Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Hz. Fatıma'nın Hayatı, Fazileti, Siresi Ve Sözleri

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    #31
    Ynt: Hz. Fatıma'nın Hayatı, Fazileti, Siresi Ve Sözleri

    16. Bölüm

    Hz. Fatıma (s.a) Ve Mübahele Olayı


    1- Müslim, Sahih'inde kendi senediyle Sa'd İbn-i Ebu Vakkas'tan şöyle rivayet etmiştir: "...Gelin çocuklarımızı ve çocuklarınızı, kadınlarınızı ve kadınlarımızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım ve sonra bedduâ edip yalvaralım da Allah'ın la'netini yalancıların üzerine koyalım." [93] ayeti nazil olunca, Resulullah (s.a.a) Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'i çağırarak şöyle buyurdu: "Ey Allah'ım, bunlar benim ehlimdir (soy ve ailemdir)." [94]

    Aynı hadisi Tirmizî Sünen'inde ve Ahmed İbn-i Hanbel Müsned'inde rivayet etmiştir. Ahmed'in naklinde hadisin sonu şöyledir: "Bunlar benim Ehl-i Beyt'imdir."

    Keza bu hadisi Hakim, Şeyhayn'in (Buhari ve Müslim'in) şartına göre sahih olduğunu kaydetmiştir.
    Hakim, "Marifet-ü Ulum-il Hadis" kitabında da bu hadisin İbn-i Abbas ve diğerlerinden mütevatir olarak tefsir kitaplarında nakledildiğini kaydetmiştir.
    Yine aynı hadisi Beğavi, Mesabih-us Sünnet'de rivayet etmiştir.

    2- Fahr-ı Razi, Tefsir-i Kebir'inde mübahele olayını şöyle yazmıştır: "Rivayet olunmuştur ki, Resulullah (a.s) Necran Hıristiyanlarına delillerini açıkladı. Ama onlar kendi cehaletleri üzerinde ısrar ettiler. Bunun üzerine Resulullah (a.s) şöyle buyurdu: "Gerçekten Allah bana emretmiştir ki sizler hücceti kabul etmediğiniz takdirde sizinle mübahele edelim."

    Onlar: "Ey Ebe-l Kasım, (müsaade ver ki) biz dönüp bu mesele hakkında düşünelim, sonra senin yanına gelelim."

    Onlar geri döndüklerinde görüş sahibi olarak kabul ettikleri büyüklerine: "Ey Mesih'in kulu, senin görüşün nedir?" diye sordular.

    O da: "Ey Hıristiyanlar, Muhammed Allah tarafından gönderilen bir peygamberdir. O, Hz. İsa hususundaki doğru olan şeyleri getirmiştir..." dedi.

    Mübahele günü Resulullah (s.a.a) Hüseyin'i kucağına almış, Hasan'ın elinden tutmuştu ve Fatıma Resulullah'ın arkasından, Ali de Fatıma'nın arkasından hareket ediyorlardı. Resulullah (s.a.a) bunlara: "Ben dua ettiğimde siz "amin" deyin" buyurdu.

    Bu hali gören Necran Hıristiyanlarının din adamı: "Ey Hıristiyan camiası, ben öyle (nurlu) yüzler görüyorum ki, eğer Allah'tan, dağın yerinden oynamasını bile isteseler, Allah onların yüzünün suyu hürmetine o dağı yerinden oynatır; (sakın) bunlarla mübahale etmeyin, yoksa helak olursunuz ve kıyamet gününe kadar artık yeryüzünde bir Hıristiyan bile kalmaz..." [95]

    Sonra Fahr-i Razi; "Tefsir ve hadis alimleri bu hadisin doğruluğu hususunda ittifak etmişlerdir." diyor.

    3- Sibt İbn-i Cevzi, Tezkiret-ül Havas'da şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Ali İbn-i Ebu Talib'in faziletleriyle ilgili olarak nazil olan ayetlerden biri de, Âl-i İmran suresindeki Allah-u Teala'nın indirdiği: "...Gelin çocuklarımızı ve çocuklarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım..." [96] ayetidir.

    Eski tarihçiler, Cabir İbn-i Abdullah'ın şöyle dediğini rivayet etmişlerdir:

    "Necran'dan bir grup, elçi olarak Resulullah'ın (s.a.a) huzuruna geldiler. Bunların içerisinde dini önderleri ve bir grup papaz da bulunuyordu.

    -Onlar: "Musa'nın babası kimdir?" diye sordular.

    -Peygamber (s.a.a): "İmran." diye cevap verdi.

    -Onlar: "Senin baban kimdir?" dediler.

    -Resulullah (s.a.a): "Babam Abdulmuttalib'in oğlu Abdullah'tır." diye cevap verdi.

    -Onlar: "İsa'nın babası kimdir?" dediler.

    Peygamber (s.a.a), susarak vahyin gelmesini bekledi. Bunun üzerine bu ayet nazil oldu:
    "Gerçekten İsa'nın örneği Allah yanında Adem'in örneği gibidir ki, onu (Adem'i) topraktan yarattı." [97]

    -Onlar: "Bunu, bizim peygamberlere nazil olan kitaplarda bulamıyoruz (yani böyle bir şey eski kitaplarda mevcut değildir)." dediler.

    -Resulullah (s.a.a): "Yalan söylediniz." dedi. Bunun üzerine şu ayet nazil oldu:
    "Sana gelen ilimden sonra onun (Hz. İsa) hakkında seninle kim tartışırsa de ki: Gelin çocuklarımızı ve çocuklarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım..." [98]

    -Onlar bu teklifi olumlu karşılayıp "Ne zaman mübahele edelim?" dediler.

    -Peygamber: "İnşaallah yarın." dedi ve onlar Peygamberin yanından ayrıldılar.

    Sonra kendi aralarında şöyle bir karar aldılar: "Eğer ashabından bir grupla mübahele için çıkarsa onunla mübahele edin. Çünkü onun peygamber olmadığı belli olur. Ama; kendi Ehl-i Beyt'iyle mübahele için çıkarsa, onunla mübahele etmeyin. Çünkü; bu onun sadık bir peygamber olduğunu gösterir. Bu durumda, sizler onunla mübahele edecek olsanız kesinlikle helak olursunuz."

