Hz. Amine Selamullah aleyha şöyle buyurur:
Doğum zamanı yaklaştığı zaman oturduğum yerden kalkıp eve girdim ve bir takım garip sesler duydum. Her nereye baktım ise kimseyi göremedim bu yüzden beni büyük bir korku sardı. Aniden tarif edilemez güzellikte bir kuş gördüm ve o kanatlarını benim üzerime sürdü ve böylelikle korkum kayboldu ve doğum sancım hafifledi. Derken bir gurup kadın benim etrafıma toplandı çok güzel ve kalbe oturan sözlerle benimle konuşmaya başladılar ve Hz. Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem dünyaya gelinceye kadar benimle konuştular. Hz. Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem dünyaya gelince ondan bir nur zahir oldu. Ve ben doğuyu ve batıyı müşahade ettim ve biri doğuda biri batıda diğeri de Kâbe’nin üstünde olan üç tane elem gördüm bu esnada duyduğum bir seste birisi sonsuz letafet ve mihribanlıkla bana Rabb’in sana rahmetti diyordu. O evde (Kâbe’de) uçuşmakta olan bir çok kuş gördüm onların gagası yeşil ve kanatları kırmızı idi. Yıldızları gördüm ki gökyüzünden yere inme meylindeydiler. Onların sanki kendilerini bu yeni doğan çoçuğun üzerine atacaklarını düşündüm. Yeryüzünü aydınlatan Hz. Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in vücudu dünyaya gelince her iki elini yere koyup başını gökyüzüne doğru kaldırdı ve Kâbe’ye doğru yöneldi. Secdeye giderek Allah-u Teala’yı tesbih etti. Sonra bir beyaz bulut parçası inerek o hazreti benim yanımdan götürdü derken bir sesin şöyle dediğini duydum. Hz. Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’i dünyanın etrafında dönderin ve ona Hz. Âdem’in safasını, Hz. İbrahim’in haliliyetini, Hz. Eyüb’ün sabrını, Hz. İsmail’in fesahetini, Hz. Yakub’un beşeriyetini, Hz. Yusuf’un cemalini, Hz. Davut’un suratını, Hz. Yahya’nın zühdünü ve Hz. İsa’nın keremini verin.
Kaynak: El-Heraic c. 1 s. 24, Bihar-ul Envar c. 18 s. 56
Doğum zamanı yaklaştığı zaman oturduğum yerden kalkıp eve girdim ve bir takım garip sesler duydum. Her nereye baktım ise kimseyi göremedim bu yüzden beni büyük bir korku sardı. Aniden tarif edilemez güzellikte bir kuş gördüm ve o kanatlarını benim üzerime sürdü ve böylelikle korkum kayboldu ve doğum sancım hafifledi. Derken bir gurup kadın benim etrafıma toplandı çok güzel ve kalbe oturan sözlerle benimle konuşmaya başladılar ve Hz. Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem dünyaya gelinceye kadar benimle konuştular. Hz. Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem dünyaya gelince ondan bir nur zahir oldu. Ve ben doğuyu ve batıyı müşahade ettim ve biri doğuda biri batıda diğeri de Kâbe’nin üstünde olan üç tane elem gördüm bu esnada duyduğum bir seste birisi sonsuz letafet ve mihribanlıkla bana Rabb’in sana rahmetti diyordu. O evde (Kâbe’de) uçuşmakta olan bir çok kuş gördüm onların gagası yeşil ve kanatları kırmızı idi. Yıldızları gördüm ki gökyüzünden yere inme meylindeydiler. Onların sanki kendilerini bu yeni doğan çoçuğun üzerine atacaklarını düşündüm. Yeryüzünü aydınlatan Hz. Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in vücudu dünyaya gelince her iki elini yere koyup başını gökyüzüne doğru kaldırdı ve Kâbe’ye doğru yöneldi. Secdeye giderek Allah-u Teala’yı tesbih etti. Sonra bir beyaz bulut parçası inerek o hazreti benim yanımdan götürdü derken bir sesin şöyle dediğini duydum. Hz. Muhammed Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’i dünyanın etrafında dönderin ve ona Hz. Âdem’in safasını, Hz. İbrahim’in haliliyetini, Hz. Eyüb’ün sabrını, Hz. İsmail’in fesahetini, Hz. Yakub’un beşeriyetini, Hz. Yusuf’un cemalini, Hz. Davut’un suratını, Hz. Yahya’nın zühdünü ve Hz. İsa’nın keremini verin.
Kaynak: El-Heraic c. 1 s. 24, Bihar-ul Envar c. 18 s. 56
Yorum