EHLİSÜNNET KAYNAKLARINDA HZ FATIMA’NIN(SA)EVİNE SALDIRI
Sahih-i Buhari'de üç yerde ve diğer birçok muteber bilinen kaynakta cüzî farklarla Ümm-ül Mu'minin Âişe'den şöyle nakletmektedir: "Resulullah'ın (s.a.a) kızı Fâtıma, Resulullah'ın vefatından sonra Ebu Bekir'e gelerek Medine'de kendisine verilenleri, Fedek'i ve Hayber humsundan geri kalanı istedi; Ebu Bekir de bundan çekinerek Resullah'ın şöyle buyurduğunu iddia etti: "Biz miras bırakmayız; bizim bıraktığımız sadakadır." Bunun üzerine Hz. Fâtıma öfkelenerek Ebu Bekir'e küstü ve ölünceye dek bir daha onunla konuşmadı."(1)
Sahih-i Tirmizî'de ise şöyle nakletmektedir: "Fâtıma Ebu Bekir ve Ömer'in yanına gelerek Resulullah'tan kalan mirasını istedi; Onlar da 'Biz Resulullah'ın "Ben miras bırakmam" hadisini duyduk' dediler; bunun üzerine Fâtıma "Vallahi asla sizinle konuşmam artık" dedi ve ölünceye dek bir daha onlarla konuşmadı. Fâtıma Resulullah'tan sonra altı ay yaşadı ve vefat ettiğinde ise eşi Ali onu geceleyin defnetti namazını da kendisi kıldırdı ve Ebu Bekir'e izin vermedi."(2)
Ehl-i Sünnet âlimlerinden İbn-i Kuteybe "El-İmâmet-u Ves-Siyâse" kitabının "Ali'nin Biatının Keyfiyeti" bölümünde şu bilgilere yer vermiştir: "Ebu Bekir bir ara biatten kaçınıp Ali'nin evine toplananları aradı ve Ömer'i onların peşine gönderdi. Ömer Ali'nin kapısına gelerek onlara seslendi; dışarıya çıkmaktan çekinince odun getirmelerini istedi ve onlara şöyle bağırdı: 'Ömer'in canını elinde tutana (Allah'a) and olsun ki dışarıya çıkarsınız ya da evi içindekilerle birlikte yakacağım.' 'Ey Ebâ Hafs (Ömer) bu evin içerisinde Fâtıma vardır' dediklerinde 'Farketmez' diye cevap verdi..."(3)
Yine aynı bölümün bir diğer yerinde şöyle nakletmektedir: "Ömer Ebu Bekir'e Şöyle dedi: 'Hadi kalk Fâtıma'ya gidelim; biz onu gazaplandırdık.' Birlikte Fâtıma'ya gelip görüşmek için izin istediler; fakat Hz. Fâtıma izin vermedi; bu sefer Hz. Ali'ye geldiler; o da onları Fâtıma'nın yanına götürdü; yanında oturduklarında Hz. Fâtıma yüzünü duvara doğru çevirdi; selam verdiler; cevaplarını vermedi...Sonra Hz. Fâtıma onlara hitap ederek şöyle konuştu: 'Size Resulullah'tan bir hadis nakledersem tasdik eder misiniz?' Evet dediler; şöyle devem etti: 'Sizi Allah'a ant verdiriyorum, Peygamber'den benim hakkımda 'Fâtıma'nın rızası benim rızamdır; Fâtıma'nın gazabı benim gazabımdır; kim benim kızımı severse beni sevmiştir; kim Fâtıma'yı hoşnut ederse beni hoşnut etmiştir; kim onu gazaplandırırsa beni gazaplandırmış olur' buyurduğunu duydunuz mu? Onlar da evet duyduk cevabını verince Hz. Fâtıma şöyle dedi: 'Allah ve melekleri şâhid olsunlar ki siz ikiniz beni gazaplandırdınız ve hoşnut etmediniz. Peygamber'in yanına vardığımda mutlaka sizi şikayet edeceğim.' Bunun üzerine Ebu Bekir ağlayarak 'Allah'ın ve senin gazabından Allah'a sığınırım' deyince, Hz. Fâtıma şu cevabı verdi: 'Allah'a andolsun ki kıldığım her namazın ardından sana beddua edeceğim..."
