Vasiyet'in kaynakları:
بسم الله الرحمن الرحيم
والحمد لله رب العالمین
وصلی الله علی محمد وآل محمد الائمة والمهدیین وسلم تسلیما کثیرا
Resulullah salla’llâhu aleyhi ve alih Vefat ettiği gecede yazdırdığı vasiyetin ispatı
Bu bölümde Resulullah salla’llâhu aleyhi ve alih ‘in Gaybet Şeyh Tusi ve diğer kitaplarda çıkan vasiyetin geçerliliğini ele alıcaz. Belki ehli sunnet bu kitaplarda çıkan hadisleri sırf şii kaynağı oldukları için kabul etmiyeceklerdir ve bu kitapları itibarlı kitaplar yerine almiyacaklar ancak bu hadislerin doğru oldunu ve kurana ve sunnete ters olmadığını ispatliyacağız, zira bu vasiyet bütün müslümanları ilgilendimektedir.
İlk olarak bilmemiz gerekir ki Resulullah salla’llâhu aleyhi ve alih den sadece bir vasiyet mevcuttur yani bu vasiyettle ters duşen başka hiçbir vasiyet yoktur ve eğer olsaydı şüpheye yer kalacaktı ancak olmadığı için de şuan şüpheye yer kalmamaktadır ve üstelik allahı teala da vasiyet birakmayı vacip kılmıştır.
Bu iki ayete dikat ediniz:
Ey müminler, ölüm vaktiniz geldiğinde vasiyet edeceğiniz esnada kendinizden veya başkalarından adil olan iki kişi şahit tutun (maide:106).
Sizlere vacipdir ki ölmeden önce doğru ve güzel bir şekilde vasiyetinizi hazırlayın…
(bakara :180)
Bu ayetlere göre takva sahibi her müminin vefat esnasında vasiyet bırakması vaciptır ve resullullah (s.a.v) muttakilerin ve takva sahiplerin en önde gelen bir peygamber olarak vasiyet bırakmaması mümkün değil. Şimdi eğer bu vasiyeti sırf şii kaynaklarında yerl aldığından dolayi inkar edersek ozaman islam peygamberi Hz Muhammed (s.a.v)’i günah işlemekle ittihamda bulunmakta olacağız, buda bu vasiyeti kabul etmekten başka şansımızın olmadığını göstermektedir çünkü bu vasiyet ne kuran nede sunnete aykırıdır, aynı zamanda bunu reddetmek Hz muhammed (s.a.v)’e ittiham etmiş olacağız zira peygamber efendimiz mustahab olan bütün amelleri yerini getirmiş iken vacip olan bir ameli ki allahı teala kuran da emr etmiş olmasını eksik bırakamaz. Halbuki Ehli sunnetin önde gelen hadisi kitaplarındada (Sahih müslüm ve Sahih buharide ) resulullah vasiyet bırakmak istediğini rivayet edilmiştir.
İbni abbas dedi ki
Perşembe günü öyle bir Perşembe günü olduki…resullah buyurdu benim için kalem ve kağıt getirin size bir kitab yazıcem zira bunun sayesinde benden sonra mahşre kadar hiçkimse yolundan şaşmamış olacak… Ve dediler: Peygamber sayiklamaktadır.
Sahih müslim vasiyet kitabı.vasiyet birakacak bir şeyi olmayanın bölüömü hadis numarası 4321
Abdullah b. Abbas’tan rivayet olunmuştur: "Hani o perşembe günü (o ne fena gündü?), o perşembe günü, ne acı gündü? Demişti de sonra (inci tanesi gibi dökülen) göz yaşı tâ yerleri ıslatarak ve o günü cereyân eden vâkıayı anlatarak şöyle demişti: bir perşembe günü Resûlullah'in son hastalığında ağrısı artmıştı da: - Haydi bana kalem kâğıt gibi yazılacak bir şey getiriniz! Size bir vasiyetname yazdırayım ki, ondan sonra yolunuzu şaşırıp hiç helâke düşmeyesiniz! Buyurdu. Şimdi Ömer orada bulunanlara: - Nebi 'nin muhakkak ki, hastalığı ağırlaşmıştır. Yanımızda ise Allah'ın kitabı vardır, o bize yetişir! Dedi. Bunun üzerine orada bulunanlar (yazılsın, yazılmasın diye) ihtilâf ettiler. Sözleri birbirine karıştı. Resûlullah da: - Hiç bir Peygamber'in yanında niza ve ihtilâf etmek doğru değildir, haydi yanımdan kalkıp savulunuz! Buyurdu. İbn Abbas, şöyle dedi: En büyük musibet, peygamberin yazmak istediği vasiyetinin yazılmasına izin vermedikleri musibettir.”
Sahih Buharı, HÛRÜ'L-ÎYN VE ONLARIN MÜSTESNA SIFATLARI, 1275.
Burda görduğumuz şekilde peygamberden sonra bizi yanlış yoldan sapmamızı engeleyecek bir şey bırakmak istemesi vasiyetin hasasiyetini beyan etmektedir. Sizce resullah (s.a.v) ümetini yanlış yola girmelerini musade edermı?
Bildiğimiz gibi peygaber efendimizin sözlerin hepsi vahy dir
Ve o, hevesindan (kendiliğinden) konuşmaz. Onun sözleri, yalnızca Allah tarafından kendisine iletilen vahiylerdir. NECM-3 – 4
Ve allahın resulü vasiyet her yanlış ve sapmayı düzelteceğini söylediğinde allahın kelamını arzettği demektir. Ozaman bu vasiyeti yazdırmak farz ve vaciptır yoksa allahın resulünün risaleti ve görevi tamamlanmış olmaycaktı ancak görmekteyiz ki sahbelerden bazıları bu allahın bu ayetlerini unutarak peygamberin emirlerini dinlemeleri gereken yerde bu emire karşı gelip peygamber efendimizin sayıkladığını soyleyip kendisine hakaret etmişlerdir. Bir sonraki hadiste bu konu daha fazla aydınlanmış olup olayi net bir şekile örenme şansımız olacaktır.
İbni abbas der ki: peygamber efendmimizn ağrıları yüseldiğinde buyurdu:
benim için kalem ve kağıt getirin size bir kitab yazıcam ki bunun sayesinde benden sonra mahşre kadar hiçkimse yolundan şaşmamış olacak ve ömer dediki :görduğunuz gibi ağrılar peygamberi yenmiştir ve elinizde allahın kitabı var ve o bize yeterli olacaktır .O esnada kargaşa çıktı ve ihtilaflar başladı ve sesler yükseldi ve resulullah buyurdu benim yanımdan kalkın benim yanımda iken ihtilaf ve tartışma olmamalıdır.
Sahih Buhari İlimden kitab- ilim yazmak Bölümü- hadis numarası 114
Gördüğünüz şekilde islam ümmetinin arasındaki ihtilaflar peygamber efendimiz vefatınden önce başlamıştır ve vasiyetin anlatmak için insanları şahit olsunlar diye toplamıştır. bu vasiyet insanları gidecekleri her türlü sapkınlığa kurtaracak bir vasiyet olması çok vahim ve önem taşımış olması gerekir ki peygamber efendimiz bunu dile getirmiş oldular. Ancak sahabeler arasındaki bazı sahabeler bu vasiyetin bırakmasından rahatasız olup aşikar bir şekilde Hz Muhammed s.a.v itiraz ede bildiler
İbni abbas der ki: Allahın peygamberi (s.a.v) vefat zamanı geldiğinde, evide bir suru isnan vardı onlar arasında ömer ibni hattab da vardı ve allahın resulü buyurdu andolsun size bir kitab ( yazı) yazıcem ki benden sonra asla sapmıyacaksınız ve o esnada ömer dedi ki gördüğünüz üzre peygamber (s.a.v)’e ağrılar onu yenmiştir ve elinizde kuran var ozaman bu kuran bize yeter …. Bunun üzerinde evde bulunanlar arasında ihtilaflar başladı ve tartışıldı, bazılar bırakın allaı peygamberi yazmak istediği mektubu yazsın ki sapıkınlığa uğramiyalım ve diğer muhalif gurup ise ömerin dediğini dediler ve bu şekilde sesler yukselince allahın peygamberi (s.a.v) şöyle buyurdu benim yanımdan gidin ve beni yalnız bırakın
Sahih buhari sunnete sarılmak kitabı Bölüm ihtilaf ve anlaşmazlık Hdis 7454
Sahih buhari hasta kitabı.hastanın sözü (yanımdan kalkın) bölümü hadis numarası 5731
Sahih müslim vasiyet kitabı.vasiyet birakacak bir şeyi olmayanın bölüömü hadis numarası 4322
Görünen o ki vasiyet bırakmak son derce muhim bir mesele olmuş ve allahın resulü bile buna karşı gelmemiş ve vasiyet bırakmak istemiştir, ancak gördüğünüz şekilde bir takım sahabe tarafından engelnemeye çalışılmıştır. başka bir yönden olaya baktığımızda ihtilafların başlamasına sebeb olmuş ve sahabeyi ikiye bölmüştür, bir bölümü ömer ibni hattabı destekliyenler diğer bölüm ise Hz Muhammed (s.a.v) ‘i destekliyenler, bu şekilde birinci grup Allahın emirine önemseyerek Allahın resulune karşı gelerek Allaha ve onun peygamberine teslim olmayarak peygamberimize sayıklama ittihamı atacak kadar ilerlemişlerdır, ikinci grup ise allahın emirni ve peygamberine teslim olmuş ve vasiyetin bırakılmasını istemişler, zira allahın resulunun kelamını Allah tarafından olan vahy sayarak yanlış yola gitmemek için bu vasiyetin önemini anlamışlardır
Bu vasiyetin her ne olursa olsun bırakılması geregtiğini bildiğimizde bu vasiyet ikinci grup için yani peygamberi efendimiz Hz Muhammed(s.a.v)’i desteklieynelere yazmış olmalılar ve olaylar aynen devam etti ve vasiyet bırakıldı.
Seid ibni cubeyr der ki ibni abbas dedi: Hani o perşembe günü (o ne fena gündü?), o perşembe günü… sonra yerdeki kumları ıslatacak kadar ağladı ve dedi: Perşembe günü allahın resulunun ağrıları şeddeti yukseldi ve allahın resulü şöyle buyurdu bana kalem kağıt getirin Size bir vasiyetname yazdırayım ki, ondan sonra yolunuzu şaşırıp hiç helâke düşmeyesiniz! Ve allahın peygamberi nin yanında tartışma olmaması gerekirken orada bulunanlar (yazılsın, yazılmasın diye) ihtilâf ettiler ve sonra dediler allahı resulü sayıkliyor.ve bunun üzerine Allahın peyagamberi buyurdu:yalnız kalmak bana attığınız bu iftiralar dan daha iyidir ve kalkın gidin ve beni yalnız bırakın ve ölümü esnasında da 3 şeye vasiyet etti birincisi müşrikeliri arap adalarından kovun İkincisi: kitab ehli olanlardan (hıristiyan ve yahudiler) ben nasıl vergi aliyorsam sizde öyle alın ve üçüncüsünü unuttum.
Sahih buhari hicret ve cihad kitabı.islam çatısı altındaki kafilerle alışveriş yapılırmı? bölümü hadis 3090
Seid ibni cubeyr der ki ibni abbas dedi: Hani o perşembe günü (o ne fena gündü?), o perşembe günü… sonra yerdeki kumları ıslatacak kadar ağladı ve dedi: Perşembe günü allahın resulunun ağrıları şeddeti yukseldi ve allahın resulü şöyle buyurdu bana kalem kağıt getirin Size bir vasiyetname yazdırayım ki, ondan sonra yolunuzu şaşırıp hiç helâke düşmeyesiniz! Ve allahın peygamberi nin yanında tartışma olmaması gerekirken orada bulunanlar (yazılsın, yazılmasın diye) ihtilâf ettiler ve sonra dediler allahı resulü sayıkliyor.ve bunun üzerine Allahın peyagamberi buyurdu:yalnız kalmak bana attığınız bu iftiralar dan daha iyidir ve kalkın gidin ve beni yalnız bırakın ve ölümü esnasında da 3 şeye vasiyet etti birincisi müşrikeliri arap adalarından kovun İkincisi: kitab ehli olanlardan (hıristiyan ve yahudiler) ben nasıl vergi aliyorsam sizde öyle alın ve üçüncüsünü söylemedi yada söyledi ben unuttum.
Sahih müslim vasiyet kitabı.vasiyet birakacak bir şeyi olmayanın bölüömü hadis 4319 ve 4320
Bu rivayette gördüğünüz üzre hadisi nakl eden ravi üçüncü kısmını ya unutmuş yada nakl etmek istemiyor zira bu ehli beyti anlatan vasiyetin son kısmıdır ki allahın peygamberi bir çok ehli sunnet kitabında bu görüşü doğrulayan hadisler mevcuttur. Bu hadislerde peygamber efendimiz benden sonra kuran ve öz yakınlarımdan olan ehlibeyte sarılın diye buyurmuşlardır buda Peygamber efendimiz Hz Muhammed(s.a.v) den sonra sadece kuran ve ehli beyti sarılmamız gerektiğini ispatlamaktadır bu hadislerde sakaleyn yani ehlibeyte sarılmamız gerektiğini söylemektedir vebunu peygamber efedimizin vasiyetinde de açıkca belirtilmiş ve onları bizlereri tanıtmıştır.
Zeyd b. Erkam naklediyor ki; Resulullah salla’llâhu aleyhi ve alih şöyle buyurdu: “Şüphesiz size öyle bir şey bırakıyorum ki eğer ona sarılırsanız, benden sonra asla sapmazsınız. Birisi diğerinden daha yücedir. Allah’ın kitabı gökten yeryüzüne uzanan bir iptir. Ve öz yakınlarımdan olan Ehl-i Beyt’im. O ikisi, havuzun başında bana ulaşıncaya dek asla birbirlerinden ayrılmazlar. Benden sonra o ikisine karşı nasıl davranacağınıza dikkat edin.
Sahih-i Tirmizi, c. 13, s. 200. Sahih-i Tirmizi fazilet kitabı Ehli beyt faziletleri hadis 3788
Sahih-i Tirmizi albani den bu hadisin doğru olduğunu söylemiş
Bu hadis birçok Ehl-i Sünnet kaynağında Huzeyfe’den nakledilmiştir. Örneğin: “Tarih-i Bağdat”, c. 8, s. 442.
Resulullah buyurdu: Şüphesiz size iki halife ve varis bırakıyorum Allah’ın kitabı gökten yeryüzüne uzanan bir iptir. Ve iteretimden Ehli beytimdir O ikisi, havuzun başında bana ulaşıncaya dek asla birbirlerinden ayrılmazlar
Musned Ahmed cilt 5 zeyd ibni sabes hadisi .hadis no20596
Mecmeal zavaed.c 9 fazilet kitabı Ehli beyt a.s’ın fazileti Hadis no14957 Heysemi senetin sahih olduğunu söyler—Cameol sagir c3 hadis 2631 Suyuti hadisin sahih olduğunu söyler. Sahih ol Came hadis 2457 albani hadisin sahih olduğunu söyler-Cameol sagir ve ziadete Hadis 4222 albani doğru olduğunu söyler
R esulullah (s.a.v): Şüphesiz size iki halife bırakıyorum Allah’ın kitabı Ve itretim(Ehlibeyt) O ikisi, havuzun başında bana ulaşıncaya dek asla birbirlerinden ayrılmazlar
Sahih muslim sahabenin fazilet kitabı hz alinin fazileti hadis 6378(Yezid ibni hayan dan nakl ediliyor)
El came sagir suyuti hadis 1608 (Yezid ibni hayan dan nakl ediliyor)
Sahih Elcameğ Albani hadis 1351(Yezid ibni hayan dan nakl ediliyor)
Mehnaj sene ibni timiye c 7 sayfa318 (Yezid ibni hayan dan nakl ediliyor)
Ahmad ibni Hambel Sahabenin Fazileti kitabı Hz hasan (a.s)’fazileti hadis 12 39
Macmağ Kebir tabarani Z bölümü isimleri zeyd olanlar hadis 4787
Yıl(sene) abi ibni Asım den Ehli beyt fazileti hadis 1328 ve 1329
Musned ibni şeybe Zeyd ibni sabitten rivayet edilenler Bölümü. hadis 135
Musned ibni şeybe zekat kitabı zekan çıkarmak bölümü hadis 30998
Macmeğ zevaid c 9 ilim kitabı kitab ve sunnetin ilminde bölümü heysemi hadisin seneti sahihi olduğunu söyler
Musned ahmed c 5 musned ensar zeyd ibni sabit hadisi numara 20667
Çeşitli tarihlerle hem Ehl-i Beyt, hem de Ehl-i Sünnet kaynaklarında nakledilen Sakaleyn hadisi başta Hz. Ali (a.s) olmak üzere, Ehl-i Beyt İmamları’nın imametini açıkça kanıtlamaktadır.
