Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

İslam Düşmanlarının Vahiy Evine Hücumu

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    İslam Düşmanlarının Vahiy Evine Hücumu



    İslam Düşmanlarının Vahiy Evine Hücumu

    Küfür kuvvetleri, vahiy evini sarmış ve Yüce İslam Peygamberi'ni (saa) parça parça etmek için hamle emrini bekliyorlardı. Bazıları bu işin gece yarısı yapılmasını istiyorlardı. Fakat Ebu Leheb: "Evde çoluk çocuk var, karanlıkta onlar da bir zarar görebilirler." diyerek mani oldu.

    Bazıları, bu gecikmenin sebebini şöyle açıklamışlardır: Yüce İslam Peygamberi (saa) gün ışığında Benî Haşim'in gözleri önünde öldürmek istiyorlardı; ta ki Benî Haşim katilin belli bir kişi olmadığını görsün.

    Nihayet gecenin kara perdeleri ortadan kalktı ve fecr-i sadık ufuğun göğsünü yararak ortaya çıktı. Müşrikler, acaip bir heyecan ve içindeydiler. Az sonra hedeflerine ulaşacaklarını sanıyorlardı. Ellerinde kılıç, özel bir heyecan ve seviçle Yüce İslam Peygamberi'nin (saa) odasına girdiler. O sırada 1. İmam Emir'ul Mumin Hz. Ali (as) efendimiz üzerindeki yeşil abayı açarak ayağa kalktı ve son derece soğukkanlılıkla: "Ne istiyorsunuz?" dedi. "Muhammed'i arıyoruz, o nerededir?" dediler. Ali (as) "Onu, bana mı teslim etmiştiniz ki, şimdi benden istiyorsunuz?" şekli ile cevap verdi.

    Düşman askerleri sinir küplerine binmiş, adeta boğazları tıkanmıştı. Sabaha kadar beklediklerine de çok pişman idiler ve suçu Ebu Leheb'in boynuna yıkıyorlardı.

    Kureyşliler, planlarının suya düşmesinden ve açık bir hezimete uğramalarından dolayı çok öfkelenmiş, Yüce İslam Peygamberi'ne (saa) karşı olan hınçları daha bir artmıştı. Fakat henüz geç değildi. Muhammed ya Mekke'de saklanmış olmalıydı yahut da Medine yolundaydı; henüz ellerinden kurtulmuş sayılmazdı.

    KUREYŞ PEYGAMBER EFENDIMIZI (SAA) ARIYOR

    Peygamber efendimizi (saa) daha çok Mekke’nin kuzey kesimlerinde arıyorlardı. Oysa Peygamber efendimiz (saa), onları şaşırtmak için Mekke'nin güneyine gitmiş, Sevr mağarasına saklanmıştı İslam Peygamberi'nin (saa) ayak izini çok iyi tanıyan Ebu Kürz, ayak izlerini takip ederek mağaranın yakınlarına kadar gitmiş; "O, buraya kadar gelmiştir, mağaraya saklanmış olabilir, içinizden biri gitsin mağaraya baksın." demişti.

    Bazıları mağaranın önüne kadar gittiler. Fakat mağaranın kapısına örümcekler ağ germişti; güvercinler orada yumurtlamışlardı. Bu durumu görünce: "Buraya insanoğlu girmişe benzemiyor!" diyerek geri döndüler.

    Arama çalışmaları üç gün devam etti. Üç gün den sonra İslam Peygamberi'ni (saa) bulmaktan me'yus olunca da yerlerine oturdular.

    HAKİKAT UĞRUNA FEDAKÂRLIK

    Tarihin bu sayfasındaki önemli olan nokta, Hz. Ali'nin (a.s) hakikat uğruna fedakârlığı, ona aşık olan kişilerin sıfatlarındandır. Sadece hakikati diriltme uğruna can, mal ve şahsiyet gibi bütün maddi ve manevi sermayelerinden geçen kimseler, "Hakikat Âşıkları " safında yer alabilirler.

    O heyecanlı gece de Ali (as) İslam Peygamberi'nin (saa) yatağında yatması, onun ne denli hakikat aşığı olduğunu göstermektedir. Bu tehlikeli işe ikdam etmesinin tek nedeni, toplumun saadetini içeren din-i mübin'in bekası idi.

    Âlemlerin Rabbi (cc), Kur'an-ı Kerim de bu fedakârlığı övmüş, onu Allah’ın (cc) rızasını kazanmak için bir muamele olarak nitelendirmiştir. Müfessirlerin bir çoğunun nakline göre şu ayet bu husus ile nazil olmuştur: "İnsanlar icinde öylesi de vardır ki, Cenab-ı Allah'ın rızasını kazanmak için nefsini (canını satar). Allah (cc), kullarına çok merhametlidir."

    Bu amel, öyle bir öneme sahiptir ki, büyük İslam âlimleri, onu Ali (as)'in en büyük faziletleri arasında saymışlardır.
    Fakat güneş her zaman için bulutlar arkasında kalamıyacağı gibi hakikatler de bir gün ortaya çıkar.

    Muaviye’nin (la), nübüvvet hanedanı, özellikle de Ali (as)’a karşı düşmanlığı hiç bir kimseye gizli kalmış değildir. O, sahabeden bazısını satın alarak yalan hadisler uydurmuş ve bu ameliyle tarihin parlak sayfalarını karalamak istemişti, fakat buna asla muvaffak olamadı.


    Kaynak: Furug-i Ebediyyet (Ebediyet Nuru) - Büyük Taklit Mercii Ayetullah'il Uzma Hacı Şeyh Hz. Cafer Subhani (ra)
    Tevekkülle elde edilen sırlar; bir tek yakîn haddini bilenlere mahsustur.

    Hakikî Şialarımız da yakîn sınırını koruyanlardır, ki onlardan «Allah'ın varlığı sayesinde hiçbir şeyden korkmamaları»nı bekleriz!


    İmam Cafer-i Sadık (a.s)
YUKARI ÇIK
Çalışıyor...