EHL-İ BEYT KİMLERDİR?
Allah Teala buyuruyor ki: "Doğrusu Allah, ancak siz Ehl-i Beyt'ten pisliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister."ı
Ehl-i Sünnet, bu ayetin Peygamber'in (s.a.a.) eşleri hakkında olduğunu söylerler. Bu ayetten önceki ve sonraki ayetleri ise buna delil olarak gösterirler. Ehl-i Sünnet' e göre Allah, Peygamber'in zevcelerinden pisliği gidermiş ve onları tertemiz kılmıştır.
Onlardan bazıları da Peygamber'in eşlerine Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin' i de eklerler.
Ne var ki, aklı, nakli ve tarihi gerçekler, bu yorumu kabul etmez. Çünkü Ehl-i Sünnet kendi Sahihlerinde bu ayetin beş kişi hakkında nazil olduğunu, onların da Muhammed, Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin olduğunu nakletmektedirler. Resulullah (s.a.a.), bu ayetin onlar ve kendisi hakkında olduğunu açıklamış ve Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin' i abasının altına alarak şöyle buyurmuştur:
"Allah'ım! Bunlar benim Ehl-i Beyt'imdir. Öyleyse
---------------
1- Ahzap Süresi / 33.
102 / Zikir Ehline Sorun
onlardan pisliği gider ve onları tertemiz kıl."
Bu Hadis-i Şerifi Ehl-i Sünnet'ten birçokları naklederler.
Örneğin:
1-Sahih-i Müslim, Ehl-i Beyt'in Faziletleri Babı, c. 4, s.1883,, h. 2424.
2-Sahih-i Tirmizi , c. 5, s. 351, h. 3205.
3-Müsned-i Hanbel , c. 4, s. 107.
4-Müstedrek-i Hakim, c. 3, s. 133 ve 147, c. 2, s. 416.
5-Hasais-i Nesei, s. 33.
6-Telhis-i Zehebi, c. 2, s. 416.
7-Mu'cem-i Taberani, c. 3, s. 48 ve c. 12, s. 98.
8-Şevahid'ut- Tenzil, Hakim Haskani, c. 2, s. 11.
9-Buhari, et-Tarih'ul-Kebir, c. 8, s. 187.
10- İbn-i Hacer, el-İsabe, c. 2, s. 509.
11- İbn-i Cevzi, Tezkiret'ul-Havas, s. 233.
12-Tefsir-i Fahr-ı Razi, c. 25, s. 209.
13- Kunduzi el-Hanefi, Yenabi'ul-Meveddet, s. 107. İstanbul basımı
14- Menakıb-ı Harezmi, s. 23.
15- es-Siret'ül-Halebiyye, c. 3, s. 212.
16- es-Siret'ül-Dahlaniyye, c. 3, s. 329.
17- İbn-i Esir Üsd'ül-Gabe, c. 2, s. 12 ve c. 5, s. 521.
18- Tefsir-i Taberi , c. 22, s. 6.
Ehl-i Beyt (a.s) Hakkında / 103
19- Suyuti, ed-Dürr'ül-Mensur, c. 6, s. 603.
20- Tarih-i İbn-i Asakir, c. 42, s. 100 - 101.
21- Zemahşeri, Tefsir-i Keşşaf, c. 3, s. 538.
22- İbn-i Arabi, Ahkam'ul-Kur'an, c. 3, s. 153.
23- Tefsir-İ Kurtubi, c. 14, s. 182.
24- İbn-i Hacer, es-Savaik'ul-Muhrika, s. 143.
25- İbn-i Abdulbir, el-İstiab, c. 3, s.1100.
26- İbn-i Abdu Rabbih, el-Ikd'ül-Ferid, c. 4, s. 311.
27- Müntahab-u Kenz'il-Ummal, c. 5, s. 96.
28- Beğavi, Mesabih'us-Sünnet, c. 4, s. 183.
29- Vahidi, Esbab'un-Nüzul, s. 239.
30- Tefsir-i İbn-i Kesir, c. 3, s. 492.
Bunların dışında Ehl-i Sünnet alimlerinden adlarını zikretmediğimiz diğer birçokları da bu hadisi nakletmişlerdir.
Bu kadar alimin itiraf ettiği gibi, bizzat Resulullah (s.a.a.), bu ayetteki Ehl-i Beyt'ten kimlerin kastedildiğini açıkladıktan sonra artık Muaviye'nin rızasını kazanmak isteyip elindekine göz diken sahabe, tabiîn ve müfessirlerin, Allah ve Resulünün maksadına muhalif olan sözlerinin hiçbir değeri olmaz.
