Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #61
    Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

    18- Me'mun'un Neticesiz Komplosu

    Hersemet b. A'yan şöyle diyor:
    Me'mun'un evinde, İmam Rıza (a.s)'ın öldüğüne dair gerçek dışı bir şayia çıkarıldı. Ben, Me'mun'un kapısını çalıp, O hazretin hizmetine varmak için izin istedim. -İmam'ın yanına varmak için Me'mun'un evinden geçmek gerekiyordu.- Me'mun'un Subeyh isimli hizmetçisi (aynı zamanda İmam'ın dostlarındandı) dışarı çıkarak dedi ki:

    "Ey Herseme! Me'mun dün akşam, gecenin ilk yarısında hizmetçilerinden otuz kişiyi topladı. Girdiğimizde mumların çokluğundan ortalık gündüz gibi olmuştu. Zehirle bilenmiş keskin kılıçlar önündeydi ve bizden başka kimse de orada yoktu. Sonra bizleri tek tek çağırıp her birimizden ahit ve söz alarak dedi ki: "Bu ahdinize vefalı kalmalısınız; bu ahit gereği verdiğim emri uygulamalısınız ve onda kusur yapmamalısınız."

    Biz de onun emrinden çıkmayacağımıza dair yemin ettik. Daha sonra şöyle dedi: "Her biriniz şu kılıçlardan birini alın, İmam Rıza'nın odasına girin, hangi halde olursa olsun (ister ayakta, ister oturmuş, ister yatmış olsun) O'nunla konuşmadan kılıçları üzerine indirin ve onu parça parça edin. Yerdeki sergi ile bedenini sarıp kılıçlarınızı da onunla temizleyin ve gelin. Yaptığınız bu amel ve koruyacağınız bu sır karşılığında, her birinize o bin dirhemlik olan on kese ve verimi iyi olan on tarla vereceğim ve yaşadığım sürece benden yararlanacaksınız."

    Biz de kılıçları alıp odaya girdik. O hazret uzanmıştı, el ve gözünü hareket ettirerek bir şeyler söylüyordu, ama biz anlayamıyorduk. Köleler kılıçlarla ona hamle ettiler, ben de kılıcı bırakıp O hazrete bakıyordum. Sanki onların hamle edeceğini bildiğinden elbisesinin altından kılıcın işlemeyeceği bir şey giymişti. O Hazretin bedenini bir sergiye bırakıp onu dürdükten sonra Me'mun'un yanına gittiler.

    Me'mun; "Ne yaptınız?" diye sordu.
    Cevabında; "Emrettiğini uyguladık" dediler.
    Me'mun; "Artık (bu olay hakkında) bir şey söylemeyin" dedi.

    Sabah ortalık aydınlanınca Me'mun, güya İmam'ın vefatından haberdar olup üzülmüş bir görüntü içerisinde başı ve yakası açık bir şekilde evden dışarı çıktı. Daha sonra kalkıp, olayın nasıl olduğunu görmek için ayak yalın gitti. Ben de onun önünde gidiyordum. Odasının önüne yetiştiğinde ağır bir ses duydu. Korkarak şöyle dedi: "Odada kim var?"
    "Ey müminlerin emiri, bilmiyoruz" dedik.
    Me'mun: "Zikir sesi geliyor" dedi.
    Ben; "Bir kişi Hz. Rıza'nın mihrabında oturup namaz kılıyor, zikir ediyor" dedim.

    Me'mun titreyerek şöyle dedi: "Beni aldattınız! Allah size lanet etsin."
    Daha sonra bana dönerek dedi ki: "Subeyh! Sen O'nu tanıyorsun, bak gör namaz kılan kimdir?"

    Ben odaya doğru giderken Me'mun geri döndü. Kapıya vardığımda İmam (a.s) "Subeyh!" diye seslendi. Ben de "Lebbeyk ey mevlam!" dedim ve yere kapandım.
    Buyurdular: "Kalk! Allah sana merhamet etsin. Bu zalimler Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar; ama Allah, kafirler istemese de nurunu tamamlayacaktır."