Ehli sunnet alimlerinden suyuti Hazretlerinden nakl Etiiği bir rivayete göre Şöyle der : Hz ali namazda iken bir fakir gelir ve yardım talep eder ve hz ali rüku da iken yüzüğünü ona sadaka olarak verir ve peygamber efendiiz o fakiri görünce bu yüzü kimden aldığını sorar fakirde rüku da olan kişi verdi dedi ve bu esnada bu ayet indi .Sizin veliniz evvel Allah, sonra Resul’ü, sonra o iman etmiş olanlardır ki namaza devam ederler ve rükû halinde zekât verirler.Maide 55
Eldaro mensever Cilt 2 Sayfa 293- seyh Vahedi Ebabul Nuzul Sayfa148- seyh Zem haşeri Tefsir fehri razi Cilt 12 Sayfa 26
Hakikat biziz, ölüleri diriltiriz ve takdim ettikleri şeyleri ve bıraktıkları eserleri kitaba geçiririz ve zaten her şeyi açık bir kütükte bir "İmam-ı Mübîn" de ihsa etmişizdir.Yasin 12
Bu hadis gereğince, Hz. Resulullah kendinden sonra ümmeti içerisinde merci olarak iki paha biçilmez emanet bırakmış ve ümmetine onlardan ayrılmamasını Emretmiştir. O iki emanet Kur’an-ı Kerim ve Peygamber-i Ekrem’in Ehl-i Beyt’idir. Hz. Resulullah’ın bu hadisinden, Kur’an-ı Kerim’in İslam’ın anayasası, Ehl-i Beyt’in de onun müfessir ve uygulayıcısı olarak, Müslümanlar’ın önderleri olması gerektiği açık ve net olarak anlaşılmaktadır.
Gerçi burada Hz. Resulullah’ın bu açıklamasını nakleden bütün hadislere yer vermemiz imkansızdır. Ama araştırmacı insanların araştırmalarına kolaylık olsun diye bu hadisilerin bazılarını arz edeceğiz.
Bu hadislerden birinde (Cabir bin Abdullah’ın hadisi) Hz. Resulullah şöyle buyuruyor: “Ey insanlar! Aranızda öyle bir şey bırakıyorum ki, ona sarıldığınız taktirde sapmazsınız; o, Allah’ın kitabı ve soyum olan Ehl-i Beyt’imdir.”
Sahih-i Tirmizi c.5 s. 328, hadis no: 2718,
Yenabi-ül Meveddet s. 30, 41, 370,
Kenz-ül Ümmal c.1 s. 44,
Tefsir-i İbn-i Kesir c. 4 s. 113,
Mesabih-üs Sünnet Bağavi’nin s. 206,
Cami-ül Usul İbn-i Esir’in c.1 s. 187,
Mucem-ül Kebir Teberani’nin s. 137,
Mişkat-ül Mesabih c. 3 s. 258 vs.
Başka bir hadiste de (Zeyd bin Erkam’ın hadisi) şöyle buyurmuştur: “Sizin aranızda öyle bir şey bırakıyorum ki, ona sarıldığınız müddetçe sapmazsınız: Allah’ın kitabını, o Allah’ın gökten yere uzanan bir ipidir ve soyum olan Ehl-i Beyt’imi. Havuz başında bana dönünceye kadar onlar birbirlerinden ayrılmazlar. Bakın benden sonra onlara nasıl davranacaksınız.”
Sahih-i Tirmizi c. 5 s. 329, hadis no: 3721,
Müsned-i Ahmet bin Hanbel hadis no: 10681, 10707, 1779, 11135,
Dürr-ül Mensur Suyuti’nin c. 6 s. 7, 306,
Zehar-ül Ukba s. 16,
Sevaik-ül Muhrika s. 149,
Yenabi-ül Meveddet s. 30, 36,
Üsd-ül Ğabe İbn-i Esir Şafii’nin c. 2 s. 12,
Tefsir-i İbn-i Kesir c. 4 s. 113,
Kenz-ül Ümmal c. S. 154,
Feth-ül Kebir Nebhani’nin c. s. 451,
Mesabih-üs Sünnet Bağavi’nin s. 206,
Cami-ül Usul İbn-i Esir’in c. 1 s. 187,
Mişkat-ül Mesabih Amri’nin c. 3 s. 257, vs.
Ebu Said-i Hudri’nin naklettiği hadiste Hz Muhammed (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kendimi, çağrılıp icabet etmiş gibi görüyorum; ben sizin aranızda iki paha biçilmez emanet bırakıyorum. Onlar Allah’ın kitabı ve benim soyumdur. Allah’ın kitabı gökle yer arasında çekilmiş olan bir iptir. Soyum da benim Ehl-i Beyt’imdir. Latif ve her şeyden haberdar olan Allah bana onların Havz-u Kevser başında tekrar bana dönünceye kadar birbirlerinden ayrılmayacaklarını haber vermiştir. Bakın benden sonra onlara nasıl davranacaksınız.”
Kenz-ül Ümmal c. 1 s. 165,
Menakıb-i Ali bin Ebu Talib İbn-i Meğazili Şafii’nin s. 235,
Zehair-ül Ukba s. 16,
Yenabi-ül Meveddet s. 31, 36, 191,
Mucem-üs Sağir Teberani’nin c. 1 s. 131,
Mecme-üz Zevaid c. 9 s. 163,
Tebakat-ül Kübra İbn-i Sa’d'in c. 2 s. 194,
Cami-ül Usul İbn-i Esir’in c. 1 s. 187,
Müsned-i Ahmet bin Hanbel c. 3 s. 17, 26 hadis no: 10707,
Sünen-i Tirmizi hadis no: 3720
Vedâ Haccı’ndan döndüklerinde Gadirihum denilen yerde Hz Muhammed (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kendimi çağrılıp icabet etmiş gibi hissediyorum. Ben sizin aranızda iki paha biçilmez emanet bırakıyorum. Onların biri diğerinden daha büyüktür. Allah’ın kitabını ve soyumu. Bakın benden sonra onlara nasıl davranacaksınız. Çünkü onlar, havuz (Havz-i Kevser) başında bana dönünceye kadar birbirlerinden ayrılmayacaklardır.”
Sonra da şöyle devam eder: “Allah benim mevlamdır. Ben de her mü’minin mevlasıyım.” Sonra da Hz Ali’nin elinden tutarak: “Ben kimin mevlası isem, bu Ali de onun mevlasıdır. Allah’ım! Ona dost olana dost ol ve ona düşman olana düşman ol….”
Hasais-ül Emir-ül Mü’minin Nesai Şafii’nin s. 21,
El-Menakıb Harezmi Hanefi’nin s. 93,
Sevaik-ül Muhrika İbn-i Hacer’in s. 136,
Yenabi-ül Meveddet Kunduzi Hanefi’nin s. 36,
Kenz-ül Ümmal c. 1 s. 167,
Mecme-üz Zevaid Haysemi Şafii’nin c. 5 s. 195,
Müstedrek-üs Sahiheyn Hakim’in c. 3 s. 109, 533 vs.
Yine Abdullah bin Hanteb şöyle diyor: Hz. Resulullah Cuhfe’de bize hitap ederek şöyle buyurdu: “Ben size kendi canınızdan daha evla değil miyim?” Ashap: “Evet, ey Resulullah, evlasın” dediler. Bunun üzerine, Hazret: “Ben iki şey hakkında sizi sorgulayacağım: Kur’an ve Ehl-i Beyt’im” buyurdu. Benzeri başka rivayetler de mevcuttur.
Mecme-üz Zevaid c. 5 s. 195,
Üsd-ül Ğabe İbn-i Esir’in c. 3 s. 147 ve…
Velhasıl Hz. Resulullah’ın Kur’an ve Ehl-i Beyt ikilisine sarılmayı ve onlardan ayrılmamayı emrettiği hadisler mütevatir olarak, hem Ehl-i Sünnet, hem de Ehl-i Beyt kaynaklarında nakledilmiştir.
Bu hadisi yirmiden fazla sahabi nakletmiştir. Hazret, muhtelif vakit ve yerlerde ashabına bunu vurgulamıştır. Bir defa Gadirihum’da, bir defa Vedâ Haccı sırasında Arafat’ta, bir defa Taif’ten dönüşünde, bir defa Medine’de minberi üzerinde ve bir defa da mübarek odasında hasta yatağında iken; odanın sahabelerle dolup taştığı bir sırada konuşur ve: “Ey insanlar! Ben aniden kabzolup gidebilirim. Hüccet olsun diye size daha önce de söylemiştim. Bilin ki, ben sizin aranızda Allah’ın kitabını ve soyum olan Ehl-i Beyt’imi bırakıyorum” buyurur.
Sonra da Ali’nin elinden tutup yukarı kaldırarak: “Bu Ali Kur’an’ladır. Kur’an da Ali iledir; havuzun (Havz-i Kevser’in) başında bana dönünceye kadar birbirlerinden ayrılmayacaklardır…” buyuruyor.
Sevaik-ül Muhrika s. 124, Yenabi-ül Meveddet s. 285
Ehl-i Sünnet ulemasının hemen tamamı Sakaleyn hadisinin doğruluğunu tasdik etmektedir.
Ehl-i Sünnet’in önde gelen alimlerinden olan İbn-i Hacer bu hadise değinirken şöyle der: “Bil ki, Sakaleyn hadisi çeşitli yollarla nakledilmiştir. Yirmiden fazla sahabi bu hadisi nakletmişlerdir. Bu hadisin tarihi ile ilgili olarak on birinci şüphede genişçe bahsettik. Bu tarihlerin bazısında bu hadisin Vedâ Haccı sırasında Arafe’de buyrulduğu, bazısında Medine’de Hazret’in hasta iken odanın sahabelerle dolu olduğu bir sırada buyurduğu, bazısında Gadirihum’da buyurduğu ve bazısında da Taif’ten dönüşü sırasında okumuş olduğu hutbede buyurduğu geçmektedir. Ancak bunlar arasında hiçbir çelişki yoktur. Zira Hazret’in bu hadisi, Kur’an ve Ehl-i Beyt’in şanına ihtimam açısından bu ve diğer yerlerde defalarca buyurmuş olmasında hiçbir mahzur görülmemektedir…”
Sevaik-ül Muhrika s. 89, 148
Bu şekilde vasiyet hadisinde de Allahın peygamberi vasiyet konusunda anlatmak istediği , ve bizlerş sapkılıktan korunacak şeylerin ehli beyt olduğunu anlamaktayiz ve bu şekilde bizlere ehli beyt ı tanıtmak istemiş olması yanlış bir görüş olmaz ve ordaki konuşmada insanların yanında kuran bulunduğuna ve kuran getirilmiş olduğuna ömer ve diğer sahebelerde nakl ettiklerinde şahitlik etmişlerdır ve elimizdeki kuran yeterli olduğunu söylemeleri vasiyette bahsı geçen hailifeleri kabul etmediklerini göstermektedir, zira allahın peygamberi bu ikisi(yani ehli beytim ve kuran) birbirnden ayrılmazlar diye söylemiş ve onlarda reddetmişlerdir
Cabir ibni abdüllah der ki resulullah (s.a.v)hac esnasında arafat gününde devesinin üstünde oturmuş insanlara hutbe okurken buyurdu ki:; ben sizin aranızda iki paha biçilmez emanet bırakıyorum. ona sarıldığınız müddetçe sapmazsınız Onlar Allah’ın kitabı ve benim itretim ve ehli beytimdir.
Sahih muslim fazlul sahabe hadis 6378--Sunen Tirmizi peygamberin ehlibeyt erdemleri bölümü hadis 3786--Sahih-i Tirmizi El albani hadis 3786 hdisin sahih olduğunu söylemiştir El albani Alimi
Bu hadislere göre ki daha fazlası var Allahın resulü sarılmamız gereken iki şeyi bizlere emanet bırakmıştır ve mutalka vasiyet bırakmış olması gerekir , öncelikle vermiş olduğumuz iki ayette Allahı teala vefat esnasında vasiyet bırakılmasını vacib kılmıştır. ikinci olarak sahih muslim ve buhariden nakl ettiğimiz hadislerde de bunu doğrulamıştı. üçüncü olarakta iki haddistede peygamberin vasiyet bıraktığına vurgulamıştır her nekadar da unuttum veya soylemekten çekilmiş olsada ravi vasiyetin bırakıldığını söylemektedir O zaman bu vasiyetin bırakıldığı kesinleşmiştir.
Diğre Ehli sunnet kaynaklarında başka hadislerde bu vasiyetin bırakıldığına kayda geçmiş ve ispatlanmıştır.
Allahın resulu Buyurdu Ya ali kalem va kağıt getir ve resulullah imla ettirdi ve Hz Ali (a.s) yazdı ve Cebrail (a.s) şahitlik yaptı Ve sonra vasiyeti sardı…
Keşful hefa el aculi cilt 2 sayfa 383
İbrahim ibni şibe der ki asbag ibni nebate’nin yanında oturmuştum ve o dedi ki: Hz ali ibni ebi taliba imla ettirilen mektubu okuyayimı? Ve sonra bir mektub çıkardı ve okudu bismilahi rahmanı rehim bu hz Muhammed salla’llâhu aleyhi ve alih’ın ümmtinin ve ehli beytinin vasiyetidir ve vasiyet ediyor ki ehli beytine ilahi takva için sarılın ve koruyun
Ümetine vasiyet ediyor ki ehli beytini koruyun ve sarılıp ayrılmayın kıyamette ehli beyti peygamberi salla’llâhu aleyhi ve alih’ koruyacak ve ehlibeytin taraftarlarını da ehlibeyt koruyacak and olsun ki ehli beytim sizi yanlış yola götürmez ve asla hak yolundan ayrılmazlar
Nezm derer mosatin el zarandi sayfa 240—Yenabi el muvade cilt 2 sayfa 365
Ve bizi yanlış yoldan kurtaracak olan vasiyet yazılmış olması artık kesinlik kazanmaktadır ve bunun üzerinde allahın peygamberi olan Hz Muhammed (s.a.v)’in vasiyetini uygalamamızın gerektiğini anlamış bulunmaktayiz yada ömerin dediğini yerini getirerek inkar da edebiliriz.