Ayrıca Resulullah (s.a.a.) başka bir yerde de onlara işaret ederek onları kendi Ehl-i Beyti olarak tanıtmıştır. Şöyle ki: "...Öyleyse de ki: Gelin, çağıralım çocuklarımızı ve Çocuklarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı ve kendimizi ve kendinizi; sonra mübahale edelim de Allah'ın
104 Zikir Ehline Sorun
yalancıların üzerine gönderelim."ı ayeti inince Resulullah; Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'i çağırıp şöyle buyurdu "Bunlar bizim evlatlarımız, kendimiz ve kadınlarımızdır. Haydi siz de çocuklarınızı, kadınlarınızı ve kendinizi getirin." Ve ekleyerek; "Allah' ım! Bunlar benim Ehl-i Beyt'imdir." buyurdu?
Daha önce adlarını zikrettiğimiz Sünni alimlerin hepsi, bu ayetin o beş yüce insan hakkında nazil olduğunu itiraf ederler. Peygamber'in eşleri de, bu ayetin kimler hakkında indiğini bildikleri için, hiçbirisi Ehl-i Beyt'ten olduğunu iddia etmemiştir. Özellikle Ümmü Seleme ve Aişe, bu ayetin Resulullah, Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin hakkında nazil olduğunu rivayet ederler. Resulullah'ın hanımlarının bu husustaki itiraflarını Müslim, Tirmizi, Hakim, Taberi, Suyuti, Zehebi, İbn-i Esir ve diğerleri tahric etmişlerdir.
Ayrıca, Resulullah (s.a.a.) Müslümanların Kur'an okurken önceki ve sonraki ayetlere bakarak Ehl-i Beyt'i başka şekilde yorumlayabileceklerini bildiğinden, bu ayet nazil olduktan sonra altı ay boyunca namazdan önce Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'in evinin önünden geçerek şöyle buyururdu:
"Allah, ancak siz Ehl-i Beyt'ten pisliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister. Kalkın namaza, Allah'ın rahmeti üzerinize olsun."
Bu hadisi de birçok Sünni alimi nakleder. Örneğin:
----------------
1- Al-i İmran Suresi /61.
2- Sahih-i Müslim, c. 4, s. 1871, Ali bin Ebi Talib'in Faziletleri Babı; Sünen-i Tirmizi, c. 5, s. 225.
Ehl-i Beyt (a.s) Hakkında / 105
1- Sahih-i Tirmizi, c. 5,s. 352.
2- Müstedrek-i Hakim, c. 3, s. 158.
3- Zehebi,Telhis'ül-Müstedrek.
4- Müsned-i Ahmed bin Hanbel, c. 3, s. 259.
5- İbn-i Esir, Üsd'ül-Gabe, c. 5, s. 521 - 522.
6- Haskani, Şevahid'ut-Tenzil, c. 2, s. 12 - 13.
7- Suyuti, ed-Dürr'ül-Mensur, c. 6, s. 606 - 607.
8- Tefsir-i Taberi, c. 22, s. 5 - 6.
9- Belazuri, Ensab'ul-Eşraf, c. 2, s. 104, h. 38.
10- Tefsir-i İbn-i Kesir, c. 3, s. 492.
11- Heysemi, Mecma'uz-Zevaid, c. 9, s. 168. Ve diğerleri...
Bunlara, bu ayetin kesinlikle Muhammed, Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin hakkında olduğuna inanan Ehl-i Beyt İmamlarını ve onları izleyen alimleri de ekleyecek olursak, artık Muaviye ve Emevilerin taraftarlığını yapan Ehl-i Beyt düşmanlarının sözlerinin hiçbir değeri kalmaz. Çünkü onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar, ama kafirler hoşlanmasa da Allah nurunu tamamlayacaktır.
Bu ayeti Resulullah'ın (s.a.a.) buyruğunun aksine kendi zevklerine göre tefsir edenler, alim kisvesinde olsalar dahi, geçmişte Emevi ve Abbasilerin yardakçıları, bugün de Hz. Ali'nin düşmanları olduklarını ispatlamışlardır.
Bütün bunların dışında akıl, tathir ayetinin Peygamber'in eşlerini kapsamadığına hükmeder. Şöyle ki:
106 / Zikir Ehline Sorun
1- Örnek olarak Aişe'yi alalım. Aişe'nin Peygamber'in eşleri arasında ona en yakın ve en sevimli olduğunu iddia ederler. Öyle ki, öteki zevceleri Aişe'yi kıskanmış ve Peygamber'den kendileri ile Ebu Kuhafe'nin (Ebu Bekir) kızı arasında adaleti uygulamasını istemişlerdir. Buna rağmen, ne Aişe'nin kendisi ve ne de dostları hiçbir zaman Aişe'nin de o abanın altında olduğunu iddia etmeye cesaret edeme- mişlerdir. Çünkü Resulullah söz ve hareketleriyle buna izin vermemiş ve net bir şekilde Ehl-i Beyt'inin kimler olduğu- nu belirtmiştir. Hatta müminlerin anası Ümmü Seleme( Allah ondan razı olsun) Resulullah'ın (s.a.a.) ona izin vereceğini umarak onlarla birlikte abanın altına girmek istemiş, ama Peygamber onu reddederek şöyle buyurmuştur: "Senin sonun hayırdır."