    Resulullah (s.a.a), Medine halkının hepsini mübaheleye seyirci olmak için çağırdı.
    (Ertesi gün) Resulullah (s.a.a) Ali (a.s) önünde, Hasan (a.s) sağında, Hüseyin (a.s) solunda ve Fatıma (s.a) arkasında olduğu halde çıktı. Sonra (halka) şöyle buyurdu:
    "Gelin bakın, bunlar benim çocuklarımdır, -bunu söylerken Hasan ve Hüseyin'e işaret etti- bu da bizden olan kadınlar -bunu derken Fatıma'ya işaret etti- ve bu da bizim kendimiziz."
    Bunu dediğinde ise kendisine ve Ali'ye işaret etti.

    Onlar (Necran Hıristiyanları) bu durumu görünce korkuya kapıldılar ve Resulullah'ın huzuruna gelerek dediler ki: "Bizimle bu mübaheleyi yapmaktan vazgeç ki, Allah da seni affetsin."

    Bunun üzerine Peygamber (s.a.a) buyurdu ki: "Andolsun canımı elinde bulunduran Allah'a ki, eğer onlar mübaheleye çıksalardı Allah vadiyi (mübahele yapılacak yeri) ateşle dolduracaktı ve ateş onları saracaktı."

    Ebu-l İshak Sa'lebi, kendi tefsirinde yukarıdaki ayetin tefsirini şöyle yazmıştır:
    Resulullah (s.a.a), Hüseyin kucağında ve Hasan'ın elinden tutmuş olduğu, Fatıma da onun arkasından, Ali de Fatıma'nın arkasından yürüdüğü halde evinden çıktı ve (onlara): "Ben dua ettiğimde sizler "amin" deyin." buyurdu.

    Bunu gören Necran papazı: "Ey Hıristiyan topluluğu, ben öyle yüzler görüyorum ki, eğer Allah'tan bir dağın yerinden oynamasını isteseler (Allah dualarını kabul eder) ve dağ yerinden oynar. Asla mübahele etmeyiniz ki, hepiniz helak olursunuz ve kıyamet gününe kadar yeryüzünde Müslümanlardan başka bir kimse kalmaz" dedi.

    Bunun üzerine, Necran Hıristiyanları kendi ülkelerine döndüler ve Resulullah'a (s.a.a) iki bin elbise vererek sulh ettiler. [99]

    4- İbn-i Kesir, "el Bidaye ve-n Nihaye" adlı kitabında şöyle yazıyor:

    Bir grup, elçi olarak Medine'ye geldiler. Medine'ye ulaştıklarında yolculuk elbiselerini çıkarıp güzel elbiseler giydiler. Bu elbiseler Yemen kumaşından yapılmış idi. Ve parmaklarına altın yüzük taktılar. Böylece Resulullah'ın (a.s) yanına geldiler; selam verdiler; ama Resulullah onların selamının cevabını vermedi. Gün boyunca Peygamberle konuşmaya çalıştılar; ama Peygamber o elbiseler ve altın yüzüklerle süslenmiş olan adamlarla konuşmadı.

    Sonra onlar önceden tanıdıkları Osman İbn-i Affan ve Abdurrahman İbn-i Avf'ı aramaya çıktılar. Bu ikisini muhacirler ve ensardan bir grubun bir arada bulunduğu bir mecliste buldular.

    Sonra "Ey Osman ve Abdurrahman, sizin Peygamberiniz bize bir mektup göndermiştir; biz de bu mektuptaki çağrıya icabet ederek ona doğru geldik; ama ona selam verdik o bizim selamımıza cevap vermedi ve onunla uzun bir gün boyunca konuşmaya çalıştık ama o bizi konuşturmadı; sizin bu husustaki görüşünüz nedir? Acaba geri mi dönelim?" dediler.

    O ikisi mecliste bulunan Hz. Ali'ye: "Bunların meselesi hakkında görüşün nedir?" diye sordular.
    Ali, Osman ve Abdurrahman'a: "Bana göre onlar bu pahalı elbiselerini ve bu altın yüzükleri çıkarmalı ve yolculuk elbiselerini giyerek Resulullah'ın (s.a.a) yanına dönmelidirler." dedi.

    Onlar bu işi yaptılar ve Peygamberin huzuruna gelip selam verdiler. Peygamber, onların selamını aldı ve "Andolsun beni hak üzere gönderene ki, birinci defa geldiklerinde İblis (Şeytan) onların yanında bulunuyordu." buyurdu.

    Sonra Peygamber onlardan ve onlar da Peygamberden bir şeyler sordular ve bir süre aralarında bu soru-cevap meclisi devam etti.

    Sonra onlar: "İsa hakkında ne diyorsun? Biz Hıristiyan'ız ve kavmimizin içerisine döndüğümüzde senin bu husustaki sözlerini halka duyurmak isteriz. Peygamberliğin doğru ise, onun hakkındaki sözlerinle hoşnut olalım" dediler.

    Resulullah (s.a.a): "Hz. İsa ile ilgili olarak bugün diyeceğim bir şey yok. Medine'de ikamet eyleyin ki Allah'ın İsa hakkındaki sözlerini size bildireyim."

    Ertesi gün Allah (Azze ve Celle) şu ayetleri nazil etti:
    "Gerçekten Allah yanında İsa'nın örneği Adem'in örneği gibidir. Allah onu (Adem'i) topraktan yarattı sonra ona "ol" dedi ve oldu. Bu Allah tarafından gelen bir haktır; öyleyse şüphe edenlerden olma. Her kim sana gelen ilimden sonra onun (İsa) hakkında seninle tartışırsa de ki:
    Gelin çocuklarımızı ve çocuklarınızı, kadınlarınızı ve kadınlarımızı, kendimizi ve kendilerinizi çağıralım; sonra bedduâ edip Allah'ın lanetini yalancıların üzerine atalım."
    [100]

    Ama onlar buna ikrar etmediler. Ertesi gün erkenden Resulullah (s.a.a) onlara haber gönderdi ve kendisi Hasan ve Hüseyin'i yanına alarak Fatıma da arkasında yürüdüğü halde lanetleşmek için evinden çıktı. Peygamberin (s.a.a) o sıralarda birkaç hanımı vardı, ama onlardan hiçbirini mübahele için kendisiyle birlikte götürmedi..." [101]
    "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

