Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Salavat ve sefaat

Daraltma
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Salavat ve sefaat

    bu konuyu mümkün oldugu kadar cabuk aktarmaya calisacagim, ilgilenenler gerekli basliklari secip okuyabilirler



    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    #2
    Ynt: Salavat ve sefaat

    Kuran-i kerimde imamet ve Ehl-i Beyt

    islam ümmetinin en ciddi sorunlarindan birisi de imamet ve Ehl-i Beyt meselesidir. bu konu tüm islam tarihi boyunca müslümanlarin gündeminde olmus, konu en ince detaylarina kadar tartisilmistir. biz burada imamet ve ehli beyt kavramlarina ve kurumlarina kuran-i kerimin ve Resul-ü ekrem efendimizin gösterdigi cözümlerin ve ilkelerin neler olduguna bakmak istiyoruz. eger bizler ümmetin gündemini devamli mesgul eden imamet ve ehli beyte, kurani kerimden ve sünnet-i Resulullahtan deliller göstererek aciklama getirirsek, ümmet olarak büyük bir ferahlik ve acikliga kavusmus olacagiz.


    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

    Yorum


      #3
      Ynt: Salavat ve sefaat

      imamet

      islam mütefekkirleri arasinda imamet meselesi en cok tartisilan meselelerden biri olarak, islam düsüncesindeki önemi yerini korumustur. bazilari imamet meselesine vahyi bir mesele olarak bakip bunu usul-ü dinden saymis, bazilari da bunu furu-u dinden sayip fikhi bir mesele olarak görmüstür. olaya objektif yaklastrigimiz zaman görecegiz ki genellikle imameti fikhi bir mesele olarak görenlerin yaklasiminin taassubi oldugu gözlenebilir.

      "Ey Davut biz seni yer yüzünde halife yaptik. o halde insanlar arasinda adaletle hükmet" (sad 26)

      "sizi yer yüzünün halifesi kilan, verdigi (nimetler) hususunda sizi denemek icin kiminizi kiminizden derecelerle üstün kilan oldur" (enam 165)

      ayetlerden de anlasilacagi gibi yer yüzünün yönetiminde ancak Allahin atadiklarinin halife olabilecegi, iknsanlarinda bu ilahi görevlendirme ile gelmis olanlara karsi sorumlu olacaklari belirtilmektedir.

      insanligin ilk ve en önemli tesekkülü olan, imamet ve peygamberlik; Hz. Adem'den (a.s) son peygamber Muhammed'e (s.a.a) kadar bizzat Allah tarafindan tesbit edilerek tayin edilmislerdir. bu tesbit ve tayin gayet acik ve net bir sekilde hic bir süpheye mahal vermeyecek ölcülerde olmustur.

      bilindigi gibi her alemin bir sorumlusu vardir. dünyamiz da bir alemdir ve bu alemin sorumlusu-yöneticisi insandir.
      her alem icin bir kanun ve nizam tesbit eden yüce Allah, dünya icinde bir takim kanun ve nizam belirlemistir. insanlarin bu kanun ve nizama uygun olarak yasamalarini ilk önce Adem (a.s) tarafindan bildirilmistir. yeryüzünde sadece Adem (a.s) ve Hava annemiz varken, Adem'in (a.s) peygamber olarak tayin edilmesi, üstelik suhufla gönderilmesi; yüce Rabbimizin yeryüzünün kendi kanunlarina uygun olarak idare edilmesi konusundaki arzusunun en büyük delilidir.

      nitekimilk peygamberden sonra da yeryüzüne, ta hatemül embiyaya kadar her zaman peygamberler göndermis ve onlarin vasitasiyla insanlarin Allahin kanunlarina uygun olarak yönetilmeleri gerektigini defalarca bildirmis,peygamberligin son halkasi olan hz. Muhammed (s.a.a)den sonra da yer yüzüne artik peygamber göndermemeistir.

      Resulü ekremden sonra cogalarak yeryüzünün her tarafina dagilan ve cesitli sorunlarla karsilasmalari muhakkak olan ve belki de kiyamete kadar binlerce yil sürecek insanligin, problemleri nasil cözülecek, o insanlar hidayeti nasil bulaaklar? sorusu kafalari hep mesgul etmistir.


