Mihraç’a yükseldiğinde Peygamberler güneşi,
Cennet bahçelerinden birkaç meyve yedi.
Dünyaya döndüğünde geldi Hatice’nin evine.
O an düştü bir nur Hatice’nin rahmine.
Ve O nur…
Anne rahmine düştüğünde konuşmaya başladığından,
Doğumu üç cennet kadını tarafından gerçekleştirildiğinden,
Nübüvvet beşiğinde secde halinde dünyaya geldiğinde,
Fatıma ilmi öğrendi; peygamberler güneşinden.
Dokuz yaşında iken Fatıma;
Geldi bir melek Peygamberin huzuruna
Resul dedi: “Cebrail seni bu halli tanıyamadım”
Melek dedi: “Ya Resulullah ben Cebrail değilim.”
Resul: “O halde kimsin?”
Melek: “Ben bir nuru diğer nurla birleştirmeye geldim.”
Resul anladı ki; Ali olmasaydı Fatıma’ya eş olmaz
Fatıma ve Ali’ninki mütevazi bir izdivaç.
Mihiri bir zırh olan Fatıma,
Evlendi Allah’ın aslanıyla.
Ve dünyaya geldi Hasan-el Müçteba
Sonra da Huseyn Şehid-i Kerbela
Ali ve Fatıma’nın hayatı iki inciyle birleşti.
Ne var ki Fatıma çok yoruluyordu.
Su kırbası omzunda iz bırakıyordu.
El değirmeni vücudunu yoruyordu.
Bir yandan da Hasan Ve Huseyn
Çocuk işte, yaramazlık yapıyordu
Ali dayanamadı Fatıma’nın bu haline ,
Vardı Resulullah’ın huzuruna.
Yardımcı talep etti peygamberler güneşinden
Ama peygamber de yoksuldu.
Durumu öğrenince Fatıma’ya bir zikir öğretti.
34 Allahuekber, 33 Elhemdulillah, 33 Sübhanallah
Bu zikir sayesinde Fatıma’nın işleri hafifledi
O günden sonra bu zikrin adı oldu Hz. Fatımatüz Zehra’nın Tesbihatı
Günler böyle geçerken,
İki tane de kızı oldu o nurun.
Zeyneb-i Kubra, Ümmü Gülsüm.
Her biri birer iffet güneşi.
Ne de olsa Fatıma ve Ali’nin evlatları.
Gündüz ev işleri geceleri ibadet
Allah’ın Fatıma’ya bahşettiği fazilet
Hepsini saymaya kelimeler yetmez.
Ve acı haber…
Hasta yatağında Peygamber!
Fatıma öğrenince babasına koştu, üzüldü.
Babasının baş ucunda durdu, ağladı.Ölüm meleği geldi kapıyı çaldı.
Fatıma Azrail’i bir Arap genci sandı.
“Peygamber hasta” dedi Azrail’i geri çevirdi.
Baba, kızını çağırdı; “Kızım izin ver gelsin
O gelen Azrail, seni kıramadı döndü geri
Canımı almak için izin istedi
Ama üzülme Ehlibeytimden bana en çabuk
Kavuşacak olan sensin.” dedi ve ayrıldı dünyadan.
Kocası Ali’yi kendisinden sonra halife seçen Peygamber’in
Defin işleriyle uğraşan Ali
Bir haber geldi ki alınmış elinden hilafeti.
Fatıma babasının ölümünden sonra
Bir de üzüldü buna.
Ve Fatıma…
Kocasından biat istemeye gelenler tarafından
Kırıldı kaburgaları kapı ve duvar arasında.
Bir de bebek vardı karnında!
Daha gözlerini açamadan dünyaya
Öldü anne karnında.
Sonuçta Peygamberin dediği oldu
Fatıma iki ay yada daha fazla
Yattı hasta yatağında
Bir gün gözlerini kapadı bu fani dünyaya.
Ali’nin tek dayanağı Betül-ü Zehra
Artık olamayacaktı yanında.
Vasiyetiydi Fatıma’nın kocasına:
Cenazesi gece gömülecekti mezarlığa.
Düşmanları katılmasın diye cenaze namazına.
Ali söyleneni yaptı, Fatıma’yı gece defnetti
Ve meçhul oldu Fatıma mezarının yeri.
Fatıma düşmanlarına olsun ,
Yüce Allah’ın laneti!
