Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #46
    Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

    3- İki Yolcu

    İki yolcu Horasan'a gittiler; namazlarının hükmünü sormak için İmam Rıza (a.s)'ın huzuruna vardılar. İmam (a.s) onlardan birine: "Senin namazın iki rekattır (seferidir)"; diğerine de: "Senin namazın dört rekattır (tamdır)" buyurdular.

    O iki yolcu, İmam (a.s)'ın aralarında koyduğu farka şaşırdılar. İmam (a.s) onların bu hayretini görünce şöyle buyurdular:

    "Senin namazının iki rekat olmasının sebebi şudur ki, sen helal yolculuğa gelmişsin; hedefin de beni görmek ve ziyaret etmektir. Helal yolculukta dört rekatlı namaz iki rekat kılınır. Ama diğerinin hedefi tağutu görmektir ve seferi de haram olduğundan dolayı dört rekatlık namazında bir değişiklik olmaz."

    (Vesail'uş- Şia, c.5, s.510)
    "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

    Yorum


      #47
      Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

      4- Hurmayı Sevmesi

      Süleyman-i Caferî şöyle diyor:
      Bir gün İmam Rıza (a.s)'ın yanına uğradım, önünde berni hurması vardı, iştahla onu yiyordu. İmam (a.s) bana: "Ey Süleyman! Yaklaş hurma ye" buyurdular. Ben de İmam'la birlikte hurma yedim.

      Sonra İmam'a, "Canım sana feda olsun, ben sizin bu hurmayı iştahla yediğinizi görüyorum" dedim.

      - İmam (a.s): "Evet ben hurmayı çok severim."

      - Ben: "Neden çok seviyorsunuz?"

      - İmam (a.s): "Resulullah (s.a.a) hurmayı çok severdi, Emir'ul-Muminin Ali (a.s) hurmayı çok severdi, Hasan'üz- Zeki (a.s) hurmayı çok severdi, Ebu Abdullah'il- Hüseyin (a.s) hurmayı çok severdi, Seyyid'ul-Abidin (a.s) hurmayı çok severdi, Ebu Cafer (İmam Bakır -a.s-) hurmayı çok severdi, Ebu Abdullah (İmam Sadık -a.s-) ve babam (İmam Musa Kazım -a.s-) hurmayı çok severdi; ben de hurmayı çok severim, şialarımız da hurmayı çok severler; çünkü onlar bizim tıynetimizden (balçıktan) yaratılmışlardır. Ey Süleyman! Bizim düşmanlarımız ise sarhoş edici şeyleri severler; çünkü onlar ateşin alevinden yaratılmışlardır."

      (Bihar'ul-Envar, c.49, s.102, H.23)
      "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

      Yorum


        #48
        Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

        5- ALLAH'a İtaat Ettiğin Takdirde Benim Kardeşimsin

        Yasir şöyle diyor:
        İmam Rıza (a.s)'ın kardeşi Zeyd, Medine'de kıyam etti; bir grup kimselerin evini yaktı ve bazılarını da öldürdü. İşte bundan dolayı ona "Zeyd'un-Nar" (Ateş Zeyd) diyorlardı. Me'mun bazı kimseleri Medine'ye göndererek onu yakalatıp kendi yanına getirtti.
        Me'mun, (İmam Rıza (a.s)'ın hatırı için onu bağışlayarak kardeşi İmam Rıza (a.s)'ın yanına götürmelerini emretti.

        Yasir şöyle devam ediyor:
        Zeyd'i İmam Rıza (a.s)'ın yanına götürdüklerinde İmam (a.s) şöyle buyurdular:
        "Ey Zeyd! Kufe cahillerinin: "Fatıma (a.s), iffet ve namusunu koruduğundan dolayı ALLAH onun zürriyetini (soyunu) cehennem ateşine haram kılmıştır" diye söylemiş oldukları söz mü seni mağrur edip aldatmıştır? Bu söz, sadece İmam Hasan (a.s)'la İmam Hüseyin (a.s) hakkında geçerlidir.
        Sen, ALLAH'a karşı isyan ettiğin halde, gece gündüz ALLAH'a itaat ve ibadet eden (baban) Musa b. Cafer (a.s)'la (birlikte) cennete gideceğini mi zannediyorsun? Eğer durum böyle olursa o zaman sen ALLAH katında İmam Musa b. Cafer (a.s)'dan daha üstünsün! (Çünkübaban zahmet çekerek cennete gitmiştir; oysa sen zahmetsiz cennete gitmişsin.)[1] ALLAH'a and olsun ki, ALLAH katındaki sevap, ancak O'na itaat etmekle elde edilir. Sen ALLAH'a isyan etmekle o sevaba ulaşabileceğini mi zannediyorsun? ne de kötü düşünüyorsun!"

