Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

İmam Caferi Sadık aleyhisSelamın El Basri'ye Verdiği Müthiş Ders(ler)

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    İmam Caferi Sadık aleyhisSelamın El Basri'ye Verdiği Müthiş Ders(ler)

    Bismillahirrahmanirrahim

    Hadis-i Unvan-i Basri

    İsmi Unvan el Basri olan doksan dört yaşında bir adam, şöyle rivayet eder:Yıllar boyunca Malik bin Enes’in yanında eğitim almıştım. Cafer-i Sadık a.s Medine’ye gelince, onun ziyaretine gittim ve o zamana kadar Malik’in yanında ilim tahsil ettiğim gibi, ondan ...da ilim öğrenmek istedim. Bir gün o bana şöyle buyurdu: Ben hükümet tarafindan aranan bir adamım (özgür değilim ve vaktim kendi elimde değil. Casuslar ve müfettişler beni her zaman gözetlemekte ve kontrol altına tutmaktalar) ve gece gündüz dua ve zikir ile meşgulum.Onun için, sen en iyisi beni dua ve zikrimden alıkoyma ve o istediğin ilmi, gidip Malik’ten ögrenmeye devam et! Bunu duyunca çok üzüldüm ve yanından ayrılırken, kendi kendime şöyle dedim: Eğer ki İmam bende bir miktar hayır görmüş olsaydı, şüphe yok ki kendisine öğrenci olup ondan öğrenmeme engel olmazdı. Ondan sonra Mescid-i Nebevi’ye gittim, Allah Resulünü selamladım ve mezarının yanında iki rekat namaz kılarak, şöyle dua ettim: Ey Allah’ım! Sana yalvarırım.Cafer-i Sadık’ın kalbinin bana karşı meyilli olmasını sağla ve onun ilminden, beni doğru yola iletecek olanı bana bağışla. Sonra üzgün bir şekilde eve döndüm ve Malik bin Enes’in artık derslerine katılmadım, çünkü kalbim Cafer’e duyduğum muhabbet ile dopdoluydu. Cemaat namazları hariç, başka hiçbir şey için evden çıkmadım. En sonunda artık dayanamayacak hale geldiğimde, abamı ve ayakkabılarımı giyip, ikindi namazından sonra Cafer’in ziyaretine gittim.Oraya vardığımda, girmek için izin istedim ve hizmetçilerden biri çıkıp bana ne istediğimi sordu. Dedim ki: Imam Cafer’e selam vermek istedim. Hizmetçi ise, İmam’ın ibadet ile meşgul olduğunu ve kapıda beklemem gerektiğini söyledi. Ben de ona uyarak kapıda bekledim ve kısa bir süre sonra, o yeniden dışarı çıkıp bana ‘’Allah’ın rahmetiyle içeri gir!’’ dedi. İçeri girdim, İmam’ı selamladım ve o, selamıma karşılık verdikten sonra, şöyle buyurdu: Otur! Allah sana merhamet etsin! Ben oturduktan sonra, İmam az bir süre tefekkür hali içinde başını öne eğdi ve daha sonra başını kaldırıp, künyemin ne olduğunu sordu. ‘’Eba Abdillah(El Basri'nin) ’’, dedim. Buyurdu ki: Allah künyeni sana sabit kılıp seni ona muvaffak eylesin, ey Eba Abdillah! Hacetin ne? Bunu duyduğumda, bir an kendi kendime dedim ki, bu görüşmeden, bu duadan başka hiçbir şey elde edemesem bile, benim için yeterli olanından çok daha fazladır. Sonra İmam başını öne eğdi ve yeniden kaldırarak bana sordu: ‘’ Ne istiyorsun ey Eba Abdillah?’’ Şöyle cevap verdim: Allah’tan senin kalbinde bana yer vermesini diledim ve senin ilminden yararlanmamı nasib etmesini. Umarım ki Allah bu istediğimi bana bahşedecektir...Imam a.s şöyle buyurdu: Ey Eba Abdillah! İlim, öğrenmekle elde edilen bir şey değildir. İlim, Allah’tan kendisine hidayet etmesini isteyen kişinin kalbinde ışıldayan bir nurdur. Onun için, eğer ki ilim istiyorsan, ilk önce ubudiyetin hakikatini kendinde aramalısın. İlmi, amel edebileceğin ölçüde iste ve Allah’tan, seni basiretli kılmasını dile ki, O seni basiretli kılsın.Ben soru soracaktım ve ‘’Ey asil insan!” diyerek