İMAM ALİ'nin (a.s) KUR'AN'DAKİ FAZİLETLERİ
KUR'ÂN AYETLERİNDE İMÂM ALİ'NİN (A.S) FAZİLETLERİ
214- İbn Abbâs'tan şöyle rivâyet edilmiştir: "Sen ancak korkutucusun ve her kavmin bir hidâyet edicisi vardır."[241] âyeti nazil olduğunda Peygamber (s.a.a): 'Ben korkutucuyum ve Ali hâdidir (hidâyet edici). Ey Ali benden sonra hidâyet arayanlar, seninle hidâyet bulacaklardır."[242]
215- İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s): "ALLAH, sizin için kolaylığı istemektedir zorluğu değil."[243] âyetinin tefsirinde şöyle nakledilmiştir: "Söz konusu kolaylık, Emirü'l-Mümi-nin Ali b. Ebî Tâlib'dir (a.s)."[244]
216- İmâm Rızâ (a.s) ve babaları kanalıyla Hz. Ali'den (a.s) şöyle nakledilmiştir; buyurdu: "Öne geçenlerin öne geçeni; onlardır (ALLAH'a) yakınlaşmış olanlar.'[245] âyeti benim hakkımda nazil olmuştur."[246]
217- İmâm Rızâ (a.s) kanalıyla babalarından, Resulul-lah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Onlar ki, mallarını gece ve gündüz, gizli ve açıktan infak ediyorlar…'[247] âyeti Ali hakkında nazil olmuştur."[248]
218- İmâm MUHAMMED Bâkır (a.s): "Mallarını ALLAH'ın rızâsını kazanmak için infak edenlerin misali…'[249] âyeti Ali (a.s) hakkında inmiştir."[250]
219- İmâm MUHAMMED Bâkır'dan (a.s) "Onlar hayırlarda yarışırlar…"[251] âyetinin tefsirinde şöyle nakledilmiştir; buyurdu: "Ali b. Abî Tâlib'i (a.s) kimse geçememiştir."[252]
220- Senetli bir şekilde Resulullah'tan (s.a.a) "…Ve müminlerin sâlihi"[253] âyetinin tefsirinde şöyle nakledilmiştir; buyurdu: "O (müminlerin sâlihi), Ali b. Ebî Tâlib'dir."[254]
221- Ebû Basîr, İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) "O kitapta hiçbir şüphe yoktur."[255] âyetinin tefsirinde şöyle nakletmiştir: "Kitap Ali'dir, onda şüphe yoktur; 'Muttakiler için hidâyettir."[256]
222- Câbir Cu'fî'den, senetli bir şekilde nakledilmiştir: "İmâm MUHAMMED Bâkır'a (a.s) "ALLAH (azze ve celle)'nin 'Kim Rabb'inin zikrinden yüz çevirirse, onu çetin bir azaba müptela eder.'[257] buyruğu hakkında sordum, şöyle buyurdu: 'Kim Ali'den yüz çevirirse, çetin bir azaba yakalanır ve o en şiddetli azaptır."[258]
223- Birkaç vasıtayla, Cafer-i Fezarî'den, şöyle nakledilmiştir: "İmâm MUHAMMED Bâkır'a (a.s) 'De ki, bu benim yolumdur. Ben basiretle ALLAH'a davet ediyorum; bana tabi olanlar da'[259] âyetinin tefsirini sordum; şöyle buyurdu: 'Bana uyan cümlesinden maksat Ali b. Ebî Tâlib'dir."[260]
224- Abdurrahman b. Kesir "Ve şâhidin ve meşhûd"[261] âyetinin tefsirinde İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) şöyle nakletmiştir: "Şâhid ve Meşhûd'dan maksat 'Peygamber (s.a.a) ve Ali'dir (a.s)."[262]
225- MUHAMMED b. Fuzeyl, Ebulhasan'dan (a.s) şöyle rivâyet etmiştir: "ALLAH-u Teâlâ'nın 'ALLAH'ın size fazl ve rahmeti olmasaydı…'[263] buyruğundaki, 'fazl'dan maksat Resulullah (s.a.a) ve 'rahmet'ten maksat ise Emirü'l-Mümi-nin'dir (a.s)."[264]