        Zeyd, İmam Rıza (a.s)'ın sözlerine karşı şöyle dedi: "Ben senin kardeşin ve babanın oğluyum."

        İmam (a.s) buyurdu ki: "Sen ALLAH'a itaat ettiğin sürece benim kardeşimsin. Nuh (a.s) şöyle dedi: "Rabbim! Şüphesiz benim oğlum ailemdendir ve senin vaadin de doğrusu haktır. Sen hakimlerin hakimisin." Rabbi de şöyle buyurdu: "Ey Nuh! Kesinlikle o senin ailenden değildir. Çünkü o, salih olmayan bir iş yapmıştır."
        Böylece ALLAH-u Teala onu, ALLAH'a karşı günah işlediğinden dolayı onun ehlinden (ailesinden) çıkarmıştır."( Hud / 45) [2]
        _________________
        [1] - Başka bir rivayette şu sözü de ekliyor: Ali bin Hüseyin (a.s) şöyle diyordu: "Bizim iyilerimize iki kat sevap, kötülerimize de iki kat ceza verilir." Bihar, c. 43, s. 230
        [2] - Bihar, c. 43, s. 231, H. 6; yine s. 230, H. 2; c. 49, s. 217 -219
        "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

        Yorum


          #49
          Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

          6- Cennet Bahçelerinden Bir Bahçe

          Hasan b. Fazzal babasından, o da İmam Rıza (a.s)'dan şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

          "Horasan'da bir yer vardır. Öyle bir zaman gelecek ki, orası meleklerin gidip geldiği yer olacaktır. Kıyamet gününe dek sürekli olarak bir grup melek inip bir grup melek kalkacaktır."

          "Ey Resulullah'ın torunu, bu mekan nerededir?" dediklerinde şöyle buyurdular:
          "Orası Tus (Meşhed)'dur. Allah'a and olsun ki, orası cennet bahçelerinden bir bahçedir. Kim beni o mekanda ziyaret ederse, Resulullah (s.a.a)'i ziyaret etmiş gibidir. Allah-u Teala, onun bu ziyareti için, kabul olmuş bin hac ve umre sevabını ona bağışlar; kıyamet günü de ben ve babalarım onun şefaatçisi oluruz."

          (Bihar, c. 102, s. 31)
          "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

          Yorum


            #50
            Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

            7- İmam Rıza (A.S) Açısından Eşitlik

            Abdullah b. Salt diyor ki: Belh halkından olan bir şahıs şöyle dedi:

            İmam Rıza (a.s)'ın Horasan yolculuğunda ben O'nunla beraberdim. Bir gün kendi sofrasının getirilmesini istedi. Sofra açıldığında, Sudan ve diğer memleketlerden olan bütün köle ve hizmetçileri o sofranın başına topladı.
            Ben İmam Rıza (a.s)'a: "Fedan olayım! Keşke bunların sofrasını ayırsaydın" dedim.

            İmam (a.s): "Sus! Bizim hepimizin Rabbi birdir; anne ve babalarımız da birdir; sevap ve ceza da amellere göredir" buyurdular.

            (Bihar, c. 49, s. 101)
            "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

            Yorum


              #51
              Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

              8- Maslahat İçin Beddua

              Safvan b. Yahya şöyle diyor:

              Medine'de İmam Rıza (a.s)'ın huzurunda idim. Bir grup insanlarla birlikte, oturmuş olan bir şahısın kenarından geçtik. O adam İmam (a.s)'ı işaret ederek: "Bu Rafızi'lerin İmamıdır" dedi.

              İmam (a.s)'a: "Bu adamın sözünü duydunuz mu?" diye sordum.
              İmam (a.s): "Evet, o, imanını kamil etmekte olan bir mümindir" buyurdular.
              Akşam olduğunda İmam (a.s) onun ıslahı için ona beddua etti. Çok geçmeksizin onun dükkanı yandı, hırsızlar da geri kalan eşyasını yağma ettiler. Sabah olduğunda o adamın İmam (a.s)'ın yanında mütevazı ve perişan bir vaziyette oturmuş olduğunu gördüm. İmam (a.s) ona yardım etmelerini emretti.