    Yorum


      #32
      Ynt: Hz. Fatıma'nın Hayatı, Fazileti, Siresi Ve Sözleri

      [quote author=MÜDDESSİR link=topic=1834.msg7974#msg7974 date=1235492038]
      ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞ

      böyle ayrıntılı olması çok iyi

      emeğinize sağlık [/quote]

      Allah Teala sizden de razı olsun kardeş. Biz elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz, Allah Teala hepimizden kabul etsin inş. Bu yazılarımızı yani Ehlibeytle ilgili binlerce mesajımızı kalpleri kör olan şahıslar hiç utanmadan, sıkılmadan kendi sitelerinde sildiler ve bizleri sitelerine yasakladılar. Bir de kalkıp yüzsüzlükle biz de Ehlibeyti seviyoruz diyorlar. Allah hidayet versin inş. Ehlibeytin ve taraftarlarının mazlumiyetini şimdi de açıkça görmekteyiz. Allah nurunu tamamlayacaktır, kafirler, zalimler ve fasıklar istemese de.
      "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

      Yorum


        #33
        Ynt: Hz. Fatıma'nın Hayatı, Fazileti, Siresi Ve Sözleri

        [quote author=Mücahid link=topic=1834.msg7979#msg7979 date=1235493423]
        Bir de kalkıp yüzsüzlükle biz de Ehlibeyti seviyoruz diyorlar. Allah hidayet versin inş..
        [/quote]
        AMİN YA RABBEL ALEMİN
        Derdin kendindedir bilmiyorsun, derman yine sendedir görmüyorsun, içine koca bir alem yerleştirilmiş; sen hala kendini küçük bir şey zannediyorsun. / Hz. Ali (as)

        Yorum


          #34
          Ynt: Hz. Fatıma'nın Hayatı, Fazileti, Siresi Ve Sözleri

          selamun aleykum daha tamamını okuyamadım devam ediyorum ınsaallah..
          Allah kolaylık versın kardesım ınsaallah yayınlamanızda nasip olur ve alp bır dahada ordan okuruz Allah(c.c)EHL-İ BYT-İ PAK OLAN YOLDAN AYIRMASIN INSAALLAH HIDAYET MESALESINE KOPMAMAK UZERE ASILMAK DUASIYLA INSAALLAH...
          Ey ateş!
          Seninle ululuk tasladı şeytan.
          Ve ey insan!
          Ateş ile olur insan hep hüsran...

          Yorum


            #35
            Ynt: Hz. Fatıma'nın Hayatı, Fazileti, Siresi Ve Sözleri

            [quote author=malik-i eşter link=topic=1834.msg7981#msg7981 date=1235495411]
            selamun aleykum daha tamamını okuyamadım devam ediyorum ınsaallah..
            Allah kolaylık versın kardesım ınsaallah yayınlamanızda nasip olur ve alp bır dahada ordan okuruz Allah(c.c)EHL-İ BYT-İ PAK OLAN YOLDAN AYIRMASIN INSAALLAH HIDAYET MESALESINE KOPMAMAK UZERE ASILMAK DUASIYLA INSAALLAH...
            [/quote]

            aleyküm selam wr wb
            Bunlar, dualarınız sayesinde inş bir gün basılır. Allah bizleri Ehl-i Beytten uzak salmasın. Bizler elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz, tevfik Allah'tandır. Ehl-i Beytin lütfüyle bütün sorunlar halledilir inş. Yazıları okuduğunuzdan dolayı mutlu oldum. Allah razı olsun inş.
            selam ve dua ile...
            "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

            Yorum


              #36
              Ynt: Hz. Fatıma'nın Hayatı, Fazileti, Siresi Ve Sözleri

              [quote author=Mücahid link=topic=1834.msg8010#msg8010 date=1235509059]
              [quote author=malik-i eşter link=topic=1834.msg7981#msg7981 date=1235495411]
              selamun aleykum daha tamamını okuyamadım devam ediyorum ınsaallah..
              Allah kolaylık versın kardesım ınsaallah yayınlamanızda nasip olur ve alp bır dahada ordan okuruz Allah(c.c)EHL-İ BYT-İ PAK OLAN YOLDAN AYIRMASIN INSAALLAH HIDAYET MESALESINE KOPMAMAK UZERE ASILMAK DUASIYLA INSAALLAH...
              [/quote]

              aleyküm selam wr wb
              Bunlar, dualarınız sayesinde inş bir gün basılır. Allah bizleri Ehl-i Beytten uzak salmasın. Bizler elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz, tevfik Allah'tandır. Ehl-i Beytin lütfüyle bütün sorunlar halledilir inş. Yazıları okuduğunuzdan dolayı mutlu oldum. Allah razı olsun inş.
              selam ve dua ile...

              [/quote]
              mutlaka bır hayır vardır kardesım herseyın sonu hayırlı olanını Rabbım ıhsan etsın 14 masumun yuzu suyu hürmetıne amın ınsaaallah....
              Ey ateş!
              Seninle ululuk tasladı şeytan.
              Ve ey insan!
              Ateş ile olur insan hep hüsran...

              Yorum


                #37
                Ynt: Hz. Fatıma'nın Hayatı, Fazileti, Siresi Ve Sözleri


                İlahi amin. Duanız için teşekkürler.
                "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                Yorum


                  #38
                  Ynt: Hz. Fatıma'nın Hayatı, Fazileti, Siresi Ve Sözleri

                  17. Bölüm

                  Hz. Fatıma'nın, Peygamberin (s.a.a) Vücudunun Bir Parçası Olduğu Ve Onu Gazaplandıranın Peygamberi Gazaplandırdığına Dair


                  [b][SIZE=3][FONT=Arial] 1 - Buhârî, Sahih'inde Misver İbn-i Mahreme'den naklen yazıyor ki, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Fatıma benim vücudumun bir parçasıdır; kim onu gazaplandırsa (öfkelendirse), beni gazaplandırmıştır." [102]

                  Bu hadisi, birçok muhaddis ve alim nakletmiştir. Mesela, Muttakî, Kenz-ül Ummal'da bu hadisi İbn-i Ebu Şeybe'den naklen zikretmiştir. Nesaî de, Hasais'inde bu hadisi nakletmiştir.