      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

      Yorum


        #4
        Ynt: Salavat ve sefaat

        "Ey Resul! Rabbinden sana indirileni teblig et. eger bunu yapmazsan onun elciligini yapmamis olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktir. dogrusu Allah kafir topluluguna hidayet etmez" (maide 67)

        ibn-i cevza'nin bildirdigine göre; bu ayet Zilhicce ayinin 18'inde peygamberin veda haccindan döndügü sirada Gadir-i Hum denilen yerde nazil olmustur. ayetin inis zamanlamasi olarak cok önemli mesajlar ve deliller icerdigi gözlerden kacmamaktadir. kuran-i kerimin tamamina yakini peygamber tarafindan teblig edilip insanlara ögretildigi, bu haccin peygamberin veda hacci oldugunun o zaman da bilindigi, yaklasik bütün müslümanlarin peygamberin öz agzindan söyleyeceklerini duyup isitmelerinin mümkün oldugu bir zamanda bu ayetin inisindeki hikmet elbette akil sahipleri icin cok acik ve baglayicidir.

        Peygamber Gadir-i hum denilen yere vardigi zaman sahabelerin toplanmalari icin emir verdi. ilerlemis olanlar geri döndü, geride kalanlar yaklastilar. sicak havada yüksekce bir yere cikarak ayetin geldigi bildirdi ve ayeti okudu. daha sonra Ebu Talip oglu Ali'nin (a.s) elini tutup havaya kaldirdi ve buyurdu:

        "ben kimin velisi isem Ali de onun velisidir. o benim kardesim, vasim ve benden sonra ümmetin imamidir"

        böylece peygamberden sonra ümmetin basina gecip onlari islamin yolundan sapmadan selamete götürme görevi, Allahin bildirmesi ve resulünün gaidri humda ilanindan sonra; birinci imam olarak Ali ibni Ebu Talip'e (a.s) verilmis oldu.

        yukarida bahsi gecen olayi ve inis sebebinin bu olay oldugu ayni sekilde nakleden cok cesitli tarihciler, muhaddisler ve alimler mevcuttur.



        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

        Yorum


          #5
          Ynt: Salavat ve sefaat

          bunlardan bazilari sunlardir: Taberi, ibn-i ebi hatem, el mehamili, ibn-i asakir essafii, fahreddin-i razi, ibn-i helveta essafii, essuyuti, es sarkani, alisu, elkanduzi el henifi, seyh muhammed abduh, el imam ahmet bin hambel, ennesai,
          "onlari tutuklayin, cünkü onlar sorguya cekilecekler" (saffat 24)

          el iman el vahidi'ye bu ayeti su sekilde aciklamaktadir: Alinin velayeti ve ehli beyt hakkinda sorguya cakilecekler. Resulün size vasiyet ettigi sekilde Ali ve ehlibeytinin hakkini eda ettinizmi yoksa ihmal mi ettiniz? diye sorguya cekilecekler

          ibn-i hacerin aciklamasida bu sekildedir. bu zat su sekilde devam eder: bir gün hz. ebu bekir, ali (a.s) ile karsilastiginda onun yüzüne tebessümle bakar. bunun nedenini soran Malik hazretlerine, hz. ebubekir;
          -ben peygamberden duydum ki, elinde Ali (a.s) den bir belge bulunmayan sirat köprüsünden gecemeyecektir.

          bu olayda bahsi gecen hadisi ayrica taberi ve sabban isa furaginin de kitaplarinda nakletmektedirler.

          ibn-i megazil menakibinde; "Ali (a.s) kiyamet günü kevser havuzunun basinda duracaktir. elinde Ali (a.s) berati bulunmayanlar cennete giremiyeceklerdir"

          kazi iyaz, Resulullahtan su hadisi nakleder: "Al-i Muhammed'i tanimak atesten kurtulustur. Al-i Muhammedi sevmek ise sirattan gecme belgesidir. Al-i Muhammedin velayetini kabul etmekse azaptan emin olmaktir.

          sulabi, mücahitten ve ibn-i abbastan tefsir kitabina aldigi Resulullahiin su hadisini nakleder:
          "hic bir kul 4 seyden sorulmadikca asla ayak atamaz:
          1- ömrünü nasil tükettiginden
          2-gencligini nerede nasil kullandigindan
          3- malini nerede kazandigindan ve nasil harcadigindan
          4- ehli beytin sevgisinden (buradaki sevgiden maksat itaattir)

          "sizin veliniz ancak Allatir, resulüdür ve iman edenlerdir. onlar ki; namazi ikame ederler, ve rüku halinde zekat verirler" (maide 55)

          bu ayetin nüzul sebebinin Ali (a.s) oldugu konusunda alimlerin büyük ekseriyeti mutabik kalmislardir.