Ömer b. Hattab der ki:
"Allah Teâlâ Resulünü kendine davet ettikten sonra (Resulullah'ın vefatından sonra) Ali, Zübeyr ve beraberindekilerin bizden ayrıldıklarını, bize muhalif olarak Fâtıma'nın (s.a) evinde toplandıklarını bildirdiler."(4)
Tarihçiler, Ebubekr'e biatten sakınarak Ali ve Zübeyr'le birlikte Hz. Fâtıma'nın (s.a) evinde toplananları şöyle kaydederler:
"Abbas b. Abdulmuttalib, Utbe b. Ebuleheb, Selman-i Farsi, Ebuzer-i Gıffari, Ammar b. Yasir, Miktad b. Esved, Berra b.Azib, Ubey b. Ka'b, Sa'd b. Ebi Vakkas, Talha b. Abdullah, Haşimoğulları, Ensar'la Muhacirlerden bir grubu.(5)
Ali ve beraberindekilerin Ebubekr'e biat etmekten sakınarak Hz. Fâtıma'nın evinde toplanmaları konusu tarih kitaplarında, Sahihlerde ve Müsnetlerde, kelam, rical ve diğer kitaplarda tevatür haddinde nakledilmiş ve bunun doğruluğunda hiç bir şüpheye yer verilmemiştir. Fakat bu kitapların yazarları, istemeyerek kalemlerinin işlediği miktar dışında, Hz. Fâtıma'nın (s.a) evine sığınanlarla hakim gücün aralarında vuku bulan bütün olayları beyan etmekten hoşlanmadıkları için açıklamamışlardır. Bu önemli tarihî olay hakkında Belazurî'nin kısa olarak kaydetmiş olduğu sözleri şöyledir:
"Ali Ebubekr'e biat etmekten sakınınca Ebubekir zorla da olsa onu kendi yanına getirmesi için Ömer'i görevlendirdi! Ömer de Ebubekr'in emrini yerine getirmek istediğinde Ali'yle aralarında bir tartışma geçti. Bunun üzerine Ali Ömer'e şöyle dedi:
"Sütü iyi sağ; çünkü onun yarısı da senin olacak! Vallahi bugün onun hilafeti için harcadığın çabalar, yarın seni diğerlerinden öne geçirip hilafeti sana teslim etmesi içindir."(6)
Ebubekir ölüm yatağında diyordu ki:
"Dünyada üç şey dışında hiç bir şeye üzülmedim; keşke bu üçünü yapmasaydım: ... Keşke bana karşı savaş için kapanmış da olsaydı Fâtıma'nın evinin kapısını açmasaydım..."
Yakubi Ebubekr'in bu alandaki sözünü Tarih'inde şöyle kaydeder:
"Keşke ben Resulullah'ın kızı Fâtıma'nın kapısını -gerçi bana karşı savaşa hazırlanmak kapanmış- açıp adamları içeri salmasaydım."(7)
Hz. Fâtıma'nın (s.a) Evine Saldırı
Meşhur tarihçiler Ebubekr'in emriyle Hz. Fâtıma'nın (s.a) evine saldıranların şunlar olduğunu kaydederler:
Ömer b. Hattab, Halid b. Velid, Abdurrahman b. Avf, Sabit b. Kays-i Şemmas, Ziyad b. Lübeyd, Muhammed b. Müslime, Zeyd b. Sabit, Seleme b. Selamet b. Vakş, Seleme b. Eslem, Useyd b. Huzeyr.(8)
Tarih ve siyer sahipleri bu şahısların Hz. Fâtıma-i Zehra'nın (s.a) evine saldırıp nasıl içeri girdiklerini ve oraya sığınanlara nasıl davrandıklarını şöyle kaydederler:
Başta Ali b. Ebutalib ve Zübeyr olmak üzere Ebubekr'e biat etmekten sakınan Muhacirlerden bir grubu silahlı oldukları halde öfkeyle Fâtıma'nın (s.a) evine girdiler.(9)
Ensar ve Muhacirlerden bir grubunun Resulullah'ın (s.a.a) kızı Fâtıma'nın evine sığınıp Ali b. Ebutalib'in etrafında toplandıklarını Ebubekir ve Ömer'e haber verdiler.(10)
Onlara, Fâtıma'nın evinde toplananların hilafet konusunda Ali b. Ebitalib'e biat etmek istediklerini söylediler.(11)
Bunun üzerine Ebubekir Ömer b. Hattab'a Fâtıma'nın evine giderek onları oradan dışarı çıkararak topluluklarını dağıtmasını ve direnecek olurlarsa, onlarla savaşmasını emretti.