                  Menavî ise Feyz-ül Kadir'de bu hadisi zikrettikten sonra şöyle kaydediyor: "Süheyli bu hadise dayanarak Hz. Fatıma'ya sebbedenin (sövenin) kâfir olduğunu söylemiştir. Çünkü bu iş Fatıma'yı (s.a) gazaplandırır."
                  Yine O, Fatıma'nın Ebu Bekir ve Ömer'den üstün olduğunu söylemiştir.

                  2 - Buharî, Misver İbn-i Mahreme'den naklen yazıyor ki, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Fatıma benim vücudumun bir parçasıdır; onu rahatsız eden beni de rahatsız eder; ve onu inciten şey beni de incitir." [103]

                  Bu hadisi, Ebu Davud Sahih'inde, Ahmed İbn-i Hanbel, Müsned'inde ve Ebu Nuaym, Hilyet-ül Evliyâ'da nakletmiştir.

                  3 - Sahih-i Müslim'in, Fazail-üs Sahabe bölümünün, Fazail-ü Fatıma kısmında, Müslim, kendi senediyle Misver İbn-i Mahreme'den rivayet ediyor ki, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Fatıma benim vücudumun bir parçasıdır; onu inciten şey beni de incitir." [104]

                  Bu hadisi, Fahr-i Razi Şura suresindeki "meveddet" ayetinin tefsirinde zikretmiştir. Yine bu hadisi, Maaric suresinin 13. âyetinin tefsirinde zikretmiştir.

                  4 - Müslim Sahih'inde, kendi senediyle Misver İbn-i Mahreme yoluyla Resulullah'tan (s.a.a) naklettiği bir hadiste Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurdu: "Gerçekten kızım (Fatıma), benim vücudumun bir parçasıdır; onu rahatsız eden şey beni de rahatsız eder; onu rencide eden şey beni de rencide eder." [105]

                  Bu hadisi Tirmizî de kendi Sahih'inde, Resulullah'ın (s.a.a) kızı Fatıma'nın faziletlerı bölümünde zikretmiştir.

                  5 - Tirmizî Sahih'inde, kendi senediyle Abdullah İbn-i Zübeyr vasıtasıyla Resulullah'tan (s.a.a) naklettiği bir hadiste, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Gerçekten Fatıma benim vücudumdan bir parçadır; onu rencide eden beni de rencide eder ve onu rahatsız eden şey, (üzen şey) beni de mübtela eder." [106]

                  Bu hadisi Hâkim de Müstedrek-üs Sahihayn'de rivayet etmiş ve bu hadisin Buhârî ve Müslim'in şartına göre sahih hadis olduğunu kaydetmiştir. Bu hadisi Ahmed İbn-i Hanbel de Müsned'inde rivayet etmiştir.

                  6 - Hakim, Müstedrek-üs Sahihayn'de kendi senediyle Ubeydullah İbn-i Ebu Rafi'den, o da Misver İbn-i Mahreme'den rivayet etmiştir ki: "İmam Hasan'ın oğlu Hasan, bana bir adamı görücü olarak göndererek kızıma talip oldu. Ona: "Akşam vakti yanıma gelsin" dedim. O (İmam Hasan'ın oğlu Hasan) da akşam vakti geldi. Allah'a hamd-u sena ettikten sonra dedim ki: "Allah'a yemin ediyorum ki, sizin akrabalık ve yakınlığınızdan daha çok sevdiğim bir akrabalık ve yakınlık yoktur. Ama Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki: "Fatıma benim vücudumun bir parçasıdır; onu üzen şey beni de üzer ve onu hoşnut eden beni de hoşnut eder. Ve kıyamet günü akrabalık bağları hep kopar; sadece benim soyum ve yakınlarım arasındaki bağlılık hariç." [107]

                  Senin yanında Fatıma'nın (s.a) soyundan bir kız vardır; eğer ben kızımı senin eşin yapacak olursam bu onu üzer. Böylece Hasan onun özrünü kabul ederek ayrıldı.

                  Hâkim, bu hadisin senedinin sahih olduğunu söylemiştir. Bu hadisi Ahmed İbn-i Hanbel de kendi Müsned'inde iki muhtelif senetle rivayet etmiştir. Keza; bu hadisi Beyhakî kendi Sünen'inde ve Ebu Nuaym muhtasar olarak rivayet etmişlerdir. Ebu Nuaym bu hadisin Misver İbn-i Mahreme'den Ali İbn-i Hüseyin ve İbn-i Ebu Melike yoluyla nakledildiği hususunda ittifak olduğunu kaydediyor.

                  7 - Ebu Nuaym, Hilyet-ul Evliyâ'da kendi senediyle Enes'den naklediyor ki: "Resulullah (s.a.a) "Kadınlar için en hayırlı (en iyi) olan şey nedir?" diye sordu. Bizler, ne söyleyeceğimizi bilemedik. Hz. Ali (a.s) (yanımızdan ayrılıp) Fatıma'nın (selâmullahi aleyha) yanına gitti ve Resulullah'ın (s.a.a) sorusunu ona söyledi. Fatıma; "Neden kadınlar için en hayırlı olan, onların (yabancı) erkekleri görmemeleri ve yabancı erkeklerin de onları görmemeleridir" diye cevap vermedin" dedi. Ali (a.s), dönüp bu cevabı Resulullah'a (s.a.a) söyledi. Peygamber, "Bunu sana kim öğretti?" dedi. Ali, "Fatıma" diye cevap verdi. Resulullah (s.a.a) buyurdu ki: "O benim vücudumun bir parçasıdır." [108]

                  Ebu Nuaym, bu hadisi Said İbn-i Musayyib'in de Hz. Ali'den (a.s) rivayet ettiğini kaydetmiştir. Ebu Nuaym, bu ikinci rivayeti de kitabının bir başka yerinde zikretmiştir.

