Resul-i Ekrem’den (s.a.a) nakledilen çok değerli bir rivayette şöyle geçmektedir: “Kıyamet günü Allah Teala’dan taraf Hz. Fatıma’ya (s.a), “Ey Fatıma! Benden iste sana vereyim ve benden temeni et senin hoşnut edeyim” diye hitap edilecek.
Hz. Fatıma (s.a) diyecek ki: “Senden, beni ve soyumdan gelenleri sevenleri cehennem ateşiyle azaplandırmamanı istiyorum.”
Allah Teala buyuracak ki: “Ey Fatıma! İzzet ve celalime ve makamımın yüceliğine andolsun ki, ben gökleri ve yeri yaratmadan iki bin sene önce seni ve senin soyundan gelenleri sevenleri cehennem ateşiyle azaplandırmayacağıma dair yemin ettim.”
Ayetullah Aştiyanî’nin Mükaşefesi
Gencine-i Danişmendan kitabının yazarı Merhum Şerif Razî şöyle yazıyor: Merhum Ayetullah Hacı Şeyh Murtaza Aştiyanî, Rey şehrinde ikamet ettiği günlerde bana şöyle buyurdu:
Mukaddes Meşhed şehrindeyken bir gün banyo yapıp kına süründüm ve kınanın renk tutması için uyudum. Sonra ölüm meleğinin gelerek canımı aldığını gördüm. İnsanlar öldüğümü haber alıp toplandılar. Bana gusül verip teşyii ederek defnettiler.
Bir adam bana, “Gel şu garibin yanına gidelim” dedi. Ben, “Kabirde ve toprağın altında korkarım; gelmiyorum” dedim. Adam, “Korkma, gel gidelim” dedi. Sonra beni kabre soktu, kabrin dar yerine yerleştirildim. İçimi büyük bir korku sardı. O sırada kabrimin genişlediğini ve başımın üzerinden bir kapının açıldığını gördüm. Bana Resul-i Ekrem (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamlarının teşfir etmek üzere oldukla
olduklarını söylediler. Bir da baktım ki Hazret-i Resul (s.a.a), Hz. Fatıma Zehra (s.a) ve on iki imam geliyorlar. Onların arkasında da sonuncusu rahmetli babam olan büyük alimlerden on ikisi var. Ansızın aşağı taraftan bir kapının açıldığını ve korkunç görünümlü iki kişi içeri girerek Resul-i Ekrem’e (s.a.a), “Ondan soru sormamıza müsaade ediyor musunuz?” diye arzettiler. Hazret, “Hayır; benden
benden sorun” buyurdu. Onlar “Duyduk ve itaat ettik (emredersiniz)” diye arzettiler.
Ey Allah Resulü! Rabbin kimdir?”
Resul-i Ekrem (s.a.a), “Rabbim Allah Celle Celaluh’dur” buyurdu.
“Peygamberin kimdir?” dediler.
Buyurdu ki: “Ben kendimin peygamberiyim” buyurdu. Ve bu şekilde inanç mevzuları sonuna kadar soruldu.
Sonra, “Şimdi ondan sormamıza müsaade etiyor musunuz?” dediler.
Allah Resulü (s.a.a), “Hayır” buyurdu; “Amcamınoğlu Ali’den sorun
Hz. Fatıma (s.a) diyecek ki: “Senden, beni ve soyumdan gelenleri sevenleri cehennem ateşiyle azaplandırmamanı istiyorum.”
Allah Teala buyuracak ki: “Ey Fatıma! İzzet ve celalime ve makamımın yüceliğine andolsun ki, ben gökleri ve yeri yaratmadan iki bin sene önce seni ve senin soyundan gelenleri sevenleri cehennem ateşiyle azaplandırmayacağıma dair yemin ettim.”
Ayetullah Aştiyanî’nin Mükaşefesi
Gencine-i Danişmendan kitabının yazarı Merhum Şerif Razî şöyle yazıyor: Merhum Ayetullah Hacı Şeyh Murtaza Aştiyanî, Rey şehrinde ikamet ettiği günlerde bana şöyle buyurdu:
Mukaddes Meşhed şehrindeyken bir gün banyo yapıp kına süründüm ve kınanın renk tutması için uyudum. Sonra ölüm meleğinin gelerek canımı aldığını gördüm. İnsanlar öldüğümü haber alıp toplandılar. Bana gusül verip teşyii ederek defnettiler.
Bir adam bana, “Gel şu garibin yanına gidelim” dedi. Ben, “Kabirde ve toprağın altında korkarım; gelmiyorum” dedim. Adam, “Korkma, gel gidelim” dedi. Sonra beni kabre soktu, kabrin dar yerine yerleştirildim. İçimi büyük bir korku sardı. O sırada kabrimin genişlediğini ve başımın üzerinden bir kapının açıldığını gördüm. Bana Resul-i Ekrem (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamlarının teşfir etmek üzere oldukla
olduklarını söylediler. Bir da baktım ki Hazret-i Resul (s.a.a), Hz. Fatıma Zehra (s.a) ve on iki imam geliyorlar. Onların arkasında da sonuncusu rahmetli babam olan büyük alimlerden on ikisi var. Ansızın aşağı taraftan bir kapının açıldığını ve korkunç görünümlü iki kişi içeri girerek Resul-i Ekrem’e (s.a.a), “Ondan soru sormamıza müsaade ediyor musunuz?” diye arzettiler. Hazret, “Hayır; benden
benden sorun” buyurdu. Onlar “Duyduk ve itaat ettik (emredersiniz)” diye arzettiler.
Ey Allah Resulü! Rabbin kimdir?”
Resul-i Ekrem (s.a.a), “Rabbim Allah Celle Celaluh’dur” buyurdu.
“Peygamberin kimdir?” dediler.
Buyurdu ki: “Ben kendimin peygamberiyim” buyurdu. Ve bu şekilde inanç mevzuları sonuna kadar soruldu.
Sonra, “Şimdi ondan sormamıza müsaade etiyor musunuz?” dediler.
Allah Resulü (s.a.a), “Hayır” buyurdu; “Amcamınoğlu Ali’den sorun