Duyuru

Daraltma
Henüz duyuru yok.

Gadiri Hum Hadisi

Daraltma
Bu sabit bir konudur.
X
X
 
  • Filtre
  • Zaman
  • Göster
Hepsini Temizle
yeni gönderiler

    Gadiri Hum Hadisi

    BİSMİLLAHİR RAHMANİR RAHİM
    HAMD OLSUN ALEMLERİN RABBİNE
    VE SELAM OLSUN MEVLAMIZ MUHAMMEDE VE TERTEMİZ EHLİ BEYTİNE

    Gadiri Hum hadisi avamından alimine tüm müslümanların bildiği, üzerinde hiç bir şüphe olmayan ve ahmaklar hariç kimsenin inkar edemeyeceği mütevatir bir hadistir. bu olay Rasulullah s.a.a’in veda haccını bitirip Medine’ye döndüğü zaman Cuhfe denen yerde yaşanmıştır. burada Allah c.c Rasulü s.a.a’e Tebliğ (Maide 67) ayetini indirmiş ve kendisine bildirileni tebliğ etmesini emretmiş, bunun üzerine Rasulullah s.a.a Gadiri Hum hutbesini irad etmiş, sahabeler Hz. Ali’yi tebrik etmiş ve nihayet İkmal (Maide 3) ayeti nazil olmuştur. inşaAllah bu çalışmamızda hadisin geçtiği kaynaklar, hadisin kendilerinden rivayet edildiği imamlar a.s ve sahabeler r.a, hadisin sıhhat durumu hakkında sizlere bilgi vereceğiz.

    #2
    Ynt: Gadiri Hum Hadisi

    1. sünni kaynaklarında:

    1. imam Ali a.s hadisi: ehli sünnet muhaddislerinden Ahmed, ibni Ebu Asim, Nesai, ibni Hacer ve başkaları bu hadisi değişik senedlerle imam Ali a.s’dan rivayet etmiştirler.


    [img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/09/gadir-hadisi-ibni-hacer.jpg[/img][img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/09/gadir-hadisi-ibni-hacer1.jpg[/img]

    resimde gördüğünüz ehli sünnet muhaddislerinden ibni Hacer el-Askalani’nin "Metalibul Aliyye" adlı kitabıdır, işaretlediğim yerde şu ifadeler var:
    • [li]وَقَالَ إِسْحَاقُ : أَخْبَرَنَا أَبُو عَامِرٍ الْعَقَدِيُّ ، عَنْ كَثِيرِ بْنِ زَيْدٍ ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عُمَرَ بْنِ عَلِيٍّ ، عَنْ أَبِيهِ ، عَنْ عَلِيٍّ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ ، قَالَ : إِنَّ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم حَضَرَ الشَّجَرَةَ بِخُمٍّ ، ثُمَّ خَرَجَ آخِذًا بِيَدِ عَلِيٍّ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ : أَلَسْتُمْ تَشْهَدُونَ أَنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى رَبُّكُمْ ؟ قَالُوا : بَلَى ، قَالَ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وسَلَّمَ : أَلَسْتُمْ تَشْهَدُونَ أَنَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ أَوْلَى بِكُمْ مِنْ أَنْفُسِكُمْ ، وَأَنَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ أَوْلِيَاؤُكُمْ ؟ فَقَالُوا : بَلَى قَالَ : فَمَنْ كَانَ اللَّهُ وَرَسُولُهُ مَوْلاَهُ ، فَإِنَّ هَذَا مَوْلاَهُ ، وَقَدْ تَرَكْتُ فِيكُمْ مَا إِنْ أَخَذْتُمْ بِهِ لَنْ تَضِلُّوا : كِتَابُ اللَّهِ تَعَالَى ، سَبَبُهُ بِيَدِهِ ، وَسَبَبُهُ بِأَيْدِيكُمْ ، وَأَهْلُ بَيْتِي
      İshak dedi ki: Ebu Amr bana Kesir b. Ziyad'dan, o Muhammed b. Ömer'den, o babası Ömer b. Ali'den, o da Ali b. Ebu Talib'den haber verdi, dedi ki: «Rasulullah s.a.a Gadiri Hum'da benim elimden tuttu ve dedi ki: "Allah Teala'nın sizin Rabbiniz olduğuna şehadet ediyormusunuz?" dediler ki: "evet ya Rasulullah." Rasulullah s.a.a dedi ki: "Allah ve Rasulü'nün sizlere kendi nefislerinizden daha evla olduğuna şehadet ediyormusunuz? ve Allah ve Rasulü'nün sizin veliniz olduğuna?" dediler ki: "evet ya Rasulullah." Rasulullah s.a.a şöyle buyurdu: "Allah ve Rasulü kimin mevlasıya bu (Ali) da onun mevlasıdır. ve ben size iki emanet bırakıyorum ki, onlara sarıldıkca asla sapmayacaksınız, Allah Tealanın Kitabı ve İtretim Ehli Beytim."
      [/li]


    hadisten sonra ibni Hacer diyor ki:


    sünnilerin bir başka hadis alimi olan Busayri de bu hadisi kendi kitabında aktardıktan sonra hadis hakkında diyor ki:


    imam Ali a.s'dan gelen bir başka Gadiri Hum hadisini ise Nesai ile Ahmed rivayet etmiştir ki, burada imam Ali a.s bu hadis için sahabeleri şahitliğe davet etmiş ve onlardan bir çok sahabe buna şehadet getirmiştir.

    [img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/09/gadir-hadisi-hasais.jpg[/img][img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/09/gadir-hadisi-hasais1.jpg[/img][img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/09/gadir-hadisi-hasais2.jpg[/img][img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/09/gadir-hadisi-hasais3.jpg[/img][img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/09/gadir-hadisi-hasais4.jpg[/img][img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/09/gadir-hadisi-hasais5.jpg[/img][img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/09/gadir-hadisi-hasais6.jpg[/img]

    resimde gördüğünüz ehli sünnetin büyük imamı, kutubi sitte imamlarından Nesainin "Hasais" adlı kitabıdır, işaretlediğim yerde şu ifadeler var:
    • [li]أخبرنا احمد بن شعيب قال : أخبرني هارون بن عبد الله البغدادي الحبال ، قال : حدثنا مصعب بن المقدام ، قال : حدثنا فطر بن خليفة ، عن ابي الطفيل وأخبرنا أبو داود قال : حدثنا محمد بن سليمان ، حدثنا فطر عن ابي الطفيل ، عن عامر بن وائلة قال : جمع علي الناس في الرحبة فقال لهم : انشد بالله كل امرئ مسلم سمع رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول : يوم غدير خم : ألستم تعلمون اني اولى المؤمنين من انفسهم وهو قائم ثم اخذ بيد علي فقال : من كنت مولاه فعلي مولاه ، اللهم وال من والاه وعاد من عاداه . قال أبو الطفيل : فخرجت وفي نفسي منه شئ فلقيت زيد بن ارقم واخبرنا فقال : تشك أنا سمعته من رسول الله صلى الله عليه وسلم واللفظ لابي داود
      bana Harun b. Abdullah el-Bağdadi haber verdi, dedi ki: bana Musab b. Mikdadm anlattı, dedi ki: Fıtr b. Halife bana Ebu Tufeyl'den anlattı ve bana Ebu Davud haber verdi, dedi ki: bana Muhammed b. Süleyman anlattı, dedi ki: Fıtr bana Ebu Tufeyl Amr b. Vasile'den anlattı, dedi ki: Ali insanları Rahbe'de bir yere topladı ve onlara dedi ki: «Allah için aranızda Rasulullah s.a.a'in Gadiri Hum günü ayakta, benim elimden tutmuş halde "ben size kendi nefsinizden daha evla değil miyim? ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır. Allah'ım! ona dost olana dost, düşman olana düşman ol." dediğini duyan bir müslüman var mı?» (ravi) Ebu Tufeyl dedi ki: «ben nefsimde bir şey (kuşku) olduğu halde oradan ayrıldım ve Zeyd b. Erkam'ın yanına gelip ona anlattım, o dedi ki: "buna şüphe mi ediyorsun? ben bunu Rasulullah s.a.a'den duydum."»

