Bize doğrular söylenmedi
En azından herkes söylemedi
Sen gelince kan akıtacakmışsın, kandan ırmaklar akacakmış, ölülerden tepeler yapacakmışsın dediler, Zuhur çağından korkutular.
Onlar doğan çocuğun getirdiği mutluluğu gizletip sadece doğum sancısının zorluğunu abartarak anlatılar.
Biz çocukluğumuzdan beri seni seviyorduk.Tüm varlığımız senin aşkınla yoğrulmuş, sabırsızlıkla gelişini bekliyorduk. Varlığımız senin aşkın olmuştu, gelişin ise en doğal ve en tatlı gereksinimdi bize.
Sen gelince
Tüm dünyanın bir gülistan olacağını kime söylemedi bize.
Sevgi dolu bakışların, şefkat yüklü okşamaların anlatılmadan, kılıcın gösterildi bize!
Anlıyorum fidanların ve çiçeklerin boy atması ve yeşermesi için ayrık otların ayıklanması gerek.
Evet! Zalimlerin neslini tüketmek için. tarih boyunca ezilenlere rahat nefes aldırmak için adaletin terazisi ve kılıcı gerek!
Adaletin egemeliği ve zulümün saltanat tahtınınyıkılması için bir uyanışa, bir kıyama ve bir devrime ihtiyac var.
Bütün bunlar sadece senin isevi nefesin ve mucizevi nefesinle gerçekleşebilir.
Bu da senin kuracağın yer küre cennetinin geçekleşmesi içindir.İşte bu cenneti kimse bize tasvir etmedi.
Bu kanlı denizinötesindeki umut sahilininin nasıl bir sahil oduğunu anlatmadılar bize!
Sen gelince....
Kuşların yuvasında bayram edeceğini, balıkların denizlerde sevineceğini, pınarların çoşacağını ve toprağın kat kat fazla ürün vereceğini demediler bize!
Sen gelince
Adaletinyer küreği kaplayacağını, insanların gönüllerinin itaat ve ibadetle nurlanacağını, yalan vahşilik, yırtıcılık ve zulmün kökünün kuruyacağını köleleik haklalarının bir daha takılmamak üzere kırılacağını söylemediler bize!
Sen gelince...
Yeryüzü ve gök yüzü saknlerinin seni seveceğini bulutların yağmuru cömertce akıtacağını, toprağın bitkileri bolca yeşerteceğni ve kuraklığın biteceğini , hayatta olanların ölülerini anarak "keşke yaşasalardı da bu güzellikleri görselerdi" diyeceklerini söylemediler bize!
Sen gelince....
Ey adalet simgesi! Herkes sana koşacak bal arılarının kraliçe arıya sığındığı gibi, senin gösteriş yapmadan, kimsenin uykusunu bölmeden ve incitmeden adaleti yayacaksın gerçeğini anlatmadılar bize..
Sen gelince...
Öyle bolluk ve refah olacak ki ogüne kadar hiçbir yerde görülmemiş, mal ve servet okadar çok olacakki sana gelen beklediğinden çoğuna kavuşacak hakikatini söylemediler bize.
Sen gelince ...
İnsanlar sadaka verecek fakir bulamayacaklar kime servet sunulsa "ihtiyacım yok" diyecekleribir dünyanın oluşacağını anlatmadılar bize!
Ey semavi maşuk ve Ey ezeli sevgili,
Sen gelince...
Armağan getireceğin bu cenneti anlatmadılar bize, ama buna rağmen biz seni svdik. Bize armağan edeceğin tüm güzellikler Sen'in güzellğininin ynında yinede renksizdir
Biz o cenneti özlerken asıl özlemimiz Sen'sin
O cennette Sen varsın diye orası cenettir Aşkınla varlığımız yoğrulmuş ve zuhurun en doğal ve en tatlı ihtiyacımızdır bizm.
