Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

HZ. ALİ A.S'IN ALLAH KATINDA Kİ DEĞERİ

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    HZ. ALİ A.S'IN ALLAH KATINDA Kİ DEĞERİ

    AŞAĞIDA AKTARACAĞIM RİVAYET KÜTÜBÜ SİTTE İMAMLARINDAN OLAN İMAM NESEİ'NİN ES SÜNENÜL KÜBRA İSİMLİ ESERİNDEN 7. CİLDİNİN 577. SAYFASINDAN ALINTIDIR.

    [img height=600 width=760]http://f1212.hizliresim.com/14/y/hg32j.jpg[/img]

    #2
    Ynt: HZ. ALİ A.S'IN ALLAH KATINDA Kİ DEĞERİ

    İbni Abdül Ber “İstiab”, İbni Sa’d “Tabakat” ve İbni Kuteybe “Maarif” adlı kitaplarında, Sa’sa’a Bin Suhan’ın alim, fazıl, sadık ve dindar kişi olduğunu yazarlar.)Kufe’nin ünlü hatiplerinden Sa’sa’a Bin Suhan, İbni Abbas’a dayanarak şöyle rivayet eder:
    “Sa’sa’a İbin Suhan, imam Ali’ye (a.s) der ki: Ahberni, ente efdal em Adem? Bana haber ver, sen mi efdalsın (büyük, değerli) yoksa (peygamber) Adem mi?
    Hazret-i Ali (a.s): İnsanın kendisini övmesi kabihtir. Fakat, ‘Allah’ın sana verdiği nimetleri say’ buyurulduğu için söyleyeyim: Ben, Adem’den efdalım.
    Sa’sa’a Bin Suhan: Ya Emir’ül Mü’min’in, hangi delille Adem’den efdalsin?
    Hazret-i Ali (a.s): Adem, cennetteydi, fakat buğdaydan yemesi yasaklanmıştı, yasak olan buğdaydan yedi, hakkın rahmeti civarından ve cennetten kovuldu. Fakat, Cenabı Hak, beni buğday yemekten men etmemiş, yasaklamamıştır. Ben, kendi irademe göre dünya ile alakam olmadığı için buğday yemedim. Herkesin yasaklanan şeyden çekinmesi lazımdır.”
    “Sa’sa’a Bin Suhan: Ente efdal en Nuh? Sen mi efdalsın yoksa (peygamber) Nuh mu?
    Hazret-i Ali (a.s): Kale ene efdal min Nuh. Ben, Nuh’tan daha efdalım.
    Sa’sa’a Bin Suhan: Lem zalik? Niçin, sen Nuh’tan daha efdalsın?
    Hazret-i Ali (a.s): Nuh, kendi tarafını Allah tarafına davet ediyordu, itaat etmediler, ona eziyet ettiler. Nuh peygamber mecbur oldu, onlara nifrin (lanet) etti. Fakat ben, Hatemül Enbiya’dan sonra bu ümmetten gördüğüm eziyetlere, sademelere rağmen asla onlara nifrin (lanet) etmedim.
    İmam Ali (a.s), Nehc-ül Beleğa’nın “Şıkşıkıyye” hutbesinde buyuruyor ki: “Gözüme diken batmış, boğazımda kemik kalmış gibi olmama rağmen sabrettim.”
    “Sa’sa’a Bin Suhan: Ente efdal em İbrahimü? Sen mi efdalsın yoksa (peygamber) İbrahim mi?
    Hz. Ali (a.s): Kale, ene efdal min İbrahimü. Ben, İbrahim’den daha efdalım.
    Sa’sa’a Bin Suhan: Lem zalik? Siz, niçin İbrahim’den daha efdalsınız?
    Hz. Ali (a.s): İbrahim (a.s) buyurdu ki:“Kale İbrahimü, rebbi erini keyfe tuhil mevta.Kale, evelem temin?Kale, bela, velakin biyetmeinne kalbi” ‘Rabbim, bana göster, sen ölüleri nasıl diriltiyorsun!?’Cenab-ı Hak buyurdu: ‘Bana, inanmıyor musun?’Cevap verdi: ‘İnanıyorum, fakat kalbime itminan gelsin diye söyledim...’,Fakat, benim imanım o dereceye erişti ki ‘Lev keşfel kata ma ezeddet yakinen’, yani: Perdeler yukarı kalksa, hicap keşfolunsa bile benim yakinim, inancım artmayacaktır.”
    Sa’sa’a Bin Suhan: “Onun derecesinin yüceliği o kadar ki Hakku-l Yakine varmıştı.”
    “Sa’sa’a Bin Suhan: Ente efdal em Musa? Sen mi efdalsın yoksa (peygamber) Musa mı?
    Hz. Ali (a.s): Kale, ene efdal min Musa. Ben, Musa’dan daha efdalım.”Sa’sa’a Bin Suhan: Lem zalik? Siz, niçin Musa’dan daha efdalsınız?Hz. Ali (a.s): Allah, onu, memur ederek ‘git Fir’avn’u davet et’ dedi, çünkü Fir’avn, tuğyan halindedir.” “İzhep ila Fir’avne innehü teğa” Cenab-ı Hak, Musa’ya, Mısır’a gitmesi için emir buyurdu, Musa cevap verdi: “İnni kateltü minhüm nefsen fe ehafe enyektilüne ve ahi narune hüve efsehu minni lisanen fe erselehu ma’iyye redden yusaddikeni inni ehafü en yükezzibun”“Ya rab, ben onlardan bir kişi öldürdüm, korkuyorum ki kinlerinden dolayı ve kan davasından dolayı beni öldürürler, bununla beraber, risalette başka çarem yoksa, kardeşim Harun’un natıkası benden üstün, benden fasihtir, risalette onu bana şerik yap ki beni tasdik etsinler”Ancak, benim Mekke’ye gitmemi Allah emredince, ki orada hiç bir aile yoktu ki babası, kardeşi veya amcası, ya da akrabasından biri benim elimle ölmüş olmasın.Bununla beraber, ben hiç bir korku duymadım Allah’a itaat ettim, ve Ebu Bekir’in elinden Beraat suresini alarak tek başıma Mekke’ye gittim. Düşmanların arasına ve Kabe’yi Muazzeme’nin damı üzerine çıkarak korkmadan Beraat suresini okudum.”
    Sa’sa’a Bin Suhan: “Şahsın fazileti Allah’a tevekkülle olur. Kimin tevekkülü fazla ise fazileti daha çok olur. Musa, kardeşine dayandı ve inandı. Fakat Emir’ül Mü’minin Allah’a dayandı ve ona itimad etti.”
    “Sa’sa’a Bin Suhan: Ente efdal em İsa? Sen mi efdalsın yoksa (peygamber) İsa mı?
    Hz. Ali (a.s): Kale, ene efdal min İsa. Ben, İsa’dan daha efdalım.Sa’sa’a Bin Suhan: Lem zalik? Siz, niçin İsa’dan daha efdalsınız?Hz. Ali (a.s): Meryem anamız, Allah’ın emriyle hamile kaldıktan sonra, doğum anı yaklaşınca kendisine vahy geldi: “Ki uhrici anil beyt fe inne haze beytül ibade la beytül velade” “Mukaddes evden dışarı çık ya Meryem, çünkü burası ibadet mahallidir, doğum evi değildir.” Meryem, Beytül Mukaddes’ten dışarı çıktı. Çölde kuru bir ağacın altında İsa dünyaya geldi. Ama, benim annem Fatıma Binti Eset, doğum hali gelince Mescüdül Haram’ın ortasındaydı, arz etti: İlahi, bu beyt’in, Kabe’nin sahibi hakkı için benim doğum ağrımı kolaylaştır. Beyt’in duvarı aynı saatte yarıldı, annem Fatıma: “Ya Fatıma uhdulül beyt” “Ya Fatıma içeri gir” diye bir ses duyunca, hemen Beytullah’ın içine girdi. Ben, Beytüllah’ın içinde dünyaya geldim. Bu emirden anlaşılıyor ki, İsa’nın, Beytül Mukaddes’te doğmasına Cenab-ı hak razı olmamıştır, fakat Beytül Mukaddes’ten üstün olan Kabe’de benin doğmamı Cenab-ı Hak istedi.”
    Sa’sa’a Bin Suhan: “Fatıma’nın ve Ali’nin Şerafeti bundan malum oluyor.”