          özellikle; el vahidi, suleyhi, ibn-i kesir, zamahseri, sevkani, taberi, nesai isimleri zikredilmesi gerekenlerdendirler.

          Taberi, Cami-ul beyan tefsirinde bu ayetin Ali (a.s) hakkinda indigini beyan ettikten sonra; "Ali (a.s) rüku halinde iken, parmagindaki yüzügü uzatarak zekat olarak almasini istemistir" diyor.

          diger müfessirler de bu ayetle ilgili aciklamalarinda ayni paralelde görüs bildirmislerdir.



          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

          Yorum


            #6
            Ynt: Salavat ve sefaat

            "bugün kafirler sizin dininizden (onu yok etmekten) ümit kesmisler. artik onlardan korkmayin, benden korkun. bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinizdeki nimetimi tamamladim ve sizin icin din olarak islami sectim" (maide 3)

            bu ayetin özellikle gadir-i humda indigi konusunda, suyuti, hatibu-ul bagdadi, taberi, ibni medriye, el hakimül haskani, ibni kesir görüs birligindedirler.

            el hakimul hasgani; sevahid-ul tenzil adli eserinde ebu said-ul hudriden rivayet ederek diyor ki; Resul-u ekrem bu ayet nazil olunca tekbir getirerek dinin ikmal oldugunu, nimetin tamamlandigini, rabbimizin risaletten razi oldugunu buyurduktan sonra, "ben kimin veliyi-ül emiri isem Ali de onunlarin veliyi-ul emiridir" dedi.

            bazi müfessirler bu ayetin arafatta indigini söylemislerse de büyük bir ekseriyeti bu ayetin gadiri hum da indigi konusunda görüs birligine varmislardir.

            her iki durumda da bu ayet indigi zaman resul-ü ekremin ömrünün son zamanlariydi. bu ayette üzerinde durulmasi gereken önemli noktalar söyle siralanabilir:
            1-kafirlerin ümitsizligi
            2-dinin ikmali
            3-nimetin tamamlanmasi
            4-din olarak islamin secilmesi

            Ayet-ikerim'de bu dört önemli unsuru "El yevm" yani bugün tabirinin semsiyesi altinda bir arada toplayarak vermesi, üfessirlerin dikkatlerinin bu kelime üzerine yogunlasmasini saglamistir. müfessirler, tarihciler ve diger islam ulemasini bugünün resulü ekremin hayatinda cok önemli bir yerinin oldugu beyan etmektedirler. bu günün sade, basit ve siradan bir gn olmadigi, cenab-i Allah'in bu güne özel bir önem verdigi ayetin iceriginden anlasilmaktadir. diye genis yorum yapmislardir.


            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

            Yorum


              #7
              Ynt: Salavat ve sefaat

              Bu ayeti duyan yahudi ve hristiyanlar "eger bu ayet bizim kitaplarimizda yer almis olsaydi biz o günü bayram ilan ederdik" dediler. müslümanlar icin de elbette bugün cok önemlidir ve hatta bayram ilan edilecek kadar büyük bir gündür. yukari da da isimlerini zikrettigimiz islam ulemasina göre bu ayetin gadiri humda indigi ve bu inis Ali (a.s)in velayetinin ilanindan hemen sonra oldugu kesinlik kazandigina göre; elbette bu günü bayram ilan etmekten daha mantiki ne olabilir.

              bütün peygamberler risalet görevlerini tamamladiktan sonra, ömürlerinin sonuna dogru kendilerinden sonra bu ilahi görevi Allah adina yeryüzünde yürütecek birini kendi yerlerine tayin etmislerdir.