                  8 - Muttaki, Kenz-ül Ummâl'da rivayet etmiştir ki, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Fatıma benden ayrılan bir daldır; onu hoşnut eden şey, beni de hoşnut eder; onu rahatsız eden şey, beni de rahatsız eder." [109]

                  Bu hadisi Taberanî, Misver İbn-i Mahreme'den rivayet etmiştir. Hâkim de, bu hadisi Müstedrek-üs Sahihayn'de Misver İbn-i Mahreme yoluyla Resulullah'tan (s.a.a) rivayet etmiş ve senedinin sahih olduğunu söylemiştir.

                  9- Muttaki, Kenz-ül Ummâl'da Hasan-ı Basri'den rivayet etmiştir ki, Ali İbn-i Ebu Talib (a.s) şöyle dedi: "Resulullah (s.a.a) bir gün bize: "Kadın için en hayırlı olan şey nedir?" diye sordu.
                  Bu hususta bizim verecek bir cevabımız yoktu. Fatıma'nın (s.a), yanına döndüğümde ona: "Ey Muhammed'in kızı, Resulullah (s.a.a) bizden bir soru sordu, ama biz, ne cevap vereceğimizi bilemedik dedim."
                  -O: "Ne hakkında sizden sordu." dedi.
                  -"Kadın için hayırlı şeyin ne olduğunu sordu." dedim.
                  -O: "Bu sorunun cevabını bilmiyor musunuz?" dedi.
                  -"Hayır." dedim.
                  -O: "Kadına (yabancı bir) erkeği görmemek ve (yabancı) erkeğin de onu görmemesinden daha hayırlı olan bir şey yoktur." dedi.
                  -Akşam olduğunda Resulullah'ın (s.a.a) yanında toplanıp oturduk ve ben: "Ya Resulullah, sen bizden bir soru sordun; ama biz cevabını veremedik. Kadın için bir (yabancı) erkeği görmemesinden ve yabancı erkeğin de onu görmemesinden daha hayırlı bir şey yoktur." dedim.
                  -Resulullah (s.a.a): "Bunu sana kim söyledi?" dedi.
                  -"Fatıma." dedim.
                  -Resulullah (s.a.a), "Doğru söylemiştir; gerçekten o benim vücudumun bir parçasıdır." buyurdu. [110]

                  Muttaki, bu hadisi Darekutni'nin de "el-Efrad" adlı eserinde rivayet ettiğini kaydetmiştir.
                  Muttaki, aynı sayfada bu hadisi tekrar Hz. Ali'den (a.s) rivayet etmiştir ve sonunda bu hadisi Bezzaz'ın ve Hilyet-ül Evliyâ'da Ebu Nuaym'ın rivayet ettiğini kaydetmiştir.

                  10 - Nesaî, Misver İbn-i Mahreme'den naklen şöyle rivayet ediyor: "Ben buluğ çağına eriştikten sonra, şahit oldum ki, Resulullah (s.a.a) bu minberinin üzerine oturup konuşuyordu ve şöyle diyordu: "Gerçekten Fatıma benim vücudumun bir parçasıdır." [111]

                  11 - İbn-i Hacer, "es-Savaik-ul Muhrika" adlı eserinde yazıyor ki: "Resulullah'ın (s.a.a) torunu olan Hasan'ın oğlu Hasan-ül Müsenna, uzun saçlı ve küçük yaşlarda bir genç iken, Ömer İbn-i Abdulaziz'in yanına geldi. Ömer İbn-i Abdulaziz, yerinden kalkıp onu karşıladı. Bunun üzerine etrafındakiler Ömer İbn-i Abdulaziz'i kınadılar. Ama; Ömer İbn-i Abdulaziz onlara şöyle dedi: Öyle güvenilir bir şahıs bana şu hadisi rivayet etti ki, sanki Resulullah'ın (s.a.a) ağzından duymuş gibiyim (Hadis şöyledir): "Fatıma benim vücudumun bir parçasıdır; onu sevindiren beni de sevindirir." [112]

                  Ömer İbn-i Abdulaziz sonra şöyle devam etti: "Ben biliyorum ki, eğer Fatıma diri olsaydı onun torununa gösterdiğim ilgiden sevinirdi."
                  İbn-i Hacer, bu hadisi az bir farkla Ebu-l Ferec-i İsfahanî'den de rivayet etmiştir.

                  12 - İbn-i Kuteybe, el-İmame ves-Siyase'de şöyle yazıyor: "…Sonra Fatıma (s.a), Ebu Bekir ve Ömer'e hitap ederek "Acaba size Resulullah'tan (s.a.a) kendinizin de bildiği bir hadisi söylersem onunla amel eder misiniz?" dedi.
                  -"Evet." dediler.
                  -Bunun üzerine şöyle dedi: "Sizi Allah'a ant veriyorum, acaba Resulullah'ın (s.a.a) "Fatıma'nın rızası benim rızamdandır ve Fatıma'nın gazabı, benim gazabımdandır; kim benim kızım Fatıma'yı severse beni sevmiştir; kim onu razı ederse beni razı etmiş olur ve kim onu gazaplandırırsa beni gazaplandırmış olur" dediğini duymadınız mı?"

                  -O ikisi: "Evet, bunu Resulullah'tan (s.a.a) duymuşuz." dediler.

                  -Fatıma: "Ben Allah ve meleklerini şahit tutuyorum ki, sizler beni gazaplandırdınız ve beni razı etmediniz. Peygamber (s.a.a) ile mülakat ettiğimde (görüştüğümde) ikinizi ona şikayet edeceğim." dedi.

                  Ebu Bekir dedi ki: "Ben onun ve senin gazabından Allah'a sığınıyorum." Sonra Ebu Bekir, içini çekip şiddetle ağlamaya başladı, o kadar ağladı ki neredeyse canı çıkacaktı. Ama Hz. Fatıma yine şöyle söylüyordu: "Her namazımdan sonra sana beddua edeceğim."