2- Ayet, Ehl-i Beyt'in masumluğuna delalet etmektedir. Çünkü her türlü pisliğin giderilmesi, küçük - büyük tüm günahların temizlenmesini gerektirir. Müslümanlar su ve toprak ile temizlik yaparak bedenlerini temizlerler. Ama Allah Teala, Ehl-i Beyt'in ruhlarını da temizlemiş, akıl ve kalplerinde şeytanın vesvesleri ve günahlara bir yer bırakmamıştır. Böylece bütün hareket ve amellerinde Allah'ı göz önünde bulundurmalarını ve her işlerini Allah için yapmalarını sağlamıştır.
3- Bu nedenle, bu tertemiz insanlar; zühd, takva, ihlas, ilim, hilim, cesaret, yiğitlik, iffet, dünyaya rağbetsizlik ve Allah'a yakınlaşmada bütün insanlar için örnek olmuşlar ve tarih onların en ufak bir günah işlediğini kaydetmemiştir. Şimdi Peygamber'in zevcelerinden örnek olarak ele aldığımız Aişe'ye dönelim.
Peygamber'in eşlerinden hiçbirisi onun kadar ün yapmamış ve Ehl-i Sünnet' e göre hiçbiri onun makamına
Ehl-i Beyt (a.s) Hakkında / 107
ulaşamamış, hatta hepsinin faziletlerini bir araya toplasak bile Ebu Bekir' in kızının faziletlerinin onda biri kadar dahi olamaz. Hatta Sünniler, dinlerinin yarısını Aişe'den öğrendiklerini söylerler.
Eğer taassubu bir kenara bırakarak gerçeklerin peşinde olursak, Aişe'nin günahlardan masum olduğunu söyleyebilir miyiz? Yoksa, Peygamber'in (s.a.a.) vefatından.sonra Allah bu korumayı ondan kaldırdı mı, diyeceksiniz?! Gelin gerçeği birlikte bulalım.
PEYGAMBER'İN HAYATI DÖNEMİNDE AİŞE
Resulullah'ın (s.a.a.) hayatı döneminde Aişe'nin hayatını incelediğimizde onun birçok günahı gözümüze çarpmaktadır. O, defalarca Hafsa ile birlikte Resulullah'a (s.a.a.) karşı plan hazırlamış, bir defasında Resulullah'ı Allah'ın helal ettiğini kendisine haram etmek durumunda bırakmışlardı. Bu olayı Buhari ve Müslim Sahihlerinde kaydetmişlerdir. Bir defasında da ikisi Peygamber' e karşı birbirine arka vermişlerdi. Bu olay da Sahihlerin hepsinde ve tefsir kitaplarında yazılıdır. Allah Teala her iki olaya da Kur'an-ı Kerim'de işaret etmiştir.
Aişe'nin içi kıskançlıkla doluydu. Bu durum, Peygamber'in karşısında saygısız hareketler yapmasına sebep oluyordu. Bir defasında Peygamber efendimiz Hatice'yi anınca Aişe şöyle demişti: "Bana ne Hatice' den? O işi bitmiş yaşlı bir kadındı ve Allah onun yerine sana daha hayırlısını verdi." Resulullah (s.a.a.) bu sözleri duyunca öfkeden tüyleri
108 / Zikir Ehline Sorun
ürpermişti.
Bir defasında, Peygamber-i Ekrem (s.a.a.) Aişe'nin evinde iken eşlerinden biri ona, çok sevdiği bir yemeği hazırlayıp göndermiş, Aişe yemek dolu tabağı alıp kırmış ve Resulullah'ın (s.a.a.) yemeği tatmasına engel olmuştu.2
Bir defasında, Resul-i Ekrem'e (s.a.a.): "Allah'ın peygamberi olduğunu iddia eden sen misin?!" demişti.3
Bir defasında da, sinirlenerek Resulullah'a (s.a.a.): "Adaletli ol!" demiş, bunun üzerine orada bulunan babası Aişe'ye bir tokat atmış, Aişe kanlar içinde kalmıştı.4
Kıskançlığı o dereceye varmıştı ki, Resul-i Ekrem (s.a.a.) Nu'man'ın kızı Esma'yla evlenince, yalan konuşarak ona; "Peygamber yanına gelince, "Senden Allah'a sığınırım!" dersen, çok hoşuna gider." demişti. Aişe bu planla Resulullah'ın o zavallı ve saf kadını boşaması hedefini güdüyordu. Nihayet böyle de oldu ve bu sözünden dolayı Resul-i Ekrem (s.a.a.) Esma'yı boşadı.5
Resul-i Ekrem'in (s.a.a.) huzurunda Aişe'nin saygısızlığı öyle bir hadde varmıştı ki, Resulullah (s.a.a.) namaz kılarken karşısına geçmiş, ayaklarını Resulullah'ın secde yerine uzatmıştı. Resulullah işaret edince ayaklarını topluyor,
-------------------
1- Sahih-i Buhari, c. 5, s. 48-49, Peygamber'in Haticeyle Evlenmesi Babı; Sahih-i Müslim, c. 4, s. 1889, h. 2438.