              "bu Rabbinin zekeriya kuluna rahmetinin anilmasisdir. hani o, gizli bir sekilde rabbine niyaz etmisti; Rabbim! süphesiz benim, kemiklerim zayifladi, sacim basim agardi ve ben sana ettigim dua sayesinde hic bedbaht olmadim. dogrusu ben, arkamdan is basina gececek olan yakinlarimdan endise ediyorum. karim da ksirdir. tarafindan bana bir veli ver. ki o bana varis olsun. yakup hanedanina da varis olsun. Rabbim onu rizana layik kil" (meryem 2-6)

              kafirler Resulü ekremin kendisinden sonra yerine bakacak bir erkek evladinin olmadigini bildiklerinden; bu risaletin Resulullahtan sonra sona erecegini sanarak seviniyorlardi. ta ki gadiri humda Allah, Ali (a.s) nin velayetinin resulü tarafindan insanlara ilan edinceye kadar. böylece kafirler gelecekte islamin yok olacagi umutlarini ,kaybederek üzüntüye düstüler.


              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

              Yorum


                #8
                Ynt: Salavat ve sefaat

                Bazi müfessirler el yevm sözünün mekkenin fethedildigi gün manasinda yorumlamislarsa da; bu gecerli bir yorum degildir. cünkü bu ayetin peygamberin ömrünün son zamaninda ve gadiri hum denen yerde indigi konusunda ulemanin ekseriyeti görüs birligi icerisindedir. ayette gecen kafirleri de sadece mekkeli müsriklerle sinirlamak ayetin cihan sümul kapsayiciligina cok dar bir sinirlama getirir ki bu da dogru degildir.


                "bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinizdeki nimetimi tamamladim ve sizin icin din olarka islami sectim" ayetinin hz. Ali (a.s) hakkinda indigi konusunda cok az alim farkli görüs bildirmistir. buna ragmen bu ayetle ilgili bir kac noktayi acikliga kavusturmak, yukaridaki konularin biraz daha iyi anlasilmasina yardimci olacaktir. nur suresi 55. ayetinde cenab-i Allah "Allah sizlerden iman edip iyi davranislarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahp ve hakim kildigi gibi onlari da yeryüzüne sahip ve hakim kilacagini, onlar icin begenip sectigi dini onlarin iyiligine yerlestirip, koruyacagini ve korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven saglayacagini vaadetti" buyurmustur. bu ayet maide suresinden önce nazil olmustur. müslümanlarin maddi olarak zayif olduklari bir devrede Allah, bu ayetiyle müslümanlari cesaretlendirerek kendilerine güvenlerini artirmis;
                -onlari yeryüzünün halifesi yapacagini,
                emniyetlerini saglayacagini
                -ve Allahin razi olacagi dini onlara verecegini vaadettigi bu sözlerini
                gadiri humda "bugün size dininizi tamamladim" ayetiyle yerine getirmistir. iman ve amel bakimindan en üst seviyeye ulasmis olan Ali (a.s) peygamberin mübarek sözleriyle, kendisinden sonra ümmetin basina tayin edilmistir.


                Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                Yorum


                  #9
                  Ynt: Salavat ve sefaat

                  Tarihcilerin kaydettiklerine göre, resulullah buradaki konusmasini Allah-u Ekber. benim risaletimden razi olan rabbim, dinin ikmali, nimetin tamamlayicisi olan Alinin velayetinden de razidir. ben kimin mevlasi isem Ali de onun mevlasidir. Allahim ona dost olana dost ol; ona düsman olana sen de düsman ol; ona yardim edene sen de yardim et; kim ondan yardimi keserse sen de ondan yardimi kes diye tamamladi
                  "...ve sizin icin din olarak islami sectim"
                  "göklerde ve yerdekiler, ister istemez O'na teslim oldugu halde onlar (ehl-i kitap) Allahin dininden baskasini mi ariyorlar? halbuki O'na döndürülecekler" (Al-i imran 83)

                  "kim islamdan baska bir din ararsa bilmis olsun ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecektir ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktir" (Al-i imran 85)

                  Kuran-i kerime göre yerde ve gökte yaratilmis ne varsa hepsi Allahin koymus oldugu kanunlara uymak mecburiyetindedirler. bütün yaratilmislar bu kanunlara boyun egmek itaat etmek zorundadirlar. yani baska bir ifadeyle yaratilmislar müslüman olmak zorundadirlar. hi bir varlik ister göklerde, isterse yerde olsun bu kanunlara muhalif hareket edemez. herseyi kusatici bu temel kanunlara paralel olarak, cenab-i Allah peygamberleri ve imamlari vasitasiyla tesrii manada kanunlar da göndererek insanlara mutlulugun yolunu göstermistir. böylece Allah din olarak sadece islami secmis oldugu, islamdan baska bir din ve yasam tarzini kabul etmeyecegini bildirmistir.


