tTaberi Tefsir-i Kebir’de, İbn-i Asakir Tarih’te, Muhammed bin Yusuf Kifayet’ut- Talib’in 62. Babında, Hafız Ebu Naim Hilyet’ul- Evliya’da, Şeyh Süleyman Belhi Yenabi’ul- Mevedde s. 238’de (56. babın zımnında 52. hadis) Taberi’den naklen müsned olarak farklı tabirlerle Ebu Hureyre’nin Peygamber (s.a.a)’den şöyle buyurduğunu kaydetmişlerdir:
“Arşın sütununa; “La ilahe illallah vahdehu lâ şerike leh ve Muhammed’un Abdî ve rasulî, eyyettuhu bi-Ali’yyibn-i Ebi Talib” yazılmıştır.” [15]
Celaluddin Suyuti Hesais’ul- Kubra c. 1, s. 10’da ve Dürr’ul- Mensur İsra suresinin başında İbn-i Adiy ve İbn-i Asakir’den naklen Enes bin Malik’den Peygamber (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu kaydetmişlerdir: “Mirac gecesi arşın sütununda şöyle yazıldığını gördüm: “La ilahe illallah Muhammed’un Rasulullah, eyyedtuhu bi-Aliyyin” [16]
Yenabi’ul- Mevedde s. 207’de, Zehair’ul- Ukba’dan naklen Peygamber (s.a.a)’in şöyle buyurduğu rivayet edilmektedir:
“Mirac gecesi yüksek melekut alemine varınca, arşın sağ sütununa baktım, orada şöyle yazılıydı: “Muhammed Allah’ın Resulüdür, onu Ali ile teyit ve O’na Ali ile yardım ettim.”
Yenabi’ul- Mevedde s. 234 (19. hadis)’de İmam’ul- Harem’in Kitab’us- Seb’in kitabından naklen (o da İbn-i Meğazili’nin Menakıb’inden naklen), Mir Seyyid Ali Hemedani Meveddet’ul- Kurbanın 6. Mevedde’sinde (iki hadis), Hatip Harezmi Menakıb’da, İbn-i Şirveyh Firdevs’de, İbn-i Meğazili Menakıb’da, Cabir bin Abdullah’ın Peygamber (s.a.a)’den şöyle buyurduğunu kaydetmişlerdir:
“Cennetin kapısında şöyle yazılmıştır: La ilahe illallah, Muhammed’un Resulullah, Aliyyun veliyyullah, ehu Resulullah kable en yahluke’s- Semavati ve’l- arzi bi-elfey amin” [17]
Şimdi aklıma başka bir güzel hadis geldi; Mir Seyyid Ali Meveddet’ul- Kurba’nın 8. Mevedde’sinde Peygamber (s.a.a)’in Ali (a.s)’a şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:
“Dört yerde senin adını da kendi adımın yanında gördüm:
1- Miraç gecesi, Beyt’ul- Mukaddes’e varınca orada şöyle yazıldığını gördüm: “La ilahe illâllah Muhammed Resulullah (s.a.a) eyyedtuhu bi-Aliyyin vezirihi.” [18]
2- Sidret’ul- Müntaha’ya varınca da orada şöyle kaydedildiğini gördüm: “İnni enellah la ilahe illa ene vahdi ve Muhammed’un safveti min halki eyyedtuhu bi-Aliyyin vezirihi ve nesartuhu bihi.” [19]
3- Rabb’ul- aleminin arşına varınca sütunlarına şöyle yazıldığını gördüm: “İnni enellah, la ilahe illa ene, Muhammed’un habibi min halki, eyyedtuhu bi-Aliyyin vezirihi ve nesartuhu bihi.” [20]
4- Cennete varınca cennetin kapısında da şöyle yazıldığını gördüm: “İnni enellah, la ilahe illa ene, Muhammed’un habibi min halki, eyyedtuhu bi-Aliyyin vezirihi ve nesartuhu bihi.” [21]
İmam Salebi Keşf’ul- Beyan tefsirinde, Şeyh Süleyman Belhi Yenabi’ul- Mevedde’nin 23. babında (Ebu Naim İsfahani’den naklen), Muhammed bin Cerir Tefsir’inde, İbn-i Asakir kendi Tarih’inde İbn-i Abbas ve Ebu Hureyre’den naklen “O seni yardımıyla destekleyecektir...”[22] ayetinin Hz. Ali (a.s) hakkında nazil olduğunu rivayet ederek Resulullah (s.a.a)’in de şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir:
“Arşa şöyle yazıldığını gördüm: “La ilahe illallah vahdehu la şerike leh Muhammed’un abdi ve resulî, eyyettuhu ve nesartuhu bi-Ali’yyibn-i Ebi Talib.” [23]
Ayrıca Şifa ve Menakıb kitaplarında bu tür başka hadisler de rivayet edilmektedir. Böylece bilin ki “Muhammed” ve “Ali” isimlerinin onlara verilmesi, bizimle bir ilgisi yoktur; O’nların isimleri bizzat Allah-u Teala tarafından seçilmiştir.
Sa’lebi Keşf’ul- Beyan tefsirinde, Şeyh Süleyman Belhi Yenabi’ul- Mevedde’nin 24. babında (İbn-i Meğazili’den naklen); “Adem Rabbinden bir takım kelimeler aldı da tövbe etti. Şüphesiz Allah tövbeleri kabul eden ve merhameti bol olandır.”[24] ayetinin tefsirinde Said bin Cubeyr ve İbn-i Abbas’tan şöyle rivayet etmekteler: Peygamber (s.a.a)’e; “Adem’in aldığı ve tövbesinin kabulüne neden olan kelimeler nelerdi? diye sorduklarında şöyle buyurdular:
“Allah’tan Muhammed, Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin’in hakkı için bağışlanmasını istedi, Allah-u Teala da tövbesini kabul edip onu bağışladı.”