      أخبرنا احمد بن شعيب ، قال : اخبرنا الحسين بن حريث المروزي ، قال : اخبرنا الفضل بن موسى ، عن الاعمش ، عن ابي اسحاق عن سعيد بن وهب قال : قال علي كرم الله وجهه في الرحبة : أنشد بالله من سمع رسول الله صلى الله عليه وسلم يوم غدير خم يقول : ان الله ورسوله ولي المؤمنين ، ومن كنت وليه فهذا وليه ، اللهم وال من والاه وعاد من عاداه ، وانصر من نصره . قال : فقال سعيد : قام إلى جنبي ستة ، وقال زيد بن يثيع : قام عندي ستة ، وقال عمرو ذي مر : احب من أحبه وأبغض من أبغضه وساق الحديث . رواه اسرائيل عن اسحاق عن عمرو ذي مر
      bana Hüseyin b. Haris haber verdi, dedi ki: Fudeyl b. Musa bana Ameş'den, o Ebu İshak'dan, o da Said b. Veheb'den haber verdi, dedi ki: Ali k.v Rahbede dedi ki: «Allah için sizlerden kim Rasulullah s.a.a'in Gadiri Hum günü "Allah ve Rasulü müminlerin velisidir ve ben kimin velisi isem bu (Ali) de onun velisidir. Allahım! onu seveni sev, ona düşman olana düşman ol ve ona yardım edene yardım et." dediğini duydu?» Said b. Veheb dedi ki: "benim yanımdan 6 kişi kalktı." ve Zeyd b. Yüsey dedi ki: "benim yanımdan da 6 kişi kalktı."

      أخبرنا احمد بن شعيب ، قال : اخبرنا علي بن محمد بن علي ، قال : حدثنا خلف بن تميم ، قال : حدثنا اسرائيل ، قال : حدثنا ابو اسحاق ، عن عمرو ذي مر قال : شهدت عليا بالرحبة ينشد اصحاب محمد : أيكم سمع رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول يوم غدير خم ما قال ؟ فقام اناس فشهدوا انهم سمعوا رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول : من كنت مولاه فعلي مولاه ، اللهم وال من والاه ، وعاد من عاداه ، واحب من احبه ، وابغض من ابغضه ، وانصر من نصره
      bana Ali b. Muhammed b. Ali haber verdi, dedi ki: baa Halef b. Temim anlattı, dedi ki: bana İsrail anlattı, dedi ki: Ebu İshak bana Amr Zimur'dan anlattı, dedi ki: Ali'nin Rahbe'de Muhammed s.a.a'in ashabına yemin vererek şöyle dediğini gördüm: «hanginiz Gadiri Hum günü söylediklerini duydunuz?» bunun üzerine insanlar kalkarak Rasulullah s.a.a'in "ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır. Allah'ım! ona dost olana dost, düşman olana düşman ol. onu seveni sev ve ona buğz edene buğz et. ona yardım edene yardım et." dediğini duyduklarına şehadet ettiler.

      أخبرنا يوسف بن عيسى ، قال : أخبرنا الفضيل بن موسى قال : حدثنا الاعمش ، عن ابي اسحاق ، عن سعيد بن وهب ، قال : قال علي رضي الله عنه في الرحبة : أنشد بالله من سمع رسول الله صلى الله عليه وسلم يوم غدير خم يقول : الله وليي وانا ولي المؤمنين ، ومن كنت وليه فهذا وليه ، اللهم وال من والاه وعاد من عاداه وانصر من نصره ، فقال سعيد : إلى جنبي ستة ، وقال حارثة بن نصر : قام ستة ، وقال زيد بن يثيغ : قام عندي ستة ، وقال عمرو ذو مر : أحب من أحبه وابغض من أبغضه
      bana Yusuf b. İsa haber verdi, dedi ki: bana Fudeyl b. Musa haber verdi, dedi ki: Ameş bana Ebu İshak'dan, o da Said b. Veheb'den anlattı, dedi ki: Ali k.v Rahbede dedi ki: «Allah için sizlerden kim Rasulullah s.a.a'in Gadiri Hum günü "Allah ve Rasulü müminlerin velisidir ve ben kimin velisi isem bu (Ali) de onun velisidir. Allahım! onu seveni sev, ona düşman olana düşman ol ve ona yardım edene yardım et." dediğini duydu?» Said b. Veheb dedi ki: "benim yanımdan 6 kişi kalktı." Haris b. Nasr dedi ki: "benim yanımdan da 6 kişi kalktı." ve Zeyd b. Yüsey dedi ki: "benim yanımdan da 6 kişi kalktı."

      Nesai, "Hasais", sayfa 81-82, hadis 88; sayfa 85-86, hadis 93-93; sayfa 119-120, hadis 151
      [/li]


    hadisi Ahmed b. Hanbel "Müsned", 4/379, hadis 19321'de ve "Fedail es-Sahabe", 2/849,hadis 1167'de Ebu Tufeyl r.a'dan rivayet etmiştir. hadisin sıhhatine gelince, Nesai ve Ahmed'in senedlerindeki tüm raviler sika (güvenilir), isnadlar muttasıldır. Nesai'nin "Hasais" kitabının muhakkiki Ebu İshak el-Huveyni yukarıda eklediğim resimlerde de olduğu gibi hadislerin sahih olduğunu söylemiştir. aynı şekilde Ahmed b. Hanbel'in "Müsned" kitabının muhakkiki Şuayb el-Arnaut hadis hakkında diyor ki:
    • [li]تعليق شعيب الأرنؤوط: إسناده صحيح رجاله ثقات رجال الشيخين غير فطر بن خليفة فمن رجال أصحاب السنن وروى له البخاري مقرونا
      Şuayb el-Arnaut: isnadı sahih, ricalleri Fatr b. Halef hariç sikattan (güvenilirlerden), Buhari ve Müslimin ricallerindendir ki, o da Sünen ashabnının ricalindendir.

      Ahmed b. Hanbel, "Müsned", 4/379, hadis 19321
      [/li]


    yine Ahmed b. Hanbel'in diğer kitabı "Fedail es-Sahabe"nin muhakkiki Vasiyullah b. Muhammed Abbas diyor ki:


    sünni hadis ve tefsir alimi olan ibni Kesir de bu hadisi "el-Bidaye ven-Nihaye" adlı kitabında hadisi Nesai'den naklen rivayet ettikten sonra hadis hakkında diyor ki:


    nasibilerin son dönem muhaddislerinden olan el-Elbani de hadis hakkında diyor ki:
    • [li]أخرجه أحمد (4/370) و ابن حبان في "صحيحه" (2205 - موارد الظمآن) و ابن أبي عاصم (1367 و 1368) و الطبراني (4968) و الضياء في "المختارة" (رقم - 527 بتحقيقي) . قلت: و إسناده صحيح على شرط البخاري . و قال الهيثمي في "المجمع" (9/104): رواه أحمد و رجاله رجال الصحيح غير فطر بن خليفة و هو ثقة
      (bu hadisi) Ahmed, ibni Hibban "Sahih"te, ibni Ebi Asim, Taberani ve (Busayri) "Muhtara"da rivayet etmiştir. (ben el-Elbani) derim ki: hadisin isnadı Buharinin şartlarına göre sahihtir ve Heysemi "Mecmeuz Zevaid"de rivayet ettikten sonra şöyle demiştir: "Ahmed rivayet etmiştir, Fatr b. Halef hariç ricalleri "Sahih"in ricalleridir ki, o da güvenilirdir"

      el-Elbani, "Silsileti ahadis es-Sahiha", 4/331
      [/li]


    bu sahih hadisten gördüğümüz üzere imam Ali a.s kendisi bu rivayeti aktarıp sahabelerden şehadet etmelerini istemektedir. 4-cü rivayette olduğu gibi sahabeden 18 kişi ve 1-ci rivayette olduğu gibi sahabe Zeyd b. Erkam r.a bunu Rasulullah s.a.a'den duyduklarına şehadet etmiştirler ki, bunu da sahabe Ebu Tufeyl rivayet etmektedir. bu ise 21 sahabenin (imam Ali, Zeyd b. Erkam, Ebu Tufeyl ve 18 kişi) Gadiri Hum hadisini aktardığını göstermektedir ki, bu Gadiri Hum hadisinin tevatürünün ıspatı için yeterlidir.

    2-3. Ebu Tufeyl ve Zeyd b. Erkam hadisi: yukarıda aktardığımız hadislerde imam Ali a.s'ın sözüne Zeyd b. Erkam'ın şehadet ettiğini ve bunu da Ebu Tufeyl'in rivayet ettiğini zaten görmüştük. burada ise bu 2 sahabeden r.a gelen diğer hadisleri paylaşacağız.


