fırsat buldukça ehli sünnetten yada şiadan bulduğum butür yada benzeri hadisleri burada paylaşacağım. bu verdiği hadsiler usulul kafi kitabından cilt 1 s. 267.
l-(510) ...Ebu Halid el-Kabulî şöyle anlatmış:
Ebu Cafer (Muhammed Bakır aleyhisselâm)’a, "Allah'a ve Resulüne ve indirdiğimiz nura iman edin..." (Teğabün, 8) âyetini sordum.
Buyurdu ki: «Ey Ebu Halid! Allah'ın nuru, kıyamete kadar Muhammed(sallallahu aleyhi ve âlihi)'ninsoyundan gelen imamlardır. Allah'a yemin ederim ki, onlar Allah'ın indirdiği nurdurlar. Allah'a yemin ederim ki, onlar Allah'ın göklerdeki veyerdeki nurudurlar. Allah'a yemin ederim ki ey Ebu Halid! Mü'minin kalbindekiimamın nuru, gündüzün ortasında her tarafı aydınlatan güneşin ışığından daha parlaktır. Allah'a yemin ederim ki, onlar mü'minlerin kalplerini aydınlatırlar.
Allah Azze ve Celle dilediği kimseleri de onların nurundan yoksun bırakır, Böylece kalpleri karanlıklar içinde kalır. Allah'a yemin ederim ki, ey Ebu Halid! Birkul bizi sevdiği ve bizi velî edindiği zaman mutlaka Allah onun kalbini arındırır. Kulbizimle ilgili samimi bir sevgiye sahip olup bizimle barışık olmadıkça Allah onun kalbini arındırmaz. Bizimle barışık olunca, Allah onu şiddetli hesaptan korur. Kıyamet gününün en büyük korkusundan emin kılar.»
2-(511) Ali b. İbrahim kendi rivayet zinciriyle Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm)’ın: "Onlar, öyle kişilerdir ki ellerindeki Tevrat'ta ve İncil’de de yazılmış olarak bulacakları şeriat sahibi Ümmi Peygambere uyarlar[26] ve onlara iyiliği emreder, kötülükten nehyeder onları ve temiz şeyleri onlara helal etmededir. Pis ve kötü şeyleri haram etmede. Sırtlarındaki ağır yükleri indirmededir, bağlandıkları zinciri kırmada... Artık ona inananlar, ona yardım edenler ve ona indirilen nura uyanlardır kurtulanlar."(A’raf, 157) âyetiyle ilgili olarak şöyle dediğini rivayet eder:
«Bu âyette geçen nurdan maksat, Emir'ül-Mü'minin Ali ve Ehl-i Beyt imamlarıdır (aleyhimusselâm).»
3-(512) ...Ebu'l-Carud şöyle rivayet emiştir:
Ebu Cafer (Muhammed Bakır aleyhisselâm)’adedim ki: Allah, Ehl-i Kitab'a çok hayır vermiştir.
-«Nedir o?» diye sordu.
-«Şu âyette işaret edilen hayırlardır: "Bundan önce kendilerine kitap verdiğimiz kimseler ona inanırlar... İşte onlara, sabretmelerinden ötürü ecirleri iki kere verilir." (Kasâs, 54)
Buyurdu ki: «Allah onlara verdiği çok hayır gibisini size de vermiştir.» Ardından şu âyeti okudu: «"Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve Resulüne inanın ki O, size rahmetinden iki kat versin ve size ışığında yürüyeceğiniz bir nur lütfetsin."(Hadîd, 28) İzleyeceğiniz bir imam bahşetsin yani.»
4-(513) ...Ebu Halid el-Kabulî şöyle rivayet etmiştir:
Ebu Cafer (aleyhisselâm)’a,"Allah'a, Resulüne ve indirdiğimiz nura iman edin." (Teğabün, 8) âyetinin sordum.
