“İlim bir noktadır onu cahiller çoğalttı.” Noktayı anlamak için cahiller soru sorup cevap arayarak , buldukları cevapları naklederek , ilmi çoğaltmış ama aslında noktayı bu keşmekeş arkasına bilmeyerek gizlemişler. Tüm bu keşmekeşi bilip de bilmezden gelerek , noktaya yönelirsek , nokta nedir?
İbn-i Arabi “1” hakkında , her sayı bir sayısının katlarından oluşur , der. Dolayısıyla hangi sayıyı ele alırsanız alın bu aslında “bir”dir. Bu düşünceden yola çıkarak , her çizgi ve yazı , noktalardan oluşur. O halde ilim kirliliği denecek kadar soru ve cevabın bulunduğu bu alemde , aslolan noktadır. Vahdetin sayıda ifadesi ile , yazıda ifadesi arasında fark olmasa gerek. “Doğru , sayısız noktaların birleşmesinden oluşur.” Bir/nokta = Allah’a dair olan ilim , dersek uzak bir ihtimal üzerinde durmuş olmayız. Bu fikrin doğru olduğunu var sayarsak , Allah’a dair ilim nedir diye sormak gerekir. Allah’ın sıfatlarını sayabilmek mi? Allah’ın sıfatlarının kendimizde tecellisine çalışmak mı? Allah’ın sıfatlarını kâinatta gözlemlemek , bizde bu sıfatların eksikliğinin bilincine vararak “nefsini bilen Rabb’ini bilir” düsturuyla haddi bilmek mi?
Yoksa kınanan Yahudilerin yaptıkları gibi “çok soru sorup helâke sebep olmak”tan kaçınıp , sadece ve sadece “teslimiyet”mi? Eğer nokta bu ise , kocakarı imanının övülmesini anlamak daha kolay. Size selam olsun Gazâlî ve Mevlânâ. İlimde ulaştığı seviyeden sonra kitaplarını suya atıp da sadece teslim olanlara selam olsun. Soru sormak cevap aramaksızın sadece “emrolunduğu gibi dosdoğru” olanlara selam olsun. Her sorunun bir şüphe , her cevabın şüpheye dair bir ispat olduğunu anlayanlara selam olsun. Veylll.. Ya veylena…..
Elif..
İbn-i Arabi “1” hakkında , her sayı bir sayısının katlarından oluşur , der. Dolayısıyla hangi sayıyı ele alırsanız alın bu aslında “bir”dir. Bu düşünceden yola çıkarak , her çizgi ve yazı , noktalardan oluşur. O halde ilim kirliliği denecek kadar soru ve cevabın bulunduğu bu alemde , aslolan noktadır. Vahdetin sayıda ifadesi ile , yazıda ifadesi arasında fark olmasa gerek. “Doğru , sayısız noktaların birleşmesinden oluşur.” Bir/nokta = Allah’a dair olan ilim , dersek uzak bir ihtimal üzerinde durmuş olmayız. Bu fikrin doğru olduğunu var sayarsak , Allah’a dair ilim nedir diye sormak gerekir. Allah’ın sıfatlarını sayabilmek mi? Allah’ın sıfatlarının kendimizde tecellisine çalışmak mı? Allah’ın sıfatlarını kâinatta gözlemlemek , bizde bu sıfatların eksikliğinin bilincine vararak “nefsini bilen Rabb’ini bilir” düsturuyla haddi bilmek mi?
Yoksa kınanan Yahudilerin yaptıkları gibi “çok soru sorup helâke sebep olmak”tan kaçınıp , sadece ve sadece “teslimiyet”mi? Eğer nokta bu ise , kocakarı imanının övülmesini anlamak daha kolay. Size selam olsun Gazâlî ve Mevlânâ. İlimde ulaştığı seviyeden sonra kitaplarını suya atıp da sadece teslim olanlara selam olsun. Soru sormak cevap aramaksızın sadece “emrolunduğu gibi dosdoğru” olanlara selam olsun. Her sorunun bir şüphe , her cevabın şüpheye dair bir ispat olduğunu anlayanlara selam olsun. Veylll.. Ya veylena…..
Elif..
Yorum