    Sonra Me'mun'un yanına döndüğümde, yüzünün simsiyah olduğunu gördüm.
    Me'mun; "Subeyh! Ne haber?" diye sordu.
    Cevabında; "Ey müminlerin emiri! Allah'a andolsun ki, (İmam Rıza) kendi odasında oturmuştu; beni çağırdı ve şöyle böyle dedi" dedim.

    Me'mun elbisesinin düğmelerini bağladı, kapıları kapatmalarını emretti ve şöyle dedi: "Deyin ki, O bayılmıştı, ama şimdi kendine geldi."
    Herseme diyor: "Allah'a çok şükrettim, sonra İmam (a.s)'ın huzuruna vardım. Beni görünce şöyle buyurdular: "Ey Herseme! Subeyh'in sana söylediklerini, Allah'ın, kalplerini bizim velayetimiz ve dostluğumuzla imtihan ettiği kimseler hariç başkalarına söyleme."

    Ben de; "Gözüm üstüne" dedim.
    Sonra şöyle buyurdular: "Ey Herseme! Allah'a andolsun ki, bunların hileleri, Allah'ın emrinin zamanı gelmedikçe bize bir zarar vermez.

    (Uyun-u Ahbar'ir-Rıza, c. 2, s. 224)
    "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

    Yorum


      #62
      Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

      19- Kum Şiaları Ve İmam Rıza (a.s)'ın Ziyareti

      Ebu Selt-i Herevî şöyle diyor:

      İmam Rıza (a.s)'ın hizmetinde olduğum bir sırada, Kum ehlinden bir grup gelerek İmama selam verdiler. İmam (a.s) cevap verdikten sonra onları yanında oturttu ve hal hatır sorduktan sonra şöyle buyurdu:

      "Sizler gerçekten bizim şiilerimizsiniz. Bir zaman gelecek ki, Tus (Meşhed) şehrinde benim kabrimi ziyaret edeceksiniz. Kim gusledip de beni ziyaret ederse, annesinden doğduğu gün gibi günahlardan arınmış olur."

      (İsbat'ul-Hudat, c. 6, s. 98)
      "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

      Yorum


        #63
        Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

        20- Şahadet Haberi

        Ebu Selt-i Herevî şöyle diyor:

        İmam Rıza (a.s)'ın hizmetinde bulunduğum bir sırada şöyle buyurdular: "Ey Eba Salt! Git, Harun'un kabrinin bulunduğu kubbenin dört tarafından toprak getir."

        Gidip o toprakları getirdiğimde kapı tarafından aldığım toprağı istedi. Onu verdiğimde alıp koklayarak attı ve buyurdu: "Bu toprağı aldığın tarafta benim için bir mezar kazacaklar; kazarken bir taş bulunacak, eğer Horasan'ın bütün kazmalarını getirseler yine de kazılmaz."

        Daha sonra ayak ve baş tarafının toprağı hakkında da aynı şeyleri söyledi. Sonra buyurdu:

        "Benim kabrimden getirdiğin toprağı ver. Orada benim için mezar kazdıklarında onlara de ki: Kabri yedi karış aşağı doğru kazsınlar ve ortasını çukurlaştırsınlar. Eğer lahd kazmak istiyorlarsa, de ki, Lahdı iki zıra bir karış yapsınlar. Zira Allah istediği kadar genişletir. Böyle yaptıklarında kabrin baş tarafında bir rutubet göreceksin. O zaman sana öğreteceğim sözü söyle. Onu söyleyince su taşıp lahdı dolduracak ve küçücük balıklar göreceksin. Sana verdiğim bu parça ekmeği ufalayıp onlara ver yesinler. Bittiğinde büyük bir balık ortaya çıkıp onları yutacak; öğle ki onlardan bir şey kalmayacak ve sonra o da yok olacak. İşte o zaman elini ona bırak ve sana söyleyeceğim sözü söyle. O sözü söyler söylemez su tamamen çekilecek. Bu işi, Me'mun'dan başkasının yanında yapma."