2- Sahih-i Buhari, c. 7, s.46, Bab'ul-Gayre.
3- Gazali, İhya-u Ulum'id-Din, c. 2, s. 65, Edeb'ün-Nikah Kitabı.
4- Kenz'ül-Ummal, c. 13, s. 696; İhya-u Ulum'id-Din, c. 2, s. 65.
5- et-Tabakat'ul-Kubra, c. 8, s. 145 - 146; el-İsabe, c. 4, s. 233; Tarih-i Yakubi, c. 2, s. 85.
Ehl-i Beyt (a.s) Hakkında / 109
başını secdeden kaldırınca yine ayaklarını uzatıyordu. 1
Bir defa Aişe'yle Hafsa Resulullah'a (s.a.a.) karşı bir komplo hazırladılar. Bu yüzden Resul-i Ekrem bir ay zevcelerinden uzaklaştı ve hasırın üzerinde uyudu. 2
"Eşlerinden istediğinin sırasını erteler, istediğini ka-bul edersin..." ayeti inince utanmadan Peygamber' e; "Görüyorum Rabbin, senin tutkularını hiç ihmal etmiyor!" 3
demişti.
Aişe sinirlendiğinde -ki çok da sinirlenirdi- Resul-i Ekrem'in adını ağzına almaz, yemin ederken de "İbrahim'in Rabbine andolsun" derdi.4
Aişe, Peygamber efendimize (s.a.a.) çok eziyet eder ve mübarek kalbini sürekli kırardı. Ama Resul-i Ekrem (s.a.a.) yüce ahlakı ve sabrı ile buna tahammül ederek iyi davranır ve "Şeytan sana musallat olmuştur" derdi. Keza, Allah Teala'nın onu ve Ömer'in kızı Hafsa'yı tehdit etmesine üzülürdü.
Defalarca Aişe'nin davranışlarını kınayıcı ayetler inmiştir.5 Bir ayette Allah Teala ona ve Hafsa'ya hitap ederek şöyle buyurmuştur:
"Eğer ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz, (yerinde
------------
1- Sahih-i Buhari, c. 1, s. 107.
2- Sahih-i Buhari, c. 3, s. 175-176, Mezalim Kitabı.
3- Sahih-i Buhari, c. 6, s. 147 ve c. 7, s. 16; Sahih-i Müslim, c. 2, s. 1085, h. 1464.
4- Sahih-i Buhari, c. 7, s. 47.
5- Sahih-i Buhari, c. 3, s. 176 - 177.
110 / Zikir Ehline Sorun
olur). Çünkü kuşkusuz, kalpleriniz sapmıştır sizin."ı
Yine buyurmuştur ki: "Ve eğer Peygamber' e karşı birbirinize arka verirseniz, bilesiniz ki, onun dostu ve yardımcısı Allah, Cebrail ve müminlerin salihidir; bunların ardından da melekler onun destekçisidirler."2
Bu açık tehdit, Aişe ve çoğu zaman onun sözlerini dinleyip ona uyan Hafsa'ya hitaptır.
Yine Allah Teala bu ikisi hakkında şöyle buyurmuştur:
"Eğer o sizi boşarsa Rabbi ona, sizden daha iyi, Müslüman, mümin, ... kadınlar verir."3
Buhari yazıyor ki: Bu ayetler Ömer bin Hattab'ın da dediği gibi Aişe ve Hafsa hakkında nazil olmuştur. 4 Bu ayet tek başına, Müslümanlar arasında Aişe'den daha hayırlı kadınlar olduğunu ispatlamaktadır.
Bir gün Resulullah (s.a.a.) Aişe'yi Dahye-i Kelbi'nin kız kardeşi Şeraf'ı görmesi ve Peygamber' e istemesi için gönderdi. Aişe geri döndüğünde kıskançlık onun bütün benliğini kaplamıştı. Resulullah, "Onu nasıl buldun ?" diye sorduğunda, "Onda bir iyilik, güzellik görmedim." dedi. Resul-i Ekrem (s.a.a.): "Gördün gördün! Hem de seni sarsan bir ben gördün!" dedi. Bunun üzerine Aişe: "Ey Resulullah! Senden hiçbir şey gizlenmiyor ki!" dedi.5
----------------------------------
1- Tahrim Suresi /4.
2- Tahrim Suresi /4.
3- Tahrim Suresi /5.
4- Sahih-i Buhaui, c. 6, s. 195 ve 197.
5- İbn-i Sa'd, et-Tabakat'ul-Kubra, c. 8, s. 160 - 161; Kenz'ül- Ummal, c. 12, s. 418, h. 3546.
