Ynt: HZ.Mevlana'dan: Nat-ı ALİ
bunu burda hz. Meryem s.a.'ya mabedde cennetten gelen yiyecekler için kullandım. onlar kendiliğinden ya da rüzgarla geliyor değillerdi. getiren biri var idi.. evet Allah katındandı ama Allah görülmeyen aracılarla onu gönderdi. görünmeyen aracıları biz dünya kalıplarına hapsolunmuş zihinler göremiyoruz. oysa ki bunların melekler ya da melekler gibi iş gören diğer varlıklar aracılığıyla taşındığını biliyoruz. Allah varlıklar alemine direkt müdahale edebildiği gibi aracılarla da müdahale etmektedir.
Mevlana na't-ı Ali (a.s.)da bu olayı cennetten o yiyecekleri Hz. Meryem'e getiren a.s.'ın nuru idi diyor. tabi bu benim anladığım.. ve İsa a.s. babadan gelen bir etki ile değil bu yiyeceklerle var oldu. Cennetten gelen bu yiyecekler Hz. Meryem'in pak vücudunda İsa a.s.'ı oluşturdu.
bunun Kur'an'dan delili de vardır ki böylece olay Mevlana şayet bizim dediğimiz anlamı kastettiyse böylece bu anlam Kur'an'la da uyum içinde ve onaylanmış oluyor ki şöyledir.
Şüphesiz Allah katında (yaratılışları bakımından) İsa’nın durumu, Âdem’in durumu gibidir: Onu topraktan yarattı. Sonra ona “ol” dedi. O da hemen oluverdi. Al-i İmran 59.
adem a.s. da babasız yaratıldı. cennette yaratıldı. cennet toprağından yaratıldı. İsa a.s. da Meryem s.a.'ya cennetten gelen meyvelerden Meryem s.a.'nın pak vücudunda meydana geldi (yaratıldı). böylece her ikisi de cennet toprağından yaratılmış olmaktadır..
burda başı olmayan sonsuz nur (Peygamberimiz s.a.a. ile Ali a.s.'ın bitişik haldeki nurları) tüm zamanlar boyunca dünyada Allah'ın izniyle O'nun muradı yerine gelsin sebepler dünyasında halkolunsun diye tasarrufta bulunmaktadırlar. ki bu hadislerde de Na'tı Ali (a.s.)da da geçmektedir. Meleklerin dünya/tabiat işlerini yapmaları ile Nur'u Muhammedi'nin iş yapması anlaşılması zor işlerden değildir.. ve bunların Muhammed s.a.a. ve Ali a.s.'ın, Allah'ın sıfatlarını ihlal şeklinde anlaşılmalarıyla alakası yoktur. Meleklerin bizim gibi mekan ve zamanla kayıtlı/sınırlı olmamalarına inanmamız onları Allah'a eş koşmamız ya da Allah'ın sıfatılarını onlarda görmemiz anlamına mı gelmekte, tabi ki hayır.. bu da onun gibi...
bunu burda hz. Meryem s.a.'ya mabedde cennetten gelen yiyecekler için kullandım. onlar kendiliğinden ya da rüzgarla geliyor değillerdi. getiren biri var idi.. evet Allah katındandı ama Allah görülmeyen aracılarla onu gönderdi. görünmeyen aracıları biz dünya kalıplarına hapsolunmuş zihinler göremiyoruz. oysa ki bunların melekler ya da melekler gibi iş gören diğer varlıklar aracılığıyla taşındığını biliyoruz. Allah varlıklar alemine direkt müdahale edebildiği gibi aracılarla da müdahale etmektedir.
Mevlana na't-ı Ali (a.s.)da bu olayı cennetten o yiyecekleri Hz. Meryem'e getiren a.s.'ın nuru idi diyor. tabi bu benim anladığım.. ve İsa a.s. babadan gelen bir etki ile değil bu yiyeceklerle var oldu. Cennetten gelen bu yiyecekler Hz. Meryem'in pak vücudunda İsa a.s.'ı oluşturdu.
bunun Kur'an'dan delili de vardır ki böylece olay Mevlana şayet bizim dediğimiz anlamı kastettiyse böylece bu anlam Kur'an'la da uyum içinde ve onaylanmış oluyor ki şöyledir.
Şüphesiz Allah katında (yaratılışları bakımından) İsa’nın durumu, Âdem’in durumu gibidir: Onu topraktan yarattı. Sonra ona “ol” dedi. O da hemen oluverdi. Al-i İmran 59.
adem a.s. da babasız yaratıldı. cennette yaratıldı. cennet toprağından yaratıldı. İsa a.s. da Meryem s.a.'ya cennetten gelen meyvelerden Meryem s.a.'nın pak vücudunda meydana geldi (yaratıldı). böylece her ikisi de cennet toprağından yaratılmış olmaktadır..
burda başı olmayan sonsuz nur (Peygamberimiz s.a.a. ile Ali a.s.'ın bitişik haldeki nurları) tüm zamanlar boyunca dünyada Allah'ın izniyle O'nun muradı yerine gelsin sebepler dünyasında halkolunsun diye tasarrufta bulunmaktadırlar. ki bu hadislerde de Na'tı Ali (a.s.)da da geçmektedir. Meleklerin dünya/tabiat işlerini yapmaları ile Nur'u Muhammedi'nin iş yapması anlaşılması zor işlerden değildir.. ve bunların Muhammed s.a.a. ve Ali a.s.'ın, Allah'ın sıfatlarını ihlal şeklinde anlaşılmalarıyla alakası yoktur. Meleklerin bizim gibi mekan ve zamanla kayıtlı/sınırlı olmamalarına inanmamız onları Allah'a eş koşmamız ya da Allah'ın sıfatılarını onlarda görmemiz anlamına mı gelmekte, tabi ki hayır.. bu da onun gibi...
Yorum