söze başladım. O ise, sözümü kesip ona Eba Abdillah dememi istedi. Ben yeniden sormaya başladım: ‘’Ey Eba Abdillah(İmam Caferi Sadık a.s )! Allah’a karşı gerçek kulluk nedir?’’Buyurdu ki: ‘’Üç şeydir :1. Allah’ın ona bahşettiği bir şeyi, kulun kendi malı olarak görmemesi. Çünkü bir kul asla malik olamaz. Allah’ın gerçek kulları O’nu herşeyin sahibi olarak görürler ve O’nun bahşettiği şeyleri, O’nun emrettiği şekilde kullanırlar.2. Kulun kendi maslahatı için endişe etmemesi 3. Kulun her zaman Allah’ın emrettiği seyi yapması ve O’nun haram kıldığı şeylerden uzak durması. Bir kul, sahip olduğu şeylerin kendisine ait olmadığını bilirse, onları Allah yolunda harcamak ona kolay gelecektir. Ne zaman ki bir kul bütün işlerini Allah’a teslim ederse, bu dünyanın acıları ve zorlukları onun gözünde gittikçe önemini kaybeder. Ve ne zaman ki bir kul, Allah’ın emrettiğini yapar ve O’nun haram kıldığından uzak durursa, kibirlenmeye ve diğer insanlarla gereksiz tartışmalara girmeye vakit bulamaz.Allah bir kuluna bu üç özelliği verirse, bu dünya, şeytan ve insanların düşüncesi onun gözünde değersiz kalır.O artık dünya kazancının peşinden koşmaz, insanların gözünde ün ve makam sahibi olmak için uğraşmaz ve vaktini gereksiz şeylere harcamaz. Bu, muttakilerin ulaştığı ilk merhaledir. Şüphesiz Allah Kuran’da söyle buyurmuştur:Biz cennetleri, bu dünyada kendi makamını yükseltmek için uğraşmayan ve bozgunculuk etmeyenlere bahşederiz. Ve mutlu son ancak muttakilerindir... Dedim ki: ‘’Ey Eba Abdillah! Bana nasihat et!’’ Imam a.s şöyle buyurdu: ‘’Sana dokuz şey hakkında nasihat ederim, ki bunlar Allah yolunda cihad edenlere nasihatlerimdir. Allah’tan sana yardımcı olmasını temenni ederim! Bu nasihatlerimden üçü nefsin terbiye ve tezkiyesi hakkında, üçü hilim ve sabır hakkında ve diğer üçü ise ilim hakkındadır. Bunları iyi öğren ve onlardan gaflete düşme!’’O anda kalbimi, bu nasihatleri anlayabilmek için, herşeyden boşalttım. İmam devam etti: Nefis tezkiyesi hakkındaki üç nasihatim şunlardır:1. İştahın olmadığı şeyi asla yeme, çünkü bu, insanda ahmaklığa ve cahilliğe yol açar.2. Acıkmadıkça yemek yeme!3. Yemek yediğinde, ancak helal olandan ye ve her zaman Allah’ın adıyla başlayıp, Peygamberin şu hadisini hatırla: ‘’İnsanın, midesinden daha kötü doldurduğu bir kab yoktur.’’ Onu doldurman gerekiyorsa, üçte birini yemeğe ayır, diğer üçte birini içeceğe ve sonuncusunu da hava için boş bırak. Hilim ve sabır hakkındaki üç nasihatim ise, şunlardır:1. Eğer sana biri dese ki: ”Bana diyeceğin her laf için sana diyecek on laf bulurum.’’ senin cevabın şöyle olmalı: ‘’Sen on laf söylesen bile, benden bir laf bile duymayacaksın karşılığında.’’2. Eğer biri sana hakaret ederse, de ki: ‘’Eğer sen haklıysan, Allah benim günahımı affetsin. Ve eğer sen yanlış söylüyorsan, o zaman Allah seni affetsin!’’3. Eğer biri sana zulmederse, ona güzel bir nasihat ve dua ile karşılık ver! İlim hakkındaki üç nasihatim, şunlardır:Bilmediğin şeyler hakkında alimlere sor! Fakat hayasızca değil. Sadece kendi fikrine göre amel etme ve her zaman, mümkün olduğunca ihtiyatlı ol! Fetva vermekten, bir aslandan sakınacağın gibi sakın ve kendini gereksiz bir riske atma. Simdi git ey Eba Abdillah(El Basri) çünkü ben sana nasihat ettim. Beni daha fazla ibadetimden alıkoyma. Şayet nefesini boşa... harcayan bir insan değilim. Selam hidayete üzere olanlara olsun Amin