“Arşın sütununa; “La ilahe illallah vahdehu lâ şerike leh ve Muhammed’un Abdî ve rasulî, eyyettuhu bi-Ali’yyibn-i Ebi Talib” yazılmıştır.” [15]
Celaluddin Suyuti Hesais’ul- Kubra c. 1, s. 10’da ve Dürr’ul- Mensur İsra suresinin başında İbn-i Adiy ve İbn-i Asakir’den naklen Enes bin Malik’den Peygamber (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu kaydetmişlerdir: “Mirac gecesi arşın sütununda şöyle yazıldığını gördüm: “La ilahe illallah Muhammed’un Rasulullah, eyyedtuhu bi-Aliyyin” [16]
Yenabi’ul- Mevedde s. 207’de, Zehair’ul- Ukba’dan naklen Peygamber (s.a.a)’in şöyle buyurduğu rivayet edilmektedir:
“Mirac gecesi yüksek melekut alemine varınca, arşın sağ sütununa baktım, orada şöyle yazılıydı: “Muhammed Allah’ın Resulüdür, onu Ali ile teyit ve O’na Ali ile yardım ettim.”
Yenabi’ul- Mevedde s. 234 (19. hadis)’de İmam’ul- Harem’in Kitab’us- Seb’in kitabından naklen (o da İbn-i Meğazili’nin Menakıb’inden naklen), Mir Seyyid Ali Hemedani Meveddet’ul- Kurbanın 6. Mevedde’sinde (iki hadis), Hatip Harezmi Menakıb’da, İbn-i Şirveyh Firdevs’de, İbn-i Meğazili Menakıb’da, Cabir bin Abdullah’ın Peygamber (s.a.a)’den şöyle buyurduğunu kaydetmişlerdir:
“Cennetin kapısında şöyle yazılmıştır: La ilahe illallah, Muhammed’un Resulullah, Aliyyun veliyyullah, ehu Resulullah kable en yahluke’s- Semavati ve’l- arzi bi-elfey amin” [17]
Şimdi aklıma başka bir güzel hadis geldi; Mir Seyyid Ali Meveddet’ul- Kurba’nın 8. Mevedde’sinde Peygamber (s.a.a)’in Ali (a.s)’a şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:
“Dört yerde senin adını da kendi adımın yanında gördüm:
1- Miraç gecesi, Beyt’ul- Mukaddes’e varınca orada şöyle yazıldığını gördüm: “La ilahe illâllah Muhammed Resulullah (s.a.a) eyyedtuhu bi-Aliyyin vezirihi.” [18]
2- Sidret’ul- Müntaha’ya varınca da orada şöyle kaydedildiğini gördüm: “İnni enellah la ilahe illa ene vahdi ve Muhammed’un safveti min halki eyyedtuhu bi-Aliyyin vezirihi ve nesartuhu bihi.” [19]
3- Rabb’ul- aleminin arşına varınca sütunlarına şöyle yazıldığını gördüm: “İnni enellah, la ilahe illa ene, Muhammed’un habibi min halki, eyyedtuhu bi-Aliyyin vezirihi ve nesartuhu bihi.” [20]
4- Cennete varınca cennetin kapısında da şöyle yazıldığını gördüm: “İnni enellah, la ilahe illa ene, Muhammed’un habibi min halki, eyyedtuhu bi-Aliyyin vezirihi ve nesartuhu bihi.” [21]
İmam Salebi Keşf’ul- Beyan tefsirinde, Şeyh Süleyman Belhi Yenabi’ul- Mevedde’nin 23. babında (Ebu Naim İsfahani’den naklen), Muhammed bin Cerir Tefsir’inde, İbn-i Asakir kendi Tarih’inde İbn-i Abbas ve Ebu Hureyre’den naklen “O seni yardımıyla destekleyecektir...”[22] ayetinin Hz. Ali (a.s) hakkında nazil olduğunu rivayet ederek Resulullah (s.a.a)’in de şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir:
“Arşa şöyle yazıldığını gördüm: “La ilahe illallah vahdehu la şerike leh Muhammed’un abdi ve resulî, eyyettuhu ve nesartuhu bi-Ali’yyibn-i Ebi Talib.” [23]
Ayrıca Şifa ve Menakıb kitaplarında bu tür başka hadisler de rivayet edilmektedir. Böylece bilin ki “Muhammed” ve “Ali” isimlerinin onlara verilmesi, bizimle bir ilgisi yoktur; O’nların isimleri bizzat Allah-u Teala tarafından seçilmiştir.
Sa’lebi Keşf’ul- Beyan tefsirinde, Şeyh Süleyman Belhi Yenabi’ul- Mevedde’nin 24. babında (İbn-i Meğazili’den naklen); “Adem Rabbinden bir takım kelimeler aldı da tövbe etti. Şüphesiz Allah tövbeleri kabul eden ve merhameti bol olandır.”[24] ayetinin tefsirinde Said bin Cubeyr ve İbn-i Abbas’tan şöyle rivayet etmekteler: Peygamber (s.a.a)’e; “Adem’in aldığı ve tövbesinin kabulüne neden olan kelimeler nelerdi? diye sorduklarında şöyle buyurdular:
“Allah’tan Muhammed, Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin’in hakkı için bağışlanmasını istedi, Allah-u Teala da tövbesini kabul edip onu bağışladı.”
Yorum