                  Sonra Ebu Bekir, Hz. Fatıma'nın evinden çıktı. Halk başına toplanınca onlara "Sizler eşlerinizle birlikte neşeyle geceleri sabahlıyorsunuz, ama beni bu halimle baş başa bırakıyorsunuz. Benim sizin bey'atinize ihtiyacım yoktur; bey'atinizi benden geri alın…" dedi." [113] [b][SIZE=3][FONT=Arial]

                  "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                  Yorum


                    #39
                    Ynt: Hz. Fatıma'nın Hayatı, Fazileti, Siresi Ve Sözleri

                    18. Bölüm

                    Allah Teala'nın Fatıma'nın (a.s) Gazabıyla Gazap Ettiği ve Onun Rızasıyla da Razı Olduğuna Dair


                    1- Hakim, Müstedrek-üs Sahihayn'de kendi senediyle Hz. Ali'den (a.s) neklediyor ki: "Resulullah (s.a.a), Fatıma'ya şöyle buyurdu: "Gerçekten Allah senin gazabın (hoşnutsuzluğun) için gazap eder ve senin hoşnutluğun için de hoşnut olur. (Yani seni gazaplandırmak Allah'ın gazap etmesine sebep olur ve seni hoşnut etmek Allah'ın hoşnut olmasına sebep olur.)" [114]

                    Hakim, bu hadisin senedinin sahih olduğunu söylemiştir.
                    Bu hadisi İbn-i Esir, "Üsd-ül Gâbe"de, İbn-i Hacer de, "el-İsabe" ve "Tehzib-üt Tehzib"de rivayet etmiştir. Yine bu hadisi Muttaki, Kenz-ül Ummâl'da rivayet etmiş ve İbn-i Neccar'ın da bu hadisi rivayet ettiğini kaydetmiştir.

                    2- Muttaki, Kenz-ül Ummâl'da rivayet ediyor ki: "Gerçekten Allah Fatıma'nın gazabı yüzünden gazaplanır ve onun hoşnutluğu için de hoşnut olur."

                    Muttaki, bu hadisi Deylemi'nin Hz. Ali'den (a.s) rivayet ettiğini kaydetmiştir. Yine Muttaki, bu hadisi kitabının aynı sayfasında az bir farkla nakletmiştir. Bu ikinci nakli şöyledir: "Ey Fatıma, Allah senin gazabın yüzünden gazap eder ve senin hoşnutluğun için hoşnut olur." [115]

                    Muttaki, bu hadisi Ebu Ye'la ve Taberani ve Ebu Nuaym'ın Fezail-üs Sahabe'de rivayet ettiğini kaydetmiştir.

                    3- Zehebî, Mizan-ül İ'tidal'de Taberanî'nın müsnet olarak Hz. Ali'den (a.s) şu hadisi rivayet ettiğini ve hadisi sahih bildiğini zikretmiştir: "Resulullah (s.a.a) Fatıma'ya (selâmullahi aleyha) şöyle buyurdu: "Ey Fatıma, gerçekten Rabbimiz senin gazabın için gazap eder ve senin razı olman vasıtasıyla razı olur." [116]

                    4- Zehair-ül Ukbâ, kitabında Hz. Ali İbn-i Ebu Talib'den, Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Ey Fatıma, Allah senin gazabın için gazaplanır ve senin hoşnutluğunla da hoşnut olur."

                    Zehair-ül Ukbâ kitabının sahibi bu hadisi Ebu Said'in Şeref-ün Nübüvve'de ve İbn-i Müsenna'nın da Mu'cem'inde rivayet ettiğini kaydetmiştir.

                    Ben diyorum ki: Bu sahih hadisler sarih bir şekilde, Hz. Fatıma'nın gazap ettiği şeyin batıl olduğunu, bu yüzden Allah'ın da ona gazap ettiğini ve razı olduğu şeyin hak olduğunu, bu yüzden Allah'ın da ondan razı olduğunu bildirmektedir. Çünkü Allah Teala batıldan başka bir şeye gazap etmez ve haktan başka bir şeyden de razı olmaz.

                    Yine önceki bölümde Sahih-i Buhârî'den, Peygamberin (sallallâhu aleyhi ve alih), "Fatıma'yı gazaplandıran beni gazaplandırır." diye buyurduğunu ve keza hem Sahih-i Buhârî ve hem de Sahih-i Müslim'den Resulullah'ın (sallallâhu aleyhi ve alih), "Fatıma'ya eziyet eden (onu inciten) şey bana da eziyet eder (onu rencide eden beni de rencide eder)." buyurduğunu kaydettik. Bu hadisler de açıkça gösteriyor ki, Hz. Fatıma'nın rıza ve gazabı yalnız Allah'ın rıza ve gazabına bağlıdır. Bu da onun, bütün günahlardan masum olduğunu göstermektedir.

                    Şaşılacak şudur ki, Ehl-i Sünnet'in en büyük hadisçisi olan Buharî, bu hadisleri Sahih'inde naklettiği halde yine yanı sıra kendi Sahih'inin Humus babında rivayet etmiştir ki: "Resulullah'ın (sallallâhu aleyhi ve alih), kızı Fatıma, Ebu Bekir'e gazap etti ve vefat edinceye dek de onunla konuşmadı."

                    Yine kitabının Hayber Gazvesi babında rivayet etmiştir ki: "Fatıma, Ebu Bekir'e gazap etti ve vefat edinceye kadar onunla konuşmadı."

                    Yine Sahihi'nin "el-Feraiz" babında rivayet etmiştir ki: "Fatıma Ebu Bekir'e darıldı ve vefat edinceye kadar onunla konuşmadı." [117]

                    Bu hadis Sahih-i Müslim'in Cihad kitabında da yer almıştır. Yine aynı hadisi Ahmet İbn-i Hanbel, Müsned'inde (c.1, s.9, Meymene matbaası baskısı) ve Beyhakî Sünen'inde ( c.6, s.300, Haydarabad baskısı) rivayet etmişlerdir.

                    Tirmizî de, Sahih'inde rivayet etmiştir ki: "Fatıma, Ebu Bekir ve Ömer'e "Andolsun Allah'a, artık hiçbir zaman sizinle konuşmayacağım." dedi ve ölünceye kadar o ikisiyle konuşmadı." [118]

                    Bir önceki bölümün sonundaki rivayette de okuduk ki, Fatıma, Ebu Bekir ve Ömer'e hitaben: "Ben Allah'ı ve meleklerini şahit tutuyorum ki siz ikiniz, beni gazaplandırdınız ve beni razı etmediniz. Peygamber (s.a.a), ile mülakat ettiğimde ikinizi mutlaka ona şikayet edeceğim." demiştir. Ve yine Ebu Bekir'e hitaben: "Her kıldığım namazdan sonra mutlaka sana beddua edeceğim." demiştir.