    Allahümme Salli Ala Muhammed ve A'li Muhammed ve Accil Ferecehum
    Ey Eba Abdullah... Gözler yaşlı kalmaya, kalpler zulmu sevmemeye söz verdi...

    #2
    Ynt: İmam Caferi Sadık aleyhisSelamın El Basri'ye Verdiği Müthiş Ders(ler)

    Bismillahirrahmanirrahim

    Hadis-i Unvan-i Basri

    İsmi Unvan el Basri olan doksan dört yaşında bir adam, şöyle rivayet eder:Yıllar boyunca Malik bin Enes’in yanında eğitim almıştım. Cafer-i Sadık a.s Medine’ye gelince, onun ziyaretine gittim ve o zamana kadar Malik’in yanında ilim tahsil ettiğim gibi, ondan ...da ilim öğrenmek istedim. Bir gün o bana şöyle buyurdu: Ben hükümet tarafindan aranan bir adamım (özgür değilim ve vaktim kendi elimde değil. Casuslar ve müfettişler beni her zaman gözetlemekte ve kontrol altına tutmaktalar) ve gece gündüz dua ve zikir ile meşgulum.Onun için, sen en iyisi beni dua ve zikrimden alıkoyma ve o istediğin ilmi, gidip Malik’ten ögrenmeye devam et! Bunu duyunca çok üzüldüm ve yanından ayrılırken, kendi kendime şöyle dedim: Eğer ki İmam bende bir miktar hayır görmüş olsaydı, şüphe yok ki kendisine öğrenci olup ondan öğrenmeme engel olmazdı. Ondan sonra Mescid-i Nebevi’ye gittim, Allah Resulünü selamladım ve mezarının yanında iki rekat namaz kılarak, şöyle dua ettim: Ey Allah’ım! Sana yalvarırım.Cafer-i Sadık’ın kalbinin bana karşı meyilli olmasını sağla ve onun ilminden, beni doğru yola iletecek olanı bana bağışla. Sonra üzgün bir şekilde eve döndüm ve Malik bin Enes’in artık derslerine katılmadım, çünkü kalbim Cafer’e duyduğum muhabbet ile dopdoluydu. Cemaat namazları hariç, başka hiçbir şey için evden çıkmadım. En sonunda artık dayanamayacak hale geldiğimde, abamı ve ayakkabılarımı giyip, ikindi namazından sonra Cafer’in ziyaretine gittim.Oraya vardığımda, girmek için izin istedim ve hizmetçilerden biri çıkıp bana ne istediğimi sordu. Dedim ki: Imam Cafer’e selam vermek istedim. Hizmetçi ise, İmam’ın ibadet ile meşgul olduğunu ve kapıda beklemem gerektiğini söyledi. Ben de ona uyarak kapıda bekledim ve kısa bir süre sonra, o yeniden dışarı çıkıp bana ‘’Allah’ın rahmetiyle içeri gir!’’ dedi. İçeri girdim, İmam’ı selamladım ve o, selamıma karşılık verdikten sonra, şöyle buyurdu: Otur! Allah sana merhamet etsin! Ben oturduktan sonra, İmam az bir süre tefekkür hali içinde başını öne eğdi ve daha sonra başını kaldırıp, künyemin ne olduğunu sordu. ‘’Eba Abdillah(El Basri'nin) ’’, dedim. Buyurdu ki: Allah künyeni sana sabit kılıp seni ona muvaffak eylesin, ey Eba Abdillah! Hacetin ne? Bunu duyduğumda, bir an kendi kendime dedim ki, bu görüşmeden, bu duadan başka hiçbir şey elde edemesem bile, benim için yeterli olanından çok daha fazladır. Sonra İmam başını öne eğdi ve yeniden kaldırarak bana sordu: ‘’ Ne istiyorsun ey Eba Abdillah?’’ Şöyle cevap verdim: Allah’tan senin kalbinde bana yer vermesini diledim ve senin ilminden yararlanmamı nasib etmesini. Umarım ki Allah bu istediğimi bana bahşedecektir...