        Daha sonra buyurdu:
        "Ey Eba Salt! Yarın bu facirin (Me'mun'un) yanına gideceğim. Eğer başı açık dışarı çıkarsam, istediğin her şeyi sor, cevabını veririm. Ama eğer başım örtülü olarak çıkarsam benimle konuşma…"

        Ebu Salt sözünün devamında şöyle diyor:
        Her şey İmam (a.s)'ın dediği şekilde gerçekleşti. Me'mun kabrin baş tarafındaki rutubeti, balıkları vs. şeyleri görünce şöyle dedi: "İmam Rıza (a.s) hayatı döneminde daima bir takım şeyleri bize gösteriyordu, vefatından sonra da bir takım ilginç şeyleri gösterdi."

        (İsbat'ul-Hudat, c. 6, s. 93)
        "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

        Yorum


          #64
          Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

          21- Veşşa'nın Vakıfilik İnancından Dönmesi

          Hasan b. Ali el-Veşşa şöyle diyor:

          İmam Rıza (a.s)'ın imametine inanmadan önce, babalarından ve diğerlerinden rivayet edilen birçok meseleleri yazarak bir kitapta topladım. O kitabı elbisemin içine koyarak O hazretin evine doğru hareket ettim. O hazretin işinde tahkik yapmak ve O'nu denemek istiyordum. Onunla yalnız görüşmek ve kitabı kendisine sunmak niyetindeydim. Bir grup adam O'nun kapısında oturmuşlardı. Ben de "İçeri girmek için nasıl izin alabilirim?" diye düşünüyordum. Bu esnada bir hizmetçi elinde bir kağıt olduğu halde dışarı çıkarak şöyle dedi: "Hanginiz Hasan b. Ali el-Veşşa b. Nebet-i İlyas-i Bağdadi'siniz?"

          Ben kalkarak: "Hasan b. Ali el-Veşşa benim; ne işiniz var?" diye sordum.
          Dedi ki: "Efendim bu kağıdı size vermemi emretti."

          Kağıdı alıp bir kenara giderek onu okudum. Allah'a andolsun ki, aklımdan geçen bütün soruların cevabını yazmıştı. O zaman O'nun imametine iman edip, Vakıfîlik inancından döndüm.

          (Uyun-u Ahbar'ir-Rıza, c. 2, s. 228)
          "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

          Yorum


            #65
            Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

            22- Kabrinin Harun'un Kabri Yanında Olmasından Haber Vermesi

            Hamza b. Cafer el-Ercani şöyle diyor:

            Harun, Mescid'ul-Haram'ın bir kapısından, İmam Rıza (a.s) ise diğer kapısından dışarı çıktılar. Bu esnada İmam (a.s) şöyle buyurdu:

            "Vatan ne kadar uzak, mülakat ise ne kadar yakın! Tus! Tus! Tus! Ey Tus! Çok yakında bizim ikimizi bir araya getireceksin."

            (İsbat'ul-Hudat, c. 6, s. 76)
            "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

            Yorum


              #66
              Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

              23- Ey İbn-i Cehm Aldanma!

              Ali b. Muhammed b. Cehm diyor:
              Me'mun, zahirde peygamberlerin masumiyetiyle çelişkili olan ayetlerle ilgili bir takım sorular sordu. İmam Rıza (a.s) da en iyi şekilde cevap verdi.

              Ali b. Muhammed şöyle diyor:
              Me'mun, namaz için kalktığında, Muhammed b. Cafer'in elinden tutarak: "Kardeşin oğlunu nasıl gördün?" diye sordu.

              O cevabında şöyle dedi: "O bilgin birisidir; herhangi bir kişinin yanına ilim öğrenmek için gidip geldiğini görmedim."

              Me'mun da şöyle dedi: "Kardeşin oğlu, Peygamber (s.a.a)'in Ehlibeyti'ndendir. Peygamber (s.a.a) onların hakkında şöyle buyurmuştur: "İtretimin iyileri ve neslimin temizleri, çocuklukta halkın en akıllıları, büyüklük çağlarında ise onların en bilginleridirler."