Ebubekr'in bu emri üzerine Ömer eline bir meşale alarak Fâtıma'nın evine doğru yola koyuldu; Fâtıma'nın evini içindekilerle birlikte yakmak istiyordu. Hz. Fâtıma (s.a) Ömer'in karşısına çıkarak ona hitaben:
"Ey Hattab'ın oğlu! Bizim evimizi mi yakmaya geldin?!" dedi. Ömer, "Evet!" dedi, " ya da ümmetin kabul ettiğini kabul edersiniz (Ebubekire biat edersiniz)."(12)
Sahih-i Buhari'de üç yerde ve diğer birçok muteber bilinen kaynakta cüzî farklarla Ümm-ül Mu'minin Âişe'den şöyle nakletmektedir: "Resulullah'ın (s.a.a) kızı Fâtıma, Resulullah'ın vefatından sonra Ebu Bekir'e gelerek Medine'de kendisine verilenleri, Fedek'i ve Hayber humsundan geri kalanı istedi; Ebu Bekir de bundan çekinerek Resullah'ın şöyle buyurduğunu iddia etti: "Biz miras bırakmayız; bizim bıraktığımız sadakadır." Bunun üzerine Hz. Fâtıma öfkelenerek Ebu Bekir'e küstü ve ölünceye dek bir daha onunla konuşmadı."(1)
Sahih-i Tirmizî'de ise şöyle nakletmektedir: "Fâtıma Ebu Bekir ve Ömer'in yanına gelerek Resulullah'tan kalan mirasını istedi; Onlar da 'Biz Resulullah'ın "Ben miras bırakmam" hadisini duyduk' dediler; bunun üzerine Fâtıma "Vallahi asla sizinle konuşmam artık" dedi ve ölünceye dek bir daha onlarla konuşmadı. Fâtıma Resulullah'tan sonra altı ay yaşadı ve vefat ettiğinde ise eşi Ali onu geceleyin defnetti namazını da kendisi kıldırdı ve Ebu Bekir'e izin vermedi."(2)
Ehl-i Sünnet âlimlerinden İbn-i Kuteybe "El-İmâmet-u Ves-Siyâse" kitabının "Ali'nin Biatının Keyfiyeti" bölümünde şu bilgilere yer vermiştir: "Ebu Bekir bir ara biatten kaçınıp Ali'nin evine toplananları aradı ve Ömer'i onların peşine gönderdi. Ömer Ali'nin kapısına gelerek onlara seslendi; dışarıya çıkmaktan çekinince odun getirmelerini istedi ve onlara şöyle bağırdı: 'Ömer'in canını elinde tutana (Allah'a) and olsun ki dışarıya çıkarsınız ya da evi içindekilerle birlikte yakacağım.' 'Ey Ebâ Hafs (Ömer) bu evin içerisinde Fâtıma vardır' dediklerinde 'Farketmez' diye cevap verdi..."(3)
Yine aynı bölümün bir diğer yerinde şöyle nakletmektedir: "Ömer Ebu Bekir'e Şöyle dedi: 'Hadi kalk Fâtıma'ya gidelim; biz onu gazaplandırdık.' Birlikte Fâtıma'ya gelip görüşmek için izin istediler; fakat Hz. Fâtıma izin vermedi; bu sefer Hz. Ali'ye geldiler; o da onları Fâtıma'nın yanına götürdü; yanında oturduklarında Hz. Fâtıma yüzünü duvara doğru çevirdi; selam verdiler; cevaplarını vermedi...Sonra Hz. Fâtıma onlara hitap ederek şöyle konuştu: 'Size Resulullah'tan bir hadis nakledersem tasdik eder misiniz?' Evet dediler; şöyle devem etti: 'Sizi Allah'a ant verdiriyorum, Peygamber'den benim hakkımda 'Fâtıma'nın rızası benim rızamdır; Fâtıma'nın gazabı benim gazabımdır; kim benim kızımı severse beni sevmiştir; kim Fâtıma'yı hoşnut ederse beni hoşnut etmiştir; kim onu gazaplandırırsa beni gazaplandırmış olur' buyurduğunu duydunuz mu? Onlar da evet duyduk cevabını verince Hz. Fâtıma şöyle dedi: 'Allah ve melekleri şâhid olsunlar ki siz ikiniz beni gazaplandırdınız ve hoşnut etmediniz. Peygamber'in yanına vardığımda mutlaka sizi şikayet edeceğim.' Bunun üzerine Ebu Bekir ağlayarak 'Allah'ın ve senin gazabından Allah'a sığınırım' deyince, Hz. Fâtıma şu cevabı verdi: 'Allah'a andolsun ki kıldığım her namazın ardından sana beddua edeceğim..."