226- İmâm MUHAMMED Bâkır'dan (a.s) "Ey iman edenler, ALLAH'tan sakının ve doğrularla birlikte olun"[265] âyetinin tefsirinde şöyle buyurmuştur: "Yani Ali ile birlikte olun."[266]
227- Ebû Hamza diyor ki; "İmâm MUHAMMED Bâkır'dan (a.s), 'De ki: Sizi tek bir şeyle öğütlüyorum…'[267] âyetinin açıklamasını sorduğumda şöyle buyurdu: 'Yani, sadece sizi Ali'nin velâyeti ile öğütlüyorum; ALLAH-u Teâlâ'nın âyetteki 'tek öğüt'ünden maksat velâyettir."[268]
228- Ali b. İbrahim, babasından, o da İbn Ebî Ümeyr'-den, o da Sümâe'den, o da İmâm Cafer-i Sâdık'ın (a.s) "Benim ahdime vefa edin"[269] âyetini şöyle açıkladığını nakletmiştir: "Siz Emirü'l-Müminin'in velâyetiyle (onu kabullenmek ve gereklerini yerine getirmekle) benim ahdimi yerine getirin; ben de sizi cennete götürmekle sizin ahdinizi yerine getireyim."[270]
229- İmâm Musâ-yı Kâzım'dan (a.s) şöyle rivâyet edilmiştir: "Onları rükû ve secde eder hâlde görürsün; ALLAH'ın fazl ve rızâsını ararlar; secde eseri yüzlerinde belirmiştir'[271] âyeti, Ali b. Ebî Tâlib hakkında nazil olmuştur."[272]
230- Ebû Basîr, İmâm MUHAMMED Bâkır'dan (a.s) "Valideyninize iyilik edin"[273] âyeti hakkında şöyle nakletmiştir: "İki babadan birisi Resulullah (s.a.a), diğeri ise Ali'dir (a.s)."[274]
231- İmâm MUHAMMED Bâkır'dan (a.s) şöyle nakledilmiştir: "ALLAH-u Teâlâ'nın 'Hiç şüphesiz din ALLAH indinde İslam (teslim olmak)dır'[275] buyruğundan maksat Ali b. Ebî Tâlib'in velâyetine teslim olmaktır."[276]
kaynak
[241]- Ra'd, 7.
[242]- İhkâkü'l-Hak, c.4, s.301, İsbâtü'l-Hüdât, c.2, s.237, Nûrü'l-Ebsâr, s.87 (az farkla).
[243]- Bakara, 185.
[244]- Bihârü'l-Envâr, c.36, s.128, El-Hikem-üz Zâhire, c.1 s.76.
[245]- Vâkıâ, 10.
[246]- Bihârü'l-Envâr, c.35, s.335.
[247]- Bakara, 274.
[248]- Bihârü'l-Envâr, c.41, s.35.
[249]- Bakara, 265.
[250]- Ayyâşi Tefsiri, c.1, s.148, Bihârü'l-Envâr, c.41, s.35.
[251]- Müminun, 61
[252]- Bihârü'l-Envâr, c.35, s.332, Menâkıb-u Âl-i Ebî Tâlib, c.2, s.116.
[253]- Tahrim, 4.
[254]- Bihârü'l-Envâr, c.4, s.306, Bihârü'l-Envâr, c.36, s.31.
[255]- Bakara, 2.
[256]- Bihârü'l-Envâr, c. 35, s.402.
[257]- Cin, 17.
[258]- Bihârü'l-Envâr, c.35, s.395.
[259]- Yusuf, 108.
[260]- Bihârü'l-Envâr, c.36, s.52.
[261]- Burûc, 3.
[262]- Bihârü'l-Envâr, c.c.35, s.386, El-Kâfî, c.1, s.425.
[263]- Nisâ, 83.
[264]- Ayyaşî Tefsiri, c.1, s.261.
[265]- Tevbe, 119.
[266]- Nûr-us Sekaleyn Tefsiri, c.2, s.281, İsbâtü'l-Hüdât, c.2, s.99.
[267]- Sebe', 46.
[268]- El-Kâfî, c.1, s.420, İsbâtü'l-Hüdât, c.2, s.99, Bihârü'l-Envâr, c.36, s.143.
[269]- Bakara, 40.
[270]- Bihârü'l-Envâr, c.35, s.97 (az farkla), El-Kâfî, c.1, s.431.
[271]- Fetih, 29.
[272]- Keşfü'l-Yakîn, s.119.
[273]- Nisâ, 36.
[274]- Bihârü'l-Envâr, c.36, s.8.
[275]- Âl-i İmrân, 19.