                    Bu hadisler görüldüğü gibi senet yönünden sahih, mana bakımından mütevatir, ifade yönünden de açık ve sarihtirler.
                    "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                    Yorum


                      #40
                      Ynt: Hz. Fatıma'nın Hayatı, Fazileti, Siresi Ve Sözleri

                      19. Bölüm

                      Hz. Fatıma'nın, (a.s) Peygamberin (s.a.a) Vefatından Sonra Ehl-i Beyt'ten Ona Kavuşan İlk Şahıs Olduğuna Dair



                      Dokuzuncu bölümde Buhârî ve diğer hadis imamlarından bu konuyla ilgili olarak naklettiğimiz bazı hadislerde Resulullah'ın (s.a.a), vefatı sırasında Fatıma'ya, gizlice Ehl-i Beyt'in içerisinden ona (Peygambere) ilk kavuşacak şahsın o olduğunu söylediğini yazdık. Şimdi, bu konuyla ilgili olarak diğer bazı rivayetlere işaret edelim:

                      1- Buhârî, Sahih'inde kendi senediyle Aişe'den rivayet etmiştir ki: "Peygamber (s.a.a), vefatıyla sonuçlanan hastalık döneminde Fatıma'yı kendi yanına çağırdı ve ona gizlice bir şey söyledi.

                      Aişe diyor ki: "Ben, ona Peygamberin ne söylediğini sordum. Fatıma, "Peygamber (s.a.a) (birinci defa) bana gizlice bu hastalığında vefat edeceğini söyledi ve ben ağladım. Sonra da, gizlice bana Ehl-i Beyt'in arasından ona kavuşacak ilk şahıs olduğumu söyledi ve ben bu defa güldüm." dedi. [119]

                      Buhârî, bu hadisi kitabının bir başka yerinde az farkla ve başka bir senetle de rivayet etmiştir. Yine bu mazmunda bir hadisi Müslim de Sahih'inde rivayet etmiştir.
                      Müslim ve Ahmed bin Hanbel de aynı anlamı ifade eden hadisler nakletmişlerdir. [120]

                      2 - Tirmizî, Sahih'inde Aişe'den şöyle naklediyor: "Ben, Resulullah'ın (s.a.a) kızı Fatıma kadar oturup kalkmasında, davranış, tutum ve vekarında Resulullah'a benzeyen birisini görmedim."

                      Ve demiştir ki: "Fatıma, Peygamberin (s.a.a) yanına geldiğinde, Peygamber, yerinden kalkıp ona doğru gider ve onu öpüp kendi yerinde oturturdu. Peygamber (s.a.a) de onun yanına geldiğinde Fatıma, yerinden kalkar onu öper ve kendi yerinde oturturdu.

                      Peygamber (s.a.a), hastalandığında Fatıma, geldi ve kendisini babasının üzerine attı ve onu öptü; sonra başını kaldırıp ağladı; tekrar Peygamberin üzerine kapandı; bu defa başını kaldırdığında güldü. Kendi kendime dedim ki: "Ben Fatıma'yı kadınların en akıllılarından sanıyordum, oysaki o da diğer kadınlar gibiymiş.

                      Peygamber (s.a.a) vefat ettikten sonra ondan sordum ki: "Neden ilk defa Peygamberin (s.a.a) üzerine kendini attığında başını kaldırıp ağladın? Ama tekrar kendini onun üzerine kapadığında başını kaldırıp güldün? Bunun sebebi neydi?"

                      Fatıma (s.a) dedi ki: "O, bana ilk defasında bu hastalığı neticesinde vefat edeceğini söyledi ve ben ağladım. Sonra bana ailesi içerisinden kendisine ilk olarak benim kavuşacağımı söyledi ve ben o vakit güldüm." [121]

                      Tirmizî, bu hadisin başka senetlerle Aişe'den rivayet edildiğini kaydetmiştir.
                      Ayrıca, Hakim bu hadisi Müstedrek-üs Sahiheyn'de nakletmiş ve sahih olduğunu kaydetmiştir.
                      Yine bu hadisi Buhârî, el-Edeb-ul Müfred'de rivayet etmiştir. Buhârî'nin nakline göre hadisin son cümlesi şöyledir:

                      Sen, ailem içersinden bana kavuşacak ilk şahıssın. Ve ben bu söze sevindim.

                      3- Ebu Nuaym, Hilyet-ül Evliyâ'da kendi senediyle İbn-i Abbas'tan rivayet etmiştir ki, Resulullah (s.a.a), Fatıma'ya şöyle buyurdu: "Sen ailemden bana kavuşacak ilk şahıssın." [122]
                      "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                      Yorum


                        #41
                        Ynt: Hz. Fatıma'nın Hayatı, Fazileti, Siresi Ve Sözleri

                        Allah razı olsun bu güzel paylaşımlar için
                        Gönülleriniz bir olmadıktan sonra sayıca çok olmanızın bir anlamı yoktur
                        İmam Ali (a.s)

                        Yorum


                          #42
                          Ynt: Hz. Fatıma'nın Hayatı, Fazileti, Siresi Ve Sözleri

                          [quote author=mikdat link=topic=1834.msg8080#msg8080 date=1235578989]
                          Allah razı olsun bu güzel paylaşımlar için[/quote]

                          Allah Teala sizden de razı olsun ve bizleri vazifelerini doğru teşhis edenlerden ve onu tam bir cesaretle yerine getirenlerden karar kılsın inş.
                          "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                          Yorum


                            #43
                            Ynt: Hz. Fatıma'nın Hayatı, Fazileti, Siresi Ve Sözleri

                            Allah razı olsun

                            Yorum


                              #44
                              Ynt: Hz. Fatıma'nın Hayatı, Fazileti, Siresi Ve Sözleri

                              20. Bölüm


                              Hz. Fatıma'nın Babasının Musibetinde Olan Üzüntü Ve Ağıtı




                              1- Buhârî, Sahih'inde kendi senediyle Enes'ten şöyle rivayet etmiştir:

                              "Resulullah'ın (s.a.a), hastalığı ağırlaşmış, ağrısı çoğalmıştı. Fatıma (selâmullahi aleyha), (Peygamber’in bu halini görünce): "Eyvahlar olsun bana, babamın ağrı ve meşakkati ne ağırdır!" de
                              di.
                              Resulullah (s.a.a): "Bugünden sonra babanın meşakkat ve ağrısı olmaz." dedi.