    [img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/09/gadir-hadisi-hasais.jpg[/img][img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/09/gadir-hadisi-hasais7.jpg[/img][img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/09/gadir-hadisi-hasais8.jpg[/img]

    resimde gördüğünüz ehli sünnetin büyük imamı, kutubi sitte imamlarından Nesainin "Hasais" adlı kitabıdır, işaretlediğim yerde şu ifadeler var:
    • [li]أخبرنا محمد بن المثنى قال ثنا يحيى بن حماد قال ثنا أبو عوانة عن سليمان قال ثنا حبيب بن أبي ثابت عن أبي الطفيل عن زيد بن أرقم قال: لما رجع رسول الله صلى الله عليه وسلم عن حجة الوداع ونزل غدير خم أمر بدوحات فقممن ثم قال: «كأني قد دعيت فأجبت، إني قد تركت فيكم الثقلين أحدهما أكبر من الآخر كتاب الله وعترتي أهل بيتي فانظروا كيف تخلفوني فيهما فإنهما لن يتفرقا حتى يردا علي الحوض» ثم قال: «إن الله مولاي وأنا ولي كل مؤمن» ثم أخذ بيدي علي فقال: «من كنت وليه فهذا وليه، اللهم وال من والاه وعاد من عاداه»
      bana Muhammed b. Müsenna haber verdi, dedi ki: bana Yahya b. Hammad anlattı, dedi ki: Ebu Avane bana Süleyman'dan anlattı, dedi ki: Habib b. Ebi Sabit bana Ebu Tufeyl'den, o da Zeyd b. Erkam'dan anlattı, dedi ki: «Rasulullah s.a.a veda haccından dönüp Gadir Hum denilen mevkide konakladığında, gölgelik ağaçların altının süpürülüp temizlenmesini emretti. Temizlik yapıldıktan sonra şöyle buyurdu: "Sanki davet edilmiş ve davete icabet edecek ğibiyim! Sizlere birisi diğerinden daha büyük iki paha biçilmez emanet bırakıyorum. Allah’ın Kitabı ve İtretim, Ehli Beytim. Benden sonra onlara nasıl davranacağınıza dikkat edin. Çünkü onlar, havuz başında benimle kavuşana dek birbirlerinden asla ayrılmayacaklar!" sonra dedi ki: "Şüphesiz, Allah benim mevlam, ben de bütün müminlerin velisiyim." Daha sonra Ali'nin elinden tutarak dedi ki: "Ben kimin mevlası isem, bu da onun mevlasıdır! Allah’ım! Onu seveni sen de sev, ona düşman olana sen de düşman ol!"»

      فقلت لزيد: سمعته من رسول الله صلى الله عليه وسلم؟ قال: ما كان في الدوحات رجل إلا رآه بعينه وسمعه بإذنه
      Ebu Tufeyl dedi ki: Zeyd’e "Bunu Allah’ın Rasulü’nden s.a.a gerçekten duydun mu!?" diye sorunca şu cevabı verdi: "Evet, o gün ağaçların altında olupta bunları gözleriyle görmeyen ve kulaklarıyla duymayan hiç kimse yok!"

      Nesai, "Hasais", sayfa 72-73, hadis 74
      [/li]


    hadisi yine Nesai "Sünenul Kubra", 5/148 ve "Fedail es-Sahabe", hadis 45'de aynı sened ile; Tahavi "Şerhi Müşkilil Asar", 5/18-19, hadis 1765'de Nesai'den naklen; Taberani "Mucem el-Kebir", 5/166, hadis 4969'da kendi senedi ile; Hakim en-Nişaburi "Müstedrek", 3/118, hadis 4576'da rivayet etmiştir.

    hadisin sıhhatine gelince, hadisin senedi ehli sünnet nezdinde en sahih senedlerdendir ve sünnilerin büyük muhaddisleri bu senedin sıhhatine hüküm vermiştirler. Nesai'nin "Hasais" kitabını tahkik eden Şeyh Ebu İshak el-Huveyni hadis hakkında diyor ki:



    sünni tefsir ve tarih alimi olan ibni Kesir bu hadisi "el-Bidaye ven Nihaye" adlı kitabında Nesai'den aktardıktan sonra diyor ki:


    yine hadisi Nesai'den naklen kendi kitabında aktaran Tahavi hadis hakkında diyor ki:


    hadisi kendi kitabında rivayet eden Hakim hadisin sıhhati hakkında diyor ki:
    • [li]هذا حديث صحيح على شرط الشيخين و لم يخرجاه بطوله
      شاهده حديث سلمة بن كهيل عن أبي الطفيل أيضا صحيح على شرطهما
      (Hakim): bu hadis Şeyheynin şartına göre sahihtir fakat rivayet etmemiştirler. Seleme b. Kuheylin Ebu Tufeylden olan rivayeti de aynı ile Şeyheynin şartına göre sahihtir.

      Hakim en-Nişaburi, "Müstedrek", 3/118, hadis 4576
      [/li]


    4. Bera b. Azib hadisi: onun hadisini ise kutubi sitte imamlarından ibni Mace rivayet etmiştir.

    [img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/09/gadir-hadisi-ibni-mace.jpg[/img][img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/09/gadir-hadisi-ibni-mace1.jpg[/img]

    resimde gördüğünüz ehli sünnetin büyük hadis imamı, kutubi sitte imamlarından ibni Mace'nin "Sünen" adlı kitabıdır, işaretlediğim yerde şu ifadeler var:
    • [li]حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا أَبُو الْحُسَيْنِ أَخْبَرَنِي حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ عَلِيِّ بْنِ زَيْدِ بْنِ جُدْعَانَ عَنْ عَدِيِّ بْنِ ثَابِتٍ عَنْ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ قَالَ أَقْبَلْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي حَجَّتِهِ الَّتِي حَجَّ فَنَزَلَ فِي بَعْضِ الطَّرِيقِ فَأَمَرَ الصَّلَاةَ جَامِعَةً فَأَخَذَ بِيَدِ عَلِيٍّ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ فَقَالَ أَلَسْتُ أَوْلَى بِالْمُؤْمِنِينَ مِنْ أَنْفُسِهِمْ قَالُوا بَلَى قَالَ أَلَسْتُ أَوْلَى بِكُلِّ مُؤْمِنٍ مِنْ نَفْسِهِ قَالُوا بَلَى قَالَ فَهَذَا وَلِيُّ مَنْ أَنَا مَوْلَاهُ اللَّهُمَّ وَالِ مَنْ وَالَاهُ اللَّهُمَّ عَادِ مَنْ عَادَاهُ
      bana Ali b. Muhammed anlattı, dedi ki: bana Ebul Hüseyin anlattı, dedi ki: Hammad b. Seleme bana Ali b. Ziyad b. Cadan'dan, o Adi b. Sabit'den, o da Bera b. Azib'den alattı, dedi ki: «Biz Rasulullah s.a.a'in ifa etmiş olduğu hac seferinde beraberinde yola çıkmıştık. O, yolun bir semtinde, konakladı da cemaatla namaz kılma emrini verdi. Daha sonra Ali r.a'ın elini tuttu ve dedi ki: "Ben müminlere, kendi nefislerinden evla değil mi yim?" (sahabeler) dediler ki: "evet." Rasulullah s.a.a dedi ki: "Ben her mümine, kendi nefsinden evla değilmiyim?" (sahabeler) dediler ki: "evet." Rasulullah s.a.a dedi ki: "ben kime kendi nefsinden daha evla isem bu da onun mevlasıdır. Allahım ona dost olan dost, düşman olana düşman ol."»

      ibni Mace, "Sünen", 1/43, Mukaddime, hadis 116
      [/li]


    5. Ebu Eyyub el-Ensari hadisi: onun hadisini ibni Ebi Şeybe, Ahmed ve Taberani rivayet etmiştirler.

    [img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/09/gadir-hadisi-ahmed.jpg[/img]

    resimde gördüğünüz sünni hadis alimlerinden Ahmed b. Hanbel'in "Fedail es-Sahabe" adlı kitabıdır, işaretlediğim yerde şu ifadeler var:
    • [li]حدثنا عبد الله قال حدثني أبي قثنا يحيى بن آدم قثنا حنش بن الحارث بن لقيط النخعي عن رياح الحارث قال جاء رهط إلى علي بالرحبة فقالوا السلام عليك يا مولانا فقال كيف أكون مولاكم وأنتم قوم عرب قالوا سمعنا رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول يوم غدير خم من كنت مولاه فهذا مولاه
      bana Yahya b. Adem anlattı, dedi ki: ibni Haris en-Nehai bana Riyah el-Haris'den anlattı, dedi ki: «Birkaç kişi, Küfe mescidinin avlusunda duran Hz. Ali'nin yanına gelerek şöyle dediler: "Selam sana ey mevlamız." Hz. Ali, onlara dedi ki: "siz Arap bir kavimsiniz, nasıl sizin mevlanız olabilirim?" dediler ki: "Gadiri Hum gününde Rasulullah s.a.a'ın şöyle dediğini duyduk: Ben kimin mevlası isem şu Ali de onun mevlasıdır."