KÜBRA AYDIN
Cennet bahçelerinden birkaç meyve yedi.
Dünyaya döndüğünde geldi Hatice’nin evine.
O an düştü bir nur Hatice’nin rahmine.
Ve O nur…
Anne rahmine düştüğünde konuşmaya başladığından,
Doğumu üç cennet kadını tarafından gerçekleştirildiğinden,
Nübüvvet beşiğinde secde halinde dünyaya geldiğinde,
Fatıma ilmi öğrendi; peygamberler güneşinden.
Dokuz yaşında iken Fatıma;
Geldi bir melek Peygamberin huzuruna
Resul dedi: “Cebrail seni bu halli tanıyamadım”
Melek dedi: “Ya Resulullah ben Cebrail değilim.”
Resul: “O halde kimsin?”
Melek: “Ben bir nuru diğer nurla birleştirmeye geldim.”
Resul anladı ki; Ali olmasaydı Fatıma’ya eş olmaz
Fatıma ve Ali’ninki mütevazi bir izdivaç.
Mihiri bir zırh olan Fatıma,
Evlendi Allah’ın aslanıyla.
Ve dünyaya geldi Hasan-el Müçteba
Sonra da Huseyn Şehid-i Kerbela
Ali ve Fatıma’nın hayatı iki inciyle birleşti.
Ne var ki Fatıma çok yoruluyordu.
Su kırbası omzunda iz bırakıyordu.
El değirmeni vücudunu yoruyordu.
Bir yandan da Hasan Ve Huseyn
Çocuk işte, yaramazlık yapıyordu
Ali dayanamadı Fatıma’nın bu haline ,
Vardı Resulullah’ın huzuruna.
Yardımcı talep etti peygamberler güneşinden
Ama peygamber de yoksuldu.
Durumu öğrenince Fatıma’ya bir zikir öğretti.
34 Allahuekber, 33 Elhemdulillah, 33 Sübhanallah
Bu zikir sayesinde Fatıma’nın işleri hafifledi
O günden sonra bu zikrin adı oldu Hz. Fatımatüz Zehra’nın Tesbihatı
Günler böyle geçerken,
İki tane de kızı oldu o nurun.
Zeyneb-i Kubra, Ümmü Gülsüm.
Her biri birer iffet güneşi.
Ne de olsa Fatıma ve Ali’nin evlatları.
Gündüz ev işleri geceleri ibadet
Allah’ın Fatıma’ya bahşettiği fazilet
Hepsini saymaya kelimeler yetmez.
Ve acı haber…
Hasta yatağında Peygamber!
Fatıma öğrenince babasına koştu, üzüldü.
Babasının baş ucunda durdu, ağladı.Ölüm meleği geldi kapıyı çaldı.
Fatıma Azrail’i bir Arap genci sandı.
“Peygamber hasta” dedi Azrail’i geri çevirdi.
Baba, kızını çağırdı; “Kızım izin ver gelsin
O gelen Azrail, seni kıramadı döndü geri
Canımı almak için izin istedi
Ama üzülme Ehlibeytimden bana en çabuk
Kavuşacak olan sensin.” dedi ve ayrıldı dünyadan.
Kocası Ali’yi kendisinden sonra halife seçen Peygamber’in
Defin işleriyle uğraşan Ali
Bir haber geldi ki alınmış elinden hilafeti.
Fatıma babasının ölümünden sonra
Bir de üzüldü buna.
Ve Fatıma…
Kocasından biat istemeye gelenler tarafından
Kırıldı kaburgaları kapı ve duvar arasında.
Bir de bebek vardı karnında!
Daha gözlerini açamadan dünyaya
Öldü anne karnında.
Sonuçta Peygamberin dediği oldu
Fatıma iki ay yada daha fazla
Yattı hasta yatağında
Bir gün gözlerini kapadı bu fani dünyaya.
Ali’nin tek dayanağı Betül-ü Zehra
Artık olamayacaktı yanında.
Vasiyetiydi Fatıma’nın kocasına:
Cenazesi gece gömülecekti mezarlığa.
Düşmanları katılmasın diye cenaze namazına.
Ali söyleneni yaptı, Fatıma’yı gece defnetti
Ve meçhul oldu Fatıma mezarının yeri.
Fatıma düşmanlarına olsun ,
Yüce Allah’ın laneti!
KÜBRA AYDIN