--------------------------------------------------------------------------------
SORU:
" Şüphesiz Allah teala mahlukatı karanlıklar içinde yarattı. sonra onların üzerine nurdan bir parça attı. bu nurun isabet ettiği kimseler hidayete erdi, nurun isabet etmediği kimseler ise sapıklık içinde kaldı.." bu hadis-i açıklayabilir misiniz hocam..Allah razı olsun"
CEVAP:
a slm kardeşim. kimsenin olmadığı yerde benim gibi gariban bildiklerini paylaşıyor, yoksa alim değilim ve hadis açıklamasından anlamam, yazdıklarım şahsi düşüncelerimdir mektebi bağlamaz. doğruysa Ehlibeyt mektebinden yanlışsa nefsimdendir..
buna benzer hadisler çok. Birinde ilk yaratılan varlık Muhammed s.a.a.'in, Ali a.s. ile karışık
halde bulunan nuru idi.
karanlıklar yokluğu temsil ediyor. boşluğu temsil ediyor. yaratılışla ilgili Allah çamurdan söz ediyor. çamurun iyi tarafından ve kötü tarafından alarak bunları karıştırdığını, insanları buradan yarattığını açıklıyor. kafirlerdeki iyi hasletler, burdaki iyi çamurun onlara dokunmuş olmasından, mü'minlerdeki kötü hasletler ise kötü çamurun onlara değmesindendir.
Muhammed s.a.a.'in nuru tertemiz sulplerden gelmiş ve Abdul muttalipte ikiye ayrılmış ve Ebu talipten Ali, Abdullahtn da Muhammed olarak cisimleşmiştir. sonrasında Muhammed kızı Fatıma ile Ali a.s.'ın yeniden birleşmesiyle bu nur yine bir araya gelmiş ve masum Ehlibeyt imamları meydana gelmiştir.
Masumların değdiği, yani tebliğinin ulaşıp da ıslah ettiği her insan iyi olmuştur, iman ehli olmuştur. Masumlar her insana tebliğ etmekteler ama eğer karanlıklarda yaratılmayla ilgili hadiste belirtildiği gibi eğer o zaman nur değmemişse onlar Ehlibeyte inanmamakta zamanın imamını reddetmektedirler.
Eğer bu yaratılıştan gelen durumun insan iradesini etkileyip insanı cebri/zorbalığı doğuracağını söyler ve Allah'ın adaletinde şüpheye düşmemek için bu reddedilmelidir dersen deriz ki:
Allah'ın yaratmasında hiç bir tesadüf yoktur. Onun karanlıklar altındaki bazı insanlara nurunu değdirmesi rastgele değildir. Nurun kimlere değeceğini planlı olark yapmıştır. Bu planı ise, Allah ezeli ilmiyle bir insanın nasıl olacağını bildiğinden bu bilgiye göre yapmıştır.
Örnek Muaviye Allah'ın yarattığı özgür iradeli bir varlık. Ve o özgür iradesini kötü yöne kullanmıştır. Özgürce.. Allah Muaviyenin bu halini, iradesini böyle kullanacağını bildiği için yaratılışta onun mayasına İmamların nurunu yansıtmamıştır. Böylece o imamları gördüğünde asla iman etmemiştir.
Benzer hususu Allah bir ayette şöyle ifade eder: Sen Kur'an okuduğunda inanmayanlarla senin aranda bir perde çekeriz. ki bu onların inanmalarına engel olur.
Allah Kur'an'ın etkileyiciliğini biliyor. Her insan onu dinleyip anlasa kalbine hidayet gelecek ve kötü yolunu değiştirip hidayet olacaktır. Bundan istisna hiç bir insan yoktur. Oysa Allah bazı insanları yaptıkları zulümler nedeniyle hidayete erip kurtulmalarını istememektedir. Çünkü onlar kurtulmayı özgür iradeleriyle hak etmemiş kötü insanlar bile bile asi olmuş kimselerdir. Bu yüzden Allah onlarla Kur'an arasında perde çeker böylece onlar inanmazlar.
bu gün iyi de kötü de yaratılışından gelen bir etkilenme ile yolunu seçiyor değildir. Kul tam özgürdür. İyi olanlar düşünerek içinde mücadele vererek iyiliği seçiyorlar, kötü olanlar da.. Allah bu konuda hiç kimseye kıl payı haksızlık yapmamakta torpil geçmemektedir. Allah onlara zulmetmiyordu, ama onlar kendilerine yazık ediyorlardı..