                  Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                  Yorum


                    #10
                    Ynt: Salavat ve sefaat

                    "Allah ve resulünden kendileriyle anlasma yapmis oldugunuz müsriklere bir ihtar!" (tevbe 1)

                    bilindigi gibi Allah, Ali (a.s) ye cok acik bir sekilde tanimis oldugu fazileti, ümmeten hic bir kimseye tanimamistir. O'nun bu büyük özelliklerini teyyit eden ayetler ve bu ayetlere paralel olarak resulü ekrem tarafindan söylenen hadisler ve tarihi olaylarin ispat ediciligi bizlere göstermektedir. bu olaylardan birisi de imam Ali (a.s)nn beraat suresini okumak üzere görevlendirilisi olayidir. Ebubekir komutasinda yola cikan hac kervani daha mekkeye ulasmadan Cebrail (a.s) Resulullaha " ya Muhammed (s.a.a) senin risaletini senden olan birinden baskasi teblig edemez" emrini iletince, Resulullah Aliyi (a.s) berat suresini okumak üzere görevlendirdi. Ali (a.s), ebubekre yetiserek görevli oldugunu bildirdi ve teblig görevini üstlendi. Ali (a.s) bayram günü berat suresinden 30 ayet (bazi rivayetlere göre 13 ayet) okuduktan sonra söyle buyurdu:

                    -müsrikler bu yildan sonra Beytullaha yaklasamiyacaklar
                    -ciplak olarak beyt tavaf edilmeyecek
                    -insanlar ancak mümin olarak cennete girecekler
                    -herkes yaptigi anlasmayi yerine getirecek

                    bu konuyla ilgili de büyük müfessirler ve tarihciler genis aciklamalar yapmislardir. mesela; zamehsehri, tefsür-ül kessafinda; fahreddin-i razi; tefsir-ul kebirinde; taberi, tefsir-ul camiul beyaninda; nisaburi, tefsir-ul regayibul kuraninda; es serkani, tefsiri fethul kadirinde; el hakim-ul hasgani, ibn-i ebu seybete, ahmet bin hambel, tirmizi ve ibn-i merdiye de enes bin malikten rivayet ettikleri bu hadiseyi ve genel akisini eserlerinde beyan etmislerdir.



                    Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                    Yorum


                      #11
                      Ynt: Salavat ve sefaat

                      buradan anlasilmasi gereken sudur ki; Ali (a.s) ümmet icerisinde Resul-u ekreme olan yakinligi ve fazilet ve diger meziyetlerindeki tartisilmaz üstünlügü nedeniyle, peygamberden sonra ümmetin basina gecmesi gerektigi anlasilmaktadir. zaten ayetlerden, hadislerden ve tarihi olusumlardan da anlasilmaktadir ki; Ali (a.s) nin imameti Allahin bildirmesi ve Resul-u ekremin görevlendirmesi neticesinde ayan beyan ümmete aciklanmistir.

                      "iste Allahin iman eden ve iyi isler yapan kullarina verdigi nimet budur. de ki; ben buna karsilik sizden akrabalarimi sevmenizi istiyorum. kim bir iyilik islerse onun seabini fazlasiyla veririz. süphesiz Allah bagislayan, sükrün karsiligini verendir" (sura 23)

                      bu ayette gecen "mevedde-te fil gurba; benim yakinlarima muhabbet edin" ifadesi,, ümmetin üzerine Resul-u ekremin ehl-i beytine muhabbeti vacip kilmistir. her ne kadar bazi tefsirciler ehli beyt kavraminin manasini asil amacinindisina cikararak kapsamini cok genisletmislerse de ehli beytten esas kastin fatima, ali, hasan ve hüseyn (a.s) oldugu konusunda ümmetin alimlerinin büyük cogunlugu görüs birligi icindedir.

                      zamahseri, essekaani, ibn-i kesir,et tebari, en nisaburi, ebu hayian, nesefi, el hafiz el heysemi, ibn-i sibag el maliki, ibni hacer, suyuti, nuru-ul ebsar, sabban, fareddin-i razi gibi alimler eserlerinde; ehlibeytten kastin bu dört kisi oldugunu hadislerle izah etmislerdir. ehli beyte muhabbet ayni zamanda itaat demek te oldugundan bunlarin imameti de kesinlik kazanmaktadir.