      قال رياح فلما مضوا اتبعتهم فسألت من هؤلاء قالوا نفر من الأنصار فيهم أبو أيوب الأنصاري
      Riyah el-Haris dedi ki: «O adamlar oradan ayrılıp gittiklerinde ben de peşlerine takıldım. Onların kim oldğunu sorduğumda dediler ki: "biz Ensar'dan bir topluluğuz." aralarında Ebu Eyyüb el-Ensari de vardı.»

      Ahmed b. Hanbel, "Fedail es-Sahabe", 2/707, hadis 967
      [/li]


    hadisi ibni Ebi Şeybe, "Musannaf", 10/481, hadis 32671'de; Taberani, "Mucem el-Kebir", 4/173, hadis 4053'de rivayet etmiştirler. hadisin senedindeki raviler sika (güvenilir) ve isnadları muttasıldır. Ahmed b. Hanbel'in "Fedail es-Sahabe" kitabını tahkik etmiş olan Vasiyullah b. Muhammed Abbas hadis hakkında diyor ki:


    yine bu hadisi "Mecmeuz Zevaid" adlı kitabında Ahmed ve Taberaniden rivayet eden Heysemi hadis hakkında diyor ki:


    nasibilerin son devir şeyhlerinden el-Elbani bu hadisi rivayet ettikten sonra şöyle diyor:
    • [li]أخرجه أحمد ( 5 / 419 ) و الطبراني ( 4052 و 4053 ) من طريق حنش بن الحارث بن لقيط النخعي الأشجعي عن رياح بن الحارث . قلت : و هذا إسناد جيد رجاله ثقات
      Ahmed ve Taberani Hanşun b. Haris b. Kayt en-Nehai el-Eşcei tarki ile Rebah b. Hars'dan rivayet etmiştir. derim ki: "bu sened ceyyid (güzel)'dir ve ricalleri sikattan (güvenilirlerden)'dir."

      el-Elbani, "Silsiletu ahaid es-Sahiha", 4/340
      [/li]


    6. Sad b. Ebu Vakkas hadisi: onun hadisini Nesai "Hasais" kitabında rivayet etmiştir.

    [img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/09/gadir-hadisi-hasais.jpg[/img][img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/09/gadir-hadisi-hasais9.jpg[/img]

    resimde gördüğünüz ehli sünnetin büyük imamı, kutubi sitte imamlarından Nesainin "Hasais" adlı kitabıdır, işaretlediğim yerde şu ifadeler var:
    • [li]اخبرنا زكريا بن يحيى ، قال حدثنا نصر بن علي ، قال : حدثنا عبد الله بن داود ، عن عبد الواحد بن أيمن عن ابيه ، ان سعدا قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : من كنت مولاه فعلي مولاه
      bana Zekeriyya b. Yahya haber verdi, dedi ki: bana Nasr b. Ali anlattı, dedi ki: Abdullah b. Davud bana Abdulvahid b. Eymen'den, o da babasından anlattı, dedi ki: Sad dedi ki: Rasulullah s.a.a dedi ki: "ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır."
      [/li]


    hadisten sonra kitabın muhakkiki Ebu İshak el-Huveyni hadis hakkında diyor ki:


    7. Ebu Hureyre hadisi: onun hadisini Hatib el-Bağdadi, ibni Merdeveyh ve ibni Asakir rivayet etmiştirler.

    [img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2012/08/ikmal-bagdadi.jpg[/img][img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2012/08/ikmal-bagdadi1.jpg[/img]

    resimde gördüğünüz ehli sünnet hadis ve tarih alimi Hatib el-Bağdadi’nin “Tarihul Bağdad” adlı kitabıdır. işaretlenmiş yerde şu ifadeler var:
    • [li]نا عبد الله بن علي بن محمد بن بشران أنا علي بن عمر الحافظ أنا أبو حبشون بن موسى بن ايوب الخلال نا علي بن سعيد الرملي نا ضمرة بن ربيعة القرشي عن ابن شوذب عن مطر الوراق عن شهر بن حوشب عن ابي هريرة قال من صام يوم ثماني عشرة من ذي الحجة كتب له صيام ستين شهرا وهو يوم غدير خم لما اخذ النبي ( صلى الله عليه و سلم ) بيد علي بن أبي طالب فقال ألست ولي المؤمنين قالوا بلى يا رسول الله قال من كنت مولاه فعلي مولاه فقال عمر بن الخطاب بخ بخ لك يا ابن أبي طالب أصبحت مولاي ومولى كل مسلم فأنزل الله عز و جل ” اليوم أكملت لكم دينكم “ ومن صام يوم سبعة وعشرين من رجب كتب له صيام ستين شهرا وهو أول يوم نزل جبريل بالرسالة
      ...Şehr b. Havşeb Ebu Hureyre’den dedi ki: Her kim Zilhiccenin on sekizinde oruç tutarsa, karşılığında Allah-u Teala ona altı ay oruç tutmuş gibi sevap yazar. O gün Gadir-i Hum günüdür, o gün, Rasulullah s.a.a, Ali b. Ebu Talib’in elinden tutarak şöyle buyurdular: "Acaba ben Mü’minlerin velisi değil miyim?" hazır olanlar: "Evet, öylesin ey Allah’ın Rasulü" diye cevap verdiler. Devamında buyurdular: "Ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır." Ondan sonra Ömer b. Hattab şöyle dedi: "Ne mutlu sana, ne mutlu sana ey Ebu Talib’in oğlu sen, benim ve bütün müslümanların mevlası oldun." Daha sonra "Bu gün dininizi sizlere kamil ettim..." ayeti nazil oldu. Kim Recep ayının yirmi yedisinde oruç tutarsa, ona altı ayın orucunun sevabı yazılır. Bu gün, Cebrail a.s’in Hz. Muhammed’e s.a.a ilk vahyi getirdiği gündür.

      Hatib el-Bağdadi, "Tarihul Bağdad", 9/222
      [/li]


    bu hadisin senedi de sahihtir, hadisin sıhhatine itiraz edenlere cevap için bkz: İkmal ayeti | آية إكمال

    sonuç olarak, bu kısa araştırmada ortaya koyduğumuz üzere bu hadis sahabeden 25 kişiden rivayet edilmiştir ve her sahabeden de bir kaç değişik sened ile gelmiştir. yani hadisin mütevatirliği konusunda en ufak bir şüphe bile mevcut değildir ve hatta İslam tarihi, fıkhı, akaidi, Kur'an tefsiri ve bu gibi konularda bu hadis gibi çok sened ile rivayet edilmiş hadis mevcut değildir.

    velhamdulillahi Rabbil alemin.

    Yorum


      #3
      Ynt: Gadiri Hum Hadisi

      2. Şia kaynaklarında:

      1-2. Huzeyfe b. Esid ve Ebu Tufeyl r.a hadisi: bu hadisi Şeyh Saduk r.a "Hisal" kitabında rivayet etmiştir.