              Ali b. Muhammed ekliyor:
              Ertesi gün Hazretin yanına vararak Me'mun'la Muhammed b. Cafer'in sözlerini O'na anlattım. İmam (a.s) gülerek buyurdular: "Ey İbn-i Cehm! Me'mun'un bu sözlerine aldanma. Zira o, çok yakında beni hileyle öldürecek ve Allah da benim intikamımı ondan alacaktır."[29]

              (Uyun-u Ahbar'ir-Rıza, c. 2, s. 195, b. 15)
              "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

              Yorum


                #67
                Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

                24- Di'bil-i Huzai'nin Şiirini Tamamlaması

                Ebu Selt-i Herevi diyor:

                Di'bil-i Huzaî, Merv'de İmam Rıza (a.s)'ın hizmetine yetişerek şöyle dedi: "Ey Allah Resulünün oğlu! Sizin hakkınızda bir kaside yazdım, sizden önce kimseye okumamaya karar aldım."

                İmam (a.s) okumasını istedi ve o da okumaya başladı:
                "O evler, Kur'ân ayetlerinin tedris edildiği yerlerdi,
                Ama şimdi) Kur'ân tilaveti ve sesinden bir haber yok.
                İlahi vahyin iniş yerleri idi,
                Ama şimdi ibadet ve hidayetten boş kalıp viraneye dönüşmüşler."

                Di'bil şiirinin devamında şu mısraı okuyor:
                "(Zehra'nın evladından) Temiz nefisliye ait bir kabir Bağdat'tadır,
                Allah onu, cennetin odalarında sakin kılmayı üstlenmiştir."

                Di'bil bu mısraı okuyunca İmam (a.s) şöyle buyurdu:
                "Kasideni kamil etmek için iki beyit de ben ekleyeyim mi?"

                Di'bil arzetti: "Evet, ey Resulullah'ın oğlu!"

                İmam (a.s) şöyle buyurdu:
                "Tus'da bir mezar vardır, musibeti ne de büyüktür!
                Kâimimiz kıyam ettiğinde, gam ve kederi bizlerden giderecektir."

                Di'bil arzetti: "Ey Allah Resulünün oğlu! Tus'daki bu kabir kimindir?"

                İmam (a.s) cevabında şöyle buyurdu:
                "Benim kabrimdir. Çok geçmeden Tus şehri Şiilerimin git gel yeri ve ziyaret mekanı olacaktır. Kim beni Tus'da ziyaret ederse, kıyamet günü bağışlanır ve makamımda benimle birlikte olur."

                (Kemal'ud-Din, c. 2, s. 373)
                "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                Yorum


                  #68
                  Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

                  25- Bütün Dilleri Bilmesi, Geçmiş Ve Gelecekten Haberdar Olması

                  Kutb-u Ravendi şöyle naklediyor:
                  Bir adam İmam Rıza (a.s)'a arzetti ki: Muhammed b. Fazl, sizin, Allah'ın nazil ettiği her şeyi ve her dili bildiğinizi söylüyor?"

                  -İmam (a.s; "Doğru söylemiştir" buyurdu.

                  -Arzetti: "O halde emin olmak için sizi diller hususunda imtihan etmek istiyorum."

                  Ravi diyor ki, İmam (a.s) Rumca, Hintçe, Türkçe ve Farsça konuştular ve her birine kendi diliyle cevap verdi. Hepsi İmamın, kendilerinden daha fasih konuştuklarını itiraf ettiler.

                  Ravi şöyle diyor: Sonra İmam (a.s), İbn-i Hizab'a bakarak buyurdu: "Eğer sana; şu yakınlarda akrabalarından birinin kanına bulaşacaksın dersem, kabul eder misin?"

                  -İbn-i Hizab; "Hayır! Zira Allah'tan başka kimse gaybı bilemez" dedi.

                  -İmam (a.s) buyurdu: "Allah buyurmuyor mu ki: "Gaybı bilir ve kimseye gaybını bildirmez ancak elçileri (peygamberleri) içinde razı olduğu kimseler hariç."[1] Peygamber Allah'ın razı olduğu kimsedir ve biz de O'nun varisleriyiz. Allah O'nu gaipten istediğine muttali kıldı. Bizler geçmişin ve kıyamete kadar geleceğin ilmine sahibiz. Sana haber verdiğim şey, beş güne kadar gerçekleşecektir. Eğer gerçekleşmezse, ben yalancıyım. Eğer gerçekleşirse, o zaman bil ki, sen Allah ve Resulünü reddetmişsin. Diğer bir nişane de şu ki, sen kör olacaksın; bu da birkaç gün sonra vaki olacaktır. Diğer bir alamet de şu ki, yalan yere yemin ettiğinden dolayı abraş hastalığına yakalanacaksın."