              Daha sonra bana hitaben şöyle buyurdular:
              "Ey Safvan! O, imanını kamil etmekte olan bir mümindir; gördüğün şeyden başkası onu ıslah edemezdi. (onun ıslah yolu bundan başka bir şey değildi)."

              (Bihar, c. 49, s. 55)
              "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

              Yorum


                #52
                Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

                9- Tartışması

                İmam Rıza (a.s), İbn-i Ramin el-Fakih'e şöyle buyurdu:

                "Ey İbn-i Ramin! Peygamber (s.a.a) Medine'den hicret ettiğinde yerine kimi tayin etti."
                -İbn-i Ramin: "Hz. Ali'yi."
                -İmam (a.s): "Neden Medine halkına: "Kendiniz birini seçin. Çünkü siz dalalet ve sapıklık üzere toplanmazsınız!" diye buyurmadı?"
                -İbn-i Ramin: "Halkın arasında ihtilaf ve fitne çıkmasından korktuğu için böyle yapmadı."

                -İmam (a.s): "İhtilaf çıktığı takdirde, Yolculuktan Medine'ye geri döndüğünde onu ıslah edebilirdi."
                -İbn-i Ramin: "Hz. Peygamber'in bizzat kendisi, kendi yerine birini halife tayin etmesi, elbette daha sağlam ve daha uygun olurdu."
                -İmam (a.s): "O halde hayatında, ölümünden sonrası için kesinlikle birini kendi yerine halife tayin etmiştir."
                -İbn-i Ramin: Hayır, kimseyi tayin etmemiştir!"

                -İmam (a.s): "Peygamber (s.a.a)'in ölümü, O'nun yolculuğundan daha önemli değil miydi?! Dünya yolculuğu kısadır, ama ölüm yolculuğu daha uzun ve ebedidir. O halde nasıl oldu da ölüm zamanı, ümmetin ihtilaf ve fitneye düşmeyeceğinden emin olarak kendi yerine halife tayin etmedi de dünyanın birkaç günlük yolculuğunda, ümmetin ihtilafa düşeceğinden korkup da yerine halife tayin etti? Oysa Hazretin kendisi hayatta idi ve ihtilafları da ıslah edebilirdi?!"

                İbn-i Ramin, İmam Rıza (a.s)'ın mantıklı sözleri karşısında bir şey söyleyemeyerek susup kaldı.

                (Bihar, c. 23, s. 75)
                "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                Yorum


                  #53
                  Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

                  10- Kendileri İle Alay Edenler

                  İmam Rıza (a.s) alaydan sayılan şeyler hususunda şöyle buyurmuştur:
                  "Yedi şey, yedi şey olmaksızın alaydandır:

                  1- Kim diliyle mağfiret diler de kalbiyle pişman olmazsa, şüphesiz kendisi ile alay etmiştir.
                  2- Kim Allah'tan tevfik diler de çaba sarfetmezse, şüphesiz kendisi ile alay etmiştir.
                  3- Kim ihtiyat etmek ister de ihtiyat etmezse, şüphesiz kendisi ile alay etmiştir.
                  4- Kim Allah'tan cenneti diler de zorluklara tahammül etmezse, şüphesiz kendisi ile alay etmiştir.
                  5- Kim cehennem ateşinden Allah'a sığınır da dünya şehvetlerini terk etmezse, şüphesiz kendisi ile alay etmiştir.
                  6- Kim Allah'ı anar da O'nunla mülakat etmeye koşmazsa, şüphesiz kendisi ile alay etmiştir.
                  (Yedinci şey, Bihar'da zikrolunmamıştır.)

                  (Bihar, c. 78, s. 356)
                  "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                  Yorum


                    #54
                    Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

                    11- İmam Rıza (a.s) Ve Bozuk İtikada Karşı Mücadele

                    Bir adam İmam Rıza (a.s)'ın yanına gelerek: "Allah'ın sıfatlarını bize beyan et" dedi.
                    İmam (a.s), Allah'ın celal ve cemal sıfatlarından bazılarını beyan etti.
                    O adam şöyle dedi: "Annem ve babam size feda olsun! Bizim yanımızda, sizi sevdiğini iddia eden ve bu sıfatların Hz. Ali'de olduğunu ve O'nun alemlerin rabbi olan Allah olduğunu söyleyen bir şahıs vardır."