                      Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                      Yorum


                        #12
                        Ynt: Salavat ve sefaat

                        "(hz.isa hakkinda) gercek rabbinden gelendir. öyle ise süphecilerden olma" (Al-i imran 60)

                        "sana bu ilim geldikten sonra seninle bu konuda cekisenlere de ki: siz kendi cocuklarinizi, biz de kendi cocuklarimizi, siz kendi kadinlariniz, biz de kendi kadinlarimizi; siz kendiniz, biz de kendimiz dahil olmak üzere cagialim, sonra da dua edelimde Allahtan yalancilar üzerine lanet dileyelim" (Al-i imran61)

                        hristiyanlar hz. isanin durumu konusunda resulü ekremle tartismalari yüzünden, Allah tarafindan indirilmis olan bu ayetle, onlarla karsilasmalari ve lanetlesmeleri istenmistir. mübahale ayeti olarak bilinen bu ayette de belirtildigi gibi kimin dogru söyledigi veya kimin yalanci oldugu bu lanetlesmeden sonra ortaya cikarilmaya calisilmaktadir. cesitli müfessirler tarafindan; enfusena kelimesi: yani ben ve ali, enfuseküm kelimesi: yani siz de kendi taraflarinizla, ebeena kelimesi, yani hasan ve huseyin, ebnaekum kelimesi: yani siz de cocuklarinizla, ezvacana kelimesi: yani kizim fatima, ezvaceküm kelimesi: yani siz de hanimlarinizla demek oldugu uzun uzun aciklanmistir. böylece hristiyanlara yapilacak toplantida bir araya gelmesi gereken kisilerinkimlikleri belirlenmis oldu.

                        necran hristiyanlari 14 kisisi kendi toplumlarinin en ileri gelenlerinden olmak üzere, 60 kisilik bir süvari toplulugu ile bu toplantiya katilmak üzere geldiler. resul-ü ekrem ise, ashaptan yanin a hic kimseyi almadan, sadece Ali, fatima, hasan ve hüseyin ile bu toplantiya istirak etti. cünkü masumiyetleri kuranla belirlenmis olan bu insanlarin yapacaklari dualarin Allah katindan geri cevrilmesi mümkün görünmüyordu. hristiyanlar kendilerinin bu büyük kalabaligi karsisinda sayica bes kisiden olusan bu kücük toplulugu görünce, kendi kendilerine; bir birlerine can cana olan bu topluluk eger ellerini semaya acacak olursa hepimiz helak oluruz diyerek hemen geri döndüler ve mübahaleden vazgectiler.

                        bu olayi, sevkani, ibn-i kesir ve taberi gibi alimler eserlerinde uzun uzadiya anlatmaktadirlar. bu hadisenin elbete en önemli yani, Cenab-i allahin bu olay vesilesiyle peygambere en yakin olan kisileri ümmete tanitmak onlarin ne derece önemli ve vazgecilmez kisiler oldugunu bir kere daha ümmete göstermek; peygamberle beraber ayni olayda aralarinda herhangi baska bir sahabenin bulunmamasinin manaasinin peygamberden sonra da rehberligin kimler kanaliyla yürütülmesi gerektigini vurgulamakti. necran hristiyanlarinin da, olayi bu seilde anlayip geri cekilmeleri, bu bes kisinin büyüklügü konusunda bir delildir.


                        Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                        Yorum


                          #13
                          Ynt: Salavat ve sefaat

                          "Ey Ehlibeyt! Allah sizi tertemiz yapmak istiyor" (ahzab 33)

                          yukarida da belirttigimiz gibi ehlibeytten kastin ali, fatima, hasan ve hüseyin oldugu konusunda islam ulemasinin ekseriyeti görüs birligi icindedir.

