneksel alimler ve bu alimlerin tek merkezli olmayışları ve de emperyalizmin yerli işbirlikçileri ile beraber hareket etmeleridir. Örneğin Yusuf El –Kardavi ve benzerleri gibi. Bir başka sebep yıllardan beridir İslam adına hareket edip halkı Müslüman olan coğrafyada terör estirmeleridir.
Diğer bir sebep te diğer coğrafyalarda yaşayan Ehli-Beyt mektebine mensup bazı mollaların ülke insanları ile diyalogsuz olmaları ve rehberiyet makamının söz ve söylemlerine göre hareket etmemeleridir.
Bir başka sebep Emperyalist ve onların yerli işbirlikçisi medyanın sık sık mezhebi konuları gündeme taşımaları da vahdete engel teşkil etmektedir. Bu nedenle halkı Müslüman olan coğrafyada çok güçlü vahdete vurgu yapacak medyaya ihtiyaç vardır. Çözüm yollarından bir tanesi de her mezhep kendi içinde vahdeti oluşturarak iç sürtüşme ve çatışmaları ortadan kaldırmalıdır. Ortaya çıkacak tek seslilikle farklı mezhepler arasında vahdeti oluşturmak mümkün olacaktır. Yukarıda belirttiğimiz hususlar oluşturulduğu zaman elbette Vahdet olacaktır. İşte o zaman Müslümanlar izzet bulacak, düşmanları ise zelil olacaktır.
Maide 55 ayette yüce yaratanın bize tanıttıkları velilerin bayrağı altında toplandığımız gün . Ümmet olarak vahdete nail olacağız inşallah.
Vahdet haftası münasebeti ile vahdet için kalbi yanık olan Müslümanlara Resulullahın veladet hayırlara vesile olmasını Allah Azze ve Celle den niyaz ederim.
Ahmet Muhtar
Kelime, anlam ve amel olarak güzeldir. Allah tebareke ve teala ‘nın ve O’nun en son Resülü, Resulullah’ ın Ehli-Beyt’ i ve bu çizgiyi sürdüren her alimin isteği arzusu iblise şeytana ve onun orduları olan Allah düşmanlarına karşı birlik ( vahdet) oluşturmaktır. Bunun söylemi güzel tadı hoş kokusu miski amberdir. Ama ne yazık ki uygulamada bu böyle olmamıştır. Özellikle bugün halkı Müslüman olan coğrafyanın bu vahdete her zamandakinden daha çok ihtiyacı vardır. Müslüman halklar bu vahdete ihtiyaç duymaktadırlar. Ancak bazı nedenler bu vahdete engel teşkil etmektedirler. İstisnalar hariç İslam coğrafyasındaki iktidarlar (bağımsızlık yönünde) rüştünü ispatlamış değiller. Her bir coğrafyanın iktidar sahipleri ya ABD’nin ya AB ‘ in ya da Emperyalist bir ülkenin işbirlikçileri durumundadır. Böyle olunca emperyalist güçler ve onların yerli işbirlikçileri Müslümanların vahdetini elbette istemezler.
Müslümanların vahdetini engelliyen bir başka neden ehli sünnet coğrafyasında Mahmut Şeltut, Muhammed ebu Zehra ve Muhammed İkbal gibi İslami derinliklere vakıf olmayan, dar düşünen, geleneksel alimler ve bu alimlerin tek merkezli olmayışları ve de emperyalizmin yerli işbirlikçileri ile beraber hareket etmeleridir. Örneğin Yusuf El –Kardavi ve benzerleri gibi. Bir başka sebep yıllardan beridir İslam adına hareket edip halkı Müslüman olan coğrafyada terör estirmeleridir.
Diğer bir sebep te diğer coğrafyalarda yaşayan Ehli-Beyt mektebine mensup bazı mollaların ülke insanları ile diyalogsuz olmaları ve rehberiyet makamının söz ve söylemlerine göre hareket etmemeleridir.
Bir başka sebep Emperyalist ve onların yerli işbirlikçisi medyanın sık sık mezhebi konuları gündeme taşımaları da vahdete engel teşkil etmektedir. Bu nedenle halkı Müslüman olan coğrafyada çok güçlü vahdete vurgu yapacak medyaya ihtiyaç vardır. Çözüm yollarından bir tanesi de her mezhep kendi içinde vahdeti oluşturarak iç sürtüşme ve çatışmaları ortadan kaldırmalıdır. Ortaya çıkacak tek seslilikle farklı mezhepler arasında vahdeti oluşturmak mümkün olacaktır. Yukarıda belirttiğimiz hususlar oluşturulduğu zaman elbette Vahdet olacaktır. İşte o zaman Müslümanlar izzet bulacak, düşmanları ise zelil olacaktır.
Maide 55 ayette yüce yaratanın bize tanıttıkları velilerin bayrağı altında toplandığımız gün . Ümmet olarak vahdete nail olacağız inşallah.
Vahdet haftası münasebeti ile vahdet için kalbi yanık olan Müslümanlara Resulullahın veladet hayırlara vesile olmasını Allah Azze ve Celle den niyaz ederim.
Ahmet Muhtar