Allah Teala buyuruyor ki: "Doğrusu Allah, ancak siz Ehl-i Beyt'ten pisliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister."ı
Ehl-i Sünnet, bu ayetin Peygamber'in (s.a.a.) eşleri hakkında olduğunu söylerler. Bu ayetten önceki ve sonraki ayetleri ise buna delil olarak gösterirler. Ehl-i Sünnet' e göre Allah, Peygamber'in zevcelerinden pisliği gidermiş ve onları tertemiz kılmıştır.
Onlardan bazıları da Peygamber'in eşlerine Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin' i de eklerler.
Ne var ki, aklı, nakli ve tarihi gerçekler, bu yorumu kabul etmez. Çünkü Ehl-i Sünnet kendi Sahihlerinde bu ayetin beş kişi hakkında nazil olduğunu, onların da Muhammed, Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin olduğunu nakletmektedirler. Resulullah (s.a.a.), bu ayetin onlar ve kendisi hakkında olduğunu açıklamış ve Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin' i abasının altına alarak şöyle buyurmuştur:
"Allah'ım! Bunlar benim Ehl-i Beyt'imdir. Öyleyse
---------------
1- Ahzap Süresi / 33.
102 / Zikir Ehline Sorun
onlardan pisliği gider ve onları tertemiz kıl."
Bu Hadis-i Şerifi Ehl-i Sünnet'ten birçokları naklederler.
Örneğin:
1-Sahih-i Müslim, Ehl-i Beyt'in Faziletleri Babı, c. 4, s.1883,, h. 2424.
2-Sahih-i Tirmizi , c. 5, s. 351, h. 3205.
3-Müsned-i Hanbel , c. 4, s. 107.
4-Müstedrek-i Hakim, c. 3, s. 133 ve 147, c. 2, s. 416.
5-Hasais-i Nesei, s. 33.
6-Telhis-i Zehebi, c. 2, s. 416.
7-Mu'cem-i Taberani, c. 3, s. 48 ve c. 12, s. 98.
8-Şevahid'ut- Tenzil, Hakim Haskani, c. 2, s. 11.
9-Buhari, et-Tarih'ul-Kebir, c. 8, s. 187.
10- İbn-i Hacer, el-İsabe, c. 2, s. 509.
11- İbn-i Cevzi, Tezkiret'ul-Havas, s. 233.
12-Tefsir-i Fahr-ı Razi, c. 25, s. 209.
13- Kunduzi el-Hanefi, Yenabi'ul-Meveddet, s. 107. İstanbul basımı
14- Menakıb-ı Harezmi, s. 23.
15- es-Siret'ül-Halebiyye, c. 3, s. 212.
16- es-Siret'ül-Dahlaniyye, c. 3, s. 329.
17- İbn-i Esir Üsd'ül-Gabe, c. 2, s. 12 ve c. 5, s. 521.
18- Tefsir-i Taberi , c. 22, s. 6.
Ehl-i Beyt (a.s) Hakkında / 103
19- Suyuti, ed-Dürr'ül-Mensur, c. 6, s. 603.
20- Tarih-i İbn-i Asakir, c. 42, s. 100 - 101.
21- Zemahşeri, Tefsir-i Keşşaf, c. 3, s. 538.
22- İbn-i Arabi, Ahkam'ul-Kur'an, c. 3, s. 153.
23- Tefsir-İ Kurtubi, c. 14, s. 182.
24- İbn-i Hacer, es-Savaik'ul-Muhrika, s. 143.
25- İbn-i Abdulbir, el-İstiab, c. 3, s.1100.
26- İbn-i Abdu Rabbih, el-Ikd'ül-Ferid, c. 4, s. 311.
27- Müntahab-u Kenz'il-Ummal, c. 5, s. 96.
28- Beğavi, Mesabih'us-Sünnet, c. 4, s. 183.
29- Vahidi, Esbab'un-Nüzul, s. 239.
30- Tefsir-i İbn-i Kesir, c. 3, s. 492.
Bunların dışında Ehl-i Sünnet alimlerinden adlarını zikretmediğimiz diğer birçokları da bu hadisi nakletmişlerdir.
Bu kadar alimin itiraf ettiği gibi, bizzat Resulullah (s.a.a.), bu ayetteki Ehl-i Beyt'ten kimlerin kastedildiğini açıkladıktan sonra artık Muaviye'nin rızasını kazanmak isteyip elindekine göz diken sahabe, tabiîn ve müfessirlerin, Allah ve Resulünün maksadına muhalif olan sözlerinin hiçbir değeri olmaz.