[276]- Bihârü'l-Envâr, c.35, s.341.
KUR'ÂN AYETLERİNDE İMÂM ALİ'NİN (A.S) FAZİLETLERİ
214- İbn Abbâs'tan şöyle rivâyet edilmiştir: "Sen ancak korkutucusun ve her kavmin bir hidâyet edicisi vardır."[241] âyeti nazil olduğunda Peygamber (s.a.a): 'Ben korkutucuyum ve Ali hâdidir (hidâyet edici). Ey Ali benden sonra hidâyet arayanlar, seninle hidâyet bulacaklardır."[242]
215- İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s): "ALLAH, sizin için kolaylığı istemektedir zorluğu değil."[243] âyetinin tefsirinde şöyle nakledilmiştir: "Söz konusu kolaylık, Emirü'l-Mümi-nin Ali b. Ebî Tâlib'dir (a.s)."[244]
216- İmâm Rızâ (a.s) ve babaları kanalıyla Hz. Ali'den (a.s) şöyle nakledilmiştir; buyurdu: "Öne geçenlerin öne geçeni; onlardır (ALLAH'a) yakınlaşmış olanlar.'[245] âyeti benim hakkımda nazil olmuştur."[246]
217- İmâm Rızâ (a.s) kanalıyla babalarından, Resulul-lah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Onlar ki, mallarını gece ve gündüz, gizli ve açıktan infak ediyorlar…'[247] âyeti Ali hakkında nazil olmuştur."[248]
218- İmâm MUHAMMED Bâkır (a.s): "Mallarını ALLAH'ın rızâsını kazanmak için infak edenlerin misali…'[249] âyeti Ali (a.s) hakkında inmiştir."[250]
219- İmâm MUHAMMED Bâkır'dan (a.s) "Onlar hayırlarda yarışırlar…"[251] âyetinin tefsirinde şöyle nakledilmiştir; buyurdu: "Ali b. Abî Tâlib'i (a.s) kimse geçememiştir."[252]
220- Senetli bir şekilde Resulullah'tan (s.a.a) "…Ve müminlerin sâlihi"[253] âyetinin tefsirinde şöyle nakledilmiştir; buyurdu: "O (müminlerin sâlihi), Ali b. Ebî Tâlib'dir."[254]
221- Ebû Basîr, İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) "O kitapta hiçbir şüphe yoktur."[255] âyetinin tefsirinde şöyle nakletmiştir: "Kitap Ali'dir, onda şüphe yoktur; 'Muttakiler için hidâyettir."[256]
222- Câbir Cu'fî'den, senetli bir şekilde nakledilmiştir: "İmâm MUHAMMED Bâkır'a (a.s) "ALLAH (azze ve celle)'nin 'Kim Rabb'inin zikrinden yüz çevirirse, onu çetin bir azaba müptela eder.'[257] buyruğu hakkında sordum, şöyle buyurdu: 'Kim Ali'den yüz çevirirse, çetin bir azaba yakalanır ve o en şiddetli azaptır."[258]
223- Birkaç vasıtayla, Cafer-i Fezarî'den, şöyle nakledilmiştir: "İmâm MUHAMMED Bâkır'a (a.s) 'De ki, bu benim yolumdur. Ben basiretle ALLAH'a davet ediyorum; bana tabi olanlar da'[259] âyetinin tefsirini sordum; şöyle buyurdu: 'Bana uyan cümlesinden maksat Ali b. Ebî Tâlib'dir."[260]
224- Abdurrahman b. Kesir "Ve şâhidin ve meşhûd"[261] âyetinin tefsirinde İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) şöyle nakletmiştir: "Şâhid ve Meşhûd'dan maksat 'Peygamber (s.a.a) ve Ali'dir (a.s)."[262]
225- MUHAMMED b. Fuzeyl, Ebulhasan'dan (a.s) şöyle rivâyet etmiştir: "ALLAH-u Teâlâ'nın 'ALLAH'ın size fazl ve rahmeti olmasaydı…'[263] buyruğundaki, 'fazl'dan maksat Resulullah (s.a.a) ve 'rahmet'ten maksat ise Emirü'l-Mümi-nin'dir (a.s)."[264]