Buyurdu ki: «Ey Ebu Halid! Allah'a yemin ederim ki, bu nur imamlardır. EyEbu Halid! Mü'minin kalbindeki imamın nuru, gündüzün ortasında her tarafı aydınlatan güneşin ışığından daha parlaktır. Allah'a yemin ederim ki, onlar mü'minlerin kalplerini aydınlatırlar. Allah, dilediği kimseleri de onların nurundan yoksun bırakır. Böylece kalpleri karanlıklar içinde kalır. Karanlıklar, kalplerini bürür.»[27]
5-(514) ...Salih b. Sehl el-Hemedanî şöyle rivayet etmiştir:
Ebu Abdullah (Cafer Sadık aleyhisselâm), Nur suresinde yer alan nur âyetini aşağıdaki gibi yorumladı: "Allah göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun temsili, kandillik gibidir." (Nur, 35) Fatıma (selâm üzerine olsun) gibidir.
"İçinde lâmba bulunan." Hasan (aleyhisselâm) kastedilmiştir.
"O lamba kristal bir fanus içindedir."Hüseyin (aleyhisselâm) yani.
"O fanus da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir."Fatıma, dünya kadınları arasında inciye benzeyen bir yıldız gibidir.
"Mübarek bir ağaçtan tutuşturulur."İbrahim (aleyhisselâm) yani.
"Doğuya ya da batıya nisbet edilemeyen zeytinden." Ne Yahudi, ne de Hıristiyan olan.
"Onun yağı neredeyse ışık verir."Neredeyse ondan ilim fışkırır.
"Ateş değmese dahi. Nur üstüne nurdur." Ondan art arda imamlar gelir.
"Allah dilediği kimseyi nuruna eriştirir."Allah dilediği kimseleri imamlaraulaştırır."Allah insanlara temsil getirir." (Nur, 35)
Dedim ki: Şu kelimelerin yorumunu da yapar mısın?
"Veya karanlıklar gibi" (Nur, 40)...........
"Onu bir dalga alır."Bundan maksat da üçüncüsüdür.
"Onun üzerinde de karanlıklar dalgası bulunur."...............
"Bazısı bazısının üstünde yer alır."Burada kastedilenler de Muaviye ve Emevi fitneleridir.
"Bir kimse elini dışarı çıkarırsa..." Emeviler'in fitnelerinin karanlığından bir mü'min elini çıkarırsa "Neredeyse onugörecektir.''
"Allah kime bir nur vermemişse."Fatıma evlâdından bir imam bahşetmemişse
"Artık onun nuru olmaz" (Nur, 40) Kıyamet günü onun imamı olmaz.»
İmam,"Önlerinden ve sağlarından, nurları aydınlatıp gider." (Hadid, 12)âyetini de şu şekilde yorumladı: «Müminlerin imamları, kıyamet günü müminlerin önlerinden ve sağlarından giderler ve onları cennet ehlinin kaldıkları konaklara indirirler.»
Ali b. Cafer kardeşi Musa (b. Cafer aleyhisselâm)’dan benzeri bir açıklamayı rivayet etmiştir.[28]
6-(515) ...Muhammed b. Fudayl, Ebu'l-Hasân (Ali b. Musa aleyhisselâm)’danşöyle rivayet etmiştir:
İmam'a, "Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar..." (Saf, 8) âyetinin anlamını sordum.
Buyurdu ki: «Bu ifade, ağızlarıyla Emir'ül-Mü'minin (Ali b. Ebu Tâlib aleyhisselâm)’ınvelayetini söndürmek istiyorlar, demektir.»
Dedim ki: "Allah nurunu tamamlayacaktır..." (Saf, 8) ifadesinin anlamı nedir?
Buyurdu ki: «Allah, imamlığı tamamlayacaktır, imamlık nurun ta kendisidir. İşte şu âyette, bu gerçeğe işaret ediliyor: "Allah'a, Resulüne ve indirdiğimiz nura imanedin." (Teğabün, 8) Allah'ın indirdiği nur, imamdır.»
http://www.islamkutuphanesi.com/turk...tabi/index.htm
Yorum