      [img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/04/sakaleyn-hisal.jpg[/img][img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/04/sakaleyn-hisal1.jpg[/img][img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/04/sakaleyn-hisal2.jpg[/img][img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/04/sakaleyn-hisal3.jpg[/img]
      • [li]resimde gördüğünüz Şeyh Saduk r.a’ın "Hisal" adlı kitabıdır, işaretlediğim yerde şu ifadeler var:

        حدثنا محمد بن الحسن بن أحمد بن الوليد رضي الله عنه قال: حدثنا محمد بن - الحسن الصفار، عن محمد بن الحسين بن أبي الخطاب، ويعقوب بن يزيد جميعا، عن محمد بن أبي عمير، عن عبد الله بن سنان، عن معروف بن خربوذ، عن أبي الطفيل عامر بن واثلة، عن حذيفة بن أسيد الغفاري قال: لما رجع رسول الله صلى الله عليه وآله من حجة الوداع ونحن معه أقبل حتى انتهى إلى الجحفة فأمر أصحابه بالنزول فنزل القوم منازلهم، ثم نودي بالصلاة فصلى بأصحابه ركعتين، ثم أقبل بوجهه إليهم فقال لهم: إنه قد نبأني اللطيف الخبير أني ميت وأنكم ميتون، وكأني قد دعيت فأجبت وأني مسؤول عما أرسلت به إليكم، وعما خلفت فيكم من كتاب الله وحجته وأنكم مسؤولون، فما أنتم قائلون لربكم؟ قالوا: نقول: قد بلغت ونصحت وجاهدت - فجزاك الله عنا أفضل الجزاء - ثم قال لهم: ألستم تشهدون أن لا إله إلا الله وأني رسول الله إليكم وأن الجنة حق؟ وأن النار حق؟ وأن البعث بعد الموت حق؟ فقالوا: نشهد بذلك، قال: اللهم اشهد على ما يقولون، ألا وإني أشهدكم أني أشهد أن الله مولاي، وأنا مولى كل مسلم، وأنا أولى بالمؤمنين من أنفسهم، فهل تقرون لي بذلك، وتشهدون لي به؟ فقالوا: نعم نشهد لك بذلك، فقال: ألا من كنت مولاه فإن عليا مولاه وهو هذا، ثم أخذ بيد علي عليه السلام فرفعها مع يده حتى بدت آباطهما: ثم: قال: اللهم وال من والاه، وعاد من عاداه، وانصر من نصره واخذل من خذله، ألا وإني فرطكم وأنتم واردون علي الحوض، حوضي غدا وهو حوض عرضه ما بين بصرى وصنعاء فيه أقداح من فضة عدد نجوم السماء، ألا وإني سائلكم غدا ماذا صنعتم فيما أشهدت الله به عليكم في يومكم هذا إذا وردتم علي حوضي، وماذا صنعتم بالثقلين من بعدي فانظروا كيف تكونون خلفتموني فيهما حين تلقوني؟ قالوا: وما هذان الثقلان يا رسول الله؟ قال: أما الثقل الأكبر فكتاب الله عز وجل، سبب ممدود من الله ومني في أيديكم، طرفه بيد الله والطرف الآخر بأيديكم، فيه علم ما مضى وما بقي إلى أن تقوم الساعة، وأما الثقل الأصغر فهو حليف القرآن وهو علي بن أبي طالب و عترته عليهم السلام، وإنهما لن يفترقا حتى يردا علي الحوض
        bana Muhammed b. Hasan b. Velid r.a anlattı, dedi ki: Muhammed b. Hasan es-Saffar bana Muhammed b. Hüseyin b. Ebul Hattab ve Yakub b. Yezid’den, onlar Muhammed b. Ebu Umeyr’den, o Abdullah b. Sinan’dan, o Maruf b. Harrebuz’dan, o Ebu Tufeyl’den, o da Huzeyfe b. Esid el-Gıffari’den anlattı, dedi ki: Rasulullah s.a.a Veda Haccından geri döndüğünde bizler de Onunla birlikte Cuhfe’ye varıncaya kadar yöneldik. Rasulullah s.a.a ashabına konaklamalarını emretti. Topluluk da konaklama menzillerinde konakladılar. Ardından namaz için nida edildi. Rasulullah s.a.a ashabına iki rekat namaz kıldırdı. Sonra da kendilerine yönelerek şöyle buyurdu: "Latif ve Habir olan Zat-ı Celil benim vefat edeceğinden beni haberdar etti. Kendimi çağrılmış ve icabet etmiş gibi hissediyorum. Size iletmem istenen mesaj ve aranızda geriye bıraktığım Allah’ın Kitabı ve kanıtını bildirme noktasında mesul olduğum gibi sizler de mesulsünüz. Rabbinize ne cevap vereceksiniz?" sahabeler dediler ki: "Bizler senin kuşkusuz tebliğ görevini yerine getirdiğine, nasihatte bulunduğuna ve hakkıyla cihad ettiğine şahitlik ederiz. bize karşılık yerine getirmiş olduğun şeylere karşılık Allah-u Teala sana mükafatlar bahş etsin." Rasulullah s.a.a dedi ki: "Allah’tan başka hiçbir ilah olmadığına, benim size gönderilmiş O’nun resulü olduğuna, cennet, cehennem ve ölümden sonra dirilişin hak olduğuna şehadette bulunmaz mısınız?" sahabeler dediler ki: "Bunların bütününe şahidlikte bulunuruz." Rasulullah s.a.a dedi ki: "Allahım! Bunların dile getirdiği şeylere şahid ol. Agah olun! Ben de Allah-u Teala’nın mevlam olduğuna, benim de her müminin mevlası olduğuma, müminlere kendi nefislerinden daha evla olduğuma sizi şahid kılıyorum. Bunu benim için ikrar eder ve benim için şehadette bulunur musunuz?" sahabeler dediler ki: "Evet, buna senin için şahidlikte bulunuruz." Bu şahidlik üzerine Rasulullah s.a.a şöyle buyurdu: "Agah olun! Ben kimin mevlası isem Ali de o’nun mevlasıdır." Daha sonra Ali a.s’ın elinden tutup koltuk altları görününceye kadar onun elini havaya kaldırdı, sonrasında da şöyle buyurdu: "Allahım! Ona dost olana dost, düşman olana düşman ol. Ona yardım edene yardım et, onu yanlız bırakanı yanlız bırak. ey insanlar! Ben sizden önce (Kevser) havuzun başına gideceğim, siz orada benim yanıma geleceksiniz. O havuzun genişliği San’a ve Busra arası kadardır.O havuzda, yıldızlar sayısında kadehler vardır. Agah olun! Ben yarın Kıyamet gününde sizler havuzun başına geldiğinizde sizden bugün tanıklığını yaptığınız şeyler hakkında nasıl davrandığınızı soracağım. Benden sonra Sekaleyn’e nasıl davrandığınızı soracağım. Benden aldığınız öğretiler hususunda benden sonra nasıl davranacağınıza bakınız." Sahabelerde biris "ya Rasulullah, sekaleyn nedir?" diye sorunca Rasulullah s.a.a dedi ki: "büyük emanet Allah’ın kitabıdır. bir tarafı Allah’ın elindedir, diğer tarafı ise sizin elinizdedir. Ona sımsıkı sarılın, sapmayın. Onda öncekilerin ve Kıyamet gününe kadar gelecek olan sonrakilere dair bilgi bulunmaktadır. Değerli küçük emanet ise: Kur’an’ın anlaşmalısı olan Ali b. Ebu Talib ve İtretidir. Onlar havuzun başında bana ulaşıncaya kadar birbirlerinden ayrılmayacaklardır."

        قال معروف بن خربوذ: فعرضت هذا الكلام على أبي جعفر عليه السلام فقال: صدق أبو الطفيل - رحمه الله - هذا الكلام وجدناه في كتاب علي عليه السلام وعرفناه
        Maruf b. Harrebuz dedi ki: bu sözleri Ebu Cafer (imam Muhammed el-Bakır a.s)’a arzettim, imam a.s dedi ki: "Ebu Tufeyl -Allah ona rahmet etsin- doğru söylemiştir. bu sözler Ali a.s’ın kitabında yazılıdır ve biz bunu tanıyoruz."

        وحدثنا أبي رضي الله عنه قال: حدثنا علي بن إبراهيم، عن أبيه، عن محمد بن - أبي عمير
        ve bana babam r.a anlattı, dedi ki: Ali b. İbrahim bana babasından, o Muhammed b. Ebu Umeyr’den anlattı.

        وحدثنا جعفر بن محمد بن مسرور رضي الله عنه قال: حدثنا الحسين بن محمد ابن عامر، عن عمه عبد الله بن عامر، عن محمد بن أبي عمير
        ve bana Cafer b. Muhammed b. Misvar r.a anlattı, dedi ki: Hüseyin b. Muhammed b. Ammar bana amcası Abdullah b. Ammar’dan, o da Muhammed b. Ebu Umeyr’den anlattı.

