Bir gün İmam Musa bin Cafer (a.s)’ı Bağdat’ta Harun’un görkemli saraylarından birine götürdüler. Kudret ve saltanat sarhoşu olan Harun, sarayı işaret ederek: “Bu saray kimindir?” diye sordu.
İmam Kazım (a.s) hiçbir şeye itina etmeksizin şöyle buyurdular: “Bu ev fasıkların evidir.” Sonra şu ayeti okudular:
“Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları ayetlerimden engelleyeceğim. Onlar her ayeti görseler bile ona inanmazlar; dosdoğru yolu da görseler, onu yol olarak benimsemezler; azgınlık yolunu gördüklerinde ise, onu yol olarak benimserler. Bu, onların ayetlerimizi yalan saymaları ve onlardan gafil olmaları dolayısıyladır.”[63]
Harun İmam (a.s)’ın cevabından rahatsız olarak: “Öyleyse gerçekte bu ev kimin evidir?” dedi.
İmam (a.s) cevaben şöyle buyurdular:
“Bu ev gerçekte Şiilerimizindir ama şimdi diğerleri onu zorla almışlardır ve bu onlar için bir imtihan vesilesidir.”
Harun: “Eğer bu saray Şiilerin ise, o zaman neden onun sahibi onu (bizden) almıyor?” dedi.
İmam (a.s) cevaben: “Bu ev, bayındır bir halde asıl sahibinden alınmıştır, onun imar zamanı gelmedikçe onu geri almayacaktır” buyurdular.
İmam Kazım (a.s) hiçbir şeye itina etmeksizin şöyle buyurdular: “Bu ev fasıkların evidir.” Sonra şu ayeti okudular:
“Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları ayetlerimden engelleyeceğim. Onlar her ayeti görseler bile ona inanmazlar; dosdoğru yolu da görseler, onu yol olarak benimsemezler; azgınlık yolunu gördüklerinde ise, onu yol olarak benimserler. Bu, onların ayetlerimizi yalan saymaları ve onlardan gafil olmaları dolayısıyladır.”[63]
Harun İmam (a.s)’ın cevabından rahatsız olarak: “Öyleyse gerçekte bu ev kimin evidir?” dedi.
İmam (a.s) cevaben şöyle buyurdular:
“Bu ev gerçekte Şiilerimizindir ama şimdi diğerleri onu zorla almışlardır ve bu onlar için bir imtihan vesilesidir.”
Harun: “Eğer bu saray Şiilerin ise, o zaman neden onun sahibi onu (bizden) almıyor?” dedi.
İmam (a.s) cevaben: “Bu ev, bayındır bir halde asıl sahibinden alınmıştır, onun imar zamanı gelmedikçe onu geri almayacaktır” buyurdular.