Yani ömerin taraftarlarının bu vasiyeti kitablarında almamalarını da haklı olarak normal görücez zira vasiyette ömerin ismi geçmediğinden ihtilafa düşen sahabeler ve vasiyeti istemeyen sahebler ömerin fikirlerini takib ederek vasiyeti kitablarında nakl etmezler çünki vasiyet Hz Ali ve onden sonraki imamları görevlendirmiş ve onları halife olarak tayin etmiştir ve bu şekilde kurana ve ehli beyte sarılmak yerine kuran ve ömere, ebubekir ve osamana sarılmış olduler
HZ MUHAMMED S.AV VEFATINDAN ONCE BUYURDUĞU VASİYET
İmam Sadık (a.s) babalarından, İmam Bakır (a.s) babalarından, İmam Zeynel Abidin (a.s ) babasından, imam Hasan (a.s) babasından, Hz Ali (a.s) ‘den kendisine intikal edilmiş vasiyeti şöyle buyurur: Peygamber efendimiz vefat ettiği gecede, vefat etmeden önce bana emretti ve dedi ki: Allah Resulü (s.a.a.s) dedi ki; "Ey Ali bana bir kağıt ve kalem getir." Ve Resulullah (s.a.a.s) vasiyetini söyledi ve belli bir yere kadar geldi ve sonra şöyle dedi: "
Ya Ali, benden sonra 12 İmam olacak ve onlardan sonra 12 Mehdi olacak. Sen, Ya Ali, 12 İmam'ın birincisisin. Allah (s.v.t) seni semalarda ve göklerde Ali El Murtaza, Müminlerin Emiri, en düz konuşan (Sıddık'ul Ekber), en şeffaf ve aydın Karar veren (hükmeden), Hakkla Batıl arasında hâkim, en güvenilen ve hidayetçi (Mehdi) adlarıyla isimlendirmiştir. Bu sıfatlar senden başka hiç kimseye ait değildir. Ya Ali, sen benim ailemin (benden sonra), onların yaşamında ve ölümünde ve kadınlarımın üzerine vasimsin. Kimi sen onaylarsan, yarınki gün beni bulur. Ve kimi de sen reddedersen, ben ondan (kadın cinsiyeti) nefret eder ve beni göremez olur. Ve sen, benden sonra ümmetime vasisin (halifesin). Ölümünün zamanı geldiğinde; vasiyetimi ve halifeliği oğlum Hasan’a ve onun vefat zamanı geldiğinde vasiyet ve halifeliğimi oğlum Hüseyin’e bıraksın. Onunda vefat zamanı geldiğinde oğlu Seyit ol Abidin zil Safnatol Ali ‘ye teslim etsin. Onun vefat zamanı geldiğinde oğluna Muhammed Bakır’ a teslim etsin. Onunda vefat zamanı geldiğinde Cafer Sadığa teslim etsin. Onun vefat zamanı geldiğinde oğlu Musa ye Kazım ‘a teslim etsin. Onun vefat zamanı geldiğinde oğlu Ali Rıza ‘ya teslim etsin. Onun vefat zamanı geldiğinde Muhammed Sage Tagi’ e teslim etsin .Ve onun vefat zamanı geldiğinde oğlu Ali Nasih ‘e teslim etsin. Onun vefat zamanı geldiğinde oğlu Hasan Fazıl’ e teslim etsin. Onun vefat zamanı geldiğinde oğluna ki Muhammed ve Ale Muhammed’dendir teslim etsin. Bunlar 12 imamdır Ve onlardan sonra 12 mehdi gelecek, eğer Hüccet ibnel Hasan’ın (Hz mehdinin diğer ismi) vefat zamanı gelirse vasiyetimi oğluna teslim etsin ki ,birinci mehdidir. Ve onun için 3 isim vardır; birinci ismi babamın ismi gibi Abdullah ,ikinci ismi benim ismim gibi Ahmet, ve üçüncü ismi mehdi dır Ve isimleri Abdullah Ahmet Mehdi ‘dır. Ondan önceki kişiye ilk iman eden ve müminlerin ilkidir…
01 Gaybet Şeyh Tusi s.150
02 Bihar'ül Envar c.36 s.260
03 Gayetul Meram c.2 s.241
04 Şeyh El Hür El Ameli İsbaat El Hudaat C.1 S.549 (376)
05 Şeyh El Hür El Ameli Kitap El İgaas El Hacadan s.393-3
06 Şeyh Hasan bin Süleyman El-Hili (Mühtasar El-Basa’er s.159)
07 Şeyh El Meclisi Bihar'ül Envar c.53 s.147 (6) ve cilt 36 s.260 (81)
08 Şeyh Abdullah El-Bahrani kendi kitabı, Kaya El Avaalem c.3 s.236 (227)
09 Seyid Haşim El Bahrani kitabı, Kaya ElMeram c.1 s.370 (59)
10 El-İnsaf s.222 Seyit Haşim El-Bahrani
11 Şeyh Mirza El-Nuri kitabı, El-Necm c.2 s.71
12 El-Sakib c.2 S.71 (Sahih kaynak olarak onaylanmış ve aynı zamanda Şeyh Tusi de, sahih kaynak olduğunu naylamıştır)
13 Seyid Muhammed Sadık El Sadr, bu vasiyeti onaylamış ve kendi kitabında, zuhurdan sonraki tarih s.641
14 Şeyh El Micaanın Mukateeb El-Resul kitabı c.2 s.96.
15 Muhazar Mu'cem El Hadis El İmam El Mehdi, Şeyh El Korani s.301-13
Ehli sunnet kaynaklarının Vasiyetin içerliğini teyid eden kitaplar
1. El-Muttaki el-Hindi, Kenz el-Ummel, 13:27
2.el-Mustadrek, el-Hakim, c3, s149
3.el-Sava'iq el-Muhrika, Ibn Hacar el-Haytemi, c.11, bolum 2, s287
4.Ahmed bin Hanbel, Musned, 1:398 ve 406.
5.El-Hakim el-Nisaburi, Mustedrek , 4:501
6.El-Dhahabi, Talkhis , 4:501.
7.Ibn Hajar el-'Askalani, Fath al-Bari 16:339.
8.Ali b. Ebu Bakr el-Haythami, Majma' al-Zawa'id 5:190.
9.Ibn Hajar al-Haythami, Al-Sawa'iq al-Muhriqa, c.12.
10.Al-Suyuti, Tarik el-Khulafa, c.10
11. el-Tabaqat el-Kubra,Ibn Sa'd, v2, p194, Pub. by Dar Isadder, Lebanon.
12. al-Jami' al-Saghir, by al-Suyuti, v1, p353, and also in v2
13. Majma' al-Zawa'id, al-Haythami, v9, p163
14. al-Fateh al-Kabir, al-Binhani, v1, p451
15. Usdul Ghabah fi Ma'rifat al-Sahaba, Ibn al-Athir, v2, p12
16. Jami' al-Usul, Ibn al-Athir, v1, p187
17. History of Ibn Asakir, v5, p436
18. al-Taj al-Jami' Lil Usul, v3, p308
19. al-Durr al-Manthoor, al-Hafidh al-Suyuti, v2, p60
20. Yanabi al-Mawaddah, al-Qundoozi al-Hanafi, pp 38,183
21. Abaqat al-Anwar, v1, p16
22. Al-Suyuti or al-Tabarani, Jami' al-Saghir 1:75.
23. Al-Muttaqi al-Hindi, Kanz al-'Ummal, 13:27.
24.Sahih Muslim (Arabic version) Kitab al-Imaara, 1980 Edition Pub. in Saudi Arabia, v3, p1453, Tradition #10
25.Sahih Muslim (Arabic version) Kitab al-Imaara, 1980 Edition Pub. in Saudi Arabia, v3, p1452, Tradition #5
26.[Sunan al-Tirmidhi (Arabic) Chapter of Fitan, 2:45 (India) and 4:501 Tradition # 2225 (Egypt)
27. Sahih al-Tirmidhi, v5, pp 662-663,328, report of 30+ companions, with reference to several chains of transmitters.
28. al-Mustadrak, by al-Hakim, Chapter of "Understanding (the virtues) of Companions, v3, pp 109,110,148,533 who wrote this tradition is authentic (Sahih) based on the criteria of the two Shaikhs (al-Bukhari and Muslim).
29. Sunan, by Daarami, v2, p432
30. Musnad, by Ahmat Ibn Hanbal, v3, pp 14,17,26,59, v4, pp366,370-372, v5, pp 182,189,350,366,419
31. Fadha'il al-Sahaba, by Ahmad Ibn Hanbal, v2, p585, Tradition #990
32. al-Sawa'iq al-Muhriqah, by Ibn Hajar Haythami, Ch. 11, section 1, p230
33. al-Kabir, by al-Tabarani, v3, pp 62-63,137
34. Kanz al-Ummal, by al-Muttaqi al-Hindi, Chapter al-Iti'sam bi Habl Allah, v1, p44.
35. Tafsir Ibn Kathir (complete version), v4, p113, under commentary of verse 42:23 of Quran (four traditions)
36.al-Durr al-Manthoor, by al-Suyuti, v2, p60 p230, quoted from al-
37. Tabarani, also in section 2, p342 38.Usdul Ghabah, by Ibn al-Athir, v3, p137
39.Yanabi' al-Mawaddah, by al-Qundoozi al-Hanafi, p41, and P335
40. Kanz al-Ummal, by al-Muttaqi al-Hindi, v1, p168
41. Majma' al-Zawa'id, by al-Haythami, v9, p163
42 Aqabat al-Anwar, v1, p184
43.A'alam al-Wara, pp 132-133
44.Tadhkirat al-Khawas al-Ummah, Sibt Ibn al-Jawzi al-Hanafi, pp 28-33
45. al-Sirah al-Halabiyyah, by Noor al-Din al-Halabi, v3, p273
46. Majma' al-Zawa'id, by al-Haythami, v9, p168
47. al-Awsat, by al-Tabarani, Tradition #18
48. Arba'in, by al-Nabahani, p216
49.al-Sawa'iq al-Muhriqah, by Ibn Hajar al-Haythami, Ch. 11, section 1, pp 230,234
50.Refs: al-Qunduzi; Yanabi 'u 'l-mawaddah, pp.444-7. ]
51. al-Sawa'iq al-Muhriqah, by Ibn Hajar al-Haythami, Ch. 11, section 1,
52.al-Khasa'is, by al-Nisa'i, pp 21,30
Bu vasiyet ne kurana ters nede sunnete ters ve kuran ayetleri de bu durumu teyid etmektedir
Vasiyeti le ilgili kurandan referanslar
Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka halife kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaadde bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.Nur 55
Bu ayette allahı teala der ki nasıl daha önce salih amel işleyenleri halife kılmışsam onlardan sonrakini de halife kılıcam anlamı şu iki grup halife olacaklar ve sonra ikinci halife olacak grubu ilk grubu nasıl halife kıldığı gibi onlarıda halife kılacağını arzetmeketdir.
Ayetin devamında ikinci grubunun halifeliğin zamanını vurgulamaktadır
onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine…. Dair vaadde bulunmuştur
Ve Medi (a.s) ile ilgili ehli sunnet hadislerinde de belirli olan şey allahın din hz Mehdi ile yer yüzünde dine olan hürmet hz mehdi nin zamanında olacağını bilmekteyiz ve bu hürmeti butun dünya çaında ihrac ediceğinide bilmekteyiz ve biliyoruz ki hz mehdi allahın halifesi olan halifelerinden biridir.
Sonuç olarak anliyoruz ki bu ayette sözü geçen iki grup halife peygameber efendimizin vasiyetinde belirttiği mehdilerdir ve Allahı teala onlarıda daha önce nasıl 12 imamı alife yaptığı gibi onlarıda halifekılacaktır. bu olay ahir zamanda olacağı da kesinleşmiştir yani Hz Mehdinin gelişinden bu Hürmet ve saygının dünya çapında yerleşmeye başlayacaktır . bu şekilde bu ayet Hz Muhammed (s.a.v)’in vasiyetini ispatlamaktadır ustelik Ehli sunnet kaynaklarında da buna benzer rivayetler geçmiştir ki bu rivayette Kabe el habbar bu ayeti bu şekilde tefisr etmiştir ve bunu peygamber efendimiz (s.a.v) den duymuş olmalı
Kabe el habbar der ki: onlar on iki kişdirler ve ne zaman onların sonuncusu giderse onlara benzer on iki kişi daha gelecektir ve allahı teal bu ümmete bu şekilde vaadetmiştir Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka halife kılacaktır
Tefsi ibni hatim cilt 8 sayfa 2628 hadis 14769
bu hadiste geçen konu peygamber efendimizn sözü olması gerek zira gayba bağlı bir emir olduğu belli zira ayeti veridiğinde 12 kişinin ismini zikretmektedir
Umdat ElKari Sahih Buhari Yazar: Bader elDin ElAyni ElHanefi dedi ki: "Mehdi'den sonra ahir zamanda 12 kisinin daha olmasi mumkundur." Ve dedi ki: "Ve ondan sonra onun oglu hukmedecek ve 12 kral olacak ve her biri Imam Mehdi'dir"
Ve Ka'ab El Ahbar dedi ki: "12 Mehdi olacak ve Allah'in ruhu da gelip Deccal'i oldurecek"
El Munadi'nin oglu Ebu El Huseyin dedi ki: "12 Halife olacak ve bu Mehdi'den sonra olacak. Ve ben Danyal kitabinda buldum ki, Mehdi olduğunde onun soyundan oğlunun torununun en buyugu tarafindan 5, sonra da en kucugu tarafindan 5 adam hukmediyor olacak. Sonuncusu olduğunde halifeligi torununun en buyuk ogluna verecek ve sonra onun oglu hükmedecek ve 12 kral devri olacak ve her biri Imam Mehdi'dir"
[Fatih El Bari Sahih El Buhari/Ibn Hacar 20/266 #6682]
Abi Salih Ibn Abbas'tan, o da Ibn El Munadi'den nakletmistir ki: "Mehdi'nin adi Abdullah oglu Muhammed'tir. Sakali kirmizi boyalidir. Halkin butun sıkıntıları onun gelişiyle son bulacak ve adaletsizligi yok edip her tarafa adaletini yayacak ve ondan sonra da 12 adam olacak."
Fitan Ibn Hamad – Seyh El Buhari (1/395) hadis#1186 Rasdin'den, o da Ibn Lahi'den,
Nafi oglu El Hakam'dan nakletti ve o da Careh'ten, o da Arta'a'dan nakletmistir: "Sufyani ona karsi gelenleri 6 ay boyunca oldurecek. Onlari satirlarla parcalara bolecek ve kazanlarda pisirecek. Ve sonra 2 dogudan ve 2 batidan gelen, Peygamber Muhammed (s.a.v) soyundan olan halifelerle karsilasacak."
Fitan – Ibn Hamad Al Maruzi (Buhari'nin Seyhi)
Cabir ibn-i Semure'den şöyle dediği nakledilmiştir: "Babamla birlikte Resulullah'ın (saas) huzuruna vardık; buyurdular ki:"
"Bu din, on iki imam var oldukça aziz ve ayakta duracaktır."
"Daha sonra bir şey buyurdular, ama halk işitmeme mani oldu. Babamdan ne buyurduğunu sorduğumda dedi ki: Hepsi Kureyşten'dir" buyurdular.