SORU:
" Şüphesiz Allah teala mahlukatı karanlıklar içinde yarattı. sonra onların üzerine nurdan bir parça attı. bu nurun isabet ettiği kimseler hidayete erdi, nurun isabet etmediği kimseler ise sapıklık içinde kaldı.." bu hadis-i açıklayabilir misiniz hocam..Allah razı olsun"
CEVAP:
a slm kardeşim. kimsenin olmadığı yerde benim gibi gariban bildiklerini paylaşıyor, yoksa alim değilim ve hadis açıklamasından anlamam, yazdıklarım şahsi düşüncelerimdir mektebi bağlamaz. doğruysa Ehlibeyt mektebinden yanlışsa nefsimdendir..
buna benzer hadisler çok. Birinde ilk yaratılan varlık Muhammed s.a.a.'in, Ali a.s. ile karışık
halde bulunan nuru idi.
karanlıklar yokluğu temsil ediyor. boşluğu temsil ediyor. yaratılışla ilgili Allah çamurdan söz ediyor. çamurun iyi tarafından ve kötü tarafından alarak bunları karıştırdığını, insanları buradan yarattığını açıklıyor. kafirlerdeki iyi hasletler, burdaki iyi çamurun onlara dokunmuş olmasından, mü'minlerdeki kötü hasletler ise kötü çamurun onlara değmesindendir.
Muhammed s.a.a.'in nuru tertemiz sulplerden gelmiş ve Abdul muttalipte ikiye ayrılmış ve Ebu talipten Ali, Abdullahtn da Muhammed olarak cisimleşmiştir. sonrasında Muhammed kızı Fatıma ile Ali a.s.'ın yeniden birleşmesiyle bu nur yine bir araya gelmiş ve masum Ehlibeyt imamları meydana gelmiştir.
Masumların değdiği, yani tebliğinin ulaşıp da ıslah ettiği her insan iyi olmuştur, iman ehli olmuştur. Masumlar her insana tebliğ etmekteler ama eğer karanlıklarda yaratılmayla ilgili hadiste belirtildiği gibi eğer o zaman nur değmemişse onlar Ehlibeyte inanmamakta zamanın imamını reddetmektedirler.
Eğer bu yaratılıştan gelen durumun insan iradesini etkileyip insanı cebri/zorbalığı doğuracağını söyler ve Allah'ın adaletinde şüpheye düşmemek için bu reddedilmelidir dersen deriz ki:
Allah'ın yaratmasında hiç bir tesadüf yoktur. Onun karanlıklar altındaki bazı insanlara nurunu değdirmesi rastgele değildir. Nurun kimlere değeceğini planlı olark yapmıştır. Bu planı ise, Allah ezeli ilmiyle bir insanın nasıl olacağını bildiğinden bu bilgiye göre yapmıştır.
Örnek Muaviye Allah'ın yarattığı özgür iradeli bir varlık. Ve o özgür iradesini kötü yöne kullanmıştır. Özgürce.. Allah Muaviyenin bu halini, iradesini böyle kullanacağını bildiği için yaratılışta onun mayasına İmamların nurunu yansıtmamıştır. Böylece o imamları gördüğünde asla iman etmemiştir.
Benzer hususu Allah bir ayette şöyle ifade eder: Sen Kur'an okuduğunda inanmayanlarla senin aranda bir perde çekeriz. ki bu onların inanmalarına engel olur.
Allah Kur'an'ın etkileyiciliğini biliyor. Her insan onu dinleyip anlasa kalbine hidayet gelecek ve kötü yolunu değiştirip hidayet olacaktır. Bundan istisna hiç bir insan yoktur. Oysa Allah bazı insanları yaptıkları zulümler nedeniyle hidayete erip kurtulmalarını istememektedir. Çünkü onlar kurtulmayı özgür iradeleriyle hak etmemiş kötü insanlar bile bile asi olmuş kimselerdir. Bu yüzden Allah onlarla Kur'an arasında perde çeker böylece onlar inanmazlar.
bu gün iyi de kötü de yaratılışından gelen bir etkilenme ile yolunu seçiyor değildir. Kul tam özgürdür. İyi olanlar düşünerek içinde mücadele vererek iyiliği seçiyorlar, kötü olanlar da.. Allah bu konuda hiç kimseye kıl payı haksızlık yapmamakta torpil geçmemektedir. Allah onlara zulmetmiyordu, ama onlar kendilerine yazık ediyorlardı..