226- İmâm MUHAMMED Bâkır'dan (a.s) "Ey iman edenler, ALLAH'tan sakının ve doğrularla birlikte olun"[265] âyetinin tefsirinde şöyle buyurmuştur: "Yani Ali ile birlikte olun."[266]
227- Ebû Hamza diyor ki; "İmâm MUHAMMED Bâkır'dan (a.s), 'De ki: Sizi tek bir şeyle öğütlüyorum…'[267] âyetinin açıklamasını sorduğumda şöyle buyurdu: 'Yani, sadece sizi Ali'nin velâyeti ile öğütlüyorum; ALLAH-u Teâlâ'nın âyetteki 'tek öğüt'ünden maksat velâyettir."[268]
228- Ali b. İbrahim, babasından, o da İbn Ebî Ümeyr'-den, o da Sümâe'den, o da İmâm Cafer-i Sâdık'ın (a.s) "Benim ahdime vefa edin"[269] âyetini şöyle açıkladığını nakletmiştir: "Siz Emirü'l-Müminin'in velâyetiyle (onu kabullenmek ve gereklerini yerine getirmekle) benim ahdimi yerine getirin; ben de sizi cennete götürmekle sizin ahdinizi yerine getireyim."[270]
229- İmâm Musâ-yı Kâzım'dan (a.s) şöyle rivâyet edilmiştir: "Onları rükû ve secde eder hâlde görürsün; ALLAH'ın fazl ve rızâsını ararlar; secde eseri yüzlerinde belirmiştir'[271] âyeti, Ali b. Ebî Tâlib hakkında nazil olmuştur."[272]
230- Ebû Basîr, İmâm MUHAMMED Bâkır'dan (a.s) "Valideyninize iyilik edin"[273] âyeti hakkında şöyle nakletmiştir: "İki babadan birisi Resulullah (s.a.a), diğeri ise Ali'dir (a.s)."[274]
231- İmâm MUHAMMED Bâkır'dan (a.s) şöyle nakledilmiştir: "ALLAH-u Teâlâ'nın 'Hiç şüphesiz din ALLAH indinde İslam (teslim olmak)dır'[275] buyruğundan maksat Ali b. Ebî Tâlib'in velâyetine teslim olmaktır."[276]
kaynak
[241]- Ra'd, 7.
[242]- İhkâkü'l-Hak, c.4, s.301, İsbâtü'l-Hüdât, c.2, s.237, Nûrü'l-Ebsâr, s.87 (az farkla).
[243]- Bakara, 185.
[244]- Bihârü'l-Envâr, c.36, s.128, El-Hikem-üz Zâhire, c.1 s.76.
[245]- Vâkıâ, 10.
[246]- Bihârü'l-Envâr, c.35, s.335.
[247]- Bakara, 274.
[248]- Bihârü'l-Envâr, c.41, s.35.
[249]- Bakara, 265.
[250]- Ayyâşi Tefsiri, c.1, s.148, Bihârü'l-Envâr, c.41, s.35.
[251]- Müminun, 61
[252]- Bihârü'l-Envâr, c.35, s.332, Menâkıb-u Âl-i Ebî Tâlib, c.2, s.116.
[253]- Tahrim, 4.
[254]- Bihârü'l-Envâr, c.4, s.306, Bihârü'l-Envâr, c.36, s.31.
[255]- Bakara, 2.
[256]- Bihârü'l-Envâr, c. 35, s.402.
[257]- Cin, 17.
[258]- Bihârü'l-Envâr, c.35, s.395.
[259]- Yusuf, 108.
[260]- Bihârü'l-Envâr, c.36, s.52.
[261]- Burûc, 3.
[262]- Bihârü'l-Envâr, c.c.35, s.386, El-Kâfî, c.1, s.425.
[263]- Nisâ, 83.
[264]- Ayyaşî Tefsiri, c.1, s.261.
[265]- Tevbe, 119.
[266]- Nûr-us Sekaleyn Tefsiri, c.2, s.281, İsbâtü'l-Hüdât, c.2, s.99.
[267]- Sebe', 46.
[268]- El-Kâfî, c.1, s.420, İsbâtü'l-Hüdât, c.2, s.99, Bihârü'l-Envâr, c.36, s.143.
[269]- Bakara, 40.
[270]- Bihârü'l-Envâr, c.35, s.97 (az farkla), El-Kâfî, c.1, s.431.
[271]- Fetih, 29.
[272]- Keşfü'l-Yakîn, s.119.
[273]- Nisâ, 36.
[274]- Bihârü'l-Envâr, c.36, s.8.
[275]- Âl-i İmrân, 19.
[276]- Bihârü'l-Envâr, c.35, s.341.
Yorum