                    İmam (a.s) bu sözü duyunca titredi ve terledi. Sonra şöyle buyurdu:

                    "Allah, bu zalim ve kafirlerin dedikleri sözlerden çok daha yüce ve münezzehtir. Hz. Ali (a.s) da yemek yiyenler gibi yemek yemiyor muydu? Su içenler gibi su içmiyor muydu? Evlenenler gibi evlenmiyor muydu? Konuşanlar arasında konuşmuyor muydu? Bunlarla birlikte namaz kılıyordu, tevazuda bulunuyordu, Allah'ın karşısında zelil idi, O'na yalvarıp yakarıyordu. Acaba bu sıfatlara sahip olan birisi Allah olabilir mi? Eğer bu Allah olursa, sizin hepiniz bu sıfatlarda onunla ortak olup Allah olursunuz!"

                    (Bihar, c. 25, s. 275)
                    "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                    Yorum


                      #55
                      Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

                      12- Dinlerin En Üstününe Hidayet

                      Abdullah b. Muğayre şöyle diyor: Ben Vâkıfî[1] idim, hacca gittim, Mekke'ye vardığımda bir şey kafama takıldı. Kabe ile Hacer'ül-Esved arasında Mültezim denilen yere yapışıp Allah'a sığınarak arzettim ki:
                      "Allah'ım! Sen benim murat ve maksadımı biliyorsun. Beni mezhepler ve dinlerden en üstün olanına hidayet et."

                      Bu arada kalbime Hz. Rıza (a.s)'ın hizmetine gitmek fikri ilham oldu. Medine'ye giderek O hazretin kapısını çaldım. Hizmetçiye dedim ki: "Efendine, Irak ehlinden bir kişinin kapıda beklediğini söyle."

                      Bu esnada İmam (a.s)'ın şöyle buyurduğunu duydum: "Ey Abdullah b. Muğayre! İçeri gel."

                      İçeri girdiğimde beni görünce buyurdular:
                      "Allah-u Teala duanı kabul buyurdu ve seni kendi dinine hidayet etti."
                      Arzettim ki: "Şehadet ediyorum ki, sen Allah'ın yaratıklarına olan hüccet ve eminisin."[2]
                      _________________
                      [1] - Vakıfî: Yedi imama inanıp, İmam Musa b. Cafer'de kalan ve imametin O'nda bittiğini ve O'nun Kâim (Mehdi) olduğunu kabul eden fırkaya denir.
                      [2] - İsbat'ul-Hudat c. 6, s. 34
                      "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                      Yorum


                        #56
                        Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

                        [font=Arial]13- Fazl'ın Katledilme Haberi

                        Ali b. İbrahim, Yasir'den şöyle naklediyor:

                        "Bir gece İmam Rıza (a.s) bize şöyle buyurdu: "Bu gece nazil olacak şeyin şerrinden Allah'a sığınıyoruz, deyin."

                        Biz de sabaha kadar bu sözü tekrar ettik. O hazret sabah namazını kıldıktan sonra buyurdular: "Damın üzerine çık, bak gör bir ses duyuyor musun?"

                        Dama çıktığımda ağlama ve feryat sesleri duydum. Bu arada Me'mun, kendi evi ile İmam (a.s)'ın evi arasında bulunan kapıdan İmam (a.s)'ın yanına gelerek şöyle dedi: "Benim serverim! Allah Fazl'ın musibetinde size mükafat versin. O dünyadan göçtü. Hamama girdiği sırada bir grup kılıçlarla üzerine saldırarak onu öldürdüler. Onlardan üç kişi yakalandı; onlardan biri de halasının oğlu Fazl-ı Zü'l-Kalemeyn idi."

                        Ordu, komutanlar ve Fazl'ın akrabaları Me'mun'un kapısında toplanarak; "O (Me'mun) Fazl'ı gafil avlayarak öldürdü ve biz onun kanını talep ediyoruz" diyorlardı.

                        Ateş getirip kapıyı yakmak istediklerinde Me'mun İmam'a şöyle dedi: "Serverim! Uygun görüyorsanız, dışarı çıkarak halkı dağıtın."

                        İmam (a.s) ata bindi, bana da aynısını emrettiler. Birlikte dışarı çıktığımızda halkın toplandığını gördük. İmam (a.s) eliyle dağılın, dağılın, diye işaret etti. Allah'a andolsun ki, halk öğle dağıldı ki, birbirlerini çiğniyorlardı. İmam (a.s) kime işaret ediyorduysa, koşa koşa orayı terk ediyordu.