        وحدثنا محمد بن موسى بن المتوكل رضي الله عنه قال: حدثنا علي بن الحسين السعد آبادي، عن أحمد بن أبي عبد الله البرقي، عن أبيه، عن محمد بن أبي عمير، عن عبد الله بن سنان، عن معروف بن خربوذ، عن أبي الطفيل عامر بن واثلة، عن حذيفة بن - أسيد الغفاري بمثل هذا الحديث سواء
        ve bana Muhammed b. Musa b. Mütevekkil r.a anlattı, dedi ki: Ali b. Hüseyin el-Esedabadi bana Ahmed b. Ebu Abdullah el-Berki’den, o babasından, o Muhammed b. Ebu Umeyr’den, o Abdullah b. Sinan’dan, o Maruf b. Harrebuz’dan, o Ebu Tufeyl’den, o da Huzeyfe b. Esid el-Gıffari’den bu hadisin mislini anlattı.

        Şeyh Saduk r.a, "Hisal", 1/65-67, hadis 98
        [/li]


      görüldüğü gibi Şeyh Saduk r.a bu hadisi Muhammed b. Ebi Umeyr'e kadar 4 değişik sened ile rivayet etmiştir. senedlerin her birinde yer alan ravilerin hepsi sika (güvenilir) ve methedilmiş kişilerdir, isnadların da her biri muttasıldır. 4 tarik ile Muhammed b. Ebi Umeyr'e ulaşan sened ondan sonra ise Abdullah b. Sinan --> Maruf b. Harrebuz --> Ebu Tufeyl --> Huzeyfe b. Esid şeklinde devam etmektedir. hadisi Ebu Tufeyl aracılığı ile Huzeyfe b. Esid'den duyan Maruf b. Harrebuz bu hadisi imam Bakır a.s'a arzetmekte ve imam a.s onun sıhhatini doğrulamaktadır. ki, sahih bir sened ile imamlar a.s'ın bir hadisi doğrulaması o hadisin mütevatir olduğunu söylemek için yeterlidir.

      3. imam Bakır a.s hadisi: kayaklarımızda bu hadis imam Bakır a.s'dan değişik senedlerle rivayet edilmiştir. zaten yukarıda da sahabe Huzeyfe b. Esid ile Ebu Tufeyl r.a rivayetini de imam a.s'ın onayladığını görmüştük. burada ise "Besair" ve "el-Kafi" imam a.s'dan rivayet edilmiş 2 ayrı hadisi paylaşacağız.


      [img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/10/gadir-hadisi-saffar.jpg[/img][img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/10/gadir-hadisi-saffar1.jpg[/img][img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/10/gadir-hadisi-saffar2.jpg[/img]

      resimde gördüğünüz imam Hasan el-Askeri a.s’ın sahabesi ve Şeyh Kuleyni r.a’ın hocası olan Muhammed b. Hasan es-Saffar’ın "Besair ed-Derecat" adlı kitabıdır, işaretlediğim yerde şu ifadeler var:
      • [li]حدثنا عبد الله بن عامر عن أبي عبد الله البرقي عن الحسين بن عثمان عن محمد بن الفضيل عن أبي حمزة قال سئلت أبا جعفر عليه السلام عن قول الله تبارك وتعالى ومن يكفر بالايمان فقد حبط عمله وهو في الآخرة من الخاسرين قال تفسيرها في بطن القرآن يعنى من يكفر بولاية على وعلى هو الايمان قال سئلت أبا جعفر عليه السلام عن قول الله تعالى وكان الكافر على ربه ظهيرا قال تفسيرها على بطن القرآن يعنى على هو ربه في الولاية والطاعة والرب هو الخالق الذي لا يوصف وقال أبو جعفر عليه السلام ان عليا آية لمحمد وأن محمدا يدعو إلى ولاية على اما بلغك قول رسول الله صلى الله عليه وآله من كنت مولاه فعلى مولاه اللهم وال من والاه وعاد من عاداه فوالي الله من والاه وعاد الله من عاداه واما قوله انكم لفي قول مختلف فإنه على يعنى انه لمختلف عليه وقد اختلفت هذه الأمة في ولايته فمن استقام على ولاية على دخل الجنة ومن خالف ولاية على دخل النار واما قوله يؤفك عنه من افك فإنه يعنى عليا من افك من ولايته افك على الجنة فذلك قوله يوفك عنه من افك واما قوله وانك لتهدى إلى صراط مستقيم انك لتأمر بولاية علي عليه السلام وتدعو إليها وعلى هو الصراط المستقيم وأما قوله فاستمسك بالذي أوحى إليك انك على صراط مستقيم انك على ولاية على وعلى هو الصراط المستقيم واما قوله فلما نسوا ما ذكروا يعنى فلما تركوا ولاية على وقد أمروا بها فتحنا عليهم أبواب كل شئ يعنى مع دولتهم في الدنيا وما بسط إليهم فيها واما قوله حتى إذا فرحوا بما أوتوا اخذناهم بغتة فإذا هم مبلسون يعنى قيام القائم
        Abdullah b. Umare bana Ebu Abdullah el-Berki'den, o Hüseyin b. Osman'dan, o Muhammed b. Fudayl'dan, o da Ebu Hamza es-Sumali'den anlattı, dedi ki: Ebu Cafer (imam Muhammed el-Bakır a.s)'a Allah Tebareke ve Teala'nın "Her kim de inanılması gerekenleri inkâr ederse, bütün işlediği boşa gider. Ahirette de o, ziyana uğrayanlardandır. " (Maide, 5) kavli hakkında sordum, imam a.s dedi ki: «Bu ayetin, Kur'an'ın batıni anlamı açısından açıklaması, "Kim Ali'nin velayetini inkâr ederse..." şeklindedir. O vilayet ve taat konusunda Onun rabbidir, Rabb ise nitelenemeyen yaratacıdır.» ve Ebu Cafer (imam Muhammed el-Bakr a.s) dedi ki: «Ali a.s Muhammed s.a.a’in bir ayetidir. Muhammed s.a.a Ali’nin vilayetine davet ediyordur. Sana Rasulullah s.a.a’in "Ben kimin mevlasıysam Ali de Onun mevlasıdır. Allahım Ona dost olan dost, düşman olana düşman ol." buyruğu ulaşmadı mı? Rasulullah s.a.a’in bu sözleri üzerine Allah Teala Ali’yi dost edineni dost, düşman edineni de düşman edindi. "Siz çelişkili sözler içindesiniz." (Zariyat, 8) Ayetine gelince, bu "Ali hakkında çelişkili sözler içindesiniz" anlamındadır. Bu ümmet O’nun vilayeti konusunda ihtilafa düştü. Ali’nin vilayetinin gereğini hakkıyla yerine getiren kimse cennete, bu vilayete muhalefet eden kimse ise cehennem ateşine girer. "Ondan çevrilen çevrilir." kavli ise Ali’nin vilayetine çevrilen ise cennete çevrilmiş olur. "Şüphesiz ki sen de insanları doğru bir yola götürüyorsun." (Şura, 52) buyruğu ise kuşkusuz sen Ali’nin vilayetini emreder ve Ona davet edersin anlamındadır. Ali a.s Sırat-ı Müstakimdir. "Öyleyse sen, sana vahyedilen Kur'an'a sarıl. Şüphesiz ki sen doğru bir yol üzerindesin." (Zuhruf, 43) ayeti ise sen Ali’nin vilayeti üzeresin, Ali sırat-ı müstakimdir anlamındadır. "Kendilerine hatırlatılanları unuttuklarında." (Enam, 44) ayeti ise Ali’nin vilayetini terk ettiklerinde onunla emr olundular anlamındadır. "onlara her şeyin kapısını açtık." (Enam, 44) ayeti ise yani dünyadaki devletleriyle birlikte ve onlara dünyada yayılan nimetlerle "Nihayet kendilerine verilen o nimetlerle sevinip zevke dalınca onları azabımızla ansızın yakalayıverdik. Hemen ümitsizliğe kapılıp şaşkına döndüler." (Enam, 44) yani Kaim’in kıyamına kadar.»