Ayrıca Resulullah (s.a.a.) başka bir yerde de onlara işaret ederek onları kendi Ehl-i Beyti olarak tanıtmıştır. Şöyle ki: "...Öyleyse de ki: Gelin, çağıralım çocuklarımızı ve Çocuklarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı ve kendimizi ve kendinizi; sonra mübahale edelim de Allah'ın
104 Zikir Ehline Sorun
yalancıların üzerine gönderelim."ı ayeti inince Resulullah; Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'i çağırıp şöyle buyurdu "Bunlar bizim evlatlarımız, kendimiz ve kadınlarımızdır. Haydi siz de çocuklarınızı, kadınlarınızı ve kendinizi getirin." Ve ekleyerek; "Allah' ım! Bunlar benim Ehl-i Beyt'imdir." buyurdu?
Daha önce adlarını zikrettiğimiz Sünni alimlerin hepsi, bu ayetin o beş yüce insan hakkında nazil olduğunu itiraf ederler. Peygamber'in eşleri de, bu ayetin kimler hakkında indiğini bildikleri için, hiçbirisi Ehl-i Beyt'ten olduğunu iddia etmemiştir. Özellikle Ümmü Seleme ve Aişe, bu ayetin Resulullah, Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin hakkında nazil olduğunu rivayet ederler. Resulullah'ın hanımlarının bu husustaki itiraflarını Müslim, Tirmizi, Hakim, Taberi, Suyuti, Zehebi, İbn-i Esir ve diğerleri tahric etmişlerdir.
Ayrıca, Resulullah (s.a.a.) Müslümanların Kur'an okurken önceki ve sonraki ayetlere bakarak Ehl-i Beyt'i başka şekilde yorumlayabileceklerini bildiğinden, bu ayet nazil olduktan sonra altı ay boyunca namazdan önce Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'in evinin önünden geçerek şöyle buyururdu:
"Allah, ancak siz Ehl-i Beyt'ten pisliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister. Kalkın namaza, Allah'ın rahmeti üzerinize olsun."
Bu hadisi de birçok Sünni alimi nakleder. Örneğin:
----------------
1- Al-i İmran Suresi /61.
2- Sahih-i Müslim, c. 4, s. 1871, Ali bin Ebi Talib'in Faziletleri Babı; Sünen-i Tirmizi, c. 5, s. 225.
Ehl-i Beyt (a.s) Hakkında / 105
1- Sahih-i Tirmizi, c. 5,s. 352.
2- Müstedrek-i Hakim, c. 3, s. 158.
3- Zehebi,Telhis'ül-Müstedrek.
4- Müsned-i Ahmed bin Hanbel, c. 3, s. 259.
5- İbn-i Esir, Üsd'ül-Gabe, c. 5, s. 521 - 522.
6- Haskani, Şevahid'ut-Tenzil, c. 2, s. 12 - 13.
7- Suyuti, ed-Dürr'ül-Mensur, c. 6, s. 606 - 607.
8- Tefsir-i Taberi, c. 22, s. 5 - 6.
9- Belazuri, Ensab'ul-Eşraf, c. 2, s. 104, h. 38.
10- Tefsir-i İbn-i Kesir, c. 3, s. 492.
11- Heysemi, Mecma'uz-Zevaid, c. 9, s. 168. Ve diğerleri...
Bunlara, bu ayetin kesinlikle Muhammed, Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin hakkında olduğuna inanan Ehl-i Beyt İmamlarını ve onları izleyen alimleri de ekleyecek olursak, artık Muaviye ve Emevilerin taraftarlığını yapan Ehl-i Beyt düşmanlarının sözlerinin hiçbir değeri kalmaz. Çünkü onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar, ama kafirler hoşlanmasa da Allah nurunu tamamlayacaktır.
Bu ayeti Resulullah'ın (s.a.a.) buyruğunun aksine kendi zevklerine göre tefsir edenler, alim kisvesinde olsalar dahi, geçmişte Emevi ve Abbasilerin yardakçıları, bugün de Hz. Ali'nin düşmanları olduklarını ispatlamışlardır.
Bütün bunların dışında akıl, tathir ayetinin Peygamber'in eşlerini kapsamadığına hükmeder. Şöyle ki:
106 / Zikir Ehline Sorun
1- Örnek olarak Aişe'yi alalım. Aişe'nin Peygamber'in eşleri arasında ona en yakın ve en sevimli olduğunu iddia ederler. Öyle ki, öteki zevceleri Aişe'yi kıskanmış ve Peygamber'den kendileri ile Ebu Kuhafe'nin (Ebu Bekir) kızı arasında adaleti uygulamasını istemişlerdir. Buna rağmen, ne Aişe'nin kendisi ve ne de dostları hiçbir zaman Aişe'nin de o abanın altında olduğunu iddia etmeye cesaret edeme- mişlerdir. Çünkü Resulullah söz ve hareketleriyle buna izin vermemiş ve net bir şekilde Ehl-i Beyt'inin kimler olduğu- nu belirtmiştir. Hatta müminlerin anası Ümmü Seleme( Allah ondan razı olsun) Resulullah'ın (s.a.a.) ona izin vereceğini umarak onlarla birlikte abanın altına girmek istemiş, ama Peygamber onu reddederek şöyle buyurmuştur: "Senin sonun hayırdır."