    Imam a.s şöyle buyurdu:

    Ey Eba Abdillah! İlim, öğrenmekle elde edilen bir şey değildir. İlim, Allah’tan kendisine hidayet etmesini isteyen kişinin kalbinde ışıldayan bir nurdur. Onun için, eğer ki ilim istiyorsan, ilk önce ubudiyetin hakikatini kendinde aramalısın. İlmi, amel edebileceğin ölçüde iste ve Allah’tan, seni basiretli kılmasını dile ki, O seni basiretli kılsın.
    Ben soru soracaktım ve ‘’Ey asil insan!” diyerek söze başladım. O ise, sözümü kesip ona Eba Abdillah dememi istedi. Ben yeniden sormaya başladım: ‘’Ey Eba Abdillah(İmam Caferi Sadık a.s )!

    Allah’a karşı gerçek kulluk nedir?’

    Buyurdu ki a.s : ‘’Üç şeydir :

    1. Allah’ın ona bahşettiği bir şeyi, kulun kendi malı olarak görmemesi. Çünkü bir kul asla malik olamaz. Allah’ın gerçek kulları O’nu herşeyin sahibi olarak görürler ve O’nun bahşettiği şeyleri, O’nun emrettiği şekilde kullanırlar.
    2. Kulun kendi maslahatı için endişe etmemesi
    3. Kulun her zaman Allah’ın emrettiği seyi yapması ve O’nun haram kıldığı şeylerden uzak durması.

    Bir kul, sahip olduğu şeylerin kendisine ait olmadığını bilirse, onları Allah yolunda harcamak ona kolay gelecektir. Ne zaman ki bir kul bütün işlerini Allah’a teslim ederse, bu dünyanın acıları ve zorlukları onun gözünde gittikçe önemini kaybeder.

    Ve ne zaman ki bir kul, Allah’ın emrettiğini yapar ve O’nun haram kıldığından uzak durursa, kibirlenmeye ve diğer insanlarla gereksiz tartışmalara girmeye vakit bulamaz.

    Allah bir kuluna bu üç özelliği verirse, bu dünya, şeytan ve insanların düşüncesi onun gözünde değersiz kalır.O artık dünya kazancının peşinden koşmaz, insanların gözünde ün ve makam sahibi olmak için uğraşmaz ve vaktini gereksiz şeylere harcamaz. Bu, muttakilerin ulaştığı ilk merhaledir.

    Şüphesiz Allah Kuran’da söyle buyurmuştur:Biz cennetleri, bu dünyada kendi makamını yükseltmek için uğraşmayan ve bozgunculuk etmeyenlere bahşederiz. Ve mutlu son ancak muttakilerindir...