- [Sahih Muslim c.3 s.1453]
kuranın diğer ayetlerinde allahı teala peygamber efendimizden sonra yer yüzünde halifeler kılacağını söylemektedir
Ve dilersek sizden olan melekleri yeryüzünude halife tayin ederiz zuhruf 60
Yani eğer istersek peygamber efendimizden sonra içinizden hz muhammed (s.a.v) ‘in halifesi olacak bazı kişileri melekler gibi temiz ve günahsız ve masum olarak tayin ede biliriz ancak maalesef bi çok alim bu ayeti tefsir etmek için ya bir kelime eklemişler yada bir kelime eksitmişler ve bu eksik ve fazlalık ayetin tefisir ve manasını tamamen değiştirir yani" sizden" olan kelimeyi "sizin yerinizde" olarak değiştirmişler. Bunun sebebi ise insanaın melek meretebesine ulaşabileceğini unutmuşler ve kurani kerimde bazen insan ve cinleri melekler olarakta hitab etmiştir zira insan takva ve amelleri sayesinde melek mertebesini ulaşabilir ve şeytan cin olduğu halde melek mertebesine ulaşmış ve sonra allahın emirlerini yerine getirmediğinden makamı alınmış ve cenneten kovulmuştur
Yine düşün o vakit ki melâikeye Âdem için secde edin demiştik hemen secde ettiler, ancak İblis, Cinden idi de Rabbin’in emrinden çıktı, ya şimdi siz beni bırakıp da onu ve zürriyyetini kendinize evliyamı ittihaz ediyorsunuz onlar size öyle düşman iken? zalimler için ne fena bedel .kahf 50
Burda melaikeye secde edin dedik hepsi ettiler iblis dişında yani allahı teala melaikeye secde edin demiş olması iblisten de bunu yapmasını beklemekteydi ancak o yapmadı ve sonra o cin idi demiş olması onun cin olduğu ramen melek mertebesine ulaştığını anlatmaktadır yani fiziği değişmemiş ancak makamı yukselmiştir .
Ancak hilafet ve halifelik bir ilahi emir dir ki hz adem döneminde başlamıştır ve hz ademin allah tarafından yer yüzünün halifesi olarak seçildiğini kuran açık bir şekilde beyan etmiştir
Hani rabbin meleklere, "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. Onlar, "Biz seni övgü ile tenzih ederken ve senin kutsallığını dile getirip dururken orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın?" dediler. Allah "Şüphe yok ki, ben sizin bilmediklerinizi bilirim" buyurdu. bakara 30
Ve aynı seçim de Hz davud (a.s) içinde zikr edilmiştir
Ya Davud! muhakkak ki biz seni yer yüzünde bir halîfe kıldık, şimdi insanlar arasında hakk ile hukmet de (keyfe) hevaya tabi olma ki seni Allah yolundan sapıtmasın, çünkü Allah yolundan sapanlar hesap gününü unuttukları cihetle kendilerine pek şiddetli bir azâb vardır sad 26
Ve eğer ayetleri tertibli okursak bu emir Hz adem (a.s) den başlamış olup hz muhammed (s.a.v) le devam etiğini görürüz
((Hani rabbin meleklere, "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti))…(( Ya Davud! muhakkak ki biz seni yer yüzünde bir halîfe kıldık, şimdi insanlar arasında hakk ile hukmet de (keyfe) hevaya tabi olma))….(( Ve dilersek sizden olan melekleri yeryüzünude halife tayin ederiz))…(( Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka halife kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaadde bulunmuştur))
And olsun ki allahı subhan ve teala söylediği ve istediğini yapmıştır ve vaad ettiği melekleri Hz Muhammed (s.a.v) den sonra yer yüzünde halife kılmıştır
Aynı zamanda halifelerin melekler gibi temiz ve masum olmaları gerektiğini de öğrenmiş olduk ve kuran da Hz muhammed (s.a.v)’in halifeleri ve onların ismet ve masumluğu konusunda açık bir şekilde işaret edilmiştir
Ey Ehl-i Beyt! ((Ey peygamber ailesi!)) Allah’ın istediği, sizden kirliliği gidermek ve sizi tertemiz kılmaktan ibarettir.Ahzab33
Halifelerin peyderpey seçimini ve özeliklerini örendiğimize göre kurani kerimden imamet bakışını bakıcez
Biz ise, irade ederiz ki yeryüzünde ezilmekte olanlara lütufta bulunalım, onları İmamlar ve varisler kılacağız. Kısas 5
Bu ayette hz muhammed( s.a.v) den sonra yer yüzünde bir imamı tayin edilmekten bahs adiliyor eğer bu ayetin fiil ve zaman ölçülerini bakacack olursak bu ayette surekli geleceğe yönelik vurguladığını görürüz. Örnek verecek olursak arapça olarak (Norido= irade ederiz)(Namanna = lütufta bulunalım )(Najalahom = onları kılacağız) ve hepsi geleceği anlatığına rağmen butun tercume ve tefsir lerde onceki ve sonraki ayetleri göz önunde bulunarak butun bu kelimeleri önceki ve sonraki ayetlere bağlantı kurmak için geçmiş olarak çevrilmiştir aslında önceki ve sonraki ayetlere bakmdan ayeti normal çevirisek durum ortaya çıkacaktır ve başka bir ayette Allahı teala bunu doğrulamaktadır ve tayin ettiği imamlarını zikr eder
Sabredip âyetlerimize kesin olarak inandıkları zaman içlerinden emrimizle doğru yola ileten imamlar çıkardık.Secde 24
Bu ayet Ali muhammed (s.a.v) ‘in imamları hakkındadır çünkü bu ayette (yahduna = hidayet ederleer) yani hz Muhammed (s.a.v)’in zamanını beyan eder ne gelecek ne geçmiş, buda şu demek Allahı Teala gereken imamları tayin etmiş ve seçmiştir
Onları bizim emrimizle doğru yolu gösteren imamlar yaptık ve kendilerine hayırlar işlemeyi, namazı dosdoğru kılmayı, zekatı vermeyi vahyettik. Onlar sadece bize ibadet eden kimselerdi.Enbia 73
Bu ayet de onceki ayet gibi tayin edilmiş imamları vurgulamaktadır
Günün birinde her sınıf insanları imamlarile çağıracağız, o gün her kime kitabı sağ elile verilirse işte onlar kitaplarını okuyacaklar ve kıl kadar zulmedilmeyecekler.İsra 71
Bu ayette imamların kıyametteki makamları açıkca arz etmektedir .yani kiyamette en önemli olan şey insanların imamları dır ve herkesi imamı ile çağrılır ki kesin olarak bu imamlar hz Muhammed (s.a.v)’in ehli beyti olan imamlardırlar.
Bu şekilde bazı imamların olması gerçeklik kazanılmıştır ve onlara itaat etmezsek kurandan ayrılmış ve sapmış oalcağız ve bunlar peygamber efenimizin hadislerinde buyurduğu şekilde bizlere bırakılmış paha biçilmez emanetlerdir ve hadislerinde de daha önce okuduğumuz şekilde kuran ve ehli beyt birbirnden kıyamete kadare kevser havuzunun yanında peygambere ulaşıncaya denk birbirnden ayrılmazlar
Zeyd b. Erkam naklediyor ki; Resulullah salla’llâhu aleyhi ve alih şöyle buyurdu: “Şüphesiz size öyle bir şey bırakıyorum ki eğer ona sarılırsanız, benden sonra asla sapmazsınız. Birisi diğerinden daha yücedir. Allah’ın kitabı gökten yeryüzüne uzanan bir iptir. Ve öz yakınlarımdan olan Ehl-i Beyt’im. O ikisi, havuzun başında bana ulaşıncaya dek asla birbirlerinden ayrılmazlar. Benden sonra o ikisine karşı nasıl davranacağınıza dikkat edin.
Sahih-i Tirmizi, c. 13, s. 200-- Tarih-i Bağdat”, c. 8, s. 442.
Bu imamet ve hilafet okdar önemlidir ki allahı teala iki ayette de şidetli bir şekilde emir ile resulüne yani Hz Muhammed (s.a.v)’e imamlarının aydın emirlerini emr eder.be bu emir bildiğimiz imamların kişilikleridir ve bu sebebten Allahın peygamberi (s.a.v) ömrünün son anlarında okadar ağrılarına rağmen vasiyet yazmayı çalışmış ve allaha yer yuzunden ayrılmadan önce kensiniden sonraki imamları tayin etmemiş olması da mümkün olmadığını gösterir
Akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma!İsra26
O halde akrabaya da hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. Bu, Allah’ın hoşnutluğunu isteyenler için en iyisidir. İşte gerçek kurtuluşa erenler de onlardır.Rum 38
Ve Hz muhammed (s.a.v) akrabaları onun aziz ehli beytindeki imamlardır ve onlar aynı zamanda allahın karşısında kendilerini en hiç ve yoksul görenlerdirler ve allahve onun peygamberinin yolunda en öndeki yolculardırlar(ibni sabil) .ayetteki ibni sebil yolcunun oğlu demek buda şu demek ibni sebil ilallah yani allahın yolundaki yolcu ve o zaman Hz muhammed (s.a.v) ve aylesi allah yolundaki oğulları dırlar ve onları hakkı insanların herşeyinde dir ve o yüzden insanlar Hz Muhammed(s.a.v)’in ailesini tanıyıp iman etmemiz gerekir
İşte bu Allah'ın, inanıp salih ameller işleyen kullarına müjdelediği şeydir. De ki: "Ben(Hz Muhammed(s.a.v)) buna (yaptığım tebliğ görevine) karşılık olarak sizden, akrabalıktan doğan sevgiden başka bir ücret istemiyorum." Kim güzel bir iş yaparsa, onun iyiliğini artırırız. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, şükrün karşılığını verendir..Şura23
Evet bu sevgiyi Peygambere efendimize yapmış olduğu bunca zahmet için bizim tarafımızda onun akrabalarına ücret olarak ödememiz gerekir ve allahı teala bunu peygamber efendimizin emanetlerine karşı dah duyarlı olmamız için peygamber efendimizin ailesini sevmek peygambere bir ücreti olarak tayin etmiş oldu
Evet, biz o emaneti göklere, yere ve dağlara arzettik, onlar onu yüklenmeğe yanaşmadılar, ondan korktular, onu insan arzettik ve alıp kabul etti, cidden o çok zalim ve çok câhil dır.Ahzab 72
O zaman eğer muhammed(s.a.v) ve ailesi olmasaydı allah mahlukatı yaratmazdı.ve onlar allah yolundaki delillerdirler ve onlar oyle bir amanettir ki bütün mahlukat insan dışında taşıyamadı ve amanetler imamlardırlar ve bunun bir diğer delili ise bu ayetir
Allah size, emanetleri mutlaka ehline(sahiplerine) vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.Nisa58
Bu ayet Hz Muhammed (s.a.v)’in ailesine delalet eder ve Allahı teala onlara imamet ve hlifeliği diğer sahiplerine yetiştirmelerini emr etmiş ve onlarda sonraki imamlar ve halifelrdirlar va hak ve hukumet konusundada bu ayetin devamında daha fazla açıklamalar yapıcağız
Ancak insanların vazifesi bu velayeti ve imamları tamıyıp onlara tabi olmaları gerekir ve eğer bir imam vefat ederse bir sonraki imamı tanıyıp emrine girmeleri gerekir zira yer yüzü asla imamsız kalmaz ve eğer kalırsa yer yüzü herşeyi emere ve içine yutar ve allahı teala imamları ile bunu sözleştiğinde insanlara onlarıın hakkı konusunda ikaz ve uyarılar vermiştır.
Ey iman edenler! Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde Allah'a itaat edin. Peygamber'e itaat edin ve sizden olan Emir sahiplerine de (ulu'l-emre) Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resûlüne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir. Nisa59
Kendilerine güvenlik (barış) veya korku (savaş) ile ilgili bir haber geldiğinde onu yayarlar. Halbuki onu peygambere ve içlerinden EMİR SAHİPLERİNE götürselerdi, elbette bunlardan, onu değerlendirip sonuç (hüküm) çıkarabilecek nitelikte olanları onu anlayıp bilirlerdi. Allah'ın size lütfu ve merhameti olmasaydı, pek azınız hariç, muhakkak şeytana uyardınız.Nisa83
Anliyoruz ki itaat sadece Allahı tealaya sonra peygambere(s.a.v)’e ve emir sahiplerine aittir
Ey iman edenler! Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde Allah'a itaat edin. Peygamber'e itaat edin ve sizden olan Emir sahiplerine de.andolsun ki allahı teala bizleri Resulullah (s.a.v)’e itaat etmemizi emiretmiş zira o masumdur ve günah işlemez ve andolsun ki allah bizleri Emir sahiplerine itaat etmemize emretmiştir zira onlarda günah işlemez ve temiz ve masumduler .
Allahı teala bizi batılden itaat etmemizi asla emretmez ve bildiğimiz şekilde Hz Muhammed (s.a.v) bütün hak ve hukuklarda sahih ve doğru olduğu için allah bizi ona itaat etmemizi vacib kılmıştı o zaman emir sahipleri olanlarda sahih ve doğru olmaları gerekir ki bizi onlara itaat etmemiz istenmiştir ve eğer onların hatası olursa allahın sözü haşa çelişkiye düşer.sonuç olarak bu Emir sahipler al-i Muhammed( s.a.v) yani onun aziz ehli beyti dirler.sakaleyn hadisinde işlediğimiz şekilde peygamber efendimizden sonra hüküm ve hükümet onun ehlibeyite aittir.
O, göklerin ve yeryüzünün mülkü (hükümranlığı) kendisine ait olandır. Çocuk edinmemiştir. Mülkünde (hükümranlığında) hiçbir ortağı da yoktur. O her şeyi yaratmış ve yarattığı O şeyleri bir ölçüye göre takdir etmiştir.Furkan2
Mülk ve hükmranlık subhan allaha aittir ve asla ortağı olmamış ve olmayacaktır yani bu alemin hükümeti tamamen allah tarafından yönetmesi gerekir ve herkes onun emir altında olmalı taki onun kuralları uygulansın bu yüzde her zaman için onun seçtiği bir yetkili olması gerekir
Bir sonraki ayette yeryüzünün halifesini allahın seçmesi gerektiğini görücez
De ki: "Ey Hükümranlık sahibi olan Allah'ım! Sen hükümranlığı dilediğine verirsin. Dilediğinden de hükümranlığı çeker alırsın. Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin." Al-İ İmran 26
Bu ayette allahı teala istediği zamana kadar istediğini vere biliceğini anlatmakta.şimdi bakalım allahı teala bu mülk ve hülmranlığı kimlere vericeğini söylemişmıdır?
Yoksa, insanları; Allah'ın lütfundan kendilerine verdiği şey dolayısıyla kıskanıyorlar mı? Şüphesiz biz, İbrahim soyuna da kitap ve hikmet vermişizdir. Onlara büyük bir hükümranlık da verdik Nisa 54
Ve bu ayette görduğunuz şekilde bu salatanat ve hükmaranlığı allahı teala ibrahim ailesi ve soyuna vaad etmiştir yani allah tarafından seçilmiş olan kişiler ve onlar allahın enbiaları vasileri ve son olarak Hz Muhamed ve onun ailesi Hz ibrahim (a.s)’ın soyunu devam edenlerdırler
sonuç
kuran da ki ayetler ve sunneten gelen hadislerle bu vasiyetin yerine gelmesi kesin bir emir olmuştur yani kesi olarak resulullah (s.a.v) bukadar önem taşıyan vasiyeti bırakmış olmalıdır.ve kendisinden sonraki kendi halifelerini tanıtması gerekirdi ve bu vasiyetin ortaya çıkması doal olarak ehli beyti sevip itaat edenlerin kaynaklarında çıkacak ve allaha hamd olsun bu vasiyet hem kurana hem sunnete uyum içerisindedir ve bunu tersini ispat edecek hiçbir sebeb ve delil yoktur zira Hz Muhammed(s.a.v)’in vefatından buyana intikal edilmiş tek vasiye vardır ve kıayamete kadar yanlış yola sapmak istemeyenlerin bu vasiyete sarılmaları gerekir bu şekilde bu vasiyet ispat edilmiş olup bütün sunni ve şialar için son ikaz ve uyarı verimiştir
O Perşembe gününde bu vasiyet bırakılmak istediğinde çıkan karkaşa içerisinde bu vasiyete sarılıp ve koruyanlara Tebrik ederiz ve buna karşı çıkanlarada yazıklar olsun zira allahın emrine karşı gelerek ona teslim olmaktan vazgeçmişlerdır
Vel hamdulellahi vahda vahdahu vahda
والحمد لله وحده وحده وحده
وصلی الله علی محمد وآل محمد الائمة والمهدیین وسلم تسلیما کثیرا
والسلام علیکم ورحمة الله وبرکاته
بسم الله الرحمن الرحيم
والحمد لله رب العالمین
وصلی الله علی محمد وآل محمد الائمة والمهدیین وسلم تسلیما کثیرا
Resulullah salla’llâhu aleyhi ve alih Vefat ettiği gecede yazdırdığı vasiyetin ispatı
Bu bölümde Resulullah salla’llâhu aleyhi ve alih ‘in Gaybet Şeyh Tusi ve diğer kitaplarda çıkan vasiyetin geçerliliğini ele alıcaz. Belki ehli sunnet bu kitaplarda çıkan hadisleri sırf şii kaynağı oldukları için kabul etmiyeceklerdir ve bu kitapları itibarlı kitaplar yerine almiyacaklar ancak bu hadislerin doğru oldunu ve kurana ve sunnete ters olmadığını ispatliyacağız, zira bu vasiyet bütün müslümanları ilgilendimektedir.