2- Ayet, Ehl-i Beyt'in masumluğuna delalet etmektedir. Çünkü her türlü pisliğin giderilmesi, küçük - büyük tüm günahların temizlenmesini gerektirir. Müslümanlar su ve toprak ile temizlik yaparak bedenlerini temizlerler. Ama Allah Teala, Ehl-i Beyt'in ruhlarını da temizlemiş, akıl ve kalplerinde şeytanın vesvesleri ve günahlara bir yer bırakmamıştır. Böylece bütün hareket ve amellerinde Allah'ı göz önünde bulundurmalarını ve her işlerini Allah için yapmalarını sağlamıştır.
3- Bu nedenle, bu tertemiz insanlar; zühd, takva, ihlas, ilim, hilim, cesaret, yiğitlik, iffet, dünyaya rağbetsizlik ve Allah'a yakınlaşmada bütün insanlar için örnek olmuşlar ve tarih onların en ufak bir günah işlediğini kaydetmemiştir. Şimdi Peygamber'in zevcelerinden örnek olarak ele aldığımız Aişe'ye dönelim.
Peygamber'in eşlerinden hiçbirisi onun kadar ün yapmamış ve Ehl-i Sünnet' e göre hiçbiri onun makamına
Ehl-i Beyt (a.s) Hakkında / 107
ulaşamamış, hatta hepsinin faziletlerini bir araya toplasak bile Ebu Bekir' in kızının faziletlerinin onda biri kadar dahi olamaz. Hatta Sünniler, dinlerinin yarısını Aişe'den öğrendiklerini söylerler.
Eğer taassubu bir kenara bırakarak gerçeklerin peşinde olursak, Aişe'nin günahlardan masum olduğunu söyleyebilir miyiz? Yoksa, Peygamber'in (s.a.a.) vefatından.sonra Allah bu korumayı ondan kaldırdı mı, diyeceksiniz?! Gelin gerçeği birlikte bulalım.
PEYGAMBER'İN HAYATI DÖNEMİNDE AİŞE
Resulullah'ın (s.a.a.) hayatı döneminde Aişe'nin hayatını incelediğimizde onun birçok günahı gözümüze çarpmaktadır. O, defalarca Hafsa ile birlikte Resulullah'a (s.a.a.) karşı plan hazırlamış, bir defasında Resulullah'ı Allah'ın helal ettiğini kendisine haram etmek durumunda bırakmışlardı. Bu olayı Buhari ve Müslim Sahihlerinde kaydetmişlerdir. Bir defasında da ikisi Peygamber' e karşı birbirine arka vermişlerdi. Bu olay da Sahihlerin hepsinde ve tefsir kitaplarında yazılıdır. Allah Teala her iki olaya da Kur'an-ı Kerim'de işaret etmiştir.
Aişe'nin içi kıskançlıkla doluydu. Bu durum, Peygamber'in karşısında saygısız hareketler yapmasına sebep oluyordu. Bir defasında Peygamber efendimiz Hatice'yi anınca Aişe şöyle demişti: "Bana ne Hatice' den? O işi bitmiş yaşlı bir kadındı ve Allah onun yerine sana daha hayırlısını verdi." Resulullah (s.a.a.) bu sözleri duyunca öfkeden tüyleri
108 / Zikir Ehline Sorun
ürpermişti.
Bir defasında, Peygamber-i Ekrem (s.a.a.) Aişe'nin evinde iken eşlerinden biri ona, çok sevdiği bir yemeği hazırlayıp göndermiş, Aişe yemek dolu tabağı alıp kırmış ve Resulullah'ın (s.a.a.) yemeği tatmasına engel olmuştu.2
Bir defasında, Resul-i Ekrem'e (s.a.a.): "Allah'ın peygamberi olduğunu iddia eden sen misin?!" demişti.3
Bir defasında da, sinirlenerek Resulullah'a (s.a.a.): "Adaletli ol!" demiş, bunun üzerine orada bulunan babası Aişe'ye bir tokat atmış, Aişe kanlar içinde kalmıştı.4
Kıskançlığı o dereceye varmıştı ki, Resul-i Ekrem (s.a.a.) Nu'man'ın kızı Esma'yla evlenince, yalan konuşarak ona; "Peygamber yanına gelince, "Senden Allah'a sığınırım!" dersen, çok hoşuna gider." demişti. Aişe bu planla Resulullah'ın o zavallı ve saf kadını boşaması hedefini güdüyordu. Nihayet böyle de oldu ve bu sözünden dolayı Resul-i Ekrem (s.a.a.) Esma'yı boşadı.5
Resul-i Ekrem'in (s.a.a.) huzurunda Aişe'nin saygısızlığı öyle bir hadde varmıştı ki, Resulullah (s.a.a.) namaz kılarken karşısına geçmiş, ayaklarını Resulullah'ın secde yerine uzatmıştı. Resulullah işaret edince ayaklarını topluyor,
-------------------
1- Sahih-i Buhari, c. 5, s. 48-49, Peygamber'in Haticeyle Evlenmesi Babı; Sahih-i Müslim, c. 4, s. 1889, h. 2438.