        Saffar r.a, "Besair ed-Derecat", 1/109-110, hadis 5
        [/li]


      bu hadisin senedi muttasıl ve ravileri sika (güvenilir)'dir. imam Bakır a.s'dan gelen bir başka Gadiri Hum hadisini Kuleyni r.a "el-Kafi" kitabında şöyle rivayet eder:

      [img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/10/gadir-hadisi-kuleyni.jpg[/img][img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/10/gadir-hadisi-kuleyni1.jpg[/img][img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/10/gadir-hadisi-kuleyni2.jpg[/img]

      resimde gördüğünüz Sünni ve Şiiler tarafından güvenilirliği hususunda ittifak edilmiş olan Sikatul İslam (İslam’ın güvenci) Kuleyni r.a'ın "el-Kafi" kitabıdır, işaretlediğim yerde şu ifadeler var:
      • [li]علي بن إبراهيم، عن ابيه، عن ابن أبي عمير، عن عمر بن اذينة، عن زرارة والفضيل بن يسار، وبكير بن أعين ومحمد بن مسلم وبريد بن معاوية وأبي الجارود جميعا عن أبي جعفر (عليه السلام) قال: أمر الله عزوجل رسوله بولاية علي وأنزل عليه " إنما وليكم الله ورسوله والذين آمنوا الذين يقيمون الصلاة ويؤتون الزكاة " وفرض ولاية أولي الامر، فلم يدروا ما هي، فأمر الله محمدا (صلى الله عليه وآله) أن يفسر لهم الولاية، كما فسر لهم الصلاة، والزكاة والصوم والحج، فلما أتاه ذلك من الله، ضاق بذلك صدر رسول الله (صلى الله عليه وآله) وتخوف أن يرتدوا عن دينهم وأن يكذبوه فضاق صدره وراجع ربه عزوجل فأوحى الله عزوجل إليه " يا أيها الرسول بلغ ما أنزل إليك من ربك وإن لم تفعل فما بلغت رسالته والله يعصمك من الناس " فصدع بأمر الله تعالى ذكره فقام بولاية علي (عليه السلام) يوم غدير خم، فنادى الصلاة جامعة وأمر الناس أن يبلغ الشاهد الغائب
        Ali b. İbrahim bana babasından, o ibni Ebi Umeyr'den, o Ömer b. Uzeyne'den, o Zurare, Fudayl b. Yesar, Bukeyr b. Ayen, Muhammed b. Muslim, Bureyd b. Muaviye ve Ebul Carud'dan, bunların hepsi birlikte Ebu Cafer (imam Muhammed el-Bakır a.s)'dan anlattılar, dedi ki: «Allah azze ve celle, Resulüne, Ali'nin velayetini emretti ve ona şu ayeti indirdi: "Sizin veliniz, ancak Allah, Resulü ve iman edenlerdir. Onlar ki namazı kılarlar ve rükuda iken zekat verirler." (Maide, 55) Ayrıca emir sahibinin velayetini farz kıldı. Fakat Müslümanlar bunun ne demek olduğunu anlayamadılar. Bunun üzerine yüce Allah, Muhammed’e s.a.a, namazı, zekatı, orucu ve haccı açıkladığı gibi velayeti de onlara açıklamasını emretti. Bu emir, Allah tarafından gelince, Resûlullah'ın göğsü, bu emir karşısında daraldı. Bunu duyan bazı kimselerin dinlerinden dönmelerinden ve kendisini yalanlamalarından endişe etti. Göğsü bu endişeyle sıkıntılıyken Rabbine müracaat etti. Allah Azze ve Celle ona şu ayeti vahyetti: "ey Resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan, O'nun elçiliğini yerine getirmemiş olursun. Allah insanlardan seni koruyacaktır." (Maide, 67) Bunun üzerine Rasulullah s.a.a Allah'u Teala’nın emrini apaçık bir şekilde duyurdu. Gadir-i Hum gününde Ali'nin velayetini ilan etti. Bu amaçla insanları cemaat namazına çağırdı ve hazır bulunanların orada bulunmayanlara bunu duyurmasını emretti.»

        قال عمر بن اذنية: قالوا جميعا غير أبي الجارود - وقال أبوجعفر (عليه السلام): وكانت الفريضة تنزل بعد الفريضة الاخرى وكانت الولاية آخر الفرائض، فأنزل الله عزوجل "اليوم أكملت لكم دينكم وأتممت عليكم نعمتي" قال أبوجعفر (عليه السلام): يقول الله عزوجل: لا انزل عليكم بعد هذه فريضة، قد أكملت لكم الفرائض
        Ömer b. Uzeyne dedi ki: Ebu Carud dışındakiler dediler ki: Ebu Cafer (imam Muhammed el-Bakır a.s) dedi ki: «Farzlar birbirlerinin ardınca nazil oluyorlardı Velayet, farzların en sonuncusudur. Allah Azze ve Celle şu âyeti indirdi: "Bugün sizin için dininizi kemâle erdirelim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım." (Maide, 3) Allah, bu ayette bize şunları söylüyor: "Bundan sonra üzerinize herhangi bir farz inmeyecektir. Artık sizin için farzları kemâle erdirdim."»

        Kuleyni r.a, "el-Kafi", 1/173-174, Hüccet kitabı, bab 64, hadis 4
        [/li]


      bu hadisin senedindeki tüm raviler sika (güvenilir) ve isnadı muttasıldır, Allame II Meclisi r.a "el-Kafi" şerhi olan "Miratul Ukul" kitabında hadis hakkında diyor ki:


      ve yine Şeyh Hadi en-Necefi r.a bu hadisi "Mevsuat ahadisi Ehli Beyt a.s" adlı kitabında "el-Kafi"den naklen rivayet ettikten sonra hadis hakkında diyor ki:


      4. imam Sadık a.s hadisi: Gadir hadisi imam Sadık a.s'dan da bir çok kaynakta değişik senedlerle rivayet edilmiştir. biz burada "Kurbul İsnad" ve "el-Kafi" kitaplarında yer alan hadisleri aktarmakla yetineceğiz.

      [img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/10/gadir-hadisi-himyeri.jpg[/img][img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/10/gadir-hadisi-himyeri1.jpg[/img]

      resimde gördüğünüz Hz. Rıza, Hz. Ali el-Hadi en-Naki ve Hz. Askeri a.s'ın ashabından olan Abdullah b. Cafer el-Himyeri r.a'ın "Kurbul İsnad" kitabıdır, işaretlediğim yerde şu ifadeler var:
      • [li]وعنه ، عن صفوان الجّمال قال: قال ابو عبد الله عليه السلام: «لما نزلت هذه الاية في الولاية، أمر رسول الله صلّى الله عليه واله بالدوحات في غدير خم فقمن ، ثم نودي: الصلاة جامعة، ثم قال . أيها الناس ، من كنت مولاه فعلي مولاه ألست أولى بكم من أنفسكم ؟ قالوا: بلى، قال: من كنت مولاه فعلي مولاه رب وال من والاه ، وعاد من عاداه . ثم أمر الناس يبايعون عليا، فبايعه لا يجيء أحد إلا بايعه ، لا يتكلم منهم أحد. ثم جاء زفر وحبتر، فقال له: يازفر، بايع علياً بالولاية . فقال: من الله ، أو من رسوله ؟ فقال: من الله ومن رسوله ؟ . ثم جاء حبتر فقال:بايع علياً بالولاية . فقال: من الله أو من رسوله ؟ فقال: من الله ومن رسوله . ثم ثنى عطفه ملتفتاً فقال لزفر: لَشَدّ ما يرفع بضبع ابن عمه»
        O [Süddi b. Muhammed] bana Safvan el-Cemmal'dan anlattı, dedi ki: Ebu Abdullah (imam Cafer es-Sadık a.s) dedi ki: «Vilayet hakkındaki ayet (Maide, 67) nazil olunca Rasulullah s.a.a Gadiri Hum'da gölgelik yapılmasını emretti ve gölgelik hazırlandı. sonra "cemaat namazına" şeklinde nida edildi. (namazdan sonra) Rasulullah s.a.a şöyle buyurdu: "ey insanlar! Ben kimin mevlasıysam Ali de Onun mevlasıdır. Ben size kendi nefislerinizden daha evla değil miyim?" dediler ki: "evet." Rasulullah s.a.a buyurdu ki: "Ben kimin mevlasıysam Ali de Onun mevlasıdır. Allahım Ona dost olan dost, düşman olana düşman ol." Sonrasında insanlara Ali a.s’a biat etmelerini emretti. Herkes Onun yanına varıp biat etti. Ali onlardan hiçbirisiyle konuşmadı. Sonra da Züfer (Ebu Bekir) ve Habter (Ömer) geldi. Rasulullah s.a.a dedi ki: "ey Züfer (Ebu Bekir), Ali’ye vilayet hususunda biat et." Züfer (Ebu Bekir) dedi ki: "bu Allahtan mıdır yoksa Rasul'den mi?" Rasulullah s.a.a dedi ki: "Allah ve Rasulündendir." Sonra Habter geldi, Rasulullah s.a.a ona dedi ki: "Ali’ye biat et." Habter (Ömer) dedi ki: "bu Allahtan mıdır yoksa Rasul'den mi?" Rasulullah s.a.a dedi ki: "Allah ve Rasulündendir."»