                        [size=10pt](Usul-u Kafi, c. 1, s. 490)
                        "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                        Yorum


                          #57
                          Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

                          14- İmam Rıza'yı Ziyaret Etmenin Sevabı

                          Hasan b. Ali b. Fezail şöyle diyor:

                          Horasan ehlinden bir kişi İmam Rıza (a.s)'a, Peygamber-i Erkem (s.a.a)'i rüyada gördüğünü ve Hazretin şöyle buyurduğunu söyledi:
                          "Benim bedenimin bir parçasını sizin toprağınızda defnedip, onu size emanet ettiklerinde ve yıldızım sizin toprağınızda gurup ettiğinde ne halde olacaksınız?"

                          İmam Rıza (a.s) buyurdu:
                          "Sizin toprağınızda gömülecek, Peygamber'in bedeninin bir parçası ve O'nun emanet ve yıldızı olan benim. Bilin ki, kim beni ziyaret eder ve Allah'ın farz kıldığı üzere benim hak ve itaatimi tanırsa, kıyamet günü ben ve atalarım onun şefaatçisi oluruz."

                          (Men la Yehzuruh'ul-Fakih, c. 2, s. 365, h. 3191)
                          "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                          Yorum


                            #58
                            Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

                            15- Tus, Cennet Bahçelerinden Bir Bahçedir

                            Fezail şöyle diyor:

                            Hz. Rıza (a.s) şöyle buyurdular:
                            "Horasan'da bir parça yer var. Bir gün gelecek ki, meleklerin gidiş ve geliş yeri olacak. Kıyamete kadar onlardan bir grup gökten inecek, diğer bir grup ise göğe yükselecekler."

                            -Arzettiler ki: "Ey Allah Resulünün oğlu! Burası yerin hangi parçasıdır?"

                            -Buyurdular: "Tus (Meşhed) yeridir. Allah'a andolsun ki, burası cennet bahçelerinden bir bahçedir. Kim beni bu yerde ziyaret ederse, Peygamber (s.a.a)'i ziyaret eden kimse gibi olur. Allah-u Tebarek ve Teala, ona bin tane kabul görmüş hac ve umre sevabı yazar; ben ve atalarım kıyamet günü onun şefaatçisi oluruz."

                            (Men La Yehzuruh'ul-Fakih, c. 2, s. 366, h. 2193)
                            "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                            Yorum


                              #59
                              Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

                              16- Ölenin Dirilmesi, Ağlayanın İse Ölmesi

                              Muhammed b. Davud şöyle naklediyor:

                              Kardeşimle birlikte İmam Rıza (a.s)'ın hizmetindeydik. Biri gelip Muhammed b. Cafer'in çenesini bağladıklarını (artık ölmek üzere olduğunu) söyledi. Biz İmam (a.s) ile onun yanına gittik. İshak ve diğer oğullarının ve bütün Ebu Talip Oğullarının ağladıklarını gördük. Hazret onun baş ucunda oturarak yüzüne bakıp tebessüm etti. Meclistekiler bu tavrı İmam'a yakıştırmadılar. Bazıları "İmam kendi amcasına alaycasına gülüyordu" dediler.

                              Hazret kalkıp namaz için mescide gittiğinde, arzettim ki: "Kurbanın olayım! Siz tebessüm ettiğinizde, meclistekilerden, sizin hakkınızda hoş olmayan sözler duydum."

                              İmam (a.s) buyurdu ki: "Ben İshak'ın ağlamasına şaşırdım; çünkü o, Muhammed'den daha önce ölecek ve o ona ağlayacaktır."

                              Bir müddet geçtikten sonra Muhammed'in iyileştiğini İshak'ın ise öldüğünü gördüm.

                              (İsbat'ul-Hudat, c. 6, s. 62)
                              "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                              Yorum


                                #60
                                Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

                                17- Reyyan B. Salt

                                Muammer b. Hallad diyor:
                                Reyyan b. Salt -ki Fazl b. Sehl onu Horasan'ın bazı ilçelerine göndermişti- bana şöyle dedi:

                                "İmam Rıza (a.s)'dan, hizmetine varıp selam vermem için bana izin almanızı istiyorum ve elbiselerinden birini bana giydirmesini ve kendi adına bastırılan paralardan da bana bağışta bulunmasını arzu ediyorum."

                                Ben İmam (a.s)'ın yanına vardığımda, ben bir şey söylemeden Hazret şöyle buyurdular: "Reyyan b. Salt, yanımıza gelerek bizden elbise ve para almak istiyor, ona izin ver gelsin."

                                Ben de izin verdim. Reyyan içeri girip selam verdi. İmam (a.s) da iki elbise ile kendi paralarından otuz dirhem ona bağışta bulundular.

                                (İsbat'ul-Hudat, c. 6, s. 64)
                                "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X