                          taberi camiül beyan isimli tefsirinde, bu ayetin bes kisi hakkinda indigi konusunu söyle anlatmaktadir: "ebu said el hudri söyle rivayet etmistir: bu ayet nazil olunca resulu ekrem buyurdu ki bu ayet, ben, ali, fatima, hasan ve hüseyin icin nazil olmustur" ayrica "enes söyle rivayet etmistir: resulü ekram fatimanin evinin önüne gelir ve söyle seslenirdi: ey ehlibeyt namaza der ve ahzab 33'ü okurdu" "ebu said el hudri ümmü selemeden söyle rivayet ediyor: bu ayet nazil olunca resulü ekrem, ali, fatima, hasan ve hüseyini cagirdi ve onlarin üzerlerine abasini örtüp söyle buyurdu: " ey Allahim, bunlar benim ehlibeytimdir. bunlardan kötülügü gider ve onlari tertemiz kil" ümmü seleme sordu; ya Allahin resulü ben de onlardanmiyim? hayir sen hayr üzerindesin.

                          Ebu said el hudri; resulü ekremin 6 ay boyunca fatima ve alinin kapisinda her sabah bu ayeti okumustur diyor. ibn-i abbas da bu hadisi aynen naklediyor.

                          en nisaburi, ibn-i kesir, tebresi, es sevkani, el hakim, ibn-i hacer ve en nebhani gibi ünlü islam alimleride eserlerinde bu konuyu yukaridaki sekilde izah etmislerdir.

                          bütün bu eserlerdeki izahatlarindan ve tarihi gerceklerden yola cikarak su sonuca ulasmak ümümkündür. bu ayeti kerime ile birlikte ileride islam ümmetinin basina gecip onlari hidayete götürecek olan imamlarin, islamin ilk ve temel kaynagi olan kuran ve resul-ü ekremin sünnetiyle berlilenmis oldugunu görüyoruz. öyle ki bu imamlar; cenab-i Allahin istemesiyle her türlü günahtan ve hatadan temizlenmislerdir.

                          arapca lisanina vakif olanlarin da bildigi gibi; "innema" kesinlik ifade etmekte, "yuridullah" Allah kesinlikle istiyor,
                          "ericse" basina getirilen elif-lam harfleriyle belirli bir günahi degilde, bütün günahlari demektedir.

                          ehl-i aba olarak da bilinen ehl-i beytin, cenabi Allah tarafindan kesinlikle bütün hata ve günahlardan arindirilmis olmasi ümmet icin Allah tarafindan bir rahmettir.


                          Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                          Yorum


                            #14
                            Ynt: Salavat ve sefaat

                            PEYGAMBERE VE ONUN EHL-I BEYTINE SALAVAT

                            "hic süphesiz Allah ve melekleri nebiye salavat gönderiyor. ey iman edenler! sizde onun üzerine salavat getirin ve tam bir teslimiyet icinde onu selamlayin" (ahzab 56)

                            Ayette dikkati ceken iki önemli nokta var:
                            1. Allah ve melekleri ona salavat getiriyor. Allahin ve meleklerinin bu salavatlari sadece ayetin indigi güne mi aittir, yoksa Allahin ve meleklerin salavati süreklimidir?
                            eger sadece o güne aittir diye kabul edilecek olursa, oo zaman bu ayetin ta kiyamete kadar kalmasinin hic bir manasi yoktur. kuranda da manasiz birsey oladigina göre bu ayetin hükmü kiyamete kadar devam edecektir.

                            islam ulemasinin müfessirleri fakihleri ve muhaddisleri bu ayetin her asirdaki müslümanlarin, resulü muhammede (s.a.a) salavat getirmeleri konusunda ittifak etmislerdir.

                            bir cokislam fukahasi peygamber ve ehlibeytine salavat getirmeyi namazin sihhatindan saymislardir. namaz kilan bir kimse her gün bes vakit namazda (esselamu aleyke eyyuhennebiyyi) diyerek peygamberi muhatap zamiri ile selamlamaktadir. yani birini huzurunda, canli ve yanindaymis gibi selamliyor. bazi dar düsünceli müslümanlar peygamberin görevi bitmistir onunla hicbir irtibat kurulmaz diyerek hergün bes vakit namazda onu bizzat muhtab alip selamlamaktadirlar. ne yaptigindan gafil bir halde olan bu tipler insanligin gelismesi önünde büyük bir engel olarak durmaktadirlar.

                            Allah, alemlere rahmet olarak gönderdigi rahmet peygamberiyle irtibatin kurulmasi icin, tam bir teslimiyet icinde onu selamlamalarini mümin kullarinda yasadiklari her asirda emretmistir. cünkü peygamber ile irtibatin saglanmasi, tam bir teslimiyet icinde ona salavat getirmekle mümkündür. insanlar da maddi ve manevi kemalete kavusabilmeleri icin rahmet peygamberi olarak gönderdigi resulü Muhammed (s.a.a) ile irtibatin saglanmasini dilemistir.