    Yorum


      #3
      Ynt: HZ. ALİ A.S'IN ALLAH KATINDA Kİ DEĞERİ

      Allah razı olsun, Ehlibeyt, hazreti Muhammed'den(saa) sonra yaratılmış ve yaratılacakların en büyükleridir.

      Yorum


        #4
        Ynt: HZ. ALİ A.S'IN ALLAH KATINDA Kİ DEĞERİ

        Sünniler bu makamı kabul etmiyorlar. Bir kısmı vaktinde Mevlana gibi anlamaya görmeye gücü yetmiyor. Sonradan Allah ona Şems'i gönderiyor O da onu öğretiyor. Yani bu makamı görmeye vaktinde Mevlana'nın bile gücü yetmemiş. Sünnilerin çoğu gücü yetmediğinden bu makamı kabul etmiyor. Ama kalan kısmı ki bunlar da az değil tahminen anlıyor gerçeği ama münafık ya kalbi Hz. Ali'yi sevmiyor hatta kıskanıyor(buğz etme duygusu buna dönüşmüştür bu zamanda İmamımızın dürüstlüğü, zirve yiğitliği, kısacası Bazılarının onu Allah zannedecek kadar yüce faziletlerinin olması).
        Ben sünni arkadaşlarıma bu makamı konusu gelince söylerim itiraz etmezler yani. İşin acabası kalıyor gibi duruyor onlarda o bende de oluyor zira akıl ve kalp hep aynı fikirde olmaz. Ama kalbe güven huzur ve sükunet veren bilgi gerçektir. Bu bilgi de o bilgi. Sırf sünni kaynaklarla bile ispatlanır bu.

        Yorum

        YUKARI ÇIK
        Çalışıyor...
        X