2- Sahih-i Buhari, c. 7, s.46, Bab'ul-Gayre.
3- Gazali, İhya-u Ulum'id-Din, c. 2, s. 65, Edeb'ün-Nikah Kitabı.
4- Kenz'ül-Ummal, c. 13, s. 696; İhya-u Ulum'id-Din, c. 2, s. 65.
5- et-Tabakat'ul-Kubra, c. 8, s. 145 - 146; el-İsabe, c. 4, s. 233; Tarih-i Yakubi, c. 2, s. 85.
Ehl-i Beyt (a.s) Hakkında / 109
başını secdeden kaldırınca yine ayaklarını uzatıyordu. 1
Bir defa Aişe'yle Hafsa Resulullah'a (s.a.a.) karşı bir komplo hazırladılar. Bu yüzden Resul-i Ekrem bir ay zevcelerinden uzaklaştı ve hasırın üzerinde uyudu. 2
"Eşlerinden istediğinin sırasını erteler, istediğini ka-bul edersin..." ayeti inince utanmadan Peygamber' e; "Görüyorum Rabbin, senin tutkularını hiç ihmal etmiyor!" 3
demişti.
Aişe sinirlendiğinde -ki çok da sinirlenirdi- Resul-i Ekrem'in adını ağzına almaz, yemin ederken de "İbrahim'in Rabbine andolsun" derdi.4
Aişe, Peygamber efendimize (s.a.a.) çok eziyet eder ve mübarek kalbini sürekli kırardı. Ama Resul-i Ekrem (s.a.a.) yüce ahlakı ve sabrı ile buna tahammül ederek iyi davranır ve "Şeytan sana musallat olmuştur" derdi. Keza, Allah Teala'nın onu ve Ömer'in kızı Hafsa'yı tehdit etmesine üzülürdü.
Defalarca Aişe'nin davranışlarını kınayıcı ayetler inmiştir.5 Bir ayette Allah Teala ona ve Hafsa'ya hitap ederek şöyle buyurmuştur:
"Eğer ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz, (yerinde
------------
1- Sahih-i Buhari, c. 1, s. 107.
2- Sahih-i Buhari, c. 3, s. 175-176, Mezalim Kitabı.
3- Sahih-i Buhari, c. 6, s. 147 ve c. 7, s. 16; Sahih-i Müslim, c. 2, s. 1085, h. 1464.
4- Sahih-i Buhari, c. 7, s. 47.
5- Sahih-i Buhari, c. 3, s. 176 - 177.
110 / Zikir Ehline Sorun
olur). Çünkü kuşkusuz, kalpleriniz sapmıştır sizin."ı
Yine buyurmuştur ki: "Ve eğer Peygamber' e karşı birbirinize arka verirseniz, bilesiniz ki, onun dostu ve yardımcısı Allah, Cebrail ve müminlerin salihidir; bunların ardından da melekler onun destekçisidirler."2
Bu açık tehdit, Aişe ve çoğu zaman onun sözlerini dinleyip ona uyan Hafsa'ya hitaptır.
Yine Allah Teala bu ikisi hakkında şöyle buyurmuştur:
"Eğer o sizi boşarsa Rabbi ona, sizden daha iyi, Müslüman, mümin, ... kadınlar verir."3
Buhari yazıyor ki: Bu ayetler Ömer bin Hattab'ın da dediği gibi Aişe ve Hafsa hakkında nazil olmuştur. 4 Bu ayet tek başına, Müslümanlar arasında Aişe'den daha hayırlı kadınlar olduğunu ispatlamaktadır.
Bir gün Resulullah (s.a.a.) Aişe'yi Dahye-i Kelbi'nin kız kardeşi Şeraf'ı görmesi ve Peygamber' e istemesi için gönderdi. Aişe geri döndüğünde kıskançlık onun bütün benliğini kaplamıştı. Resulullah, "Onu nasıl buldun ?" diye sorduğunda, "Onda bir iyilik, güzellik görmedim." dedi. Resul-i Ekrem (s.a.a.): "Gördün gördün! Hem de seni sarsan bir ben gördün!" dedi. Bunun üzerine Aişe: "Ey Resulullah! Senden hiçbir şey gizlenmiyor ki!" dedi.5
----------------------------------
1- Tahrim Suresi /4.
2- Tahrim Suresi /4.
3- Tahrim Suresi /5.
4- Sahih-i Buhaui, c. 6, s. 195 ve 197.
5- İbn-i Sa'd, et-Tabakat'ul-Kubra, c. 8, s. 160 - 161; Kenz'ül- Ummal, c. 12, s. 418, h. 3546.
Yorum