                            Resulu ekrem ile kurulan irtibat, Allahla irtibatin kurulmasini saglar. yüce Allah söyle buyuruyor "Ya Muhammed (s.a.a) deki: Allahi sevdiginizi iddia ediyorsaniz bana tabi olunuz ki Allah'da sizi sevsin ve günahlariniz da bagislasin" Allah, kullarini sevmesini ve onlari bagislamasini Resulü Muhammede (s.a.a) itaat etmelerine, irtiba kurmalari sartina baglamistir.

                            netice olarak her müminin hedefi allahin kendisinden razi olmasi ve günahlarinin bagislanmasidir. öyleyse hedefine kavusmak isteyen her mümin Resulü ekrem ile irtibat kurmasi zaruretine inanmasi ve irtibat kurmasi gerekir.


                            Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                            Yorum


                              #15
                              Ynt: Salavat ve sefaat

                              "kim Allaha ve resulüne itaat ederse, iste onlar Allahin kendilerine lütuflarda bulundugu peygambelrer, siddiklar, sehitler ve salih kisilerle beraberdirler. bunlar ne güzel arkadastirlar" (nisa 69)

                              insanlarin dünya ve ahirette gercek mutlulugu yakalamalarinin sadece Allaha ve onun resulüne itaatle mümkün olacagi, yukarida meallerini yazdigimiz ayetlerde de acikca görünmektedir.

                              "ey inananlr, hayat verecek seylere sizi cagirdigi zaman, Allah ve resulüne uyun. ve bilin ki Allah kisi ile onun kalib arasina girer. ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksiniz" (enfal 24)

                              insanlara hayat verecek, ölü kalpleri diriltecek, onlari dünya ve ahirette saadete kavusturacak olan Allah ve resulünün emirlerine kulak vermek ve itaat etmektir. süphesiz Allah ve resulünün her emir ve yasaginda bir hikmet ve hayat vardir. islamin hayat ve kurtulus dini olarak bilinmesi bu yüzdendir.

                              "hic süphesiz Allah ve melekleri nebiye salavat getiriyorlar. ey iman edenler sizde onun üzerine salavat getirin ve tam bir teslimiyet icinde onu selamlayin" (ahzab 56)

                              tüm noksan sifatlardan münezzeh olan Allah, kulu ve habibi muhammede (s.a.a) salavat getirdigini bildiriyor ve onu rahmetiyle kusatiyor ve onu korumasi altina aliyor.

                              meleklerde sani yüce peygambere salavat getiriyor ve Allahtan resulü ekreme rahmet diliyorlar.

                              Allah, müminlere de REsulü Muhammede (s.a.a) salavat getirmelerini emrediyor ve tam bir teslimiyet icinde onu selamlamalarini ve ona itaat etmelerini istiyor.

                              bu ayeti celile ile Allah resulünün azamet ve büyüklügünü insanliga beyan ediyor ve bu vesileyle onun rahmet peygamberi oldugunu haber veriyor.

                              "biz seni ancak alemlere rahmet olasin diye gönderdik" Allahin salat ve selamina mazhar olan resulü ekrem beseriyete hayat bahseden bir rahmet peygamberi oldugu bu ayeti celile ile teyid edilmektedir. ilahi rahmet okyanusundan insanlarin ölmüs kalplerine yagmur taneleri gibi irki ve kabilevi taassuplari yüzünden birbirini öldüren cahil toplumu bir araya getirerek kardes yapan, kizlarini diri diri topraga gömen, kadini esya gibi kullanan ve ona asla deger vermeyen bir zihniyeti aradan kaldiran ve kadina gercek kimligini veren, seytani ve taguti düzenlerin zulmüne ugrayan mazlumlairn elinden tutan ve insanlari bagimsizlik ve hürriyet yolunu gösteren rahmet peygamberine bizzat Allah salavat getiriyor.


                              Biliyorsan buyur konus...konusta feyiz alsinlar...bilmiyorsan tut dilini seni bir adam saysinlar

                              Yorum

                              YUKARI ÇIK
                              Çalışıyor...
                              X