                  Muhammed b. Fazl diyor ki: "Allah'a andolsun ki, bu belaların hepsi o adamın başına geldi."

                  Daha sonra şöyle diyor: "İmam (a.s), Hıristiyan ve Yahudi alimlerinden bir grup toplayıp Tevrat, İncil ve Zebur'dan onlara deliller getirdi. Öğle vakti olduğunda onlara buyurdu: "Şimdi namaz kılacağım, daha sonra da Medine valisi ile -verdiğim söz üzere- mektubun cevabını yazmak için Medine'ye gideceğim. Yarın sabah İnşaallah buradayım."

                  İmam (a.s) namaz kıldıktan sonra gitti ve ertesi gün meclisine döndü. Meclise hizmetçi bir Rum kızı getirdiler. Hazret onunla kendi diliyle konuştu. Hıristiyan alimi ise onları dinliyordu...

                  Ravi sonra şöyle diyor: İmam (a.s) sonra bir Sindiyle (Çinliyle) Çince konuştu ve o da İslam dinini kabul etti...

                  Ravi daha sonra şöyle diyor: Konuşma sona erdikten sonra, mecliste bulunanlardan biri şöyle dedi: Muhammed b. Fazl, "Sizi Horasan'a götüreceklerdir!" diyor.

                  İmam (a.s); "Evet, ihtiram ve tazim ile götürecekler" buyurdu.

                  Muhammed b. Fazl diyor: O grup, Hazretin imametine şahadette bulundular. Hazret geceyi bizim yanımızda geçirdi, sabahleyin ise onlarla vedalaştı. Bana bir takım siparişlerden sonra gitti, biz de onunla gittik. Köyün ortalarına yetiştiğinde yolun kenarına çıkıp dört rekat namaz kıldı ve bana buyurdu: "Ey Muhammed! Seni Allah'a ısmarlıyorum artık dön."

                  Sonra gözümü kapatıp açmamı emretti. Gözlerimi açtığımda, Basra'da evimin kapısının önünde olduğumu gördüm.[2]
                  _________________
                  [1] - Cin: 26-27
                  [2] - İsbat'ul-Hudat, c. 6, s. 129
                  "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                  Yorum


                    #69
                    Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

                    26- Hz. Peygamber (s.a.a)'in Kılıcı

                    Muhammed b. Fazl şöyle diyor:

                    İmam Rıza (a.s)'ın yanına vararak bir şeyler sordum. Peygamber-i Ekrem (s.a.a)'in kılıcı hakkında da soru sormak istiyordum, ama unuttum. Daha sonra dışarı çıkıp Hüseyin b. Beşşar'ın evine gittim. O sırada Hazretin hizmetçisi şu içerikte bir mektup getirdi:

                    "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Ben babamın mesabesinde ve O'nun varisiyim. Peygamber (s.a.a)'in yanında olan kılıç şimdi benim yanımdadır."

                    (İsbat'ul-Hudat, c. 6, s. 135)
                    "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                    Yorum


                      #70
                      Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

                      27- Havariç'ten Bir Kişi

                      Muhammed b. Zübeyd-i Razi şöyle diyor:

                      İmam Rıza (a.s)'ın veliahtlığından sonra, yanında olduğum bir sırada, Haricilerden biri, gömleğinin kolunda zehirli bir bıçak saklamış olduğu halde içeri girdi. Gelirken dostlarına demiş ki:

                      "Vallahi şimdi, kendisini Peygamber'in oğlu ve varisi diye tanıtan, sonra da şu zalimin (Memun'un) veliahtlığını kabul eden bu adamın (İmam Rıza (a.s)) yanına gidiyorum, eğer ikna edici bir delili olursa hiç, aksi takdirde halkı ondan rahatlatacağım."