İlk olarak bilmemiz gerekir ki Resulullah salla’llâhu aleyhi ve alih den sadece bir vasiyet mevcuttur yani bu vasiyettle ters duşen başka hiçbir vasiyet yoktur ve eğer olsaydı şüpheye yer kalacaktı ancak olmadığı için de şuan şüpheye yer kalmamaktadır ve üstelik allahı teala da vasiyet birakmayı vacip kılmıştır.
Bu iki ayete dikat ediniz:
Ey müminler, ölüm vaktiniz geldiğinde vasiyet edeceğiniz esnada kendinizden veya başkalarından adil olan iki kişi şahit tutun (maide:106).
Sizlere vacipdir ki ölmeden önce doğru ve güzel bir şekilde vasiyetinizi hazırlayın…
(bakara :180)
Bu ayetlere göre takva sahibi her müminin vefat esnasında vasiyet bırakması vaciptır ve resullullah (s.a.v) muttakilerin ve takva sahiplerin en önde gelen bir peygamber olarak vasiyet bırakmaması mümkün değil. Şimdi eğer bu vasiyeti sırf şii kaynaklarında yerl aldığından dolayi inkar edersek ozaman islam peygamberi Hz Muhammed (s.a.v)’i günah işlemekle ittihamda bulunmakta olacağız, buda bu vasiyeti kabul etmekten başka şansımızın olmadığını göstermektedir çünkü bu vasiyet ne kuran nede sunnete aykırıdır, aynı zamanda bunu reddetmek Hz muhammed (s.a.v)’e ittiham etmiş olacağız zira peygamber efendimiz mustahab olan bütün amelleri yerini getirmiş iken vacip olan bir ameli ki allahı teala kuran da emr etmiş olmasını eksik bırakamaz. Halbuki Ehli sunnetin önde gelen hadisi kitaplarındada (Sahih müslüm ve Sahih buharide ) resulullah vasiyet bırakmak istediğini rivayet edilmiştir.
İbni abbas dedi ki

Sahih müslim vasiyet kitabı.vasiyet birakacak bir şeyi olmayanın bölüömü hadis numarası 4321
Abdullah b. Abbas’tan rivayet olunmuştur: "Hani o perşembe günü (o ne fena gündü?), o perşembe günü, ne acı gündü? Demişti de sonra (inci tanesi gibi dökülen) göz yaşı tâ yerleri ıslatarak ve o günü cereyân eden vâkıayı anlatarak şöyle demişti: bir perşembe günü Resûlullah'in son hastalığında ağrısı artmıştı da: - Haydi bana kalem kâğıt gibi yazılacak bir şey getiriniz! Size bir vasiyetname yazdırayım ki, ondan sonra yolunuzu şaşırıp hiç helâke düşmeyesiniz! Buyurdu. Şimdi Ömer orada bulunanlara: - Nebi 'nin muhakkak ki, hastalığı ağırlaşmıştır. Yanımızda ise Allah'ın kitabı vardır, o bize yetişir! Dedi. Bunun üzerine orada bulunanlar (yazılsın, yazılmasın diye) ihtilâf ettiler. Sözleri birbirine karıştı. Resûlullah da: - Hiç bir Peygamber'in yanında niza ve ihtilâf etmek doğru değildir, haydi yanımdan kalkıp savulunuz! Buyurdu. İbn Abbas, şöyle dedi: En büyük musibet, peygamberin yazmak istediği vasiyetinin yazılmasına izin vermedikleri musibettir.”
Sahih Buharı, HÛRÜ'L-ÎYN VE ONLARIN MÜSTESNA SIFATLARI, 1275.
Burda görduğumuz şekilde peygamberden sonra bizi yanlış yoldan sapmamızı engeleyecek bir şey bırakmak istemesi vasiyetin hasasiyetini beyan etmektedir. Sizce resullah (s.a.v) ümetini yanlış yola girmelerini musade edermı?
Bildiğimiz gibi peygaber efendimizin sözlerin hepsi vahy dir
Ve o, hevesindan (kendiliğinden) konuşmaz. Onun sözleri, yalnızca Allah tarafından kendisine iletilen vahiylerdir. NECM-3 – 4
Ve allahın resulü vasiyet her yanlış ve sapmayı düzelteceğini söylediğinde allahın kelamını arzettği demektir. Ozaman bu vasiyeti yazdırmak farz ve vaciptır yoksa allahın resulünün risaleti ve görevi tamamlanmış olmaycaktı ancak görmekteyiz ki sahbelerden bazıları bu allahın bu ayetlerini unutarak peygamberin emirlerini dinlemeleri gereken yerde bu emire karşı gelip peygamber efendimizin sayıkladığını soyleyip kendisine hakaret etmişlerdir. Bir sonraki hadiste bu konu daha fazla aydınlanmış olup olayi net bir şekile örenme şansımız olacaktır.
İbni abbas der ki: peygamber efendmimizn ağrıları yüseldiğinde buyurdu:
benim için kalem ve kağıt getirin size bir kitab yazıcam ki bunun sayesinde benden sonra mahşre kadar hiçkimse yolundan şaşmamış olacak ve ömer dediki :görduğunuz gibi ağrılar peygamberi yenmiştir ve elinizde allahın kitabı var ve o bize yeterli olacaktır .O esnada kargaşa çıktı ve ihtilaflar başladı ve sesler yükseldi ve resulullah buyurdu benim yanımdan kalkın benim yanımda iken ihtilaf ve tartışma olmamalıdır.
Sahih Buhari İlimden kitab- ilim yazmak Bölümü- hadis numarası 114
Gördüğünüz şekilde islam ümmetinin arasındaki ihtilaflar peygamber efendimiz vefatınden önce başlamıştır ve vasiyetin anlatmak için insanları şahit olsunlar diye toplamıştır. bu vasiyet insanları gidecekleri her türlü sapkınlığa kurtaracak bir vasiyet olması çok vahim ve önem taşımış olması gerekir ki peygamber efendimiz bunu dile getirmiş oldular. Ancak sahabeler arasındaki bazı sahabeler bu vasiyetin bırakmasından rahatasız olup aşikar bir şekilde Hz Muhammed s.a.v itiraz ede bildiler
İbni abbas der ki: Allahın peygamberi (s.a.v) vefat zamanı geldiğinde, evide bir suru isnan vardı onlar arasında ömer ibni hattab da vardı ve allahın resulü buyurdu andolsun size bir kitab ( yazı) yazıcem ki benden sonra asla sapmıyacaksınız ve o esnada ömer dedi ki gördüğünüz üzre peygamber (s.a.v)’e ağrılar onu yenmiştir ve elinizde kuran var ozaman bu kuran bize yeter …. Bunun üzerinde evde bulunanlar arasında ihtilaflar başladı ve tartışıldı, bazılar bırakın allaı peygamberi yazmak istediği mektubu yazsın ki sapıkınlığa uğramiyalım ve diğer muhalif gurup ise ömerin dediğini dediler ve bu şekilde sesler yukselince allahın peygamberi (s.a.v) şöyle buyurdu benim yanımdan gidin ve beni yalnız bırakın
Sahih buhari sunnete sarılmak kitabı Bölüm ihtilaf ve anlaşmazlık Hdis 7454
Sahih buhari hasta kitabı.hastanın sözü (yanımdan kalkın) bölümü hadis numarası 5731
Sahih müslim vasiyet kitabı.vasiyet birakacak bir şeyi olmayanın bölüömü hadis numarası 4322
Görünen o ki vasiyet bırakmak son derce muhim bir mesele olmuş ve allahın resulü bile buna karşı gelmemiş ve vasiyet bırakmak istemiştir, ancak gördüğünüz şekilde bir takım sahabe tarafından engelnemeye çalışılmıştır. başka bir yönden olaya baktığımızda ihtilafların başlamasına sebeb olmuş ve sahabeyi ikiye bölmüştür, bir bölümü ömer ibni hattabı destekliyenler diğer bölüm ise Hz Muhammed (s.a.v) ‘i destekliyenler, bu şekilde birinci grup Allahın emirine önemseyerek Allahın resulune karşı gelerek Allaha ve onun peygamberine teslim olmayarak peygamberimize sayıklama ittihamı atacak kadar ilerlemişlerdır, ikinci grup ise allahın emirni ve peygamberine teslim olmuş ve vasiyetin bırakılmasını istemişler, zira allahın resulunun kelamını Allah tarafından olan vahy sayarak yanlış yola gitmemek için bu vasiyetin önemini anlamışlardır
Bu vasiyetin her ne olursa olsun bırakılması geregtiğini bildiğimizde bu vasiyet ikinci grup için yani peygamberi efendimiz Hz Muhammed(s.a.v)’i desteklieynelere yazmış olmalılar ve olaylar aynen devam etti ve vasiyet bırakıldı.
Seid ibni cubeyr der ki ibni abbas dedi: Hani o perşembe günü (o ne fena gündü?), o perşembe günü… sonra yerdeki kumları ıslatacak kadar ağladı ve dedi: Perşembe günü allahın resulunun ağrıları şeddeti yukseldi ve allahın resulü şöyle buyurdu bana kalem kağıt getirin Size bir vasiyetname yazdırayım ki, ondan sonra yolunuzu şaşırıp hiç helâke düşmeyesiniz! Ve allahın peygamberi nin yanında tartışma olmaması gerekirken orada bulunanlar (yazılsın, yazılmasın diye) ihtilâf ettiler ve sonra dediler allahı resulü sayıkliyor.ve bunun üzerine Allahın peyagamberi buyurdu:yalnız kalmak bana attığınız bu iftiralar dan daha iyidir ve kalkın gidin ve beni yalnız bırakın ve ölümü esnasında da 3 şeye vasiyet etti birincisi müşrikeliri arap adalarından kovun İkincisi: kitab ehli olanlardan (hıristiyan ve yahudiler) ben nasıl vergi aliyorsam sizde öyle alın ve üçüncüsünü unuttum.
Sahih buhari hicret ve cihad kitabı.islam çatısı altındaki kafilerle alışveriş yapılırmı? bölümü hadis 3090
Seid ibni cubeyr der ki ibni abbas dedi: Hani o perşembe günü (o ne fena gündü?), o perşembe günü… sonra yerdeki kumları ıslatacak kadar ağladı ve dedi: Perşembe günü allahın resulunun ağrıları şeddeti yukseldi ve allahın resulü şöyle buyurdu bana kalem kağıt getirin Size bir vasiyetname yazdırayım ki, ondan sonra yolunuzu şaşırıp hiç helâke düşmeyesiniz! Ve allahın peygamberi nin yanında tartışma olmaması gerekirken orada bulunanlar (yazılsın, yazılmasın diye) ihtilâf ettiler ve sonra dediler allahı resulü sayıkliyor.ve bunun üzerine Allahın peyagamberi buyurdu:yalnız kalmak bana attığınız bu iftiralar dan daha iyidir ve kalkın gidin ve beni yalnız bırakın ve ölümü esnasında da 3 şeye vasiyet etti birincisi müşrikeliri arap adalarından kovun İkincisi: kitab ehli olanlardan (hıristiyan ve yahudiler) ben nasıl vergi aliyorsam sizde öyle alın ve üçüncüsünü söylemedi yada söyledi ben unuttum.
Sahih müslim vasiyet kitabı.vasiyet birakacak bir şeyi olmayanın bölüömü hadis 4319 ve 4320
Bu rivayette gördüğünüz üzre hadisi nakl eden ravi üçüncü kısmını ya unutmuş yada nakl etmek istemiyor zira bu ehli beyti anlatan vasiyetin son kısmıdır ki allahın peygamberi bir çok ehli sunnet kitabında bu görüşü doğrulayan hadisler mevcuttur. Bu hadislerde peygamber efendimiz benden sonra kuran ve öz yakınlarımdan olan ehlibeyte sarılın diye buyurmuşlardır buda Peygamber efendimiz Hz Muhammed(s.a.v) den sonra sadece kuran ve ehli beyti sarılmamız gerektiğini ispatlamaktadır bu hadislerde sakaleyn yani ehlibeyte sarılmamız gerektiğini söylemektedir vebunu peygamber efedimizin vasiyetinde de açıkca belirtilmiş ve onları bizlereri tanıtmıştır.
Zeyd b. Erkam naklediyor ki; Resulullah salla’llâhu aleyhi ve alih şöyle buyurdu: “Şüphesiz size öyle bir şey bırakıyorum ki eğer ona sarılırsanız, benden sonra asla sapmazsınız. Birisi diğerinden daha yücedir. Allah’ın kitabı gökten yeryüzüne uzanan bir iptir. Ve öz yakınlarımdan olan Ehl-i Beyt’im. O ikisi, havuzun başında bana ulaşıncaya dek asla birbirlerinden ayrılmazlar. Benden sonra o ikisine karşı nasıl davranacağınıza dikkat edin.
Sahih-i Tirmizi, c. 13, s. 200. Sahih-i Tirmizi fazilet kitabı Ehli beyt faziletleri hadis 3788
Sahih-i Tirmizi albani den bu hadisin doğru olduğunu söylemiş
Bu hadis birçok Ehl-i Sünnet kaynağında Huzeyfe’den nakledilmiştir. Örneğin: “Tarih-i Bağdat”, c. 8, s. 442.
Resulullah buyurdu: Şüphesiz size iki halife ve varis bırakıyorum Allah’ın kitabı gökten yeryüzüne uzanan bir iptir. Ve iteretimden Ehli beytimdir O ikisi, havuzun başında bana ulaşıncaya dek asla birbirlerinden ayrılmazlar
Musned Ahmed cilt 5 zeyd ibni sabes hadisi .hadis no20596
Mecmeal zavaed.c 9 fazilet kitabı Ehli beyt a.s’ın fazileti Hadis no14957 Heysemi senetin sahih olduğunu söyler—Cameol sagir c3 hadis 2631 Suyuti hadisin sahih olduğunu söyler. Sahih ol Came hadis 2457 albani hadisin sahih olduğunu söyler-Cameol sagir ve ziadete Hadis 4222 albani doğru olduğunu söyler
R esulullah (s.a.v): Şüphesiz size iki halife bırakıyorum Allah’ın kitabı Ve itretim(Ehlibeyt) O ikisi, havuzun başında bana ulaşıncaya dek asla birbirlerinden ayrılmazlar
Sahih muslim sahabenin fazilet kitabı hz alinin fazileti hadis 6378(Yezid ibni hayan dan nakl ediliyor)
El came sagir suyuti hadis 1608 (Yezid ibni hayan dan nakl ediliyor)
Sahih Elcameğ Albani hadis 1351(Yezid ibni hayan dan nakl ediliyor)
Mehnaj sene ibni timiye c 7 sayfa318 (Yezid ibni hayan dan nakl ediliyor)
Ahmad ibni Hambel Sahabenin Fazileti kitabı Hz hasan (a.s)’fazileti hadis 12 39
Macmağ Kebir tabarani Z bölümü isimleri zeyd olanlar hadis 4787
Yıl(sene) abi ibni Asım den Ehli beyt fazileti hadis 1328 ve 1329
Musned ibni şeybe Zeyd ibni sabitten rivayet edilenler Bölümü. hadis 135
Musned ibni şeybe zekat kitabı zekan çıkarmak bölümü hadis 30998
Macmeğ zevaid c 9 ilim kitabı kitab ve sunnetin ilminde bölümü heysemi hadisin seneti sahihi olduğunu söyler
Musned ahmed c 5 musned ensar zeyd ibni sabit hadisi numara 20667
Çeşitli tarihlerle hem Ehl-i Beyt, hem de Ehl-i Sünnet kaynaklarında nakledilen Sakaleyn hadisi başta Hz. Ali (a.s) olmak üzere, Ehl-i Beyt İmamları’nın imametini açıkça kanıtlamaktadır.