        Himyeri r.a, "Kurbul İsnad", sayfa 57, hadis 186
        [/li]


      görüldüğü gibi kitabın müellifi Himyeri bu hadisi imam Sadık a.s'dan 2 ravi aracılığı ile rivayet etmektedir. ve ravilerin her birisi sika (güvenilir)'dirler, hadisin senedi de muttasıldır. elhamdulillah, hadis sahih'tir.

      [img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/10/gadir-hadisi-kuleyni3.jpg[/img][img height=350 width=224]http://velayet.files.wordpress.com/2013/10/gadir-hadisi-kuleyni4.jpg[/img]

      resimde gördüğünüz Sünni ve Şiiler tarafından güvenilirliği hususunda ittifak edilmiş olan Sikatul İslam (İslam’ın güvenci) Kuleyni r.a'ın "el-Kafi" kitabıdır, işaretlediğim yerde şu ifadeler var:
      • [li]محمد بن يحيى، عن محمد بن الحسين، عن الحجال، عن عبد الصمد بن بشير، عن حسان الجمال قال: حملت أبا عبد الله (عليه السلام) من المدينة إلى مكة فلما انتهينا إلى مسجد الغدير نظر إلى ميسرة المسجد فقال: ذلك موضع قدم رسول الله (صلى الله عليه وآله) حيث قال: من كنت مولاه فعلي مولاه ثم نظر إلى الجانب الآخر فقال: ذلك موضع فسطاط أبي فلان وفلان و سالم مولى أبي حذيفة وأبي عبيدة الجراح فلما أن رأوه رافعا يديه قال بعضهم لبعض: انظروا إلى عينيه تدور كأنهما عينا مجنون فنزل جبرئيل (عليه السلام) بهذه الآية: " وإن يكاد الذين كفروا ليزلقونك بأبصارهم لما سمعوا الذكر ويقولون إنه لمجنون وما هو إلا ذكر للعالمين "
        Muhammed b. Yahya bana Muhammed b. Hüseyin'den, o Haccal'dan, o Abdussamed b. Bişir'den, o da Hassan el-Cemmal'dan anlattı, dedi ki: Ebu Abdullah (imam Cafer es-Sadık a.s)’ı Medine’den Mekke’ye götürüyordum. Gadir Mescidine varınca mescidin sol tarafına bakıp şöyle buyurdular: «İşte şurası Rasulullah s.a.a'in "Ben kimin mevlasıysam Ali de Onun mevlasıdır." buyurduğu esnada ayağını koyduğu yerdir. Şurası da babamın çadırının olduğu yerdir. Rasulullah s.a.a’in ellerini kaldırıp o sözleri söylediğinde Falanca (Ebu Bekir), filanca (Ömer), Ebu Huzeyfe’nin mevlası Salim ve Ebu Ubeyde el-Cerrah birbirlerine şöyle dediler: "Gözlerine bakınız. Sanki mecnunun gözleri gibi dönüyor." Bunun üzerine Cebrail a.s "O kafirler Kur'an'ı işittikleri zaman neredeyse seni gözleri ile devireceklerdi. Bir de durmuşlar "o bir deli" diyorlar. Halbuki o alemler için bir öğüttür." (Kalem, 51-52) ayetini indirdi.»

        Kuleyni r.a, "el-Kafi", 4/326, Hac kitabı, Ziyaret babları, bab 13, hadis 2
        [/li]


      hadisi Şeyh Saduk r.a "Fakih", 2/350, Hac kitabı, Ziyaret babları, hadis 3144'de mürsel olarak ravi Hassan el-Cemmal'dan; Şeyh Tusi r.a "Tehzibul Ahkam", 3/234, Mescid ve oradaki namazın fazileti babı, hadis 66 (746)'da kendi senedi ile Hassan el-Cemmal'dan rivayet etmiştir. Kuleyni ve Tusi r.a'ın senedlerinde yer alan tüm raviler sika (güvenilir) ve isnadları da muttasıldır. Allame Hilli r.a bu hadis hakkında diyor ki:


      ve yine Şeyh Hadi en-Necefi r.a da bu hadisin sıhhatini onaylayarak diyor ki:


      5. imam Kazım a.s hadisi: bu hadisi imam Cafer es-Sadık a.s'ın oğlu ve imam Musa el-Kazım a.s'ın kardeşi olan Ali b. Cafer "Mesail" kitabında rivayet etmiştir. Ali b. Cafer'in bu kitabı kardeşi imam Musa el-Kazım a.s'a sorduğu sorulara imam'ın verdiği cevapları içerir (müçtehidlerin istiftaat kitapları gibi). kitap sadece Ali b. Cafer'in soruları ve kardeşi imam Musa el-Kazım a.s arasındaki soru cevaptan oluştuğu için kitabın tamamı sahihtir. işte bu kitapta 175-ci meselede Seyyid Ali b. Cafer a.s diyor ki:
      • [li]وسألته عن نبي الله صلى الله عليه وآله هل كان يقول على الله شيئا قط، أو ينطق عن هوى، أو يتكلف؟ فقال: "لا". فقلت: أرأيت قوله لعلي عليه السلام: (من كنت مولاه فعلي مولاه) ، الله أمره به؟ قال: "نعم". قلت: فأبرأ إلى الله ممن أنكر ذلك منذ يوم أمر به رسول الله صلى الله عليه وآله؟ قال: "نعم". قلت: هل يسلم الناس حتى يعرفوا ذلك؟ قال: "لا، إلا المستضعفين من الرجال والنساء والولدان الذين لا يستطيعون حيلة ولا يهتدون سبيلا". قلت: من هو؟ قال: " أرأيتم خدمكم ونساءكم ممن لا يعرف ذلك أتقتلون خدمكم وهم مقرون لكم؟". وقال: "من عرض ذلك عليه فأنكره فأبعده الله وأسحقه لاخير فيه"
        ondan (imam Musa el-Kazım a.s)'dan Nebi s.a.a’in acaba hiç heva ve hevesinden konuşup konuşmadığını veya olduğundan başka bir şeye girişip girişmediğini sordum. imam a.s dedi ki: "Hayır." Dedim ki: "Onun s.a.a Ali a.s hakkındaki "Ben kimin Mevlası isem Ali de Onun mevlasıdır." kavli hakkındaki görüşün nedir? Bunu Allah Teala mı emretti?" imam a.s dedi ki: "Evet." Dedim ki: "Allah'ın Rasulü s.a.a'e o şeyi emrettiği günden bu yana bunu inkar edenlerden beri olayım mı?" imam a.s dedi ki: "Evet." Dedim ki: "bunu bilinceye kadar insanlar bundan güvende midirler?" imam a.s dedi ki: "Hayır, erkekler, kadınlar ve çocuklardan mustazaf (aciz) olup hiçbir çareye gücü yetmeyenler, hiç bir yol bulamayanlar müstesnadır." Dedim ki: "o (mustazaf) kimdir?" imam a.s dedi ki: "bunları bilmeyen kimselerden olan hizmetçileriniz ve hanımlarınız hakkında ne dersiniz. Onlar sizin haklarınızı ikrar ettikleri halde hizmetçilerinizi öldürüyor musunuz? Kim bunu ona arz ederse o da inkar ederse Allahu Teala onu rahmetinden uzaklaştırsın ve helak etsin, onda hayır yoktur."

        Ali b. Cafer a.s, "Mesail", sayfa 145-146, 175-ci mesele
        [/li]


      bunlar, İslami/Şii kaynaklarda Gadiri Hum hadisi hakkında varid olan haberlerdir. görüldüğü üzere çalışmamızda ancak sahih hadisleri ve ancak birici derece kaynakları paylaştık. hadisi rivayet ettiğimiz kayaklar ya "Mesailu Ali b. Cafer" ve "Kurbul İsnad" gibi imamlar a.s döneminde yazılan en eski kaynaklar (asıllar), veya "el-Kafi" ve "Fakih" gibi kutubu erbaa'ya dahil olan kitaplardı.

      Yorum

      YUKARI ÇIK
      Çalışıyor...
      X