Ömer b. Hattab der ki:
"Allah Teâlâ Resulünü kendine davet ettikten sonra (Resulullah'ın vefatından sonra) Ali, Zübeyr ve beraberindekilerin bizden ayrıldıklarını, bize muhalif olarak Fâtıma'nın (s.a) evinde toplandıklarını bildirdiler."(4)
Tarihçiler, Ebubekr'e biatten sakınarak Ali ve Zübeyr'le birlikte Hz. Fâtıma'nın (s.a) evinde toplananları şöyle kaydederler:
"Abbas b. Abdulmuttalib, Utbe b. Ebuleheb, Selman-i Farsi, Ebuzer-i Gıffari, Ammar b. Yasir, Miktad b. Esved, Berra b.Azib, Ubey b. Ka'b, Sa'd b. Ebi Vakkas, Talha b. Abdullah, Haşimoğulları, Ensar'la Muhacirlerden bir grubu.(5)
Ali ve beraberindekilerin Ebubekr'e biat etmekten sakınarak Hz. Fâtıma'nın evinde toplanmaları konusu tarih kitaplarında, Sahihlerde ve Müsnetlerde, kelam, rical ve diğer kitaplarda tevatür haddinde nakledilmiş ve bunun doğruluğunda hiç bir şüpheye yer verilmemiştir. Fakat bu kitapların yazarları, istemeyerek kalemlerinin işlediği miktar dışında, Hz. Fâtıma'nın (s.a) evine sığınanlarla hakim gücün aralarında vuku bulan bütün olayları beyan etmekten hoşlanmadıkları için açıklamamışlardır. Bu önemli tarihî olay hakkında Belazurî'nin kısa olarak kaydetmiş olduğu sözleri şöyledir:
"Ali Ebubekr'e biat etmekten sakınınca Ebubekir zorla da olsa onu kendi yanına getirmesi için Ömer'i görevlendirdi! Ömer de Ebubekr'in emrini yerine getirmek istediğinde Ali'yle aralarında bir tartışma geçti. Bunun üzerine Ali Ömer'e şöyle dedi:
"Sütü iyi sağ; çünkü onun yarısı da senin olacak! Vallahi bugün onun hilafeti için harcadığın çabalar, yarın seni diğerlerinden öne geçirip hilafeti sana teslim etmesi içindir."(6)
Ebubekir ölüm yatağında diyordu ki:
"Dünyada üç şey dışında hiç bir şeye üzülmedim; keşke bu üçünü yapmasaydım: ... Keşke bana karşı savaş için kapanmış da olsaydı Fâtıma'nın evinin kapısını açmasaydım..."
Yakubi Ebubekr'in bu alandaki sözünü Tarih'inde şöyle kaydeder:
"Keşke ben Resulullah'ın kızı Fâtıma'nın kapısını -gerçi bana karşı savaşa hazırlanmak kapanmış- açıp adamları içeri salmasaydım."(7)
Hz. Fâtıma'nın (s.a) Evine Saldırı
Meşhur tarihçiler Ebubekr'in emriyle Hz. Fâtıma'nın (s.a) evine saldıranların şunlar olduğunu kaydederler:
Ömer b. Hattab, Halid b. Velid, Abdurrahman b. Avf, Sabit b. Kays-i Şemmas, Ziyad b. Lübeyd, Muhammed b. Müslime, Zeyd b. Sabit, Seleme b. Selamet b. Vakş, Seleme b. Eslem, Useyd b. Huzeyr.(8)
Tarih ve siyer sahipleri bu şahısların Hz. Fâtıma-i Zehra'nın (s.a) evine saldırıp nasıl içeri girdiklerini ve oraya sığınanlara nasıl davrandıklarını şöyle kaydederler:
Başta Ali b. Ebutalib ve Zübeyr olmak üzere Ebubekr'e biat etmekten sakınan Muhacirlerden bir grubu silahlı oldukları halde öfkeyle Fâtıma'nın (s.a) evine girdiler.(9)
Ensar ve Muhacirlerden bir grubunun Resulullah'ın (s.a.a) kızı Fâtıma'nın evine sığınıp Ali b. Ebutalib'in etrafında toplandıklarını Ebubekir ve Ömer'e haber verdiler.(10)
Onlara, Fâtıma'nın evinde toplananların hilafet konusunda Ali b. Ebitalib'e biat etmek istediklerini söylediler.(11)
Bunun üzerine Ebubekir Ömer b. Hattab'a Fâtıma'nın evine giderek onları oradan dışarı çıkararak topluluklarını dağıtmasını ve direnecek olurlarsa, onlarla savaşmasını emretti.
Ebubekr'in bu emri üzerine Ömer eline bir meşale alarak Fâtıma'nın evine doğru yola koyuldu; Fâtıma'nın evini içindekilerle birlikte yakmak istiyordu. Hz. Fâtıma (s.a) Ömer'in karşısına çıkarak ona hitaben:
"Ey Hattab'ın oğlu! Bizim evimizi mi yakmaya geldin?!" dedi. Ömer, "Evet!" dedi, " ya da ümmetin kabul ettiğini kabul edersiniz (Ebubekire biat edersiniz)."(12)
Yorum