Ehli sunnet alimlerinden suyuti Hazretlerinden nakl Etiiği bir rivayete göre Şöyle der : Hz ali namazda iken bir fakir gelir ve yardım talep eder ve hz ali rüku da iken yüzüğünü ona sadaka olarak verir ve peygamber efendiiz o fakiri görünce bu yüzü kimden aldığını sorar fakirde rüku da olan kişi verdi dedi ve bu esnada bu ayet indi .Sizin veliniz evvel Allah, sonra Resul’ü, sonra o iman etmiş olanlardır ki namaza devam ederler ve rükû halinde zekât verirler.Maide 55
Eldaro mensever Cilt 2 Sayfa 293- seyh Vahedi Ebabul Nuzul Sayfa148- seyh Zem haşeri Tefsir fehri razi Cilt 12 Sayfa 26
Hakikat biziz, ölüleri diriltiriz ve takdim ettikleri şeyleri ve bıraktıkları eserleri kitaba geçiririz ve zaten her şeyi açık bir kütükte bir "İmam-ı Mübîn" de ihsa etmişizdir.Yasin 12
Bu hadis gereğince, Hz. Resulullah kendinden sonra ümmeti içerisinde merci olarak iki paha biçilmez emanet bırakmış ve ümmetine onlardan ayrılmamasını Emretmiştir. O iki emanet Kur’an-ı Kerim ve Peygamber-i Ekrem’in Ehl-i Beyt’idir. Hz. Resulullah’ın bu hadisinden, Kur’an-ı Kerim’in İslam’ın anayasası, Ehl-i Beyt’in de onun müfessir ve uygulayıcısı olarak, Müslümanlar’ın önderleri olması gerektiği açık ve net olarak anlaşılmaktadır.
Gerçi burada Hz. Resulullah’ın bu açıklamasını nakleden bütün hadislere yer vermemiz imkansızdır. Ama araştırmacı insanların araştırmalarına kolaylık olsun diye bu hadisilerin bazılarını arz edeceğiz.
Bu hadislerden birinde (Cabir bin Abdullah’ın hadisi) Hz. Resulullah şöyle buyuruyor: “Ey insanlar! Aranızda öyle bir şey bırakıyorum ki, ona sarıldığınız taktirde sapmazsınız; o, Allah’ın kitabı ve soyum olan Ehl-i Beyt’imdir.”
Sahih-i Tirmizi c.5 s. 328, hadis no: 2718,
Yenabi-ül Meveddet s. 30, 41, 370,
Kenz-ül Ümmal c.1 s. 44,
Tefsir-i İbn-i Kesir c. 4 s. 113,
Mesabih-üs Sünnet Bağavi’nin s. 206,
Cami-ül Usul İbn-i Esir’in c.1 s. 187,
Mucem-ül Kebir Teberani’nin s. 137,
Mişkat-ül Mesabih c. 3 s. 258 vs.
Başka bir hadiste de (Zeyd bin Erkam’ın hadisi) şöyle buyurmuştur: “Sizin aranızda öyle bir şey bırakıyorum ki, ona sarıldığınız müddetçe sapmazsınız: Allah’ın kitabını, o Allah’ın gökten yere uzanan bir ipidir ve soyum olan Ehl-i Beyt’imi. Havuz başında bana dönünceye kadar onlar birbirlerinden ayrılmazlar. Bakın benden sonra onlara nasıl davranacaksınız.”
Sahih-i Tirmizi c. 5 s. 329, hadis no: 3721,
Müsned-i Ahmet bin Hanbel hadis no: 10681, 10707, 1779, 11135,
Dürr-ül Mensur Suyuti’nin c. 6 s. 7, 306,
Zehar-ül Ukba s. 16,
Sevaik-ül Muhrika s. 149,
Yenabi-ül Meveddet s. 30, 36,
Üsd-ül Ğabe İbn-i Esir Şafii’nin c. 2 s. 12,
Tefsir-i İbn-i Kesir c. 4 s. 113,
Kenz-ül Ümmal c. S. 154,
Feth-ül Kebir Nebhani’nin c. s. 451,
Mesabih-üs Sünnet Bağavi’nin s. 206,
Cami-ül Usul İbn-i Esir’in c. 1 s. 187,
Mişkat-ül Mesabih Amri’nin c. 3 s. 257, vs.
Ebu Said-i Hudri’nin naklettiği hadiste Hz Muhammed (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kendimi, çağrılıp icabet etmiş gibi görüyorum; ben sizin aranızda iki paha biçilmez emanet bırakıyorum. Onlar Allah’ın kitabı ve benim soyumdur. Allah’ın kitabı gökle yer arasında çekilmiş olan bir iptir. Soyum da benim Ehl-i Beyt’imdir. Latif ve her şeyden haberdar olan Allah bana onların Havz-u Kevser başında tekrar bana dönünceye kadar birbirlerinden ayrılmayacaklarını haber vermiştir. Bakın benden sonra onlara nasıl davranacaksınız.”
Kenz-ül Ümmal c. 1 s. 165,
Menakıb-i Ali bin Ebu Talib İbn-i Meğazili Şafii’nin s. 235,
Zehair-ül Ukba s. 16,
Yenabi-ül Meveddet s. 31, 36, 191,
Mucem-üs Sağir Teberani’nin c. 1 s. 131,
Mecme-üz Zevaid c. 9 s. 163,
Tebakat-ül Kübra İbn-i Sa’d'in c. 2 s. 194,
Cami-ül Usul İbn-i Esir’in c. 1 s. 187,
Müsned-i Ahmet bin Hanbel c. 3 s. 17, 26 hadis no: 10707,
Sünen-i Tirmizi hadis no: 3720
Vedâ Haccı’ndan döndüklerinde Gadirihum denilen yerde Hz Muhammed (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kendimi çağrılıp icabet etmiş gibi hissediyorum. Ben sizin aranızda iki paha biçilmez emanet bırakıyorum. Onların biri diğerinden daha büyüktür. Allah’ın kitabını ve soyumu. Bakın benden sonra onlara nasıl davranacaksınız. Çünkü onlar, havuz (Havz-i Kevser) başında bana dönünceye kadar birbirlerinden ayrılmayacaklardır.”
Sonra da şöyle devam eder: “Allah benim mevlamdır. Ben de her mü’minin mevlasıyım.” Sonra da Hz Ali’nin elinden tutarak: “Ben kimin mevlası isem, bu Ali de onun mevlasıdır. Allah’ım! Ona dost olana dost ol ve ona düşman olana düşman ol….”
Hasais-ül Emir-ül Mü’minin Nesai Şafii’nin s. 21,
El-Menakıb Harezmi Hanefi’nin s. 93,
Sevaik-ül Muhrika İbn-i Hacer’in s. 136,
Yenabi-ül Meveddet Kunduzi Hanefi’nin s. 36,
Kenz-ül Ümmal c. 1 s. 167,
Mecme-üz Zevaid Haysemi Şafii’nin c. 5 s. 195,
Müstedrek-üs Sahiheyn Hakim’in c. 3 s. 109, 533 vs.
Yine Abdullah bin Hanteb şöyle diyor: Hz. Resulullah Cuhfe’de bize hitap ederek şöyle buyurdu: “Ben size kendi canınızdan daha evla değil miyim?” Ashap: “Evet, ey Resulullah, evlasın” dediler. Bunun üzerine, Hazret: “Ben iki şey hakkında sizi sorgulayacağım: Kur’an ve Ehl-i Beyt’im” buyurdu. Benzeri başka rivayetler de mevcuttur.
Mecme-üz Zevaid c. 5 s. 195,
Üsd-ül Ğabe İbn-i Esir’in c. 3 s. 147 ve…
Velhasıl Hz. Resulullah’ın Kur’an ve Ehl-i Beyt ikilisine sarılmayı ve onlardan ayrılmamayı emrettiği hadisler mütevatir olarak, hem Ehl-i Sünnet, hem de Ehl-i Beyt kaynaklarında nakledilmiştir.
Bu hadisi yirmiden fazla sahabi nakletmiştir. Hazret, muhtelif vakit ve yerlerde ashabına bunu vurgulamıştır. Bir defa Gadirihum’da, bir defa Vedâ Haccı sırasında Arafat’ta, bir defa Taif’ten dönüşünde, bir defa Medine’de minberi üzerinde ve bir defa da mübarek odasında hasta yatağında iken; odanın sahabelerle dolup taştığı bir sırada konuşur ve: “Ey insanlar! Ben aniden kabzolup gidebilirim. Hüccet olsun diye size daha önce de söylemiştim. Bilin ki, ben sizin aranızda Allah’ın kitabını ve soyum olan Ehl-i Beyt’imi bırakıyorum” buyurur.
Sonra da Ali’nin elinden tutup yukarı kaldırarak: “Bu Ali Kur’an’ladır. Kur’an da Ali iledir; havuzun (Havz-i Kevser’in) başında bana dönünceye kadar birbirlerinden ayrılmayacaklardır…” buyuruyor.
Sevaik-ül Muhrika s. 124, Yenabi-ül Meveddet s. 285
Ehl-i Sünnet ulemasının hemen tamamı Sakaleyn hadisinin doğruluğunu tasdik etmektedir.
Ehl-i Sünnet’in önde gelen alimlerinden olan İbn-i Hacer bu hadise değinirken şöyle der: “Bil ki, Sakaleyn hadisi çeşitli yollarla nakledilmiştir. Yirmiden fazla sahabi bu hadisi nakletmişlerdir. Bu hadisin tarihi ile ilgili olarak on birinci şüphede genişçe bahsettik. Bu tarihlerin bazısında bu hadisin Vedâ Haccı sırasında Arafe’de buyrulduğu, bazısında Medine’de Hazret’in hasta iken odanın sahabelerle dolu olduğu bir sırada buyurduğu, bazısında Gadirihum’da buyurduğu ve bazısında da Taif’ten dönüşü sırasında okumuş olduğu hutbede buyurduğu geçmektedir. Ancak bunlar arasında hiçbir çelişki yoktur. Zira Hazret’in bu hadisi, Kur’an ve Ehl-i Beyt’in şanına ihtimam açısından bu ve diğer yerlerde defalarca buyurmuş olmasında hiçbir mahzur görülmemektedir…”
Sevaik-ül Muhrika s. 89, 148
Bu şekilde vasiyet hadisinde de Allahın peygamberi vasiyet konusunda anlatmak istediği , ve bizlerş sapkılıktan korunacak şeylerin ehli beyt olduğunu anlamaktayiz ve bu şekilde bizlere ehli beyt ı tanıtmak istemiş olması yanlış bir görüş olmaz ve ordaki konuşmada insanların yanında kuran bulunduğuna ve kuran getirilmiş olduğuna ömer ve diğer sahebelerde nakl ettiklerinde şahitlik etmişlerdır ve elimizdeki kuran yeterli olduğunu söylemeleri vasiyette bahsı geçen hailifeleri kabul etmediklerini göstermektedir, zira allahın peygamberi bu ikisi(yani ehli beytim ve kuran) birbirnden ayrılmazlar diye söylemiş ve onlarda reddetmişlerdir
Cabir ibni abdüllah der ki resulullah (s.a.v)hac esnasında arafat gününde devesinin üstünde oturmuş insanlara hutbe okurken buyurdu ki:; ben sizin aranızda iki paha biçilmez emanet bırakıyorum. ona sarıldığınız müddetçe sapmazsınız Onlar Allah’ın kitabı ve benim itretim ve ehli beytimdir.
Sahih muslim fazlul sahabe hadis 6378--Sunen Tirmizi peygamberin ehlibeyt erdemleri bölümü hadis 3786--Sahih-i Tirmizi El albani hadis 3786 hdisin sahih olduğunu söylemiştir El albani Alimi
Bu hadislere göre ki daha fazlası var Allahın resulü sarılmamız gereken iki şeyi bizlere emanet bırakmıştır ve mutalka vasiyet bırakmış olması gerekir , öncelikle vermiş olduğumuz iki ayette Allahı teala vefat esnasında vasiyet bırakılmasını vacib kılmıştır. ikinci olarak sahih muslim ve buhariden nakl ettiğimiz hadislerde de bunu doğrulamıştı. üçüncü olarakta iki haddistede peygamberin vasiyet bıraktığına vurgulamıştır her nekadar da unuttum veya soylemekten çekilmiş olsada ravi vasiyetin bırakıldığını söylemektedir O zaman bu vasiyetin bırakıldığı kesinleşmiştir.
Diğre Ehli sunnet kaynaklarında başka hadislerde bu vasiyetin bırakıldığına kayda geçmiş ve ispatlanmıştır.
Allahın resulu Buyurdu Ya ali kalem va kağıt getir ve resulullah imla ettirdi ve Hz Ali (a.s) yazdı ve Cebrail (a.s) şahitlik yaptı Ve sonra vasiyeti sardı…
Keşful hefa el aculi cilt 2 sayfa 383
İbrahim ibni şibe der ki asbag ibni nebate’nin yanında oturmuştum ve o dedi ki: Hz ali ibni ebi taliba imla ettirilen mektubu okuyayimı? Ve sonra bir mektub çıkardı ve okudu bismilahi rahmanı rehim bu hz Muhammed salla’llâhu aleyhi ve alih’ın ümmtinin ve ehli beytinin vasiyetidir ve vasiyet ediyor ki ehli beytine ilahi takva için sarılın ve koruyun
Ümetine vasiyet ediyor ki ehli beytini koruyun ve sarılıp ayrılmayın kıyamette ehli beyti peygamberi salla’llâhu aleyhi ve alih’ koruyacak ve ehlibeytin taraftarlarını da ehlibeyt koruyacak and olsun ki ehli beytim sizi yanlış yola götürmez ve asla hak yolundan ayrılmazlar
Nezm derer mosatin el zarandi sayfa 240—Yenabi el muvade cilt 2 sayfa 365
Ve bizi yanlış yoldan kurtaracak olan vasiyet yazılmış olması artık kesinlik kazanmaktadır ve bunun üzerinde allahın peygamberi olan Hz Muhammed (s.a.v)’in vasiyetini uygalamamızın gerektiğini anlamış bulunmaktayiz yada ömerin dediğini yerini getirerek inkar da edebiliriz.