                              Peygamber (s.a.a), vefat ettikten sonra da Hz. Fatıma (s.a) şöyle diyordu:

                              "Eyvah babacığım, Rabbinin davetine icabet eden baba!
                              Eyvah babacığım, yeri Firdevs cennetinde olan baba!
                              Eyvah babacığım, vefat haberini Cebrail'e verdiğimiz baba!"


                              Ve Resulullah (s.a.a), defin olduktan sonra şöyle dedi: "Ey Enes, Resulullah'ın (s.a.a) üzerine toprak dökmeye gönlünüz nasıl razı oldu?"

                              Bu hadisi Nesâi de muhtasar bir şekilde rivayet etmiştir.
                              Nesaî'nin ibaresi şöyledir:
                              "Resulullah (sallallâhu aleyhi ve alih), vefat ettiğinde Fatıma, ona ağlayarak şöyle dedi:

                              "Eyvah babacığım, Rabbine ne kadar da yakındın baba!
                              Eyvah babacığım, vefat haberini Cebrail'e verdiğimiz baba!
                              Eyvah babacığım, yeri Firdevs cenneti olan baba!" [123]


                              Bu hadisi Nesaî'nin naklettiği ibareyle Hakim, Müstedrek-üs Sahihayn'de ve Ahmed İbn-i Hanbel, Müsned'inde rivayet etmişlerdir. Ayrıca Hakim, bu hadisin Şeyhayn'in (Buhari ve Müslim'in) şartına göre sahih olduğunu da kaydetmiştir.

                              Yine bu hadisi Buhârî'nin, naklettiği şekliyle, İbn-i Sa'd, Tabakat'ında ve Hatib-i Bağdadî Tarih-i Bağdad'da; rivayet etmişlerdir.

                              2- İbn-i Mace, Sahih'inde kendi senediyle Hammad İbn-i Zeyd'den, o da Sabit'den, o da Enes'ten şöyle rivayet etmişlerdir:

                              "Hz. Fatıma (s.a), Peygamber (s.a.a) vefat ettiğinde, şöyle diyordu:

                              "Eyvah babacığım, ölüm haberini Cebrail'e verdiğimiz baba!
                              Eyvah babacığım, Rabbine ne de yakındın baba!
                              Eyvah babacığım, yeri Firdevs cenneti olan baba!
                              Eyvah babacığım, Rabbinin davetine icabet eden baba!"


                              Bu rivayeti nakleden Hammad; "Sabit'in bu hadisi naklettiğinde şiddetle ağladığını, ağlamaktan omuzlarının oynadığını gördüm." demiştir.

                              Yine İbn-i Mace, aynı babda Enes İbn-i Malik'ten şöyle rivayet etmiştir: "Fatıma bana, "Ey Enes, nasıl Resulullah'ın (s.a.a) üzerine toprak dökmeğe gönlünüz razı oldu!" dedi. [124]

                              Bu hadisleri Hakim de Müstedrek-üs Sahihayn'de başka bir senetle rivayet etmiştir ve bu hadisin Şeyhayn'in (Buhari ve Müslim'in) şartına göre sahih olduğunu kaydetmiştir.

                              3- Ahmed İbn-i Hanbel, Müsned'inde kendi senediyle Enes'ten şöyle rivayet eder:

                              "Biz Resulullah'ı (s.a.a) defnedip döndüğümüzde Fatıma şöyle dedi:
                              "Ey Enes, nasıl gönlünüz Resulullah'ı (s.a.a) toprağa gömüp dönmeye razı oldu?!" [125]

                              4- Beyhaki, Sünen'inde kendi senediyle Enes'ten şöyle rivayet eder: "Allah'ın Resulü'nün (s.a.a) ölüm hastalığı sırasında, Hz. Fatıma, (selâmullahi aleyha) onu kendi göğsüne yasladı ve Resulullah'ın rahatsızlığı çok şiddetliydi.

                              -Fatıma: "Ah, babamın rahatsızlığı ne şiddetlidir!" dedi.

                              -Peygamber (s.a.a), "Artık bu günden sonra babanın bir rahatsızlığı kalmayacak." dedi.

                              Resulullah (s.a.a), defin olduktan sonra da Fatıma, bana hitaben "Ey Enes, nasıl Resulullah'ın üzerine toprak dökmeye gönlünüz razı oldu?" dedi. [126]

                              5- Ebu Nuaym de, Hilyet-ül Evliyâ'da kendi senediyle İmam Muhammed Bakır'dan (a.s) şöyle rivayet etmiştir: "Resulullah'ın (s.a.a), vefatından sonra Hz. Fatıma'nın (s.a), güldüğü görülmedi…" [127]

                              Ve yine buyurdu ki: "Hz. Fatıma (selâmullahi aleyha), Peygamberden (s.a.a) sonra altı ay yaşamıştır."

                              Bu hadisi İbn-i Sa'd da, kendi Tabakat'ında rivayet etmiştir.

                              6- Askalani, Feth-ul Bâri'de, Taberani'nin, Aişe'den şöyle bir rivayet nakledildiğini kaydetmiştir:

                              "Resulullah (s.a.a), Fatıma'ya şöyle dedi: "Cebrail, Müslümanların kadınları arasında hiçbirinin senin kadar musibete duçar olmayacağını bana bildirmiştir. Öyleyse senin sabrın, onların hiçbirinden az olmamalıdır." [128]


                              "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                              Yorum


                                #45
                                Ynt: Hz. Fatıma'nın Hayatı, Fazileti, Siresi Ve Sözleri

                                [quote author=Ebul Fazl link=topic=1834.msg8142#msg8142 date=1235587328]
                                Allah razı olsun[/quote]

                                Allah cc. sizden de razı olsun inş.
                                "Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir." (Şuara 227)

                                Yorum

                                YUKARI ÇIK
                                Çalışıyor...
                                X