                      O adam gelerek izin alıp içeri girdi. Hazret buyurdu: "Bir şartla soruna cevap veririm, acaba bu şarta vefa edecek misin?"

                      -"Nedir?" diye sordu.

                      -Buyurdular: "Cevabım ikna edici olursa, gömleğinin kolunda sakladığını kırıp atacaksın."

                      Harici adam, İmam (a.s)'ın bu sözünden şaşkınlığa uğradı ve sonra bıçağı çıkarıp kırdı.

                      (İsbat'ul-Hudat, c. 6, s. 136)
                      "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                      Yorum


                        #71
                        Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

                        28- İmam Mehdi (a.s)'dan Haber

                        Reyyan b. Salt diyor:

                        İmam (a.s)'a; "Sahib'ul-Emr (Mehdi) siz misiniz?" sordum.
                        Buyurdular ki:

                        "Ben, emir (imamet) sahibiyim, ama ahir zamanda gelecek olan ve zulümden sonra cihanı adaletle dolduracak olan Sahib'ul-emr ben değilim; bedenimdeki olan bu zaaf ve güçsüzlükle ben nasıl O (Mehdi) olabilirim? Halbuki Kâim (Mehdi), zuhur ettiğinde, yaş açısından ihtiyar, ama genç yüzlüdür. Öylesine güçlüdür ki, yeryüzündeki en güçlü ağaca el atacak olursa, onu kökünden sökebilir. Eğer iki dağ arasında seslenirse, dağların taşları parçalanır. Musa (a.s)'ın asası, Süleyman (a.s)'ın yüzüğü O'nun yanında olacaktır. O benim dördüncü göbekten oğlumdur. Allah O'nu, istediği zamana kadar gayıp perdesi arkasında saklı tutacak, daha sonra açığa çıkaracak ve yeryüzünü zulüm ve fesatla dolduğu gibi adaletle dolduracaktır."[35]

                        (Kemal'ud-Din, c. 1, s. 376, h. 7)
                        "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                        Yorum


                          #72
                          Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri


                          S. Aleykum
                          Değerli f_altan hocam;


                          kıymetli paylaşımlarınızdan dolayı teşekkür ederim.
                          Rabbim sizi 14 masum ile haşreylesin...


                          Gereği gibi istifade etmemiz için duanıza muhtacız,
                          selam ve dua ile...



                          Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                          Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                          Yorum


                            #73
                            Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri


                            "İmam Ali Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur;

                            "İşimizi/emrimizi ihya edene Allah rahmet etsin." "Emriniz/İşiniz nasıl ihya edilir." diye sorulunca da şöyle buyurdu:

                            "İlmimizi öğrenir ve insanlara öğretir. Zira insanlar sözlerimizin güzelliğini bilecek olurlarsa şüphesiz bize tabi olurlar."


                            Bihar'ul-Envar, c. 2, s. 30;
                            Mean'il-Ahbar, s. 18
                            Vesail'u-Şia, c. 92; s. 27



                            Sürgünümüz hep çöle, sırr-ı hikmet ne ola?
                            Sahra-yı KERBELA'da, Hüseynî Fermân'a sor...

                            Yorum


                              #74
                              Ynt: İmam Ali Rıza’nın (as) Hayatı, Fazileti, Siresi ve Sözleri

                              [quote author=Kerbela44 link=topic=3550.msg81413#msg81413 date=1272912368]

                              S. Aleykum
                              Değerli f_altan hocam;


                              kıymetli paylaşımlarınızdan dolayı teşekkür ederim.
                              Rabbim sizi 14 masum ile haşreylesin...


                              Gereği gibi istifade etmemiz için duanıza muhtacız,
                              selam ve dua ile...

                              [/quote]

                              aleyküm selam wr wb
                              İlahi amin, ecmain, bu güzel duanızdan dolayı teşekkürler
                              Rabbim Ehlibeyt'in hürmetine hayır amellerimizi kabul buyursun, son anımıza kadar onların yüce hedefleri doğrultusunda hareket etmeyi ve bu mektebe hizmet etmeyi hepimize nasip eylesin. Allahummerzuqna şefaatehum.
                              Rabbim yar ve yardımcınız olsun
                              selam ve dua ile
                              "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...
                              X