Yani ömerin taraftarlarının bu vasiyeti kitablarında almamalarını da haklı olarak normal görücez zira vasiyette ömerin ismi geçmediğinden ihtilafa düşen sahabeler ve vasiyeti istemeyen sahebler ömerin fikirlerini takib ederek vasiyeti kitablarında nakl etmezler çünki vasiyet Hz Ali ve onden sonraki imamları görevlendirmiş ve onları halife olarak tayin etmiştir ve bu şekilde kurana ve ehli beyte sarılmak yerine kuran ve ömere, ebubekir ve osamana sarılmış olduler
HZ MUHAMMED S.AV VEFATINDAN ONCE BUYURDUĞU VASİYET
İmam Sadık (a.s) babalarından, İmam Bakır (a.s) babalarından, İmam Zeynel Abidin (a.s ) babasından, imam Hasan (a.s) babasından, Hz Ali (a.s) ‘den kendisine intikal edilmiş vasiyeti şöyle buyurur: Peygamber efendimiz vefat ettiği gecede, vefat etmeden önce bana emretti ve dedi ki: Allah Resulü (s.a.a.s) dedi ki; "Ey Ali bana bir kağıt ve kalem getir." Ve Resulullah (s.a.a.s) vasiyetini söyledi ve belli bir yere kadar geldi ve sonra şöyle dedi: "
Ya Ali, benden sonra 12 İmam olacak ve onlardan sonra 12 Mehdi olacak. Sen, Ya Ali, 12 İmam'ın birincisisin. Allah (s.v.t) seni semalarda ve göklerde Ali El Murtaza, Müminlerin Emiri, en düz konuşan (Sıddık'ul Ekber), en şeffaf ve aydın Karar veren (hükmeden), Hakkla Batıl arasında hâkim, en güvenilen ve hidayetçi (Mehdi) adlarıyla isimlendirmiştir. Bu sıfatlar senden başka hiç kimseye ait değildir. Ya Ali, sen benim ailemin (benden sonra), onların yaşamında ve ölümünde ve kadınlarımın üzerine vasimsin. Kimi sen onaylarsan, yarınki gün beni bulur. Ve kimi de sen reddedersen, ben ondan (kadın cinsiyeti) nefret eder ve beni göremez olur. Ve sen, benden sonra ümmetime vasisin (halifesin). Ölümünün zamanı geldiğinde; vasiyetimi ve halifeliği oğlum Hasan’a ve onun vefat zamanı geldiğinde vasiyet ve halifeliğimi oğlum Hüseyin’e bıraksın. Onunda vefat zamanı geldiğinde oğlu Seyit ol Abidin zil Safnatol Ali ‘ye teslim etsin. Onun vefat zamanı geldiğinde oğluna Muhammed Bakır’ a teslim etsin. Onunda vefat zamanı geldiğinde Cafer Sadığa teslim etsin. Onun vefat zamanı geldiğinde oğlu Musa ye Kazım ‘a teslim etsin. Onun vefat zamanı geldiğinde oğlu Ali Rıza ‘ya teslim etsin. Onun vefat zamanı geldiğinde Muhammed Sage Tagi’ e teslim etsin .Ve onun vefat zamanı geldiğinde oğlu Ali Nasih ‘e teslim etsin. Onun vefat zamanı geldiğinde oğlu Hasan Fazıl’ e teslim etsin. Onun vefat zamanı geldiğinde oğluna ki Muhammed ve Ale Muhammed’dendir teslim etsin. Bunlar 12 imamdır Ve onlardan sonra 12 mehdi gelecek, eğer Hüccet ibnel Hasan’ın (Hz mehdinin diğer ismi) vefat zamanı gelirse vasiyetimi oğluna teslim etsin ki ,birinci mehdidir. Ve onun için 3 isim vardır; birinci ismi babamın ismi gibi Abdullah ,ikinci ismi benim ismim gibi Ahmet, ve üçüncü ismi mehdi dır Ve isimleri Abdullah Ahmet Mehdi ‘dır. Ondan önceki kişiye ilk iman eden ve müminlerin ilkidir…
01 Gaybet Şeyh Tusi s.150
02 Bihar'ül Envar c.36 s.260
03 Gayetul Meram c.2 s.241
04 Şeyh El Hür El Ameli İsbaat El Hudaat C.1 S.549 (376)
05 Şeyh El Hür El Ameli Kitap El İgaas El Hacadan s.393-3
06 Şeyh Hasan bin Süleyman El-Hili (Mühtasar El-Basa’er s.159)
07 Şeyh El Meclisi Bihar'ül Envar c.53 s.147 (6) ve cilt 36 s.260 (81)
08 Şeyh Abdullah El-Bahrani kendi kitabı, Kaya El Avaalem c.3 s.236 (227)
09 Seyid Haşim El Bahrani kitabı, Kaya ElMeram c.1 s.370 (59)
10 El-İnsaf s.222 Seyit Haşim El-Bahrani
11 Şeyh Mirza El-Nuri kitabı, El-Necm c.2 s.71
12 El-Sakib c.2 S.71 (Sahih kaynak olarak onaylanmış ve aynı zamanda Şeyh Tusi de, sahih kaynak olduğunu naylamıştır)
13 Seyid Muhammed Sadık El Sadr, bu vasiyeti onaylamış ve kendi kitabında, zuhurdan sonraki tarih s.641
14 Şeyh El Micaanın Mukateeb El-Resul kitabı c.2 s.96.
15 Muhazar Mu'cem El Hadis El İmam El Mehdi, Şeyh El Korani s.301-13
Ehli sunnet kaynaklarının Vasiyetin içerliğini teyid eden kitaplar
1. El-Muttaki el-Hindi, Kenz el-Ummel, 13:27
2.el-Mustadrek, el-Hakim, c3, s149
3.el-Sava'iq el-Muhrika, Ibn Hacar el-Haytemi, c.11, bolum 2, s287
4.Ahmed bin Hanbel, Musned, 1:398 ve 406.
5.El-Hakim el-Nisaburi, Mustedrek , 4:501
6.El-Dhahabi, Talkhis , 4:501.
7.Ibn Hajar el-'Askalani, Fath al-Bari 16:339.
8.Ali b. Ebu Bakr el-Haythami, Majma' al-Zawa'id 5:190.
9.Ibn Hajar al-Haythami, Al-Sawa'iq al-Muhriqa, c.12.
10.Al-Suyuti, Tarik el-Khulafa, c.10
11. el-Tabaqat el-Kubra,Ibn Sa'd, v2, p194, Pub. by Dar Isadder, Lebanon.
12. al-Jami' al-Saghir, by al-Suyuti, v1, p353, and also in v2
13. Majma' al-Zawa'id, al-Haythami, v9, p163
14. al-Fateh al-Kabir, al-Binhani, v1, p451
15. Usdul Ghabah fi Ma'rifat al-Sahaba, Ibn al-Athir, v2, p12
16. Jami' al-Usul, Ibn al-Athir, v1, p187
17. History of Ibn Asakir, v5, p436
18. al-Taj al-Jami' Lil Usul, v3, p308
19. al-Durr al-Manthoor, al-Hafidh al-Suyuti, v2, p60
20. Yanabi al-Mawaddah, al-Qundoozi al-Hanafi, pp 38,183
21. Abaqat al-Anwar, v1, p16
22. Al-Suyuti or al-Tabarani, Jami' al-Saghir 1:75.
23. Al-Muttaqi al-Hindi, Kanz al-'Ummal, 13:27.
24.Sahih Muslim (Arabic version) Kitab al-Imaara, 1980 Edition Pub. in Saudi Arabia, v3, p1453, Tradition #10
25.Sahih Muslim (Arabic version) Kitab al-Imaara, 1980 Edition Pub. in Saudi Arabia, v3, p1452, Tradition #5
26.[Sunan al-Tirmidhi (Arabic) Chapter of Fitan, 2:45 (India) and 4:501 Tradition # 2225 (Egypt)
27. Sahih al-Tirmidhi, v5, pp 662-663,328, report of 30+ companions, with reference to several chains of transmitters.
28. al-Mustadrak, by al-Hakim, Chapter of "Understanding (the virtues) of Companions, v3, pp 109,110,148,533 who wrote this tradition is authentic (Sahih) based on the criteria of the two Shaikhs (al-Bukhari and Muslim).
29. Sunan, by Daarami, v2, p432
30. Musnad, by Ahmat Ibn Hanbal, v3, pp 14,17,26,59, v4, pp366,370-372, v5, pp 182,189,350,366,419
31. Fadha'il al-Sahaba, by Ahmad Ibn Hanbal, v2, p585, Tradition #990
32. al-Sawa'iq al-Muhriqah, by Ibn Hajar Haythami, Ch. 11, section 1, p230
33. al-Kabir, by al-Tabarani, v3, pp 62-63,137
34. Kanz al-Ummal, by al-Muttaqi al-Hindi, Chapter al-Iti'sam bi Habl Allah, v1, p44.
35. Tafsir Ibn Kathir (complete version), v4, p113, under commentary of verse 42:23 of Quran (four traditions)
36.al-Durr al-Manthoor, by al-Suyuti, v2, p60 p230, quoted from al-
37. Tabarani, also in section 2, p342 38.Usdul Ghabah, by Ibn al-Athir, v3, p137
39.Yanabi' al-Mawaddah, by al-Qundoozi al-Hanafi, p41, and P335
40. Kanz al-Ummal, by al-Muttaqi al-Hindi, v1, p168
41. Majma' al-Zawa'id, by al-Haythami, v9, p163
42 Aqabat al-Anwar, v1, p184
43.A'alam al-Wara, pp 132-133
44.Tadhkirat al-Khawas al-Ummah, Sibt Ibn al-Jawzi al-Hanafi, pp 28-33
45. al-Sirah al-Halabiyyah, by Noor al-Din al-Halabi, v3, p273
46. Majma' al-Zawa'id, by al-Haythami, v9, p168
47. al-Awsat, by al-Tabarani, Tradition #18
48. Arba'in, by al-Nabahani, p216
49.al-Sawa'iq al-Muhriqah, by Ibn Hajar al-Haythami, Ch. 11, section 1, pp 230,234
50.Refs: al-Qunduzi; Yanabi 'u 'l-mawaddah, pp.444-7. ]
51. al-Sawa'iq al-Muhriqah, by Ibn Hajar al-Haythami, Ch. 11, section 1,
52.al-Khasa'is, by al-Nisa'i, pp 21,30
Bu vasiyet ne kurana ters nede sunnete ters ve kuran ayetleri de bu durumu teyid etmektedir
Vasiyeti le ilgili kurandan referanslar
Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka halife kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaadde bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.Nur 55
Bu ayette allahı teala der ki nasıl daha önce salih amel işleyenleri halife kılmışsam onlardan sonrakini de halife kılıcam anlamı şu iki grup halife olacaklar ve sonra ikinci halife olacak grubu ilk grubu nasıl halife kıldığı gibi onlarıda halife kılacağını arzetmeketdir.
Ayetin devamında ikinci grubunun halifeliğin zamanını vurgulamaktadır
onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine…. Dair vaadde bulunmuştur
Ve Medi (a.s) ile ilgili ehli sunnet hadislerinde de belirli olan şey allahın din hz Mehdi ile yer yüzünde dine olan hürmet hz mehdi nin zamanında olacağını bilmekteyiz ve bu hürmeti butun dünya çaında ihrac ediceğinide bilmekteyiz ve biliyoruz ki hz mehdi allahın halifesi olan halifelerinden biridir.
Sonuç olarak anliyoruz ki bu ayette sözü geçen iki grup halife peygameber efendimizin vasiyetinde belirttiği mehdilerdir ve Allahı teala onlarıda daha önce nasıl 12 imamı alife yaptığı gibi onlarıda halifekılacaktır. bu olay ahir zamanda olacağı da kesinleşmiştir yani Hz Mehdinin gelişinden bu Hürmet ve saygının dünya çapında yerleşmeye başlayacaktır . bu şekilde bu ayet Hz Muhammed (s.a.v)’in vasiyetini ispatlamaktadır ustelik Ehli sunnet kaynaklarında da buna benzer rivayetler geçmiştir ki bu rivayette Kabe el habbar bu ayeti bu şekilde tefisr etmiştir ve bunu peygamber efendimiz (s.a.v) den duymuş olmalı
Kabe el habbar der ki: onlar on iki kişdirler ve ne zaman onların sonuncusu giderse onlara benzer on iki kişi daha gelecektir ve allahı teal bu ümmete bu şekilde vaadetmiştir Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka halife kılacaktır
Tefsi ibni hatim cilt 8 sayfa 2628 hadis 14769
bu hadiste geçen konu peygamber efendimizn sözü olması gerek zira gayba bağlı bir emir olduğu belli zira ayeti veridiğinde 12 kişinin ismini zikretmektedir
Umdat ElKari Sahih Buhari Yazar: Bader elDin ElAyni ElHanefi dedi ki: "Mehdi'den sonra ahir zamanda 12 kisinin daha olmasi mumkundur." Ve dedi ki: "Ve ondan sonra onun oglu hukmedecek ve 12 kral olacak ve her biri Imam Mehdi'dir"
Ve Ka'ab El Ahbar dedi ki: "12 Mehdi olacak ve Allah'in ruhu da gelip Deccal'i oldurecek"
El Munadi'nin oglu Ebu El Huseyin dedi ki: "12 Halife olacak ve bu Mehdi'den sonra olacak. Ve ben Danyal kitabinda buldum ki, Mehdi olduğunde onun soyundan oğlunun torununun en buyugu tarafindan 5, sonra da en kucugu tarafindan 5 adam hukmediyor olacak. Sonuncusu olduğunde halifeligi torununun en buyuk ogluna verecek ve sonra onun oglu hükmedecek ve 12 kral devri olacak ve her biri Imam Mehdi'dir"
[Fatih El Bari Sahih El Buhari/Ibn Hacar 20/266 #6682]
Abi Salih Ibn Abbas'tan, o da Ibn El Munadi'den nakletmistir ki: "Mehdi'nin adi Abdullah oglu Muhammed'tir. Sakali kirmizi boyalidir. Halkin butun sıkıntıları onun gelişiyle son bulacak ve adaletsizligi yok edip her tarafa adaletini yayacak ve ondan sonra da 12 adam olacak."
Fitan Ibn Hamad – Seyh El Buhari (1/395) hadis#1186 Rasdin'den, o da Ibn Lahi'den,
Nafi oglu El Hakam'dan nakletti ve o da Careh'ten, o da Arta'a'dan nakletmistir: "Sufyani ona karsi gelenleri 6 ay boyunca oldurecek. Onlari satirlarla parcalara bolecek ve kazanlarda pisirecek. Ve sonra 2 dogudan ve 2 batidan gelen, Peygamber Muhammed (s.a.v) soyundan olan halifelerle karsilasacak."
Fitan – Ibn Hamad Al Maruzi (Buhari'nin Seyhi)
Cabir ibn-i Semure'den şöyle dediği nakledilmiştir: "Babamla birlikte Resulullah'ın (saas) huzuruna vardık; buyurdular ki:"
"Bu din, on iki imam var oldukça aziz ve ayakta duracaktır."
"Daha sonra bir şey buyurdular, ama halk işitmeme mani oldu. Babamdan ne buyurduğunu sorduğumda dedi ki: Hepsi Kureyşten'dir" buyurdular.
- [Sahih Muslim c.3 s.1453]
kuranın diğer ayetlerinde allahı teala peygamber efendimizden sonra yer yüzünde halifeler kılacağını söylemektedir
Ve dilersek sizden olan melekleri yeryüzünude halife tayin ederiz zuhruf 60
Yani eğer istersek peygamber efendimizden sonra içinizden hz muhammed (s.a.v) ‘in halifesi olacak bazı kişileri melekler gibi temiz ve günahsız ve masum olarak tayin ede biliriz ancak maalesef bi çok alim bu ayeti tefsir etmek için ya bir kelime eklemişler yada bir kelime eksitmişler ve bu eksik ve fazlalık ayetin tefisir ve manasını tamamen değiştirir yani" sizden" olan kelimeyi "sizin yerinizde" olarak değiştirmişler. Bunun sebebi ise insanaın melek meretebesine ulaşabileceğini unutmuşler ve kurani kerimde bazen insan ve cinleri melekler olarakta hitab etmiştir zira insan takva ve amelleri sayesinde melek mertebesini ulaşabilir ve şeytan cin olduğu halde melek mertebesine ulaşmış ve sonra allahın emirlerini yerine getirmediğinden makamı alınmış ve cenneten kovulmuştur
Yine düşün o vakit ki melâikeye Âdem için secde edin demiştik hemen secde ettiler, ancak İblis, Cinden idi de Rabbin’in emrinden çıktı, ya şimdi siz beni bırakıp da onu ve zürriyyetini kendinize evliyamı ittihaz ediyorsunuz onlar size öyle düşman iken? zalimler için ne fena bedel .kahf 50
Burda melaikeye secde edin dedik hepsi ettiler iblis dişında yani allahı teala melaikeye secde edin demiş olması iblisten de bunu yapmasını beklemekteydi ancak o yapmadı ve sonra o cin idi demiş olması onun cin olduğu ramen melek mertebesine ulaştığını anlatmaktadır yani fiziği değişmemiş ancak makamı yukselmiştir .