Senin gelişin şüphesiz dünyanın ve insanlık tarihinin en büyük ve en çoşkulu bayramı olacaktır... ve dünyanın hüsn-i hitamı Sen olacaksın
MEHDİ ŞÜCAİ
En azından herkes söylemedi
Sen gelince kan akıtacakmışsın, kandan ırmaklar akacakmış, ölülerden tepeler yapacakmışsın dediler, Zuhur çağından korkutular.
Onlar doğan çocuğun getirdiği mutluluğu gizletip sadece doğum sancısının zorluğunu abartarak anlatılar.
Biz çocukluğumuzdan beri seni seviyorduk.Tüm varlığımız senin aşkınla yoğrulmuş, sabırsızlıkla gelişini bekliyorduk. Varlığımız senin aşkın olmuştu, gelişin ise en doğal ve en tatlı gereksinimdi bize.
Sen gelince
Tüm dünyanın bir gülistan olacağını kime söylemedi bize.
Sevgi dolu bakışların, şefkat yüklü okşamaların anlatılmadan, kılıcın gösterildi bize!
Anlıyorum fidanların ve çiçeklerin boy atması ve yeşermesi için ayrık otların ayıklanması gerek.
Evet! Zalimlerin neslini tüketmek için. tarih boyunca ezilenlere rahat nefes aldırmak için adaletin terazisi ve kılıcı gerek!
Adaletin egemeliği ve zulümün saltanat tahtınınyıkılması için bir uyanışa, bir kıyama ve bir devrime ihtiyac var.
Bütün bunlar sadece senin isevi nefesin ve mucizevi nefesinle gerçekleşebilir.
Bu da senin kuracağın yer küre cennetinin geçekleşmesi içindir.İşte bu cenneti kimse bize tasvir etmedi.
Bu kanlı denizinötesindeki umut sahilininin nasıl bir sahil oduğunu anlatmadılar bize!
Sen gelince....
Kuşların yuvasında bayram edeceğini, balıkların denizlerde sevineceğini, pınarların çoşacağını ve toprağın kat kat fazla ürün vereceğini demediler bize!
Sen gelince
Adaletinyer küreği kaplayacağını, insanların gönüllerinin itaat ve ibadetle nurlanacağını, yalan vahşilik, yırtıcılık ve zulmün kökünün kuruyacağını köleleik haklalarının bir daha takılmamak üzere kırılacağını söylemediler bize!
Sen gelince...
Yeryüzü ve gök yüzü saknlerinin seni seveceğini bulutların yağmuru cömertce akıtacağını, toprağın bitkileri bolca yeşerteceğni ve kuraklığın biteceğini , hayatta olanların ölülerini anarak "keşke yaşasalardı da bu güzellikleri görselerdi" diyeceklerini söylemediler bize!
Sen gelince....
Ey adalet simgesi! Herkes sana koşacak bal arılarının kraliçe arıya sığındığı gibi, senin gösteriş yapmadan, kimsenin uykusunu bölmeden ve incitmeden adaleti yayacaksın gerçeğini anlatmadılar bize..
Sen gelince...
Öyle bolluk ve refah olacak ki ogüne kadar hiçbir yerde görülmemiş, mal ve servet okadar çok olacakki sana gelen beklediğinden çoğuna kavuşacak hakikatini söylemediler bize.
Sen gelince ...
İnsanlar sadaka verecek fakir bulamayacaklar kime servet sunulsa "ihtiyacım yok" diyecekleribir dünyanın oluşacağını anlatmadılar bize!
Ey semavi maşuk ve Ey ezeli sevgili,
Sen gelince...
Armağan getireceğin bu cenneti anlatmadılar bize, ama buna rağmen biz seni svdik. Bize armağan edeceğin tüm güzellikler Sen'in güzellğininin ynında yinede renksizdir
Biz o cenneti özlerken asıl özlemimiz Sen'sin
O cennette Sen varsın diye orası cenettir Aşkınla varlığımız yoğrulmuş ve zuhurun en doğal ve en tatlı ihtiyacımızdır bizm.
Senin gelişin şüphesiz dünyanın ve insanlık tarihinin en büyük ve en çoşkulu bayramı olacaktır... ve dünyanın hüsn-i hitamı Sen olacaksın
MEHDİ ŞÜCAİ