    Dedim ki: ‘’Ey Eba Abdillah! Bana nasihat et!’’ Imam a.s şöyle buyurdu: ‘’Sana dokuz şey hakkında nasihat ederim, ki bunlar Allah yolunda cihad edenlere nasihatlerimdir. Allah’tan sana yardımcı olmasını temenni ederim! Bu nasihatlerimden üçü nefsin terbiye ve tezkiyesi hakkında, üçü hilim ve sabır hakkında ve diğer üçü ise ilim hakkındadır. Bunları iyi öğren ve onlardan gaflete düşme!’’O anda kalbimi, bu nasihatleri anlayabilmek için, herşeyden boşalttım. İmam devam etti:

    Nefis tezkiyesi hakkındaki üç nasihatim şunlardır:

    1. İştahın olmadığı şeyi asla yeme, çünkü bu, insanda ahmaklığa ve cahilliğe yol açar.
    2. Acıkmadıkça yemek yeme!
    3. Yemek yediğinde, ancak helal olandan ye ve her zaman Allah’ın adıyla başlayıp, Peygamberin şu hadisini hatırla: ‘’İnsanın, midesinden daha kötü doldurduğu bir kab yoktur.’’ Onu doldurman gerekiyorsa, üçte birini yemeğe ayır, diğer üçte birini içeceğe ve sonuncusunu da hava için boş bırak.

    Hilim ve sabır hakkındaki üç nasihatim ise, şunlardır:

    1. Eğer sana biri dese ki: ”Bana diyeceğin her laf için sana diyecek on laf bulurum.’’ senin cevabın şöyle olmalı: ‘’Sen on laf söylesen bile, benden bir laf bile duymayacaksın karşılığında.’’
    2. Eğer biri sana hakaret ederse, de ki: ‘’Eğer sen haklıysan, Allah benim günahımı affetsin. Ve eğer sen yanlış söylüyorsan, o zaman Allah seni affetsin!’’
    3. Eğer biri sana zulmederse, ona güzel bir nasihat ve dua ile karşılık ver!


    İlim hakkındaki üç nasihatim, şunlardır:

    1.Bilmediğin şeyler hakkında alimlere sor! Fakat hayasızca değil.
    2.Sadece kendi fikrine göre amel etme ve her zaman, mümkün olduğunca ihtiyatlı ol!
    3.Fetva vermekten, bir aslandan sakınacağın gibi sakın ve kendini gereksiz bir riske atma
    .

    Simdi git ey Eba Abdillah(El Basri) çünkü ben sana nasihat ettim. Beni daha fazla ibadetimden alıkoyma. Şayet nefesini boşa... harcayan bir insan değilim. Selam hidayete üzere olanlara olsun Amin

    Allahümme Salli Ala Muhammed ve A'li Muhammed ve Accil Ferecehum
    Ey Eba Abdullah... Gözler yaşlı kalmaya, kalpler zulmu sevmemeye söz verdi...

    Yorum


      #3
      Ynt: İmam Caferi Sadık aleyhisSelamın El Basri'ye Verdiği Müthiş Ders(ler)

      Daha önce paylaşılmıştı forumda

      Yorum


        #4
        Ynt: İmam Caferi Sadık aleyhisSelamın El Basri'ye Verdiği Müthiş Ders(ler)

        Özür mikonem
        Ey Eba Abdullah... Gözler yaşlı kalmaya, kalpler zulmu sevmemeye söz verdi...

        Yorum


          #5
          Ynt: İmam Caferi Sadık aleyhisSelamın El Basri'ye Verdiği Müthiş Ders(ler)

          Daha önce paylaşılmış demekki ama ben yeni okudum. Teşekkürler Alirezza kardeş.

          Yorum


            #6
            Ynt: İmam Caferi Sadık aleyhisSelamın El Basri'ye Verdiği Müthiş Ders(ler)

            Bismillahirrahmanirrahim

            Ben teşekkür ederim.. Allah bu siteyi yapanlardan bin kez razı olsun, artık bölüm bölüm konu konu okuyabiliyoruz, bazen kitap kadar, bazen de yeri geliyor kitaptan da etkili oluyor o nedenle bu site için ilk treni harekete geçirenden daha binmiş binecek bütün yolcularına kadar Allah hepsinden razı olsun...
            Ey Eba Abdullah... Gözler yaşlı kalmaya, kalpler zulmu sevmemeye söz verdi...

            Yorum

            YUKARI ÇIK
            Çalışıyor...
            X