Ancak hilafet ve halifelik bir ilahi emir dir ki hz adem döneminde başlamıştır ve hz ademin allah tarafından yer yüzünün halifesi olarak seçildiğini kuran açık bir şekilde beyan etmiştir
Hani rabbin meleklere, "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. Onlar, "Biz seni övgü ile tenzih ederken ve senin kutsallığını dile getirip dururken orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın?" dediler. Allah "Şüphe yok ki, ben sizin bilmediklerinizi bilirim" buyurdu. bakara 30
Ve aynı seçim de Hz davud (a.s) içinde zikr edilmiştir
Ya Davud! muhakkak ki biz seni yer yüzünde bir halîfe kıldık, şimdi insanlar arasında hakk ile hukmet de (keyfe) hevaya tabi olma ki seni Allah yolundan sapıtmasın, çünkü Allah yolundan sapanlar hesap gününü unuttukları cihetle kendilerine pek şiddetli bir azâb vardır sad 26
Ve eğer ayetleri tertibli okursak bu emir Hz adem (a.s) den başlamış olup hz muhammed (s.a.v) le devam etiğini görürüz
((Hani rabbin meleklere, "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti))…(( Ya Davud! muhakkak ki biz seni yer yüzünde bir halîfe kıldık, şimdi insanlar arasında hakk ile hukmet de (keyfe) hevaya tabi olma))….(( Ve dilersek sizden olan melekleri yeryüzünude halife tayin ederiz))…(( Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri halife kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka halife kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaadde bulunmuştur))
And olsun ki allahı subhan ve teala söylediği ve istediğini yapmıştır ve vaad ettiği melekleri Hz Muhammed (s.a.v) den sonra yer yüzünde halife kılmıştır
Aynı zamanda halifelerin melekler gibi temiz ve masum olmaları gerektiğini de öğrenmiş olduk ve kuran da Hz muhammed (s.a.v)’in halifeleri ve onların ismet ve masumluğu konusunda açık bir şekilde işaret edilmiştir
Ey Ehl-i Beyt! ((Ey peygamber ailesi!)) Allah’ın istediği, sizden kirliliği gidermek ve sizi tertemiz kılmaktan ibarettir.Ahzab33
Halifelerin peyderpey seçimini ve özeliklerini örendiğimize göre kurani kerimden imamet bakışını bakıcez
Biz ise, irade ederiz ki yeryüzünde ezilmekte olanlara lütufta bulunalım, onları İmamlar ve varisler kılacağız. Kısas 5
Bu ayette hz muhammed( s.a.v) den sonra yer yüzünde bir imamı tayin edilmekten bahs adiliyor eğer bu ayetin fiil ve zaman ölçülerini bakacack olursak bu ayette surekli geleceğe yönelik vurguladığını görürüz. Örnek verecek olursak arapça olarak (Norido= irade ederiz)(Namanna = lütufta bulunalım )(Najalahom = onları kılacağız) ve hepsi geleceği anlatığına rağmen butun tercume ve tefsir lerde onceki ve sonraki ayetleri göz önunde bulunarak butun bu kelimeleri önceki ve sonraki ayetlere bağlantı kurmak için geçmiş olarak çevrilmiştir aslında önceki ve sonraki ayetlere bakmdan ayeti normal çevirisek durum ortaya çıkacaktır ve başka bir ayette Allahı teala bunu doğrulamaktadır ve tayin ettiği imamlarını zikr eder
Sabredip âyetlerimize kesin olarak inandıkları zaman içlerinden emrimizle doğru yola ileten imamlar çıkardık.Secde 24
Bu ayet Ali muhammed (s.a.v) ‘in imamları hakkındadır çünkü bu ayette (yahduna = hidayet ederleer) yani hz Muhammed (s.a.v)’in zamanını beyan eder ne gelecek ne geçmiş, buda şu demek Allahı Teala gereken imamları tayin etmiş ve seçmiştir
Onları bizim emrimizle doğru yolu gösteren imamlar yaptık ve kendilerine hayırlar işlemeyi, namazı dosdoğru kılmayı, zekatı vermeyi vahyettik. Onlar sadece bize ibadet eden kimselerdi.Enbia 73
Bu ayet de onceki ayet gibi tayin edilmiş imamları vurgulamaktadır
Günün birinde her sınıf insanları imamlarile çağıracağız, o gün her kime kitabı sağ elile verilirse işte onlar kitaplarını okuyacaklar ve kıl kadar zulmedilmeyecekler.İsra 71
Bu ayette imamların kıyametteki makamları açıkca arz etmektedir .yani kiyamette en önemli olan şey insanların imamları dır ve herkesi imamı ile çağrılır ki kesin olarak bu imamlar hz Muhammed (s.a.v)’in ehli beyti olan imamlardırlar.
Bu şekilde bazı imamların olması gerçeklik kazanılmıştır ve onlara itaat etmezsek kurandan ayrılmış ve sapmış oalcağız ve bunlar peygamber efenimizin hadislerinde buyurduğu şekilde bizlere bırakılmış paha biçilmez emanetlerdir ve hadislerinde de daha önce okuduğumuz şekilde kuran ve ehli beyt birbirnden kıyamete kadare kevser havuzunun yanında peygambere ulaşıncaya denk birbirnden ayrılmazlar
Zeyd b. Erkam naklediyor ki; Resulullah salla’llâhu aleyhi ve alih şöyle buyurdu: “Şüphesiz size öyle bir şey bırakıyorum ki eğer ona sarılırsanız, benden sonra asla sapmazsınız. Birisi diğerinden daha yücedir. Allah’ın kitabı gökten yeryüzüne uzanan bir iptir. Ve öz yakınlarımdan olan Ehl-i Beyt’im. O ikisi, havuzun başında bana ulaşıncaya dek asla birbirlerinden ayrılmazlar. Benden sonra o ikisine karşı nasıl davranacağınıza dikkat edin.
Sahih-i Tirmizi, c. 13, s. 200-- Tarih-i Bağdat”, c. 8, s. 442.
Bu imamet ve hilafet okdar önemlidir ki allahı teala iki ayette de şidetli bir şekilde emir ile resulüne yani Hz Muhammed (s.a.v)’e imamlarının aydın emirlerini emr eder.be bu emir bildiğimiz imamların kişilikleridir ve bu sebebten Allahın peygamberi (s.a.v) ömrünün son anlarında okadar ağrılarına rağmen vasiyet yazmayı çalışmış ve allaha yer yuzunden ayrılmadan önce kensiniden sonraki imamları tayin etmemiş olması da mümkün olmadığını gösterir
Akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma!İsra26
O halde akrabaya da hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. Bu, Allah’ın hoşnutluğunu isteyenler için en iyisidir. İşte gerçek kurtuluşa erenler de onlardır.Rum 38
Ve Hz muhammed (s.a.v) akrabaları onun aziz ehli beytindeki imamlardır ve onlar aynı zamanda allahın karşısında kendilerini en hiç ve yoksul görenlerdirler ve allahve onun peygamberinin yolunda en öndeki yolculardırlar(ibni sabil) .ayetteki ibni sebil yolcunun oğlu demek buda şu demek ibni sebil ilallah yani allahın yolundaki yolcu ve o zaman Hz muhammed (s.a.v) ve aylesi allah yolundaki oğulları dırlar ve onları hakkı insanların herşeyinde dir ve o yüzden insanlar Hz Muhammed(s.a.v)’in ailesini tanıyıp iman etmemiz gerekir
İşte bu Allah'ın, inanıp salih ameller işleyen kullarına müjdelediği şeydir. De ki: "Ben(Hz Muhammed(s.a.v)) buna (yaptığım tebliğ görevine) karşılık olarak sizden, akrabalıktan doğan sevgiden başka bir ücret istemiyorum." Kim güzel bir iş yaparsa, onun iyiliğini artırırız. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, şükrün karşılığını verendir..Şura23
Evet bu sevgiyi Peygambere efendimize yapmış olduğu bunca zahmet için bizim tarafımızda onun akrabalarına ücret olarak ödememiz gerekir ve allahı teala bunu peygamber efendimizin emanetlerine karşı dah duyarlı olmamız için peygamber efendimizin ailesini sevmek peygambere bir ücreti olarak tayin etmiş oldu
Evet, biz o emaneti göklere, yere ve dağlara arzettik, onlar onu yüklenmeğe yanaşmadılar, ondan korktular, onu insan arzettik ve alıp kabul etti, cidden o çok zalim ve çok câhil dır.Ahzab 72
O zaman eğer muhammed(s.a.v) ve ailesi olmasaydı allah mahlukatı yaratmazdı.ve onlar allah yolundaki delillerdirler ve onlar oyle bir amanettir ki bütün mahlukat insan dışında taşıyamadı ve amanetler imamlardırlar ve bunun bir diğer delili ise bu ayetir
Allah size, emanetleri mutlaka ehline(sahiplerine) vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.Nisa58
Bu ayet Hz Muhammed (s.a.v)’in ailesine delalet eder ve Allahı teala onlara imamet ve hlifeliği diğer sahiplerine yetiştirmelerini emr etmiş ve onlarda sonraki imamlar ve halifelrdirlar va hak ve hukumet konusundada bu ayetin devamında daha fazla açıklamalar yapıcağız
Ancak insanların vazifesi bu velayeti ve imamları tamıyıp onlara tabi olmaları gerekir ve eğer bir imam vefat ederse bir sonraki imamı tanıyıp emrine girmeleri gerekir zira yer yüzü asla imamsız kalmaz ve eğer kalırsa yer yüzü herşeyi emere ve içine yutar ve allahı teala imamları ile bunu sözleştiğinde insanlara onlarıın hakkı konusunda ikaz ve uyarılar vermiştır.
Ey iman edenler! Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde Allah'a itaat edin. Peygamber'e itaat edin ve sizden olan Emir sahiplerine de (ulu'l-emre) Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resûlüne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir. Nisa59
Kendilerine güvenlik (barış) veya korku (savaş) ile ilgili bir haber geldiğinde onu yayarlar. Halbuki onu peygambere ve içlerinden EMİR SAHİPLERİNE götürselerdi, elbette bunlardan, onu değerlendirip sonuç (hüküm) çıkarabilecek nitelikte olanları onu anlayıp bilirlerdi. Allah'ın size lütfu ve merhameti olmasaydı, pek azınız hariç, muhakkak şeytana uyardınız.Nisa83
Anliyoruz ki itaat sadece Allahı tealaya sonra peygambere(s.a.v)’e ve emir sahiplerine aittir
Ey iman edenler! Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde Allah'a itaat edin. Peygamber'e itaat edin ve sizden olan Emir sahiplerine de.andolsun ki allahı teala bizleri Resulullah (s.a.v)’e itaat etmemizi emiretmiş zira o masumdur ve günah işlemez ve andolsun ki allah bizleri Emir sahiplerine itaat etmemize emretmiştir zira onlarda günah işlemez ve temiz ve masumduler .
Allahı teala bizi batılden itaat etmemizi asla emretmez ve bildiğimiz şekilde Hz Muhammed (s.a.v) bütün hak ve hukuklarda sahih ve doğru olduğu için allah bizi ona itaat etmemizi vacib kılmıştı o zaman emir sahipleri olanlarda sahih ve doğru olmaları gerekir ki bizi onlara itaat etmemiz istenmiştir ve eğer onların hatası olursa allahın sözü haşa çelişkiye düşer.sonuç olarak bu Emir sahipler al-i Muhammed( s.a.v) yani onun aziz ehli beyti dirler.sakaleyn hadisinde işlediğimiz şekilde peygamber efendimizden sonra hüküm ve hükümet onun ehlibeyite aittir.
O, göklerin ve yeryüzünün mülkü (hükümranlığı) kendisine ait olandır. Çocuk edinmemiştir. Mülkünde (hükümranlığında) hiçbir ortağı da yoktur. O her şeyi yaratmış ve yarattığı O şeyleri bir ölçüye göre takdir etmiştir.Furkan2
Mülk ve hükmranlık subhan allaha aittir ve asla ortağı olmamış ve olmayacaktır yani bu alemin hükümeti tamamen allah tarafından yönetmesi gerekir ve herkes onun emir altında olmalı taki onun kuralları uygulansın bu yüzde her zaman için onun seçtiği bir yetkili olması gerekir
Bir sonraki ayette yeryüzünün halifesini allahın seçmesi gerektiğini görücez
De ki: "Ey Hükümranlık sahibi olan Allah'ım! Sen hükümranlığı dilediğine verirsin. Dilediğinden de hükümranlığı çeker alırsın. Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin." Al-İ İmran 26
Bu ayette allahı teala istediği zamana kadar istediğini vere biliceğini anlatmakta.şimdi bakalım allahı teala bu mülk ve hülmranlığı kimlere vericeğini söylemişmıdır?
Yoksa, insanları; Allah'ın lütfundan kendilerine verdiği şey dolayısıyla kıskanıyorlar mı? Şüphesiz biz, İbrahim soyuna da kitap ve hikmet vermişizdir. Onlara büyük bir hükümranlık da verdik Nisa 54
Ve bu ayette görduğunuz şekilde bu salatanat ve hükmaranlığı allahı teala ibrahim ailesi ve soyuna vaad etmiştir yani allah tarafından seçilmiş olan kişiler ve onlar allahın enbiaları vasileri ve son olarak Hz Muhamed ve onun ailesi Hz ibrahim (a.s)’ın soyunu devam edenlerdırler
sonuç
kuran da ki ayetler ve sunneten gelen hadislerle bu vasiyetin yerine gelmesi kesin bir emir olmuştur yani kesi olarak resulullah (s.a.v) bukadar önem taşıyan vasiyeti bırakmış olmalıdır.ve kendisinden sonraki kendi halifelerini tanıtması gerekirdi ve bu vasiyetin ortaya çıkması doal olarak ehli beyti sevip itaat edenlerin kaynaklarında çıkacak ve allaha hamd olsun bu vasiyet hem kurana hem sunnete uyum içerisindedir ve bunu tersini ispat edecek hiçbir sebeb ve delil yoktur zira Hz Muhammed(s.a.v)’in vefatından buyana intikal edilmiş tek vasiye vardır ve kıayamete kadar yanlış yola sapmak istemeyenlerin bu vasiyete sarılmaları gerekir bu şekilde bu vasiyet ispat edilmiş olup bütün sunni ve şialar için son ikaz ve uyarı verimiştir
O Perşembe gününde bu vasiyet bırakılmak istediğinde çıkan karkaşa içerisinde bu vasiyete sarılıp ve koruyanlara Tebrik ederiz ve buna karşı çıkanlarada yazıklar olsun zira allahın emrine karşı gelerek ona teslim olmaktan vazgeçmişlerdır
Vel hamdulellahi vahda vahdahu vahda
والحمد لله وحده وحده وحده
وصلی الله علی محمد وآل محمد الائمة والمهدیین وسلم تسلیما کثیرا
والسلام علیکم ورحمة الله وبرکاته
Yorum